www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 09-25-2006, 03:13 PM   #11
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Okul Fobisi

Bazı çocuklar okula başlamadan önce çok istekli görünseler dahi okul zamanı geldiğinde bu istekleri kalmaz ve okula gitmek istemezler. Çocuklarda okulda oluşan yoğun sıkıntı ve huzursuzluk hissi nedeniyle okula gitmek istememe ve okulda yalnız kalamama ile karakterize duruma okul korkusu (okul fobisi) adı verilmektedir. Okul korkusunun çoğunlukla anneden ayrı kalma korkusu (bunaltısı) ile yakından ilgisi vardır.

Çocuk anneden ayrı kalamaz ve annenin yokluğunda kendisine ve annesine zarar geleceği, kötü bir şeyler olacağı endişesini yaşar. Okul korkusu sıklıkla okula yeni başlayan çocuklarda görülür. Ancak daha ileri yaşlarda görülme olasılığı da vardır. Her sabah okula gitmek için evden çıkmak büyük sorun olur.

Çocuk çeşitli bahaneler ile (karnım ağrıyor, başım ağrıyor gibi) evde kalmak ister. Okula gitmesi konusundaki zorlamalar çocuğun var olan sıkıntısını daha da artırır. Çocuğun anneden ayrı kaldığında duyduğu bunaltı bazen o kadar dayanılmaz olur ki çocuk sürekli ağlar, bağırır, hırçınlık nöbetleri gösterir.

Okul korkusu sorunu ailenin tüm bireylerinin sorunudur. Ailenin her ferdinin problemin çözümünde katkısını bekleriz. Çocuğa içinde bulunduğu durumu anladığımız ve ona yardımcı olacağımız mesajını vermeliyiz. Eleştiren, aşağılayan, korkutan ve sindiren bir yaklaşım başarıya ulaşamaz. Başarıya ulaştı görünse dahi daha sonra oluşacak daha büyük sorunları peşinden sürüklemiş olur. Böyle bir sorunla karşı karşıya kalan ailelerin dikkat etmesi gerekli hususları şöyle sıralayabiliriz:

Kendinizi çocuğunuzun yerine koyunuz ve duyduğu kaygı ve endişeyi anlamaya çalışınız.

Çocuğunuzu okula gitme zorluğu nedeniyle cezalandırmayın, küçük düşürücü sözlerle aşağılamayın. Çocuğun bunaltısı ile oluşan belirtileri şımarıklık, ilgi çekme arzusu ya da sizi kızdırmak için yapılan davranışlar gibi yanlış yorumlamaktan kaçının.

Sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olunuz. Sorunu görmezlikten gelmek ve bir sonraki yıla havale etmek ancak çözümü zorlaştırır.

Çocuğunuz okula gitmek istemediğini söylüyor ve okulda kalamıyorsa bir çocuk psikiyatristinden yardım isteyiniz. Okul fobisi hekim, aile ve öğretmenin işbirliği ile çözüme kavuşturulabilir bir sorundur.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:13 PM   #12
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Okuma ya da Anlatma

İlkokul öğretmenleri öğrencinin dersi anlatmasının (recitation) öğrenmeyi oldukça kolaylaştırdığını bildiklerinden, sınıfta çocuklara sık sık soru sorarak, onlardan cevaplarını sınıfın önünde anlatmalarını isterler. Üniversite düzeyinde bu alışkanlık daha az yaygındır. Çok kalabalık sınıflarda ise, bunu yapmak olanaksızdır ve öğrenciler kendi hallerine bırakılır. Eğer öğrenci, anlatmanın ne kadar yararlı olduğunun farkına varmamışsa, sözel öğrenmede temel bir yöntemi kullanmıyor demektir.

