|
Efsaneler ve Korku Hikayeleri Şehir efsaneleri, geçmişteki inanılmaz olaylar, tarihi değiştirecek nitelikteki efsaneler.. Günümüzden gerçek olaylar veya anlatılanlar.. Daha fazlası için içeriye bi göz atman gerekli |
|
Konu Seçenekleri | Görünüm Şekli |
08-19-2007, 05:31 PM | #11 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Kanlı Gömlek Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bi kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyo, soyadı yok) Dilek bi gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş. Yalnız korkunç da yağmur yağıyomuş bu arada. Kızın önüne bi araba yanaşmış. İyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, Yanlış anlamayın ne olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar bırakayım demiş. Dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyiniyetine inanmış ve arabaya binmiş. Yolda sohbet filan etmişler. Hoşlanmışlar birbirlerinden. Çocuk, Lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı demiş, Dilek kabul etmiş taabi. Sohbet iyice koyulaşmış. Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler. Dilek çok etkilenmiş çocuktan. O hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, Ay benimki mi arıyo? diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış maalesef. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, Belki numaramı kaybetmiştir, n'olucak ki ben arasam deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamaklı bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. Anlattıklarından Dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. Keşke eve bıraktırmasaydım. Benim bunun sorumlusu diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, En azından başsağlığına gideyim bari diye düşünmüş. Ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş. Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, Bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz? Onu gerçekten çok sevmiştim demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. Ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. Sürekli de, Onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm diye tekrar ediyomuş kendi kendine. Artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. Ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. İnanamamış bu duruma. Heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım diyerek yeniden yıkamış gömleği. Ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş.....
|
08-19-2007, 05:31 PM | #12 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Cinler Büyükbabam köyde oturduğu için köyde her zaman olan şey ahır veya ağıldır. Bunları da otlatmak için bir çobana ihtiyaç vardır.
Bir gün büyükbabam bir çoban almış yanına çobanda kamburmuş sen bu işi yapamazsın yaparım der demez büyükbabam bunu yanına almış. Büyükbabam bunu işe aldığının 7.gününde bu çoban rüyasında aynen şimdi anlatacaklarını görmüş.. 7 tane CİN bizim evin tam ortasında "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA" diye kendi kendilerine oynuyorlarmış.Bizim çobanda onlarla beraber oyuna katılıp çarşambadır çarşamba diye oynamış cinlerin arasından birisi demişki "Bu bizim sözümüzü dinliyor buna bir iyilik yapalım" demiş.Diğer cinlerde tamam der demez cinlerden biri bu çobanın kamburunu düzeltmiş.Düzeltir düzeltmez Çoban uykudan kan ter içerinde kalkıyor ve birde bakıyor ki kamburu yok çok seviniyor tabi garibanım... kamburu yok oldu ya bunu anlatıyo işte büyükbabama ertesi gece bu çoban tekrar yatağına yatıyor aynı rüyayı tekrar görüyor fakat bu sefer CİNLER o günün perşembe olmasına rağmen yine "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA DİYE oynuyorlarmış çoban yine girmiş aralarına ve aynen şöyle demiş "TAMAM DÜN ÇARŞAMBAYDI AMA BUGÜN PERŞEMBE HADİ PERŞEMBE DİYE OYNAYALIM DEMİŞ" CİNLER HİÇ ORALI BİLE OLMADAN YİNE "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA" diye oynamaya devam etmişler çoban iyice ısrar edince böyle yapalım diye cinlerden biri aniden "ADAMIN YANINA GELMİŞ VE DEMİŞKİ DEMEK SEN BİZİM DEDİĞİMİZİ DEMEZSİN HA AL SANA BİR MAHLUK DEYİP TEKRAR ESKİ HALİNE YANİ KAMBUR HALİNE GETİRMİŞ" tabii sabah kalktığında da aynı eski haline dönmüş bu gerçek bir olay yani arkadaşlar ne bir rivayet ne de bir efsane..... |
