![]() |
![]() |
#131 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Abdal Olsam Düşsem Yollara
Tren yolları götürdü yine, seni çok uzaklara, Gözyaşlarım bitmiyor geride kalanlar aklımda, Bıraktığın mutluluk, hasrete karıştı geldi yanına, Ben de kalan sevgin, aşkın, özlemin yalnızca. Düşlerim sensizliğe, kapı açıyor herzaman, Yaşayamadığım mutsuz anlar, bana kalan, Dilim dilim paçavra oldu artık zaman, Seni sığdıramadığım günlere yazık değil mi. Ne hüzzam, ne nihavent bana göre değildi. Dinlerken ruhuma doluyordu aşkın sanki, Bir garip gönül gibi kafeste kalan yüreğim, Hep aç, hep susuz artık gülmeyecek mi. Asonsör boşluğuna sıkışmış sanki ruhum, Kapan da esir gibi, bir kuş olmuş gönlüm, Kanatlarım kırık, uçmak ise bana ölüm, Yalnızlığı ben mi seçtim söylesene gülüm. Bir abdal olsam düşsem yollara bulsam seni, Yüreğimi yüreğine koysam bıraksam kendimi, Bir kar tanesi gibi erisem dudaklarında şimdi, Aşkla yaksam aşkla kavursam seni, deli gibi. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#132 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Aşk
Bir başkasın benim için. Yüreğimde ateş, İçimde bir nefes, İçtiğim her sigarada, dayanılmaz özlemimsin. Öyle bir aşk var ki içimde. Beni soluksuz bırakan, Hasretinle kavuran, Sevmelere doyamadığım, Bir aşk. Umutlarımı bağladığım, Bebeğim gibi sevdiğim, Yollarına yaşlar döktüğüm, Gözümden kıskandığım, Bir aşk. Mevlana gibi dönerim peşinde. Köle olurum herzaman evimde. Güzelliğin daima içimde. Sevgimin hiçbiryere sığmadığı, Bir aşk. Öyle seviyonum ki ölesiye. Korda yüreğim, sensizlikte. Her an ruhum seninle, Kırmaya bile konktuğum, Bir aşk. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#133 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Aşk Arıyordum
bir cehennem ateşiydi yüreğim, ******* kaldı yalnızca bana. gündüzler ise, haram sabahlara. bir sevgi arıyordum uçsuz bucaksız dağlarda. gözlerim kayboluyordu yemyeşil kırlarda. kır çiçekleri seni hatırlatıyordu hep bana. yalnızlık duygusu sarmıştı beni. ağlayanım da yok hep gülecekler mi. bir aşk arıyordum ruhumu dinlendirecek. bir sevgi arıyordum yüzümü güldürecek. bir ömür aşksız, sevgisiz hiç geçer mi. hayat bunları tatmadan biter mi. sordum ağaçlara, sevgi nedir diye. onu yüreğine sor büyüyecek seninle. çiçeklere sordum aşk nedir diye. aşk seninle, sevgiyle birlikte. hayatla mücadele, aşkı da unutturdu bizlere. çıkaralım kör kuyulardan koyalım yüreğimize. yaşayalım aşkı doya doya gönlümüzce. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#134 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Cinle Arkadaştım-Hikaye
-Meltem, iki sene önce eşini kaybetmiş, çok güzel bir bayandı. İki çocuğuyla hayatta yanlız kalmıştı. Çocuklarına çok düşkündü. Onlara babasının yokluğunu aratmamak için, elinden geleni yapıyordu. Eşinden kalan birkaç mal varlığıyla, birde ailesinin desteğiyle, iki çocuğunu okutuyordu. -Meltem, boş vakitlerini psikoloji ve doğa üstü güçleri içeren kitapları okuyarak geçirirdi.Çocuklar akşamları erken yatardı. Meltem, *******i kitaplarla haşır neşir olur. Biri biter. Birine başlardı. Tek eğlencesi kitaplardı. Bir gece çocuklar yine erken yatmışlardı. Meltem'de doğa üstü güçleri içeren bir kitap okuyordu. Birden kafasını kaldırıp karşı koltuğa bakma ihtiyacı duydu. Karşısında yakışıklı bir bey oturuyordu. Birden sanki soluğu kesilmişti. Ne yapacağını bilemez haldeydi. Ne diyeceğini, nasıl hareket edeceğinide bilmiyordu. Zoraki bir şekilde. -Sende kimsin diye sordu. -Benim ismim Garip, sakın benden korkma. Sana hayat hikayemi anlatacağım. Dedi. Meltem, büyük bir şok geçiriyordu. Kekeliyerek. -Peki anlat dedi. -Ben Çanakkale harbinde şehit oldum. Aslen Maraşlıyım. Eşimi ve iki çocuğumu memlekette bırakıp savaşa katıldım. Gemide görevliydim. Gemimiz büyük bir darbeyle suya gömüldü. ben de şehit