www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 03-16-2006, 01:07 PM   #1
Bostandere
Forum Aşığı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3039
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan İnsan üstü değildi ATATÜRK...Tam insandı

Araştırmacı Yazar

Prof.İlknur GÜNTÜRKÜN KALIPÇI

Hepimizin bildiği gibi Mustafa Kemal ATATÜRK dünya döneminin
liderleri içerisinden 21 nci yüzyıla geçebilen tek liderdir. Üstelik diğer
liderler kendi halkları tarafından yok edilmemin acısını yaşamışken, o
hala halkının ve dünyanın nabzında en büyük canlılığıyla, sevgisiyle,
saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek lider.

Önemli olanda sanırım, yaşarken ölmek değil, öldükten sonra da bu
kadar uzun süre canlı kalabilmeyi başarmak değil midir?

ATATÜRK'ü biz hep tarihe mal olmuş yönleriyle tanıdık: Asker
ATATÜRK ya da devlet adamı ATATÜRK olarak.

Bu verdiğim örnek dünyada tek olan örnektir. Zaten herhalde bir
başkasına da rastlamamız mümkün değil. En büyük düşmanı; hani şu
ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis. Hiçbir
zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet bayramı Atina'daki
Türk büyükelçiliğine gidiyor Trikopis, ATATÜRK'ün resminin önüne geçiyor
ve saygı duruşunda bulunuyor. Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında
uyandırabilen bir Mustafa Kemal.

Yıl 1938, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı
dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüzyirmiden fazla kişiye döner
ve aynen şöyle der:

"Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i
görmek için neler vermezdim" dedirten o büyük özlemi ve onu oluşturabilen
Mustafa Kemal'i.

Yada, yıl 1938. Bir İran'lı şair bir Tahran gazetesine ölümü
üzerine bir şiir yazar. İşte o şiirin iki mısrasını sizlerle paylaşmak
istiyorum. Diyorki;

"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak
isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir." dizelerindeki bu
kıskançlığı oluşturabilen Mustafa Kemal.

Yıl 1976, UNESCO üyelerine bir öneriyle gelir. Öneri paketindeki
bir cümleyi sizlere okumak istiyorum. Diyorki "Bu gün UNESCO'nun üzerinde
çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal'dir." Öneri nedir ?
Öneri ise onun doğumunun yüzüncü yılında, 152 üyesi vardı UNESCO'nun 152
ülkenin devletleri aynı anda kutlasın önerisidir. Birden İsveç delegesi
ayağa kalkar ve şöyle söyler:

"Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var hepsinin doğum gününü
böyle kutlayacak mıyız?" şeklindeki kinayeli sözlerine, Rus delegesi ayağa
fırlar yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine aynen şöyle
söyler;

"Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterimki ATATÜRK öyle
dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı her ülke
her problemimizde çare olarak aramalıyız" sözlerini döktürtebilen bir
Mustafa Kemal. Sonra nemi olur? UNESCO tarihinde ilk ve tekdir hiç negatif
oy yok, hiç çekimser oy yok 152 ülke şu metne imza atar; hani İsveç
delegesi demişti ya "ne yani" diye. O İsveç delegesi bu imzanın atıldığı
gün mikrofona gelir ve aynen şunları söyler;

"Ben ATATÜRK'ü inceledim bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı
ben atıyorum" diyecektir.

İşte o muhteşem belge diyorki;

" ATATÜRK KİMDİR; ATATÜRK ULULARARASI ANLAYIŞ, İŞBİRLİĞİ, BARIŞ YOLUNDA
ÇABA GÖSTERMİŞ ÜSTÜN KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ BİR
İNKİLAPÇI, SÖMÜRGECİLİK VE YAYILMACILIĞA KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN
HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YAŞAMI BOYUNCA İNSANLAR
ARASINDA RENK, DİL, DİN, IRK AYIRIMI GÖSTERMEYEN, EŞİ OLMAYAN DEVLET
ADAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU"

Var mı böyle bir metin! Bir filozof derki "bir ülke için kıstas
aradığınız zaman o ülkenin en büyük liderini gözden geçirin" şu anda
kıstas arayan ülkelere sanıyorum bundan daha iyi bir metin gösteremeyiz.
İşte bu metin 152 ülke tarafından imzalanmıştır. Eşi olmayan devlet adamı
metni. Peki daha sonra ne olmuştur; 151 ülkede hemen hemen bir yıl boyunca
her yerde bu metni görebiliriz, soruyorsunuz bana o bir ülke kim? İşte o
ülkenin adını vermeye benim dilim maalesef varmıyor.

