![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Sevdanın Son Kerem'i
Yanlış düşler içinde dalgın dalgın yürüyen Başını çarpıp kanatan arasıra gerceğe İki de bir karıştıran ağaçta Bir dal mı olduğunu yoksa yaprak mı Yoksamaya çalışan alaycı bir ormanı Sensin toz kumaşlı giysiyi seven İnce bir uğultunun küçük kardeşi Sevdanın son Kerem'ine benzeyen Seni bir yerlerden ısırıyor gözleri Antika eşya gibisin aşkın seri salonunda Görkemli gösterilerin yapay oyuncuları Tükrük üretmeye alışkın ağızlarca Bilgiç laflar ediyorlar karşında Konuşsun susmayı beceremeyen Sen dinle üstünü kül örtmüş ateş Sevdanın son Kerem'ine benzeyen Eskimiş öykülerde kimlik arıyor değilim Yazıyorum acıyla, yanlış yorumluyorlar Yaralı hayvan gibi soluyup iç çekerek Pazarlığa giriştiğini söylüyorum aşkların Geçmişi özlediğimi sanıp aldanıyorlar Anımsat onlara n'olur gömleğinin deseni Yazdığımın aynası, ikiz kardeşim benim Göster yaz sıcağında üşüyen yüreğimi Üstüme yorgan getir, koklamaya bir çiçek Otur şöyle yanıma duygularıma benzeyen Yenik düşmüş gibiyim aşkın tartışmasında Yeniden onar beni ve beni haklı çıkar Taşlanmayı göze alan antika Süte su katanları kargışlama işini Unutursam anımsat, dalgın bir adamım ben Ey yüksek yapıların alçakgönüllü temeli Sevdanın son Kerem'ine benzeyen |
|
|
|
|
|
#2 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Sincan'da Ölmek
"Bir şair İstanbul'da doğmamışsa İstanbul'da ölmelidir" Bu cümleyi kurduğumda Kuğulu Park'ta mıydım? Yanımda Yücel mi vardı -milattan önceki Yücel - Hayati mi geçiyordu, Hüseyin Atabaş mı? Hangisine seslendim, duymayan hangisiydi? Ama şundan eminim ben bu sözü ederken Havuz dediğin deniz, kuğuı dediğin martıydı İnsan kendi yazdığını tırnak içine alır mı? "Kayığını kaldırıma bağlamış biri Yerine geçiyorum şu sıra Ankara'da" İstanbul düşleriyle yaşlanıyorum Yarım Kayseri geride, çeyrek Malatya Teselli ustasıyım; Ankara fena değil Mülkiyeliler bahçesi Mehmet Taner'le Çay içimi Ahmet Telli; öteki Adnan Beriki Salih Bolat, karınca kararınca Gizli şair Hasan Ali, yakın olan uzaklık Şükrü bir türkünün su boylarında Ve benim burada ikilemlerim Kravatlı şehirde yakası açık gezmeler Hep şapkalı görmek Ahmet Özer'i Tavla oynar gibi sakalla oynar Engürü Kahvesi'nde Nihat Genç keyfi Şimdi Ahmet Erhan İstanbul'da ya Yaşadığı "daüssıla" Ben daha buradayım, kuğular parkta Giderim belki bir gün, çocuklar uçar Ve Zerrin saçlarını sarıya boyatırsa (Üç kitabı burda yazdım, bu evde Çekiç ve çivilerle) Bir gün mezarlığına gömülürüm de Sincan'da bir sokağa adım verilmez Olur ya, belediye başkanlarından biri Adımı değil de Yalnızlığımı belki |
|
|
|
|
|
#3 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Soğuma
Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı Yalnızlık odadan çıkar ve sığmaz alanlara Orman çok uzakta ama dal burada kırılır Nehir çok uzak ama burada yıkılır köprü- Her tabut yanlışlıkla bu eve getirilir Omuzlayacak olanlar ölüden daha ölü Anılara ne oldu? Madenden çabuk soğuyor Yaş elli mi olüyor, ki bakon çiçekleri Bahçe düşlerine nokta koyuyor. Bir arkadaş sesi gibi sıcaktım düne kadar Her kilidin üzerinde anahtar vardı Nehir demiştim dördüncü dizede Düşen köprümü sulara, zaman mı? Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı Yaş elli mi oluyor, öyle mi geliyor bana? Ölüm dediğin nedir, kendinden uzaklaşmak Caddelerin kapanması içindeki sokağa Ev dediğin bana göre odalardan ibaret Yani ötekilere kapalı odalardan Elli yaş nedir peki? Yalnızlık yürüyüşü Bir otele ulaşmak ıslak kaldırımlardan İzmarit kadar hükmüm yok tiryaki dudağında İçim sanki otelin yolcudan yoksunluğu Jokeyini bir daha mahçup eden at. Farkım yok sararmış pencere perdesinden Yanmış kömür soba için ne anlama gelirse Elli yaşın sınırında o anlamı buldum ben |