oldum dedi. Bu evin altında yatıyorum. Sen çok iyi birisin. Sana yardım için burdayım. Dedi. Meltem ne diyeceğini bilemez haldeydi. Ben senden korkarım, üstelik çocuklarım da korkar. Ben seni istemiyorum. Dedi. -İmkansız ben seni seçtim. Seni bırakmam dedi. Çocuklarında beni göremez. Sonra birden kayboldu. Meltem, ne yapacağını bilmiyordu. Şaşkındı. -Herhalde bana öyle geldi. Kitapların tesirinde kaldım diye düşündü. Ertesi gün çocuğu, ateş içinde eve geldi. Çocuğuna ilaç verdi ve yatırdı. Üzerinide yorgan ve battaniyeyle sıkıca örttü. Gece birara uyandı. Çocuğun ateşine bakmak için odasına girdi. Birde ne görsün. Yorgan ve battaniye güzel bir şekilde katlanıp, çocuğunun ayak ucunda duruyordu. Bir anlam veremedi. Çocuğunda ateşi düşmüştü. Tekrar gidip yattı. Sabah çocuğu neşeli bir şekilde kahvaltısını yapıyordu. -Anne, gece benim yanımda bir amca yatıyordu. Biliyormusun diye annesine söyledi. -Kızım, sen rüya görmüşsündür. diye kızına biraz sitemli bir şekilde cevap verdi. Meltem artık Garip'in evde dolaştığını görüyor, onunla konuşuyordu. -Meltem, banyoya benim için havlu koy. Ve hergün değiştir diyordu. Çünkü, her ezan okunduğunda abdest alıyordu. Meltem'de Garip' e alışmıştı. Gece olduğunda Garip güzel sesiyle yasin okuyordu. Garip Meltem'in kendisini sevmesini istiyordu. Bazı ******* uyandığında onun, yanında yattığını görüyordu. Buda hoşuna gitmiyordu. Garip' e. -Hayır, ben kocamı seviyorum diye cevap veriyordu. -Ama o, senin kıymetini bilmedi. Devamlı seni aldattı. Senelerce seni üzdü dedi. -Biliyorum ama ben kocamı çok sevdim. Halada seviyorum dedi. Onun, şehit kılığına girmiş bir cin olduğunu anlamıştı. Bu konuda da çok kitap okumuştu. -Ben seni istemiyorum. Git bu evden dedi. Ne dediyse gitmiyordu Garip. Meltem'in yaşlı bir komşusu vardı. Olanları ona anlattı. Kızım, sana verdiğim şu duaları, gece olduğunda oku. Dedi. Meltem, gece duaları okudu. Gece kulağına acı çeken birinin sesi geliyordu. Bu Garipti. -Git istemiyorum. Diye kendi kendine konuştu. Uyumuştu. -Birbirini kovalıyan günlerde Garib'e rastlamadı. Artık bir nefes almış, huzurlu bir şekilde evinde oturuyordu. Her akşamda aynı duayı okuyordu. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#135 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir daha Hiçkimseyi Sevmeyeceğim-Hikaye
Gecenin sıcağında açık pencereden içeri süzülen rüzgar, yüzümü okşuyordu Bir türlü uyku tutmuyor anılarsa, gözümün önünden gitmiyordu. Sağa sola dönmekten başım ağrımaya başlamıştı. Yalnızlığı içime birtürlü sindirememiştim. Evlendiğimizde mutluluğumuz, geleceğe ait verilen sözler, bir kenara itilmişti şimdi. Araya giren bir kadın güzel mutluluğumuzu bozmuştu. Tek taraflı olamazdı hiçbirzaman suç.. Kabahat yanızca kadında mıydı. Hayır tabii.. En büyük suç eşimdeydi. Neden mutluluklar ve sevgi birzaman sonra bitiyordu? Kadın herzaman çok seven, eşine bağlı, ya erkek, hep arayışlarda. Uykum kaçmıştı bir kere, teselli sanki sigaradaydı. Anılar ise gözümün önünde dün gibi, biri bitiyor biri başlıyordu hayallerimde. En kötüsü ise yalnız kalmaktı. İnsanın bir nefese ihtiyacı vardı. Çocuklarım evlenmiş kendi hayatlarıyla mücadele ediyordu. Sık sık ararlardı. Ama ya *******i.. Bomboş bir karanlık, içi dolmayan *******, uyandığımda yalnızlığımı yüzüme vuran sabahlar. Ne yapmalıydım? İkinci bir evlilik mi? Ya yine eşim beni bırakıp giderse? Bu sorular bitmiyordu düşüncelerimde. Bazen yastığı ağzıma kapatıp saatlerce ağlıyordum. Kimse duymasın kimse bilmesin mutsuzluğumu diye. Bunalımlı günlerle mücadele ederken, bir şirkette karşılaşmıştık onunla.. Göz göze geldiğimizde, yüreğimden birşeylerin aktığını hissettim. Gülümseyerek yanıma gelmişti. -Merhaba size yardımcı olabilir miyim? Ben muhasebe müdürü Salih. -Memnun oldum efendim benim ismim Jale. Karaköy şubesinde halkla ilişkiler