![]() |
|
Aşk sevgi ve şiir Aşk sevgi hakkında yazılar ve Şiir bölümü şiirleri paylaşabilir veya bulabilirsiniz. |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#171 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Seni Düşlemek ?
Yeni bir sonbahardı mevsim-herseyi sarıya boyan-,cıvıl cıvıl bir yazı hayallerinle süslemiştim oysa, ama gittin ve yaz bitti.... Gittin... Artık ne sen dönebilirsin, ne de ben açabilirim gönlümü ne sana, ne de bir başkasına... bir zamanlama hatası mıydı? Ne dersin? Yoksa sadece mekanlar mı uymadı bu aşka? Bilmiyorum... Oysa ne sen bana erken ,ne de sen bana geçtim... zamanlamalar tutsa da, hayaller tutmadı, bunu geç olsa da fark ettim... Hersey baslar ve biter dediğin o anda anlamıştım, benim sana sonsuz, senin bana geçici bağla bağlanmanın yüreğimde açacağı derin yarayı...Oysa ne sen bana erken, nede ben sana geçtim... sadece ne sen, ne de ben cesaret edemedik mekanlar ötesi bir aşk yaşamaya...Gittin ve o yaz gibi aşkımızda bitti... Gittiğinde farklı mevsimler yasıyorduk, ben kışa girerken, cıvıl cıvıl bir yaz ve yakışı güneş miydi senin aklını çelen ,beni TERK ETTİREN ve bunca acıya iten?... Mevsimler ve mekanlar mı karar verdi aşkımızın sonuna, ne sen bana geç ,ne de ben sana erken olmadığımız zamanlamamızda... Her ne ise sen gitti ve yaz bitti.... Komik biliyor musun? Bittigini bile bile hala beni kıskanman, hala seni sevmemi beklemen ve hala benim seni düşünmem bunca acıya rağmen... Seni düşünmek? Seni düsünmek nasıl birsey biliyor musun? Bazen bir kanat çırpışı gibi bir kuşun özgürce, bazen bir tüyün yere süzülüşü gibi yavas yavaş, bazen hızlandırılmış bir flim seridi gibi seri ve akıcı, bazen bir balığın can çekişmesi gibi caresiz ve acınacak bir sey, seni düşünmek... Seni düşünmek: Bazen bir çınarın altında sıcak yaz gecesinde hayaller kurmak gibi, bazen bir derin maviliklerde kaybolmak gibi, bazen bir çölde vaha bulmak gibi... Düşünürken ağzındaki lokmayı yutmayı unutmak gibi, ulaşamadıkça bir seraba peşinden ölesiye koşmak gibi, TUTUGUN BİR BALIGI AĞDAN KURTARIP, DERİNLİKLERE SALI VERMEK GİBİ, İÇİNİ HUZURLA DOLDURAN, adın geçtiğinde daldığın hayallerden bir çırpıda gerçeklere donuvermek gibi...DÖRT NALA KOSAN BİR TAYDAN DÜSÜVERMEK GİBİ DÜŞLERİN KOYNUNA... İşte böyle bir şey seni düşünmek...Eğer sende beni böyle düşleseydin, böyle kolay ve zalimce olmazdı gidişler, değil mi birtanem? Gidişinde gelişin gibi sadece hayaldi belki... düşlediğim düşlerim gibi...hani her gece düşü veren rüyalarıma.. Ve lacivert sisli bir gecede geleceğine inanmak, aslında hiç gelmeyeceğini bilmek gibi.... Gidişinde aslında üzmedi beni yokluğun kadar , yoktun ki aslında... Yokluğun kadar sevdim seni, yokluğun kadar özledim, yokluğunda hayal ettim... şimdi ancak yokluğun kadar nefret edebiliyorum senden.... ne acı!!!! Gittin, yoktun, hiç olmadın.... Seni düşlemek mi?Yinede güzeldi... kızgın bir çölde bir serapın bilinçsizce ardından koşar gibi... |
