www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 07-10-2007, 12:00 AM   #1
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Sakın Unutmayın...!!!

OLUR YA UNUTURSAM...

Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.
"Eski gazeteniz varmı, bayan?"
Çok işim vardı.
Önce hayır demek istedim,
ama ayaklarına gözüm ilişince sustum.
İkisinin de ayaklarında eski sandalatler vardı
ve ayakları su içindeydi.
"İçeri girin de size kakao yapayım." dedim.
Hiç konuşmuyorlardı.
Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı.
Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara,
belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir,
azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.

Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken
ben de mutfağa döndüm
ve yarıda bıraktığım işleri yapmaya koyuldum.
Oturma odasında ki sessizlik dikkatimi çekti.
Bir an kafamı uzattım içeriye
küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu.
Erkek çocuğu bana döndü ve
"Bayan, siz zenginmisiniz?" diye sordu.

"Zengin mi? Yo hayır!" diye cevaplarken çocuğu,
gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı.

Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi
ve "Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım." dedi.
Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu.
Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa.
Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu.
Teşekkür etmekten daha öte birşey yapmışlardı.
Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı.
Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.
Sıcacıktı patatesler.

Başımızı sokacak evimiz vardı.
Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi,
bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi.
Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim.
Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala.
Silmedim ayak izlerini.
Silmeyeceğim de.

Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu...

Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu.
Ben unutmayacağım...

DÖRT KELEBEK


Dört tane kelebek bir gün bir ateş görmüşler.
Bunun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemişler.

Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış
ve üzerinin aydınlandığını görmüş.
Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:

--Bu ateş aydınlatıcı bir şey!, demiş..

İkinci kelebek bununla yetinmeyerek
daha fazla şey öğrenmek istemiş.
Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş…
Demiş ki:

--Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey!

Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş,
Biraz daha biraz daha yaklaşmış.
Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş
ve yanmış kanatlarıyla geri dönmüş…
Şöyle demiş:

--Ve bu ateş yakıcı bir şey!

Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş.
Biraz yaklaşmış, aydınlandığını görmüş.
Biraz yaklaşmış, ısındığını hissetmiş.
Biraz daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş.

ve biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek
"poff !" diye ortadan kayboluvermiş...

Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş
ama geri dönüp söyleyememiş…
Çünkü o kaybolmuş ateş içinde
ve bir şeyi, ancak içinde kaybolan bilebilirmiş!...

Dökeceğim sana ne varsa ne yoksa içimde,
Özlem ateş şimdi gönlümde söndürmeyeceğim..
Gözyaşım aksın sonsuza dek durdurmayacağım!!

Vazgecmeyecegim


Senden hicbir zaman vazgecmeyecegim
Sen benden gecsende
Seni her zaman sevecegim
sen beni sevmesende
sadece seni düsünecegim
ben senin aklina gelmesende
sadece senin icin atacak bu kalbim
sen bunu bilmesende
yalniz senin icin ölecegim
sen benim icin ölmesende

HER AN AKLIMDA ..
HERGUN RUYALARIMDA ..
HAYAL ETTIGIM TEK KISI..
OLUMUNE SEVDIGIM..
HAYATIMIN ANLAMI..
DELI GIBO OZLEDIGIM..
TEK ISTEYIGIM...

!!..SENSIN..!!

SENI COK SEVIYORUM ASKIM..

sensız bır dunyada yasamaktansa
senın yanında hemen ölmeyı
günesın dogusunu sensiz görmektense
senın yanında kor olmayı isterımm

ben senle hayata merhaba dedım
senlede olurum hayata veda ederımm
bana benı bırak deme sakın
benı oldur ama senı asla ama asla

sevmedım deme sakın bılıyorum
ben sıır yazmasınıda bılmıyorm
sadece uygularımı analta bılırım sandım
sana vede butun ınsalara canım bebeyımm

Kimse Bana Aşık Olmasın

Kimse bana aşık olmasın....
Etten ve kemikten biriyim sizler gibi
Sadece düşündüklerimi görür,
Hissettiklerimi yazarım
Kimse bana aşık olmasın....
Sizler gibi soluk alıp veren biriyim
*******i uyuyan, gündüzleri bekçi
Yıldızlardan kopan biriyim gözleri benekli
Kimse bana aşık olması....
Kelebeklerden kıskanmasın kimse beni
Onlar kadar yaşayan,
Yaşadıkça ölen biriyim
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:00 AM   #2
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Konuşmadan gözlerinle,
Beni sevdiğini söylesen..
Yüreğime gözlerini,
Ölene dek mühürlesen!!!

Hiç hesapta yoktu,
bakardık gökyüzü umman,
bakardık,
aşktı yaşadığımız bulutlara dek uzanan,

Yakışmıyor cepheyi terk edişin,
mert dayanır,
namert kaçar sevdiğim.
Fazla sürmez hatanı fark edişin,
hasret eken , hüsran biçer sevdiğim...

Ben ağlardım gün batımlarında.
Bir sen bilirsin birde ağaç dalları.
Yapraklar hüznüme koşardı, rüzgar feryadıma,
sen acı bir tütsü olur dolardın yüreğime.

Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte, Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne.
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim, Anne çook...

OLUR YA UNUTURSAM...

Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.
"Eski gazeteniz varmı, bayan?"
Çok işim vardı.
Önce hayır demek istedim,
ama ayaklarına gözüm ilişince sustum.
İkisinin de ayaklarında eski sandalatler vardı
ve ayakları su içindeydi.
"İçeri girin de size kakao yapayım." dedim.
Hiç konuşmuyorlardı.
Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı.
Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara,
belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir,
azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.

Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken
ben de mutfağa döndüm
ve yarıda bıraktığım işleri yapmaya koyuldum.
Oturma odasında ki sessizlik dikkatimi çekti.
Bir an kafamı uzattım içeriye
küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu.
Erkek çocuğu bana döndü ve
"Bayan, siz zenginmisiniz?" diye sordu.

"Zengin mi? Yo hayır!" diye cevaplarken çocuğu,
gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı.

Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi
ve "Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım." dedi.
Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu.
Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa.
Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu.
Teşekkür etmekten daha öte birşey yapmışlardı.
Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı.
Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.
Sıcacıktı patatesler.

Başımızı sokacak evimiz vardı.
Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi,
bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi.
Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim.
Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala.
Silmedim ayak izlerini.
Silmeyeceğim de.

Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu...

Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu.
Ben unutmayacağım...