08-19-2007, 05:32 PM | #13 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Falci Olay 1999 yazında gerçekleşmişti. Ben bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle *******i geç yattığım için öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:
-"falına bakmamı ister misin?" Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken.Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı: -"falına bakmamı ister misin?" Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi: -"falına bakmamı ister misin?" Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde “hayır” diyerek arkamı döndüm .Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına "benim falıma bak" dediğini duydum. “Duydum” diyorum çünkü o 3-5 saniye arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım kolumu tutarak benim de baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir “Rıdvan”(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın aynen şunları söyledi: -falına bakıcam! Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına; "-niye"dedim. Kadın buz gibi donuk sesiyle “-çünkü az önce istediğini söyledin” dedi. Az önce kaynağını bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye başladı. Ve aklımdan ““neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten”” denen o en tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına “TAMAM” dedim. Kadın hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü. “Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma.” İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum ama mümkün değildi. Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Ve sonra sanki bana acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bi an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi: “Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen çok uzaklardan bir haber alacak. Ve en son söylediği söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak. Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim.2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü. Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya'ya gitti. Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki. Son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım .Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi. Yanmış yıkık dökük içinde şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun. ÇÜNKÜ O GÜNDEN SONRA SAĞ ELİMDEKİ KOKU HİÇ ÇIKMADI...... |
08-19-2007, 05:32 PM | #14 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Gerçekmiş Kurt adam ve vampir hikayesinin aslında İngiltere' den çıktığını biliyor muydunuz. Evet 1970 li yıllarda adamın biri ismi bilinmeyen bir hastalığa kapılmış ve yaşaması için devamlı kan alması lazımmış bunun için de ömrü boyunca hastanede kalmak zorundaymış. Bu olay başına gelen kişi de doktor kendisi üstelik.Neyse adamda yüzünde ve suratında tüylenmeler başlamış ve yukarıdan yan dişlerinin ikisi hastalıktan dolayı kurt köpeklerindeki gibi uzamış artık doktorlar öleceğni söylemişler ve sonunda *******i dışarıya çıkıp insanların evlerine girip ısırıyor ve kanlarını emiyormuş ve bu olay gerçekmiş ve bir çok hikaye buradan yola koyularak uydurulmuş...
|
