![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57904
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Direniş şarkısı
değil yüreği yanmış tespih tanesi gibi parçalanmış bir çocuğun çığlığıydı havada yankılanan misketim diye avuçladığı bomba patladığı an. Siz hiç öldünüz mü? Bin bir parçaya bölündünüz mü? Pimi çekilmiş arsız bir bomba kökünden koparır nice fırtınalara direnen çöl çiçeklerini baharlara bir merhaba bile diyemeden. Bir düğün şarkısını susturur şarapnel vurulur çeyiz sandığında hayal kuşları duvak takıp gelinlik dahi giyemeden. Siz hiç öldünüz mü? Kefensiz gömüldünüz mü? Züleyha sabrıyla ışığı bekleyen serçe vurulmuş konacak merhametli bir dal arar oysa cellat kudurmuş sıktığı her mermide içimde bir defne dalını kırar çiçek açmaz ateş altında gül gamzesinden vurulmuş nur yüzlü ölü bir bebeğin yaralarını sarar. Siz hiç öldünüz mü? Gamzenizden öldürüldünüz mü? Sönmeyen sigara dumanı gibi alev alev yanan. Kayıp bir kentte saba makamında bir şarkı değildir hayat tuvali kızıldır ölüm pusuda her köşe başında bir cellat patladıkça bombalar içimde açılan dipsiz çukura masum cesetleri düşer pat pat üşütür ölüm yüreğimi. Siz hiç öldünüz mü? Lapa lapa ölüm gördünüz mü?
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
Konu Araçları | |
Görünüm Modları | |
|
|