06-09-2009, 12:23 PM | #1 |
Geçerken Uğradım
Kayit Tarihi: Jun 2009
Nerden: Tinos, Ellinikh Dimokratia
Yaş: 35
Mesajlari: 65
Teşekkür Etme: 0 Thanked 1 Times in 1 Post
Üye No: 83585
Rep Power: 1149
Rep Puanı : 885
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Bayan
|
Kuran ve Isa Mesih'in Tanriligi
3.KURAN VE İSA MESİH'İN "TANRILIĞI"
İslamcı yazarlar, Hıristiyanların İsa Mesih'i "Tanrı'laştırdıklarını", bunun da büyük bir "küfür" olduğunu ileri sürerler. Onlara göre İsa Mesih, yalnızca bir peygamberdir. Acaba bu konuda Kuran'da neler var?: "Yahudiler: 'Uzeyr, Allah'ın oğludur' dediler. Hıristiyanlar da, 'Mesih (İsa), Allah'ın oğludur' dediler. Bu onların ağızlarıyla uydurdukları sözleridir. Allah onları kahretsin!" (1) "Yahudilerle Hıristiyanlar: 'Çok esirgeyici olan (Allah) evlat edindi' dediler. Andolsun ki, siz çok çirkin bir şey söylediniz. Bu sözden dolayı nerede ise gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıp çökecekti."(2) Hıristiyanların İsa Mesih'i "Allah'ın Oğlu" olarak kabul ettikleri biliniyor, ama Yahudilerin "Uzeyr" diye birini "Allah'ın Oğlu" olarak kabul ettikleri de nereden çıkarılıyor? "Uzeyr" diye bir kişi, Tevrat ve İncil'in hiç bir yerinde, bırakın "Allah'ın Oğlu" olarak, isim olarak bile geçmemektedir. Tevrat'ta adı bile geçmeyen "Uzeyr"i Yahudiler ne zamandan beri "Allah'ın Oğlu" olarak kabul ediyor? Kuran'ın Tiirkçe "meali"ni (çevirisini) yapanlardan bazıları, bu ayette geçen Uzeyr'in, Kutsal Kitap'ta geçen "Ezra" olduğunu ileri sürer.(3) Bu iddiayı kabul etsek bile, şu soru yine yanıtsız kalıyor: Yahudiler, Tevrat'ta adı geçen Ezra'yı da Allah'ın oğlu olarak kabul etmiyorlar ki, Kuran neden öyle bir iddiada bulunuyor? İsa Mesih'in Allah'ın Oğlu olup olmadığına gelince... Hemen belirtelim ki bu konu çok yanlış anlaşılmaktadır. Örneğin, 24 Ocak 1988 tarihli Milliyet gazetesinde, Sayın Özcan Ercan'ın Semih Bayülken'le yaptığı "Tatil Sohbeti"ni okuyanlar, bu yanlış anlamanın korkunç bir örneği ile karşılaşmışlardır. Bakın Sayın Bayülken ne diyor: "İsa Allah'ın Oğluymuş. Doğrusu ben Allah'ın gidip Meryem'i becerdiğine inanmıyorum." Ne korkunç bilgisizlik! Sanki böyle bir şeye inanan varmış! Hıristiyanların böyle bir saçmalığa inanmadığını açıklayan 26 Ocak 1988 tarihli yanıtımız ise yayımlanmadı. Ama öyle görülüyor ki, Kuran'da da olaya aynı açıdan yaklaşılmış ve bu nedenle "Neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak ve dağlar dağılıp çökecekti" denilmiştir. Gerçek nedir? Hıristiyanlar İsa'yı niçin ve nasıl "Allah'ın Oğlu" olarak kabul ediyorlar? Öncelikle şunu hatırlatmalıyım: İncil'de İsa Mesih'e "Allah'ın Oğlu" denilmesi tamamen ruhsal anlamdadır ve bu deyim yalnız O'nun için kullanılmış da değil. Bununla beraber İsa Mesih'in Allah'tan söz ederken kullandığı tek deyim şudur, "BABAM." Acaba bunun nedeni neydi? Bunun nedeni Ruhsal yönden Tanrı'yla aynı özden olmasıydı. İncil bunu detaylı olarak açıklar. Kuran'da da, İsa Mesih'in bu en önemli yönüne az da olsa değinilmektedir: "Ey Kitap ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) dininizde hududu geçip taşkınlık etmeyin, 'İsa Allah'ın Oğludur' gibi sözler söylemeyin. Allah'a karşı yalnız hak olanı söyleyin. Meryem'in oğlu Mesih İsa yalnız Allah'ın peygamberi ve Meryem'e ulaştırıp bıraktığı kelimesidir. 