![]() |
![]() |
#191 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Şarkıları nasıl öldürdüğümü bil istedim
Ben geldim, Son kez... Senden vazgeçtiğimi görmen için. Şarkıları nasıl öldürdüğümü bil istedim, Elimin asıl sahibine ulaştığını hisset, Kahrol istedim.. Bu bahar tükenmene müsaitmiş meğer. Geçkalmışlığın sükuneti buralarda bir yerde olmalı... Söylesem tesiri yok, Sussam gönül razı değil,fuzuli.. Şu yaraların dili olsa da konuşsa. Ben geldim, Son kez... Sızın,kızgınlığın.. Keşkelerin darbelerine rağmen Sıkı sıkı sarıldığın.. Yanlışın,yanılışın. Böyle vuslat olmaz! Yürekte koca bir darağcı, İçimde yapayalnız yalnızlıklar, Dilde avaz avaz susulan çığlıklar, Elde avuç dolusu yarım yamalak bi sevda haritası, Ha birde ruhta fire vermiş dikiş izleri.. Kirli bir sevdanın kara yazısısın üstelik! Ben geldim, Son kez... Ama o şarkı hala aynı tatta acıtıyorsa, Hala aynı ahlar çırpınıyorsa dilimde, Ne ilk pişmanlığım, Nede son şiirim bu sana. Biraz eksik, Biraz fazlayım, Yinede burdayım ...
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#192 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Neden gitmeme izin vermiyorsun
Aşkın keskin yanına mı rastlanır hep? Rastlanır da gidip her defasında kanatılır mı bu yara?.. Nerden çıktın "sen"? Gidişin neden gelişin kadar sessiz değil? Neden gidemiyorsun? Neden gitmeme izin vermiyorsun?... Tutma ellerimi,üşümüş ellerinle... Dokunma saçlarıma ,içimi ürpertme... "gitme" deme titreyen dudaklarınla... Bakma gözlerime... Öpme!.. Yapamam ... Gidemem...
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#193 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kal derim
Ufuklarda uzanan son bir masala takıldı kanatlarım, Gecenin sadeliğine vuruldu yüreğim, Parlamasını bilmez, Bitmiş tükenmişim.. Dur derim durmaz, Vur derim vurmaz bu zavallı yüreğim. Kal derim, Gecenin koyu mavisinde kal derim, Susmaz, kalmaz, atmaz, Boşadır takılan kanatlarımdaki yalan umutlarım, Boşadır kendini bilmez sandığım şu zavallı yüreğim. Sus derim susmaz, Vur derim vurmaz....
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#194 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Nereye aşkımı itiraf etmişken
Nereye daha yeni sevmişken, Nereye sevdama umut ekmişken, Nereye kederlerimi silmişken, Nereye aşkımı itiraf etmişken… Gerçek aşkımı sende buldum ben, Rüyalarımı senle gördüm ben, Acıları senle unuttum ben, Nereye hüznümü kalbime gömmüşken… Nereye aşk şarkıları söyleyen kuşlar, Nereye sevdamıza hayran bakışlar, Nereye dilek tuttuğum yıldızlar, Nereye aşkımıza şahit *******… Hayat tadını senle bildim ben, Yalnızlığımı senle sildim ben, Sonsuz huzura senle erdim ben, Nereye mutlu yuvama yeni girmişken
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#195 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir cekiliş vardı
Kucağımda biriktirdiğim kan kristalleri cansuyuna attığım Sirke tadında gülücüklerim yeleğinin cebine sıkıstırdıgım Bir ihanet yoktu ,bir kraliyet ve kehanet evet kehanet Bir cekiliş vardı , kayboluş, kristallerden gelen haykırış... İlmimden ,kederimden ve nefesimden korkuyor , bir adım atıyorum Her adımda onceki adımımı silmeli yoketmeli hep Küfrümü dinleyip; telaffuz edemedigim bir sozcuk girdabı yolumdan alıp sonsuzluga goturmeliydi hep , ama olmadı hiç.. olmadı .. Cünkü sen gitmeleri sevdin ..
