|
Diğer Spor branşları Futbol haricindeki diğer spor branşları hakkındaki herşey bu bölüm altında.. |
|
Konu Seçenekleri | Görünüm Şekli |
12-28-2006, 02:20 PM | #11 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
2) Yürüyüş Bir spor dalı olarak yürüyüş, adımların zeminle temasını kaybetmeden hızla ilerlemeye dayanan, Olimpiyat Oyunları'nda yer alan, hafif atletizm dalında bir spordur. Yürümek ile yürüyüşü birbirine karıştırmamak gerekir. Yürüyüş başlı başına bir spor olup, kuralları, tekniği ve taktiği olan, karın adelelerinin yardımıyla ayaklar ve bacaklarla yapılan, kollarla dengelendirilen bir ilerleme hareketidir. Yürüyüş sporu ilk kez 1867 yılında İngiltere'de yapılmış, 1908 yılında 16.090 m olan mesafe daha sonra 10 km'ye inmiştir. 1948 yılında ise pistte 10 km, yolda 50 km olarak belirlenmiştir. 1956 yılından itibaren de yarışmalar bu mesafede yapılmaktadır. Türkiye'de 1940 yılında Robert Koleji'nde yapılan atletizm yarışmalarında, 1500 m yürüyüş yarışması yer almasına rağmen, ilk resmi yarışmalar 1952 yılında İstanbul'da yapılmaya başladı. İlk yürüyüş yarışması 10 km üzerinden Fenerbahçe Stadı'nda yapıldı. Bu yarışmalarda yer alan ilk Türk atletleri Selahattin Yıldız, Vartan Avukyan ve Isak Franco'dur. Gerek pistte ve gerekse yollarda yapılan yürüyüş sporunda ayaklar, zeminle temasını kaybetmemeli, öne doğru atılan ayak topuğu, diğer ayak yerden kalkmadan yere temas etmelidir. Önce zemine ayak topuğu, sonra taban, sonra da ayak değer. Bu da ayakların kalçadan haraket ettirilemsi ile mümkün olur. Yürüyüş sporu yapanların giydikleri ayakkabılar, zorlanmaya dayanıklı ve hafif olmalıdır. Ayakkabı bantlarının mafsalları koruyacak şekilde ve ökçeye doğru kama şeklinde bir artımı vardır. Taban kalınlığı 13 mm'yi geçemez. Topuk ise tabandan 13 mm daha yüksek olabilir. Yürüyüşçüler genellikle beyaz güneş şapkaları ve güneş ışınlarını yansıtan açık giysiler kullanırlar. Kalın çorap giyerler. Yürüyüş yapanların bacak ve baldır kasları çok gelişir. Bu spor kan dolaşımını hızlandırır, adaleleri geliştirip iç organların çalışmasını düzene sokar. Yürüyüş yarışmalarında da koşularda olduğu gibi adım uzunluğu ve saniyedeki adım sayısı çok önemlidir. Diğer önemli noktalar; ayakların düz bir hat üzerinde hareket etmesi bacakların temposudur. Yürüyüşte iki stil vardır. Birincisi Avrupa Stili olup, atletler çok kuvvetli kol hareketi içeren bir stil uygular. İkincisi de Meksika Stili olup, atlet baş, omuz ve gövdesini sallayarak yürür. Yollar üzerinde yapılan yürüyüş yarışmalarında yarışmacıların güvenliği sağlanmalıdır. Yarışmalarda 5 km aralıklarla içecek istasyonları bulunur. Organizatör ya da atletlerin kendi sağladıkları bu içecek- yiyecekler, atletlerin kolayca bulabileceği ve ellerine verilecek biçimde yerleştirilir. 20 km'den sonra yalnız su sağlayan istasyonlar vardır. Yürüyüş yarışları hem pistte hem de yolda yapılabilir. Olimpiyat Oyunları'nda yer alan yürüyüş yarışmaları 20 ile 50 km üzerinden yapılır. 50 km olan yarış, maratondan 8 km daha uzun olup, en uzun mesafe yarışıdır. Bayanlar 10 km üzerinden yürüyüş yarışmalarına katılırlar. Dünya Kupası için IAAF'ın belirlediği yürüyüş yarışması, erkekler için "Lugono Kupası" ve bayanlar için "Lochboın Kupası"dır.Yarışmalarda yarışmacının yürüyüş biçimini, yarışın herhangi bir anında kurallara uyup uymadığını kontrol etmekle görevli, her atlet için birisi lider olmak üzere üçer hakem bulunur |
12-28-2006, 02:20 PM | #12 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