Buradaki temel fark, malzemenin edilgen (passive) bir biçimde okunması ile edegen (active) bir biçimde anlatılması arasındaki farktır. Kişinin herhangi bir şeyi anlatabilmesi için önce okuması gerekir. Fakat pek çok araştırma sonuçlarına göre, çalışma zamanı olarak verilen süre içinde malzemeyi tekrar tekrar okumak, okumaya ek olarak anlatma yöntemine kıyasla çok daha az verimli olmaktadır (Morgan ve Deese, 1969). Anlatmaya ayrılması gereken zaman süresi, çalışılan malzemeye göre değişir, öykü ya da iyi örgütlenmiş malzemeler için daha az anlatma zamanına ihtiyaç vardır. Ancak, yabancı bir dilde kelime öğrenmesi gibi birbiriyle bağlantısı olmayan malzemeler için, toplam çalışma zamanının % 80'ini anlatmaya ya da ezberden tekrarlamaya ayırmakta fayda vardır.

Anlatma ya da ezberden tekrarlamada kullanılabilecek pek çok yöntem vardır. Örneğin, yabancı bir dilde kelime öğrenmeye çalışıyorsanız, çiftler halinde öğrenmeyi sağlayan kartlar kullanabilirsiniz. Bu kartların bir yüzüne kelimenin bir dildeki karşılığı yazılmıştır; siz bu kelimenin diğer dildeki karşılığını verirsiniz, sonra da kartın arkasını çevirerek cevabınızın doğru olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Ya da ders kitabındaki bir malzemeyi çalışıyorsanız, okuduktan sonra onu özetleyebilirsiniz.

Bu özetleme de, eğer düşünerek yapıyorsanız, bir anlatma türüdür. Ayrıca bu özet size, daha sonra konuyla ilgili ayrıntıları yüksek sesle ya da içinizden tekrarlarken ipuçları da sağlayabilir. Sınav öncesi diğer öğrencilerle birlikte yapılan yoğun çalışma oturumlarında, bir öğrencinin soru sorup diğerinin cevaplaması da anlatma yönteminin bir başka kullanılış seklidir. (Buradaki tehlike bazen "körün köre yol göstermesi" durumunun doğmasıdır; yanı diğer öğrencilerin anlatılanların doğru olup olmadığını değerlendirecek kadar bilgili olmamaları olasılığıdır.) Sonuç olarak, başarılı olmanın belli başlı yolu, çalışma süresinin önemli bir kısmını şu ya da bu şekilde anlatmaya ayırmaktır.

Kişilerin çalışma süreciyle ilgili olarak sık sık sordukları soru şudur: Okumak mı yoksa dinlemek mi daha iyidir? Bu sorunun basit bir cevabı yoktur. Bazı bireyler gözle, bazıları da kulakla daha iyi öğrenirler. Bu da, onların okuma ve dinleme işini nasıl yaptıklarına bağlıdır. Burada yine anlatma işi önemlidir, ister gözle ister kulakla olsun, kişiler aldıkları malzemeyi edegen bir biçimde örgütlüyor ve kendi kendilerine anlatıyorlarsa, öğrenmeleri daha verimli olacaktır.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:14 PM   #13
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Orest Kompleksi

Orest Agamemnon ile Klütemnestra'nın oğludur. Kız kardeşi Elektra ile birlikte babasının öcünü almak için annesini öldürür. Orest'in en yakın arkadaşı, kardeşi Elektra ile evlendirdiği Pylades'dir.

Orest kompleksi negatif bir Oepidus kompleksi anlamına gelir. Zaman zaman kıskançlık duygusu şeklinde dışa vurulan gizli bir homoseksüellik ile birlikte kendini gösterir.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:14 PM   #14
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Panik Atak

Endişe hali, tanımlanması zor olan davranış modelleri sergiler. Kaygı (Anksiyete), herkes tarafından yaşanan bir durumdur. Genelde korkuya benzer; ama sözgelimi saldırgan bir hayvanın yarattığı korkudan farklı olarak kaygıda bir korku nesnesi yoktur.

