![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() PARTİ GUKKU
PARTİ GUKKU Dün gece, Çizik taş oynadım düşümde. Sonra cıgıl misketlerle Vurdum çocukluğumu… Henüz dutu silkelememişken Körebelerde hep Yeni Cuma sokakları Ebeledi bizi… Sonra yayıldık Boztepe’nin eteklerine doğru, Artık oyunu kim düşünür ki? Sarardık mısır püskülünü Marshall yardımı renkli pelürlere, Hemen dumanında hülyalanırdık… Uzanırdık beynimize kazıdığımız O siyah beyaz filmlerdeki yosmaya doğru. Ah İstanbul… Kulaklarımda Twist’ler çalıyor, Degenere abidik Gubidik’lerle beraber… Gözlerim mıhlanmış, O hırçınlığında bile, Bağrını özlediğim Karadeniz’e… Birazdan vapur gözükür dere ağzından doğru. Bilir ki herkes iskelede doluşmuştur, O yüzden ağırdan alır kendini Bir yandan da , Vakur bakışlarla keser sahili… Uzun uzun öttürür düdüğünü Sülüklüdekilerde duysun diye!!! Limanda herkes kıpır kıpır Kolay mı? İstanbul’dan geliyor vapur… Doğduğum toprak,gözümde Karadeniz Hülyamda hep o yosma İstanbul… Birden dalarım Uzun Sokağa doğru Gözlerim Sarayın önünde yayılmış Çizgi romanlar içinden Tommiks’in son sayısını arıyor. Şansını Sına düzenlemiş kardeşim Akşama o tek çikolata gene bizim yaşadık!!! Spartaküs’ün afişi süslüyor Konağın; O her gün parlatılan taş duvarlarını. Hem Lalenin yazlığı da açılmıştır artık. Hiç unutmadım Lale çıkışı , Şıracıda sildiğim göz yaşlarımı… Belki annem bu gecede toplar bizi Uzanırız Kaleye doğru… Bizimde gönlümüz sarhoş olurdu Ercan söylerken şarkıyı… Dönüşte Hacı Kasım fırınından Aldık mı Francala’yı dumanında Zor atardık kendimizi bahçeye. Ekmeğin böğrüne atarken bıçağı Mis gibi tereyağı kokusu, Karışırdı Mandali’nin efsunuyla. Ardından uzanırdım, Can eriğin altına Yapraklarıyla yıldızları örtüştürürdüm . Sonra ağırlaşırdı yeniden göz kapaklarım Dalardım sıcacık uykularımın içine Ve oynardım gece boyu PARTİ GUKKU…
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Peşimde Yalnızlığım
"Günlerden kahrolası bir pazar, İçimde dün gecenin ıstırap şarkıları." Elimde fitili ateşlenecek bir sevda, Gönlümde aşkın hazirun cetvelleri. Nedir ulan senden çektiğim? Krizantemler gibi işliyorsun benliğime. Ben kurtarmaya çalıştıkça kendimi, Daha da giriyorum köklerine hazanın. Günlerden yine kahrolası bir pazar... Söz vermiştin, Ay yıkanmayacaktı batarken sularımda, Patlamayacaktı maytapların her kahkahanda. Ne oldu şimdi!!! Geride bıraktığım sürtük gecenin Kalıntılarında perişanlığım Ve zifiri karanlık gecenin tek ışığı olan Safran sarısı saçların refakatındayım. Bir de; Bir de tabii ki, Yaşam boyunca, Peşimde yalnızlığımın...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Rengin Gül Düeti
Bir rüya resitalinde gölgelerin Yakıyor geceyi muhacir yüreklerde Şuh dalgalarında esaretim Çözülmelerindeyken tutkunun Tutunmada dillerim öfkene… çığlık çığlığa dolanmada ebruliler Sığınmada sessizliğe sevda… Bir yağmur anlatısındayken kadın Renklerini soldurtmadan rüzgar söylevlerine Ezik bir laterna sesinde uyuttu yalnızlığı Sanma ki İstanbul özlemi erguvan olacaksın Okşadıkça papatyalar hisarı Koklayacaksın Oya çiçeğini Meşk olacaksın Sanki bir yerlerde Rüzgarı kalmış sevda esintilerinin Ufuklarına mavi yağmış Titremede lila saçlarında hengameler Sıla muhabbetlerindeyken içli bir fasıl Varsayılarına eklenmede gülden düetler Sanma ki Beyaz üstü lacivert kalacaksın Çıkartacaksın hepsini renklerin Soyundukça gecenin gölgesi Şeffaf kalacaksın!