![]() |
![]() |
![]() |
#172 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anneme mektup
Canım annem, Geçen gün ablamla seni çekiştirdik... 25 –30 yıl önceki günlerini.... Zorluklara kanat gerişini.... Anaç tavuk hallerini... Olmazları var edişini... Çiçeklere düşkünlüğünü... Küçükken bize yasak ettiklerini.... Kulak çekmelerini.... Kızmalarını... Her şeyini.... Çok küçüktüm... Satıcı amca sana ‘teyze’ dediğinde, eve gelip pek bir söylenmiştin... ‘Daha 40 ımı yeni geçtim, ne teyzesi diye’’.......... Bana da artık abla diyenler oluyor... Seni çok iyi anlıyorum annem.... Zaman hiç geçmez sanırdım... Zaman şimdi göz kenarlarımda iki ince çizgi, her yıl yenisi eklenecek..... Kalabalıktı soframız.... Herkes eşit yesin diye, eşit dağıtırdın yemekleri... Hak yememeyi ilk senden öğrendim.... Öğrendiğimi uyguladım... Oysa çok yenildi hakkım... Ağabeyin, ağacı topraktan söker misali, körpecik dallarını acıtarak koparmıştı seni okulundan. Ardından başın bağlanmıştı o yılların her genç kızı gibi... Ahdın vardı... Çocuklarını okutacaktın... Dört ablam, ben ve ikiz erkek kardeşim okul sevdanı dinleyerek büyüdük... Sakındın kızlarını ev işlerinden, nakışlardan, çeyizlerden.... ‘Aman okuyun’ diye... Altın bilezik oldu hedefimiz... Ellerimiz pamuk gibi kaldı... Tırnaklarımız kaşık.... Ama evlenip de iş başa düşünce kolay olmadı, ilk günler çok zorlandık.... Kabiliyetliymişiz ki çabuk öğrendik.... Henüz hiç birimizin çöken evi, yanan mutfağı olmadı... Yaktırmadık, yıktırmadık... Arka bahçemiz yetmezmiş gibi üst katın ön balkonunu da çiçeklerle doldururdun... Rahmetli Zekiye teyze, kendi balkonundan bizim balkona seslenir, ‘sizin ki balkon değil, küçük park’ derdi... Bazen çiçeklerle konuşmanı dinlerdim gizli gizli... Ne çok vaktin varmış, onca ev işi, çiçeklerin bakımı, babamın olmazsa olmazları, bizlerin istekleri.... Ben bazen 3 kişilik dünyama yetişemiyorum... Sahi sen nasıl da yetiştirirdin onca şeyi?... Ablam siyah beyaz resimleri sakladığı kutusunu getirdi.... Benim erişemediğim günlerin sararmış resimlerine baktık.... O anlattı ben dinledim... Dört ablam da senin 35 li yaşlarını çok iyi hatırlıyorlar... Saçlarını, gözlerini..... O zamanlar çok küçükmüşüm...... 35 imi geçtim annem.... Ablamlar söyledi, ben sana benzemeye başlamışım... O 35 li yıllarına.... Biliyor musun ben sana benzemekle kalmıyor, seni artık daha iyi anlıyorum..... O sohbetten geriye koca bir hüzün kaldı. Saçlarımı toplayıp ne zaman aynaya baksam, İçimde buruk bir acı.... Ruşen Ergün |
![]() |
![]() |
![]() |
#173 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sana Son Sözlerim..!
