![]() |
![]() |
#131 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Nura Götüren Peygamberim
Ey Mekke! Güzelliklerinle gizlendin,durdun. Doğumunu mu? beklerdin bu kutlu Rasülün. Sonsuz selam, salat, sana canım Peygamberim. Varlığıyla beraber getirdiği merhametinde. Hakikat sabahı göründü,Nübüvvet mabedinde. Alemlere Rahmet rüzgarısın canım Peygamberim. Cihan nura gark olup, Seninle coştu övündü, Kisralar çılgına döndü, tabiat alevleri söndü. Kokusu güzel, nuru ışık, canım peygamberim. Bitmeyen merhametin, parlayan onurlu güneşi. Ötelerin ötesinde, nurlu yaratılışın temsilcisi. Kokuları cennet gülüne benzer gül Peygamberim. Şanı yüce ve büyük Allahu Teâla Azze vecelle. Gül Ravza’da Risâlet burcunda olgun bir meyve. Nurun doldu gönüllere canım Peygamberim. Sensin Cibrilin sohbetiyle gökler ötesine yürüyen. Sensin Miraçta Allah’tan ümmetine af dileyen. Allahın Habibi, aşk ikliminin sultanı Peygamberim. Sidretü’l Müntehâ ilm-i beşerin son haddi idi. İçte o gece ezel ve ebed sana saygıyla eğildi. Havzu Kevser’in sahibi canım Peygamberim. Kâinatın müştak olduğu Hâtemül Enbiyasın. Göklerin aşkıyla devreylediği Habibi Kibriyasın. Gönüllerde sürursun sen, canım Peygamberim. Sevgisiyle, Resûle ağlayıp inleyen kütükler. Selam verip, dağlar taşlar nasıl feryat ettiler. Cihana ışık saçan, ey canım Peygamberim. Etrafını kuşatan ikram,arzın semalarına yayılır. O’nun cömertliğini anlatmaya diller aciz kalır. Gönüller sultanı canım canım peygamberim. Ey gözlerin nuru, severlerdi bitmez tükenmez hazla. Verdikleri andaki sevinç,nail oldukları sevinçten fazla. Allah’ın düşmanlarını susturdun, canım Peygamberim. Söyleyeyim de gönlümde ki, gam dağılsın gitsin. Ya Rasülullah, bütün övgülerin sevgilerin üstündesin. Allahın davasını yükseltin, canım Peygamberim. Sultanım sana hakaret edenlerin yüzleri kara olsun. Dilerim dizleri titresin, kalplerine korkular dolsun. Cihana ışık saçan nura götüren canım Peygamberim. Mekke / Kâbe 1398 H. Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#132 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() O Zaman Anlarsın
Bakabilsem ufuklar ötesine, açarak gözlerimi. Fani dünyadamısın, ağır basar Cennet özlemi. İlâhi iradeye, emre, muhataptır gökler ile yer. Bak baka bildiğin kadar görülmeye değer. Lütuf deryasını, hayeller ötesini özlerim. Beni yakıp tutuşturan, aşka götüren gözlerim. O zaman anlarsın, zerre ile kürre arasında ki farkı, Esenlikler sağlayan akıl, inkar etmez Cenab-ı Hakkı. Medine-i Münevvere / 1403 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#133 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Olur muyum?
İlâhi zevk, rahmet denizini coşturur. Kur’an okuyanın sedası ne hoştur. Ezel güzelliklerin harikalarını oluşturur. İlâhi! Bizleri Arşı âlânın gölgesinde buluştur. Alemleri örten nurun, doyasıya seyredilir. Baktıkça gönlüm çiçeklenir, teselli gelir, Ruhtan kalbe inen duygular,insanı yüceltir. Ak yüzler, ilâhi aydınlığın tecelli yeridir. Kur’an-a sarılıp dertleşen ve söyleşen. Gerçek seven kalbi ölümsüzleştiren. Göz gönül doldurup, lûtüfla sembolleşen. Olurmuyum! Ahirette mutluluğa erişen. Brüksel / 2002 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#134 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Oruçla Arınmak (Düz Yazı)
Allah melekleri yarattı onlara akıl verdi, onlar sual olunmaz. Sonra hayvanları yarattı, onlara şehvet verdi. Daha sonra insanı yarattı, onların arasına koydu, hem akıl hem şehvet verdi. Ruhla beden oluşumundan sonra nefis meydana geldi. Her Müslüman ramazan ayında gece ve gündüz 24 saat heyecan içerisindedir. Diğer ibadetlerde durum böyle değildir. 30 gün gibi süreklilik de vardır. İnsan bu ayda hayatını rektefe etmelidir. Kimin karşısında olduğumuzu bilerek, derin bir şuur içerisinde ruh ve bedenimizi temiz hale getirmeliyiz. Allah’ın indirdiği bu son dindir. İslamın taşıdığı hüküm ve hikmetler de ebedidir. kıyamete kadar tazeliğini koruyacak. Sosyal yapıda ki değişmelerle değişmez. Çünkü insanın ruhi ve bedeni ihtiyaçları sınırlıdır. Kur’an bu ihtiyaçları karşılayacak muhtevada indirilmiştir. Bu ilahi mesajın arkasında ki sırrı eğer insan kavrarsa, kendisini kurtarır. Bütünü göremiyoruz, parçada sızlanıyoruz. Ramazan, bir tarafıyla ibadet,bir tarafıyla sohbet ayıdır. Sadece karınla oruç tutulamaz. İnsan giydiği elbisesini ve kullandığı her ne olursa olsun haram mal olup olmadığına dikkat etmelidir. Haram gündüzde haramdır gecede haramdır. İçki ve diğer yasaklarda bu kapsam içerisindedir. Yasakları çiğneyenlerin oruçları noksandır. Yargılayacak ancak Allah’tır. İmanla küfür,iyilikle kötülük bir terazide tartılmaz. Allah’ın rızası ve meleklerin mağfireti, gerçek oruç tutanlar içindir. Resulullah buyuruyor ki: ‘Kim Allah’a inanarak ve ecrini umarak ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları affedilir.’ Sahihi Bûhari Hadiste ‘İnanarak ve ecrini umarak’ ifadesiyle vurgulanmıştır. Müslüman olanların kul hakkı hariç, bütün geçmiş günahları bağışlanır. Kul hakkı ise, tövbe ile, ödeme ile ve helalleşme ile affolunacağı umulur. Halid b. Velid Çok çektirdi, Uhud da Peygamberimizin yaralanmasına sebep odur. Bir zaman sonra Medine ye İslam’a girmeye geldi, akıllı adam, Resulüllah’a dedi ki: Eğer geçmişimi sormayacaksan İslam’a girmeye geldim. Efendimiz s.a.v buyurdular ki, ‘Allah ‘ın öylesine affı büyüktür ki, tövbeden sonra insanın geçmişi sorulmaz’. Hepimizin yanlış tarafları var. Resulullah’ın göz bebeği ümmeti olalım Çünkü Resulullah s.a.v. Allah ‘ın habibi ve göz bebeğidir. Allah Rasulü Hazret-i Muhammed s.a.v. buyurdular ki: ''Mü'min cennete kavuşuncaya kadar, kulağına gelen hayırlı söz ve hikmete doymaz.'' Tirmizi. Üzerimizde ki ölçülmez Allah’ın lütuflarına karşı şükredelim. Bu kısacık dünya hayatına çok şey sığdırmak, sonsuz ve ebedi saadete bu kısa sürede hazırlanmak zorundayız. Brüksel / 2000 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#135 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Rahmanın Rahmetiyle
Güzel kul olmanın yolu, Gönül, beden, nefis, ruh dörtlüsüyle, Benliğini diz çöktürerek, Varma arzusudur secdeye, Allah'a yüksek saygıyı göstermeye, O'nun güzelliğini seyretmeye. O bir gönül arzusudur, Kalbimi senin için boşalttım der. O’nun azameti karşısında tir tir titrer, Melekler o anı zevkle seyreder. Rahmanın rahmetiyle, Bütün cihan bu sırrın içinde, Zikrini, raksını yapar. Bu iki sır bir araya geldiği zaman, Gönüller zevkle şevkle coşar. Doyamıyor ilâhi hazza insan, İnsanı merdiven merdiven çıkaran, Bir yücelik sırrıdır namaz. Gönüllerde ki, İman çiçeği onsuz yaşayamaz. Kalpten gelmeyen sevgiler, Sadece bir tutkudur. İman çiçeği namazsız infaksız kurur. Sevgi ve inancın karşısına çıkan zulümdür. Küfür ve isyanlarını heykelleştiren, Nereye erişirse erişsin, Büyüklüğünü hangi ölçüye, Vurursa vursun, Her an sönmeye mahkum. Bursa / Ağustos 2002 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#136 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ramazan Ayı (Düz Yazı)