Panik atak (panik bozukluk), günlük yaşamda sık karşılaşılan karmaşık bir kaygı türüdür. Bu durumdaki kişiler, birden başlayan ağır panik nöbetlerine tutulurlar. Panik atağın tipik belirtileri; kalp çarpıntısı, baş dönmesi, yönelim bozukluğu, soluk alma güçlüğü, kontrolünü kaybetme duygusu ve bulunulan yerden hemen uzaklaşma dürtüsüdür. Birkaç dakika ya da birkaç saat sürebilir.

Panik ataktan sonra, kişide yeni bir atakla karşılaşmaya ilişkin ikincil bir kaygı oluşur. Bu korku, kolayca ve anlaşılabilir biçimde yeni bir atak geldiğinde toplum içinde olma korkusuna dönüşür. Dolayısıyla kişi, toplu yerlerden kaçmaya başlar (agorafobi).

Toplumun %2-4'lük bir kesimini etkileyen bu sorun, özellikle 15-40 yaş arasındaki kadınlarda sık görülür. Günümüzde panik atak ve agorafobinin ruhsal durumdan çok, genetik yapıdan kaynaklandığı kabul edilmektedir. Bu varsayımı destekleyen bulgular, aşağıdaki gözlemlere dayanmaktadır:

Panik atak, bazı ailelerin bireylerinde daha sık görülmektedir. Tek yumurta ikizlerinin ikisinde birden görülme sıklığı, çift yumurta ikizlerine göre daha yüksektir.

Panik atak, bazen sodyum laktat gibi özgül biyokimyasal uyaranlarla başlayabilmektedir. (Sodyum laktat, normalde aşırı çalıştırılan ya da kan dolaşımı yeterli olmayan kasların saldığı bir maddedir.)

Kaygı giderici olarak kullanılan birçok ilaç, panik atakta etkisiz kalmaktadır.

Geleneksel psikoterapi, panik atak tedavisinde yararlı olmamaktadır.

Panik atakta ilaç tedavisinin amacı, kişide, ataktan sonra ortaya çıkan ve yeni atak beklentisine karşı oluşan ikincil kaygıyı gidermektedir. Bu tedaviden sonra kişinin topluluk içindeki etkinliklere katılmasını sağlayıcı sosyal rehabilitasyon da uygulanmalıdır.

Ayrıca panik atakları başlatabilecek durumların üstesinden gelmede, kişiye yardımcı olmak gerekir. Panik atakların tedavisinde, ilaçları ya da davranışçı yaklaşımı üstün tutan görüşler arasında öteden beri süren bir tartışma vardır. Bununla birlikte ilaç tedavisini izleyen ruhsal tedavinin, bu hastalarda denenmesi gereken yol olduğu söylenebilir.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:14 PM   #15
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Pasif-Agresif


Özel alanda veya iş alanında başkalarının isteklerine karşı genellikle bir direniş gösterirler. Emirleri sık sık tartışır, yetkeyi yani otoriteyi temsil edenleri beğenmez, eleştirirler. Ancak bunları genellikle dolaylı yoldan yaparlar. Kendilerine verilen işi savsaklar bitirmezler ya da bilerek sonuçlandırmaz, unuturlar.

Anlaşılmamaktan veya nefret edildiklerinden yakınırlar. Kendilerine haksız davranıldığını ileri sürerler. İş yaşamında veya sosyal yaşamda bir işin ucundan sıkıca tutmayıp buna karşın onu bunu sürekli eleştiren böyle tiplere çok rastlanır. Okumuş, entellektüel kesim arasında da kültürel etkiden dolayı daha yaygındır. Dİğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi bu kişilik bozukluğundada karşımızdaki kişiye kötü biriymiş gibi yaklaşmamamız gerekir. Uygun yaklaşımlarla bu insanların sosyal, iş ve aile yaşamına katkıları hayli arttırılabilir.

