Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Eylül'ü Sevmek

Gözyaşlarını vermektir Eylül´ü sevmek...
Onun gözleriyle bakabilmetir alemlere...
Onun yüreği ile dinlemektir sesleri...
Onun gönlü ile sevebilmektir...
Kötülükleri silebilmektir onun yüreği ile...
Eylül´ü sevebilmek yürek ister be dostum...
Karanlık *******de beklemektir çoğu zaman...
Çoğu zaman meydan okumaktır hayata...
Yzayan gölgelerde kaybolabilmektir...
Köşe başlarında, bir dilenci gibi...
Eylül Eylülde mi sevilir dersin...
Ya kışın zemheri ayazında sevebilir misin...
Çöl güneşinde sam yeline yakalanmışcasına...
Seraba susamışcasına sevebilir misin Eylül´ü...
Bekleyebilir misin geri dönüşü olmayan yollarda...
Düşebilir misin menekşe gözlerinin uçurumlarundan...
Kaybolabilir misin bakışlarının derinliklerinde...
Korkmadan...bıkmadan...usanmadan...
Sevebilir misin Eylül´ü bir yaz akşamının...
Kahreden yalnızlığında dalgalar vururken sahile...
Şiirler yazabilir misin engin maviliklere...
Bir görünüp bir kaybolurken deniz fenerinde...
Umut yelkenlini batırabilir misin...
Sen...sen vurgun yemeye aldırmadan...
Dalabilir misin okyanusun bilinmezliklerine...
Söyle denizci...sen sevebilir misin EYLÜL´Ü...
Issız bir adanın yalnız bekçisi gibi...
Sevebilir misin gelmeyeceğini bile bile...

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Eylül Beşinci Mevsim

Saçlarımın arasında gezen lodos misali..
Darmadağın duygularım, ağaç dallarında...
Sevdam bir güz yaprağı sanki...
Sarıdan kırmızıya...ama...
Düşmüş...yerlerde...
Sen hiç, gözlerin açıkken rüya gördün mü...
Çıktın mı yücelerine bulutların...
Yağmur olup, yağdın mı toprağa...
Bülbül olup, serenatlar okudun mu güle...
Leyla olmak kolaydır gülüm...
Kolaysa, Mecnun olmayı becer...
Kar taneleri nasıldır, bilir misin...
Bilir misin, yumuşaklığının üşüten soğuğunu...
Yaşadın mı, donduran sıcaklığını sevdanın...
Hani çöl ortasında kavrulurken sıcaktan...
Serin bir vaha bulursun ya...
Hani, ıslak kaldırımlarda yankılanan
Ayak sesleri var ya...
Bir serçe kuşunun pencerene konduğunu...
Camını tıklattığını duyarsın ya...
*******i, gökyüzünde göz kırpar ya yıldızlar...
Ellerini uzatırsın, yakalamak için...
Bomboş kalır ya ellerin...
İki damla gözyaşı gelir, takılır kirpiklerine...
Yol bulup da inemezler yüreğine...
Gülüm...
Dikenlerin kanatır ellerimi bilirim...
Bilirim kokunun güzelliğini...
Bilirim, koparılırsan, bükeceksin boynunu...
Solacaksın apansız, acımasız ellerde...
Sevgiyi dillerde söyleyen ve...
Yaşamayan yüreklerde...
Ben seni...
Gülün yaprağında...
Kışın karı...
Sonbaharın yağmuru...
Baharın ısıtan güneşi...
Yazın kavuran ateşi...
Eylülün yüreğinde sevdim...
Ben seni, gözlerinin derinliğinde değil...
Yüreğimin ıssız köşelerinde sevdim...
Sana...beni anla...beni gör...
Beni duy demiyorum, Deniz Gözlüm...
Sadece sevgimi hisset...o zaman...
O zaman...bir
BEŞİNCİ MEVSİM...olacaktır...
Zamana karşı koyan...
Zamanı aşan...
EYLÜL misali...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Eylül Sonu

Bir başkadır akşamlar,
Bir başka doğar güneş,
Tan yeri başkadır sabahlarda,
Gün başka başlar,
Kuşlar farklı cıvıldar...
Başka yankılanır
Ayak esleri kaldırımlarda...
EYLÜL SONU...