Yasak sevgilim sevişmek bize yasak
Ağlama ne olur ayıp ağlamak
Yasak sevgilim ellerin bana yasak
Günah öpüşlerin sesin yasak

Çağırma beni ah göndermiyorlar
Aşkı bilmiyorlar aşkı sevmiyorlar sevgi yasak

Yarım sevgilim bölündük sayılara
Artık anılara dönmek yasak
Canım sevgilim sevişmek bize yasak
Ağlama ne olur ayıp ağlamak

Çağırma beni ah göndermiyorlar
Aşkı bilmiyorlar aşkı sevmiyorlar sevgi yasak



Kimse bilmesin istiyorum sana olan aşkımı… Saklasam seni yüreğimin en güzel, en gizli köşesine, kendimce sevsem… El değmeden, göz değmeden, söz değmeden; tertemiz bir aşka sevsem seni, ömür boyu sürse yeni yağmış karlar gibi lekesiz, sessiz, kimsesiz…

Yaklaştırmasam sana sözleri, sesleri, gözleri… Bedeller ödetmesem, ödesem de ödetmesem… Üzmesem seni, üzülsem de üzmesem… Ezdirmesem sevdamı, ezilsem de ezdirmesem…

Çünkü bilmiyorlar sevmeyi… Aşkı bilmiyorlar… Suçlu sayıyorlar birbirine yanan iki yüreği, suçluyorlar… Filmlerde olur sanıyorlar; iki kişilik dünyayı… Bu yaşamda kurdurmuyorlar… Sadece sevmek yeter diyorum.. Yetirmiyorlar…

Sorularla yoruyorlar, yorumluyorlar, değiştirmeye çalışıyorlar… Kendimce yaşamak istediğim ne varsa, alıp kendilerince bir aşka zorluyorlar… Başka renklerle lekeliyorlar Gecemi.. *******imi çalıyorlar…

Seni alıp gizlesem yüreğimde… Gözlerimde… *******imde… Herkesten gizlesem istiyorum…

Gelip buluyorlar… Oyunlarımı bozuyorlar…

Çağırma beni sevgilim…

Göndermiyorlar.
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:01 AM   #3
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bir gece bahar bulutu ağlaya ağlaya diyordu ki:
Bu hayat durmayıp ağlamaktan başka bir şey değildir.
Hızla koşan bir şimşek parıldadı ve dedi:
yanlış düşünüyorsun, hayat bir anlık gülümsemedir.
--------------
Sevgi;
Birini sevmekse,
Aşk;
Onun uğrunda ölmektir.
Sevgili;
Seni bırakıp gitse de,
Yeniden dönebilendir....
-----

Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilir
Gün içinde görünmeden / günü suya salan bilir
Dağlar düze iner birden
Aşkı sonsuz kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Göl göl olur damda biri / çentik atar günlerine
Sel sel akar diğerleri / güneş güler tenlerine
Biri bine döner birden
Yolu yakın kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Rüzgar çocuk sesleriyle / mavi bir düş kurar gökte
Sözde türkü dalda çiçek / olur açar her yürekte
Gözden perde iner birden
Düşü gerek kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir
-
Pardon! Acaba sizi sevebilir miyim?
Üretim değil, üretime nispet, tüketim dünyası bu!
Ne bulursak tüketiyoruz.
Çünkü üretim sağda kalıyor, tüketimin sollayan zevkinin yanında.
Bakınız... Dünya bile içeriğini yavaş yavaş tüketmiyor mu?
Ama asıl tüketilen dünyanın ta kendisi değil mi? Dünya bunun farkında mı peki?
Elbette... Durup durupta doğal afetlerle kafa tutması nedendir dersiniz?
Tabii ki farkında. Bir ev sahibi düşünün. Sizi üzerinde yaşatıyor.
Üstelik verebildiğiniz önemli bir katkıda yok denebilecek kadar az ona!
Tam tersi, onun size bahşettikleriyle geçinmektesiniz.
Buna can mı dayanır? Buna dünya mı dayanır?

İÇİMDEKİ ÖZLEM

Ne çok özledim seni
Ne çok arıyorum seni
İncir altı balık teknemizde
Herkez duydu bir sen duymadın
Acıya hüküm giymiş sevdamın ayak izlerinden
Sokaklarda seni arıyorum
Ne çok özledim seni
Mavinin getirdiği bulutlarda
Gözlerinin yoksunluğunu hissediyorum
Gecenin titrek kanatlarında hüzne çalarken
Deniz mavisi
Ben bi çare
Yanıl ayak dolaşır
Seni ararım
Artık ne gecem ne gündüzüm var
Sensiz sokaklarda dolaşıyorum
KAYBOLURCASINA...

Bulaşmasam sana...
Öyle ara ara bulaşmasam...
..ve sende bir nevi dursan yerinde..
durup durup kanamasan....!!


hayat her gün yeni bir konu gibi başladı..
giriş..gelişme..sonuç..
ne girişler umrumdaydı..
ne gelişmeler..
sonuç hep hüsrandı..bunu bilirim..
bugünde hüsrandı kocaman..
hala yalnızım bak..!
hala bulamadın beni...

Aglamasam

Bir sabah hıçkırıkla uyansan
Pencerelere koşup güneşi arasan
Umudun kenarını kemire kemire
Akşamı alsan odana
Beni ne kadar seversin kim bilir...
Sonbahar olsan, bütün kış sana ısınsam
Yağmur düştüğünde pencereme
Geldiğini anlayıp koşa koşa
Kısa kollu yüreğimle yollara koşsam
Döktüğün yaprakların kuruluğuna aldırmadan
Avuçlarıma alıp yüzüme sürsem
Gözyaşlarımla yaprakların ıslansa
Bu sonbahar gelsen
Gelsen de artık ağlamasam...

Ceyhun YILMAZ

İşte karşımdasın. Başımı kaldırıp sana bakıyorum. Bakışıyoruz. Gözlerinin koyuluğuna vuruluyorum.
Karanlığında apaydınlık oluyorum. İçime serinlik veriyor varlığın.
Gözlerin anlamlı, gözlerin ılık, gözlerin taze, gözlerin gözlerim oluyor, gözlerim gözlerin.
Bakışlarında tüm dünyanın güzelliği okunuyor.
Bana tüm dünyanın güzelliğini verseler senin gözlerinin güzelliğine değişmem.
Gülümsüyorsun. Dudaklarındaki tebessüm tüm yüzüne yansıyor. Gözlerine de tabii.
Bu tebessümle yaşama tekrar doğduğumu hissediyorum.
Susuyoruz bir zaman. Sana bakıyorum, seni görüyorum. Vazgeçiyorum sözcüklerden.
Sözcükler bu anı bozabilir diye korkuyorum. Konuşmuyorum. Seni seyrediyorum.
Senin başını eğip te düşündüğün bir zaman. Düşünceliliğinde seni seyrediyorum.
Geldin, geldin işte. Geldin ve gecemin yalnızlığını böldün. Gecemin güneşi oluverdin...