müdürüyüm. -Aaaa evet sizinle konuşuyoruz ama tanışmamıştık. O zaman bu gece ki toplantımıza da katılacaksınız. -Tabii efendim. Benim işim bitti gitmem gerek. Görüşmek üzere. -İyi günler Jale hanım görüşmek üzere. Ne harika biri, bana neler oluyor diye düşünüyordu. Yüreği, ilk görüşte aşk bu olsa gerek derken, aman boşver aşk da neymiş diyordu mantığı.. Akşama harika olmalıydı. Herzaman giyimine, saçına önem verirdi. Belki de tek oyalandığı, kendini mutlu hissetiği yer, kuaför ve giyim mağazalarıydı. İşine geri dönmeyecekti. Fazla yapacağı bir işi de yoktu zaten. Kendini soluk soluğa, bir alışveriş merkezinin önünde buldu. Gökkuşağının bütün renklerinin, üzerinde olduğu, harika bir elbise beğenmişti. Ordan da kuaföre gitti. Saat sekiz de başlıyordu toplantı. Hersene olan, geleneksel yemeğiydi çalıştığı şirketin. Yaşı kırkı aşmasına rağmen, hâlâ genç görünüyordu. Hele aldığı kıyafet, on yaş daha gençleştirmişti onu. Eve geldiğinde gözlerine inanamadı. Saat altıyı geçmişti. Aklına gelmemişti saatine bakmak hiç. Gideceği yol bir saatlik mesafedeydi. -Neyse canım taksi çağırırım. Otobüslerde sürünecek halim yok diye düşündü. Karnı çok açtı ama, toplantı nasılsa yemekliydi. Aceleyle giyindi. Son kez aynaya baktığında harika görünüyordu. telefon edip bir taksi çağırdı. Şöfere Pera Palas'a gideceğim dedi. -Tamam efendim. Biraz sonra kraliçe edasıyla arabadan iniyordu. Kapıda ilgili kişiye davetiyesini gösterdi. Aslında nedense kalabalıktan hoşlanmazdı fazla...Ama bu toplantı gerçekten onun için önemliydi. Kendine oturacak bir yer ararken, karşıdan Salih beyin geldiğini gördü. -Jale hanım bizim masamıza buyrun. -Çok naziksiniz teşekkürler Salih bey. Beyaz pantolon ve yakası açık mavi gömleğiyle harika yakışıklıydı Salih. Boynunda ki altın zincir de ayrı bir hava katmıştı yakışıklılığına. Salih kırkbeş yaşında hiç evlenmemişti. Kaç kere nişanlandıysa bir türlü evliliği tadamamıştı. Artık evlenmem diyordu kendi kendine. Jale'yi gördüğünde hayran kalmıştı. Tam idealimde ki kadın diye düşünüyordu. Yemek güzel sohbetler ve şirketin ileri gelenlerinin konuşmalarıyla devam ediyordu. Salih Jale'nin tam karşısında oturuyor ve gözlerini hayran olduğu kadından bir türlü ayıramıyordu. İlk bakışta hiçbir kadına böyle duygular beslememişti. Saat onikiye geliyordu. Yavaş yavaş toplantıya katılan kişiler, kalkmaya başlamışlardı. Jale'de yalnız olduğu için, -Ben de kalkmalıyım geç oldu dedi. Salih hemen atıldı. -Jale hanım ben sizi eve bırakırım. -Lütfen yorulmayın ben, taksi çağırıp giderim. -Olur mu efendim sizi yalnız yollamam. Buyrun çıkalım. -Peki nasıl isterseniz. Aslında bu teklif Jale'nin de hoşuna gitmişti.Kendinle mücadele veriyor. Salih'in anlamasını istemiyordu. Araba da ikisi de sessizdi. İlk olarak sessizliği Salih bozdu. -Ne tarafta oturuyorsunuz Jale hanım. -Beylikdüzü siz, -Kadıköy, -Keşke taksiyle gitseydim. Şimdi siz giderken aklım siz de kalacak. -Merak etmeyin eve gider gitmez ararım sizi. -Çok teşekkürler. -Sizi merakta bırakır mıyım hiç. -Evinin kapısında iniyordu Jale, teşekkür ederek.. Birbirlerine telefonlarını verip el sallayarak ayrıldılar. Hayatının akışı bir den değişmişti Jale'nin. Kader bana da gülüyor artık, çok şükür diyordu. Birbirlerine deliler gibi aşık olmuşlardı. Artık evlenmeye karar vermişler, ama tek sorunsa Jale'nin oğullarıydı. Anneleriyle ilgilenmedikleri gibi, annelerinin evlenmesini de istemiyorlardı. Çocuklarla Jale'nin arasında, bayağı tartışmalar oluyordu. Salih'de bu duruma çok üzülüyordu. -Gel evlenelim onlara haber vermeyelim. İlerde nasılsa alışırlar diyordu. Jale çocuklarının üzerine titreyen bir anneydi. Evlatlarını üzmek istemiyordu ama, Salih'i de çok seviyordu. -Salih gel evlenmeyelim ama, birbirimizi hep sevelim. Her fırsatta görüşürüz. ne dersin? -Olur mu hiç canım. Ben sabah gözlerimi