![]() |
![]() |
#11 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Huzurlu Yaşayabilmek!
Üzülmeye değer ya da havaya girecek bir durumum yoktu. Hayvanlardan ayrılmamı sağlayan ve Yüce Mevla’mın beni insan olarak yaratarak beynime yerleştirmiş olduğu zekâm da gayet normaldi. Sabırlı olduğumu söyleyenlerin aksine, adıma yapılan saldırılara karşı oldukça agresif ve ciddi olabiliyordum. Benliğime karşı oluşan negatif davranışları, ciddiye aldığımı biliyordum. Ama bu durum, sadece beni ilgilendiren değerler manzumesi olamazdı; toplum değerlerindendi. Sosyal hayatta ve iş hayatında yaşanabilecek herhangi bir zorlukla karşılaşmıyor olabilirim. Daha da zeki görünmek istemiyordum. Hoş daha zeki olduğumu da, iddia etmiyordum.. Bazen; gözlerimi deli moduna alarak, etrafa saldırmayı düşünüyorum. Bu tutumuma engel olan yegane temel, kul olarak üzerime düşen vazifelerimdi. Normal davranışlar içinde olmayı kafama takmıyordum. Lakin; normal bir insan olarak yaşamak bazen çok sıkıcı olabiliyordu. Hiç değilse huzurlu yaşamalıydım. Huzurlu yaşayabilmek için de yaratılışımızın gayesi olan Yaradan’a iman ve itaat ekseninden ayrılmadan devam etmeliydim. Buradaki huzur düşüncesi, toplum hayatından soyutlanarak yaşamaya yönelmek değildi. Hani şu hayatına uyguladığı soğutma yapan yaşam tarzı yerine, aktif dinlenme metotlarına sığınarak “Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak”tı. 19.03.2004 20.00 Kamil Çağlar
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|