Allah Kur’anını indirirken indirdiği ayı kutsallaştırıyor,mübarek kılıyor. Orucu emrediyor,ayın sonunuda mağfiret kılıyor. Kitabının şerefi için bunları yapıyor. Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Sahabeyi kiram Allah’ın kitabına çokça itina gösterirlerdi. Cebrail (a.s) ramazan ayında Peygamber (s.a.v) ile Kur’an-ı Kerimi Karşılıklı okurlardı. Müslüman bir kimsenin bu ayda çok Kur’an okuması gerekir. Sahabelerden kimisi, Kur’an-ı üç gecede kimisi yedi günde, kimisi de on gün de hatmederlerdi. Onlar Kur’an-ı okurken etkilenirler ve bundan dolayı kalpleri ürperirdi. Şiir okur gibi Kur’an-ı okumazlardı. Allah’ı çok zikrederlerdi. Mallarının en iyilerini Allah yolunda harcarlardı. Sahabeler oruçlu olarak hatimlerini bitirir ve dua ederlerdi. Onlar *******i yatmaz, göz yaşları yanakları üzerinden akıncaya kadar ağlarlardı. Resûlullah onların ağladıklarını farkedince Oda onlarla ağlamaya koyulurdu. Peygamberimiz s.a.v. şöyle buyurmuşlar: ‘Allah korkusundan ağlayan kimse Cehenneme girmez’. Ebu Davut Efendimiz s.a.v. bir diğer hadislerinde: ‘Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan açlık ve susuzluktan başka bir şey elde edemez. Nice namaz kılanlar vardır ki namaz kılmaktan geriye elinde,uykusuzluk ve yorgunluktan başka bir şey kalmaz.’ Sahihi Buhari Oruç Allah ile kul arasında bir sırdır. Diğer ibadetlerin sevabı on ile yedi yüz arasında değişirken, oruç bu ölçü dışında tutulmuştur. Sevabının sayısız olarak verileceği bildiriliyor. Orucun diğer halis ameller gibi karşılığı yalnız Cennet olmayıp, Allah’ın cemalini görmek olacaktır. Yine hadislerinde: ‘Ey ashabım! Allah (c.c) gönderdiği kitapta helâl ve haram olan şeyleri,yapacağınız ve sakınacağınız işleri bildirdi. Siz o kitabın akıllara hayret verici hükümlerine itaat ediniz. Taat ve itaat da Allah’a samimi ve sonsuz olunuz’. Allah’ın Resulüne Kur’an inerken, henüz oruç farz olmamıştı. Olay Mekke de olmuş, o zaman Peygamberimizin ilk muhatap olduğu sure Alâk suresidir. Kur’an,sözüyle, anlamıyla ilâhidir. İnsan sözünün çok üstünde benzer kabul etmez bir kudrettedir. Kainat düzeninin plânıdır. Geniş bir rahmettir. Allah ‘a sarılanı ve Kur’ana bağlananı yenebilecek hiç bir kuvvet yoktur. Bizim dinimiz topluluk dinidir, sağlıklı topluluk üzerine devlet inşa edilir. Allah bu dini öksüz bırakmasın. İslâma layık eylesin. Brüksel / 1985 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#137 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ramazan Ayının Değeri Bilinseydi (düz Yazı)
Ramazanın Değeri Bilinseydi Bu ay boyunca tutulan oruç, rıza ve rahmet deryasına dalmayı mümkün kılabilecek yeterli bir miktardır. Güzel kulluk başladı. İçine girdiğin ibadet aleminde yaptığın güzel şeylerle orucun kıymetlensin, afvu mağfiretine sebep olsun. İlâhî maksat ve muradı en iyi bilen ve Kur'ân'ın yorumunu en uygun biçimde anlayan Resûlüllah s.a.v. Efendimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: *Ay, yirmi dokuzdur; onu görmedikçe oruç tutmayın. Eğer hava size karşı kapalı ise ona göre takdir edin. Buhari,Müslim * Efendimiz bir Hadislerinde; Hilali görmedikçe oruç tutmayın, onu görmedikçe bayram da etmeyin. Şayet hava bulutlu olursa onun miktarını hesap edin. bir rivayete göre- sayıyı otuza tamamlayın buyurmuştur. Müslim. * “Bir hilalden diğer hilale kadar oruç tutunuz. Eğer hilali göremez-seniz, sayıyı, otuza tamamlayın” Buhari,Müslim. * Biz ümmî (daha çok okur-yazar olmayan) bir ümmetiz; ne yazarız, ne de hesap yaparız. Bir ay bazen şöyle, bazen de böyledir. Buhari, Müslim, Ebi Davud. * Râvi bu hadîsi naklettikten sonra Peygamber s.a.v. Efendimizin bu anlatım biçimiyle ay'ın bazen 29, bazen de 30 olduğunu belirtmek istediğini ve bunu söylerken de parmağıyla işarette bulunduğunu, söylemiştir. Ebi Davud, Nesai. * Başka bir rivayette ise şöyle buyurur: 'Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilalin görülmesine engel olursa) otuz gün sayın' M. Ahmed. * Allah hilâlleri insanların yararına vakit ölçüleri olarak yaratmıştır. O halde hilâli gördüğünüzde oruç tutun ve onu gördüğünüzde iftar edin. Hava size kapalı olursa (ay'ı) otuz olarak sayıp tamamlayın. Müsned Ahmed. İslâm dininin temel ibadetlerinden olan oruç ve hac ibadetlerinin vakitleri, ayın dünya etrafındaki dönüşlerine göre belirlenmiştir. Kur'ân'da şöyle duyurulmaktadır: 'Sana hilalleri soruyorlar. De ki: Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir' Bakara, sur: 189 Merhameti Engin, her hayırlı amele yedi, yetmiş, yedi yüz ve hatta daha fazla sevaplar verirken, Ramazan orucunun sevabına ise bedel koymamıştır. Mükâfatının ne olduğunu bildirmemiştir. Belli ki insanoğlunun idrak sınırlarını aşkın bir payedir bu. * Ebu Hüreyre r.a.: Resulullah s.a.v. buyurdular ki: 'Ademoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur) : 'Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah’u Teâla (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur: 'Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükafaatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti.' 'Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir, diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (haluf) , Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.' İbni Mace. Diğer rivayetlerde ise: * 'Ramazan orucu benimdir, benim içindir. Madem kulum benim için şehvetini ve yemeğini terk ediyor. Ben de onu dilediğim gibi mükâfatlandıracağım' buyurmuştur. Buhari,Müslim. * 'Şüphesiz ki ramazan ayı, ümmetimin ayıdır. İçlerinden hastalananlar olur, onu ziyaret ederler. Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helal rızıkla yapar, farzları gözetip karanlıkta yatsı ve sabah namazlarına giderse, yılanın derisini değiştirip çıktığı gibi günahlardan kurtulup çıkar.' Terğîb ve Terhîb * 'Allahü Teala, ramazanın her gün ve gecesinde, (günahları sebebiyle) cehennemi hak etmiş bir takım kimseleri bağışlar. Bir de ramazanın her gün ve gecesinde her müslümanın kabul olacak bir duası vardır.' Terğîb ve Terhîb. * Resulü Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) : “Her şeyin zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruç tutmaktır. Oruç tutmak sabrın yarısıdır.” İbni Mace. * 'Her iftar vaktinde Allah'in (cehennemden) azat ettiği kişiler vardır. Bu, her gece böyle devam eder' Ibn Mace. Ramazan bizi, günaha ve isyana karşı, adeta bir örtü gibi korur. * 'Oruç sizden birinin çarpışma esnasında kullandığı kalkan gibi bir kalkandır' Nesai. * Oruç sabrın yarısıdır. Oruç bir sütre ve kalkandır. Buhari, Ebi Davut * 'Oruç ve Kur'an kıyamet gününde kul için şefaat ederler. Oruç der ki: Ey Rabbim! Ben onu yemekten ve şehevi arzusundan alıkoydum, beni onun için şefaatçi kıl. Kur'an da der ki: Ben onu gece uyumaktan alıkoydum, beni onun için şefaatçı kıl. Böylece onlar şefaat ederler' Ahmed. * Resulullah Efendimiz; Ramazan girdiğinde, cennet kapıları, Rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapatılır ve şeytanlar zincirlere vurulur. Buyurmaktadır. Müslim. Oruç güzel tutulursa, Ramazan ayı Allah-u Teàlâ’nın sevdiği vech ile ifa edilir, başarılırsa; bunun mükâfâtı çok büyüktür. Oruç gizli yapılan ve pek faziletli olan bir