08-19-2007, 05:32 PM | #15 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Bir askerin drami Görevli bir mutemet astsubay bankaya gidip taburdaki askerlerin maaşlarını çekmiş. biliyosunuz, askerlere ödenen rakamlar çok düşüktür ama bunlar bir araya gelince hayli yüklü bir meblağ olur. adam bankadan çıktıktan sonra evi yolunun üzerinde olduğundan şoförüne eve uğrayacağını söylemiş. niyeti rahat rahat bi tuvalete girmekmiş adamcağızın. Eve geldiğinde karısının küçük oğluyla banyoda olduğunu görmüş. büyük oğlu da oturma odasında legolarla oynuyomuş. astsubay para çantasını oğlunun yanında bırakıp tuvalete girmiş. ancak geri döndüğünde zavallı adam inanılmaz bir manzarayla karşılaşmış. oğlan çantadaki deste deste paraları cayır cayır yanan sobaya atıyomuş. babasını görünce de sırıtmaya başlamış yaptığının ne menem birşey olduğundan habersiz yumurcak. astsubay hemen çocuğun elinden hızla çekmiş bond çantayı. ama çanta neredeyse boşalmışmış. yaşadığı şokla oğluna hızlı bir tokat aşketmiş astsubay. tokadın şiddetiyle savrulan çocuğun kafası sobanın kenarına çarpmış ve oracıkta ruhunu teslim etmiş. yaptığından bin pişman astsubay küçük oğlunun kalbini dinleyip de atmadığını görünce çılgına dönmüş. o an kemerinden beylik tabancasını çıkarıp bir saniye bile duraklamadan kurşunu kafasına sıkmış. Silah sesini duyan karısı koşarak odaya gelmiş. zavallı kadın oğlunun ve kocasının yerde kanlar içinde yattığını görmüş ve ne yaptığını bilmeden bağırıp-çağırmaya başlamış. o sırada banyoda yıkadığı küçük oğlu gelmiş aklına. hızla banyoya koşmuş ama maalesef oğlunun, küvetin içindeki, suya yüzükoyun paralel vaziyette cesediyle karşılaşmış. birkaç dakika içinde yaşadığı bu zincirleme felaket sonucunda aklını kaçırmış kadın ve hayatının geri kalan bölümünü akıl hastanesinde geçirmiş
|
08-19-2007, 05:32 PM | #16 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Misafir cinler \" Size anlatmak istiyorum. Çok güzel bir gündü en sevdiğim arkadaşlarımı evime çağırmıştım. Beraber çay içeriz oturup dertleşiriz diye düşünmüştüm. Beklemeye başladım. Tabi boş durmuyordum müzik dinliyor günün keyfini çıkarıyordum. Olacaklardan habersizdim her zamanki ki gibi fondaki müzik her ne kadar hareketlide olsa içimde birşeyler oluyordu. Gündüzdü ama karanlıklar hissediyordum. Kapı çalındığında korkmadım desem yalan olur. Gelenler onlardı arkadaşlarım en sonunda geldiniz diyip eve konuk ettim onları bir kenara oturdular gülüp eğleniriz diye gelmişlerdi ama suskunlardı. Konuşturmak için çok çalıştım ama çabasızdı. İçeceğimiz bir bardak çayın bizi neşelendirebileceğini düşünüp oradan çay getirmek üzere ayrıldım. Garipti çünkü birbirleriyle bile konuşmuyordu. İçimi tarifsiz duygular kapladı neler oluyordu acaba. Yanlarına çaylarla geldiğimde ikisi birden bana öyle bir baktılar ki gözlerinde nefret vardı. Havayı dağıtmak istedim yine sustular. Tam o esnada arkadaşım çayını upuzun tırnaklarıyla karıştırmaya başladı. Tırnaklar gördüğüm an kaynar sular boşandı. Korkuyordum nasıl uzaklaşabilirdim... (Cinler insan kılığına girdiklerinde ya tırnakları uzun olur yada vücutlarının bir bölümü farklı olur) Son çırpınışlarımdı.Kaçmalıydım tam o esnada bugüne kadar sesine sinir olduğum kapı zili bana en güzel şarkılar gibi gelerek çaldı. Müsadenizle diyip kapıya yöneldim sessiz durmaları beni korkutmuştu ama kapıyı açmak son çaremdi. Kapıya yöneldim kapıda abim vardı. Hızla olayı anlattım hadi gidelim çabuk olmalıyız kaçmalıyız dedim içerde cinler var.Nerden anladın dedi. Kısaca önemsemeyerek uzun tırnakları vardı dedim. Abim hızla yüksek sesle tırnaklarını gösterip böylemi dedi. Ve o anda bayılmışım sonra geciken arkadaşlarım geldiğinde beni ayıltılar.
|