0, Allah tarafından gelen bir ruhtur."(4) Aslında bu ayet güzel bir şekilde incelendiğinde, karşımıza Hıristiyanların inandığı şekilde bir İsa çıkıyor. Bu ayete göre İsa Mesih nedir ve ne değildir? Bü ayete göre İsa Mesih, "Allah'ın Oğlu" değildir ama: 1) İsa Mesih, bir "Peygamber"dir, 2) İsa Mesih, Allah'ın Meryem'e ulaştırıp bıraktığı "Kelime"sidir, 3) İsa Mesih, Allah tarafından gelen bir "RUH"tur. Şimdi isterseniz bunları biraz açmaya çalışalım: İsa'nın, "Allah'ın Meryem'e ulaştırıp bıraktığı kelimesi" olduğu söyleniyor. Bu ne anlama geliyor? Yanıt şudur: Allah'ın "sözü" Meryem'den beden alarak insanlar arasında canlı bir varlık olarak yaşadı. Yani İsa Mesih, Allah'ın "Canlı Sözü"dür. Kuran'ın bir başka ayetinde de "Allah'ın gerçek bir sözü olan Meryemoğlu İsa" deyimi kullanılır.(5) İsa'nın, "Allah'tan gelen bir ruh" oluşuna gelince... Bilindiği gibi melekler de "ruhtur" ama İsa Mesih, bir melek değildir. 0 halde İsa Mesih nasıl bir "ruh" olabilir? Sanırım bu sorunun yanıtını Müslim'de yer alan bir hadis'te görebiliriz: "Huzeyfe ve Ebû Hüreyre radiya'llahu anhuma'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber aleyh's-selâm şöyle buyurmuştur: Allahu Teala insanları toplar, müminler kalkarlar. Nihayet Cennet onlara yaklaştırılır. Bunun üzerine Adem aleyhi's-selâmın yanına giderler ve: 'Ey babamız! Bizim için Cennet kapısının açılmasını iste!' derler. 0 da: 'Sizi Cennet'ten çıkaran şey, babanızın hatasından başka bir şey midir? Ben bu işin ehli değilim, oğlum İbrahim Halilu'llah'a gidiniz' der. Hemen İbrahim aleyhi's-selâm'a giderler. 0 da: 'Ben bu makamın ehli değilim, Halil oldum; lakin uzaktan; Allah'la vasıtasız konuşmak şerefîne mazhar olan Musa'ya gidiniz' der. 0 da: 'Bu işin ehli değilim, ALLAH'IN KELİMESİ VE RUHU OLAN İSA'YA GİDİNİZ' der: İsa da: 'Ben bu işin ehli değilim' der. Bunun üzerine Muhammed aleyhi's-selâm'a giderler. 0 da hemen kalkıp dua eder..."(6) Gayet açık bir şekilde görüldüğü gibi, bu hadis'e göre İsa Mesih, "Allah'ın Kelimesi ve Ruhu"dur. Aslında Hıristiyanların İsa Mesih konusundaki inançları da O'nun "Allah'ın Canlı Sözü" ve "Allah'ın Ruhu" oluşunda toplanır. İsa Mesih, "Ben ve Baba biriz" (Yuhanna, 10:30) demekle, Allah'la aynı Ruh'tan olduğunu açık bir şekilde vurgulamış oluyordu. İsa "Allah'ın Ruhu"ndan olduğuna göre, O'na yalnızca bir Peygamber gözüyle bakmak ne derece doğru olur? Müslüman bir yazarla İsa Mesih konusunda konuşuyorduk. Bana, "Hayret ediyorum size, İsa'nın Allah'ın Oğlu olduğunu nasıl kabul ediyorsunuz?" diye sordu. Kuran'da İsa Mesih için "Allah'ın Sözü" deyimi kullanıldığını hatırlattım. Hemen masanın üzerinde duran bir yazısını eline alıp, "Bu benim sözümdür, ama benim oğlum değil ki! Kuran, İsa'nın 'Allah'ın Sözü' olduğunu söylüyor ama 'Allah'ın Oğlu' olduğunu kabul etmiyor" dedi. Yanıt olarak: "Eğer bu sözünüz-yazınız CANLI