![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Işığını Çocuğum
Işığını çocuğum senin gözlerindeki ışığı yüreğime katıp götürmek istiyorum karanlığın kırılacağı noktaya kadar taşımak çocuğum taşımak istiyorum. Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İçim Ağlıyor Bugün
Bugün de bulutlarda gözlerim Yaktı kavurdu güneş Bir çiselese diyorum Hiç olmazsa bu yaralı yüreğime Yoksa boşuna mı toplanırlar üstüme Görmüyor sanki bereketin tanrısı Toprak çatlamış işte Filizlerse eğmiş boynunu Önümüz kış Ve bu topraklar örtününce İki metre karla örtünür Tipisi de cabası Bugün de boş döndü gözlerim Anlayacağın Öylesine gidiyor bulutlar Nerde kusarlar bilinmez Kara kalem mi çalışıyorlar ne Şekilleri kaldı ellerimde Bu işleri bırakıp da diyorum Resime mi soyunsam Nerede bende o yürek Göğsüm değmiş toprağa bir kez Toprak çatlamış hıncından Dilim kuru Fırça mı tutar ellerim Anlayacağın Bugün de heba oldu Toprakla bulut arasında Gitti geldi gözlerim Elimde değil Ve ellerim bomboş İçim ağlıyor bugün Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İçimdeki Seni Tutabilmek İçin
Bir sınırdan bilmediğin sınırlara uğurlarken İki damla gözyaşında mı kalacak sanırsın Damla damla yanaklarını okuyan hasretini Titreyen el sallamalarında mı yoksa Kurtarırsan kendini devin pençesinden Yırtarsın sicili bozuk yazan fermanı Bilmediğin yollara doğru uzanırsın Hiç bir durakta bekleyenin yokken Artık gözyaşları mı saklanır Öte sınırlar aşılırken, kime ne? Bir ayağım Selanik'te kalır Hapiste, Ekmek su gibi muhtacım Bedenime bağlarken seni Senden habersiz, sensiz Zincirin bir halkası da senin Bil ki seni tutabilmek içindir Çam yarmaları görürüm Avere dolaşmaktan elleri yosun tutmuş Toprağın üzerine düşen çam yarmaları Biri diğerinin buruşmuş birer kopyası gibi Atina'nın ormanında Athena'dan habersiz Uzaklardan gelen çam yarmaları... İçimdeki seni sıcak tutmak için Güneşe açılır, ezgilerimle içimi dökerim Fırsat buldukça çam yarmalarından uzakta. Tek başıma gezinirim, yüküm sırtımda Kimbilir daha kaç yıl, yaşarım ben bu yürekle. Bir çamın yeşilinde kalır gözlerim Gövdesindeki yarıkla Derisini geçmiş bir yaradan Akan gözyaşlarındayım İki çiviyle tutulmuş Küçük bir kovaya Damlıyorum senin için. ... Kaç zamanlardır bilemem Denenir ödenmemiş bedellerde Gidiş yolları taranır taranmasına Yaşam peşkeş, Sınırlar aşılır iç çeke çeke. ... Gecenin han ki vaktidir? Yarı çıplak insanlar birikmiş metroda Ciklet parasına açılır utangaç elleri Bükreş'in ortasında Moskova'nın metrosu Neden asfalt tutmaz bu sokağı, Bu kent yorgun mu düşmüş? Kendinden geçmiş bir iklim Hoyratça esiyor bu kentlerin üstünde Erkenden vurmuş saçlarına Yüzler sararmış solmuş erkenden. (Ezgilerde Kaldı Yüreğim 2. Kitap) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İki Adım Bir Açı
Sert bakışların üstünde çatılmış kaşların oynuyor yağlanan kaçıncı urgan koca devin pençesinde sallana sallana kurbanını bekliyor. Hasmının ciğerine hançerini sapladılar yüzbinler ayakta. Kendi halinde bir adamdı arananlar listesine girmeden önce önce büyüttüler sonra tepelediler. Kılcalından değil diyor bir yanı yosunlu dev atar damarından yakalayın sel olup akan kalabalıklar tez elden durdurula bu bir emirdir, duyduk duymadık demeyin devlere karşı konulmaz. Koruması gereken yasası ellerinin içinde dini gereklere ne hacet herşey ortada. Karanlıklar kavşaklara kavşaklar karmaşıklara uzayıp gidiyorsa o çıkmaz sokaklar... an gelir çekilmez olur emirlerini yırtıp atarlar kocaman bir dev de olsan... Ellerine vuran korkuları çaresizlik içinde birer birer kemirirken sırıtırcasına kendi yakanda duran yosunlara mı yedirirsin.. Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İki Bin İki Yüz (Güleceksiniz Çocuklar)
