www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Edebiyat

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 03-21-2009, 09:27 AM   #11
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

_ Sevgiliye Mektuplar / KAYIP ARANIYOR

…………… S_okağa çıkmaya korkuyorum, utanıyorum insanların arasına karışmaya, her yüz, her bakış ve dil seni
soracak, utangaçlığımı beton zeminlerin dibine gizleyemeyip kaçıp, sığınacak başka delik bulamayacağım diye…
Öyle savruk, hoyrat, başıboş, serseri dolaşmaktayım en tenhalarda… Gören olmasın, ayak seslerimi duymasınlar
seni sormasınlar diye… Herkes tanıyor seni, herkes seviyor bu kentte…Onlara, acıyan yaralarını gizleyen
hiç söz etmeyip, etmekte istemediğin tavırlarından çıkıp kanatsız melek umarsızlığında hepsinin yardımına
koşarak, okula giden çocuklarına kalem defter cep harçlığı vererek büyüttün yoksul yüreklerinde sevgini…

…………… E_n sevdiğim, yürürken yüzlerini resimleyip, kimliksiz albümler yaptığım suretleri görmezden gelip
şimdi sana anlattığım caddelerden ara sokaklara dalıyorum, benliğimi, kimliği yitirip dolaşmak istiyorum kimsenin
tanımadığı dar yoksul sokaklarına evlerde pişen yemek kokularının karıştığı, lastik top peşinden koşan çocukların
yemek saatlerini unutmuşluğunda… Öğle saatlerinde takvimlerin durduğu dört Mart'tayım ve takvimsiz ve saatsiz
anlardayım zaman ilerlemez gece olamazken sensizliğin kıyametine yürüyorum attığım her adımda ulaşamıyorum,
sesim çıkmıyor nara atmak isterken dilsizliğimin farkına varıyorum, attığımı sandığım her adım geri dönüyor beni o
tarihin ortasına esaretli yor… Sesini mi unuttum diye irkiliyor numaranı çeviriyorum, günlerdir ulaşamıyorum açık
olan telefonuna, bir yerde mi unuttun, ıssız bir tarlaya mı attın diyorum çıldırmışlığımda, elimdeki telefonu şiddetle
çarptığım yerden aynı ses yükselerek devam ediyor ''aradığınız numaraya ulaşılamıyor'' diye, sen oradayken…

…………… V_irajı alamayan sürücünün görsel kornasını sağır edercesine bağırtıp açık olan camdan el-kol hareket
destekli, yeni üretilmiş küfürleri yankılıyor köşe başından dönüyorken… Oysa viraj olmayan yolda yediğim küfürleri
süzgeçten geçirip en edeplisini kendime uygun bulmaya çalışırken ortadan yürüdüğümün farkına varıyorum… Sağ
elini korna yerine kımıldatmadan sabit bırakıp, yerine sağ ayağı ile gaz pedalına biraz daha bassa gözlerimi
asla açamayacak olmanın mutluluğuna erişebilirdim ''Kayıp Aranıyor'' ilanının okunmuşluğunda… Ne acı
kaybolduğunu sanıp aramaya çalışırken kaybolmak, yitip gitmek, sonsuzluğun evrenine katılıp belirginsizleşmek…

…………… T_eğet geçtiğim anılar biriktiriyorum yaşam ölüm arasında o ince çizgiden ve sıyırmışken ölümsüzlüğü
yirmi beş yıl önce üzerimize piyade tüfeğinden mermiler yağdıran mavi bereli asker düşüyor Unkapanı'ndan usuma
ve afişler görüyorum belediyenin ilan panolarında kaçarak, bakmadan uzaklaşıyor insansız caddeler, sokaklar
arıyorum yalnızlığıma… Afişlemişler miydi seni, hangi resmin vardı o bil boarda? ... Farkına varıp kaybolmuşluğunu
bana soracaklar mı sessiz ağlamaktan şişmiş gözlerime bakarak, ne yanıt verebilirdim onlara senin hakkında, ne
söyleyebilirdim onlara sensiz geçen zamanların takvime kilitlendiğim esaretimde…

…………… A_ğlamaklı sesiyle ekmek parası isteyen yaşlı dilenci kadının bakışlarıyla irkiliyorum, aylardır sıcak bir
dilim bile yemediğim ekmeğin kokusu geliyor genzime, yan tarafta gözüme ilişen fırından bir ekmek alarak küçük
parça koparıyor tadını alamadan yutuyorum… Kalan ekmeği verdiğim kadın ''ekmek değil parasını istiyorum''
dediğinde kızıyor, parçalara ayırdığım ekmeği kırıntılara dönüştürüp park kenarında çimlerin üzerine bırakıyorum
acıkan kuşlara yem olsun diye… Parkın girişinde simit satan Güneydoğulu çocuk sert, kızgın bakıyor bıraktığım
ekmek kırıntıları nedeniyle, ekmek fiyatına sattığı simitlerden birileri alıp kuşlara yem yapacakken bu ekmekte,
nereden çıkmıştı şimdi? Bakışlarında satılmamış simitlerinde hazır ayran kutularının kardeş kokusu vardı...

……………P_arkı ardımda ve uzaklaşırken yarın ABD'nin Irak'ı işgalinin üçüncü yıldönümünde protesto eylemine
katılacağım geliyor aklıma ve ardından İncirlik'te devam edecek miting… Sana canlı yayında dinletirdim bir zamanlar
sloganlarımızı, yürüyüşlerimizdeki ayak seslerimizi… Oysa günlerdir uzanamıyorum sesine, duyamıyorum
soluğundaki kuşların cıvıldarken gördüğü ekmek kırıntısına kartal gibi süzülüp cıvıldaşmalarını bırakıp kanatlarından
çıkan o acıkmışlığa aşk, sevda ile saldırmalarının tınısını, Özledim soluğundaki kanat çırpan aşk seslerini, Özledim
kanatlarının altında sakladığın sevginin sıcağını, Özledim sesinin sesime uzanan notalarını, Özledim senin sonsuz
sevdanı… Nerdesin? ... Nerelerdesin? ... Takvimlerin esaretinden kurtar beni…Çık artık neredeysen? ... Yokluğunda
ben senden daha çok ve derin kayboluyorum, yok oluyorum, bitiyorum… Kayıplığını aratma bana.


17.3.2006 - Adana

Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:22 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.