ibadettir. Orucun sevabı her türlü ölçülerin üstündedir. * 'Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.' Buhari, Müslim. * - Allah şüphesiz Ramazan orucunu size farz kıldı, ben de (teravih) namazını sünnet kıldım. Kim inanarak, karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek Ramazan'da oruç tutar, namaz kılarsa, anasından doğduğu gündeki gibi günahlarından çıkar (temizlenir.) Nesaî, Ahmed. * Resulullah s.a.v. Ramazan ay'ının yeni girdiği bir gün şöyle buyurdu: 'Size bereket ayı Ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir. Günahları bağışlayıp, duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususunda yarışmanıza bakar ve sizinle meleklerine karşı iftihar eder. Allah'a hayır ameller takdim ediniz. Şaki, günahkar, bu ayda Allahın rahmetinden mahrum olan kimsedir' Taberani'den naklen et-Tergîb, * 'Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et' Hicr sur: 99 Her ay ibadet ayıdır. Mümin, Allah'ın, emrine uyarak ölünceye kadar ibadetini yapmaya devam eder. * Resûlüllah s.a.v. şöyle buyurmuştur: 'Ramazan ayı girince göklerin kapısı açılır, cehennemin kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur.'Buhari. * Allah Resulü s.a.v. 'Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır' buyurmuştur. Müslim. Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibâdet etmeli, günâhlardan titizlikle uzak durmalı, tâatları, ibâdetleri ve her çeşit hayratı artırmalıyız. Aç bir fakiri doyurmanın verdiği vicdan huzuru ve gönül rahatlığı hangi kelimelerle anlatılabilir? * 'Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, kendisine o oruçlunun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksiltilmez.'İnbi Mace, Tirmizi. - Enes r.a. anlatıyor: Resulullah s.a.v. Sa'd İbnu Ubâde'nin yanında ekmek ve zeytinyağı yemişti. Sonunda şöyle bir dua buyurdu: 'Yanınızda oruçlular yemek yesin, yemeğinizden ebrarlar yesin, üzerinize melekler dua etsin. » Ebi Davud. * 'Kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah o kişi ile Cehennem arasına bir hendek açar, genişliği sema ile yeryüzü kadar olan bir hendek.'Tirmizi Yeme ve içmede ortalama bir yol takip edin. Çünkü böyle yapmanız vücudu düzeltir; hem lüzumsuz harcamadan uzak tutar. Hastalıkların ekserisi çok yemekten ileri gelir. Çok yiyende acıma hissi azalır. Arzuları artar, harama dalar. Gayrı meşrû arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir. Açlık şeytanın yolunu tıkar. * Hadis-i şerifte, Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlık ile yolunu daraltın. buyuruldu. İhyâ. * Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır. Dâre Kutnî. Oruç tutan bünye, adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalb ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemet kazanır. Gıda artıkları iyi yakılmayınca, damarları yıpratır. Yakılmayan yağlar, damarları daraltır, damar sertliği denilen rahatsızlığa sebep olur. Akşama doğru vücutta gıda hemen hiç kalmaz. Oruç müddetince vücudun diğer organlarında da dinlenme olur. * Allah yağlanmış şişman bedeni sevmez. Kişi şehvetini dinine tercih etmedikçe helak olmaz.» Müsned Ahmed Ümmetim hakkında endişe duyduğum şey, karın (göbek) büyüklüğü, uykuya devam etmek, tembellik ve inanç zayıflığıdır. Buyurmuştur. Müsned Ahmed. Sahur Yemeğinin Bereketli Özellikleri: Seher vakti, çok kıymetli bir zaman parçasıdır. O sırada gök kapıları açılır ve gündüzde olandan daha fazla ilahi rahmet ve mağfiret tecelli eder. * Rasûlullah s.a.v.'den şöyle dediği sabit olmuştur: 'Bilâl gece ezanını okur. Siz İbn Ümmü Mektum ezan okuyuncaya kadar yiyin ve için.' Hadisi rivayet eden ravi sonunda şöyle dedi: 'İbn Ümmü Mektum ama birisiydi. Kendisine sabah vaktinin girdiği haber verilince ezanı okurdu.' Nesâî. * Enes'in r.a. haber verdiğine göre: Allah Resulü s.a.v. 'Sahur yemeği yeyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır' buyurmuştur. Buhari. * Sahur yemeğine kalkmak, Allahın size bağışladığı berekettir, bunu kaçırmayın! Nesaî. * Yedikleri helal olmak şartı ile hesaba çekilmeyecek üç kişi; oruçlu, sahur yemeği yiyen ve Allah yolunda nöbet tutandır. Nesaî. * Bir yudum su içmek için de olsa, sahura kalkın! İbni Hibban. * Bir lokma olsa da sahur yemeği yiyin! Çünkü onda bereket vardır. Deylemî. * Müminin sahurunun hurma ile olması ne güzeldir. Ebu Dâvud. * Sahurda hurma yemek ne güzeldir. Allahü teâlâ, sahura kalkanlara rahmet eder. Taberânî. * Enes bin Malik nakleder; Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular: Sahur yemeği yiyiniz çünkü sahur yemeğinde bereket vardır. Sahur yemeği ile gündüz tutacağınız Oruca; öğle üzeri uykusuyla (kaylüle) ile de teheccüd namazına kuvvet kazanın. ibn Mace * Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa sahura kalkın! Allahü teâlâ ve melekleri, sahura kalkanlara salât ve selam ederler. Ahmed. Bazıları Şöyle diyebilir: Uykuyu bölmeyelim, işte akşamdan yediğimiz yeter, ben dayanabilirim. Halbuki ibadet kasdıyla, Allah’ın rızasını kazanmak, Peygamber Efendimiz’in s.a.v. sünnetine uymakla demektir. Peygamber Efendimizin sahur yemeğini tavsiye etmesinin bir sebebi de Yahudilere ve Hıristiyanlara benzememek içindir. * 'Bizim orucumuzla ehli kitabın orucunu ayıran şey, sahur yemeğidir.' buyurmuşlardır. Ahmed. * Zeyd b. Sabit r.a. şöyle anlatmaktadır: 'Biz Resulüllah s.a.v. ile beraber sahur yemeği yedik. Sonra (Sabah) namaza kalktık' dedi. Enes b. Malik: 'Sahur ile sabah namazı arasında ne kadar zaman oldu? ' diye sordu. O da: 'Elli ayet (okunacak) kadar' diye cevap verdi. Müslim. * Adiy b. Hatim r.a. şöyle haber vermiştir: ‘’...Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı) , siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için...’’ ayeti nazil olduğu zaman Adiy b. Hatim Peygamber'e hitaben: 'Ey Allah'ın Resulü! Ben yastığımın altına bir beyaz ve bir siyah olmak üzere iki ip koyuyorum da geceyi gündüzden fark ediyorum' dedi. Bunun üzerine Resulüllah s.a.v. 'Muhakkak ki, senin yastığın çok enlidir (senin kafan kalın da bundaki inceliği anlamadın) . Bu beyaz iplik ile siyah iplik gecenin karanlığı ile gündüzün beyazlığından ibarettir,' buyurmuştur. Müslim. * Âyet-i kerime’de şöyle buyurulmaktadır: “Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin için. Sonra da orucu gece oluncaya kadar tamamlayın.” Bakara: 187 Bundan maksat, gündüzün beyazlığının gecenin siyahlığından ayırt edilmesidir. * Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir. Buhari. * Bir diğer rivayette ise: Resûl-i Ekrem s.a.v 'in unutarak yiyen ve içen bir Sahâbe-i Kiram'a hitaben '- orucunu tamamla! .. Sana ancak Allahû Teâla c.c. yedirdi ve içirdi (ziyafet verdi) ' buyurduğu bilinmektedir. * Resûlüllah s.a.v. de şöyle buyurmuştur: 'İslâm beş temel esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şehadet etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek, Ramazan orucunu tutmak, hacca gitmek.' Buhari ve Müslim * Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın, hurma bulamazsa su ile iftar etsin. Su temizdir.Tirmizi. * İftarda acele, sahûru imsak vaktine doğru geciktiriniz.” Tirmizî * İftar esnasında meşhur duâlardan okumak. “Allahümme leke sumtu ve alâ rızkıke eftartü, ve aleyke tevekkeltü ve bike âmentü: Allah’ım! Senin için oruç tuttum, Senin rızkınla iftar ettim, Sana tevekkül ettim, Sana iman ettim.” * Cennette reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet gününde bu kapıdan cennete yalnız oruçlular girerler, başka hiç kimse giremez. “Oruçlular nerede? ” denilir. Hepsi kalkarlar ve içeri girerler, sonra da kapı kapanır, artık kimse giremez. Buharî. * Sehl b. Sa'd'ın r.a.. naklettiğine göre: Hz. Peygamber s.a.v. şöyle buyurmuştur: 'Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan Kıyamet gününde yalnız oruç tutanlar girer. Onlarla beraber başka hiçbir kimse giremez. (Kıyamet gününde) oruçlular nerede? diye çağrılır. Oruç tutanlar kalkıp o kapıdan girerler. Oruçluların sonuncusu bu kapıdan içeri girdiği zaman kapı kapatılır, artık ondan içeriye hiç kimse giremez.' Müslim. * ’’Öyleyse Ramazan geldiği zaman bir umre yap. Çünkü Ramazan ayında yapılan umre, bir hacca denk’’ Müslim. * Abdullâh b. Abbâs Rivâyet olunup demiştir ki: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem hacdan (Medîne`ye) döndüğünde Ensârî bir kadın olan 'Ümm-i Sinân'a: - (Bizimle berâber) haccetmekten sene hangi bir mâni` alıkoydu? diye sordu. Ümm-i Sinân, zevci Ebû Sinân`ı kasdederek: - Ebû fülân yok mu? Bunun iki devesi vardır. Bunun birisine binip hacca gitti. Öbirisi de bahçemizi sulayor, diye cevab verdi. Resûl-i Ekrem de: - Ramazan`da ömre edilmesi (sevab husûsunda) benimle berâber haccetmeğe muâdildir, buyurdu. Müslim. * Aişe r.ah. şöyle rivayet etmiştir: '(Bazen) üzerimde Ramazandan oruç borcu kalırdı da, Resulüllah s.a.v. ile meşgul olup ilgilenmekten dolayı bu orucu Şaban ayından başka bir ayda yerine getirmem mümkün olmazdı.' Müslim. * Aişe'nin r.ah. haber verdiğine göre: Hz. Peygamber s.a.v. 'Kimin üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse, o ölünün velisi, ölen kimse yerine oruç tutabilir' buyurmuştur. Müslim. * Resul-i Ekrem s.a.v.'in 'Üç şey vardır ki bunlarla oruç tutan kimse iftar etmiş olmaz: Kan aldırmak, kusmak ve ihtilam' Müslim. * Şeddad r.a. 'dan rivayet edilen 'Kan alan da, aldıran da iftar etmiştir' mealindeki hadis-i şerif, buna muhaliftir. * Hz. Abdullah İbn-i Abbas r.a. 'dan rivayet edilen bir diğer Hadis-i Şerif'te 'kan aldırmanın orucu bozmayacağı' beyan edilmiş ve Resul-i Ekrem s.a.v. 'in oruçlu iken kan aldırdığı haber verilmiştir. Bütün muteber hadis mecmualarında yer alan ve birbirine muhalif olan bu hadis-i şeriflerin tamamı sahihtir. Hz. Şeddad'dan rivayet edilen 'Kan alan da, aldıran da iftar etmiştir' mealindeki hadis-i şerif mensuhtur. Zira vürud sebebi şudur: Resul-i Ekrem s.a.v. bir ramazan-ı şerif ayında; (Hicri sekizinci yıl) kan alan ve aldıran iki Müslüman'ın, o esnada gıybet ettiklerine şahit olmuştur. Buradaki 'iftar etmiştir' hükmü, orucun sevabından mahrumiyeti ifade etmektedir. * Hz. Abdullah İbn-i Abbas (ra) 'dan rivayet edilen ve Resul-i Ekrem (sav) 'in oruçlu iken kan aldırdığı beyan eden hadisenin, hicri onuncu yılda cereyan ettigi sabittir. Dolayısıyle Hz. Şeddad'dan rivayet edilen 'Kan alan da, aldıran da iftar etmiştir' hadisi, zahiri esas alınsa dahi (zaman açısından) mensuhtur. * Allahü Teala, gebe ve emziklinin orucunu tehir etti. buyuruluyor. Çocuğu emziren kadın, ister kendi çocuğunu emzirsin, isterse başkasının çocuğunu emzirsin hüküm aynıdır. Gebe ve emzikli olmak: Kendine veya çocuğuna bir zarar gelecekse, gebe ve çocuk emziren kadın oruç tutmaz. Yolculukta Oruç: * İbn Abbas r.ahm. şöyle haber vermiştir: Resulüllah s.a.v. Mekke'nin fetih yılında ramazanda yola çıktı. Kedid mevkiine varıncaya kadar oruç tuttu. Sonra orucunu bozdu. Resulüllah'ın sahabeleri, Peygamber'in fiillerinden daima en yeni olanlara tabi olurlardı. Müslim * Enes b. Malik'in r.a. rivayet ettiğine göre: Enes b. Malik'in kendisine, seferde Ramazan orucu sorulduğunda: 'Biz Ramazanda Resulüllah (a.s.) ile yolculuk ettik. Bu yolculukta ne oruç tutan tutmayanı, ne de tutmayan tutanı ayıpladı' diye cevap verdi. Müslim * Aişe r.ah. şöyle nakletmiştir: Hamza b. Amr Eslemi, Resulüllah'a s.a.v. sefer hâlindeki oruçtan sordu. Resulüllah: 'Dilersen oruç tut, dilersen oruç tutma' diye cevap vermiştir. * Ebu Derda (r.a.) şöyle anlatır: Biz Ramazan ayında çok sıcak bir günde, Resulüllah s.a.v. ile beraber sefere çıktık. Her birimiz sıcaklığın şiddetinden dolayı elini başına koyuyordu. Aramızda ise Resulüllah s.a.v. ile Abdullah b. Ravaha'dan r.a. başka oruç tutan kimse yoktu. Müslim * Enes r.a. şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber s.a.v. ile beraber bir seferde bulunmuştuk. Bizden kimi oruç tutmuş, kimi de yemişti. Sıcak bir günde konakladığımızda çoğumuz gölgelenmişti. Elbisesi olan elbisesiyle, kimimiz de eliyle güneşten korunuyordu. Oruç tutanlar hararetten kesilip düştüler. Buna karşılık oruç tutmayanlar, kalktılar, çadırları kurdular ve develeri suladılar. Bu faaliyetler üzerine Hz. Peygamber s.a.v. 'Bu gün oruç tutmayanlar, tam sevap alıp gittiler' buyurmuştur. Müslim. * Cabir b. Abdullah r.a. şöyle haber vermiştir: Resulüllah s.a.v. bir sefer esnasında, insanların başına toplandığı ve gölgelendirmekte oldukları birisini gördü. ve: 'Bunun nesi var? ' diye sordu. Sahabeler: 'Oruç tutmaktadır' dediler. Bunun üzerine Resulüllah: 'Seferde oruç tutmanız (her zaman) sırf bir iyilik sayılmaz' buyurmuştur. Müslim. * Abdullah b. Ebu Evfa r.a. şöyle haber vermiştir: Biz Resulüllah (a.s.) ile beraber Ramazan ayında bir seferde bulunduk. Güneş battığı zaman Resulüllah birine: 'Ey filan! Haydi (bineğinden) in de bize sevik karıştır' dedi. O zat: Ey Allah'ın Resulü! Henüz gündüzdür dedi. Resulüllah tekrar: Haydi in de bizim için sevik karıştır, buyurdu. O kimse (devesinden) indi ve sevik bulayıp Peygamber'e getirdi. Hz. Peygamber de (a.s.) ondan içti ve sonra eliyle işaret ederek: 'Güneş şuradan (batı tarafından) battığı ve gece de şuradan (doğu cihetinden) geldiğinde oruçlunun iftar vakti girmiştir' buyurdu. Müslim. * Ebu Hüreyre Bir adam Resulullah s.a.v. 'a, oruçlunun hanımıyla mübaşeretinden sordu. Aleyhissalatu vesselam ruhsat verdi. Arkadan bir başkası geldi, o da aynı şeyi sordu. Buna mübaşereti yasakladı. Resulullah s.a.v.'