ben senin gibi olamam göz yaşlarım derinden akar ben gizlemem göz yaşlarımı birileri ne düşünür diye saklamam gülüşlerimi sevdigim için herşeye katlanırım senin gibi sorunlardan aşktan sevgiden kaçmam senin gibi başkalarının fikirleriyle yaşamam kendi hayatımı yaşarım insanlar ne düşünür diye takmam kafama gizli gizli aglamam geçer karşında da aglarım yürekten ağlarım yürekten severim iki günlük değildir benim sevgim.senin içinde aglamıştım görmüşsün gülmüşsün sanma yüreğin burkulsun diye aglamadım nasıl senin gibi birini sevdim diye insanlar neden bu kadar yalancı diye sen neden bu kadar umursamazsın diye ağladım.biliyor musun?yinede seninle yaşadıgım herşey çok güzeldi ki hala eski günlere dönecekmişim gibi uyanıyorum bir heyecan sarıyor sonra anlıyorum yok yok öyle bir şey farzet rüya gördün!diyorum kendikendime kendimi kandırmışım hayal dünyasında dolanmış durmuşum... durmuşum aslında senin bir suçun yok hepsi benim suçum her söze her bakışa aldanmışım benim yüzümden rahat olamadın doya doya gülemedin yine ben yanlış anlarım diye olsun haklısın sen zaten başkaları için gelmişsin dünyaya bazı şeyler için pişman olsamda herşey güzeldi korkma birdaha gelmem senin oldugun yere gelsemde sana görünmem rahat ol istedigin gibi gül,oyna,gez,dolaş,istediginle konuş ne yaparsan yap.beni zaten umursamıyordun bundan sonra pişmanda olsan öldürdün zaten ölmüş say....yüzüme bakma! |
![]() |
![]() |
![]() |
#174 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() slm sevdiğim;
seninle konuşmayalı ne kadar oldu. ya da ne kadar zamandır sana yazmıorum. sen bilio musun? ben artık unuttum zamanı. hani her özlediğimde, korktuğumda, sana ihtiyacım olduğunda, düştüğümde ve "GEL" dediğim zman koşa koşa gelecektin. hani hiç gitmeyecektin. bırakmayacaktın beni bu kurtlar sofrasıda. senden başka kimse bana bakamayacaktı hani. hani nerdesin yalancı. şu an ne durumdayım, ne haldeyim umursuyo musun acaba? acaba sende benim gibi şuanda ne yapıodur. benim gibi canı hiç acıo mudur die düşünüo musun? acaba sende gecelyin üzerin açıldı mı benim gibi beklio musun gelip örtmemi. hiç kabullenemedim gittiğini. hala yanıbaşımda oturup beni seyrettiğini düşünüorum. sen benim paşamdın ya merak etme kimseye vermiorum koltuğunu. sen gelsen de gelmesen de o koltuk hep senin olucak biliyosun. ya anlamıorum ne istedin benden. neden herşey yolunda giderken, ikimşz için güzel bi dünya kurmuşken o dünya yı başıma yıkıp gittin. ne yaptım sana. tamam biliorum yine o senin bile kendine açıklayamadığın işlerin dimi. yine kaçmak zorundasın dimi. ama galiba bu sefer çok büyük bi belaya girdin ki beni bile bırakıp kaçtın. şu an nerdesin? bulgaristan da mı? yunanistan da mı? yoksa türkiye de mi? yada dünyanın başka bi yerindesin bilmiorum. senin beni hala sevdiğinde bile emin değilim artık. tek bildiğim beni sana en ihtiyacım olduğu bi zamanda bırakıp gitmiş olman. ne istedin benden. ne istedin duygularımdan. ne istedin tertemiz yüreğimden. ne ne sölesene. hani her şeyi bilen sen bunu da bilirsin sölesene hadi beni en kötü günümde yüzyüze bile değil küçücük bi mesajla nasıl bırakıp gittiğini söyle bana. şimdi yanımda olsan bunu bende bilmiorum diye cevap verirdin. cevabını bulursan bana da söyle ki o içimi kemiren kuşkularıma anlatayım. hani biz hiç ayrılmayacaktık. beni bu yüzden mi yani bi gün bırakmak için mi? annenle ve diğerleriyle hemde gelinleri olarak bu yüzden mi tanıştırdın. bu yüzdenmiydi bunca kıskançlıklar. bu yüzdenmiydi söylesene. hep lafı ağzıma tıkardın. hadi yine tık bütün lafları ağzıma. ama bu soruların cevaplarını da kelime aralarına sıkıştır. allah' ım her şeyini özledim. ne olur bir defa daha göster onu bana. biliyorum bu saatten sonra geriye dönüş yok. biliorum ki hiç bişey eskisi gibi olmayacak. biliyorum.... ama