3) Kır Koşuşu Kırsal alanlarda inişli-çıkışlı toprak üzerinde yapılan uzun mesafe koşusudur. Kros olarak da bilinir. İlk uluslar arası yarışma Fransa ile İngiltere arasında 1898'de yapılmıştır. 1903 yılında İngiltere, İrlanda ve İskoçya'nın katılımı ile başlayan şampiyonaya daha sonra diğer ülkeler de katılmıştır. 1924 yılında yaz yarışmalarına uygun olmadığı için Olimpiyat Oyunları'ndan çıkarılmıştır. 1962 yılında IAAF, uluslar arası kuralları yeniden belirlemiş, 1967'de ilk kez bayanlar arası kır koşusu düzenlenmiştir. ABD'den erkeklerde Pat Porter, ard arda 8 kez kazanarak, kır koşusunda ulaşılması güç bir rekor sahibi olmuştur. IAAF'nın belirlediği uluslar arası yarışmanın standart mesafesi, erkekler için 12 km'dir. Kır koşusu, belli bir pistten düzenlenmediği için dünya rekoru tutulmaz. Bu koşuya katılacaklar sıkı bir sağlık kontrolünden geçirilmeli, kalp ve ciğerlerinin sağlam olmasına özellikle dikkat edilmelidir. Kır koşusu, bir kış sporu olup, her türlü hava koşullarına katlanan atletlerin, azim ve iradeleri ölçülür ve atlerler yaz oyunları için hazırlanma fırsatı bulurlar. Atleler yün şapka ve eldiven kullanıp, her zemine uyum sağlayan "waffle" tipi sentetik tabanlı ayakkabılar giyerler. Kır koşuları, bireysel yarışlar ve takım yarışları biçiminde yapılır. Takım koşularında her takım 6-9 atletten oluşur. Bu takım yarışlarında kaç sporcunun puanlarının değerlendireceği önceden belirlenir. Belirlenen sayıda en az kötü puanı alan takım, yarışı kazanır. Kır koşularının bir değişik türü de bayraklı kır koşusudur. Bu yarışlarda bayrak yerine koşucu, koşacak olanın eline dokunur. Kır koşularında koşu yönünün sol tarafından kırmızı, sağ tarafına beyaz flama dizilir. Gerekli noktalarda kontrol için hakem bulundurulur. Yarış sonunda çit veya iple belirlenen ve tüm koşucuların teker teker geçebileceği, huni biçiminde bir finiş tüneli vardır. Tüm yarışmacılar bu tünelden geçerken, hakemler tarafından numaralanarak bitirme dereceleri yazılır 4) Yol Koşusu Kış koşularının değişik bir türü olup, şehir içindeki ana cadde ve sokaklarda koşulur. Türkiye'de ilk kez 1922 yılında Fatih ile Harbiye arasında koşuldu. Şehir trafiğinin yoğunlaşması bu koşulara olan ilgiyi azaltmasına karşın, Ankara'da yapılan 2000 yılında 65'incisi. düzenlenen "Büyük Atatürk Koşusu", 10 bin 500 m'lik bir sokak koşusu olarak yapılmaya devam etmektedir. Ayrıca Hürriyet gazetesi tarafından düzenlenen "Dedeler Yarışı" da, 1980 yılından beri bir sokak koşusu olarak sürdürülmektedir. (50-55, 56-60, 61-65 ve 66 ve daha üstü yaş gruplarında). Bir diğer sokak yarışı da Asya - Avrupa Maratonu ile yapılan halk koşusudur. |
12-28-2006, 02:20 PM | #13 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
BİRLEŞİK YARIŞLAR Bir diğer adı da Kombine Yarışlar olan bu yarışlar, koşma, atma ve atlamalardan meydana gelir. MÖ. 8. yy'dan itibaren atletizm müsabakalarında yer almaya başlamış olup, önceleri beş dalda yapılırken, sonraları İskandinav ülkelerinin öncülüğü ile 10 dalda yapılmaya başlandı. Birleşik yarışlar dekatlon ve heptatlon diye ikiye ayrılır. Günümüzde dekatlon ve heptatlon yarışmaları bir bütün olarak görülmektedir. Atletlerin iki gün süren bu yarışmalara bedensel ve ruhsal yönden çok iyi hazırlanmaları gerekir. Birleşik yarışlar ikiye ayrılır. Buna 1981 yılından beri koşulmayan pentatlonu da bilgi sahibi olmak amacıyla ekleyebiliriz a)Dekatlon(Onlu yarışma/erkekler) b)Heptatlon(Yedili yarışma/ bayanlar Dekatlon(Onlu yarışma/erkekler) Sürat, kuvvet, ve beceri isteyen karışık yarışmalardır. İlk kez 1884 yılında Amerika'da uygulandı. 1912 yılında Stockholm Olimpiyat Oyunları ile oyun programına dahil edilmiş ve bundan sonra da giderek önem kazanmaya başladı. Dekatlon, erkekler arasında yapılan on yarışma dalından oluşan birleşik yarışlardır. İki gün süren bu yarışmalarda birinci gün; 100 m, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama ve 400 m koşulur. İkinci gün; 110 m engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1500 m koşulur. Bir de 5 yarışma dalından oluşan (uzun atlama, cirit atma, 200 m, disk atma ve 1500 m) ve bir günde yapılan beşli yarışmalar vardır. Atletizmin programında olduğu gibi, hiçbir atletin bu kadar sıkı, yorucu ve uzun süre antreman uygulaması gereken spor dalı yoktur. İyi bir dekatloncu olmak için en az beş yıl yarışmak gerekir. İyi bir dekatloncunun on yarışma dalında da dengeli bir ortalama tutturması; oyun süresince yetenekli, kararlı ve adele yönünden