dağların yüksekliğine bakıp başı dönenler eteğinden akıp giden bir kucak suyu bilmezler bilmezler yaşamın damla damla damardan geçtiğini duymazlar damlaları, görmezler nasıl yola getirdiğini en sert kayaları İki Bin İki Yüz (Güleceksiniz Çocuklar) insanlığına bakın ki bu insanların acı çekmesin diye atları kafasına bir kurşun sıkıp bırakıyorlar yerde sizler devralırken kendi başına kalan yaşanmamış hayalleri burkulacak içiniz belki ve satırları yandan okuyabilir dudaklarınız soğuyan alnınızdan akarken bir tarihin damlacıkları belki yarım ağa ağzıyla gülüp geçenleriniz kaçarcasına gamzesinden gülüşleri anlamsız kavgaları okuyanlarınız takılıp kalanlarınız olur ölü ruhlara bir emirle yok olan yüz binler orada boynu bükük, gözleri açık gözlerinize bakıyor olacaklar şiirler, romanlar okuyanlarınız putlara konan kuşların kanatları altında limoni resimlere dalıp çıkanlarınız arada bir değişik dillerden dinleyenleriniz ezgileri yüzyıllar öncesinden yarına bir köprü açlıkla boğuşanları göreceksiniz her durakta kelimeleri süslemeden, gözlerinizi kaçırmadan kuru bir dille konuşacaksınız ciğerinin yağını eriten aç gözlü mutlu azınlığın çekip çevirmesine bu koca dünyayı herkes kendine göre anlatırken her şeyi herkes kendince de haklı prosedür gereği çarpık hayatlarını göreceksiniz çocuklar yersiz – yurtsuz kalanların ötesinde ‘haklılıklarının’ altında ezilen binleri tadınız kaçacak tanıdıkça bir off çekip kurtulmayı deneseniz de büyüklerinizden kalma omurga ağrılarından yüzyılları alacak temizlenmesi toprağın limoni gülüp geçersiniz çocuklar gücü yeten yetene bu diyarda ele verdiler bütün ilkelliğiyle modern çağın kimliğini hükmünü sürenlerin karnında her gruptan, her renkten kanlar göreceksiniz resmi tarihin ötesinde birbirine karışmış her gözden akan gözyaşlarını okur gibi dizlerinize oturur paylaşım yıkımlarından arta kalan karanlıklar ve kayda geçilmeyen işkenceleri kemiklerinden okuyacaksınız insanların ve ırzına geçtikleri kızların mor bakışları altında gaz odalarını göreceksiniz gidenlerin ardından sizler güleceksiniz çocuklar, bizim ağladığımız duvara uyanık, doymak bilmeyen birkaç kişinin dünyayı kirleten o iğrenç nefsine karşı bir olamayışına insanlığın belki açlık sorununuz olmayacaktır sizlerin kapınızda kilit, bahçenizde duvar da olmayacak bey gibi yaşayanlarınız, harem kuranlarınız filan beyin gücünüzle avuç içine çevirdiğiniz dünyayı tutarcasına kendi ellerinizle, soluyacaksınız yürümek istediğinizde sınırlara takılmadan şeytanlar, melekler ve daha bir yığın şey… mayınlar, tanklar da olmayacak hayatınızda tel örgüler, kelepçeler, göz bandajları ve bunlara kulluk edenlere ve bize yabancı gelen dillere örneğin kapı komşunuzun diliyle konuşacaksınız annenizle ve onlar anlayacaktır sizi tanıdıkça birbirinizi, yıkılır aranızdaki duvarlar insan gibi insan olmayı verimli, verimsiz toprakları tanır gibi soğuk, ılık iklimleri büyüklerinizi andıkça güleceksiniz çocuklar izleri donmayacak mimiklerinizde büyüklerinizin küçüklüğüne ezilirken size yabancı kelimeler olacaktır elbet hikayeleri ‘yasaklanmış’lardan kalma bizim de güldüğümüz şeyler vardı çocuklar üstesinden gelemediğimiz acıların kaynağına girip bin bir adla içtiğimiz… Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İki Göz Boşuna Bakmaz