YAKILACAK ADAM


Bilmeliydim bir sabah çekip gidecegini bilmeliydim
Ve sen daha kirmadan bu askin kalemini
Ben herseye eyvallah deyip
Cekip gitmeliydim bu sehirden

Ben yakilacak adamim bu sehirde
Sana böyle yandigim icin
Ben asilacak adamin bu sehirde
Seni böyle sevdigim icin

Oysa neleri ögretti hayat bana
Sirtimdan vurulmayi
Gülerken aglamayi
Ac susuz yasamayi
Daha neleri ögretti hayat bana
Bir sana yalvarmayi ögrenemedim
Birde seni unutmayi

Ben yakilacak adamim bu sehirde
Sana böyle yandigim icin
Ben asilacak adamin bu sehirde
Seni böyle sevdigim icin

Sen sahte mutluluklarin süslü prensesi
Sen sosyetik barlarin imarik sokak kedisi
Sen mutlulugumun korkak faresi
Sen hep ayni *******in
Sen hep ayni masalarin
Sen hep ayni sarkilarin
Vazgecilmez mezesi

Senin cirit attigin bu sokaklarda
Ne gezer askin vefanin gölgesi
Cek git artik
Burada bitsin
Bu askin hikayesi..

Oysa bir yudum mutlulugun icin
Yollarina bir ömür serdim
Oysa bir gelisin icin
Sokaklarina binlerce sabir ektim

Hasretse hasret, aciysa aci
En kralini cektim
Yalniz vede tektim
Senin bir tas oldugunu nerden bilecektim

Biliyorsun evet biliyorsun
Seni bebekler gibi sevdim
Seni cicekler gibi sevdim
Seni melekler gibi sevdim
Cünkü sen tapilacak kadindin bu devirde

Oysa ben
Sana böyle yandigim icin
Sana böyle kandigim icin
Seni böyle sevdigim icin
Asilacak adamim bu sehirde
Yakilacak adamim bu sehirde

Git artik git , güle güle..



--Ahmet Selcuk İlkan--

Sen uyurken daha hasretinle sabahlarım,
Gelmek için nice zaman bekliyorum yollarını.
Yalnız sabah açılmıyor *******im ise tan a hasret,
Yatamaz oldum o yatakta sen ve ben olmayınca.

Aklımda sen elimde ise kalem düşünüp dururum çaresizce,
Nasıl kahırlara bulanırım bir bilsen sessizce.
Güneş günüme ay ise geceme doğmuyor,
Boyun bükmüş laleler güller solgun açmıyor.

Çarem kalmadı gel de derdime dermen ol,
Sele döndü göz yaşlarım lakin hiç durmayacak.
Ne ana ne baba sevilmiyor senin gibi
Hiç kimsenin yokluğu aranmıyor da sensizlik çekilmiyor.

Yaşamak seninle güzel gülmen ise bir ömre değer,
Ben sende neşeliyim seninle deli dolu sevebilirim.
Seninle hayatı hisseder sensizlikte ise derbeder,
Sensiz yaşam olsa da yıldızlar,sabahlar,çiçekler...


Gel de gör aşkınla geldim ne hallere,
Yandım bir kere söndürmez ne dere nede şelale.
Sen sevgi için doğmuşsun anandan,
Aşk ile bezendirilmiş gelmişsin oradan.

Nasıl vazgeçilir ki senin gibi yardan,
Dünyaları verseler ayrılamam senin gibi candan.
Güller açar yanağında,bal damlar dudağından,
Aşkımızın hasreti kömür gözlerinde yandığından...

Ah melek ruhlum şiirlerimde seni yazmalıyım,
Ama öncesinde Ferhat gibi dağları yırtmalıyım.
Mecnun gibi çöllerde yanmalıyım,
Sonrasında sana aşkımı anlatmalıyım
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:01 AM   #4
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

GÜLLER AGLAR İÇİMDE
Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan elayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardan

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek anı gibi bir devirden
Durmadan çalınır o gamlı beste
Sanki bilir dem hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliğe anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilse
Sarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzünün

Ne zaman ayrılık saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarını
Tüm ağaçlar döker yapraklarını
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgarın
Ve bir umut kırıntısı: Belki yarın

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir fırtına çıkmaşcasına, büyük
İçimdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalırım öylece
Neden sonra gittiğini anlarım
İçimde güller ağlar, ben ağlarım...

Ümit Yaşar Oguzcan

AL SENDE DURSUN

Çok zor gelecek bana bu ayrılık
Bilemem
Yaşayabilirmiyim sensiz bir fiil
Bitmiştir aramızdaki aşk
Ve koymuştur noktayı
Aramızdaki aşka bu şiir.

Bu şiiri sana yazdım ayrılırken
Al sende dursun
Bir şarkımız olmadı söylediğimiz
Bari bir şiirimiz olsun

Bir hayalım vardı senle aşka dair
Başlangıç hemen hemen aynı
Ama sonu bu değil
Bir hayalım vardı aşka dair
Eni konu bir delikanlı sevdası
Ne masaldı
Ne bir sihir...

Uğur Arslan

Bahar değil...
Sonbaharda zaman
Bir sevda sesi var...çok uzaklardan
Tatlı bir hüzün...Buruk bir sevinç
Acı gülümseme dolu o mahzun dudaklardan.

Gün acı...
Gece acı...
Hayat acı belki sen olmayınca
Aşk güzeldir yalnızken bu sessiz akşamlarda
Bahar bile,
Bahar bile hoş değil inan,
Çünkü sonbaharda zaman
Hüzünlü bir gülüş bir haykırıştır kalan
Acı gülümseme dolu o mahzun dudaklardan

Yavru bir kuş,
Kanadı kırılmış azgın rüzgarlardan
Uçup gidecek...
Gelmeyecek bir daha
Kimbilir ; belki kaçıyor
Umarsız,tükenmiş,yokolmuş ümitsiz bakışlardan
Hüzünlü bir gülüş,bir haykırıştır kalan
Acı gülümseme dolu o mahzun dudaklardan

Sakla Yamalarını Kalbim...


ne gül
ne yarın!

gül,
küle karılmış günlerin tortusunda
yarın
vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda
sakla yamalarını kalbim

insanlar büyüdükçe günler kısalır
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar
sakla yamalarını kalbim

kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
yürü arkana bakma ama umursa
bazen anılara en çok yakışan elbise
birkaç damla gözyaşıdır unutma.......