08-19-2007, 05:33 PM | #17 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Gecenİn KaranliĞinda 31 Temmuz 2005 Yiliydi Gece Tek BaŞima Hava Almak İÇİn YÜrÜyÜŞe ÇikmiŞtim.Önce Bİr Ses Duydum Ardindan Bİr Kedİ ÜstÜme Atladi Onu Firlattim Ama PenÇelerİnİ Çok KÖtÜ ÜstÜme BatirmiŞti Acidan Kivraniyordum.kedİyİ HirpalamiŞtim Daha Sonra KaÇip Gİttİ.yÜrÜyÜŞÜme Ürkerek Devam Ettİm.sankİ Takİp Edİlİyordum.arkamdan Bİrİ GeÇmİŞ Gİbİ OlmuŞtu Sankİ Arkami DÖndÜm Ama Kİmse Yoktu.ama Bİr GÖlge GÖrdÜĞÜme Emİndİm Yolda YÜrÜrken Bİr Fisilti Duydum.etrafima Baktim.yİne Kİmse Yoktu.artik YÜrÜmek DeĞİl Evİme Gİtmek İstİyordum.islik Çalmaya BaŞladim Bu İŞİ Yoldayken Çok Kez YapmiŞtim.her Islik ÇaliŞimda Garİp Homurtular Duyuyordum.ben Yoluma Devam Ederken O Sirda İlgİnÇ Bİr Şey Oldu.bİr Laam KapaĞindan ÇiĞlik Seslerİ Gelİyordu.korkmuŞtum Ama BaĞiramadim ÇÜnkÜ Erkek Adam HİÇ Bİr Şeyden Korkmazdi Hem BaĞirsam Bİle Çevrede Kİmse Yoktu Zaten BoŞver Deyİp GeÇtİm.gecenİn KaranliĞinda YÜrÜmeye Devam Edİyordum Ama ÖnÜme Bİr KÖpek Çikti.korkmadim Bu KÇpek Saldirmaz Dİye DÜŞÜndÜm Ama Saldirdi.bana DÖnerek Bİzden Bİrİ Olacaksin Dedİ Hayir BÖyle Şeylere HİÇ İnanmazdim.ama YanliŞ Duymadiysam Öyle Dedİ.benİm BİlmedİĞİm Bİr Şey Vardi O Da ÖlÜ OlduĞum.bu GerÇek Olayi Okumayin ÇÜnkÜ
|
08-19-2007, 05:33 PM | #18 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Undula Mezarlığındaki Korkunç oLAy Olay geçen yüzyılın başlarında,Basmalkap\'ın ücra bir kasabası olan Undula\'da gerçekleşmiştir.. Undula\'nın bildiğiniz taşra kasabalarından bir farkı yoktur. Halk gündüzleri rutin işleriyle uğraşır.Akşamları herkes evlerine çekilince ortalık sessizleşir. ******* de çok sıkıcıdır.. Kış dişlerini göstermeye başlamıştı,hava rüzgarlı ve yağmurluydu. O gece kasabanın barı tenhaydı. Demircinin kalfası Bot Mandaval,iki genç arkadaşıyla bir köşede oturmuş piyizleniyordu. ordan burdan konuşuyor,ara sıra da gülüşüyorlardı.. Gece ilerledikçe mevzular tükendi,geyik faslı başladı..Gençler cesaret konusuna girmişler,mandıracının oğluyla,kumaşçının tezgahtarı birbirlerine girmişti bile ! O arada Bot,biraz sonra geleceğini söyleyerek kalktı gitti..Az sonra elinde demir bir kazık ve çekiçle döndü.\'\'Bakın!Ben şimdi gidip bu kazığı Bady Badala\'nın mezarına çakıp gelecem!\'\'dedi. Aklınca en cesaretlinin kendisi olduğunu ispat edecekti.. Yaşlı Bady Badala geçen hafta ölmüştü. Bot ona her zaman şakalar yapar, çok kızdırırdı..Undula mezarlığı kasaba dışında,insanların gündüz bile mecbur kalmadıkça geçmedikleri uğursuz saydıkları bir yerdi.. Arkadaşları Bot Mandaval\'ı gitmemesi için caydırmaya çalıştılarsa da fayda etmedi..Bot pardesüsünü giydi,çekiçle kazığı alarak yola çıktı..Yağmur hızla yağıyor,rüzgar ıslık çalarak esiyordu.. Bot mezarlığa yaklaştıkça korkmaya,kalbi küt küt atmaya başlamıştı.Neden bu işe kalkıştım diye kendi kendine kızıp küfrediyordu..Bir an önce şu kazığı çakıp hemen bara dönmekten başka birşey düşünmüyordu.Daha geçen hafta geldiği için mezarın yerini kolayca buldu ve aceleyle kazığı mezara çaktı... Bu arada arkadaşları Bot\'un mezarlığa gidemeyip,yarı yoldan geri döneceğini konuşup gülüşüyorlardı...ama aradan epey zaman geçip te Bot\'un hala gelmemesi üzerine endişelenmeye başladılar. Bot kazığı çaktı ve hemen arkasına dönüp oradan uzaklaşmak istedi ama o ne ,yerinden kıpırdıyamıyordu Bady\'ye yaptığı tatsız şakalar hızla aklından geçti..Bady,Bot\'u sımsıkı tutmuş bırakmıyordu.Bot\'un kalbi patlamalı motor gibi atıyordu,korkudan dönüp arkasına da bakamıyordu.. Şafak söküyordu,bardakilerin merakı had safhaya gelmişti..Erken kalkmış kasabalılarla mezarlığın yolunu tuttular... Kasabalılar önce mezarlıkta kimseyi göremediler ama Bady Badala\'nın mezarına yaklaştıklarında karşılaştıkları manzara korkunçtu..Zavallı Bot Mandaval\'ın gözleri yuvalarından fırlamış,yerde cansız yatıyordu,uzun süre tırmalamaktan toprakta çukurlar oluşmuştu. Evet ,Bot kazığı çakmıştı çakmasına ama aceleden pardesüsünün eteğini de beraber !!!...