açtığımda, seni kollarımın arasında bulmak istiyorum. Bu kadar da eziyet olmaz ki. Hiç bir bahanemiz yok ama, uzatmalı aşıklar gibi yaşayacağız. Nerde görülmüş ki.. Bu düşünceler, ikisinin arasında soğukluklar yaratıyordu. Salih bir an öce evlenmek istiyor Jale ise, çocuklarıyla arasını bozmak istemiyordu. Bir yanda da mutluluğu, sevdiği aşkı vardı. İkisinin arasında kalmak ne zor du. Düşüncelerinin arasında kaybolmuştu Jale. Gözlerinin yaşı dinmiyordu. Çocuklarıyla her konuştuğunda, hep aynı tepkiyi alıyordu. Yapacak bir şey yoktu. Çocukları onun için çok kıymetliydi. Evlenmekten vazgeçeceğim diyordu. Salih'e söyleyecekti. İsterse, bir ömür boyu onun olacaktı. Ama kimsenin duymaması kaydıyla. O da...öyle emindi ki kabul etmeyecekti böyle durumu. Ne yapayım kader diyordu. İlk defa karşısına bu kadar çok sevdiği biri çıkmıştı. Unutacaktı Salih'i ve bir daha hiçkimseyi sevmeyecekti. Sevmeyeceğim diyordu kendi kendine, bir daha hiçkimseyi sevmeyeceğim. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#136 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Dilenciye Aşık Oldum-Hikaye
Mutluluktan uzak hüzünlerle büyüdüm ben. Acı çekmediğim bir gün bile yoktu. Aslında çok zengindik. Ama ailemin tek mutluluğu, konken partileri ve kumarhanelerdi. Anıları düşünerek dileniyordu Engin. Onu gören uzamış sakalının, yırtık elbiselerinin içinde, geçmişinde varlıklı olduğunu anlayamazdı. Nilgün hergün parktan geçerek işine gittiğinde görürdü Engin'i. Para vermeden geçemezdi. Birgün merak edip ismini sormuştu yalnızca. Aslında yaşamını da merak ediyordu. Bir gün elbet sorarım diye düşünürdü hep. Nilgün mütevazi bir ailenin kızıydı. Mutsuz bir nişanlılık geçirmişti. İki gün oluyordu ayrılalı. Oysa hayallerinde evlenip mutlu olacaktı. Ama nerdee.. beklediği gibi geçmemişti nişanlılığı. Büyük sitres içindeydi. Aklını nedense Engin'e takmıştı. Bir bakıma da iyi oluyordu. Düşüncelerinden uzaklaşıyordu en azından. -Engin'e güzel kıyafetler giydirsem, yıkansa, traş olsa nasıl olur acaba. Saçma bir düşünceydi belki, ama kafasına da koyduğunu yapan biriydi. Bir gece iş yerinde mesaiye kalmıştı. Saat geçti. Eve gitmesi için parktan geçmesi gerekiyordu. Kendi kendine -Her taraf aydınlık bir şey olmaz diye telkin veriyordu. Parkın sonuna geldiğinde bir bankta bir adamın yattığını gördü. Onun yanından geçmesi gerekiyordu. Bayağı ürktüğünü hissetti. Adamın yüzüne bakınca bankta yatanın Engin olduğunu anladı. Engin de gözünü açmış ona bakıyordu. -Bu saatte ne işiniz var burada. -İşim geç bitti. Evim de iki sokak ötede.. Parktan geçmem gerekiyordu. Nilgün fırsat bu fırsat Engin'le konuşmam gerek diye düşündü. -Yanınıza oturabilir miyim? -Ne demek buyurun. Nilgün Engin'in yanına oturmuştu. Engin’den gelen dayanılmaz koku, onu rahatsız etmeye başlamıştı. Ama belli etmemeye çalıştı. -Sizi çok merak ediyorum. Lütfen bana hayatınızı anlatır mısınız? -Gördüğün gibi pis bir dilenciyim. Neden merak ediyorsunuz. -Konuşma şekliniz kültürlü birine benziyor. Ben de anlayamıyorum. Kimseyi merak etmem aslında. Ne olur sıkılmazsanız anlatın! -Geçmişi konuşmak hiç hoşuma gitmez. Ama sizi kırmak istemem. -Sağol Engin çok teşekkürler. -Ben tek çocuk olarak büyüdüm. Ailem şımarık olarak yetiştirdi beni. Dadıların elinde hizmetçilerle büyüdüm. Babam çok zengindi. Benimle ne annem ne de babam ilgilenirdi. Annem konken de babam da kumarhaneler de sabahlardı. Özel okullar da okudum. Yüksek öğrenimimi de Amerika da yaptım. -Gerçek mi? İnsanın inanası gelmiyor. -Amerika’dan döndüğümde ailem, zengin bir fabrikatörün kızıyla nişanladı beni. Önceleri istemedim.Ama sonraları deliler gibi sevdim. O da beni çok seviyordu. Düğün hazırlıklarına bile başlamıştık. -Eee sonra.., Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Merakla Engin'i izliyor anlattıklarına inanamıyordu. Üniversite