|
|
|
|
|
#4 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
SİNCAN'DA BİR SOKAĞIN BALKONDAN GÖRÜNÜŞÜ
Kendine bile açılmayan bahçenin kapısından Çocukluğumun yitik lale çalma girişimleri Korkuları görünüyor sokak adlı bu aynada Düşük ölçekli depremi andıran bir ihtiyar Son kez dokunuyor sanki gecenin saçlarına Yüz metre kadar ilerde nasırlı el öpülüyor Yeni evli olduğunu sandığım iki insanca Üç-beş omzun üzerinde beliriyor bir tabut Çiçek düşüyor saksıdan, yılan akıyor balkona Başka neler görünüyor, Sincan'da bir sokağın Gözlerine büyüteçle baktığım zaman Gözyaşı deseniyle süslenmiş bir mendilin Takıldığı netleşiyor sokağın yakasına Acelesi varmış gibi söz ettiğim ölünün Ulaştığını görüyorum bir camii avlusuna Yerde pankart yırtıkları, güz resminin üstünden Koşarak geçtiğini görüyorum gençlerin Birisi bana benziyor, lise sonda olmalı İzmaritli günlerimi, ilk içkimi andırıyor Çantasında şiir vardır, yüreğinde leylâ'sı Yürüyüşüm değişirdi aşık olduğum zamanlar Kimse beni tutamazdı dördüncü kat balkonunda Bütün sokak duyardı, yirmi beş yıl öncesi Sesim fena sayılmazdı elbet aşk şarkısında Annemin öldüğünü hiç kimse farketmemiş Saçı sarmaşık ablamın, sesi kuş çığlıkları Balkonumdan bakıyorum, kendi içine çıkıyor Parka teğet geçmiyor, sokak değil içkanama Şiirini yazmalıyım bana benziyor çünkü Akrabalar arasındaki müthiş yalnızlığıma Bol gelirken gündüze gecenin elbisesi Ankara'da başladım yeni bir gurbet faslına Ben gelince gitmiş herkes, çiğdemler, çiçeklerle Hiçbir şey görünmüyor, Sincan'da bir sokağa Ya bir perde çekilmiş ya da perde gözlerimde |
|
|
|
|
|
#5 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
TRAVMA
Karlı sularda açan köksüz bir nilüferdim Suları temiz gösterdim, köklerim var sanıldı Bunca şaraptan sonra kusma vakti gelmiştir Kırılmalı bin yerinden yaldızlı sandık Sıradanlaştı birden gülün çığlığı bile "Efsane-i Leylâ vü Mecnun'dan usandık" Göl bile olmamışken okyanustan konuşmak Yanılsama ustasının harcı olsa gerektir Oğlundan öç alırmış babasına yenilen Şaraba dönüşmek ise üzümün ilkesidir Psikologdan önce fark etmiştim, sakladım Karanlığı yedim de sanki ışık geğirdim Parçalanmış kişilik babadan miras kaldı Meşale elimi yaktı, oğluma verdim Baba! En az senin kadar şiddetli seviyorum Ve en az senin kadar kırıyorum sevdiğimi Ortasını bulmak için durgun rüzgara bindim O bile savuruverdi acemi biniciyi Sahte cümleler içerir kurda yazılan mektup Kuzu diliyle kaleme alınmışsa değil mi? Kaç kişi bilebilir bir serçenin içinde Diyelim ki üç-beş tane kartal bulunduğunu Değirmenin varlığı öğütmeye bağlıdır Buğdayın yönelişi akla getirir unu Suyun yüzüne baba, gözlerinle bakmıştım Ve görmüştüm dipteki çakıl yalnızlığını Yenilecek kadar güçlüyüm artık Bir tekneyim, gösterin bana kayalıkları! |
|
|
|
|
|
#6 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
TUTSAK YOLCU DİLEĞİ
1/ Perdeleri çekmeyelim çıkarken Bizi bekleme duygusuyla bırakalım bu evi Bu evi öyle sevdik, bir ölünün tabutu Kirpinin dikenlerini sevdiği gibi Eşyalara bakmaktan birbirimize Bakamaz olmuşuz fark etmedin mi? Ev önce sığınak, bir tuzak sonra Yolculuk birbirimizi görmek için bir fırsat Ayna da eşyadır, valize koma! 2/ "eşyanın konumunu biçimini rengini almışlardır" En büyük cakaları karşı komşuya karşı çay içme bahanesiyle balkona çıkmalardır Böyledir evlilikler, evlerden çıkmayınca Evimizden çıkalım, özleriz belki Otobüse binelim kuşların durağından |
|
|
|
|
|
#7 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Tuzlu Çeşme
