Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

Bilinmez

duydum beni soruyormuşsun,özlendik mi?
hiç uğramıyor demişsin,sözlendik mi?
yaptığımdan haberin varmış,izlendik,mi?
deli kafam var benim,ne yapar hiç bilinmez

hadi gel diyenin ardından gidemem
kaş-göz eden herkese gönül geremem
aşk-meşk işleri hasır değil yere seremem
günü,gününü tutmaz,ne yapar hiç bilinmez

ben gezer dolaşır,gönül ortağı ararım
kalbime heyecan,gönlüme aşk sorarım
sana gelsem ne aşkına,ne sevgine yararım
aşk-meşk işlerinde,ne yapar hiç bilinmez

belki bir gün gelir de,bir çayını içerim
ama kalbimin aşkını kendim seçerim
bol geleni bedenime göre ölçer,biçerim
sevda-gönül işleri,ne getirir hiç bilinmez

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

BİZim Evin HALLEri



Kızlar söz dinlemez anadan soğuk
Oğlan kazık kadar,oldu bir lavuk
Ziyan eder yakar,pişiremez tavuk
Ne olacak böyle,bizim evin halleri

Sigortalar atar ışıklar söner
Biraz zor gördümü başları döner
Alır eline sopayı,çocukları döver
Ne olacak böyle,bizim evin halleri

Baba kendi halinde,sahiplenmez ocağı
Çocuklar kolay görmez baba kucağı
Süpürmez evini,toplamaz köşe bucağı
Ne olacak böyle,bizim evin halleri

Ortalık toz içinde,biraz sil süpür
Düşmüyor kimsenin ağzından küfür
Kalkar sofradan,söylemez şükür
Ne olacak böyle,bizim evin halleri

Taşar yemeği,ocak üstü silmez
Bütün suratlar asık,yüzler gülmez
Çay demlemez,çorba nedir bilmez
Ne olacak böyle,bizim evin halleri

Biraz bağırdımmı suratlar asılır
Sara nöbeti tutar,her yanı kasılır
Pilavı taş gibi,üstüne çivi çakılır
Ne olacak böyle,bizim evin halleri

07/06/2005

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

BOĞAz İÇİNde

bir tutam cesaret ile yanaştım
ruhuna,
çekingen ve ürkek,
gururunu ayaklar altına almış,
karşında saf,temiz bir erkek,
isteseydin sürüklerdin aşk deryasına,
bir çift tatlı sözünle,

ruhuna adamıştım ruhumu,
gel demesen'de bir işaretin yeterdi,
atardım kendimi ardından,
ilerisine bakmadan uçurum da olsa,
koşar adımlarla,balıklama.

hangi dağlar önüme dizilirdi
hangi haddini bilmez deniz engellerdi
bir tek işaretin yeterdi
karşıdan da olsa,
fermuar kapatır gibi,
birleştirirdim avrupa ile asya'yı

sen ise,
dizlerimde kan pıhtısına dahi bakmadan,
çektin gittin,
arkana bile bakmadan,
hadi git,git ama lütfen,
üsküdar sırtını aşarken,
bari bir dön de arkana bak,
nasıl can veriyorum,
boğaz içinde.....

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

BulUNMAZ

Düşme dostum dert içine
Girdiğinde yol bulunmaz
Kaçar dostun arkadaşın
Tutunacak kol bulunmaz

Örümce ağı gibi sarar
Gönül,derdine can arar
Çırpındıkça beden yorar
Yorgun düşer,hal bulunmaz

Dost diyerek güvendiğin
Canım diye su verdiğin
Canından parça bildiğin
Zor gününde kul bulunmaz

Merhem istersin yarana
Der; sende yoksa arama
Ateşle yaklaşırlar çırana
Sarılacak çul bulunmaz

El ararsın huzur veren
Bulunmaz yüzüne su süren
Çok çıkar kitabını düren
Kaçacağın sal bulunmaz

Can sanıp da sahte gülen
Menfaat uğruna yoluna ölen
Dost acı söyler; der bilen
Acı sözde bal bulunmaz

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

CAviDAN

zeytin ağaçları dibinde
filizlenmiş yeni fidan
siyah-yeşil zeytin toplar
zeytin gözlü cavidan

tırnaklarda pembe oje
zeytin karası bulaşmış
etek giymiş boydan uzun
zeytin filizine dolaşmış

saçlar bağlı at kuyruğu
uçları yerde sürüklenir
ateş basmış bedenini
etek ucuyla körüklenir

toplar bir,bir zeytinleri
derde deva yağ çıkacak
akşam toplar kırılan dalı
yakacak odun çıkacak

zeytin toplamak kolay değil
gece gider yorgun argın
bu gün zeytine gelmedi
kalbim cavidana dargın