mezunu bir dilenci diye içinden düşünüyordu. -Ben Amerika’dayken babam her şeyini kumarda kaybetmiş. Onun için beni de zengin arkadaşının kızıyla evlendirmeye karar vermiş ve kimseye de durumunu belli etmemiş. Biz evlendikten sonra kayınpederden borç para isteyecekmiş. Ama her şey öyle çabuk gelişti ki; bir anda ailecek sokakta kaldık. Haciz memurları her şeyimize el koydu. Tülay'la yani nişanlım birbirimizi çok seviyorduk. Babası durumumuzu öğrenince ayırdı bizi. Ben ruhsal bunalım geçirdim. Bir sene hastanede psikolojik tedavi gördüm. Yani akıl hastanesinde yattım. Ailem bu müddet zarfında beni aramadı. benim de aklım yerinde değildi. Sonradan öğrendim babam intihar etmiş, annem de acılara dayanamayıp kalp krizinden ölmüş. -Çok üzüldüm Engin. Peki bu kadar tahsil yaptın. Çıktıktan sonra işe girebilirdin. -Girmek istemez miyim? Akıl hastanesinden çıktım diye beni kimse işe almadı. Bir gün Tülay'ı gördüm. Evlenmişti. O beni görmedi. Ondan sonra dünyaya boş verdim. Hangi tanıdığın yanına gittiysem beni misafir bile etmedi. Ömrüm parklar da geçiyor. Birkaç kuruşla da karnımı doyuruyorum. -Anladım zor durum. Geç oldu benim gitmem gerek teşekkürler her şey için. Görüşürüz Engin. Nilgün hızlı adımlarla parktan çıktı kafası düşünceliydi. -Bu kadar tahsil yap. Şu hayata bak. Hiçbir şey anlamıyorum bu hayattan. Anahtarla kapıyı açıp apartmana girdi.Üçüncü kata çıktı. Daire kapısını da açıp evine girdi. Annesi yatmamıştı. -Kızım nerde kaldın. -Anne mesaiye kalacağım demiştim ya. -Tamam da amma çalıştırıyorlar seni. -Yemek hazırlayayım mı sana. -Yok yatacağım yemek yedim anne. Aslında aklı Engin’deydi. Ne yapabilirdi onu hayata bağlamak için? yatağına yattı düşüncelere daldı. Çalıştığı yerin sahibi kuzeniydi. Kendisi de şirketin muhasebe müdürüydü. -Önce Kuzenle bir konuşayım derken aniden uykuya daldı. Sabah olmuştu. Öyle heyecanlıydı ki kalbi güm gün atıyordu. -Kahvaltı et kızım. -Hayır işim çok anne çıkıyorum. Düşüncelerle yürüyordu. Havalar da soğumaya başlamıştı artık. Sonbahara girmeye kaç gün kalmıştı. -Engin ne yapar bu soğukta bir an önce bir düzen kurmalıyım ona. Hayret o da yerinde yok. Nerede acaba? İş yerine gelmişti. -Ahmet Bey geldi mi? -Geldi efendim odasında. Alelacele hızlı adımlarla kuzeninin odasına doğru yürüdü. Kapıyı çalmadan içeri girdi. Ahmet şaşırmıştı. -Hayrola Nilgün! Bu ne şiddet bu celal? -Affedersin Ahmet kapıyı çalmadığımı biliyorum. Seninle acil konuşacaklarım var. -Anlat bakalım dinliyorum. -Bir arkadaşım var ismi Engin. Amerika da yüksek lisansını İşletme olarak yapmış. Elemana ihtiyacım yok biliyorum. Ama ben çok bunaldım. Bir yardımcıya ihtiyacım var. Ne dersin? Engin'i yardımcım olarak alabilir miyim? -Sen istersin de olmaz mı? Söyle hemen gelsin işe başlasın. -Çok teşekkürler Ahmetciğim bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Senden bugün izin istiyorum. Dışarıda biraz işlerim var. Arabanı alabilir miyim? -Tamam alabilirsin. Yarın ikiniz sabahtan burada olun. Nilgün sevinçliydi. Ama Engin'e bunu nasıl anlatacak ve onu nasıl değiştirecekti. Arabayı parkın yanında müsait bir yere park etti. -Engin yerinde mi acaba? Evet karşıda bir bankın üzerinde oturuyordu. Üzerinde incecik bir gömlekle üşüdüğü belliydi. Nilgün'ün birden içi sızladı. -Merhaba Engin. -Siz ne yapıyorsunuz bu saatte işte olmalıydınız? -Hiç konuşmuyorsun ve benimle geliyorsun. Engin'in sesi titriyordu. -Nereye? -Soru sorma lütfen. Hadi benimle gel. Engin çaresizdi. Yüzünde soru sorar bir ifadeyle Nilgün'ün yanında yürümeye başladı. Nilgün arabanın kapısını açtı. Engin oturdu. -Nereye Nilgün hanım. -Soru sorma Engin. Bundan sonra olacaklara karışma lütfen. Yine de Enginin onurlu hareketlerini pis kokan eski elbiselerinin içinde görebiliyordu. Nilgün arabayı bir erkek giyim mağazasının önünde durdurdu. Bu halde Engin’i