Sen Bana Hep İyi Geliyorsun



ne zaman kendimle baş başa kalsam
senli düşlere dalıyorum
bitmesini hiç istemediğim bir rüya gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman sıkılsam
seni düşünürüm
ellerinden tutup mor dağlara çıkarım
kar sürerim yüzüne
sevgili için koparılmış kırçiçeği gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman daralsam
seni düşünürüm
omzuna dayarım başımı
buzlarımı eriten
yanıklarımı serinleten nefes gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman artsa ağrılarım
seni düşünürüm
anamın titrek sesiyle can demesi
babamın şevkatle okşaması
yaralarıma merhem gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman özlesem
seni düşünürüm
hayranı olduğum yıldızla resim çektirmek
sevdiğim kişiyle sevişmek gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman öfkelensem
seni düşünürüm
birbirine geçer dişlerim
kızgınlığıma bebek gülmesi gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman endişelensem
seni düşünürüm
öldü diye sana koşarken
burnunun bile kanamadığını görmek gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman kendimle baş başa kalsam
sensiz oluyorum
beni sensiz bırakma
sen bana hep iyi geliyorsun.......

Sence Sevilecekmisin..?


sensizliğim bir akrebin hain gülüşlerinde büyüdü
sabrımın sığ duraklarında kök saldı
sevmiyorum derken biçildi
gidiyorum derken ise savruldu

zaten sen
dokunduğunda zehirlerdin tüm güzelliklerimi
ki ben o zehrin yangınıyla kendimi
en serin mavilerde bile avutamayacağımı bilirdim

………….

uzakta da olsan aşksın(aşkımsın)
yinede sevileceksin
yokluğun gün gibi gerçek
sensizlik canımı alamıyor bir nefeste
e r i t i y o r
yine zamansız düş görüyorum

…………

gel(me) ...
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:01 AM   #5
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ne Zaman “Seni Seviyorum” Desem...


Ne zaman “seni seviyorum” desem,



Kadınsı bir yalnızlık rengine bürünüyor,

Sesimde sığıntı umut heveslerim.

Telvesinde bir akşamın,

Seni arıyor falcı bakışlarıyla hüzün.

Yüreğim kabarıyor,

Yıldızlar karaya vuruyor,

Karanın haberi olmuyor yükünden.

Yudumlarken acıyı kahve, gözlerimden,

Aynalı bir geçmiş ısınıyor şakaklarımda,

Yağmurlar damla damla üşüyor.





Ne zaman “seni seviyorum” desem,



Bu şehir üzerime yürüyor.

Biliyorum ki yanmaktan korkuyor, yakılmaktan.

Kapanmamış sokakların kanlı izlerinde,

Zamanın gölgesi uyanıyor, yüzümün yamalı yerinden.

Her merdiven boşluğundan atıveriyor kendini,

Ne ütü ne de dikiş tutmayan sevdam.

Tırabzanlara takılıp kalıyor olasılıklarım

Ve soruyu işaret ediyor,

Göz göze gelmekten kaçındığım anlamsızlıklar.

Devrildi devrilecek gibi duruyor kaldırımlar üzerime.

Sendelerken yorgun düşlerim,

Tozu kalkıyor bedenimden telaşlarımın.

Sonra, hangi mevsimi giyinsem büyük geliyor.





Ne zaman “seni seviyorum” desem



Yangınlar kilitli kalıyor ay ışığında.

Tebeşir tozu ateşlerine mahkum meydanlarım.

Yanmıyorum, yanılıyorum

Kıvılcım taklidi yapıyor ateş böcekleri

Kanmıyorum, kanıyorum.

İçimden tuttuğum gidişler bir bir gerçek oluyor.

Üfledikçe söndürülmüş mumlara,

Eriyor dudaklarım,

Çok katlı bir pastanın en üst katında.

Yenmiyorum, yeniliyorum.





Ne zaman “seni seviyorum” desem



Gri dumanlar çöküyor ciğerimin başına,

Eteklerimde ise çiçeği burnunda yeşiller.

Çocuk oluyorum, hiç koşulmamış yollarda

Ki kolları rüzgara aşina.

Sonra rüzgarla rüzgar oluyorum.

Dokunduğum yabancı bozkırlarda

Tanıdık, bildik izler bırakıyorum.

İçim içimden taşıyor içimi içime

Ben anlatamıyorum, kimse de anlamıyor.

Bir kurşun daha kiralıyorum silahıma.

Hem katil hem de ceset oluyorum aynı kurşunla.

Yine pişman oluyorum satın almadığıma





Ne zaman “seni seviyorum” desem



Demini almıyor çayım,

Açık ve şekersiz içiyorum, hasretin gibi.

Alışkanlıklarım aklıma geliyor,

Aklım ise alışkanlıklarıma gidiyor

Fakat bir türlü karşılaşamıyorlar nedense!

Eski şarkıların tozunu alırken,

Hep yüreğimi kanatıyorum.

Yorgun nakaratlarda tekrarlanıyor hatalarım.

Özrümü kabahatimden daha pahalıya satmak isterken

Hepsi birden elimde kalıyor.



İşte bu yüzden,



Ne zaman “seni seviyorum” desem



Yanımda olmuyorsun.......
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:01 AM   #6
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bir yıldız yağmuru ıslatır beni.
Düşerken damlalar o gül yüzüne...
Her damla gözyaşı sorarken seni,
Yıldızlar döşerim ayak izine.

Kuruyan dallara gözyaşı yürür...
Yapraklar titreşir yol verir dağlar.
Yıldız kümeleri yere dökülür,
Şehrayine döner karanlık yollar.

Artık ne gam keder ne acı ne dert...
Umutla yeşeren her mevsim bahar.
Ve gün gün ruhlarda büyüyen hasret,
Solgun yürekleri sonsuza boyar

Rıfkı Kaymaz

Küçük bir dünyanin içine gizlenmissin
Sadece hissedebiliyorum seni
Tipki senin beni hissedebildigin gibi
Bazen bütün umutlarimi ,bütün sikintilarimi
Oradan sana söylüyorum
Tipki senin bana söyledigin gibi
Içimizin karanligini bosaltiyoruz bazen
Bazen de iki kelime saklayabiliyoruz
Seni böyle hissetmek, seni böyle sevmek güzel
Bir bakiyorum bir adim geliyor,
Bir bakiyorum kilometrelerce uzaksin
*******i seni düslüyorum yine
Küçük bir makinenin içinden
Biliyorum ayni yerdeyiz ayni seyi dinliyoruz
Hissedebiliyoruz ayni seyi
Elimde sana dair hiçbir sey yok
Sadece yani basim da çalan minik bir radyo
Bilmiyorum su an ne haldesin
Ve de evin neresindesin
Belki salon da koltuga oturmus,
Belki odanda yatagina uzanmis
Ayni seyleri düslüyoruz
Gecenin bizim için hazirladigi güzelligi dinliyoruz
Ben bu gece çok hüzünlendim
Göz yaslarim yanagimda kaldi
Bir ananin acisini paylasti göz yaslarim
Bir sevgilinin siirinde duygulandim
Ama bunlarin hepsinde seni düsledim
Tipki senin beni düsledigin gibi

erkan kültekin

Ters yönde ömrümün
diğer yokuşundayım,
Ters yönde ömrün
en uğursuz kıyılarında
Kim bilir hangi yağmurdan kalan
Bir çiğ damlasıyım,
Kurumuş bir ırmağın
unutulmuş yatağında...