ne var biliyo musun bitanem seni deli gibi özledim. sana ayrıldıktan sonra okadar çok adım attım ki o kadar çok mesaj çektim ki sen hiç birine cevap vermedin. sadece bekle dedin. tamam beklerim ama bi açıklama. çok mu senden bi açıklama beklemek. bekledim her şeye rağmen kara gözlüm. ama bu seferde dedin benim hayatım biiti bana benden bile hayır yok. tek tesellim rakı sofrasında ki alemci karılar unut beni. peki sence bunu hakkettim mi? bide bana bağır, çağır ama ne olursun bişi söyle diyosun. söylenecek herşeyi zaten sen söylemedin mi? ben sana bu saatten sonra ne deyim. ne dememi beklersin ki zaten.sen hayatını seçmişsin banda bu kararına saygı göstermek kalıyodu. bende öyle yaptım. senin kararına saygı gösterdim. ama şunu hiç bi zaman unutma karşıma çıkmanı, sana son kez bakmak için istemiorum. kinimi, öfkemi gör istiyorum. hani sevdam bi ateşmiş ya sen öyle diyosun ya o ateşin bana ne kadar zarar verdiğini ama sonunda söndürmeyi başardığımı görmeni istiyorum. sadece bu bitanem. sen belki bunu hiç bi zaman okumayacaksın. belki de okuyacaksın ama kendine yazıldığını hiç bi zaman anlayamayacaksın. ama yine de okursan sana söyleceğim tek bi kelime kaldı o da sen adinin tekiymişsin. bu mektubuda haketmiyosun ya neyse. HOŞÇAKAL KARA GÖZLÜM........ |
![]() |
![]() |
![]() |
#175 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dedeme MEKTUP
Bizi ilk unuttuğun,göz göze vedalaşamadığımız son gece için ağlıyorum. 07 Ocak 2002 Pazartesi. Hani yaz derdin ya,işte yazıyorum dedem,bin bir acı içinde, bin bir zorluk peşinde,seni yazıyorum. Okuyamayacaksın ama en azından hisset.Seni çok özlüyorum. Başlangıcın sonunu görmek gözlerinden. Dur!!! Ne olur ölme dede. Ne olur ölme.Mevsimin duygularımı darmadağın ettiği bir zamanı yaşatıyorsun bana. Kaldı ki ben henüz hazır değilim senin çekip gitmene. Neden konuşmuyorsun,neden gözlerini açmıyorsun bana. Hiç böyle görmemiştim seni. Hiç böyle tepkisiz yatacağını beklememiştim. Nereye gidiyorsun dedem, hani senin anlatacağın öyküler bitmeyecekti,hani yaşadıkların tükenmeyecekti. Nereye gidiyorsun dedem,böyle izinsiz böyle konuşmadan,neden bırakıyorsun bizi. Konuşmaya çalışıyorsun,mırıldanıyorsun gözlerin kapalı olarak.İçim parçalanıyor,gözlerine bakıyorum, gözlerin açılmıyor,dudakların birleşmiyor,nefes alıp verdikçe sen, ben nefessiz kalıyorum.Yaşadıklarımız geliyor aklıma, eski bir filmin yıpranmış görüntüsünde boğuşur gibi. Odada herkes suskun,herkes birbirinin yüzüne bakıyor anlamsızlık kovalarcasına,herkes birbirinden kaçırıyor gözyaşlarını. Ki sen dedem, bunları asla görmüyorsun, hissetmiyorsun bile. Öylece yatıyorsun karşımda. Biliyor musun,ben ellerinde büyürken sana çok yalan söyledim. Bahçeye bıraktığın zemzem suyunu ben döktüm çiçeklere. Çatıda kedi kovalarken ben kırdım bütün kiremitleri. Bacanın içini ben doldurdum taşlarla.Ben yaktım bütün kibritleri yatağın altında.Ben sakladım bütün kapıların anahtarlarını.Bunları sana itiraf edemedim dedem, Sana söyleyemedim bütün bunları,çocukluğuma ver sen yine de.Kulaklarımı çektiğin zamanlara say dede. Biliyorum yetmeyecek ama,elimden bir şey gelmiyor.Seni çok sevdim,her zamanda çok seveceğim.Bütün bunlar için beni affedecek misin ki dedem. Sen yatıyorsun ya karşımda şimdi.Ben hatırlıyorum, kas gerilmesi yaşadığım ve bacak sinirlerimin çalışmadığı zamanlarda beni sırtında taşıyıp ta, doktorlara götürdüğün günler geliyor aklıma. Hani öğretmenlerim bana inanmamışlardı da,sende onlara kızmıştın. Sırtlanıp beni eve getirmiştin. Çok iyi hatırlıyorum bu olay evin bacasına taşları doldurduğum günün ertesi olmuştu. Sende hatırlıyor musun şimdi dedem. Hadi gözlerini aç, bir şeyler söyle bize. Bak herkese nasılda ölümü hatırlattın bir anda. Bir anda atılan kahkahaları,sohbetleri,nasılda