|
Felsefe-Psikoloji Felsefe Ve Sosyoloji ile ilgili herşey... |
|
Konu Seçenekleri | Görünüm Şekli |
04-26-2009, 01:41 PM | #1 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57859
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Vücut Şeması
İnsanın vücuduna ilişkin temsili, H. Head'de 'vücut şeması' (1911), P. Schilder'de 'vücut imajı' (1923) terimleriyle ifade edilmiştir. Genel olarak, bu iki terimi kullanıldıkları metin alanlarına göre birbirinden farklılaştırmak daha doğru görünmektedir. Vücut şeması, daha ziyade vücudun mekândaki pozisyonu ve farklı vücut parçalarının durumunun az çok bilinçli bir temsilini ifade etmektedir. Burada, insanın belirli bir andaki ve dolayımsız çevresindeki aktüel vücudu söz konusudur. Bu şema, büyük ölçüde değişmezlik göstermektedir. Buna karşılık vücut imajı, bireyin geçmiş yaşantılarından, vücuduna ilişkin deneyimlerinden ve kültürel normlardan etkilenen bir temsile göndermektedir. İnsanın vücuduyla ilişkisinin temel biçimi, yorgunluğunu, acısını veya ağrısını hissettiği, rehavet veya gevşeme duyduğu vücuduyla, yani onun içten algıladığı ve kavradığı yaşayan bir gerçeklik olarak vücuduyla ilişkisidir. İkinci biçimi, dıştan kavranan vücutla ilişkidir ve bu ilişki, tarihsel-kültürel niteliklidir. Nitekim, vücudun bugünkü anlamda, bakılan, seyredilen, sevilen, bakım yapılan ve hatları çizilen, kalıba sokulan bir obje olarak kavranışı, modernlikle ilişkilendirilebilir (Chappuis, 1994). Burada vücut, diğerinin bakışına sunulan ve diğeri tarafından takdir edilen; duruma göre kişiler arası iletişimde köPage Rankingü veya engel rolü oynayan, bireyi sergileyen veya gizleyen karmaşık bir 'şey'dir. Gittikçe daha genel bir nitelik kazanan bu anlayışta, çekici, cezbedici, diğeri tarafından beğenilen bir vücuda sahip olmak veya vücudunu diğerlerinin dikkatini çekecek veya diğerleri üstünde bir güç elde etmeyi sağlayacak ahenkli bir biçime sokmak önem kazanmaktadır. Vücudun bir arzu veya kıskançlık, güç veya zayıflık vasıtası haline dönüşmesi, modernlik ile refleksif düşüncenin ortaya çıkışı arasındaki ilişkiye bağlanabilir. Vücudun kutsal olmaktan çıkışı, insanın vücuduyla ilişkisinin dış bir koda göre düzenlenmesi yerine, bizzat insanın gözüyle görülmesine göndermektedir. Bunun için vücudun bireyden koparak ayrılması gerekmektedir. Kuşkusuz bu kopuş sancılı ve diyalektik bir özelliktedir. Zira vücudumuz diğerinin ve bizim gözümüzde kimliğimizin konumlandığı yer olarak, bize ait olmaya devam etmekte ve varlığımızı ortaya koymakta, ancak aynı zamanda sürekli diğerinin bakışına göre 'baktığımız, ilişki kurduğumuz bir obje olarak işlemekte ve diğerinin varlığını ortaya koymaktadır (Chappuis, 1994). Vücut imajı, çağımızda benlik sunumunun önem kazanmasıyla, bireyler açısından önemli bir kaygı konusuna dönüşmüştür. İnsan vücuduna yönelik yeni bir hizmet ve endüstri sektörünün ortaya çıkması, modern toplumlarda bu kaygının ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir. Bu kaygı beslenme alışkanlıkları, sportif etkinlikler, estetik cerrahi ve estetik bakım hizmetleri gibi alanlarda yepyeni norm ve davranışların doğmasına yol açmıştır. Günümüzde vücut, benlik amblemi statüsüne yükselmiştir (Bloch ve ark. 1997). |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|