www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 09-20-2006, 02:34 PM   #1
tatlı_cadı19
Geçerken Uğradım
 
tatlı_cadı19 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Sep 2006
Yaş: 37
Mesajlar: 138
Teşekkür Etme: 2
Thanked 22 Times in 14 Posts
Üye No: 18661
İtibar Gücü: 1413
Rep Puanı : 1255
Rep Derecesi : tatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to alltatlı_cadı19 is a name known to all
Cinsiyet :
Unhappy ^^ben Artik KÜÇÜk Bİr Kiz Degİlİm^^

Yalnızlık dipsiz bir kuyu
Bakarsın... Bakarsın içine taa derinliklerine
Bir ışık görmek için
alışsa da gözlerin karanlığına
göremezsin bir nokta ışık inadına.

Küçücük bir kızken ne zaman üzülsem, ne zaman hüzünlensem koşardım Mustafa Amca’nın kuyusuna. Hep bir gün beni içine alacakmış gibi gelirdi kocaman ağzıyla, uzansam incir ağacının dallarına.

İnim inim inlerdi yağsız çıkrık. Bir kova suyu gün ışığına çıkarasıya. Hem korkar hem çekerdim karanlığın içinden. Kovanın sesini soluğunu duya duya, gözyaşlarını göre göre. Gün ışığına çıkarken nasıl da parıldardı kova. Yıpranmış bedeninden gümüşler mi saçılırdı karanlığın ortasına.... Yankıyla.

Sicim sarıldıkça çıkrığın beline, kalınlaştıkça beli, kollarım adeta pes ederdi. Hele bir de doluysa içi. Bırakamazdım da çıkrığın bana uzanan elini. Bir elimle var gücümle yapışıp eline, diğer elimle uzanırdım sicime. Çekip kovayı kuyunun kıyısına, gevşetirdim sicimi. Tuhaf bir heyecan sarardı bedenimi tuhaf bir korku.

Ya sicim dolarsa beni diline...
Çekerse kuyunun derinliklerine...
Kova gibi başımı vura vura duvarlara,
dibinde işi bitmiş kovalarla ümitsizce beklerdim kavuşmayı gün ışığına.
Değer miydi... Bilmem bir avuç su için.
Delinmiş, parçalanmış bedeninden akıtırdı gözyaşlarını yaşlı kova kuyuya. Geri dönmek ister gibi.
Oysa ne kadar zordu çıkması gün ışığına.
Bende salardım kovayı yeniden kuyunun derinliklerine.
Hızla çekerdi elini elimden çıkrık, çığlık ata ata.
“Boşuna miydi bunca zahmet?“ der gibi Kızgınlıkla savururdu kovanın bedenini karanlığa,
taşlara vura vura,

İnsaflı çıkrık birde geri sarardı kızgınlıkla belki de kova pişmandır diye... Sonra dinerdi öfkesi, her şey yerli yerinde kova kuyunun dibinde. Merak bu işte! Dayayıp kulağımı toprağın yüreğine, dikerdim gözlerimi karanlığın içine. Birden bir ışık doğardı. Gökyüzündeki güneş kuyunun içinde.... Parıldardı akan su, sesini dinlerdim. Neler söylerdi bana neler... Rengarenk yıldızlar yükselirdi. Sicimi tutup salladıkça. Kuyudan kaybettiklerimi bulacakmışım gibi bakardım içine.

Kulaklarımda yankılanırdı annemin sesi. “Yeter çektiklerim sizden, aha gidiyorum kendimi kuyuya atacağım” Kuyu annemi ister miydi? Göz yaşlarım damladıkça kuyuya içim rahat ederdi. Sanki dolup taşacaktı da, annemi içine almayacaktı. Diğer çocuklar gibi taşlamazdım kuyuyu, öfkelendirmemek için. Hep konuşurdum konuşurdu, hep düşünürdüm düşünürdü. Aynı şeyleri söylerdik birbirimize. Belli ki derdimiz aynıydı. Niye alsın ki annemi? Ben kuyuyu seviyordum. Karanlık, derin,soğuk olsa da. Ben baktıkça içine o aydınlanıyordu. Taş duvarları, duvardaki yeşil bitkileri, yaşamdan kopmuş kovaları görüyordum. En önemlisi güneşi bile... Güneş bile kuyudan doğuyor, yükseliyordu. Ya, suyunun türküleri? Hiç duymadığım türküler, ninniler... Ben kuyuyu seviyordum, o da beni.

Düşlerimi veriyordum almasın diye annemi. Ne güzel düşlerdi onlar. Düşlerimi verdim, gülüşlerimi verdim, taş atmadım kuyuya. Çıkrığına el verdim, incitmedim. O da annemi istemedi. Her şeyimi verdim yıllar boyunca... Hep verdim almasın diye sevdiklerimi.

Şimdi yalnızım, yapayalnız
umutsuz, aşksız, sevgisiz demiyorum
hala sevgi dolu yüreğim.
Niye konuşmuyorsun benimle? ...
Duvarlarındaki taşlar soğuk ve sessiz.
Artık duyamıyorum suyunun türkülerini
rengarenk yıldızlar yükselmiyor derinliklerinden
güneş gökyüzünde, kapkaranlıksın.
Göz yaşlarım damladıkça dolup taşmıyorsun.
Yıllar geçti değil mi?
Artık ben, küçük bir kız değilim...

(Annem ve tüm anneler için)
tatlı_cadı19 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Eski Bugün   #n/a 
Teşekkür Botu
Bot
bot Çevrimiçi

Avatar

Giriş Tarihi: Ocak 2005
Yaş: 0
Mesaj : 0
Üye No: 0
Rep Power: Çok
DhemlyChay (09-20-2006) bu konu için teşekkür ettiler...
bot Çevrimiçi Tesekkur botuna Rep veremezsiniz. Yinede Tesekkurler. Kurallara Aykırı Mesajı Bildir  
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Artik gel... WrAtBoY Eskiler (Arşiv) 0 02-09-2008 12:28 PM
Annem Yok Artik 4 GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 10-27-2007 08:39 PM
Artik Gİt F@sTaLaFisT@ Eskiler (Arşiv) 0 10-10-2007 12:53 PM
YoK artIK.. *puMa* Eskiler (Arşiv) 5 05-01-2007 10:04 AM
Artik cok gec ... aLeMDaR Eskiler (Arşiv) 0 08-30-2006 01:17 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:16 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.