ın ruhsat tanıdığı kimse yaşlı birisiydi, yasakladığı kimse de gençti. Ebu Davud. * Aişe: Resulullah s.a.v. oruçlu olduğu halde hanımlarından birini öperdi.' (Hz. Aişe bunu söyleyip sonra güldü.) Buhari; Müslim, Muvatta, Ebu Davud. * Aişe r.ah. ve mmü Seleme r.ah. şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber s.a.v. ihtilam olmadan cünüp olarak sabahladığında oruca devam ederdi. * Ömer b. Ebu Seleme r.a. Resulüllah'a s.a.v. oruçlu olan öpebilir mi? diye sorduğunda, Resulüllah ona, Ümmü Seleme'yi işaret ederek: 'Şundan sor' buyurdu. Bunun üzerine Ümmü Seleme ona, Resulüllah'ın bu fiili yaptığını haber verdi. Bu defa Ömer b. Ebu Seleme: Ey Allah'ın Resulü! Allah senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetmiştir, dedi. Bunun üzerine Resulüllah: 'Allah'a yemin ederim ki, ben Allah'a karşı, hepinizden daha saygılı ve ondan daha çok korkanınızımdır' buyurmuştur. Müslim. * İbnu Abbâs r.a. anlatıyor: Resûlullah s.a.v. şöyle söylediğini işittim: İki göz vardır, onlara ateş değemez: Allah için ağlayan göz ile, Allah yolunda uyanık sabahlayan göz. » Nesaî. * Abdullah İbn Abbas r.a. şöyle anlatmıştır: 'Rasûlüllah s.a.v. insanların en fazla cömert olanı idi. Onun bu cömertliği Ramazan ayı girip de kendisiyle Cebrâil a.s. karşılaşınca daha da artardı. Cebrâil a.s Ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece Resûlüllah s.a.v. ile buluşur, Resûlüllah s.a.v. ona Kur'ân'ı arzeder / okurdu. Resûllüllah s.a.v. Cebrâil ile buluşunca insanlara rahmet getiren rüzgardan daha çok cömert ve daha fazla faydalı olurdu.' Buhari. Dinimiz her zaman cömert olmayı emretmiştir. Bu cömertliğimiz Ramazan ayı içerisinde daha da artmalıdır. Özellikle Ramazan ayının son on gününde her Müslümanın,aile fertlerine, akrabasına, komşularına ihsan ve lütufta bulunması aklın ve hikmetin gereğidir. Sürekli Allah' a bakarak yaşayan yürekler için Ramazan böyle geçer. Orucun Sevabını Kacıran Şeyler: * Ebu Hureyre r.a. şöyle nakletmiştir: Resulüllah s.a.v. 'Bir veya iki gün öncesinden oruç tutmak suretiyle sakın Ramazanın önüne geçmeyiniz. Bir kimsenin âdet edindiği bir orucu tutması bundan müstesnadır. Böyle bir kimse o orucunu varsın tutsun' buyurmuştur. Müslim. * “Nice oruçlular vardır ki, oruçlarından onlara sadece bir açlık kalmıştır.” İbn-i Mâce. * Nitekim Peygamber s.a.v. 'Sizden biriniz oruçlu olduğu zaman çirkin ve kinci söz söylemesin. Cahiller gibi hareket etmesin. Her kim kendisine sataşır, çirkin söz söyler, dövüşmek isterse, ona ben oruçluyum desin' Buyurmaktadır. İbni Mace. * Ebû Hüreyre den: Resûlüllah s.a.v. şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Kim ki, yalan söylemeği ve yalanla amel etmeği bırakmazsa, Cenâb-ı Hak o kimsenin yemesini, içmesini, bırakmasına hiç kıymet vermez, iltifât buyurmaz. Ebi Davud. * Meşrû bir mazeret ve hastalık olmadan Ramazanda tutulmayan bir gün orucun yerine, başka günlerde uzun süre tutulan oruçlar denk olmaz. Müsned Ahmed. * - Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez. Buhari. * - Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Şer'i mazeretsiz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz. Tirmizi * Resulüllah s.a.v. minbere çıkarken birinci basamakta durup: ‘Amin’ buyurdu. Sonra ikinci basamakta tekrar durup: ‘Amin’ buyurdu. Daha sonra üçüncü basamakta tekrar durup: ‘Amin’ buyurdu. Minberden indikten sonra Resulullah s.a.v’ e, minbere çıkarken her basamakta niçin ‘Amin’ dediğinin sebebi soruldu. Bunun üzerine Resulullah s.a.v.: ‘Cebrail, (birinci basamağa çıktığımda) bana gelip: ‘Ramazan ayına erişip de bu ay sebebiyle affa uğramayan kimseye yazıklar olsun’ dedi. Ben de, ‘Amin’ dedim. İkinci basamağa çıktığımda: ‘Yanında ben(im adım) anılıp da bana Salavât getirmeyen kimseye yazıklar olsun’ dedi. Ben de, ‘Amin’ dedim. Üçüncü basamağa çıktığımda: ‘Yanında annesi ve babası yada ikisinden biri ihtiyarlığa erişip de Cennete giremeyen kimseye yazıklar olsun’ dedi. Ben de, ‘Amin’ dedim” Buhârî, Beyhakî. Hadis, üç meseleye temas etmektedir: 1. Ramazan ayının fazileti. 2. Resulullah s.a.v.'in ismi anıldığında ona salavât getirmek, 3. İhtiyarlık hallerinde anne-babaya iyi davranmak. * Peygamber s.a.v. yiyip içmeksizin oruçları birbirine eklemekten nehiy buyurdu. Sahabeler: Ama siz peş peşe oruç tutuyorsunuz, dediklerinde. Resulullah s.a.v. 'Ben, sizin gibi değilim. Zira ben, (Rabbim tarafından) yedirilir ve içirilirim.buyurmuştur. Müslim. * Peygamber'e s.a.v. birisi gelerek: 'Helak oldum. Ey Allah'ın Resulü! ' dedi. Resulullah s.a.v. 'Seni helak eden nedir? ' diye sordu. O şahıs: 'Ramazanda (oruçlu iken) hanımımla cinsi münasebette bulundum' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: 'Bir köleyi hürriyetine kavuşturabilir misin? ' buyurdu. O zat: Hayır, kavuşturamam dedi. Resulullah: 'Öyle ise iki ay ara vermeden oruç tutmaya gücün yeter mi? ' Hayır, buna muktedir olamam dedi. Resulullah: 'Altmış yoksulu doyurabilir misin? ' dedi. O kimse: 'Hayır, doyuramam' dedi. Sonra o zat oturdu. Bu arada Peygamber'e içi hurma ile dolu (on beş Sa' alabilen) bir zenbil getirildi. Peygamber o zata: 'Bunu (al da) sadaka yap' buyurdu. O kimse: Benden fakir bir yoksula mı vereceğim? Medine'nin karataşlı iki tarafı arasında buna benim ailemden daha muhtaç bir ev halkı yoktur, dedi. Bunun üzerine Peygamber yan (azı) dişleri görülünceye kadar güldü. Sonra o kimseye: 'Öyleyse bunu kendi ailene yedir! ' buyurdu. Müslim. * Ömer b. Hattab r.a. şöyle nakletmiştir: Resulüllah s.a.v. sizi şu iki günde oruç tutmaktan nehyetti: Birisi orucu tamamladığınız Ramazan Bayram'ı günüdür, diğeride kurbanınızın etinden yediğiniz Kurban Bayram'ı günüdür. Müslim. * Abdullah b. Amr b. As r.a. şöyle anlatır: Abdullah'ın: 'Ben hayatta bulunduğum müddetçe geceleyin namaz kılacağım, gündüzleyin de oruç tutacağım' diye yemin ettiği Resulüllah'a haber verildiğinde, Allah Resulü s.a.v. 'Gerçekten sen böyle mi söylüyorsun? ' dedi. Ben de kendisine: 'Evet böyle söyledim Ey Allah'ın Resulü! ' dedim. Resulullah: 'Sen bu ağır ibadeti yerine getiremezsin. Sen bazen oruç tut, bazen ye, bazen uyu, bazen namaz kıl. Her aydan üç gün oruç tut. Her iyiliğe onun on misli mükâfat vardır. Kim bir iyilikle gelirse işte ona bunun on katı vardır. Bu, her ayın üç gün orucu bütün sene oruç gibidir' buyurdu. Ben bundan daha fazlasına muktedir olurum, dedim. Öyle ise bir gün oruç tut, iki gün ye, buyurdu. Ben bundan daha fazlasına muktedir olurum ya Resulüllah dedim. Öyle ise; bir gün oruç tut, bir gün tutma. İşte bu Davud'un a.s. orucudur. Bu, oruç tutmanın en âdil olanıdır, buyurdu. Ben bundan daha fazlasına muktedir olurum, dedim. Resulüllah a.s.: 'Bundan daha faziletli oruç yoktur' buyurdu. Abdullah b. Amr (ihtiyarlayıp da taahhüt ettiği ibadeti yerine getirmekten aciz kalınca) : 'Resulüllah'ın söylediği her ayda üç gün oruç tutmayı kabul etmiş olsaydım, bana hiç şüphesiz ehlim ve malımdan daha sevimli olacaktı,' diye hayıflanmıştır. Müslim' * Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, Ramazanda dört sınıf insan hariç, herkesin günahlarını affeder.Bunlar: İçki içmeye devam eden, Ana-babasına âsi olan, Sıla-i rahmi terk eden, Mümin olmaktan ümidini kesendir. buyuruldu. Eğer bunlar tövbe ederse, Allahü teâlâ günahlarını affeder. Ramazandaki sevaplar bilinseydi, her günün Ramazan olması istenirdi. Hadis-i şerifte, (Ramazandaki özel sevaplar bilinmiş olsaydı, bütün yılın Ramazan olması istenirdi.) buyuruldu. Ahmed. Günâhlar öldürücü zehirdir. Îmânı olan günâh işlemekten çok korkar. * Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: Ömründe bir defa Allahı anan veya O'ndan korkan müslüman, Cehennemden çıkar. Tirmizî. * Mü'min, günâhını dağ gibi görür, üzerine düşeceğinden korkar. Münâfık ise, günâhını, burnuna konmuş, hemen uçacak bir sinek gibi görür. Buhârî. Allahü Teâlâ açıktan, çekinmeden günâh işleyenlere daha çok buğzeder. Fakat üzülerek günâhını gizliyenleri, gizlediği için affedebilir. * Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: Bir günâha düşen, günâhını gizlesin! Allahü teâlânın örtüsünü onun üzerinde bulundursun! Müslim. Allahü Teâlâ, bu mübârek ayda Onun şânına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin râzı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Kaynaklar ……. Kuran-ı Kerim.. Muteber Hadis Kitapları.. Brüksel/2005 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#138 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ramazanın Son On Gününün Özlemi (Düz Yazı)