mağazanın kapısından bile sokmazlardı. Ona bir şey demeden. -Bir dakika sen bekle ben hemen geliyorum. Çabucak arabadan indi hızlı adımlarla mağazaya girdi. Tezgahtar kız hemen Nilgün’le ilgilendi. -Buyurun hanımefendi. -Erkek kazağı, pantolon, iç çamaşırı çorap kaç numara ayakkabı giyiyor acaba diye düşündü. -Herhalde 42 fazla büyüğe benzemiyor ayağı. Biraz sonra elinde torbalarla arabaya bindi. -Neler aldınız Nilgün hanım. -Engin soru sorma lütfen. Arabayı çalıştırmış gidiyorlardı. Bir hamamın önünde durdu. -Engin yıkanmalısın eski elbiselerini çıkışta at ve bunları giy. Engin gerçekten çaresiz bir durumda olduğunu biliyordu. Şaşkındı. -Bu parayı da al çıkışta hamam işletenlerine verirsin. Ben şu yandaki börekçide bekleyeceğim. -Peki nasıl isterseniz. Bir saat olmuştu.Engin daha gelmemişti. Gözleri hamamın kapısındaydı.. Masada ki gazeteyi okumaya başladı. Birden yanında birinin durduğunu hissetti. Başını kaldırıp baktığında.. -Olamaz diye çığlık attı. Karşısında çok yakışıklı bir erkek duruyordu. -Bir de sakallarını kestirsek diye düşündü. -Otur Engin bayağı değişmişsin. -Neden benimle ilgileniyorsunuz? -Bilmem kendime hep sordum. Sebebini ben de bilmiyorum. Belki de o kadar tahsil yapmışsın emeğinin boşa gitmesi beni üzüyor olabilir. -hadi börek söyleyeyim çayla banyonun üzerine iyi gider. Engin çok acıkmıştı börekleri ağzına tıkarcasına yiyordu. -Özür dilerim çok acıkmışım dünden beri fazla bir şey yemedim. Çayını böreğini yemişti Engin. -Kalkalım mı? -Şimdi nereye? -Bugün hep seninleyim. Engin kaderine razı olmuştu. “Rabbimin bir lutfu bu” diye düşündü. Sesini çıkarmadan Nilgün'ü takip etti. İki adım ötede berber vardı. Birlikte içeri girdiler. Berber şaşkındı. -Buyurun efendim. -Arkadaşımı çok güzel tıraş edeceksiniz. Saç sakal. -Tamam efendim. Nilgün bir koltuğa oturdu. Gözü Engindeydi. Yarım saat sonra karşısında yakışıklı bir bey vardı. Enginin yeşil gözleri ortaya çıkmıştı. İçinden, -Ne kadar yakışıklıymış diye düşünmeden duramadı Nilgün. Berberde de işleri bitmişti. -Şimdi nereye Nilgün hanım. -Şimdi sana güzel kıyafetler alacağım. -Bu kadarını kabul edemem. Size verebilecek param yok benim. Ayrıca gece yine parkta yatacağım. Neden temiz kıyafetler alıyorsunuz? -Hayır, artık parkta yatmayacaksın. Soru sorma lütfen. Akşam yemekte sana her şeyi anlatacağım. Nilgün arabayı erkek giyim mağazasının önüne çekti. Arabadan indiler. Kapıdaki görevliler prens ve prenses gibi karşıladılar onları. İçerde de karşılama aynıydı. Nilgün güzel bir takım elbiseyi ve gömleği eline aldı. -Bunu lütfen giyer misin? Engin takımı aldı kabine girdi. Biraz sonra karşısındaydı. Göz kamaştırıyordu. Çok şükür işleri bitmişti. Akşam da olmuştu. Biraz sonra güzel bir restorana giriyorlardı. Garson onları cam kenarında mumlar yanan bir masaya oturttu. -Senelerdir böyle bir yere gelmemiştim. Engin büyülenmişti sanki. -Bir rüya mı bu? Nilgün hanım neler oluyor? Neden ben? -Yemek yerken konuşacağız. Ne yemek istersin? -Ben ızgara türü bir şeyler isteyebilir miyim? -Tabii. Bir de iyisinden kırmızı şarap garson bey. Biraz sonra garson donatmıştı masayı. İçkilerini kadehlere dolduruyordu. -Sıhhatine ve geleceğine Engin. -Size ne kadar teşekkür etsem azdır. -Peki bundan sonra neler olacak söyler misiniz bana? Nilgün Engin'e baktı. Ne kadar yakışıklıydı. “Hayret, bana neler oluyor” diye düşündü. Yoksa dilencilik yaptığından beri mi beğeniyordu Engin'i. Düşünceleri karışıktı. Engin cevap bekliyordu. -Önce hayatına bu kadar karıştığım için senden özür dilerim. Ama yüksek öğrenim yapmış birinin gözümün önünde ölmesine izin veremezdim. Kuzenimin bir şirketi var. Orada muhasebe müdürüyüm. Bana yardımcı olacak bir arkadaşa ihtiyacım var. Lütfen kabul et. -Nilgün hanım neden kabul etmeyeyim. Dilencilik hoş bir şey değil. Görüyorsunuz sokaklardayım. Önümüz kış. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. -Peki sizi bir otele yerleştireceğim şimdilik sonra ev için bir şeyler düşünürüz. Yemekleri bitmişti. -Kalkalım mı? -Tabii. Biraz sonra orta halli bir otele yerleştirmişti Engin'i. -Senelerdir ilk defa bir yatakta uyuyacağım. Bana yaptığınız iyiliği nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum. -Hiç önemi yok. İnşallah hakkettiğin kariyere ve mutluluğa kavuşursun. Tek dileğim bu. Nilgün eve gelmişti. Mutluydu. Annesi uyumamış yine beklemişti. -Ben yatıyorum güzel annem. -Yemek yemeyecek misin? -Yedim canım. İyi ******* sana. Nilgün düşünüyordu. Yaptıklarına inanamıyordu. Çok mutluydu ve Engin'e aşık olmuştu. Dilenci Prens ve ben, yazsam roman olur. Uykuya dalmıştı bile. Sabah 8.30 da otelin kapısındaydı. Engin bekliyordu. Hemen arabanın önüne oturdu. -Neden içerde beklemedin? Hava soğuk. -Sizin arabadan çıkmanızı istemedim. -Kahvaltı ettin mi? -Hayır. Aslında parası yoktu kahvaltı etmeye. -O zaman bir yerde kahvaltı edip öyle işe gidelim. Engin'in dinlenmiş yüzü etrafa ışıklar saçıyordu. Bir kafede kahvaltılarını yaptılar. Şirketin yolunu tuttular. Enginle birlikte Ahmet'in kapısını çalıyordu. -Gelin -Merhaba Ahmet biz geldik. Sana bahsettiğim arkadaşım Engin. -Hoş geldiniz Engin Bey memnun oldum tanıştığıma. -Nilgün odana bir masa koydum. Sen artık şirket hakkında bilgi verirsin Engin beye. Bir de yapılacak işleri anlatırsın. -Tamam sağ ol. -Haydi Engin Gel. Birlikte Nilgün'ün odasına gittiler. -Harika dekorasyon. Güzel bir odaymış. Benim işimi anlatırsanız hemen başlamak isterim. Nilgün yapacağı işleri tek tek anlattı. Engin gerçekten çalışkan biriydi. Nilgün'e ait işleri bile büyük zevkle yapıyordu. Aylar geçti. Engin kendine ufak bir ev tutmuştu. Nilgün de yardımını esirgemeyip mobilya seçiminde yardım etmişti. Bir akşam işten çıkmalarına beş dakika kalmıştı. -Nilgün hanım bu akşam sizi yemeğe davet ediyorum. Herhalde beni reddetmezsiniz umarım. Çünkü size kendimi borçlu hissediyorum. -Olur mu öyle şey? Ne borcu? Ben senin için mutluyum. Bu da bana yeter. -Ben bir taksi çağırayım. -Yok şirketin arabasını alırım ben. Biraz sonra deniz kenarında lüks bir restorana giriyorlardı. Garson güzel bir masaya oturttu onları. -Ne yemek istersiniz Nilgün hanım. -Bu sefer ben de sana bırakıyorum. -Peki o zaman karışık et, masayı donat. Bir de şampanya garson bey. -Engin de beni beğeniyor gözlerinden belli. -Nilgün'e evlenme teklif etsem ne der acaba. Bir de aramız bozulmasın. Yok oda benden hoşlanıyor belli. İkisinin düşüncesi de aynıydı. Birbirlerine söylemekten çekiniyorlardı. Garson masayı donatmıştı şampanyayı patlatıp kadehlere doldurup gitti. -Nilgün hanım. -Bana ismimle hitap edebilirsin. -Peki Nilgün. -Sana çok şey borçluyum. Beni hayata döndürdün. Benim kurtarıcımsın. Ben lafları dolandırmayı sevmem. Benimle evlenir misin? Nilgün şampanyasını yudumlarken aniden gelen teklif karşısında tıkandığını hissetti. Hemen kendini toparladı. -Ne dedin? Benimle evlenmek mi istiyorsun. -Evet işim, kurulu düzenim üstelik annemin babamdan habersiz çocukluğumdan beri biriktirdiği para da elime geçti. -Peki neden ben? Bana borçlu hissettiğin için mi? -Hayır seni seviyorum ben. -Sahi mi? Anlamadım -Bunda ne var Nilgün? Bir dilencinin aşık olmaya hakkı yok mu? -Aslında biliyor musun, ben sana o zamandan beri aşıktım. -Yarın size geliyorum annenden seni istiyorum. Tamam mı? -Nasıl istersen. Nilgün çok mutluydu. Seviyor ve seviliyordu. Yaşadıklarına inanamıyordu. Bir rüya görmüştü sanki, ama gerçekti. Kırk yıl düşünsem bir dilenciye aşık olacağımı düşünemezdim. Ama ben sana aşığım Engin. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#137 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Eserdi Ve Benimdi