hazır olmasına bağlıdır. Dekatlon atletleri çeşitli koşu, atma ve atlama ayakkabıları, ölçüm tabloları koyabilecek büyüklükte bir çantayı yanlarında taşırlar. Ayrıca yanlarında ısınmak ve dinlenmek için uyku tulumu ve battaniye de bulundurabilirler. Yarışlar listedeki düzene göre yapılır. Herhangi bir yarışa girmeyen bir yarışmacı, yarışı bütünüyle bırakmış sayılıp elenir. Pist yarışlarında da üç hatalı çıkış elenme nedenidir. Her alan yarışında yarışmacının üç hakkı vardır. Yarışmalarda sadece bir tür vakit ölçme aleti kullanıldığında zaman, değerlendirme puan cetvelinde saniyenin 1/100'üne kadar yapılır. IAAF'ın belirlediği tabloya göre puanlama yapılır. Puanlar, atletin koştuğu dereceye, atladığı yüksekliğe, atma ve atlama uzunluğuna göre verilir. En çok puan toplayan atlet yarışmaların birincisi olur. Puanların eşit olması durumundan, branşların çoğunda, en yüksek puanı alan atlet birinci gelir. Eşitlik yine bozulmazsa, bireysel branştaki en yüksek puana bakılır. Heptatlon(Yedili yarışma/ bayanlar) Dekatlon gibi sürat, kuvvet ve beceri isteyen, bayanlar arasında yapılan ve yedi daldan oluşan kombine yarışmalardır. Bugüne kadar yarışma sayıları, türleri ve sıraları çeşitli değişikliklere uğradı. 1920'lerde Almanya ve Rusya'da üç ve beş dallı yarışmalarla başladı. 1964 yılında Olimpiyat Oyunları'nda 5'li yarışma pentatlon olarak yer aldı. 1981 yılından itibaren heptatlon, çok yarışmalı dal olarak bugünkü şeklini aldı. Atletizmin en zor branşlarından biri olan heptatlon, yurdumuzda henüz tam anlamıyla yapılamamaktadır. Bu zor sporda atlet olmamasının yanısıra, atletizm salonunun olmaması da önemli bir etkendir. Yedi yarışma dalından oluşan heptatlon yarışmalarında birinci gün; 100 m engelli, gülle atma, yüksek atlama ve 200 m koşulur. İkinci gün; uzun atlama, cirit atma ve 800 m koşuları yapılır. Kurallar ve derece ölçümleri dekatlonda olduğu gibi IAAF tarafından belirlenmiştir. |
12-28-2006, 02:21 PM | #14 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
ATMALAR Atletizmin bir dalı olan atmalar, mesafeye karşı yapılan bir alan sporudur. Gülle ve cirit düz olarak ileri atılırken, disk ve çekiç atışlarında atlet bir dönüşü takiben atışını tamamlar. Bütün atma yarışmaları bir daire arkasından yapılır. Atışlar, daha önceden işaretlenmiş "sektör" adı verilen alana düşmelidir. Atmalar 4 bölümden oluşur 1-Gülle 2-Cirit 3-Disk 4-Çekiç Atma 1) Gülle Atma: Metalden yapılmış, küre biçimindeki güllenin, erkekler ve bayanlar tarafından omuz hizasından en uzak mesafeye atılmasını içeren, hafif bir atletizm spor dalıdır. Eski Yunanlılar'da ve Olimpiyatlarda gülle yerine 6.5 kg ağırlığında taş veya metal parçalar ile atış yarışmaları yapıldı. Taş yerine gülle ilk kez İngilizler tarafından kullanıldı. Gülle, 1896'dan itibaren modern Olimpiyat Oyunları'nda yer aldı. Günümüzde gülle atma, yalnız bir el ile ve omuz ürezinden 2.135 m çapındaki daireden yararlanılarak yapılır. Gülleyi savurarak atmak yerine, adeta iter gibi atmak gerekir. Bu branş dalında başarılı olmak için eskiden iri cüsseli olmak büyük bir avantajdı. Ancak günümüzde, çevik ve kuvvetli olmak, atletik bir yapıya sahip bulunmak ve kurallara uygun beden hareketi çalışmaları ile büyük bir bilek eforu istemektedir. Güllede atma alanı beton olup; etrafında çember bulunmaktadır. Çemberin ön kenarında, atış sırasında atletin içeride kalmasını sağlayan çarpma tahtası bulunur. Çarpma tahtası ağaçtan imal edilir. İçten uzunluğu 1.22 m, genişliği 114 mm olup üstü beyaza boyanır. Gülle düzgün ve yuvarlak olup, demir, pirinç gibi yumuşak olmayan bir metalden yapılır. İçi kurşun veya benzeri bir madde ile doldurulur. Erkekler için en az 7.257 kg, bayanlar için en az 4 kg ağırlığındadır. Atış yapılan daire beton olduğundan ayakkabılarda çivi yoktur. Yarışmacı atış hareketine sabit duruşla başlar. Gülle tek elle çeneye yakın tutulmalı, atış süresince bu el başlangıç durumundan aşağıya düşmemelidir. Gülle hiçbir zaman omuz çizgisini geçmemelidir. Süzülüş