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Rüzgar Düştü Tuvale
Boş bir tuvale Dönüşen hayat, Çokça yalnızlık içeriyordu. İçimde, Kaybetmek istediğim hazanla Ona doğru yürüdüm. Önümde sonsuz mutluluk Yüreğimde sevdanın büyüsü. Yaprakların dansı başladı, Sularda hafif bir çırpıntı Dallar aşka saygı gösterisinde . O an, Rüzgar düştü tuvale... Görünmez bir fırça Durmaksızın çiziyor,çiziyordu. Her vuruş, Benliğimden bir kesit ve Yüreğimden esintileri aktarıyordu. Doğa benle özdeşleşmişti. Yapraklar dansederken İçim ısınıyor, Sular hafif çırpınışlarla Aşka davet ediyordu. Ve rüzgar vurmaya devam ediyordu Tuvale... İlk bakışta, Bir hayalin resmi, Ya da rüzgar ne istiyorsa oydu beliren. Görünmez bir el, Tuvalde dansı sürdürüyordu. İçimde bahar taneleri, Kardelen olup bir bir Hayatıma doluyordu. Rüzgarın tuvale her vuruşunda, Bir yeniden doğuş, Bir yeni hayat müjdesi İşliyordu içime. Tuvale düşen rüzgar Son fırçayı attığında ; Oluşan resme bir de ad düşülmüştü. "BİZ....."
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Rüzgar Tövbeleri
Uzadı sezgiler rehin aşklara Yıldı yağmur gülleri mağrur sevişmelerden Bir yanı sevda yüklemleriyle sarılı Diğer tarafında inlemede nağmeler Dile düştüğünde hafif meşrep şarkılar Yırtılır avazlarda delişmen karanlıklar Meraklar odaklanırken sergüzeşt bakışlarda Dolaşır parmaklar gün boyu salınışlarında İner Kleopatra ruhlar sarar ihaneti de Yüzlercesi dilenci olur aşk serenatlarında Ritimler yorgun sololar isteksiz seslemlerinde Ahengi dağ sürgünlerine bürünmekte hislerin Fersiz sabahın yorgun geceye serzenişleri Siler telgrafın tellerinde arzu titremelerini Hazan sarar bahar yüzlü sevişmeleri Dokuntular nemli göz süzüşler flu Kibrit ateşi boyu yürek yangınları Özlemektedir volkan çığlıklarını Bellekler taşımazken rehin aşk beklentilerini Kucaklara sığmayan gizlerden silinir sevişmeler Yağarken yıldızlar do re mi fa Çözülür diller dilek tutuşu kaymalarında Ses verirken mehtaba fasıl dokunuşları Adımlara dolanan rüzgar tövbeleridir...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Saklı Sevdam
“Bir sabah güneşi oldun içimde, Coşkun pınar gibi sana akarım. Bir sevda ateşi yaktın gönlümde, Sensiz geçen güne ağıt yakarım. Solmasın hep açsın kırmızı güller, Sılada sevdalın hep seni özler. Baharda tomurcuk gibiydi gözler, Sensiz geçen güne ağıt yakarım … Aşkınla yaşarım elin elimde, Gözlerinde sevda olur bakarım. Bu canı anlatmak vardı dilimde, Sensiz geçen güne ağıt yakarım.”
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sana Bir Canı Anlatmak
Sana bir canı anlatmak istiyorum Her an seninle olan, her an seni yaşayan Sana bir canı anlatmak istiyorum Her an sevdana koşan, yalnız sevdanla coşan Notalara dökeyim bir şarkı olsun Sözcüklere dökeyim bir şiir olsun Gitarın tellerinde bir nağme olsun Sana ölümsüz aşkı anlatmak için Sana bir canı anlatmak için Gönlümü vurdular demiştim sana İçimdeki duygular hep senden yana Sevdalar akıyordu kalbinden bana Sana bir canı anlatmak istiyorum Sana bir canı anlatmak istiyorumm..