Bu tür insanlara karşı sevcen davranmakta yarar vardır. Mümkün olan her durumda görüşünü almalı ve kendini ifade etmesine yardımcı olmak gerekmektedir. Muhalefetini görmezden gelmemeli, anne baba üslubuyla da eleştirilmemelidirler. Bir tür karşılıklı misilleme oyununa sürüklemelerine izin verilmemelidir.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:15 PM   #16
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Psiko-Nevroz


Yalnızca ruhsal yapı ve ruhsal yaşam ile ilgili olan hastalıklar psiko nevroz adını alır. (Sözgelişi isteriler, fobiler, tutkular. Anorexia nevrosa yani inzivaya çekilerek toplumdan ayrılma, toplumdan kaçarak kendini gizleme nevrozları da psiko-nevrozların kapsamına girmektedirler.) Psiko-nevrozlar kişinin özel yaratılışı ile ilgili olup, bir takım olayların ters etkileri ve hazmedilememesi sonucu bilinçsiz olarak ortaya çıkar.

J. H. Schultz yabancıl, yan, yığılma (tabaka da olabilir) ve öz nevroz diye dört türlü psiko-nevrozdan söz etmiştir. Ruhsal yaşamdaki ilk rahatsızlıklar ve türlü anlaşmazlıkların yığılması yaşlılık yıllarında uydurmacılığa (palavracılık) ve yapmacık davranışlara yol açabilirler.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:15 PM   #17
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Sado-Mazoşizm


Sado-mazoşizm, bir tür cinsel sapkınlığı (perversion) belirtmek için, sadizm ve mazoşizm sözcüklerinden hareketle Freud tarafından türetilmiştir. Fransız yazarı (Marki de) Sade'ın adından esinlenerek türetilen sadizm terimi, diğerine acı vermeye bağlı bir cinsel doyum tarzını ifade etmektedir.

Avusturyalı yazar von Sacher-Masoch'un adından esinlenerek ortaya atılmış olan mazoşizm ise, acı çekmeye bağlı bir cinsel doyum tarzını ifade etmektedir. Her iki terim de 1886'da von Kraft-Ebing tarafından ortaya atılmıştır (Roudinesco ve Plon, 1997).

Freud bu iki terimi birleştirmiş ve sado-mazoşizmi, pasif olarak yaşanan, maruz kalınan acı ile aktif olarak başkasına verilen acı arasında karşılıklılık ve simetriye dayalı bir cinsel yaşam tarzının önemli bir yanı olarak ele almıştır. Freud, sadizm ve mazoşizmin aynı kişide birlikte bulunduğuna ve genel olarak sadizmin mazoşizme öncel olduğuna işaret etmiştir.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:16 PM   #18
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Saldırganlık


Saldırganlık (aggression), bir başka kişiye fiziksel veya psikolojik zarar verme niyetiyle sözlü veya fiziksel davranışta bulunma şeklinde tanımlanabilir.

Saldırganlık, bazen eşanlamlı kullanılsa da, şiddet ve düşmanlıktan farklıdır. Şiddet terimi, daha ziyade fiziksel saldırganlıkla sınırlı olarak kullanılmaktadır. Saldırganlık, şiddet içermeyen yollardan da (Jestler. mimikler, eleştiriler, ironi, fantazmlar, vb.) kendini gösterebilir: Düşmanlık ise saldırganlığın daha ziyade tutumsal yanına tekabül etmektedir. Bir toplumda nelerin 'saldırgan', dolayısıyla 'suç' olarak niteleneceği, toplumun normlarına ve tolerans eşiğine bağlıdır.

Saldırgan davranışlar amaçlan bakımından farklılaşırlar. Bir diğerinin korku veya öfke yaratan saldırgan davranışlarına karşılık olduğunda savunucu saldırganlık, diğerine doğrudan zarar vermek amacını taşıdığında düşmanca saldırganlık (veya içtepisel saldırganlık), diğerine zarar verme niyeti olmadan, belirli bir amaca (bir takım imkân veya kaynaklara ulaşma, belirli bir statüyü koruma veya elde etme gibi) ulaşmak için yapıldığında araçsal saldırganlık söz konusudur.