ile gülle atışına geçilmesi arasındaki hareketler tempolu ve kesintisiz yapılır. Yarışmacı, gülle yere düştükten sonra yarışma alanının çemberin arka yarısından ve ayakta terk eder. Günümüzde gülle atmada güç, teknik ve zihinsel hazırlık gerektiren Amerikalı atlet Porry O'Brien'ın kendi adıyla anılan tekniği kullanılmaktadır. Burada atlet sırtı dönük bir duruşla başlayarak, 180 derece bir dönüş yaparak gülleyi daha uzağa atma olanağını bulmuştur. Dünya rekoru 23 m'yi aşarken, yurdumuzda dereceler erkeklerde 18.27'de, bayanlarda 16.96'dadır. Yarışmacılar üç atış hakkına sahiptirler. İlk 3 atıştan sonra en iyi sekiz yarışmacı daha sonra 3'er atış daha yaparlar. Atış sırasında yarışmacı çemberden dışarı çıkar, dengesini kaybedip ayak veya elinin biri ile dahi çemberin dışına dokunursa, gülle takozunun üstüne değerse o atış geçerli sayılmaz. Hakem sayısı sabit olmayıp, her zaman değişebilir. Atma uzaklığı güllenin düştüğü ilk yerin izi ile direğin iç köşesine kadar olan doğru mesafesi ölçülerek bulunur. Ölçülen uzunluk en yakın cm'ye indirgenir. Aynı dereceyi iki atletin yapması durumunda ikinci iyi derecelerine bakılarak, birinci olan atlet bulunur |
12-28-2006, 02:21 PM | #15 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
2) Cirit Atma Cirit ağaçtan veya metalden yapılan bir mızrağın hız alınarak koşulup, atılmasını içeren hafif bir atletizm spor dalıdır. Antik Çağ'da Yunan Olimpiyatları'nda Pentatlon yarışmalarında oynanmaya başladı. İlk uluslar arası yarışma 1896'da İsveç'te düzenlendi. 1908'de modern Olimpiyat Oyunları'na dahil edildi. Bayanlar cirit yarışlarına 1932'de alındı. Günümüzde en çok İskandinav ülkelerinde oynanmaktadır. Cirit atma yarışmalarında kural, ciritin 25-30 m'lik bir pistte koşarak, hız alındıktan sonra 29 derecelik açı dilimi içine düşecek biçimde omuz üzerinden atılmasıdır. Branş atletleri; atletik yapılı, çevik, süratli, dengesini korumasını bilen ve omuz mafsallarına hareket yeteneği kazandırmış olmalıdır. Cirit atma öncelikle yetenek ister. Ama hız, teknik, güç ve esneklik çalışmaları yapılmadan başarı imkansızdır. Cirit, metalden ve ağaçtan yapılır ve üç bölümden oluşur. Sivri uçlu metal başlık, (ağırlığı 80 gr, uzunluğu 25-33 cm) metal ya da tahtadan çubuk ve sicim sarılı tutma bölümü. Sicimin çapı erkeklerde 15-16 mm'dir. Çubuk olarak adlandırılan ikinci bölüm, tutma bölümünden ara uca doğru daralarak uzar ve incelir. (Erkeklerde 90-110 cm, bayanlarda 80-95 cm'dir) Ana kesit alındığında her yeri yuvarlaktır. Ciritin uzunluğu erkeklerde 260-270 cm, ağırlığı ise 800 gr'dır. Bayanlar arası karşılaşmalarda kullanılan cirit ise daha kısa ve hafiftir (uzunluğu 220-230 cm, ağırlığı ise 600 gr). Cirit, nazik ağaçtan imal edildiği için soğuktan çabuk etkilenir. Kullanılmadığı zamanlarda cirit, özel olarak hazırlanmış cirit masalarında dik olarak bırakılmalıdır. Ciritin hiçbir parçası hareket etmemelidir. Yay ise ay beyaz bir çizgi şeklinde ya da yerle aynı düzeyde toprağa gömülür. Beyaz boyalı metal veya tahtadan yapılır. Atletlerin kullandığı ayakkabıların topuk ve tabanı çivilidir. Tabanda en çok altı, topukta iki çivi vardır. Günümüzde cirit tutma, taşıma ve atma ile ilgili birkaç stil kullanılmaktadır. 1920'lerde hakim olan İsveç tekniği, yerini önce Fin tekniğine, sonra da Sovyet ve Polonyalılar'ın getirdikleri yeni tekniklere bırakarak önemli gelişmeler gösterdi. Cirit sol omuz hizasında sağ elle ortasındaki sicimden tutulur. Bu tutuş, ciritin avuç içine alınması ve kavranması biçiminde olur. Ancak ciritin, hız koşusunun başından sıçrama adımlarının başlangıcına kadar yumuşak ve yere 45 derecelik bir eğimle taşınır. Atletler genellikle 15-20 m mesafede hız alırlar ve gittikçe artan bir tempo ile koşarlar. Bunu 3-10 m arası ciriti geriye alıp, atma hazırlığını içeren çapraz koşu izler. Cirit atışı sırasında vücudun sol tarafı sabit bir durumdadır. Atış kolu çok çabuk öne çekilirken el bileği ile silkme hareketi yapılır. Bu hareket ciritin yere saplanmasına