olsaydı, oğlunuzdan ne farkı kalırdı?" dedim. Ne yanıt vereceğini şaşıran yazar, "Siz İsa'nın Allah'ın Oğlu olduğunu iddia ederken bu anlamda mı söylüyorsunuz?" dedi. "Elbette bu anlamda söylüyoruz!" dedim. Allah Ruhtur. İsa Mesih de "Allah'ın Ruhu"dur. 0 halde ikisi de Ruhtur, ama İsa'nın insan bedeni var, aralarındaki tek fark budur. Zaten bu nedenledir ki, İsa Mesih hem "Allah'ın Oğlu" hem de "İnsanoğlu" olarak kabul edilmektedir (İncil, Matta, 20:18, İbraniler, 1:2). İSA "İNSANOĞLU" MU "KADINOĞLU" MU? İncil'de, İsa Mesih'ten söz edilirken sık sık "İnsanoğlu" deyimi de kullanılır. Bunu bilen Prof. Abdulahad Davud bakın ne diyor: "...Kuran, hiç bir zaman Hz. İsa için 'İnsanoğlu' tabirini kullanmayıp sık sık 'Meryemoğlu' ismi ile hitap eder. Böyle bir hitap şekli gayet normaldir. Zira Hz. İsa, babası olmaması sebebiyle sadece bir 'Kadınoğludur.' Siz Hıristiyanlar budalaca bir şekilde Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu olarak kabul edersiniz de, O'nun Hz. Yusuf'un veya başka birisinin oğlu olduğuna inanmadıkça ve tabii neticede O'na haşâ ***lik lekesini sürmedikçe bu Allah Resûlüne (s.a.v.) 'İnsanoğlu' diyemezsiniz..."(7)i güzel de, kadın insan değil mi?!! Kadın da "insan" olduğuna göre, İsa'ya "İnsanoğlu" demenin olmaz tarafı ne? İsminin önünde "Prof." ünvanı kullanan bu sözde "yazar", acaba yalnız erkekleri mi "insan" olarak kabul ediyor?!! "UZAYA TAPANLAR"A YANIT: 4 Şubat 1990 tarihli Nokta dergisinin kapak konusu olan "Uzaya Tapanlar"ı merakla okudum. Mantıklı bir şeyleri olmadığı için bunların görüşlerini önemsemiyorum. Ama yine de İsa Mesih hakkındaki yanlış görüşlerine değineceğim: "Meryem, yücelerin emri ile yeryüzüne gönderilmişti. 0, evlenmeden doğurdu. (...) İsa, bir mucize bebekti. Yani sizin deyiminizle bir tüp bebekti. Bu dönem için çok basit olan hadise, o dönem için bir mucize idi. Yani tüp bebek olarak doğdu, ışınlanarak göçtü. (...) Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğuna inanmıyoruz. İncil'de Hz. İsa'nın doğumu 25 Aralık gecesi Filistin'deki Beytlehem köyü üzerine bir yıldız indi şeklinde yazılıdır. Oysa İncil'de yıldız diye tanımlanan, aslında Merih'ten gelen bir uçan daireydi. Yani Hz. İsa Merih'ten gelmiştir..." Evet, Meryem evlenmeden İsa Mesih'i doğurmuştur. Fakat sandıkları gibi Meryem sonradan yeryüzüne gönderilmiş bir uzaylı değildir. "İsa'nın bir tüp bebek olarak doğduğu ve ışınlanarak göçtüğü" iddiası da açıklanmaya muhtaç. Bu iş nasıl olmuştur sorusuna ne yanıt verecekler? Aynca İsa ile ilgili en eski kaynak da, bilindiği gibi İncil'dir. İncil'de de İsa Mesih'in çarmıha gerildiği birkaç kez vurgulanmıştır. 