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#196 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kayıp ilanı asılı gamzelerinin gizinde
Kuruyorum soframı ayışığı vurmuş ihanetinin yüzüne Kayıp ilanı asılı gamzelerinin gizinde.. Göğsümde ise ay vurgunu bir esaret Nefessiz kalmış seni özlemlerim.. Nefretsiz .. Soğuk bir yalnızlık kurşunuyla.. Siradışı gecmisler ve kokulu ümitlerle dolu Karanligin yüzü vurmus yanılgılarıma.. Yarına gitmeyeceğim, Düşlerimi kaybettim hüzünün ay ışığında Vakit artık kızıl hüzün.. Kurgulanmaya sığmaz hayaller Yüreğim bu kederli yolculuğun en mahzun istasyonunda.. Ne bir isyan ne bir dilek, Yalniz bir yas sensizliğe; gözlerimin icinde, Bütün kimsesiz kelimelerin ortasında yaralarımla tek başımayım, Yüzlerce sesin yankısı geçiyor çığlık çığlığa yüreğimden.. Soruyorum duvarlara seni anlamsiz ifadelerle... Aciyorum kapiyi sessizce duymayan kulaklarla, Bakiyorum , mukadder yalnızlığa kapanan gözlerle.. Sezlenişler yüklü, hayalerimin kanatlarındaki yüreğim Yağmur hüzünlerinden intikam alma gücüm kalmadı.. Ama düşlerim hala Şiir; gümüş-mavi çizgili
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#197 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() bezgin düşler bırakıyorum sana giderken
bezgin düşler bırakıyorum sana giderken hiç gelmedim say küflü anılar gibi kaldır tozlu raflarda sakla yaşanmamış *******imizi suskularıma inat yeni bir aşk yarat ay Tanrı’sı ol benden sonra Tanrıçalar güneş doğursun sana Ilgaz’dım başı dumanlı, hırçın nergizler açardım her bahar saçlarım sümbül Rize yeşili bir tutam umut olancası karanfil katardım sabah çayına sigaram gül tadı mahmur sabahlara uyanmadık seninle vakur ve mağrur oturmadın karşımda bu muydu aşkın adı? eksik bir şeyler mi kalmış bu masalda yoksa biz mi unuttuk yıllar yoruldukça? ... istersen anma hiç, unut gitsin iki eli kanda bırak anıları balta girmemiş orman olsun kurda kuşa yem et sevmelerimi o delicesine sevda unutulmuş bir efsane kalsın ben toplayıp kırıntılarını yüreğimin gidiyorum şimdi... gayrı yeni bir rüyan olsun her sabah anlat güvercinlere -alnı al pürçek yana taramış kakülü on parmağı kınalı bir gelin kahve sunar gümüş tepside nazlı nazlı salınan bir deli gülüş bir hayal kaldı gidenden geride- ben yine sürgünüm hiç bir tapınak almaz içeri bir kaç damla düşer göl olur yalnız kalışlarım heybem rüzgar dolu güneşli baharlardan kalma ellerim yıldız yeni şafaklara gebe şimdi gidiyorum yine savaşçı olacağım gül pembe değil ayrılıklar sana susmalarımı bıraktım haykıracak sevmelerimi unutamıyacaksın biliyorum...
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#198 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() *******de Feryatlar
*******DE FERYATLAR *******de yasarim yanlizligimi , Gecenin kara, sessiz dostlugunda, Iclerinde sefer tasi yanlizliklarla, Sessizlige burunmus tum sokak. Karanlikda karsi evlerin penceleri, Geceden korkan evler, Birbirlerine destek olmak icin, Omuz omuza vermisler. Sanki onlar degildi, Gun boyu elele halay cekenler. Gece ve karanlik vede sessizlik, Onlarida etkilemis besbelli. Onlar ki demir ve beton yiginlari. Feryat eden yanliz benim yuregim mi? Kabus gibi bir feryat bu, Yanliz benim duydugum, Sessizlikten daha sessiz, Sonsuza acilmis agizdan, Duyurulamayan, duyulmayan, Caresizligin cesaretlendigi feryatlar.
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#199 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() gün olur giderim ... bir şiir kalır sadece benden gün olur hoşça kal demeden kalır tüm anılar yerde ellerinde ateşten yelkovan kurusu... gün olur giderim bana ait hiçbir şey bırakmadan yerde her şeyiyle duru bir sabaha yalvar yakar olmadan siyah beyaz anılardan geriye kalırcasına... ne kadar yakına gitsem de izin kalmayacak gibi giderim.... umurumda olmaz umurunda olmaması.. gitmek ölümden öte kalırcasına.... mavilerde kalmak bir ömür.. yok olduğun her yerde deniz ışığında..... veda etmez hiçbir el tüm yorgunlukları göze alarak.... gün olur giderim, elimde yelkovan kurusu mevsim dışı gülüşler kalır.. yokluğunun her akşamında... karanlıklarda varlığının uzak olduğu bir yerde yavaşça batıyor gün.. zamanı mı dersin şimdi? giden yok sende giden çok.... şimdi uzak bir yerden geliyor sesin gün olur giderim hiçbir şey söylemeden kalmasın sızı içinde gün olur gidersin sende
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#200 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2832
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yalnız Bir Opera
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim İmrendiğin, öfkelendiğin Kızdığın, ya da kıskandığın diyelim Yani yaşamışlık sandığın Geçmişim Dile dökülmeyenin tenhalığında Kaçırılan bakışlarda Gündeliğin başıboş ayrıntılarında Zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu. Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim. Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren, Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana Bütün kazananlar gibi Terk ettin. Yaz başıydı gittiğinde, ardından, Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum. Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu Yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından Kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine Çerçevesine sığmayan Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu. Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi Ucucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük Usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, Belkide ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma. Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat:16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda. Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını Takvim tutmazlığını Aramızda bir düşman gibi duran zamanı Daha o gün anlamalıydım Benim sana erken Senin bana geç kaldığını. Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, Alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıstı. Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk. Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık. Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize. Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak? Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz. Kış başlıyor sevgilim Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan Oysa yapacak ne çok şey vardı Ve ne kadar az zaman Kış başlıyor sevgilim İyi bak kendine Gözlerindeki usul şefkati Teslim etme kimseye, hiçbir şeye Upuzun bir kış başlıyor sevgilim Ayrılığımızın kışı başlıyor Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime. Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak, Yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak, Camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak.... Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır Çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır İçimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun Para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar Bir aşkı yaşatan ayrıntları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz Çıplak bir yara gibi sızlar paylastığımız anlar, Eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar Korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara, Çağrışımlarla ödeşemezsiniz. Dışarda hayat düşmandır size İçeride odalara sığamazken siz, kendiniz Bir ayrılığın ilk günleridir daha Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup Kulak verdiğiniz saat tiktakları Kaplar tekin olmayan göğümüzü Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç Suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz Bakınıp dururken duvarlara Boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek, Unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani, Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında Kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına, Başımıza gelmiş bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya Kendimizi hazırlar gibi. Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi Ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken, Ve kazanmış görünürken derinliğimizi Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde Bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar O tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi Hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar Göremeseniz de, bilirsiniz Hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar. Bana zamandan söz ediyorlar Gelip size zamandan söz ederler Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onalar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman alır sizden bunların yükünü O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir. Gün gelir bir gün Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide O eski ağrı Ansızın geri teper. Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten bitmissinizdir. Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır olmuş Saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Günlerin dökümünü yap Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini Kim bilebilir ikimizden başka? Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış Bir ilişkiyi, duyguların birliğini, Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Bunlar da bir işe yaramadıysa Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Solgun yollardan geçtim. Bakışımlı mevsimlerden İkindi yağmurlarını bekleyen Yaz sonu hüzünlerinden Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim Geçti her cağın bitki örtüsünden Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından Bakarken dünyaya Yangınlarla bayındır kentler gibiyim: Çicek adlarını ezberlemekten geldim Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların Unuttuklarını hatırlamaktan Uzun uzak yolları tarif etmekten Haydutluktan ve melankoliden Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden Duyarlığın gece mekteplerinden geldim Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Yaram vardı, bir de sözcükler Sonra vaat edilmiş topraklar gibi Sayfalar ve günler Işık istiyordu yalnızlığım Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden. Karardı dizeler. Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde Ask yalnız bir operadır, biliyordum: Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım. Barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim Her adımda boynumdan bir fular düşüyordu El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk Birlikte çıkalan yolların yazgısıdır: Eksiliyorduk Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim Her otelde biraz eksilip, biraz artarak Yani çoğalarak Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında Ağır ve acı tanıklıklardan Geçerek geldim. Terli ve kirliydim. Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de... Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları Ve açık hayatları seviyordu. Buraya gelirken Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim Atlarla birlikte terledim yolları ve *******i Ödünç almadım hiç kimseden hicbir şeyi Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri... panayır yerleri... Ölü kelebekler... Ölü kelebekler... Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim. Adım onların adının yanına yazılmasın diye Acı çekecek yerlerimi yok etmeden Acıyla baş etmeyi öğrendim. Yoksa bu kadar konuşabilir miydim? İpek yollarında kuzey yıldızı Aşkın kuzey yıldızı Sanırsın durduğun yerde Ya da yol üstündedir Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar Ölü yanardağlar, ölü yıldızlar Ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı. Aşkın bir yolu vardır Her yaşta başka türlü geçilen Aşkın bir yolu vardır Her yaşta biraz gecikilen Gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler Gözlerim Aşkın kuzey yıldızıdır bu Yazları daha iyi görülen Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler İlerlerim Zamanla anlarsın bu bir yanılsama Ölü şairlerin imgelerinden kalma Sen de değilsin. O da değil Kuzey yıldızı daha uzakta Yeniden yollara düşerler Düşerim Bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda Ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler Yaşamsa yerli yerinde Yerli yerinde her şey Şimdi her şey doludizgin ve çoğul Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi Şimdi her şey yeniden Yüreğim, o eski aşk kalesi Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden Dönüp ardıma bakıyorum Yoksun sen Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Şiir Arşivi...[creamng] | ¢яєαмιηg | Eskiler (Arşiv) | 72 | 10-26-2007 02:59 PM |
By PirincBurgeR'in ŞiiR Arşivi ! | PirincBurgeR | Eskiler (Arşiv) | 317 | 08-19-2007 05:59 PM |
Şiir Arşivi | GooD aNd EvıL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 08-19-2007 11:41 AM |
...::: WwW.CaKaL.Net & VaGrAnT_AdAnALı Özel Şiir Arşivi :::... | VaGrAnT_AdAnALı | Eskiler (Arşiv) | 204 | 07-28-2006 08:03 PM |
...::: WwW.ÇaKaL.NeT Şiir aRŞiVi :::... | VaGrAnT_AdAnALı | Eskiler (Arşiv) | 4 | 06-20-2006 10:56 AM |