yardımcı olur. Atış sırasında sağ bacak atış yönüne doğru bükük bir şekilde konulur. Sol ayak arkaya doğru kaldırılır ve vücudun üst kısmı öne doğru yatırılır. Bunlar atletin, cirit elden çıktığı için bir adım daha atmamasına yani faul yapmamasına yardımcı olur. Ciritin atıldıktan sonra, 29 derecelik açı içine düşmesi zorunludur. Ciritin düşmesi gereken alanı gösteren bu açı çizgilerine "sektör çizgileri" adı verilir. Her yarışmacının üç atış hakkı vardır. En iyi sekiz yarışmacı, daha sonra üçer atış daha yaparlar. Olimpiyat Oyunları gibi bazı uluslarası yarışmalarda da önceden belirlenen baraj derecelerine ulaşamayan aletler finallere katılamazlar. Altı atış hakkında en iyi dereceye ulaşan atlet birinci olur. Beraberlik halinde yarışmacıların ikinci en iyi derecelerine bakılır. Kurallara uygun atıştan sonra cirit havada kırılırsa atış yenilenir. Yarışmalarda yeterli sayıda hakem görevlidir. Hakemler yarışmacıyı ve ciritin düşüşünü izlerler. Düzgün atış beyaz bayrakla, hatalı atış kırmızı bayrakla gösterilir. Atış sonunda ölçüm, ciritin en yakın izi ile yay çemberinin iç kenarı arasındaki doğru boyunca cm cinsinden yapılır. |
12-28-2006, 02:21 PM | #16 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
3) Disk Atma Yuvarlak yassı bir ağırlığın fırlatılmasına dayanan, hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Disk atıcılığı atletik olaylar arasında en eski spor dalıdır. Eski Yunan şairi Homeros, yapıtlarında sık sık disk atmaya yer vermişti, M.Ö 5 yy'da Yunanlı heykelci Myron'da yaptığı ünlü "Diskobolos" heykelinde disk atmayı canlandırmıştı. 1896'da Atina'da yapılan Olimpiyat Oyunları'nda atletizmin bir dalı olarak yer aldı. 1928 yılındaki Olimpiyat Oyunları'nda bayanlar da disk atmada yer almaya başladılar. Amerikalı Alfred Querter 1962'de diski 61.10 m uzaklığa fırlatan ilk sporcudur. Günümüzde disk atma daire içinden giderek artan bir hızla yaklaşık 1.5 turluk dönüş sonucu fırlatılır. Disk atıcılığı zor ve yorucu bir spor dalıdır. Branş atletleri kuvvetli ve atletik bir yapıya sahip olmalı, süratli ve çevik olmalı, vücudunu geliştirmek için kültür fizik hareketleri yapmalıdır. Disk atışlarının oyun alanı; çapı 2.5 m olan dairesel bir alandır. Daire gülle atışında kullanılan dairenin aynısıdır. Gülle atışından farkı takozunun bulunmamasıdır. Atletin arkasında koruma amacıyla yüksek bir tel ya da ip kafes vardır. Bu tel kafesin önünde 6 m'lik bir atış sahası bulunur. Disk ağaçtan veya benzeri bir maddeden yapılır. Etrafında pürüzsüz metalden bir çember ve her iki yüzüne gömülmüş yuvarlak plakalar vardır. Bu yuvarlak plakalar diskin ağırlığını denkleştirir. Diskin şekli seradinamik olup, gelen rüzgardan yararlanarak mesafenin uzamasını sağlar. Erkekler için diskin ağırlığı 2 kg olup, 22 cm çapında ve 44.5 mm kalınlığındadır. Bayanlar içinse ağırlığı 1 kg, 18 cm çapında ve 37 mm kalınlığındadır. Diskin yüzeyleri, kenardan başlayarak merkezin 25 mm uzaklığına kadar incelir. Disk atıcıları çekiç atıcıları gibi yarışmalarda çivisiz ayakkabı kullanırlar. Çemberin gerisinde ters olarak sabit duran atlet. Diski ortası tam merkeze gelecek şekilde ve kenarı son parmak boğumlarının yukarısına dayandırmak suretiyle tutar. Atış hareketi, bir veya birden fazla yumuşak hazırlık sallanmalarıyla başlar. Dönüş yürüme süratinde, yumuşak bir biçimde ve ayaklar birbirine yakın olarak yapılır. Bu sırada kollar geniş bir kavis çizer. Disk elden çıkarken koldan daha ilerde 35-40 derecelik uçuş açısında olmalı ve rüzgar durumu gözönünde bulundurulmalıdır. Diskin elden çıkması üzerine atlet, hareketin devamı olarak arkaya doğru dönerek dengesini sağlar ve durur. Daire yarı çapı çizgisinin arkasından ayakta oyun alanını terkeder. Disk, sektör çizgilerinin içine düşmelidir. Yarışmacı, diski istediği gibi tutmakta ve dilediği tekniği kullanmakta serbesttir. Disk atma yarışmalarında yarışmacı sayısı sekizden azsa, her yarışmacının 6 atış hakkı, çoksa üç atış hakkı vardır. En iyi sekiz yarışmacı üçer atıştan sonra üçer atış daha yaparlar. Altı atışta en iyi dereceyi yapan birinci olur. Beraberlik durumunda en iyi ikinci atışlara bakılır. Atış başladıktan sonra vücudun herhangi bir yeri çembere veya dışına değerse atış geçersiz olur. İkisi diskin atıldığı dairenin yakınında diğer üçü ise diskin düşeceği alanı gözleyen beş hakem görevlidir. Ölçüm, daireyi çevreleyen halkanın iç kısmından diskin en yakın izine kadar olan doğru boyunca cm cinsinden yapılır. |