Hadi gelin Haiti'ye gidelim. Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı[1][1]
ölür. Bir vasiyet bırakmıştır. Haiti'ye baktım haritada bir kutup kadar
uzak ülke. Haiti Cumhurbaşkanı 1996 da öldüğünde vasiyeti açılır.
Vasiyetinde mezar taşına yazılması için bir metin bırakmıştır. Haiti
Cumhurbaşkanının bugün mezar taşında yazan hitabeyi sizlere okumak
istiyorum. Diyorki "Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal
ATATÜRK'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm"

Peki yıllar bir şey değiştirir mi? Hayır. 2000 yılında bizim
medyanın kaçırdığı bir bilgi var, ABD Başkanı milenyum mesajını veriyor.
Mesajın bir yerinde aynen şunları söyler; "Bugün milenyumun hiç şüphe
yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK'tür. Çünkü o yılın değil
asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir." 2000 de ABD Başkanına işte
bu gerçeği de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var. Asker Mustafa
Kemal'in, Devlet adamı Mustafa Kemal'in çok dışında bir Mustafa Kemal.

2003 de bir şey değişti mi?, 2004? Hayır. 2004 de bir konferans
veriyorum birden bir hanımefendi ayağa fırladı. Dediki "Ben Norveçliyim ve
şu anda Norveç'te çok sık kullandığımız bir deyim var, bu deyimin anlamını
anladım" dedi. Hanımefendi "nedir o deyim" dedim. "Norveççe'de "ATATÜRK
gibi düşünmek" deyimi var. Çok sık kullanırız bu deyimi" "nerelerde
kullanırsınız" dediğimde "Hani bir problem veririz çöz diye o da tembellik
eder çözmez. Deriz ki ona bu problemin mutlaka çözümü var. Birde ATATÜRK
gibi düşün". O gün otelime geldim televizyonu açtım o kadar çok kişiye bir
de ATATÜRK gibi düşün dediğimi hatırlıyorumki galiba Norveççe'den çok
bizim dilimizin bu deyime fazlasıyla ihtiyacı var diye düşünmeden de
edemedim.

Bir İngiliz gazeteci ATATÜRK'le bir röportaj yapar. Röportajını
Amerikan Büyük Kütüphanesinden bulup getirttim ve bir yerinde Mustafa
Kemal'e şöyle sorar gazeteci; "Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor
musunuz?" Mustafa Kemal'in cevabı aynen şöyle :

"Şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz
üye olmak için. Eğer davet gelirse düşünürüz". Evet, Birleşmiş Milletler
sadece Türkiye'yi davet edebilmek için yasasını değiştirir ve ilk davet
edilen ülke olur Mustafa Kemal'in ülkesi, Türkiyesi Birleşmiş Milletlere.
Sanıyorum ondan feyz alacağımız çok şey var aslında Mustafa Kemal'den. Ama
bu arada 2005'de daha yeni iki üç gün önce yabancı gazeteyi okuyorum.
Sürmanşet büyük puntolarla şu başlığı atmış "Bu gün Ortadoğu'ya
düzinelerle ATATÜRK lazım". dedim yazara ATATÜRK 'ü hiç tanımıyor
herhalde. Düzineye hiç gerek yok tek bir tanesi de yeterdi aslında.

Örnek vermeye devam edersem inanın konferans böyle biter.
Filipinlerden Çin'e kadar o kadar çok örnek varki. Ama gördük 1925'de
1938'de 1996'da 2000'de 2005'de her ülkeden, her cinsten, her statüden
insanın özlemle, sevgiyle, saygıyla aradığı ama bizim olan bir Mustafa
Kemal'den bahsediyoruz. Bu gün Türkiye'nin en büyük sorunu nedir? dersem
cevap olarak kulağıma gelenler şunlar; ekonomi diyorsunuz işsizlik
diyorsunuz. Ama bence Türkiye'nin çok önemli bir problemi var o problemi
çözersek Türkiye ekonomiyi de çözer Türkiye işsizliği de çözer. Evet
Türkiye'de lider yetiştirme sorunu var.

Lider deyince de nedense hep siyasi lider anlıyoruz ben ondan
bahsetmiyorum, benim lider dediğim çok kapsamlı bir kavram. Yoksa
içersindeki tek bir terimdir siyasi lider veya sosyal lider. Ama lider
dediğim zaman ben asrın lideri dünya liderinden bahsediyorum. İşte böyle
liderlere ihtiyacımız var. Ben şimdi soracağım size şu anda karşımda pek
çok genç arkadaşım oturuyor. Bunlardan bir tanesinin bir kaç dönem
sonrasının Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı yada Başbakanı, Maliye
Bakanı yada evinin anne babası olmadığını bana iddia edebilir misiniz?
Belki sizsiniz, ama bilinizki işte bugün sizlerle paylaşacağım konu asrın
lideri, dünya lideri yada lider olmanın küçük sırlarını ATATÜRK'le sizinle
paylaşacağım.