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

Cesaret

gözlerin sevişmesi cesarettendir
gönüllerin sevişmesi esarettendir
bedenlerin sevişmesi asalettendir
RUH'ta üçüde yoksa sefalettendir

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

ÇAĞLAyan



Yüksek kayalardan dökülür suyu
Düştüğü yerde açar; Derince kuyu
Coşarsa durulmaz önünde kötüdür huyu
Doğanın aranan güzelliği çağlayan

Dağlarda muhteşem bir ortam oluşturur
Rendevu yeri olur; Sevgili kavuşturur
Canları,ciğerleri,aşıkları buluşturur
Ruhumuzu dinlendirir; Güzel çağlayan

Su kenarıdır bin bir çeşit olur bitkisi
Gözler görür; İçimizden çıkmaz etkisi
Set çekilirse önüne; Kötü olur tepkisi
Gölünle,sularınla,baş tacısın çağlayan

Göz yaşı gibidir; devamlı akar durur
Hırçınlaşır; başını taştan taşa vurur
Doğada güzelliktir; aşıklara konu olur
Kanalınla suyunla çok yaşa çağlayan

Konu olur filimlere,ilham verir ozanlara
Yatak yeridir,bitkilere,balıklara
Her türlü ceza gerek kanalı bozanlara
Ülkemin güzel manzarası; akar çağlayan

Bol olur suları; Gürül-gürül akar
Değerini bilmeyen ahmakca bakar
Gelenler dilek diler,mumlar yakar
Bazen ziyaret yerimizdir ÇAĞLAYAN

A.özen

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

ÇEKmem mi GERek

nasıl olur darıltırım arzuladığım kadını
hiç dilimden düşürmedim o güzel adını
unuturmuyum sanıyorsun dudağının tadını
dudağım dudağına hasret mi kalması gerek

beraber olmak varken dargınlık nemize
sen ayrı ben mutsuz,ne geçer ki elimize
tartışmada sahip olamadıysak dilimize
yıllar-yılı hep dargın mı kalmamız gerek

ceza mı veriyorsun bana,dargın kalmakla
atamam aşkını kalbimden ayrı durmakla
dilim aşındı güzel adını herkese sormakla
ömrümüz bitene kadar sormam mı gerek

batası dünyada bizimde yüzümüz gülsün
aşkımdan ayrı kalanlar diyorsan ölsün
demişsin ki,aşkı çok büyük ikiye bölsün
bölük-pörçük gönülle mi yaşamam gerek

yeterince sensizlik çektim,gül yüzüme yeter
senden ayrı kalmak inan ki ölümden beter
hasret çeken gönüllerde hayat mı biter
mezara yatana kadar çekmem mi gerek

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

Çiçek Açtı

bahar geldi hayatıma
yumru-yumru çiçek açtı
pembe,beyaz yaban gülü
sümbül,lale çiçek açtı

mis koku saçar edrafa
dertleri kaldırdım rafa
hasır altı oldu cefa
menekşe,gül çiçek açtı

kalbimin ucu filizlendi
kokusuz çiçekler gizlendi
kardelen,krizantem özlendi
zambak,leylak çiçek açtı

kara kışı kalbime sokmadan
bir,bir koklarım bırakmadan
dert düştüğü yeri yakmadan
papatya,nergiz çiçek açtı

baharı tuttum bırakmam
güz yaprağı gibi dolaşmam
zemheriye gönül yakmam
karanfiller çiçek açtı

Abdullah Özen

[GooD aNd EvıL]

ÇİFleşmek İSter

pembe düşünceye dalınca
kimsesiz yalınız kalınca
kafamıza da biraz sarınca
gönüller çifleşmek ister

kalp'ler aradığını bulursa,
arada anlaştma olursa,
sevgi,saygı hep kalrısa
kalp'ler çifleşmek ister

olgunluğa girince yaşlar
göz-göze gelmeler başlar
yüzler güler inmez kaşlar
gözler çifleşmek ister

ateş basınca bedenleri
kimse ayıramaz sevenleri
araya koyar isteyenleri
sevenler çifleşmek ister

bekarlıkta görür sakınca
gönüller bir-birine akınca
kollar da bedenleri sarınca
dudaklar çifleşmek ister

çifleşmek evren kanunudur
hür dolaşmanın sonudur
çatıya girmenin yoludur
evlilik çifleşmek ister

Abdullah Özen