Yetinmeyi bilirim okyanus ile Aşkım söz konusu olduğu zamanlarda Bir deve yatağını ırmağa çeviririm Bir öpüşü kıvılcımdan yangına Bir dal parçasıyken orman olurum Öptüğüm zaman boynunu Kollarım bir vücudu sarmakla yetinemez Sevgilim bilir benim sonsuzluğumu Hangimiz dişi panteriz bilinmez Vahşi bir doğurganlık sevişmelerde Soluğumuzun toplamı yanardağ ağzı Yağmur elde ederiz çiğ tanesinde Matematik bizim işimiz değil En güzel hesap hatası bizim aşkımız Dünyayı kocaman gözlerle gören Etrafını duymayan iki sağırız Sarılmak dediğin sarmaşıklara benzer Balkondan ibaret sayılan evde Yüklü bir kamyon gibi rampayı çıkıyoruz Rüzgârdaki kuş tüyü hafifliğinde Bir çıkmaz sokağız caddeye sorsak Postacıya kalırsa pulsuz mektubuz Nereye gideceğimiz belli değilmiş Belki bir uçuruma bizim yolumuz Olsun varsın, dünya bizden ibaret Klasik göl manzaralı gecede Bütün uçmalara bir çift kanadız Ah efendim, sevgilim tuz ben çeşme |
|
|
|
|
|
#8 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
YANLIŞ ANKA DESTANI 3
Uzun bir öyküdür, anlatanı bulunmalı Bir dizeyle özetlenir: Koklanmayan gül üşür Ama açmalı onu, birazcık kanatmalı Şiiri, sevdayı içerir öykü Yolcu düşkünü hanları Söz düşmez hancıya, o ne bilir ki Bir acı şiirle nasıl örtüşür Yüzünü ayaz mı yalamış, hancı Her zaman bir sıcaklığı öpmüştür Yolcumu ki toz tadını tanısın Hancıdır o, bu şiirde bir simge Açıklamak için kimi şeyleri Araç olacak belki de (Eski sözdür: Kuşlar kanat açmalı Bu öyküyü dinleyen bulunmalı) |
|
|
|
|
|
#9 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
İÇİMDEKİ DANSINA ARA VERDİ İSPANYA
Büyük Umutlar Caddesi'ndeki hiçbir ev benim değil Hindistanım yok benim, bende Nil kıyısı yok Adım yok afişinde çok tutulan bir filmin Bana değil tufanı andıran bu alkışlar Her zaman iyi gelirdi Ülkü Tamer okumak O da iyi gelmiyor nedense şu sıralar Ankara manzaralı Çankaya sırtlarım yok Gitaristi değilim ünlü bir topluluğun Bisikletle dünya turu düşlemiyorum artık Sallamayı bilmiyor bindiğim kör salıncak Karada yüzmesini öğrenemeyen gemiyim Bu yüzden trenlerim İstanbul'a kalkacak Çok isterdim Çin Seddinin mimarıyla konuşmayı Kanat ile pençe arasına sıkışmış kartal ağzıyla Bütün bunlar olmadı Madrit'e gidemedim İçimdeki dansına ara verdi İspanya Haydar gel çay içelim konuşalım aşklardan Seni bilmem ama ben çok kötüyüm Moskova kışı gibiyim bu yaz gününde Taşla doldurulmuş bir kuyu göğsüm |
|
|
|
|
|
#10 |
|
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlar: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Thanked 26 Times in 10 Posts
Üye No: 43291
İtibar Gücü: 1640
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
İMZASI GÜL
İmgeydi gül, kan sızdıran yerinde Bahçıvan ekmeği bançe düşleri Uzun yol sürücüsü, otel kâtibi Kıskançlığın alfabesi örneğin Sözgelimi bir cinayet nedeni İmgeydi gül derin avcı izinde Ezilmiş ceylan bakışı imgesi İmgeydi gül, elyazması kitaptı Sığ okumaların göremediği Gül imgesi sırı dökülmüş ayna Nasıl göstersindi inceliğini? İmgeydi gül, yani hekim çantası Bir ecza dükkânı yaralarına Büyümeyi öğretirken sudaki halkalara İmgeydi gül, bileğine çiviydi Göndermeydi çarmıhtakı İsa'ya İmgeydi gül, yenik zafer gününde Özenle büyütülen sevişme vakitleri Diyorum ki karbonuydu kimliğin Ceketinin cebindeki bir gözyaşı mendili İmzası gül, bir hançere oyulmuş Kanayan bir kalbin üzerindeki Yazmıyorum ölüyorum diyerek Güllerle örtüyor bir şair cesedini |
|
|
|
![]() ![]() |
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| Konu Araçları | |
| Görünüm Modları | |
|
|
Benzer Konular
|
||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| şiirler | Kéan aRs | Eskiler (Arşiv) | 45 | 02-22-2008 11:30 PM |
| karışık Şiirler. | Spy_MasteR | Eskiler (Arşiv) | 48 | 06-24-2007 04:13 PM |
| Buda ßéndén :) | CéZaLı | Eskiler (Arşiv) | 1 | 09-26-2006 10:18 AM |
| Karışık Résimli Şiirlér | CéZaLı | Eskiler (Arşiv) | 0 | 09-25-2006 02:34 PM |