12-28-2006, 02:21 PM | #17 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
4) Çekiç atma İki elle tutulan küresel ağırlığın, bir daire içinden dönerek ve hız alınarak, karşıya fırlatıldığı alan sporudur.Çekiç atmanın başlangıcı M.Ö 2000 yıllarında İrlanda'da düzenlenen "Tailteann Gomes" oyunlarına dayanır. Bu oyunlarda, dingilinden tutularak fırlatılan tekerleğin yerini daha sonra tahta bir tutacağın ucuna bağlanan büyük kaya parçaları aldı. 1866'dan itibaren İngiltere, İrlanda ve İskoçya'da 1900'den itibaren ise Olimpiyat Oyunları'nda yer aldı. Türkiye'ye 1950 yılında girdi, 1970'li yıllardan itibaren gelişti. Günümüzde çekiç atıcısı demirden yapılı küresel ağırlığı 2.135 cm çapındaki daireden üç tam ve seri dönüş sonunda fırlatır. Gülleden farkı bir tele bağlı olması ve 121.3 cm olan uzunluğudur. Yalnız erkek atletler arasında oynanır. Branş atletinin omuz adelelerinin güçlü daire içinde üç dönüşü seri yapabilecek kapasitede ve zamanlamasının iyi olması gerekir. Çekicin fırlatılacağı, oyun alanı olarak kullanılan dairenin çevresi izleyicilerin ve görevlilerin can güvenliği için C biçiminde metal örgülü kafesle çevrilir. Çekiç atış sırasında fazla esnememelidir. Çekicin başlık kısmı olan top güle, som demir veya pirinç gibi sert bir madenden yapılmıştır ve yuvarlak bir şekildedir. Yüzey böyle bir metalle kaplı olmak şartıyla, içi kurşun veya benzeri bir madenle de doldurulmuş olabilir. Bu gülle madeni bir telle bağlı olup, en alt kısmında tek veya iki elle kavranan tutacağı 4 vardır. Tutacak şekil olarak üç köşelidir. Resmi yarışmalarda, çekicin ağırlığı güllenin ağırlığı kadar (7.257) kg olup 130 mm çapındadır. 3 mm çapındaki çelik telin uzunluğu ile birlikte toplam uzunluk 121.3 cm'dir. Çekiç atma sporu yapan atletlerin diğer spor dallarında olduğu gibi, atlet, fanila, kısa şort, dizlik, spor ayakkabıları vardır. Çekicin üçgen kulbu, parmakları zedeleyebileceği gözönüne alınarak deri eldiven de kullanırlar. Çekicin giderek hızlanan biçimde döndürülmesini en yüksek dönme hızına ulaştığı anda ve yerden en yüksek bulunduğu noktada fırlatması izler. Çekiç, sektör çizgilerinin içine düşmelidir. Diğer yarışmalarda olduğu gibi üçer atıştan sonra eleme yapılır. Eğer yarışmacı sayısı sekizden az ise genel olarak her yarışmacı altı atış hakkına sahiptir. Artı atışta en iyi dereceyi yapan birinci olur. Beraberlik durumunda en iyi ikinci derecelere bakılır. Atış yaparken atlet, çembere ya da dışına değerse, çekiç 40 derecelik açı diliminin dışına düşerse atış geçersiz sayılır. Çekiç havada kırılır ya da koparsa atış yenilenir. Ayrıca atletin her atışta bir kez hareketini durdurup, atışa ara verme hakkı vardır. Çekiç atışında 5 hakem değerlendirmede bulunur. Hakemlerin sorumlulukları ve yerleri disk atışında olduğu gibidir. Atış sonunda ölçüm çekicin en yakın izi ile halkanın iç kısmı arasındaki doğru boyunca cm cinsinden yapılır |
12-28-2006, 02:21 PM | #18 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