İlk sırrımız; ATATÜRK tamam arkadaşım ben topraklarınızı
kurtardım askeri bir dehayım deyip yerine çekilmemiş hemen asker
elbisesini çıkartıp sivil elbisesini giymiş ve inanırmısınız sınırlarını
hangi sınırın lideri ise o sınırların içerisinde ne var ise ama ne var ise
taşından toprağına hepsinin ama hepsinin sorumluluğunu omuzlarında
hissetmiştir de onun için Mustafa Kemal bugün dünya lideridir. Nasıl mı ?

ATATÜRK'ü ağlarken tarih çok ender tespit etmiştir. 25 yıllık
araştırmacıyım, 7 tespitim oldu. İlki Çanakkale'de topçu atışımız
başladığı sırada döktüğü gözyaşıdır, bir diğeri ise hepimizin bildiği bir
hikaye ama ben yine de anlatacağım. O günün Ankarası kurak, çorak bir köy.
Çankaya'dan meclise gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek iğde
ağacı varmış. ATATÜRK o iğde ağacının önünden geçişlerinde arabasını
durdururmuş, inermiş ve o iğde ağacına selam verirmiş. "Aman demişler
paşam ne yapıyorsunuz böyle?", "Eee o demiş yediğim meyvenin, sığındığım
gölgenin, soluduğum havanın bir neferi. En az diğer neferler kadar bunun
da selama hakkı var". Yani "niye şaşırıyorsunuz?" der gibiymiş. Ve bir gün
yanında bulunan arkadaşına "İşte bu benim..." derken bide bakıyor ağaç yok
ortada hemen iniyor "Ne yaptınız bu ağaca" diyor. "Paşam" diyorlar "yolu
genişletmek için mecburduk kestik o ağacı". "Yahu diyor bitek bana
soraydınız bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum" diyor. Daha
fazla dayanamıyor, arabasına biniyor, şoförünün ve arkadaşının gözü önünde
hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Bir tek iğde ağacı için mi dersiniz?
Hayır. Çok zor şartlarda kurtardığı bu topraklarda yetişen bir canlıdır ve
lideri olduğu için de bu toprakların da o iğde ağacının da sorumluluğu
Mustafa Kemal'in omuzlarındadırda onun için.

Galiba şimdi anlatacağım inanılmaz projeyi de o gün düşünmeye
başladı. Hani "Bir daha böyle bir şeyle karşılaşabilirsem nasıl müdahale
edebilirim" diye. Çok değil doğa katliamı, en kolay yaptığımız katliam.

Yıl 1930 ATATÜRK Yalova köşküne doğru çıkmakta. Bir de bakar bir
bahçıvan koca bir çınar ağacını kesmek üzeredir. "Yahu" der "sen hayatında
hiç böyle bir ağaç yetişdirdinmiki? Kesmeye muktedir görüyorsun kendini ve
niye ?" der. Bahçıvan derki; "Paşam çınar ağacının kökleri köşkün temelini
kaldırdı, yaprakları da köşkün pencerelerine müdahale ediyor. Ya köşkü
kaybedeceğiz ya ağacı keseceğiz. Onun için de kusura bakmayın ama biz
ağacı kesiyoruz". Bir an düşünür; "Hayır gerekirse köşkü ağaçtan
uzaklaştırırız" der. Derlerki bu gün Mustafa Kemal bir hoş. Ne demek köşkü
tutupta ağaçtan uzaklaştırmak? Ama inanırmısınız mühendis değil, mimar
değil, ziraatçı değil ama ne yapar biliyormusunuz? İstanbul'daki köprü
altındaki tramvay raylarını Yalova'ya taşıtır. Köşkü hiç yıkmadan olduğu
gibi tutarak kendisi de kazma kürek temelini kazar ve köşkün altına
tramvay raylarını döşeyerek köşkü ağaçtan 4 metre 80 santim kenara çekerek
hala Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan çınar ağacının kurtuluşunu
temin eder.[2][2]