0 dönemin Yahudi tarihçisi Josephus ve Romalı tarihçi Takitus da aynı gerçeği ifade etmişlerdir. "İncil'de Hz. İsa'nın dağumu 25 Aralık gecesi Filistin'deki Beytlehem köyü üzerine bir yıldız indi şeklinde yazılıdır..." deniyor. Biraz, uzayı bırakıp İncil'i düzgün bir şekilde okusalar, böyle bir şey olmadığını görürler. İncil hakında bu kadar bilgisiz olmaları, bir Hıristiyan olarak beni üzüyor. "İsa'nın Allah'ın oğlu olduğuna" inanmıyorlarmış. Sanırım bu olay biraz yanlış anlaşılıyor. Biz Hıristiyanlar bunu söylemekle İsa'nın Allah'ın Ruhundan olduğunu ifade etmek istiyoruz. Kuran'da da İsa'nın Allah'ın Ruhundan olduğu bir kaç kez vurgulanmıştır (21.Sure, 91. ayet, 4. Sure 171. ayet). İsa Karataş, 4 Şubat 1990. Not: Bu yazım, 18 Şubat 1990 tarihli Nokta dergisinin "Mektuplar" köşesinde yayımlanmıştır. İLHAN BARDAKÇI'YA YANIT: Sayın İlhan Bardakçı, 1 Ocak 1994 tarihli Zaman'ın 2. sayfasında yer alan "Batı'da İsa (a.s.) kavgası..." ve 3 Ocak 1994 tarihli Zaman'ın 16. sayfasında yer alan "Hıristiyan dünyası Kur'an'a teslim" başlıklı yazılarınızda yer alan bazı iddialar gerçeği yansıtmıyor. Düzelteceğinizi umarak, dikkatinize sunuyorum: "İsa Allah, Allah'ın oğlu veya ruhu değildi. Hepimiz gibi bir kuldu..." Bu iddia, yanlız Hıristiyanlığa değil, İslamiyete de aykırıdır. İsa'nm Allah'ın ruhu olduğu gerçeği Kuran'da (Nisa Süresi 171. ayet) ve hadislerde de (Riyazü's-Salihin, 1. C., 245. s., 199. hadis) yer almaktadır. "İncil'in bazı kısımlarında Hz. İsa' nın doğum yeri olarak Nazareth, diğerine göre Bethleem kasabaları gösterilmektedir." Bu iddia da doğru değildir. İncil'in hiç bir yerinde, İsa'nın doğum yeri olarak "Nazareth" dediğiniz Nasıra gösterilmez. İsa Mesih'in doğduğu yer "Bethleem" dediğiniz Beytlehem'dir (İncil, Matta, 2: 1-6, Luka, 2: 4-7). İsa'nın annesi Meryem Nasıra'lı olmakla beraber, bir nüfus sayımı için Beytlehem'e gitti ve İsa'yı orada doğurdu. Sonra tekrar Nasıra'ya dönmüşlerdi. "Markus İncili'nin 7. suresinin 29/30. ayetlerinde, 'Hazret-i İsa'nın kendisine mesih ya da peygamber diye hitap edilmesini istemediği' açıkça yazılıdır. Hayatının hiçbir devresinde 'Ben Allah'ın oğluyum' şeklinde bir beyanı yoktur." Sayın Bardakçı, Bu iddialarınızdan hiçbiri doğru değil. Markos'un 7. Bölüm 29/30. ayetlerinde İsa Mesih'in bir mucizesi anlatılıyor, yani yazdıklarınızla hiçbir ilgisi yok. Zaten İncil'in Markos kısmı "Allah'ın Oğlu İsa Mesih..." diye başlar. Ayrıca İsa, "Mesih" olduğunu defalarca açıklamıştır. Örneğin, Samiriye'li bir kadın İsa ile dini konuları konuşurken, "Mesih denilen meshedilmiş Olanın geleceğini biliyorum. 0 gelince bize her şeyi açıklayacaktır" der. İsa, "Seninle konuşan ben, Oyum" diye yanıt verir (İncil, Yuhanna, 4: 25). "Hayatının hiçbir devresinde 'Ben Allah'ın oğluyum' şeklinde bir beyanı yoktur" şeklindeki iddianız da doğru değildir. İsa Mesih, Allah'tan hep "Baba, Babam" diye söz ederdi. Bunun üzerine Yahudiler, "Bu büyük bir küfürdür" diyerek tepki gösterirdi. Ama İsa, Yahudilere şu yanıtı verdi: "Allah'ın Oğluyum dediğim için bana nasıl 'küfür ediyorsun' dersiniz? Eğer Babamın işlerini yapmıyorsam, bana iman etmeyin" (İncil, Yuhanna, 10: 36-37). "Hz. İsa'nın kâinata müjde olarak geleceğini haber verdiği Peygamberimiz ile ilgili asıl iki İncil İznik'teki 325 yılı II. Konsili'nde ortadan kaldırılmıştır. Barnabas İncili, Hz. İsa'nın bu sözlerine yer verdiği için Vatikan'da kilit altındadır ama bu İncil, Avrupa'da satılmaktadır." Sayın Bardakçı, Hem tarihsel yönden hem de mantıksal yönden bu iddiaları kabul