www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 05-26-2007, 10:34 PM   #1
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3001
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Irkçılık ve "Sıradan Faşizm"

Her şey, yakın tarihin en çok nefret çeken, ancak hiçbir zaman genelgeçerliğini kaybetmemiş olan görüngülerden biri olan ırkçılığın son zamanlarda yeni bir güç ve yayılım kazandığını gösteriyor. Belki daha rafine, daha kendiliğinden biçimler altında ifade buluyor, herkesin “çok tehlikeli” olduğunda birleştiği “totaliterlik” ve “soykırım” türünden yine yakınçağın başbelası toplumsal iktidar biçimlerinden belli bir oranda uzak duruyor, ama ırkçılığın, ister sessiz çoğunlukların sokakta ve otobüste geçerli “ırk ayrımı” ideolojisi biçimi altında olsun, isterse devletlerin ve kurumların olduğu kadar kitle iletişim araçlarının yarı yarıya içine işlemiş bir “tavır alış” biçiminde olsun, daha az tehlikeli olduğu sonucuna nereden varıyoruz? Nazizmin oluşturucu parçalarından biri olan ırkçılık “yabancı düşmanlığı”yla sokaklardaki mikrofaşizmle başlayarak devleti ve kurumlarını ele geçirmedi mi? Yıllar önce M. Macchiocci Marksizmin faşizm üstüne belki de son sözlerini aktardığı bir derleme kitabın önsözünde faşizmin gündelik toplumsal yaşamı, tüm banalliği, olağanlığı içinde her an tehdit eden, bu açıdan “devletsi bir çatıya dahil olması” hiç de uzak bir ihtimal olmayan bir çerçevede her an hazır olduğunu hatırlatıyordu. Irkçılığın totaliter faşist rejimlerin bir özelliği olduğu yakınçağın en büyük palavralarından biriydi. Irkçılık ne de etnik ayrım, din ve mezhep ayrımı, kalıplaşmış sınıfsal ve ırksal önyargılar tarafından tüketilir. Bu açıdan ırkçılık faşizmle özdeşleşmez. Irkçılığı “usdışılıkla”, kafatasçılıkla tanımlamaya çalışanlar onun özellikle devlet politikası haline geldiğinde “ussal” araçları ne kadar büyük bir kolaylıkla kullanabildiğine herhangi bir doyurucu açıklama getiremezler. Nazi rejiminde ırkçılık, özellikle devlet politikası içine işlendiği andan itibaren, bir taraftan popüler bir sokak ideolojisi olarak varlığını sürdürmeye devam ederken, öte taraftan “bilimsel düşünce” ve “yöntembilimin” tüm araçlarını kullanıyordu.

Yani yalnızca faşist propaganda konuşmalarında içkin ideolojik önyargı olarak değil, Nazi döneminin ve belki de çok daha öncelere varan bir “bilimselci” dönemin bilimsel pratiğine, dünya yorumuna içkin olarak belirebilmişti. Bu açıdan, ırkçılığın faşizme ve onun gelişmesine paralel olarak çizilen tarihi sorunsuz değildir: Hiç değilse, totaliter faşist rejimi önceleyen ve ardından da gizli bir varsayım olarak sürüp giden varlığı, sorunu farklı bir çerçevede ortaya koymamızı gerektirmektedir. Önyargılar ve ideolojiler düzeyinde, devlet politikaları düzeyinde değil -bunlarla açık ilgisini ve bağını yadsımasak da- kendi yolunu kendisi açarak, tarihin bilinmedik derinliklerinden bazen bilimsel bir bilgi şeklinde birikerek, bazen de tarihsel olaylar ve anekdotlar biçiminde sıçramalarla kopup geldiği bir düzeye yerleştirerek. Irkçılığın sessiz çoğunluklar nezdinde meşrulaştırılması onun bilimselci görünümünden, tüm hukuksal ideolojilere içkin olan “ölüme mahkum edebilme” fikrinden, içerdiği ontolojik ve epistemolojik öncüllerden bağımsız değildir. Totaliter faşist devlet tüm bir ırkı ölüme göndermeye hak ve meşruiyet zemini bulabiliyordu; ancak bunu “laboratuvar koşullarında”, yani kapalı kapılar ardında yapılabilmesine olanak sağlayacak bir “bilimsel deney” pratiği içinden geçirerek gerçekleştirebiliyordu. Konunun bilimsel yönü ve bilimsel bilgi biçimi olarak ortaya çıkması açısından ele almak üzerinde ısrar edişimin temel nedeni bilimler tarihinin gelip vardığı şu son yıllardaki aşamalarda, yalnızca ulusları, ırkları değil, tüm insan türünü hedef alan/alabilecek bir alan içinde, modern genetikte, tıpta ve toplumsal hijyen alanında ırkçılığın bir kez daha etik bir sorunlaştırmaya davet edişidir. Gen mühendisliği çok uzun bir sürecin gelip vardığı son biçimdir: Sonrasının ne olacağını zaman gösterecek.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
-->> Etek ALTI %100 amatör "bir çoğu gizliçekim"sahilde,yürüyüşte,uyurken vb." "VOL2 akanda666 Yabancı Adult Resimleriniz 0 12-09-2009 11:43 AM
"""DietMP3""" mp3'lerinizin boyutlarını küçültün LeGoLaS Eskiler (Arşiv) 0 06-30-2008 01:15 PM
PeugeoT 206"""""Manyak bişi""""" RaPoRLu Eskiler (Arşiv) 6 07-09-2007 08:21 PM
[16.07.06-13:40]İsrail Dehşet Saçıyor..SON TEHDİDİ:""GÜney Lübnan'ı Boşaltın""" KaRaYeL Eskiler (Arşiv) 0 07-16-2006 01:43 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:17 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.