kestin keskin bir bıçak gibi. Meğerse seni seven ne çokmuş dedem. Bak herkes yanı başında seni seyrediyor. Uyan be dedem,uyanda bir bak gözlerimize.Bak nasılda kızıla çalan gökyüzü gibi yüreğimiz kar topluyor. Hem daha bana verdiğin üç aylık vergi iade zarfını teslim etmedin bankaya.Hani sen okuyamıyorum derdin de, başımda beklerdin doldururken. Bazı yıllanmış fişler karışırdı da içine,güldürürdün beni. Hani bir baston almıştık sana,bu çok cafcaflı bunu kullanmam ben deyip,köşe bucak saklardın evin içinde.Anneannem çıkarırdı onu sakladığın yerden, sen yine saklardın. Baston mu kullanacağız bu yaşta derdin.Kullanmadın da gerçekten dedem. Şimdi sakın gitme ne olur. Gel beraber saklayalım bastonu, kimseler bulamasın. Doktorunla konuştuk.Senin ve anneannemin haberi yok.Beyninin üçte biri ölmüş.Sinir sistemin tamamen çalışamaz durumdaymış.Göz kapaklarını bu yüzden açamayacakmışsın artık.Dilini kullanamayacakmışsın. Dedem ne oldu sana böyle. En son konuştuğumuzda çerez istemişti canın. Bir koşu alıp gelmiştim. Ne oldu da böyle sana tenimizi yakan bir ocak ortası,apar topar hastaneye kaldırdık yorgun bedenini. Haberin yok senin ama,ambulansın sirenlerini açtığı ilk anda içim parçalandı.Önümüzde üçer beşer sağa kaçışan araçları,yol kenarında şaşkın ifadeleriyle bakan insanları ve arkada senin hareketsiz yatışını aklıma getirdikçe yaşamın sınırını ve her şeyin boş olduğunu anlayabiliyorum. Aynı damardan iki serumla hastanenin acil kapısına demirlediğimizde sedye ile yatacağın nöroloji bölümüne kadar başındaydım.Sen göremiyordun dedem.Görseydin de zaten pek bir şey değişmeyecekti. Hayata dair hiçbir şey yenilenmeyecekti. Gözlerin kapanmadan önce gördüğün her şey yine aynı olacaktı dedem.İnsanlar,itiş kakışlar,bağrışmalar,her şey,ama her şey aynı kalacaktı. Nerede olduğunu bilmemek,ve sana acı ile bakan insanları görememek önemli değil artık dedem. Onlar senin için önemsizler artık. Şimdi yanı başında herkes umutsuzca bekliyoruz. Umudu yitirmenin,her yeni gelen güne umutsuzlukla merhaba demenin acısını çekiyoruz içimize.Gözlerim kaçırıyor beni senden uzaklara.Çevreme baktığımda tebessümü unutan yürekler sarıyor dört bir yanımı. Yaşamanın ucuzluğu,nefes alıp vermenin zorluğu tıkanıyor boğazıma. Ben hayatı böyle bilmezdim dedem.Ben hayatı böyle tanımazdım. Belki gözlerini açar da,bize yine avcı arkadaşlarınla yaşadığın maceraları anlatırsın,belki anneanneme yemeğin tuzu hakkında birkaç yorum getirirsin yine dedem.Ve belki de bayramlarda gözlerinin içi yine güler.Kim bilir. İlgisiz şeylerden acı çekiyorum artık.Baktığım her yerde yatağında hıçkırıklara tutulmuş yorgun bedenin geziniyor.Hareketsiz ellerin,tepkisiz parmak uçların. Sıkıyorum soğuyan ellerini.Gözlerimi hiç böyle yormamıştım ağlarken. Böyle hiç yutkunmamıştım sessizliği.Suskunluğu böylesine telaffuz etmemiştim dedem.Senden tebessüm etmeni bekliyorum.Son kez gülümsemeni istiyorum bana.Beni unutmamanı istiyorum dedem.Beni unutma,tıpkı benim seni unutmayacağım gibi ,bizim seni asla unutamayacağımız gibi. Biliyorum vedaların dönüşü vardır,ama senin bana bırakacağın,o dağ gibi yüreğinden küçücük kelimelerle bir elveda.Şimdi izin verirsen,son kez öpüyorum dedem seni.Bayramlarda ve kandil *******inde görüşemeyeceğiz artık,hafta sonları dağlara çıkamayacağız seninle.Ama eninde sonunda buluşacağız.Biliyorum. Bu yüzden,şimdilik elveda dedem,elveda... Bir gün gelirde unuturmuş insan, En sevdiği hatıraları bile, Bari sen her gece yorgun sesiyle, Saat on ikiyi vurduğu zaman, Beni unutma, Çünkü ben her gece o saatlerde, Seni yaşar ve seni düşünürüm, Hayal içinde perişan yürürüm, Sen de karanlığın sustuğu yerde, Beni unutma.. |
![]() |
![]() |
![]() |
#176 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hastalik Yakisanda Guzeldir!