Önceden bir sihirdi o ! Yok oldu !
Bir ışıktı...geldi, gitti, söndü !..

Oysa, sana ebediyen esir gelmiştim
Gerilimden yüreğinin hafifliğini
Özlemiştim,
Beyhude serinliğini.
Sinsice güneşin özenle yaktığı
Şakaklarında sakladığı / yanık
lekelerine özenmiştim !
Yüzündeki sımsıcak kışları sevmiştim
Buharlı camlarımda
Nemli havasını kırık gülüşlerinin
Islak dudaklarında...

Bir sihirdi o...Yok oldu !
Bir ışıktı...geldi, gitti, söndü !

Zincire vurulan ufuklarda
Yırtarken yaşam
sahte güzelliğini,
Ölümsüz şarkılar vardı
Yaşanacak dehşete inat,
Bitimsiz / akıp giden.
Bir tarih sızıyordu
Azınlık yüreğimizden.

Sanki doğuştan biliyorduk
Kaç adım bahar,
Kaç adım ölüm olduğunu,
İliklerimize kadar işleyen
O tarihin dayanılmaz
Soğukluğunu...

Her mevsimin güzelliği
Bizde en güzeldi,
Mayıs’ta o ilkbahar
başka bir bedeldi...
Başka bir bedel !

Cesur değildik belki / ancak
Daha az korkak
Vazgeçmek mi ?.. Asla yoktu
Yolumuz bildik
Azınlığın gerçek yüzünü
O rejimde öğrendik !

O ürperti işte düştü yüreğimize
Tırmanırken tarihin yokuşunu,
Gözlerimize çekilen
demir perdeler
Bir ömre bedeldi,
Bir ömre bedel !

Arkamıza baktığımızda
Mayıs gerçeğinden gelen
Ne bıraktığımız izler
Ne de...alın terimizle beslenen
Toprak görünür,
Her Mayıs’ta o ilkbahar...
Ecdadınla övünür !

SEVGİM SANA EMANET

Şimdi gidiyorum
Yüreğimde gül gibi
Vazgeçemediğim kavgam gibi
Sevdan sana emanet
Elimde şerefim
Bağrıma bastığım umudum gibi
Sevdam sana emanet
Gözlerimde esmer akşamlar gibi
Haykıramadığım acım gibi sevdam
Sana emanet
Koynumda toprak gözlerin gibi
Sarılıp öpemediğim tenin gibi
Sevdam sana emanet
Şimdi gidiyorum
Yüreğim sana emanet

MURAT BASBAYRAK

Özledim Seni

Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
Beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak,
bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken...
Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
Hasta olduğunda, o korkunç kriz *******inde günler,
******* boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına
yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak,
doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde...
Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi,
"O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."
Bilsen ne zor, gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek
ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
"Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın
mutluluğa" demek sana ne zor...
Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden,
sesin, kokun hala beynimdeyken...
Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın
arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı,
yan yana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı,
onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına,
arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
Yokluğunu beklemek, ne zor...
Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde
üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp,
terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak
sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum.
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde,
terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da
yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak,
yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek
ve "Dön bebeğim" demek istiyorum:
"Geri dön... Kulüben seni bekliyor..."

Bu Dünya Kimin Dünyası?

Yol üstünde biten çalı,
Bu dünya kimin dünyası?
Ak çiçekli ayva dalı
Bu dünya kimin dünyası?

Gediklerde esen poyraz,
Yaprakları dalda koymaz
Gözler doysa gönül doymaz
Bu dünya kimin dünyası?

Her gün eski her gün yeni
Tükenmez gidip geleni
Canevimden vurdu beni
Bu dünya kimin dünyası?

Kar yağar kaybolur izler
Her nakış binbir sır gizler
Ufuklara dalan gözler
Bu dünya kimin dünyası?

Toprak basar kucağına
Güneş çeker sıcağına
Atar derdin ocağına...
Bu dünya kimin dünyası?


Abdurrahim Karakoç
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:01 AM   #7
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

RÜZGARLA BİR

Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilir
Gün içinde görünmeden / günü suya salan bilir
Dağlar düze iner birden
Aşkı sonsuz kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Göl göl olur damda biri / çentik atar günlerine
Sel sel akar diğerleri / güneş güler tenlerine
Biri bine döner birden
Yolu yakın kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Rüzgar çocuk sesleriyle / mavi bir düş kurar gökte
Sözde türkü dalda çiçek / olur açar her yürekte
Gözden perde iner birden
Düşü gerçek kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

YAŞAMAK



engin denizlerin sessiz karanlığında

umut ışığıdır yaşamak

düşleri gerçek yapmak

gökten yıldız çalmak

bağlamak kanayan yarayı

bir sevdalı gözde boğulup

ağlamaktır doyasıya

yaşamak bir kış gecesinde

iliklerine kadar donmaktır

yaşamak o buğulu camlardan

dalgaları izlemektir

gemi güvertesinde yorulup

off! çekmektir derinden

bir dilim ekmek,

bir yudum su

sevipte sevilmemek

sevilipte sevememek

özlemek,yollarını gözlemek

sevgiliye sarılıp öpüp okşamak

başımı omzuna koyup uyumaktır

yaşamak...

İnsan

İnsan
En güzel Ney çalan değil
Ne çaldığını bilen, düşünen insandır
Sınırlarını aşmadan zamanlamanın
Kendi olanaklarından bir şeyler yaratan
Melodisinden gerçek nağmeler sunan insandır

En güzel insan
Cehaletin koyu karanlıklarında bile
Beyninin sesini yüreğinden süzen
Ve yüreğini ellerinde tutan insandır

Sorma bana seni sorma
Anlatamam söyleyemem kimseye
Sen yoktun zaten hayatımda
Hiç olmadınki yanımda..
Kötü günümde yoktun,
İyi günümde de yoktun
Sen hiç yoktun zaten hayatımda..
Gidişin ani oldu zaten
Tıpkı geldiğin gibi ani oldu...
Geldiğine sevinemedimki
Gidişine üzüleyim...
Sen bir anlık hayaldin benim için
Bir anlık güzel bir rüya..
Seninle geçmişi yaşadım bir an
Mutlu oldum çocuklar gibi..
Sonra bir gün hiç acımadan
Mızıkçı çocuklar gibi
Topunu alıp gittin işte...