Yürekler bir başka çarpar,
Ten kafesinde...
Şarkılar başka söylenir,
Salaş meyhanelerde...
EYLÜL SONU

Uzanır renkler sarıdan kırmızıya...
Yapraklar bir başka büker boynunu
Gözler bir başka bakar sevdiğine,
Hüzünle...
Bir başkadır sonbahar,
Başkadır şiirler de...
Sen bir başkasın Gece Gözlüm,
Bambaşka...
Bir başka söylenir ismin hece hece,
Ayrılıklar bir başka hüzünlüdür
EYLÜL SONU...

Gitmeler başkadır, kalmalar başka...
Başkadır bekleyişin tadı,
Sevmeler başka...
EYLÜL SONU...

...24.03.2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Eylül Ve Hüzün

Bir eski şarkı yükselir uzaklardan...
Dönülmez akşamın ufkundayım diye...
Dolar yüreğim hasret rüzgarıyla...
Neden derim neden...neden..
Ne yürektir bu sevmeyi sevilmeyi bilmeyen...
Bir firar eser gözlerimde çakmak çakmak...
Terörist kurşunlar yağar sevda yangınlarıma..
Sana inat bilinmeyen ama hep beklenen sevgili...
Korkarım, titrerim zaman zaman...
Ya sevemezsem, ya sevsem de kıymet bilemezsem...
Gelme git, vaz geçtim gelmeni istemekten...
Kal uzaklarda, bilinmeyenlerde, gelme...
Aynalarda eskidi yüzüm, hayali sevdiğim...
Ne hazanlar esti gözlerimin derinlerinde...
Ne hüzünler düştü, cemre düşer gibi toprağıma...
Ne gemiler battı, göremeden karayı, ufuklarımda...
Mendirekten haykıramadı hiç biri kara göründü diye...
Hiç bir yolcu çıkamadı ıssız adaya, hiç bir yolcu...
Eskimiş bir resim oldum, sıvası dökülmüş duvarlarda...
Zaman zaman bir hıçkırık yükselir ıssız semalarda...
Ben ağlarım, sevdam ağlar, siler gözyaşımı melekler...
Ben kanarım, sevdam kanar, kan çiçekleri açar...
Ben acırım, içim acır, solar menekşeler, laleler...
Beyaz bir gelincik salınır, Kakasların yücelerinde...
Mahzun, melül bakar gözlerim, fırtına kopar açıklarda...
Çağırsan bir gün, gel desen özlemle, gelirim inan...
Dağları devirir, volkanlarda eririm bir an...
Adını bilmediğim, yüzünü görmediğim, hangi iklimin yiğidisin...
Kim bilir belki farklı bir dünyada, ebediyette...
Sabrederim yaşayamadığım sevgiyi bekleyerek...
Hiç olmayan sevgili için gönül bahçemden güller derleyerek...
Adını hüzün koydum bu delişmen yüreğin...
Her gün binlerce kurşun sıkarım, ölüme meydan okuyarak...
Eylül der ki aşk bana yasak, yasak sevdalanmak...
Yağmur yüklü bir bulutum, beklerim ağlayarak.
Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Eylül...(Eylül'ü Ağlatmayın, Kıymayın Eylül'e)