Sana aglamiyorum. Bunlar sevinc gozyaslari. Ne icin mi seviniyorum? Senin icin aglayamadigima, senin icin uzulup, gozyasi dokemedigime agliyorum. Cok mutluyum. Bak gozlerimin ici guluyor. Artik ben de tam anlamiyla bir canliyim, yasayan bir olu misali etrafta dolasmiyorum. Gozlerde buldugum gercek mutluluk beni ruhumda hur kiliyor. Yasamimin ne sana ne de baskasina ait olmadigini anlayabiliyorum. Ben yalniz kendimim ve kendimin olacagim. Ta ki bir baska ben bulana kadar. O zaman ben benim, ben de benim olacak. Sen benim neyden bahsettigimi gayet iyi anliyorsun. Bakalim ne hissedeceksin? Ben ne hissettigimi ve hissetmem gerekeni cok iyi biliyorum. Sana ofke duymuyorum. Nefret de etmiyorum. Sadece tiksiniyorum. Nefret etmiyorum; cunku nefret sevgi belirtisidir ve ben o hastaliktan yeni kurtuldum. Belki bir baskasina tutunurum. Belki bugun, belki yarin. Ama senle asla, seninle asla! Cunku hastalik da yakisanda guzeldir! Sana bu hastalik yakismiyor. Denedim ve gordum. Simdi kendime yeni bir hasta ariyorum. Ama acimasizca degil. Onu oldurmek icin de degil. Yalnizca yakismasi icin. Cunku hastalik da yakistigi hastayla guzeldir...! |
![]() |
![]() |
![]() |
#177 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bugün veda günü..
Aşka, yıldızlara , sana veda ediyorum. Bu bir veda mektubu değil. Veda yürekte olur mektupta değil. Seninle oluşturduğum yaşantıma da vedadır bu… Kısacık ömrü vardı aşkımızın öyle kısa ki örneğin nasıl yatarsın yan mı mesela. Hatta araba kullanırken küfreder misin diğer arabalara. Sesin güzel midir, türkü söyler misin mutlu olduğunda bağıra çağıra. Hele hüzün saatlerinde nasıldır gözlerindeki haleler. Bir veda anında aklına bunlar geliyormuş meğer insanın… Zordur veda cümleleri. En güçlü zehrini akıtır yüreğine…Sona yaklaşmanın korkusuyla mı sözü dolaştırıyorum, belki de öyledir kimbilir? Sen bilirsin. Sen bilirsin beni…sözcüklerimin her birinin ne anlama geldiğini… Hep masal kahramanına benzetirdim seni hatırlıyor musun? Bir masalı yaşadık ikimiz. Ama ayrı masalların kahramanlarıydık. Ben külkedisiydim örneğin sense kurbağa prens. Ne kadar imkansızsa onların aynı masalda bir olayın kahramanları olmaları bizim de mümkün değildi bir araya gelmemiz. Öyle de oldu. Kısacık bir masaldı sevgimiz. Ve en güzel yerinde de bitti. Bir masaldı bitti…. Sana son mektubumu yazıyorum. Oysa söylenecek ne çok şey vardı,paylaşılacak ne çok şey… Ummadığım bir anda çıktın karşıma. O günlerde bir falcı kadın bana bunları anlatsa saçmalıyorsun derdim… Sana da öyle dedim… Ama beni dinlemedin. Aslında sen beni hiç dinlemedin. Sana aşık olduğunun ben değil aşkın kendisi olduğunu söylediğimde kızmıştın bana. Ama sonunda sen de kabul ettin . son yazdığın mektupta acı ve hüzün vardı.. ve anlamıştım ki artık yazmayacaktın.. Bir hataydım, bir hataydın bir hataydık….Bir kabulleniş vardı, sessiz bir vedaydı belki. Yüreğime acının zehrinin çöreklendiğini hissettim yavaştan.