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sanki Beyoğluydu Sevda
Bir zamanlar Beyoğlu vardı... Çekerek en güzel kıyafetlerimizi üstümüze Uzanıverdik gün batımında Beyoğlu’na Arnavut taşlarını arşınlayan Rugan ayakkabılarımızın parıltısı Heyecanla karışırdı yüzümüze... Galatasaray idadisine vardık mı Ver elini Pasaj... Dolaşırken en pespaye haliyle akerdeon ortada Vururdu şarkılar çakırkeyf yüreklerimizi Kadifeden kesesiyle girer Adalardan bir yar gelir bizlere ile çıkılırdı Kadeh sayısı arttıkça efkar durumumuz da artar Önce “Bir tatlı huzur almak için Kalamışa” Ardından “Heybeli’de çıkmak için mehtaba “ Avaz avaz sevda dökülürdük ... Ne çok vatan kurtarmış Ne çok bilmişizdir her şeyi... Memur deyip geçmeyin!!! O zaman en gözde meslek bizimkisi Topladık bir akşam eşi dostu Çakıl’a gittik Sevim Çağlayan’a... Ne kadındı beee!!! Şarkımı söylerdi bülbüllemi yarışırdı bilinmez. Burası “Agora Meyhanesi” dedi mi Çiçek yağmuruna tutulurdu da Konfetiler içinde delerdi yüreğimizi Başka bir akşamda Taksim Belediye’de Mediha Demirkıran var demişlerdi “İçin için yakmak için gönlümüzü” kıymıştık 100 papele Ne geceydi beeeee!!! Ahmet vardı ondan önce Ahmet Sezgin canım bizim Ahmet... “Fırat kenarında yüzdürmüştü kayıkları” da Ordan seslenmişti bana “Senin en güzel yerin kahverengi gözlerin” diye... Çıkıp gazinodan yalpalaya yalpaya dalmıştık Beyoğlu *******ine... Eğer kadına gidilecekse adres belli!!! Pınar çalışırdı bir evde Ayın ondördü yüzlü taş gibi kızdı ve Sevişirken hep gülerdi Kaderine mi yoksa bizim halimize gülerdi Hiç bilemedik... Derken üstünüze afiyet Üstüne üstlük bir de sevdalanmıştım Emek sineması fuayesinde “İrlandalı kız” arası Yemyeşil gözleriyle bir kenarda frigo yiyen kıza Vurgun yemiş gibi mıhlanan ben Zar zor iş telefonumu sıkıştırırken avuçlarına Zelzeleye tutulmuş gibi dakikalarca titremiştim Bir gün çalışıyoruz dairede Dalmışım işin içine “Çabuk telefona bak” sesiyle irkildim “Merhaba ben Süreyya...” Süreyya, Süreyya, Süreyya.... Düşmüyor jeton bir türlü Affedersiniz çıkaramadım da sözleri Zar zor döküldü ağzımdan. “Benim Fuayedeki frigo yiyen kız” Siz O’sunuz deyip bayılıvermişim de Kemal kapıp telefonu idare etmiş vaziyeti ve Sağolsun kapmış İnci’de randevuyu Sabah olmak bilmedi!!! Ne giymeli ne etmeli nasıl davranmalı derken Gün doğumunda uyuyakalmış da öğleye ancak Gidebilmiştim işe Ay sonu gelmiş cepte para yok Sağolsun arkadaşlar toplamışlar aralarında Birinden gömlek birinden kravat derken Afilli bir delikanlıya dönüvermiştim En az iki saat erken gittim İnci’ye Gözüm habire saatte Geçmek bilmiyor halden anlamaz meret Ve işte o... Kapıdan içeri girmesiyle Herkesin gözü ona dönmüştü Öyle muhteşem bir yürüyüşü vardı ki Hemen oracıkta kalıverecektim genç yaşımda Profiterol mü yedim kendimi mi yedim bilemedim Sonrasında bir sinema randevusu koparmış İstanbulu fetheden Fatih misali Arşınlamıştım İstiklal’i baştan dibe... Ahhh Süreyya ahhhh... Ne kızdın sen beeee!!! Her gece rüyamda her gündüz hayalimde Değmezdi ayaklarım hiç bir yere O gün Dünya sinemasında ne oynuyordu Hiç hatırlamam... Elini tutmak istiyorum ama Buram buram terliyorum Koca ilk yarı böyle geçti de Ben hala “ya bozulursa” lardayım. Antrakta