Biri var biliyorum
İçinde binlerce yaş olan ama hiç ağlamayan
Biri var biliyorum
Gülmeyi çok seven ama hiç gülemeyen.

Biri var biliyorum
Aşkı herkesten çok seven ama aşık olamayan
Biri var biliyorum
Sevmeyi herkesten iyi bilen ama hiç sevmeyen.

Biri var biliyorum
Yalanı hiç sevmeyen ama hayatı yalan olan
Biri var biliyorum
Yaşamayı çok seven ama yaşayamayan.

sahinyenilmez

Arif Ay

Gökyüzü Saatleri

III
bakışından yakaladım seni
duruşundan
su gibi akışından sesinin
ağaçlar kuşlar cümle bulutlar geçti
hüznünden yakaladım seni

saçlarımda eski zaman karıncaları
ve ilk ışıkları çeşmelerin
yüzün yüzüme değer gibi yıldızlar
akşamından yakaladım seni

sevinç mi telaş mı
tahtaya kalkmış çocuk gibiyim karşında

IV
yaz akik bir güldü
yanağında soldu ve bitti
sende mi esti bu rüzgar
savrulur saçların da şimdi
yapraklar tümden nefti

bir düş horozudur güneş
her saat seninle
kurulur masaya bir güzel
ıssızlıklardan ıssızlıklara öter

en tetik yerindesin sabahın
kuşlar uçuruyor bakışların

(Bin Yılın Destanı)

Ahmet Telli

Kalbim Unut Bu Şiiri

Uğuldayan ve hep uğuldayan
Bir orman kadar üşüyorum şimdi
Yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
Yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
Kanımda kocaman gözleriyle bir cığlık

Su ve ses kadar beklediğim
Ne kaldı geride,bilmiyorum
Uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
Yine sarılmak o kocaman gozlerin
Uğuldayan rüzgarlarına

Bir acıyı yaşarım bi zehirden
Çicekler üretirim kömür karası
Uçurum kadar bir yalnızlık
Yaratırım kendime,atlarım
Anısı yoktur küçük rüzgarların

Yapraklarım yok artık kuşlarım yok
Büsbütün viran oldu dağlarım
Ezberimdeki türküler de savrulup gitti
Ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
Sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü

Yanlış daha baştan yanlış
Bir şiirdi bu,biliyorum
Ye belki ömrümüzün yakın geçmişi
Bu kadar doğruydu ancak, kimbilir
Kalbim unut bu şiiri
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:02 AM   #8
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ahmet Arslan

Anladım Aşkın Sonunu

İlk önce bakışlarınla tanıştım.
Gözlerindeki parıltıya alıştiı,
ve yalnızlığımı yenmeye çalıştım,
çalistim ama, aramıza koyduğun mesafelere takıldım.

Senin buhranlı *******ime ışık saçmanı ben mi istedim?
İkide bir karşıma çıkmanı, elimi tutmanı ben mi söyledim?
Yoksa gönlümün her an seni anmasını ben mi arzuladım?
Ben yalnız bir kuru ümide, bir sıcak sevgiye sarılmayı diledim.

Bir hasret ki, günden güne vücudumu sarıyor,
sanki kör testereyle kalbim parçalanıyor.
Umudunu yitirmiş ellerim tutunacak dal arıyor.
İdrak içinde bedenim hakka yöneliyor.

Sende bir yıldız gibi kaymışsın ne çıkar?
Sevginin kaynagi o, sevmemeye imkan mı var?
Sahte sevgilere kanarak kalmışım bizar...
Yaradana bir gün dönmemeye çare mi var?

Ömür Hayatı Nasıl Yaşadığındır

Hayat elli-altmış günden ibaret
yaşamışsan yalnız yirmibir gece
ve her gecede bir an süresince
ömür üç-beş hatıradan ibaret

Bu gün de bitti bitecek sessizce
bilmem kaç gece daha tüketince
bir kaç hayır bıraktıysan gerince
yaşam inişin, çıkıştan ibaret

Duyguların feri bir bir sönünce
son günlerin ilk günlere dönünce
uzak yolların sonu görününce
hayat bir kaç iniltiden ibaret

Eğlencenin zevki sona erince
harcadığın yerleri bilmeyince
evladın mirasını bekleyince
ömür boş bir avuntudan ibaret

Dilin bildiğinden fazla deyince
hiçkimse elinden emin değilse
Gözlerin baktığında görmeyince
yaşam küllenmiş alevden ibaret

Engeller sıra sıra belirince
ufukta ümitsizlik görününce
ellerin dermanını yitirince
hayat baki isyanlardan ibaret

Özünle sözün hakta birleşince
için dışına sirayet edince
emaneti yerine getirince
ömür gül bahçelerinden ibaret

Her tad başka damağın lezzetince
her şeye şükür, kulluk değerince
kim sürmüşse bir ömür, izzetince
yaşam sayısız nimetten ibaret

Gerçekler gözönüne serilince
birden ölüm sarhoşluğu gelince
son bir damla yanakta süzülünce
hayat basit bir idrakten ibaret

seni düşünüyorum
sorgusuna kapılıyorum yitik zamanlarımın

seni düşünüyorum
martıların kanat seslerine irkiliyor durgunluğum

seni düşünüyorum
bir dostun sitemi saplanıyor ansızın

seni düşünüyorum
ay ışığı sızıyor geceme

seni düşünüyorum
tutsak mektuplarımın sıcaklığı carpıyor yüzüme

seni düşünüyorum
dağ yücesi
kekik kokusu serpiliyor şiirlerime

seni düşünüyorum
tütün kokuyor özlemin
saat sabahın dördü
seni düşünüyorum
gözlerim buğusunda pencerelerin

seni düşünüyorum
üşüyorum

Seni seviyorum diyebiliyorsam
Bu sende bütün insanlığı ,
Bir anlamda bütün canlı olan herşeyi,
Ve yine sende kendimi seviyorum demektir

Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen ,
Masmavi bir düştür gökyüzünde hiç ölmeyen ,
Sevenlerin mumudur sevgi ,
Eriyip de hiç bitmeyen.

Hayatta üç şeyi sevdim; seni, kalbimi, ümit etmeyi...
Seni sevdim, sensin diye, kalbimi sevdim, seni sevdi diye, ümit etmeyi
sevdim, Belki seversin diye

Her akşam seni düşünürüm yıldızlara bakarak
Ama milyonlarca yıldızın yerine seni tercih ederim
Hep kalbimin tek hakimi olarak....