|
08-19-2007, 05:33 PM | #19 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
hayatınızın anlamını bilin!!! birgün yolda yürürken o güne kadar farketmediğim bir mezarlık gördüm o anda titrediğimi hissettim ve omzumda soguk bir elin varlığıyla irkildim. Arkamı döndüğümde 60 70 yaşlarında bir adam bana mezarlıkta bir yakınımın olup olmadığını sordu.Bende hayır dedim.Daha sonra emin olup olmadğımı sordu ve ben eminim dedim adam onla birlikte mezarlığa gelmemi istedi ben gerçekten çok korkuyordum olan bitene bir türlü anlam veremiyordum ama adamın dediğini yapmaya karar verdim birlikte çalılıkların arasından geçerek iki mezarın bulundugu bir yere geldik ve o mezarlıklara dikkatle bakınca mezar taşlarından birinde adımın yazılı olduğunu gördüm adama bu olayın bir şaka olup olmadığı sordum ama o bu sorumu ciddiye almayınca bende diğer mezarın kime ait olduğunu sordum. adam boguk bir sesle o benim mezarım dedi ardından beni hatılıyormusun diye sordu. bütün gücümle hafızamı yokladım fakat bu yaşlı adama ait hiç bir bilgim yoktu artık elimin ayagımın tutmadıgını fark ettim ve ona kim oldugunu sordum. yüzüme bakıyor fakat cevap vermiyordu korktum ve kaçmaya çalıştım ama tekrar tekrar o adamın yanına geliyordum kaçamayacagımı anladım ve korkudan bayılmışım gözlerimi açtıgımda hastahanedeydim yanımda annem ve babam vardı onlara buraya nasıl geldiğimi sordum benim bir kazadan son anda kurtulduğumu söylediler yanımda 60 70 yaşlarında bir adamın ölü olarak yattığını gördüm dikkatle bakınca bu adamın mezarlıkta gördüğüm adam oldugunu farkettim bu adamın kim olduğunu sordum bana benim hayatımı son anda kurtaranın bu adam olduğunu ögrendim.ve inanınki bu olay tamamen GERÇEK...
|
08-19-2007, 05:35 PM | #20 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Teşekkür Edilme: 143 Teşekkür Aldığı Konusu: 89
Üye No: 43266
Rep Power: 12047
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
YaŞ 666 Uyari:18 YaŞindan KÜÇÜkler Okumasin. 6 Hazİran 2006 GÜnÜ Fahrettİn Beyİn YaŞ GÜnÜydÜ.yaŞ GÜnÜ İÇİn BÜtÜn Hazirliklar Yapildi.fahrettİn Bey Eve GelmİŞtİ.yaŞ GÜnÜ YaptiĞimizi GÖrÜnce SevİnmİŞ Gİbİydİ.benİ ÇaĞirdi Aysel Kazandİbİ Verİr Mİsİn Dedİ.bende ŞaŞirdim.kazandİbİ YaptiĞimi Nerden Bİlİyorsunuz Dedİm O Da KonuŞalimmi Dedİ Tamam Dedİm.ben KaÇ YaŞindayim Dİye Sordu.bende 66 Dedİm O Da Emİnmİsİn Dedİ.bende Evet Dedİm O Hayir 666 Dedİ Ben Şakalariniz Çok İyİ Dedİm O Da Şaka DeĞİl Dedİ Ben...ben Dedİ Ve Aynaya Bakti Ama...ama.o Aynada GÖrÜnmedİ Tam BaĞiracakken Benİ Tuttu Şİmdİ Tam Zamani 123456 Dedİ Ben Sonra Yerde Uyandim ÖnÜmde Fahrettİn Bey Vardi.bana RÜyamda Ne GÖrdÜĞÜmÜ Sordu.ama Nerden Bİlİyorsunuz RÜya GÖrdÜĞÜmÜ Dedİm O Da Onu Birak Aynada Nasildim Dedİ Ben KaÇmak İstedİm Ama KaÇamadim Aynaya Bak Dedİ Baktim Ama Aynada Yoktum...
|
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|