Ramazanın Son On Gününün Özlemi Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Bismillahirrahmenirrahim 'Gerçek şu ki, Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik.' 97 Kadir, 1 ‘Gerçekten Biz Onu, mübârek bir gecede indirdik’ Duhân, 3 Allah Teâlâ Kur’an-ı bir bütün halinde, Levh-i Mahfuzdan dünya semasın daki Beytülizzet’e, bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesinde indirdi. Kur’an-ı Kerim olayların seyrine ve duyulan ihtiyaca göre 23 senede terciden teker teker arza tenzil buyrulmuştur. Yani Resulullah’ın s.a.v. mübarek kalbine ilka edilmiştir. ‘ Biz Onu, Kur’an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, süre süre) ayırdık ve onu gerektikçe (ihtiyaca göre) indirdik’. İsra, 106 Kitabımız, arza yakın semaya toptan geceleyin iniyor, Hira nûr mağarasında da, ilk sure ve ilk ayetlerin nuzülü gündüz başlıyor. Bu muhteşem iniş ve yükseliş ilâhi rızaya uygun 23 yıl boyunca devam etmiş, böylece Kur’an –ı Kerimin tamamlanması gerçekleşmiştir. ‘İnkara saplanıp kalanlar dediler ki: ‘Kur’an Ona ‘Muhammede’ bir defada bütünüyle indirilseydi ya’ Biz Onunla senin kalbini iyice yatıştırıp pekiştirmek ve tane tane okuman için böylece (parça parça ve uzun sürede) indirdik.’ Furkan, 32 Kur’an bütünüyle Allah’ın sözüdür. Allah ile kulları arasındaki yolu açıp işlek duruma getiren geniş bir rahmettir. Kura’an-ı Kerim: * Ebu Umame r.a'den, Resulullah s.a.v 'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur: 'Kur'an'ı öğreniniz. Şüphesiz o, kıyamet günü ehlin için çok iyi bir şefaatçı olacaktır.' * En-Nevvas b. Sem'an r.a Peygamber'i şöyle derken duydum. 'Kıyamet günü Kur'an-ı Kerim ve bu dünyada onunla amel edenler getirilirler. Önlerinde de kendilerini arkadaş edinenleri savunan Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri bulunur'Müslim. * Osman İbn Affan r.a'dan, Resûlullah s.a.v 'ın şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: 'Aranızda en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir.' Buhari. * Aişe r.anha Hz Peygamber (s.a.v) : 'Kur'an'ı okumak kendisine zor geldiği halde onu takılarak okuyana iki sevap vardır' buyurmuştur. Buhârî, Müslim. * Ebu Musa el-Eş'arî r.a. anlatıyor: Hz. Peygamber s.a.v şöyle buyurdu: 'Kur'an okuyan ve okuduğuyla amel eden mü'minin örneği, tadı güzel kokusu güzel turunç meyvesi gibidir. Kur'an okumayan, ancak onunla amel eden mü'minin örneği de tadı güzel ancak kokusu olmayan ham hurma gibidir. Kur'an'ı okuyan münâfığın durumu ise kokusu güzel tadı buruk reyhâne otu gibidir. Kur'an'ı okumayan münâfığın durumu ise kokusu olmyan, tadı da buruk olan acı yaban keleği gibidir' Buhârî, Müslim. * Ömer r.a anlatıyor: Hz. Peygamber s.a.v 'Allah Teâlâ bu Kur'an'la bazı kavimleri yüceltir bazılarını da batırır' buyurmaktadır. Buhârî, Müslim. * Müttefakun aleyh olan bir hadiste: İbn Ömer (r.a) 'den Allah Rasûlü'nün şöyle dediği rivayet olunmuştur. 'Haset (gıpta veya imrenme) sadece iki yerde olur. Biri Allah'ın kendisine Kur'an öğrenmeyi nasip ettiği kimsedir ki, onu gece gündüz okur, kendisini işiten komşusu: 'Keşke komşuma verilen Kur'an nimeti bana da verilseydi de, gereği ile amel ettiği gibi ben de etseydim! ' der. Diğeri de, Allahın kendisine mal verdiği kimsedir ki, onu hak yolda sarfeder. Bunu gören diğer biri: 'Keşke şu hayırsever kişiye verilen mal gibi bana da verilseydi de, onun yaptığı gibi ben de hayır yapabilseydim! ' diye imrenir. * el-Berâ b. Âzib (r.a) anlatıyor: Sahabilerden biri atı yanında iple bağlı olduğu halde Kehf Sûresi'ni okumaya başlar. Derken bir bulut çıkar ve sahabinin üzerine çökmeye yönelir. Hatta atı bu buluttan ürkmeye başlar. Sahabi sabah olunca Hz. Peygamber (s.a.v) 'e gelip durumu anlatır. Hz.Peygamber (s.a.v) : 'O Kur'an için inmiş huzur bulutudur' buyurur Buhârî, Müslim. * İbni Abbas (r.a) anlatıyor: Hz.Peygamber s.a.v.: 'İçinde Kur'an'dan bir şey bulunmayan kişi harabe ev gibidir' buyurmuştur. Hadis hasen-sahîhtir; Tirmizî. * Tirmizî'nin hasen ve sahih diye vasıflandırdığı, Ebu Davud'un da rivayet ettiği bir hadiste: Abdullah b. Amr b. el-Âs r.a 'ın nakline göre Hz.Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur: 'Kur'an ehline; Kur'an'ı oku ve yüksel, Kur'an'ı tıpkı dünyada okuduğun gibi tane tane tertil üzere oku, zira senin rütben, okuyacağın son âyetin yakınındadır' denilecektir. * Sahîh-i Müslim'de, Ukbe b. Âmir (r.a) 'den şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: 'Biz, Suffa'da iken Resûlullah s.a.v. dışarı çıkıp: 'Günah işlemeksizin ve akrabalık bağını koparmaksızın Buthan'a yahut Akik'a kadar gidip oradan iri hörgüçlü iki deve getirmeyi hanginiz ister? ' diye sordu. 'Ya Resûlallah! Biz bunu isteriz' dedik. 'Öyle ise sizden herhangi biri mescide gider de celil ve aziz olan Allah'ın kitabından iki âyet öğrenir yahut okursa bunlar onun için iki deveden daha hayırlıdır. Üç âyet onun için dört deveden daha hayırlıdır. Bu âyetlerin sayıları arttıkça, o kadar deveden daha hayırlıdır.' İbn Mes'ud r.a Hz. Peygamber s.a.v 'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Bir kavme, Allah'ın kitabını en iyi okuyanları imamlık eder' Müslim. * Câbir b. Abdullah r.a anlatıyor: Hz. Peygamber, Uhud'da öldürülenlerden iki kişiyi biraraya getirdikten sonra: 'Bunlardan hangisi Kur'an'la daha fazla haşır neşirdi? ' diye sorar; birine işaret edilldiği takdirde, önce onun defin işlemini yapardı. Buhârî-Tirmizî, Nesaî, İbn Mâce. * İmrân İbn Husayn r.a. anlatıyor: Bana Kur'an okuyan bir kadın uğradı, okudu sonra karşılık istedi ardından da bu isteğini geri alarak şöyle dedi: Hz.Peygamber (s.a.v) buyurdu ki: 'Kim Kur'an okursa karşılığını Allah'dan istesin. Bir zaman gelecek insanlar Kur'an okuyacaklar da karşılığını insanlardan isteyecekler' Tirmizî. * İbn-i Mes'ud r.a. anlatıyor: Hz. Peygamber s.a.v. 'Allah'ın kitabından bir harf okuyanın, okuduğu harfe karşılık sevabı vardır. Bir iyilik on katıyla değerlendirilir. Elif, Lâm, Mîm bir harftir demiyorum. Elif de harftir, lâm da harftir, mim de harftir' buyurmaktadır. Tirmizî. Kadir Gecesi Fazileti: Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle Ramazan’ın yirmi yedinci gecesinde olduğu tercih edilmiştir. Eğer belirtilmiş olsaydı, sadece o gecede ibadet edilir ve bundan sonra yavaş davranılırdı. Son on günde çok çaba sarfetsinler diye gizli kalması hikmetin icabıdır. Hz. Peygamber s.a.v. Bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş, ancak; “Siz Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içerisindeki tek rakamlı *******de arayanız” buyurmuştur. Buhari, Müslim. Şüphesiz ki bu ayda cereyan eden olayların haşmeti, görkemli oluşu, ilâhi hüküm ve taktirlerin yer alması, meleklerin yer yüzüne yağmur misali inişi, vazifeli meleklere ilâhi emirlerin tevdi edilmesi, kadir gecesinin büyüklüğünden kaynaklanıyor. Katâde ve başkaları da dediler ki: O gecede işler kararlaştırılır, eceller ve rızıklar takdir edilir. Cenab-ı Hâk:’ O gecede her hikmetli iş ayrılır.’ Duhân, 4 buyurmaktadır. ‘Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. (Melekler) Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. ’Buyurulur. 97 kadir, 3-4 Cibril (a.s) ve diğer görevli meleklerin takdir edilen emirlerle inişlerinde ki hikmete gelince: İnsanların rızıkları, ecelleri gibi mühim hususlar bu gece içerisinde meleklere bildirilir. İbni Abbas Radîyallahû Anhûma der ki: Görevli melekler, olacak olan vak'aları yazarlar. Rızıklara ait nüsha Mikâil Aleyhisselâm'a; zelzelelere, saikalara, çöküntülere ait nüsha Cebrail Aleyhisselâm'a, amellere müteallik nüsha dünya göğünün sahibi ve büyük melek olan İsrafil Aleyhisselâm'a; musibetlere ait nüsha da Azrail Aleyhisselâm'a teslim olunur. Kadir gecesi öyle bir gecedir ki, Akşam namazından sabah namazına kadar, ehli semadakilerle, ehli arzda ki müminler, müsafaha eder el sıkışırlar, *******ini kutlarlar ve selam verirler. Bu gecenin manevi havası tan yeri ağırınçaya kadar sürer. Ayette: ‘’Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? ’’ 97 Kadir, 2 Kur’an da bu tarz anlatım tam 13 yer de geçmektedir. Burada ki hikmet ise, hükmün azametine, beşer aklının fizikötesi olay ve hükümlere yalnız başına erişemeyeceğine işaret buyrulmuştur. Mümin nefsinde ve ruhunda bu havayı teneffüs ederken uzuvlarında ve kalbinde sekinet bulur, onu melekler sıvazlamış olduğundan gönlü yumuşar, şeker şerbet içmiş gibi bir hal alır. İşte meleklerin el sıkışması budur. Melekler rahmet ve bereketle inerler bu geceye. Samimiyetle ve ihlâsla amel edenlere saygı ile kanatlarını sererler. ‘ O, tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmettir’ Kadir, 5 Bu gece şerefi yüksek bir gece, çünkü Allah’ın sözlerinin indirilmiş olduğu bir gecedir. Şerefli Cibril’den, şerefli melek vasıtasıyla, şerefli kitap, şerefli peygambere iniyor, şerefli sahabeye aktarılıyor. Çünkü Allah c.c. onlarla bu dini yükselti ve onlarla düşmanlarını susturdu. Şüphesiz doğru her zaman yücedir, yalan her zaman aşağı ve cücedir. Üzerimizde ölçülmez Allah’ın lütuflarının sonsuz olduğu Ramazan ayı ki, onda bin aydan daha faziletli kadir gecesini içinde bulundurmaktadır. ‘Resulullah s.a.v. efendimize kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu, uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemezler diye düşününce, Allahü teâlâ Ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti.’ Muvatta Malik Resulullah s.a.v. ve ashabı çok sevindiler. Kadir gecesinde, teravih namazı, teeccüd namazı tespih, dualar, sahur ve seher aydınlığı çok mühimdir. Her müslümanın kabul olacak bir duası vardır. Kadir gecesi bir ömre bedel emsalsiz bir gecedir. Şeytan o gece kötülük yapmaya güç yetiremez. Bu gecede, oruçlunun ağız kokusu makbul, ameli makbul, niyeti makbul, duası makbul. Peygamberimize sâlat ve selam olsun, yol göstericimiz iki cihan güneşimiz,hadislerinde buyuruyorlar ki: ‘Şüphesiz ki Ramazan ayı ümmetimin ayıdır,Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helâl rızkla yapar, farzları gözetip yatsı ve sabah namazlarına giderse, yılanın derisini değiştirip çıktığı gibi günahlardan kurtulup çıkar.’ Et tergıb. * Resûlullah s.a.v şöyle buyurmuş: ‘O gecenin hayrından mahrûm kalan gerçekten mahrûm kalmıştır’. Neseî. * Aişe'nin (r.ah.) naklettiğine göre: Resulüllah (a.s.) : 'Kadir gecesini Ramazanın son on günü içinde arayınız' buyurmuştur. Müslim' * Ramazan ayının fazileti hakkında, Peygamber Efendimiz s.a.v. bir hutbesinde şöyle buyurmuşlardır: “Ey insanlar! Büyük ve mübârek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu ay içerisinde, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Bu ayda Allah, gündüzleri oruç tutmayı farz kıldı, ben de bu ayın *******inde teravih namazını size sünnet kıldım…’’ Terğîb ve Terhîb. İtikafa Girmek: * Sahabe-i kiram şöyle naklediyor: Rasulullah Efendimiz, Ramazan’ın son on gününde *******i ibadetle geçirir, aile fertlerini uyandırır ve hayırlı işlere koyulurdu. İbi Davud. * Ebu Saîd r.a. anlatıyor: 'Biz Hz. Peygamber s.a.v.'le birlikte Ramazan'ın orta on gününde i'tikafa girdik, yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Resûlullah s.a.v. (bir hutbe irad etti ve) sonra şunu söyledi: 'İtikafa girmiş olanlar, itikaf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek *******de arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm.' Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) itikaf mahalline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozdu. Mescid o sıralarda (üzeri dallarla örtülmüş) çardak şeklindeydi. Hz. Peygamber s.a.v. 'in burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur bulaşığını gördüm. Bu gece 21. gece idi.' Buhârî, * Ebu Hüreyre r.a. anlatıyor: 'Hz. Peygamber s.a.v. Her Ramazanda on gün i'tikafa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün i'tikafa girdi.' Buhârî * Hz. Aişe r.ah. anlatıyor: 'Resûlullah s.a.v. vefat edinceye kadar Ramazan'ın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: 'Kadir gecesini Ramazan'ın son on gününde arayın'. Resûlullah s.a.v. 'dan sonra, zevceleri de itikafa girdiler.' Buhârî, Müslim. * Ömer (r.a.) şöyle nakletmiştir: Sahabelerden bazı kimselere, rüyalarında, Kadir gecesinin, (Ramazan'ın) son yedi günü içinde olduğu gösterildi. Resulüllah (a.s.) onlara: 'Görüyorum ki rüyalarınız Ramazanın son yedi günü hakkında biribirine uygun düşmüştür. Artık kim Kadir gecesini aramaya kalkışırsa, onu Ramazan'ın son yedisinde arasın' buyurmuştur. Müslim' * Kim Kadir Gecesi'ni, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah'tan bekleyerek ibadet ve taatla geçirirse geçmiş günahları bağışlanır. Ebi Davud. * Aişe annemiz r.ah, bir gün kendilerine: Ey Allah'ın Rasülü, şayet Kadir Gecesi'ne rastlarsam nasıl dua edeyim? Şeklinde sorunca, Peygamberimiz s.a.v. ona şu duayı öğretir: (Allahümme inneke afüvvün tühıbbül a f v e V a ' f u anni) Ey Allah'ım muhakkak sen affedicisin, affetmeyi seversin beni de affet! Nesâî. * Hadis-i şerifte bu manaya dikkat çekilir ve mü`minler duaya teşvik edilirler: 'Ramazan`ın ilk gecesinde Cennet kapıları açılır. Her gece sabaha kadar bir münadi seslenir: Günahlarının affedilmesi için istiğfar eden yok mu? Tevbe eden yok mu? Allah tevbesini kabul buyursun. Dua eden yok mu? Cevap verilsin. Kendisi için bir şey isteyen yok mu? isteği hemen karşılansın.' Müsned Ahmed * Bir hadis-i şeriflerinde oruçluyu, duası reddedilmeyecek üç kişi arasında zikreden Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar: 'Üç kişinin duası geri çevrilmez: Adaletle hükmeden hakimin, iftar edinceye kadar oruçlunun ve mazlumun. 