Saldırganlık konusundaki sosyal psikolojik araştırmalar, kitle iletişim araçlarının etkisi, aile içi şiddet, günah keçisi arayışı, gruplar arası düşmanlık ve Önyargılar konularında yoğunlaşmış görünmektedir.

Literatürde, saldırganlık konusunda çeşitli yaklaşımlar görülmektedir: Biyolojik veya içgüdü temelli yaklaşımlar, engellenme-saldırganlık modeli, Öğrenme teorisi, bilişsel yaklaşımlar gibi.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:16 PM   #19
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Somatizasyon

Yaşanan psikolojik sorunlar, kişinin bedensel bir sorununun olduğunu ifade etmesini gerektirebilir. Bazen sıkıntınız daha somut olmak zorundadır mesela başınız ya da mideniz ağrımalıdır. Psikiyatride buna bedenselleştirme (Somatizasyon) denir. O zaman çevrenizden daha çok yardım görür daha çok ilgi alaka bulursunuz. Uzun yıllar boyunca geçmeyen bu tür bedensel hastalıkların altında psikiyatrik bir hastalık arama çoğu zaman hekimlerin de aklına gelmez. Ağrı kesicilerle bir türlü kesilmeyen ağrılar sıkıntı ve gerginlik veren durumlarda hastalık belirtilerinde eğer artma da varsa o zaman psikiyatrik hastalıklar düşünülmelidir.

Daha çok kadınlarda görülen ve somatik (bedensel) ağrılarla giden somatizasyon bozukluğu ile hastalar doktor doktor dolaşır, çantalar dolusu ilaç alır ancak ciddi bir düzelme olmaz. Stressör faktörler devam ettikçe mevcut hastalıkta devam eder. Tarihte histeri olarak da bilinen bu rahatsızlık genellikle 30 yaşından önce başlar ve yıllarca değişik bedensel yakınmalarla devam eder gider. Psikiyatri literatüründe Somatizasyon bozukluğu olarak bilinen bu rahatsızlıkta bir çok bedensel belirti ile giden yakınmalar vardır. En az dört alanda belirti tanımlanır.

Baş, karın, sırt, eklem ağrıları, mide, bağırsak yakınmaları vardır. Ağrı dışında en az bir cinsel yakınmada eşlik eder. Kadınlarda adet düzensizlikleri, ağrılı adet görme bulantı kusama ile giden gebelikler geçiririler. Erkeklerde ise sertleşme bozukluğu ve ejekülasyonla ilgili bozukluklar sıkça karşımıza çıkar.

Ayrıca ağrının dışında mide barsak hareketlerinde bozulmadan tutunda bulantı kusma ve ishale varan belirtiler sıkça karşımıza çıkar. Ancak burada görülen belirtilerin zannedildiğinin aksine amaçlı olarak ortaya çıkarılmadığının bilinmesi gerekir. Gerçi amaçlı olarak belirtileri çıkaranlar da vardır. Onlara somatizasyon bozukluğu demiyoruz zaten. Bu çoğul bedensel yakınmalar bilinen herhangi bir tıbbi duruma bağlı değildir. Yani bu şikayetlerle başvurulan hekimler belirtilerin ardında herhangi bir hastalık bulamamaktadırlar.

Bu hastalar genellikle yakınmalarını renkli ve abartılı kelimelerle dile getirirler. Etrafınızda tiyatral olarak bunu yaşayan insanlar olmuştur. Hiç böyle karın ağrısı tarifi duymamış oluğunuzu fark edersiniz. Bu hastalar genellikle aynı anda aynı hastalık için bir çok hekime başvururlar bu yüzden karışan tedaviler bazen hastalığın seyrini bile etkiler ve hastalık tablosu hekiminde kafasını karıştırır. Bu yüzdende uzayan ve bitmeyen bir tedavi süreci hasta için hem madden hem de manen bir yük olur.