Ele alınmayan dününden buğüne geldin Çağlar ötesinden bir zıpladın pir zıpladın Karanlıklara yatıp çelme taktın, laf çaktın Küçük bir el aynası göndermişti kardeşin Arkası sırlanmış mini cam parçasında Belki işine gelir de kendini görürdün... Kardeşin çizmişti resmini Kara bir kalemle ak bir kağıt üstüne Mimikler yapmıştı yanaklarına Mimikleri anlamadım ya haydi neyse... Gözlerin boşlukta, ellerin bir hiç uğruna Karanlıklara gömülmüştü Karanlıklar ki Beyaz bir taşı siyah taşa benzetmişti Ortasındaki yarıktan habersiz dururdu. ... Geleceğimi mi sordun, yarısı gizlenmiş diyorlar Bugünden yarını doğurmaya koşturur durur Ilık esen rüzgarı düşlerine katmış yolunu sürer Önünde kavisler çizen toz kümeleri dağılır gider. ... Bitkinin gücü yetmiyorsa ayrığa Hayra yormaya ne hacet var Arsız olan ayrık otuysa eğer, Aykırı düşersen yabancılaşmalara Ve de kullanılmalara Öyle uzun boylu sözler çıkmaz ağzından Bu havalarda iki göz boşuna bakmaz... (Ezgilerde Kaldı Yüreğim 2.Kitap) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İki Gözüm
biliyor musun şu kırmızı toprağın üzerinde duran kara taş gibisin bana sevdasız başıma vurup durursun ak düşmüş sakalımdan sözüm geçmez oldu kimseye gerilip fırlıyor yıllar iki gözün arasından kavganın içinde günü gelmiş arpacık an dediğin aşılmaz dağa dönmüş portakal çiçeğinden çıkıp girmek istiyorum sevdaya müzik eşliğinde haykırmak geliyor içimden oy dedin / oy verdim vergi dedin / vergi verdim gel dedin geldim git dedin gittim ne büyükmüşsün sen baba iki gözümsün devlet baba ey Akdeniz Toroslar elimden tutup kurtarın beni Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İki Karanfil Gülümsüyor
İhanetin gizeminde mi kalır Pervasız izini sürenler Hava sisli Dumanın çökmesine kalmış Yapılan o ince hesaplar Tutmayabilir de Beyaz Dağ'da iki karanfil Güneşte, Yağmurda Rüzgarlara karşı Baş başa vermiş iki karanfil Bir başka mevsimdedirler Dersim'in ak yüzünde Gülümserlerken Bakılmazdı Dumanın kaplamasına Ve ihanetin gizemine Vura vura Sabırla Dağlara yüklenmiş İki karanfil İradenin zaferinde Birlikte yoğrulurlar... Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İki Yol Kaldı
iki yol kaldı onca yolun arasından yaşamın cilvesi, gelip geçti işte tutamadığın koskoca bir ömür ellerinin altından kaya kaya gitti ... kala kala iki yol kaldı önünde etme bulma dünyası derken bilirmiydin farklı bir seçeneği birisi hala altında durduğun duvarları çatlamış eski bir yapı sıva üstüne sıva ile tutarlar çatısında yarasanın yuvası temeli sarsılmış eski bir yapı ... seçeneğin diğeri yeni bir yapı özene bezene yaparsan eğer tepeden tırnağa duvar duvara iyisi mi kötüsü mü yaparsın elinle temelinde olmazsa ufak bir hile tepesine çıkamaz elden ele. Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57923
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İkilemin Böylesi
Kaplanlar o iri gövdeleriyle hızlı koşup Bir kurt gibi de avını gırtlağından ısırarak Cansız, nefessiz bırakan Şu bildiğimiz kedigillerden olanlar, En çok ta geyiği severmiş Geyiğin gözleri ki... Kardeşimi emziren Annem gibi... Öyle gözüne, kaşına vurulduğundan değil Etinin tadından, zararsız, temiz oluşundan... Bizim oralarda bakmaya bile kıyamadığımız Güzelliği ile dağlarımızı mesken tutup Aşklarımıza işleyip doyamadığımız Ve de kendi toprağımızda Ne pahasına olursa olsun özgürlüğünü kısmadığımız Kutsal saydığımız dağlarımızın geyiği, Bir de domuzu severmiş, şu bildiğimiz yaban domuzunu Bizim oralarda hiç te sevmediğimiz Yüz vermediğimiz ve de günde on kez de görsek Selamsız sabahsız geçtiğimiz domuzu severmiş, Dinimizin doğuşundan beridir ki haram sayılmış Açlıktan ölsekte yemediğimiz Domuzu avlarmış yine bir kurt gibi. Yine de kaplanlar avını da onurunu da Çakallara teslim eden o korkaklar ki Aç kaldıkları zaman Hem de bunca domuz içinde İnsan avına çıkarmış... Bunlar, bildiğimiz sıradan, Silahsız, savunmasız insanlar O insanca yaşaması için Kimliğine, rengine diline, dinine Yerine, yurduna yurtsuzluğuna bakmadan İnsanlık adına yol gittiğimiz Çekinmeden can verdiğimiz İnsanların etini, yerlermiş, aç bir kurt gibi. (Ezgilerde Kaldı Yüreğim 2. Kitap) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
Konu Araçları | |
Görünüm Modları | |
|
|