İlk anda bir şaşkınlık oluştu bende…. Sonra isyan…sonra hesap sorma… sonra kendimle baş başa kaldım ve kendimi suçlamaya başlamıştım.. Şu anda ise sessiz, acı ve hüzne dair ne varsa sırtına yüklenmiş bir kabulleniş içindeyim. Acım tarif edilemez bir biçimde. Sana yazarak hafifletmeye çalışıyorum…Biliyor musun sana bu güne kadar o kadar çok mektup yazdım ki…Ama hiçbirini gönderemedim… Bu kadar kısa bir ömre neler sığdırdık farkında mısın? Kavgalar, kıskançlıklar, hüzünler, sevinçler… En güzeli bir paylaşım oluşturduk senin de dediğin gibi çıkarsız, beklentisiz. Güzel miydi? Güzeldi elbette. Bir imkansızı yaşamanın mutluluğu vardı ikimizin de sevinçlerinde. Son bir şey… her pazartesi çiçek dikerdin bahçeme. Senin sözlerine, senin gözlerine dair. Ama bugün dikmedim dikemedim elim varmadı..Seni hissedemeyecektim ki, varlığın yoktu ki,benimle değildi ki yüreğin… Çiçeklerim mi? Onlar eskisi gibi bakmayacaklar bana ,gözlerin yok ki onlarda. Eskisi gibi bakamayacağım onlara sen yoksun ki…Ama hep hatırlayacağım.Zamanla acım hafifleyecek belki daha az hatırlayacağım seni. Ama her çiçek dikişimde, her sabah işe giderken, yada bir dondurmacının önünden geçerken,tartıya çıktığımda, yemek yaparken( belki düşüneceğim sever mi bu yemeği acaba diye), Fenerbahçenin maçı olduğunda, bir rüzgar estiğinde, yıldız kaydığında,bir aşk şiiri okuduğumda, denize baktığımda seni anımsayacağım. Belki karadutlu bir dondurma isterken gözgöze geldiğim dondurmacının gözlerinde arayacağım seni, bir çiçeğin tomurcuğunda, bir şairin acılı dizelerinde, Fenerbahçe maçlarında tribünlerde,deniz kenarına oturup yıldızları seyreden bir adamın yalnızlığında arayacağım seni. |
![]() |
![]() |
![]() |
#178 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Aslında biz gidenlerin arkasında yaşıyoruz. Sahte bir dünyanın nefesini alıyoruz inanmadığımız ciğerlerimizle. Yarına bakıp sıradan hayallere dalıyoruz. Oysa ki yaşam defterini açıp sıradan alıyor öğrencilerini içeri. Biz ise sıranın kime geleceğini düşünmek yerine aramızda sessiz bir korkuyla konuşuyoruz. Kaç kişi yaşamdan göçtü? Ya da kaç kişi yeni bir hayatı bıraktı arkasında? Kaç kişi ıslak yüzlerine baktı soğuk aynasında? Ya da kimler yürüdü arkasından cansız bedenlerin çaresiz yolculuğunda? Hayat bizi tekrara götüren bir oyun gibi. Her gün farklı bir saat ya da farklı bir tarih gibi ama yaşananlar ve hayaller hep aynı. Ne acılarımız ne de sevinçlerimiz farklı her saat başında. Tek düşündüğümüz bir şeye başlayıp sonundaki sahteliği satın almak. Kim döndü geriye? Kim söyleyebildi yapamadıklarını ya da içindeki nankör isyanları? Kim yüzsüz ve bencil olduğunu kabul etti? Ya da kim hayata isyan etti ikinci defa? Kim cesaret edebildi korkusuzca düşünmeye? Kimler ağlamadan, bağırmadan acısını gömdü içine? Kimler soyabildi katı fikirlerini soğuk rüzgarlara? Hangileri terledi emeğin ta ortasında? Şimdi beklenen her anın bekçisi olan insan kimin gideceğini nereden bilecek? Nasıl anlayacak bugünün son gün, bu nefesin son nefes olduğunu? Bir gün gibi yüz yıl da geçer. Bin yıl gibi bir an da geçmez bazen. Ama hatırladığın her yüz mutlaka bir gün kaybolacak. Unutma ki, yarın bugünden daha fazlasını anlamadıkça aldığın nefesin bir anlamı yoktur.
|
![]() |
![]() |
![]() |
#179 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sen nesin hala çözemedim, hem dünyanın eşsiz güzelliği hemde en büyük üzüntüsü... Ben seni çok sevdim, ama sen hiç sevmedin. Kızamıyorum ben sana. Kızamıyorum ki! İnsan sevdiğine kızamıyor ki... Sen benim nefes alma sebebim hemde utancım, sen benim gözlerim, sen benim kör kuyularım.