Yıl 1930. Dünya çevre lafını ne zaman etmeye başladı? 1980 den
sonra. 1980 den önce, 1930 yılında dünyaya somut bir çevre dersi
vermektedir Mustafa Kemal aslında. Ama, biraz acı parantezlerim olacak bu
konferansımda. İlk acı parantezimi ATATÜRK kimdir belgesiyle açmıştım,
ikinci acı parantezim burada olacak. Hadi gelin 5 Mart 1996 ya gidelim
yani günümüze yakın bir gün. "ATATÜRK ve Türk kadını" konulu tiyatrolu
konferansımı 25 gençle sunuyorum. 25 gençle birlikte prova yaptık,
yorulduk, oturduk, televizyonu açtık. ikinci haber olarak 6 dakika
müddetle ve 5 kere görüntü zumlanmak üzere önemli bir haber verildi
televizyonda. Haberi aynen aktarıyorum, diyordi ki "Amerika da eski bir
ünlü bir müzikhal hiç yıkılmadan dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle
raylar üzerinde iki metre kenara çekilerek yerine yeni bir binanın
yapıldığı" haberiydi. Dünyada ilk kez lafı da beş kere edildi. gençlerden
biri kalktı bana ne dedi biliyor musunuz? "Ya öğretmenim biz tarihe pek
bir daldık. Bakın el alem neler yapıyor? Teknik, medeniyet biraz da onlara
baksak" diyince arşivimde 1930'da ATATÜRK'ün bu işi yaparken çekilmiş
resimleri, raylar üzerindeki çekilen resimleri gösterdim kendilerine ve
dedim ki "şu anda ne söyleyeceksiniz bana?". Bir genç kalktı ne dedi
biliyor musunuz? "Ya öğretmenim suç bizde mi? Biz bu konuyu ilk defa
sizden duyuyoruz, sizden görüyoruz bu resimleri". Ama o haberi bugün
milyonlarca Türk genci izledi ve oturdular 25 genç, bu haberi veren
televizyona bir faks çektiler. Faksta aynen şu yazıyordu "İkinci haber
olarak 6 dakika müddetle ama beş kez şu resimleri göstermek suretiyle bu
arada da mutlak suretle mesajı iletin dediler "Bu gün 1996, Amerika
çekiyor raylar üzerinde iki metre, yerine yeni bir bina yapıyor, 1930
ATATÜRK çekiyor 4 metre 80 santim, bir ağaç kurtarmak için" bu mesajı da
çok iyi verin dediler. Yıl 1996 idi. Yıl 2005 hiçbir televizyonda
izlediniz mi? İzlemediniz.

Ya hocam siz bize bir tek çınar ağacı ve iğde ağacı anlattınız
bunlar ATATÜRK'ün hayatında tek tek örnekler olabilir. Hadi gelin
Söğütözü'ne gidelim, hani şu Ankara yakınlarındaki, o zaman için 80 tane
söğüt ağacının olduğu yere. Söğütözüne ATATÜRK hep dinlenmek için
gelirmiş. Bir geldiğinde galiba düşündüğünü sesli olarak aktarmış; "Ah !
burda bi kulübem olsaydı keşke". "Ya paşam istediğin bir kulübe olsun
hemen yaparız şuraya" demişler. "Buradaki ağaçlara ne olacak peki". "Paşam
burdakiler söğüt ağacı; gönülsüz ağaçtır. Sökeriz başka bir yere dikeriz,
mutlaka tutar" demişler. Bir an durur, "Bir tek şartla kabul ederim" der.
"Burda yetecek kadar söğüt ağacını kendi ellerimle sökeceğim, kendi
ellerimle dikeceğim, önce tuttuklarını göreceğim, sonra kulübe yapımına
izin vereceğim". Yani bugün betonu yeşile tercih eden zihniyete bence en
güzel örnek teşkil eder bu. Ne yapar biliyor musunuz? Türkiye
Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ATATÜRK makamını Çankaya'dan
Söğütözü'ne taşıtır hasırlar üzerine. Kabullerini orda yapar, imzalarını
orda atar, çadırda kalır ama söğüt ağacını söker, kendi elleriyle diker,
tuttuklarını görür, ondan sonra bugün çok küçücük ama verdiği mesaj
olağanüstü büyük olan bu Söğütözü'ndeki küçük ATATÜRK kulübesinin
yapılmasına izin verir.
__________________




Bostandere çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Eski Bugün   #n/a 
Teşekkür Botu
Bot
bot Çevrimiçi

Avatar

Giriş Tarihi: Ocak 2005
Yaş: 0
Mesaj : 0
Üye No: 0
Rep Power: Çok
deliçoban (03-24-2006) bu konu için teşekkür ettiler...
bot Çevrimiçi Tesekkur botuna Rep veremezsiniz. Yinede Tesekkurler. Kurallara Aykırı Mesajı Bildir  
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hiç zamanı değildi! Kéan aRs Eskiler (Arşiv) 0 02-24-2008 01:56 PM
Böyle Değildi GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 01-19-2008 10:08 AM
Dev İnsan İskeleti Ve 7,5 Cm İnsan Gerçekleri ¢яєαмιηg Eskiler (Arşiv) 2 10-07-2007 04:20 PM
Peygamberimiz (sas) nasıl bir insandı? WhiteMan Eskiler (Arşiv) 0 04-05-2007 12:53 AM
İŞte İnsan ÜstÜ Olanlar!... calipse Eskiler (Arşiv) 3 08-14-2006 11:24 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:52 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.