ATLAMALAR Atletizmin bir dalı olan atlamalarda, gerek yüksek ve sırıkla yüksek atlama, gerekse uzun atlama, bir koşu sonunda sıçrama ile yapılır. Atlamalar 4 bölümden oluşur 1-Yüksek atma 2-Uzun atma 3-Üç adım atma 4-Sırıkla atlama 1)Yüksek atlama Koşarak hız kazandıktan sonra sağlam iki dik sehpanın arasındaki çıtanın üzerinden atlayarak yapılır. Bu atlamada prensip vücudun çıtanın üzerinden düşürmeden geçmesidir. Yüksek atlamayı diğer yarışmalardan ayıran özellikler üç tanedir. Birincisi mesafe dikey olarak ölçülür, ikincisi başarı ve başarısızlık belirli bir yükseklikteki çıtayı aşmaya bağlıdır, üçüncüsü ise atlet başarılı olduğu sürece sayısız deneme hakkına sahiptir. Bu spor dalında başarılı olmak için, bacak adelelerinin doğal bir yaylılık ve tempo kuvvetine sahip olması, vücudun dirençli ve uyumlu olması gerekir. Boy faktörü sanıldığının tersine avantaj oluşturmaz. Atlama alanı olarak kullanılan, çıkış noktası ile yarım daire şeklinde olan hızlanma sahasının uzunluğu, 15 m'den az olamaz. Atlama sehpası, sert ve bükülmez ağaçtan veya madendendir. Aralarındaki mesafe 3.66 - 4.02 m'dir. Atlama çıtasının uçları kare, üçgen veya yuvarlak olabilir. Ağırlığı 2 kg'ı geçemez. Sehpa üzerindeki çıta, yarışmacının dokunduğu zaman kolayca düşecek biçimde yatay durumdadır. Çıtanın arkasında süngerle doldurulmuş düşme minderi, en az 5x4 m boyutunda ve yeterli kalınlıktadır. Kullanılan malzemelerin başında, topuğu korumak için plastik ve lastik çivili ayakkabıları sayabiliriz. Topuğun kalınlığı 6 mm'yi, taban kalınlığı da 13 mm'yi geçemez. Atlamadan önce hız kazanabilmek için koşulması gerekir. Atlayıcı, 7 - 11 adım arası yaklaşma koşusunu, 30 - 40 derecelik bir açı ile giderek hızlanan bir koşu temposu ile yapar. Atlayıcı, çıtaya çok yakın basarak sıçramalıdır. Sıçrayış tek ayakla ve geriye alınmış vücudun gergin bacak üzerine alınmasıyla başlar. Çıta üzerine gelince vücudun ekseni etrafından dönmesi, başın göğüs hizasına alınması ile sürer. Önce dış kol ile savunma bacağının mindere değmesi, sonra da gövdenin kalça ile omuz üzerinde dönüşüyle atlama tamamlanır. Yüksek atlamada yarışmacının uyması gereken en önemli kural; sıçramada tek ayağını kullanmasıdır. Yüksek atlamada yarışmacılar ilk atlayacakları yüksekliği kendileri seçerler. Alt sınırın yukarısında olmak kaydıyla herhangi bir yüksekliği atlamadan geçebilirler. Başarılı olduğu sürece sayısız deneme hakkına sahiptirler. Ancak birbirini izleyen üç başarısız atlama denemesi yaptıklarında elenirler. Atlanan yükseklik, dik olarak yer ile çıtanın üst kenarının en alt kısmını içerir. Bir rekor durumunda yükseklik, atlamadan sonra yeniden ölçülür. Kazanan atlet elenmeyen son atlettir. Beraberlik durumunda, söz konusu yüksekliğin üç deneme hakkından en azını kullanarak geçen kazanır. Bu durumda da beraberlik bozulmazsa toplam atlayışı en az olan kazanır. Kullanılan araçların ve atlama alanının düzenli olması atlayışın kurallara uygunluğu ve yüksekliğin ölçülmesi iki veya üç hakem tarafından sağlanır. Yüksek atlama sporu yapan atlayıcıların kullandıkları atlama stilleri 4 tanedir. 1-Scissor(makaslama) 2-Straddle Dive Staddle 3-Fosbury Flash 4-Kalifornia (Western Roll) Bunlardan en popüler olanları Straddle (Binme) ve Fosbury Flash teknikleridir. Straddle'da atlet yüzü aşağıya bakar biçimde, vücudunu çıtanın etrafında döndürerek atlar. Fosbury Flash tekniğinde ise atletin çıtayı önce başı geçer ve omuzlar üzerine düşülür. Kısa zamanda öğrenilmesi ve göze hoş görünmesi Fosbury Flash tekniğini popüler kılmaktadır. Yarışmacı atlama sırasında iki ayağının üzerinde sıçrarsa, çıtayı aşmadan düşerse, atlama anında çıtaya çarpar desteklerinden düşürürse başarısız sayılır. |
12-28-2006, 02:22 PM | #19 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
2) Uzun atlama (Tek adım atlama) Tek sıçrayışta en uzak mesafeye ulaşmaya dayanan pist ve alan sporudur. Olimpiyat yarışmalarında yer alan uzun atlama, 1896 yılından bu yana erkekler, 1948'den beri de bayanlar tarafından yapılmaktadır. 