Sen başka yerlerdesin, yanımda olmana rağmen ben senin yanındayken sen başka yerlerdesin. Hep elimi uzatsam tutarım seni, ama bi o kadar da çok uzaksın. Yüzüne bakarken sevdiğinin başka şeyler gelmek ister dudaklarından, dökülen kelimeler başka sözler ama bunu engellemek nasıl bişeydir bilir misin?! Gözlerine bakarken içinin nasıl ürperdiğini bilir misin? Sen acı çekersin, ama karşındaki bunu bile anlamamaz. Sen içten içe hep ölürsün, yaşarken ölmek nasıl acı verir insana bilir misin? Ama sadece sen bilirsin... Ama sevdiğin için hiç pişman olmadım. İyi ki bu hayatta sen varsın, iyiki tanımışım. Sen belki çok uzaklarda benden habersizsin. Ama ben senleyim bu da yeter. Sen sevesin diye ben seni sevmedim, sen benim olmadan da ben seni hep sevdim. Bütün güzellikler seni olsun ömrümün canımın canı sevdiğim... |
![]() |
![]() |
![]() |
#180 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gözlerimden akan her damla yaş sana olan sevgimin ifadesidir. Gözlerimde gördüğün, içimden hiç atamadığım
o çocuksu korku, sana olan bağlılığımın göstergesidir. Her gece gözlerimi kapatıp, kollarında daldığım uykunun derinliğini, güzelliğini hayatım boyunca yaşamadım ben. Bütün ilklerimi sende yaşadım ben... Bu denli tutkudan sonra, sana olan güvenimi, saygımı ve ne kadar olduğunu benim bile bilemediğim sevgimi yazmaya gerek duymuyorum. Elinin elime değdiği anda duyduğum sıcaklık ilk günkü gibi. Her sabah senin yanında uyanmak, aldığım her nefesi senin yanında vermek ve hiç bir şeyden habersiz zavallı yüreğimin, ilk günkü gibi aynı heyecanla çarpması ne bir alışkanlık ne de bir heves. Saçlarımı tararken ellerinin en masum haliyle saçımın her teline değmesi,ateşlendiğim zamanlarda gözlerinin dolu dolu başımda beklemen gibi SAVUNMASIZ SEVİYORUM SENİ..... Dans ederken, saatlerce sımsıkı sarılman gibi DOYUMSUZ SEVİYORUM SENİ... Seninle boğuşup, oynadıktan sonra terimi sildiğin anlarda ki gibi SEBEPSİZ SEVİYORUM SENİ.... İyi kötü her zaman yanımda olduğun gibi, bende HERŞEYİNLE SEVİYORUM SENİ.... SEVİYORUM İŞTE...... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 11 (0 üye ve 11 misafir) | |
Konu Araçları | |
Görünüm Modları | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Çeşit Çeşit Kurabiye Tarifleri | F.S.Mehmet1453 | Yemek Tarifleri | 2 | 07-24-2009 10:28 AM |
143 tane Çeşit Çeşit Msn İfadeleri | alexdesouza1132 | Eskiler (Arşiv) | 6 | 10-04-2007 12:06 PM |
Çeşit Çeşit Modifiyeli Araçlar | UseLanMaz | Eskiler (Arşiv) | 2 | 08-24-2007 12:39 PM |
İşte çeşit çeşit nickler ( arap,dj,mafya,japon,kutulu...) | *KRAL* | Eskiler (Arşiv) | 3 | 10-01-2006 07:54 PM |
En iyi Ve Yeni Antivirüs Tarayıcıları Çeşit Çeşit | Scorpionking2 | Eskiler (Arşiv) | 4 | 03-11-2006 02:12 AM |