İçim o kadar senle doldu ki...
İnsanlar seni gözbebeklerimde görürler diye bakmaya korkar oldum

Sen dünyaya sürgün bir meleksin
Ve ben seni o kadar çok seveceğimki
Bir daha cennetine dönemeyeceksin

Ne seni unutmak gibi bir çaba var yüreğimde,
Nede aşkımı körükleyen bir rüzgar ,
Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm,
Ne de kaybetmeye dayanacak kalbim var.

Gözlerini kapa kendine bak...
Korkmak...
Her şeyden her dakika
birşeylerden korkarak yaşamak
sevginin sürgüsünü çekerek yaşamak
senin acılarınla yaşamak...

Bırak şimdi tüm kederlerini
bir sokak labasının altına
Yabancı bir çocuk gibi
şehre bak,denize,köprülere
Kendine bak bulabilirsen.

Üşüyorsun...
Teninde ki sevgisizlik seni o kadar üşütüyor ki
kim dokunsa
yaşanmamış hayatlara dokunuyor
Mutsuzsun...
Kalbine vurulan sürgü yüzünden
mutsuzsun...

Gözlerini kapa şimdi,
bir deniz bul
bulabilirsen
kendini bırak
sonra gelen kişilere bak...

Gözlerini kapa kendine bak....

İnsan Olmak Kolay Değil
Durup durup bana sorma
Bunu bilmek olay değil
İnsan doğduk insan ama
İnsan olmak kolay değil

Kalpten başka bir yolu yok
Aşktan başka bir dalı yok
Kitabı yok okulu yok
İnsan olmak kolay değil

YÜreğinde sevgi yoksa
Gözlerinde şefkat yoksa
DÜnyalar da senin olsa
İnsan olmak kolay değil

Neler gördÜk bu dÜnyada
Neler verdik bu uğurda
Sultan olmak kolaydı da
İnsan olmak kolay değil!

* Yaşam Dile Gelince



ÖLÜM
aldırmam ölüme
gelecekmiş bir gün
varsın gelsin
hoş geldin bile derim
ama giderse sevdiğime
and olsun ki,
o ölümü yerle bir ederim


***

AN
adını biz koyduk zamanın
içinde bulunduğun an’a
ister dün de, istersen yarın
eğer bugün dersen
yaşadığını anlarsın...


***

SAFRA
hayata kör bakarsan
karışamazsan özüne
dışına atar seni
safra atan deniz gibi


***

BARIŞ
kavgayı severim
en çok da barışmasını
barışmayacaksak sevdiğim
seninle niye kavga edeyim...


***

ZOR
seni sevdim ben
söylemesi kadar kolay değildi
sevmek seni

Yunus Güzel
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:02 AM   #9
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

İki Bıçak

İki bıçak seç kendine
Biri yaralamak için
Biri öldürmek
Pusu kur gözleri
Karanlık gölgesine
Biri sevmek için
Biri ihanet
İki yürek seç kendine
Biri yaşamak için
Biri gizlenmek
Bir korkak, bir kaçak, bir firar
Kaç kişisin sen sevdiğim, çocuk

Murathan Mungan

Acı bir hayat.



Bir tek senin aşkın mı aşk?
Sen misin sevda yanığı kaçak
Ben seni sevdim seveli yandım
Yandım,yandım sende söndüm

Hayat bana bir dargın bir barışık
Her günüm senle karma karışık
Çakmak, çakmak gözlerinde ışık
Senin sevdan bende, barut fişek

Ulaşılmayı beklerken ayrılık
İkimizin kaderi olsa gerek
Bana ayrılık yazan felek
Sensizliğini bana giydirecek

Yapma be sevdam ağlama artık
Bu kader senin değil benimdir
Sana gelen bu ayrılık, firak
Bende oluyor acı bir hayat

Alaaddin Uygun

ARIYORUM
*********************
Sonu olumsuzluk ekli

Sözcükler kullanıyorum

Anlatılmamış,söylenmemiş

Düşünülmemiş sözcükleri bulamıyorum

“Hiçbir söz yoktur ki,daha önce söylenmemiş olsun.

Diyen bilgeye inat arıyorum

Bulana dek

Kullanılmış sözcüklerle

Sesleniyorum

Hiç bir yanıt alamıyor

Olumsuzluk içeren sözcüklerle

Kendime sesleniyorum:

Aramadı,sormadı,gelmedi

Ayrılık Ayracı



Bütün ayraçları kaldırdın
Ama unuttuğun bir şey vardı yine de
Çiçekleri sulamadın
Gökyüzü sarardı o zaman
Bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu
Ve birden ayrımsadık ki
Ayrılık orda başlıyor
Tam da susuşların birbirine eklendiğiyerde
Ezberlenecek hiç bir şey yok bu dünyada
Kirletilmemeiş bir bulut bile yok artık
Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışında
Yaşadığım kentte sana benziyor git gide
Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor
Ya da erteletiyorum biletimi son anda
..........
..........



Ahmet Telli

Gece Ve Ayrılık Üstüne



Gece yine karanlık yine sensiz
Bu kaçıncı geçen gecemdi sensiz
Yoksun sen ne hayalin ne de bir iz
Böyle bitmemeliydi aşkımız bence

Sen gittin ben bir günde kocadım
Sensiz hiçbir yerde rahat bulmadım
Belki de şimdiden silindi adım
Bilmem sende ağlar mısın her gece

Her ayrılık benim ruhumu yıkar
Sen gidersin ardından canım çıkar
Sanma yıllar geçince şu gönül senden bıkar
Sensiz her an hayat bana işkence

Düşün ben miyim sen misin unutan
Sadece bendim sözlerini tutan
Benden değilse bile Allah’tan utan
Nasıl gideceksin ahrete ölünce

Sen gittin hala kurumadı gözümde yaşım
Sen gittin şimdi başladı gönül savaşım
Sen gitmeyecektin nerdensin yoldaşım
Ben bir kez severim sevince.

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,
Onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufcukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş,
Öyle çerkeş duruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının.