1991 yılında Tokyo'da düzenlenen Dünya Atletizm Yarışması'nda Mike Powell, 8.95'lik atlayışla Bob Beamon'a ait 23 yıllık rekoru kırarak, ulaşılması güç bir derecenin sahibi oldu. Uzun atlama yaklaşık 45 m'yi bulan hız alma mesafesinden koşularak, zemin hizasındaki gerileme sahasını geçmeden kum havuzuna atlanılarak yapılır. Bu spor dalında başarılı olmak için atletler süratli koşu, sprintler, yüksek atlama, ayaklarını ve baldırını kuvvetlendirici idmanlar ve cimnastik hareketleri yaparlar ve koşuya tam anlamıyla ısındıktan sonra başlarlar. Atlama alanı olarak kullanılan koşu pistinin en az 1 m ilerisindeki atlama havuzundaki kum, yarışmalardan önce nemlendirilir. Kum havuzunun boyutları en az 2.75x10 m'dir. Her atlayıştan önce atlama çizgisi ile aynı seviyede olması sağlanır. Atlama sırasında kullanılan tahtadan yapılan atlama tahtası, koşu yoluyla eşit düzeyde olacak şekilde toprağa gömülür. Atlama tahtasının ön kısmına da adım hatalarının belirlenmesi için macun döşenir. Yarışmacının kullandığı malzemeler, koşu elbisesi olarak eşofman ve plastik çivili ayakkabılardır. Koşuya, ayaklar bitişik, hafif koşu ritmiyle başlanır. Son hıza basma tahtasına yaklaşıldığında ulaşılması ve tahtaya iyi bir şekilde basılması önemlidir. Sıçramayı takiben dizler kolların altına çekilip, uçuş yapılır. Bunu ayaklar üzerine ileri doğru denge temin edilerek düşme izler. Uzun atlamalarda atletlerin altışar deneme hakları vardır. Atlayıcının ayağı basma tahtasını geçerse, bu deneme ölçülmez. Atlayışın geçersiz olduğunu bildiren kırmızı bayrak hakemler tarafından kaldırılır. Hakemler hataları gözlemek, atlama yerini işaretlemek, atlamayı ölçmek ve yarışmacıları toplamakla görevlidirler. Hakem sayısı her yarışma için değişiklik gösterir. Ölçüm, basma tahtası ile atletin kum havuzundaki en yakın izi arasındaki mesafe esas alınarak yapılır. Ölçülen uzunluk, alttaki en yakın cm'ye indirgenerek yazılır. Uluslararası yarışmalarda üçer atlayışlık eleme turlarında en iyi dereceyi yapan sekiz atlet yeniden üçer atlayış daha yapar. Final olarak adlandırılan bu atlayışlarda kazanan atlet, en iyi dereceyi yapan atlettir |
12-28-2006, 02:22 PM | #20 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
3) Üç adım atlama Üç adım atlama; sıçrama, adım atma ve atlama biçimindeki üç ayrı kesintisiz hareketin ard arda yapılarak, en uzak mesafeye ulaşmaya dayalı pist ve alan sporudur. 1896'dan beri olimpiyatlarda yer almakta olup, ilk oyunlarda iki sıçrama, sonraları tek sıçrama biçimini aldı. Günümüzde üç adım atlama, hız mesafesi uzun atlamada olduğu gibi 45 m'dir. Burada da atletler uzun atlamada olduğu gibi süratli koşu ayak ve baldırları kuvvetlendirici egzersiz ve cimnastik hareketleri yaparlar. Koşuya tam anlamıyla ısındıktan sonra başlarlar. Sadece üç adım atlayıcı, tek adımcıdan daha alçak sıçramalar yapar. Güç ve denge rüzgara karşı durmak için en gerekli şeylerdir. Atlama sahası olarak kullanılan atlama havuzu ve atlama tahtası, uzun atlamadakinin aynısıdır. Yalnız üç adım atlamada, atlama havuzu ile atlama tahtasının arası en az 11 m'dir. Günümüzde üç adım atlamalarda, süratle atlayan ve sıçrama kuvvetine sahip olanların kullandığı De Silva tekniği ile az süratli olanlar tarafından kullanılan Ortadoğu tekniği tercih edilir. Tek adımın aksine, üç adımda basmadan önce fazla sürat önemli değildir. Sıçrama, çabuk ve koşu yönünde olup tek adımdan daha alçak olmalıdır. Yarışmacı tek ayağı üzerinde havalanır ve aynı ayağının üzerine iner. Bunu yerde atılan ikinci uzun bir adım izler. Adım için diğer ayağının üzerine düşmelidir. Bu süre içinde yarışmacı koşu alanındadır. Üçüncü ve son atlamayı yapıp iki ayağıyla havuza düşer. Üç adım atlamalarda da atletlerin altışar hakları vardır. Altı hakkında en iyi dereceyi yapan birinci olur. Atletler, atlayış sırasında yanlış ayağıyla, kasten yere dokunursa atlayış geçersiz olur. Diğer kurallar uzun atlamadakilerin çok benzeridir. |
Bu Konudaki Online üyeler: 2 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 2) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konu Baslangic | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Atletizm: Pist Şampiyonası'nda ilk gün tamamlandı | Spy_MasteR | Eskiler (Arşiv) | 0 | 07-14-2007 08:03 PM |
İzmir'de atletizm heyecanı! | Nǿ ŦΞДЯ™ | Eskiler (Arşiv) | 0 | 07-14-2007 01:54 PM |
İzmir'de atletizm heyecanı! | Spy_MasteR | Eskiler (Arşiv) | 0 | 07-13-2007 09:18 PM |
Sağlık Ansiklopedisi | Karizmatix | Eskiler (Arşiv) | 2 | 06-14-2006 04:11 PM |