bir eser di kendim yapmıştım çünki, içinde anılar, bütünleşmişti sanki. bir hayatı sığdırmıştım. uzun bir yaşamı.. benim di benim eserim di. renk cümbüşü sarmıştı tuvâli. açık renkler, tatlı günlerim. koyu renkler, hatırlamak istemediklerim. açık renklere aşkımı sığdırdım. özlemlerimi, sevgimi, sana doymadığım günleri.. hasretle yandığım, arzuların kasırga olduğu günler, hep açık renklerde. seni öyle sevdim ki mavi de buldum seni, yeşil de yaşadım engüzel günlerimi. beyaz kardelen gibi güzel tenin de aşkı buldum delice. pembeydi çok sevdiğim renk, dudaklarından aldığım haz, bir başkaydı benim için. mor menekşeler gönül bahçemiz, hep canlı ve harikaydı. ben seni renk renk tuvale çizdim. aşkla baktım sevgiyle boyadım. koyu renkler, sensizliğimi simgeler herzaman. kara katran ******* de yaşadım yokluğunu. kırmızı da kanadı yüreğim, yandım öyle yandım ki anlatamam. lacivert akşamlarda bir hüzün çöktü üstüme. ağladım ağladım öyle ağladım ki. bir hüzündü aşk, dağlamıştı yüreğimi. sarı, açık renk ama, hâzan da sararan yaprakları hatırlatır bana. sen benim için baharsın hep bebeğim. onun için sarıyı kullanmadım özür dilerim. bu bir eser di ve benimdi. aşkım dı sevgim di. ve açık renkler hep bizimdi. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#138 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Gönül Macerası
bir gönül macerasıydı aktı geldi geçti. arkasında hüsran bıraktı deldi geçti beni. yazım sonbahara döndü çiçeklerim soldu yine. sevgisizlik bana mı mahsus, bilmiyorum işte.. gönlüm yine boş, kalbim kaldı tek başına. severken ayrılmak, kaderimmiş sonunda. ama sevginin, esiri olmayacağım hayatımda. gönlüm boşta olsa, mutluyum yaşantımda. sevginin peşinde koşmak, yakışmıyor bana. yalvarsan da kararlıyım dönmeyeceğim sana. ben yalnız mutluyum seninle olmaktansa. tek yanlız ben miyim yıkılan bu hayatta. artık sevmeyeceğim söyliyeyim inan bana. bir gönül macerasıydı bak bitti sonunda. gece ve gündüzü, hissetmeyeceğim şimdi. bir boşlukta uçacağım içim titriyerek belki. ağlasam da gözyaşlarımı hissetmeyeceğim inan ki. belki kalbim acıyacak, umursamayacağım bil ki. hep sana hasret, özlem dolu olacak yüreğim. unuttuğumu sansanda, seni unutmayacak biriyim. tek avuntum bir gönül macerasıydı geldi, geçti şimdi. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#139 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Kadeh Şarap
elimde bir kadeh şarap, ve karşımda senin hayalin. yudumluyorum ve ismini sayıklıyorum mısralarımda. aldığım herbir yudum, hasretinle birleşiyor içim yanıyor.. dayanılması güç, bir cendere içine giriyorum özleminle. sarhoş olana kadar içmek istiyorum. ve senden uzaklaşmak.. seni unutmak istiyorum sevgini, bana verdiğin herşeyi.. kadehleri arka arkaya içiyorum. sanki seni yaşıyorum. içten gülümseyen yüzün, ve derinlemesine bakan gözlerin. içme..sen beni kalbinden atamazsın der gibi sözlerin. aslında haklısın. İçtiğim her yudum seni, daha çok sevmeme neden oluyor kadehlerde. seni arıyorum sesindeki içtenlik, ve özlemin, o kadar büyük ki ben de. herşey boş şarapta.. seni unutmama engel olamıyor hiçbiri. çünki, seni o kadar çok yaşıyorum ki içimde, yüreğimde. içtiğim şarap mı unutturacak seni, bana ve yaşattığım hayalleri. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#140 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Kurşun Gibi İçimde
ellerime zincir vurdun. esir ettin kendine. yüreğimde ki hançer, beynimde ki kurşun, bedenimde ki mermiler, hep senin eserin. bir kıvılcım oldun yaktın beni ateşinle. hasat zamanı içim, ürünü mü bekleyecek. eğer aşk buysa, kalmadı artık gücüm. sonbahar hep ben de neden gelmiyor yaz. neden çiçekler açmıyor. yüreğim yine kanıyor. etraf sessiz ve sensiz.. dokunma bana, ağlayacağım işte. bir kurşun gibi içimde. damarlarımda dolaşan aşkın ve sana olan özlemim. Menekşe Gülay
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|