www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 02-18-2006, 08:12 PM   #1
CaKaLBoT
ÇaKaL Üye
 
Üyelik Tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 1,791
Teşekkür Etme: 0
Thanked 88 Times in 15 Posts
Üye No: 26295
İtibar Gücü: 2551
Rep Puanı : 76884
Rep Derecesi : CaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Arrow Budİstlİk

Buda, mîlâddan tahmînen 622 sene evvel, Hindistânda Benares şehrinin 160 kilometre kuzeyinde (Kapilavastu) (diğer ismi, Lumbini) köyünde doğmuştur. Asl adı, (Guatama) veya (Sidarte)dir. 29 yaşında bir ormanda inzivâya çekilerek şiddetli bir riyâzet [açlık] çekmiştir. Riyâzet ile bir şey halledilemiyeceğini anlıyarak, normal hayata dönmüş ve tefekküre dalmıştır. Nihâyet 35 yaşında, Nerancara nehri kenârında bir incir [Bo] ağacı altında oturup düşünürken, zihni aydınlanmış, böylece Gutama (Buda) olmuş, 80 yaşında ölünceye kadar fikirlerini, düşüncelerini yaymaya çalışmıştır. Buda, Brahma îtikatının [inanışının] bozulduğunu, puta tapmanın yanlış olduğunu söylemiştir. Onu dinliyenler, arkasından gittiler. Buda, kendisinin ancak bir insan olduğunu söyliyor ve hiçbir zaman ilahlık iddiâ etmiyordu. Fakat öldükten sonra, talebeleri onu tanrılaştırmışlar, onun nâmına mâbetler [tapınaklar] kurmuşlar ve heykellerini yaparak, ona tapmaya başlamışlardır. Böylece, Budizmi putperestlik şekline sokmuşlardır. Budistlikte, tanrı yoktur.

Budist kâfirlerinin bâtıl dinlerinde dört (Esas) vardır. Şöyle ki:

1)Hayat, ızdırâb ile doludur. Zevk ve safâ, bir hayâl, bir aldatıcı rü'yâdır. Tevellüd, ihtiyârlık, hastalık ve ölüm de acı bir ızdırâbdır.

2) Bu ızdırâblardan kurtuluşa mani olan şey, bilgisizlik yüzünden kapıldığımız hevesler ve ne olursa olsun, muhakkak yaşamak arzumuzdur.

3) Izdırâbı yenmek için, bütün geçici heveslerle birlikte muhakkak yaşamak arzusunu da terketmek gerekir.

4) Yaşama hevesinin izâlesi ile, insan rahata kavuşur. Bu hâle (nirvana) ismi verilmektedir. Nirvana, hiçbir hevesi ve ihtirası olmıyan bir insanın, dünya zevklerinden ictinâb ederek, kudsî istirahata kavuşması demektir. Buda, insanların saadete kavuşması için, 8 yol tavsiye etmektedir. Bu yollar aşağıda yazılıdır:

Doğru îtikat,

Doğru karar,

Doğru söz,

Doğru hareket,

Doğru hayat,

Doğru çalışma,

Doğru tefekkür,

Doğru muhâkeme.

Buda, Brahma dînindeki bütün sınıfları red eder. Brahman sınıfının imtiyazlarını tanımaz ve onlara ayrı bir üstünlük vermez. Bütün insanları müsâvî sayar ve onlara müsâvî haklar verir. Brahmanlardaki paryaları bağrına basar. İnsanları kudsî varlık olarak kabûl etmez. Aksine, insanların çok kusurları olduğunu ve ancak azla kanaat ederek, oruç tutarak, bu günahlardan kurtulacaklarını telkîn eder. Fakat, bu marifetlerin din ile, Allahü teâlânın rızası ile hiç bir alâkası yoktur. Bunların ruhları bomboştur. Çünkü, budizmde (Allah) akîdesi bulunmamaktadır.

Asyada Tayland, Bangladeş ve Malezya arasındaki (Birma) halkı, câhil, ahlâksız kimselerdir. Mîlâddan 543 sene evvel, (Buda) dîni buraya geldi. Bu dinde hak, merhamet olmadığı için, vahşî insanlar arasında çabuk yayıldı. On asır sonra Hindistândan gelen müslüman tüccarlar, İslâmiyeti getirdi. İslâm bilgileri, islâm ahlâkı da yayıldı. Sonra ingilizler gelerek tabî'î kaynakları sömürdüler. Dünyanın her yerinde yaptıkları gibi, yalan ve silâh kuvveti ile ve câsûsların, misyonerlerin hîleleri ve zorlamaları ile islâm düşmanlığını yaydılar. İkinci cihân harbinden sonra, ingilizler çekildi ise de, islâmiyete saldıran vahşî bir canavar sürüsü bıraktılar. Zulümden kaçan din adamlarının mektûblarından anlıyoruz ki, Birma askerleri evleri basıp erkekleri öldürüyor, kadınları, kızları götürüp, her kötülüğü yapıyor, edeb yerlerini kestikten, gözlerini oyduktan sonra, ölüme terk ediyorlar. Biz inanıyoruz ki, Allahü teâlâ, şehitlere yaralarının, kırıklarının acısını duyurmaz. (Tekrar dünyaya gelip, şehâdet lezzetlerini yine tatmak) isterler. Birmada da müslümanlara karşı, ingiliz plânlarını tatbîk eden canavarlar ise, ingilizlerle birlikte dünyada da, âhırette de azâb-ı ilâhîyi çekeceklerdir.

Mîlâddan 479 sene evvel 70 yaşında vefât etmiş olan Konfücyüs, Çinli bir filozof idi. Ahlâk ve devlet idaresi üzerinde yazdığı kitapları ile meşhûr oldu. Felsefesi, sonradan dînî mezhep şekline sokuldu. Kitaplarında semavî dinlerle alâkalı hiçbir mâlûmat yoktur.
CaKaLBoT çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:33 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.