Kesir hesapları olmaz, Eylül'de
Kare kök bulunmaz,
Cebir işlemleri içinde
Sadeleştirmeler yapılmaz...
Sadedir, hesapsız, kitapsız,
Sorgusuz, sualsizdir Eylül...
Ya seversin adam gibi,
Ya da çekip gidersin
Toplayıp,
İç çekişmeler ve gel-gitlerini...
Ağlatmayın Eylül'ü zalimce...
Aşklar yok satsa da...
Yoklukların yok sattığı şu limanda...
Kuyrukta kalmasa da bu kadın,
Mahzun bakışlarına aldırmadan
Sarıyor onu bu hüzzam sevda...
Eylüller de ağlar,
Eylüller de döker gözyaşlarını...
Bir Eylül düşer yere,
Kırılır bir parçası,
Kalpsizlerin yaşadığı iklimde...
Bozuk rotalı şileplerde,
Kaçak yolcu misali,
Sığınır ambar köşelerine...
Tecavüze uğramış tüm duyguları...
Kan revan içinde...
Doğrulup yürümeye çalışırken,
Göz pınarlarından süzülüp,
Damla damla akar yüreği...
Eylül de ağlar, kış *******i...
Eylüller de ağlanmaz sadece,
Eylüllerde beklenmez sevgililer...
Eylüllerde hüzün çökmez ruhlara...
Eylüllerde terk etmez vefasızlar...
Kıymayın Eylül'e, kıymayın...
Eylül'ü ağlatır,
Eylül'ü acıtır,
Eylül'ü kanatır...
Her zaman kendini bilmezler.
Eylül ağlayınca,
Görmez hiç kimse...
İçten içe bir sevinçle,
O bitmeyen bencilliği,
Bilenir iyice...
Ağlatmayın ne olur,
Ağlatmayın Eylül'ü
Zalimce! ! !

Eylül GÖKDEMİR...17.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Fail-i Meçhul ve İsm-i Fail

Bir ben sevdim seni
Issız vadilerde kaybolurcasına...
Bir ben sevdim seni...
Kor ateşte yanarcasına...
Bir ben delirdim arkandan,
Bırakıp da giderken...
Bir ben düştüm dağlardan,
Çığlık çığlığa...
Yanardağdın, volkandın...
Akşam kızıllığıydın ufkumda...
İmkansızımdın uzaklarımda...
Çöl çiçeğim, kardelenim...
Bir ben sevdim seni...
Ekmek gibi, tuz gibi...
Bağrımda açılan yaraydın,
Sıktığın her kurşunda...
Kanadım, kanadım, kanmadın...
Herkesin biraz payı olan,
Fail-i meçhul bir cinayetin,
İsm-i failiyim ben...
Kendimi ihbar ediyorum...
Son kurşun senden olsun,
Gel...
Can vermeden...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Geceme Aydınlık Olur musun Yâr

Deli divane olup, tarumar gezsem,
Düşsem yol kenarına kafamı kırsam,
Saçlarım yol yol, darmadağınsam,
Alıp ellerine tarar mısın yâr?
Tutup yaralarım, sarar mısın yâr?
Kanasa dizlerim, görmese gözüm,
Bir tatlı dilin, var mıdır sözün?
Mahzundur kalbim, hüzündür özüm,
Olur musun hayata bakan iki gözüm?
Aşık Eylül der ki halim perişan,
Geçip gitti ömür, kalmadı neşem...
Geceme aydınlık olur musun yâr?

Eylül GÖKDEMİR...20.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Gel Gör Beni Aşk Neyledi

Bu son sesleniş,
Bu son hazan,
Melekler de ölürmüş
Bazen.
Bu bir vedadır,
Bir hüzzam,
Çivi çiviyi sökmüyor,
Her zaman,
Aşkın yaşamasına,
Vermedi izin,
Kollarımı bağladı,
Kaderimi yazan,
Gel gör beni aşk neyledi...

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Gelmeyen Şafak

Hiç gelmeyecek şafaklara saklarız bekleyişlerimizi..
Üç-beş nöbetlerinde kaybederiz uykularımızı...
Meczup olmaktan utanır, eğeriz başımızı...
Haykırırız sessiz çığlıklarla acımızı.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Gerçek Ayrıntılarda Gizlidir

Adını hicran koy, hüsran koy, ihanet koy...
Ne koyarsan koy adını bu berbat yaşamın,
Kaldır başını bak gökkubbeye düşün bakalım,
Takılacak mı gözlerine melekler...
İnecek mi vadilerine rengarenk kelebekler...
Düştüğünde gnül çıkmazında, tutacak varmı ellerinden,
Var mı içinde biriktirdiğin kelimeleri dinleyecek bir yar,
Bulamazsın, bulamazsın hangi kapıyı çalsan,
Gerçek satır aralarında gizlidir, sen anlayamazsın...

Eylül Gökdemir