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,
Onlarda gitsin.
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anılar da gitsin


İbrahim Sadri

Yağmur yağardı biz ağlaşırdık
Kaldırımlar boyunca
Bir hüzün vardı sanki aramızda
Susardık ay batınca

Birden yüzün solardı
Birden gözün dolardı
Birden bırakarak ellerimi
Uzun uzun ağlardın

Yalan bu sevdalar
Yalan bu gözyaşları
Yalan bu ayrılıklar yalan
Solan bir çiçekten
Kırılan bir yürekten
Başka ne var elde kalan

Yıllar uzardı mahzunlaşırdık
Hasretin kollarında
Yollar tozardı kavuşamazdık
Dağların yangınında

Birden rüzgar eserdi
Birden efkar basardı
Birden sarsılarak bir dağ gibi
Fırtınalar Koparırdı


Yusuf Hayaloğlu

OLUR
Bir oğlun olur,
bakarsın ,büyütürsün
elin olur...
bir kızın olur,
bakarsın ,büyütürsün
gelin olur..
bir ağaç dikersin,
geride burakılmış,
en büyük eserin olur...
Şanal Öztop

Seni ,sensiz yaşamak
ne demektir biliyormusun
yoksa sen hasretin kucağında,
inleyen mecnunu duyuyormusun...
kaf dağının arkasında olsan bile
kulaklarımda çınlar sesin
şifalı bir ot gibi sarar,
bedenimi ılık nefesin...
ne o ağlıyormusun,
sil gözlerindeki yağmur bulutlarını
bu dünya ağlıyanların değil,
gülenlerin dünyası...
sen hiç duydunmu,
gercekleşen fakir rüyası...
ağlama sil göz yaşlarını,
korkutur beni bu sessizlik..
yaşarken ölmek demektir,
sensizlik...
Şanal Öztop
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-10-2007, 12:03 AM   #10
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2863
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

uykumun kıvrımlarına gizlenmiş rüyalarım
bir film bobini gibi
hangi gece hangisi gösterime girecek belirsiz
ve ben seyredıyorum sadece
elim kolum dilim bağlı

habersizce çekilmiş
bir fotoğrafım çıkıyor karşıma
sürüngen bakışıyla izlenen bir kuş gibi
panik ve ürkek
ağlayan kendisi olduğu halde
acı çekiyorum demeyi bilmeyen
bir bebek oluyorum
aşağıdan yukarı bakınca
hain sırıtışlara dönüşen gülüşlerin altında

hiç bir hareketim götürmüyor beni
istediğim yere
tam konuşacakken
kan ter içinde kalıyorum
geri dönsün istiyorum uyanıklık
unutuşlar ve kahkahalarla dolu olarak

hayatın enerji deposu
ölümün habercisi
uykularımın kıvrımlarına gizlenmiş
rüyalarda savunmasızım

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende surdum,
Senden tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!

Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde senliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen,
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.



Cahit Sıtkı Tarancı

GİDEN GELMEZ

İşittim ki, benim için ağlıyormuşsun,
Hala adım düşmüyormuş dudaklarından!
Geçenlerde bir yolcudan beni sormuşsun,
Metruk, ıssız bir manastır gibiymiş odan!
Çamlıklarda tek başına geziyormuşsun,
Gözyaşların anıyormuş eski günleri...
Ümidini siyah ufuklarda yormuşsun,
Sanmışsın ki, giden günler gelecek geri!

Artık ela gözlerinin altı çürümüş,
Bahçemdeki kuşlar gibi susmuş kahkahan!
Kalbin bir dal mevsimin hüznü bürümüş...

Akşamları son yolcular geçerken kırdan
Nazarların dalıyormuş, yıllardan beri
Bir seyyahın bekleniyor gibi haberi!


Yusuf Ziya Ortac

BEN HAYATTA EN ÇOK BABAMI SEVDİM

Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla -ha düştü,ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim

Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici-hep,hep acele işi!-
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezberledim gurbeti

Sevinçten uçardım hasta oldum mu
40 ı geçerse ateş,çağrırlar İstanbul'a
Bir helalleşmek ister elbet,diğ'mi,oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu
Ohh dedim,ğögsüne gömdüm burnumu

En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin
Daha başka tür aşklar,geniş sevdalar için
Açıldı nefesim,fikrim,canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Can YÜCEL

// SENİ ARIYORUM //

Bu sehrin butun sokaklarina sinmis yalnizligim
Sensizligin kosebaslarindayim
Avuclarimda kirik dokuk pismanliklar
Avuntusuz cikmazlara dogru yuruyorum
Butun umutsuzluklarima inat
Yine seni ariyorum

Dudaklarimda bildigin o islik
Sokak lambalarina siginiyorum
Hafifden bir yagmur agliyor benimle
Bir deli ruzgar saclarimda
Yalnizlikdan usuyorum
Bulamiyacagimi bile bile
Yine seni ariyorum

Anlatacak nelerim var bir bilsen
Icimde ihtilaller kopmus
Kendimi surgune verdim
Mutlulugum coktan iflas etmis
Beni savunmak sana dustu
Seni ariyorum

Yarim kalmis siirlerim gibisin
Yasanmamis cocuklugumsun anilarimda
Oylesine eksigim sensiz
Oylesine sahipsiz
Iste butun umutlara havlu attim gidiyorum
Icimde gec kalmisligin caresizligi
Cocuklar gibi agliyorum...
Ve gel gor ki her damla gozyasimda
Yine seni ariyorum.....

AHMET SELCUK ILKAN...

Beni Unutamazsın
***************************
Beni unutamazsın bilirim, beni unutamazsın
Denizin durgunluğu, gözlerimi
Coşkunluğu, saçlarımı hatırlatır
Kulaklarını tırmalar sesim, hayatından silemezsin
Beni unutamazsın bilirim.
Parkın tozlu yollarında yalnız dolaşacaksın
Mutsuz gökyüzünde bir iki yıldız tutacak karanlığına
Delikanlının biri uzanacak ellerine ansızın
Çaresizliğine, yalnızlığına irkileceksin
Ve daha sonra tarakta kalan saçlardan anlayacaksın ihtiyarladığını
Dudaklarının pembeliği solacak
Cilası çıkmış bir mobilya gibi eskiyecek güzelliğin
Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma
Gözlerin zamansız ıslanmasın
Çünkü artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan yine de sen bilirsin.

Ahmet Selçuk İlkan

Ben Sana Mecburum

ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaclar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski Istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yesilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki korsun kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını götürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.

Atilla İlhan
__________________
Eskidendi O .
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 2 (0 üye ve 2 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Şiir Arşivi...[creamng] ¢яєαмιηg Eskiler (Arşiv) 72 10-26-2007 02:59 PM
By PirincBurgeR'in ŞiiR Arşivi ! PirincBurgeR Eskiler (Arşiv) 317 08-19-2007 05:59 PM
Şiir Arşivi GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 08-19-2007 11:41 AM
...::: WwW.CaKaL.Net & VaGrAnT_AdAnALı Özel Şiir Arşivi :::... VaGrAnT_AdAnALı Eskiler (Arşiv) 204 07-28-2006 08:03 PM
...::: WwW.ÇaKaL.NeT Şiir aRŞiVi :::... VaGrAnT_AdAnALı Eskiler (Arşiv) 4 06-20-2006 10:56 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:29 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.