Mevcut bu yakınmalar sık sık film çektirmeye sık sık hekime müracaat etmeye yol açar. Mevcut yakınmalarla uyumlu bir laboratuar bulgusu ise çoğunlukla yoktur. Bu nedenle de hastalar hastalıklarının tıp tarafından bile keşfedilemediğinden yakınırlar. Bazen geriye dönüp bakıldığında bir yığın müdahalelerde bulunulduğu fark edilebilir. Hatta bazen ameliyat edilmiş hastalarla bile karşılaşırız.

Bu hastalığın sıklığı %0,2'den %2'ye kadar değişen oranlarda verilmektedir. Uzun süren ancak dalgalı bir seyir gösterir yani belirtiler bazen çok ağırlaşır. Kişinin işi gücü aksar ama genelde hep halinden ve hastalıklarından şikayetçi insanlar olarak karşımıza çıkarlar.

Bu durum kadınlarda erkeklerden daha sıklıkla karşımıza çıkar. Ancak nadiren de olsa görülebilen erkekler vardır ki bu hastalar genellikle çok daha dramatik seyrederler. İşleri bozulur. Üzerlerine düşen vazifeyi hastalıkları nedeniyle yapamazlar. Ve sosyal uyumları bozulur.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-25-2006, 03:16 PM   #20
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Stres


Çağdaş yaşamın önemli sorunlarından biri olan stres, bireylerin özlemleriyle çevresel koşullar arasında bir uyuşmazlık durumuyla ilgilidir. Stres genel olarak bireyin çevresinden gelen uyaranlara uygun veya etkili bir biçimde cevap verememesidir.

Stresin kavramsallaştırılmasında ortaya çıkan çeşitli yaklaşımlardan bir kısmı stres yaratan faktörlere odaklaşmış ve bunlardan bazıları fiziksel uyaranları (Cannon, Selye, vb.) öne çıkarmıştır; bu çerçevede stres 'uyaranlara spesifik olmayan tepki1 veya 'genel uyum sendromu' (Selye) olarak tanımlanmıştır. Diğer bazıları da psiko-sosyal uyaranları (Menninger, Lazarus, vb.) öne

çıkarmıştır; bu çerçevede stres halinde organizma üzerindeki baskı ve bu baskıdan doğan gerilimde dış uyaranlar yanında bireyin içsel-psişik süreçlerinin rolü vurgulanarak (Lazarus) bilişsel bir açıklamaya gidilmiştir.

Ancak stresin karmaşık bir olgu özelliği göstermesi ve pek çok bilim dalının ortak inceleme alanına girmesi, daha yakın yıllarda inter-disipliner yaklaşımlara yol açmıştır; örneğin Dolan ve Arsenaut'nun (1980, 1992) sentetik yaklaşımı. Bu yaklaşım stresi, dört grup değişkenle ilişkilendirmiştir.

Birinci grup çevresel gerekler ya da daha somutçası işin özel koşullan; ikinci grup, bu gerekleri azaltıp çoğaltan bireysel özellikler; üçüncü grup ilk iki grup değişkenin etkileşiminin psikolojik, fizyolojik veya davranışsal planlarda yol açtığı sonuçlar ya da gerilim belirtileri ve semptomları (stresin kısa vadeli sonuçları); dördüncü grup önceki değişkenlerin etkileşiminin uzun vadedeki bireysel ve örgütsel sonuçları.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Psikolojik Sorunlar.. jockeя Eskiler (Arşiv) 35 02-14-2008 07:21 PM
Sorunlar AŞilacaktir DHeMLy-CHaY Eskiler (Arşiv) 0 02-06-2008 06:38 PM
Sorunlar bitmiyor DHeMLy-CHaY Eskiler (Arşiv) 0 11-15-2006 05:20 PM
Oyundakİ Sorunlar tyreal Eskiler (Arşiv) 0 07-27-2006 11:48 PM
Erkekler Ve KÜÇÜk Sorunlar Tathar Elanessé Eskiler (Arşiv) 1 02-01-2006 05:23 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:33 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.