kaptım iki frigoyu hemen Gözlerinde yedim bitirdim kendimi Zil çaldı yerimizi aldık ve yine aynı terane Derken baktım avucum sıcacık Süreyya bakmış benden hayır yok Uzatıvermiş yangın ateşi ellerini avuçlarıma Çok paramı yedi ama Helal olsun... Sabahlara kadar o gazino senin bu gazino benim Yıktık Beyoğlu’nu hayatımın üstüne Kadifeden kesesi Gazinodan gelir sesi... Gelir gelmesine de nereye payidar!!! Yine soğuk bir gece İlle maksime gidelim diye tutturdu Süreyya Zeki Müren dinleyecekmiş haspa Kapıdan görünmekle en öne buyur ettilerde Daha o anda cız etti yüreğim Aç gözler üzerinde toplanmış Tepeden tırnağa soymaktalar Süreyya’yı Derken Paşa aldı sahneyi O İstanbul sesiyle inci gibi sıraladı şarkılarını Bir el işaretiyle Şef bitti masada da Tam üç şişe şampanya gönderildi sahneye Bir de şarkı ricası iletildi Paşa’ya “Bir muhabbet kuşuda ben olurum dile sen” O gece son defa gördüm Süreyya’yı Atın bunu dışarı diye öfkeyle bağırıyor Etrafa göz süzmekten de geri kalmıyordu Her şeyim bitti de bir tek İçimdeki Süreyya bitmedi Vurdum kendimi Türk filmlerine Göksel Arsoy, Ayhan Işık derken en çok Ahmet Tarık Tekçe’yi sevdim Vesikali yarimler, susuz yazlar derken Aliki Viyuklaki’ye takılı kaldım bir filmde O gece Süreyya gitti yatağımdan Duvarlara kazınmış Aliki sardı dört bir yanımı Ahhh!!!! Ne günlerdi o günler.... Şimdi ne madam kaldı pasajda Ne atlas ne de elhamra... *******i asalet kokan Beyoğlunun Şimdi çakkıdılar çalıyor sokaklarında Yıkılmış sefalet *******e Ucuz kadın kokusu sarmış İstiklali Biz Kemal’le ayda bir uğrar olduk Cumhuriyete İki tek atıp kulağımızda kalan eski nağmelerle Şad ettik Gece Kirpikli Kadını Aşkı sorgu sual eylemek isteyince de Düzeyli ilişkiler de şimdi sevda dediler Yatay olarak!!!
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sen Kokan Papatyalar
Dışarıda “Sevda Kıran” bir rüzgar, İçerde dört duvar arası Ruhunu köreltecek kadar nemli Yaşam alanı denen odam, Demir parmaklıklar arasından Sokulmaya çalışan güneş ışığına dahi Sevda tutan ben … Koy beni gideyim Gardiyan, Tam şimdi... İlk damla ulaşmadan toprağa Koy beni gideyim. Yağmur; Her damlasında bir kesit Her vuruşunda bir ihtar Her toprağa kavuşmasında Vuslat… Gün geldi Hazan sardı yüreğimi de Bahaneler uydurdum suskunluğuma. Gün geldi Zemheri vurgunu yanaklarımdan Buz sarmış kirpiklerimin hapsinde kalıp Süzülemedi isyanlarım. Ulaşmak istediğim Ne zirvesi buzul bir sevda Ne de saçlarında ölüm dolaşan melek. Dileğim, Bir kucak dolusu bahar Bir de sen kokan papatyalar…
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sen O Olmalısın
Uzaklarda hala tutunan bir ışık Ve Hala dinmeyen bir duman... Çünkü ben hala bir közüm Ve hala Yıkıntılar altında Işığı arıyorum. Belki bir mumluk ama Hiç sorun değil... Unutma ki; En büyük yangınlarda Sadece Bir kıvılcımla çıkar... Ve Ben hala Uzaklarda tutunan bir ışık Ve hala Yüreğimde yangınlayım Sen O sun değil mi? Hala o ışığı üflemeye çalışan! Sen Sen ol!!! Deş o külleri... Belki bir gün Sen de Yeniden doğarsın o küllerde. Bilirim, Çünkü amazon yağmurlarının Fayda etmediği Yangınlardayız. Uzaklarda Hala tutunan bir ışık var. Biliyorum,biliyorum O Sensin...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|