'İbni Mace * İbnu Abbâs r.a. anlatıyor: Resûlullah s.a.v. şöyle söylediğini işittim: İki göz vardır, onlara ateş değemez: Allah için ağlayan göz ile, Allah yolunda uyanık sabahlayan göz. » Nesaî. * Abdullah bin Ömer`in (r.a.) rivayetine göre Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam, iftar vakitlerinde şu duayı sık sık tekrar ederlerdi: 'Ya Rabbi, her şeyi kuşatan rahmetinin hakkı için beni af ve mağfiret eyle.'İbni Mace * Peygamber efendimiz, (Ramazanın son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder) buyurunca, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, o gün Kadir Gecesi mi?) diye suâl etti. Peygamber efendimiz, (Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti verilir.) buyurdu.Ahmed. Sadakai Fıtır: Allahü Teâlâ, bu mübârek ayda Onun şânına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin râzı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Az-çok sadaka vermeli! Sadakayı, isteyen dilencilere değil, isteyemeyen muhtaç fakirlere vermek gerekir. Şeytan düşmandır. Elbette malı hayra harcamaya mani olur. * Hadis-i şerifte buyuruldu ki: İblis, en şiddetli adamlarını malını hayra sarf edene musallat eder. Taberani * Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki: (Şeytan, malınızı hayra sarf ettirmemek için sizi yoksullukla korkutup cimri olmanızı emreder. Allah ise, [sadaka ve zekat verirseniz] mağfiret, lütuf, bolluk vaad eder.) Bekara 268 Şeytanın vesvesesine aldanmayıp Allahü teâlânın vaadine koşmalıdır! * Enes r.a' dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.'e; 'Hangi sadaka daha faziletlidir? ' diye sorulunca, 'Ramazan ayında verilen sadaka' buyurmuştur Tirmizi. * İbn Abbas r.a diyor ki: Rasulullah s.a.v. sadakai fıtri oruçluyu boş ve anlamsız söz ve davranışların (kir ve pasından) arındırmak, haya dışı şeylerin (is ve izinden) temizlemek ve miskinlere yiyecek olmak üzere farz kıldı. Artık kim onu(bayram) nazından önce verirse, o makbul bir sadaka olur; kim de (bayram) namazından sonra verirse, o sadece sadakalardan bir sadaka olur. Ahmed. * Ömer r.a' den şöyle dediği nakledilmiştir: Şüphesiz Rasulullah s.a.v. sadakai fıtrin insanlar henüz (bayram) namazından çıkmadan önce ödenmesini emreti. Ahmed. * Rasulullah s.a.v. Ramazandan Ramazana fakir ve muhtaçlara verilmek üzere fıtır zekatını Müslümanlardan köle, hür, erkek, kadın, küçük ve büyük (nisaba malik olan) her kişi üzerine hurma veya arpadan bir Sa' (olarak belirleyip) farz kıldı. Ahmed. * Ebü Said el Hudri r.a 'den rivayet edilmiştir, şöyle demiştir: Biz Peygamber (s.a.v) devrinde fıtır sadakasını yiyecek maddelerinden bir Sa' (ölçek) olarak verirdik. O zaman bizim yediğimiz arpa, kuru üzüm, hurma ve keş (yağı alınmış peynir) idi. Ahmed. Bayram Sabahı: * Enes bin Malik r.a: Rasulullah s.a.v Ramazan bayramı günü birkaç tane hurma yemeden, bayram namazına çıkmazdı. Ebi Davud. Murecce' bin Reca da şöyle dedi: Bana Ubeydullah şöyle dedi: Bana Enes, Peygamber'in s.a.v. bu hurmaları tek adetli (yani bir üç beş şeklinde) olarak yediğini rivayet etti. * İbn Abbas r.a: Allah'ın Peygamber'i s.a.v. ile Ebü Bekir, Ömer ve Osman r.a. ile birlikte fıtır (Ramazan) bayramı namazında hazır bulundum. Bunların hepsi de namazı hutbeden evvel kıldırır sonra da hutbeyi okurdu. Allah'ın Peygamber'i(s.a.v) , hutbeden sonra (minberden) aşağı indi.(Cemaat dağılmadan bilhassa kadınlar çekilmeden erkeklerin çıkmaması için) eliyle oturun diye işaret edip erkeklerin oturturken ki hali şu anda gözümün önündedir sonra erkeklerin saflarını yara yara kadınların saflarına kadar gitti. Bilal de beraberinde idi. Peygamber(s.a.v) : Ey Peygamber! Mü'min kadınlar Allah'a hiçbir şeyi eş tutmamaları, hırsızlık yapmamaları, zina etmemeleri, evlatlarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasından bir iftira düzüp getirmemeleri, herhangi bir iyilik hususunda sana asi olmamaları şartıyla sana bey'atlaşmaya geldikleri zaman hey'atlarını kabul et, onlar için mağfiret isteyiver. Çünkü Allah çok mağfiret edici, çok rahmet eyleyicidir (Mümtehine,12) ayetini okuyup bitirdi. Sonra: Sizler bu bey'at üzere sabit misiniz? diye sordu. İçlerinden kim olduğu ravice bilinmeyen yalnız bir kadın (ki kadınlar içinde ondan başkası Peygamber (s.a.v) 'e cevap vermedi: Evet ya Rasülallah! dedi. Rasulullah (s.a.v) : Madem ki öyledir, sadaka verin buyurdu. Bilal elbisesini yayıp; Babam anam size feda olsun! Haydi gelin atın dedi. Onlar da halkalarını, yüzüklerini Bilal'in elbisesi içine atmaya başladılar. Buhari. İnanıyoruz ki Allah’a misafir olmanın ikramı sonsuzdur. Aklın ve hayallerin ötesinde bir lütuf deryasıdır. Mümin daima sabır ve taatda Allah ‘a daim ve sonsuz olmalıdır. Sabrın ve itaatın dünyevi tarafı acı, ahiret tarafı çok parlaktır. Efendimiz hadislerinde şöyle buyurmuşlar: * ‘Alemde olup biten işler kaza ve kaderi ilâhiyeye bağlıdır. Vaktiyle olacak işlerde ecele etmekte fayda yoktur, Allah insanların acele etmesiyle acele etmez.’ Tirmizi. Bu gece de, ikram edenin emekleri zayi olmaz. Bu ******* bize Allah’tan bir lütuftur. Duâlarla gözlerin yaşardığı, kalplerin okşandığı ulvi bir *******dir. Bu *******de koyun sağımı müddeti kadar, namaz kılmak, ibadet etmek, bir ay bütün *******i sabaha kadar ibadetle geçirmekten daha kıymetlidir.... Yüreğimiz ibadetle çarpsın, gönüllerimiz coşsun. Gökleri aşarak gelen meleklerle ruhumuz yeşersin. Kadir gecemiz hayırlara vesile olsun, dünya ve ahiret çiçeğimiz olarak kalsın. Ramazanın iftar ve sahurları bir başka sevinç, kadir *******i, mü’minlerin engin gönüllerinde bir başka coşku. Kalbimdekileri dilime dökemedim Allah’ım. Bütün gece ve gündüzlerimizi kadir eyle Ya Rabbi! , Reyyan kapısından Cennete girmeyi bizlere nasip ve müyesser eyle Allahım! Kaynaklar……. Kuran-ı Kerim.. Muteber Hadis Kitapları.. Lessines/2005 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#139 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sataşıyorlar İlişiyorlar
Arkası mı kesildi, himmetlerin ilhamların. Terk eyleme, iştahına eyyamcıların uşakların. Üzüntüleri sevinçleri olacak Salih kulların. Sonu kesilmesin, Allah’a yakarış ve duaların. Tekrarlanan musibetler fayda vermiyorsa, Her zalime, her azgına, her şaşkın insana. Küfür ve inatları duvar olmuş tavır koysana. Bu sertlik bu inatla, ilişiyorlar sataşıyorlar sana. Pirincin içindeki beyaz taş, görünmez. Tekrarlanan bu pişmanlıklar fayda vermez. İt ürür kervan yürür, çelik bilekler bükülmez. Hiç bir azgın bu şerefe asla leke süremez. Şükürden kanaatten uzak gün, gün olmaz. Fıtratında ki temiz kaynağa niçin sarılmaz. Hayatı, çürük ipliğe sarmak sana yakışmaz. İt derisinden post, gavurdan dost olmaz. Mol / 1985 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#140 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Secde Et Yaklaş
Yine gün batıyor usul usul, kararıyor gece. İnsana, tecelli yeridir, her rüku her secde. Gönüller sevgi ile, ruhlar feyizle dolsun. Mağfiret yüklü bu ay, kurtuluşumuz olsun. Kusurunu ara, her ziyan bir öğüttür sadece. Bak yaklaşıyor, bir ömre bedel hayırlı gece. Lessines / 2005 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|