etmek mümkün değildir. İznik Konsili'nin toplanma amacı, "peygamberinizden söz eden İncilleri ortadan kaldırmak" olamaz. Çünkü İS 325 yılında sizin peygamberiniz daha doğmamıştı. Bu nedenle hiç bir gerekçeyle "peygaınberinizden söz eden İncilleri" ortadan kaldıramazlardı. Ayrıca "iki asıl İncil" olduğunu neye dayanarak ileri sürdüğünüzü öğrenmek isterim. Bu iki İncil'den biri Barnabas İncili ise, diğeri hangisidir? Barnabas İncili Vatikan veya başka bir yerde kilit altında değildir. Yalnız Avrupa'da değil, Türkiye'de de satılmaktadır. Bu İncil'in Muhammed'den söz etmesi de gayet normaldır, çünkü ondan yüzyıllarca sonra yazılmış sahte bir İncil'dir. Dünyanın hiçbir yerinde, Muhammed'ten önce yazılmış bir Barnabas İncili nüshası yoktur. Biz Hıristiyanlar bunun nesine inanalım? En içten saygı ve sevgilerimle... İsa Karataş, 3 Şubat 1994-İstanbul. Bu yazıyı Sayın Bardakçı'ya faksladım. 11 Şubat 1994 tarihli Zaman'ın 2. sayfada bulunan köşesinde bu yazıma değiniyor. Ama bakın nasıl değiniyor: "İstanbul'' dan 'Biz Hıristiyanlar bunun neresine inanalım' ifadesi ile son bulan İsa Karataş isimli sevgili okuyucum iki yazım üzerine bir açıklama göndermiş. İncil'den sure ve ayetlerle de desteklemiş. Bazı fikirlerime cevap veriyor. Ben Hz. İsa'nın sadece bir kul olduğunu ve bunun nihayet, Hıristiyan dünyasınca da kabul edildiğini yazmıştım. Bu peygamberin hayatı ile ilgili konuların daha sonradan rivayeten belirlendiğini söylemiştim. Sevgili okuyucumun bana söylediklerini anlatmışım. Her halde çok meşgül ve dar zaman içinde okumuş olmalı. Ama Barnaba İncili konusuna gelince: Bu İncil piyasalarda satılıyor. Peygamberimizin son peygamber olarak indirileceğinden bahseder: Okuyucuma göre, bu İncil Peygamberimizden sonra yazılmıştır. 0 halde 325. yılında yani İslâmiyet'ten ve İznik Konsili'nden itibaren tartışılan bu İncilleri kim yazmıştır? Tartışmamız teferruata inhisar ediyor. İsa Karataş Bey'e hem selam hem sevgi." Ben neler yazdım, Sayın Bardakçı neler yazıyor. Birçok yanlış iddiasına yanıt vermeme rağmen, "Sevgili okuyucumun bana söylediklerini anlatmıştım. Her halde çok meşgül ve dar zaman içinde okumuş olmalı" diyebiliyor. Ne diyelim? Yorumu size bırakıyorum. NOTLAR: 1) Tevbe (9.) Süresi 30. ayet. 2) Meryem (19.) Süresi 90. ayet. 3) Bahaeddin Saglam, Kuran-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, 192. s., Tebliğ yay., İstanbul. Süleyman Ateş, Kuran-ı Kerim ve Yüce Meali, 190. s.. Kılıç Kitabevi, İstanbul. 4) Nisa (4.) Süresi, 171. ayet. 5) Meryem (19.) Süresi, 34. ayet. 6) Riyazü's-Salihin, 1. c., 245. s., 199. hadis, Diyanet İşleri Başkanlığı yay., Ankara. 7) Prof. Abdulahad Davud, Tevrat ve İncil'e Göre Hz. Muhammed (A.S), 276. s., Nil yay., İzmir-1988. |
11-22-2009, 04:23 PM | #2 |
ÇaKaL Üye
Kayit Tarihi: Aug 2009
Nerden: oOOGehennaOOo
Yaş: 35
Mesajlari: 1,226
Teşekkür Etme: 11 Teşekkür Edilme: 32 Teşekkür Aldığı Konusu: 26
Üye No: 88099
Rep Power: 1389
Rep Puanı : 2914
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Paylaşım için saol
|
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|