04-20-2010, 03:18 AM | #21 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
DİNLE
Ne zaman nasıl sevdim seni bilmiyorum.Oysa ki yasaktın bana, yasaktım ben de sana. Bahar gibi çıkıp geldin, tam da karakışın ortasında.Sesini duymak öyle huzur vericiydi ki içimde binbir kelebek uçup,kanat çırpıyordu sanki. Heyecandan yüreğim kurudukça bahar yağmurları gibi yağıyordun ruhuma. Sonra güneş olup açıyordun.Rengarenk gökkuşağı gibi aşk olup sarıyordun tüm benliğimi...Gökyüzünde süzülen uçurtma gibi uçuyordum bende senin aşkınla.. Seninle konuşurken bile sesin sesime değdikçe nefesim kesiliyordu. Hep gülüyordum,güldürüyordun yüreğimi sen benim.Öyle benleydin ki, öyle sen olmuştum ki.. Dinlediğim şarkılara mı seni alıyordum yoksa sen mi bana şarkılar oluyordun? Sevdim işte seni, hiçte saklamadım,saklıyamadım...Seni sen olduğun için sevdim.Bana yalansız dolansız gelmiştin. Herşeyin en güzelini hissettirişini sevdim...Ahh keşke birde benim olsaydın... Olamadın....Olamazdın da...Yasaktın ama herşeye rağmen tatlıydın... Bilirsin zaman zaman karamsarlıklara düşerim ben, işte yine öyleyim...Neden kendimi yüreğinden taşındırılmış hissediyorum? Neden içimde ki bu acı? Neden? Bak bana!.. Gözlerimde yaş, yüreğimde yas var, hepsi sana... Bana hissettirdiğin gibi seviyorsan beni, tut elimi, sar beni..Hissettir bana aşkını yok et bu karamsarlıkları... Ya da yüreğine yeni bir levha as SAHİBİNDEN KİRALIKTIR diye.. DİNLE Dinle sevdiceğim Dinle!.. Ben seni Bu yüreğe Kiracı değil Sahibesi kıldım Sakın olaki Bu yüreği Aşk kumarın da Bozdurma... |
04-20-2010, 03:19 AM | #22 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Her Bakışımda...
Gözlerine her bakışımda; gökyüzünün gülümseyen çehresine umut yüklü bulutlar çizebilmek için sepetinde denizler taşıyan mavi yürekli bir çocuk, yemyeşil nehirler serpiyor gözlerime... Gökyüzüne her bakışımda; gözlerinin yemyeşil iklimlerinden yüreğime süzülen melekler, zümrütlerle bezenmiş kanatlarındaki elmas işlemeli sevda filizlerini ekiyorlar içime. Ve ben her sabah, daha da büyütebilmek için sevdamı, işte bu umutla kaldırıyorum başımı gökyüzüne... Ellerine her bakışımda; denizlerin ufukları kucaklayan sinelerinden, sonsuzluğun ab-ı hayatına müştak masmavi umutlar getiren tebessüm sesli martılar konuyor ellerime... Yüreğime her bakışımda; ellerine ömrümü sunduğum bir melek karşılıyor beni! Zarif kanatlarından sevda türküleri yayılıyor. Gözlerinden yedi veren güllerinin sıcaklığı süzülen bir minik kırlangıç olup götürüyor beni huzurun gizemli diyarına. Çoğalıyor umut! Önce bulut gibi Sonra yağmur Gökyüzü gibi sonra Gözlerin gibi! Ellerin açelya, ellerin erguvan Uzanır da ellerin Mutluluklar filizlenir Dokununca yüreğime... Yüreğine her bakışımda; tarifi imkansız baharlar yeşeriyor içimde! Menekşe bakışlı kır çiçekleri sarıveriyor her yanımı! Küçücük yürekleri mutluluğun sinesinde neşelendirmek için çırpınan yemyeşil parklara, turuncu oyunlar serpen yıldızlar beliriyor göklerimde. O şirin gülüşünle bana hayat veriyorsun! İnan ki Yar YÜREĞİME SIĞMIYORSUN... |
04-20-2010, 03:19 AM | #23 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Aşk Dedikleri
Aşk: en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o,adı kendisidir zaten.Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur.''Aşık oldum'' dediğiniz an akan sular durur,küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlar.Çünkü aşkın dili tektir.Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister.Nedir bu aşk denilen şey?Elle tutulmaz,gözle görülmezbir şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler?Aşk,hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir,bu yüzdende kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir.Daha ne olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrınıda çözerdik herhalde.Ama o zamanda aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu.Aşk hayata ve zamana karşı işlenen en büyük suç ortaklığıdır,aşk hayatın bütün tek düzeliğine,bütün sıradanlığına en soylu baş kaldırıdır.Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz.Ve elbette yaşanılan aşkı suçlamak,yargılamak,karala! mak da aşka yakışmaz.Bu önce haksızlık kendinize saygısızlık olur.İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını karşılık görmesede,acı çekeceğini hissetsede,yarın terk edileceğini bilsede,ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından.''SENİ SEVİYORUM'' diyebilmeli göğsünü gere gere.Aşk işte o zaman aşktır.Ve bunun doğrusu yanlışı yoktur,zaten aşkın kendisi doğrudur.Kime karşı duyuluyorsa bu aşk,doğru insanda işte odur.Aşkın zamanı yoktur hep hazırlıksız yakalar insanı.Evli olmanız,sevgilinizin olması,bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya çalışmanız,bağlılıktan korkmanız,ailenizden çekinmeniz,hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiçmi hiç umrunda değildir.İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelme yürekliliğidir,belkide yeni hayata geçebilme yoludur...Aşkın ne zaman geleceği belli olmadığı gibi,ne zaman gideceğide hiç belli değildir.Fazla vakti yoktur onun,uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülüde yoktur.Bir başka göze bakmaya bir başka tene dokunmaya baş! laması okadar da zor değildir... Aşktan değil onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savunun aşkınızı. Biliyormusunuz hayat zaten kocaman bir yalan.Bu kadar sahteliğin içinde gerçek ve doğru olan tek güzellik AŞK lütfen ona haksızlık etmeyin.Aşkına,sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme.''SENİ SEVİYORUM'' demek için geç kalma! Sevgiyle kal... |
04-20-2010, 03:19 AM | #24 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Aşkın güzelliğini ayrılığa bile aksettirmek mümkün mü? Bir kadında bu kadar güzel duygular yaratmak, öyle ki terk ettiğinde bile sana tapıyor olsun. İşte böyle olmalı bir erkek:
------ "vakit ayir(a)madiysan da saglik olsun. vardir bir bildigin... sana hep inandim ben.. gorusebilseydik, asagida okuyacaklarini soyleyecektim sana.. iste kalbim, masanin uzerine koyuyorum yine.. hic saklamadigim, aslinda senin bildigin “ben”... “tesekkur”ler, “keske”ler ve isin asli.. “tesekkur”ler - olmani istedigimde –kendi isteginle- yanimda oluverdigin icin - tophane, fransiz sokagi, pia, sinema, on numara, ortakoy, bekri, kupeste’deki mesafeli yakinliginla kalbimi titrettigin icin - beni “isik” diye tanimladigin sure icin - hayatini benimle paylastigin zamanlar icin - takside verdigin sam fistiklari icin - elimi avuclarinin arasinda erittigin icin - annenle konustugunda yuzundeki samimiyeti izlememe izin verdigin icin (o kadar guzeldi ki) - koluna girmeme, omuz basini opmeme, saclarini koklamama izin verdigin icin - gogsumun uzerinde uyukladigin icin - dudaklarimda biraktigin tat icin - bir tesekkur de “yukaridaki”ne.. zor zamaninda sana yardim etmesi icin dua ettigimde beni duydugu icin.. “keske”ler - uzun yollar yapsaydik demir atla ya da degerli’yle (*) - adana’ya gidip cilgin teyzenle tanisabilseydim - yollardan gelip yol yorgunluðu yasasaydik birlikte - tavla turnuvalarimiz olsaydi - sahillere gidip, tranquilla’da nehrin ustunde kahvalti yapabilseydik - pembe bluzumu giyip pembe rujumu surerken ben, sen aynadan beni izleseydin, ben bir gece sirf senin icin “guzel” olsaydim - sana surprizler yapabilecek kadar “zaman”im olsaydi - birlikte uyuyup birlikte uyanabilseydik - market alisverisi yapip evde yemek yapabilseydik - kis gecelerinde battaniye altinda film izleyebilseydik - seni askere ugurlasaydim gozyaslariyla - yuzume dolu dolu baksaydin, susarak anlasaydik birbirimizi - sonradan okudugumuzda cok gulecegimiz asker mektuplari yazsaydin sen bana - onca emek verdigin, “bir kadin icin yapilabilecek her seyi yaptim” cumlendeki kadin ben olsaydim da baska bir “son”umuz olsaydi aslinda ben seni kalbimde, aklimda degil, basimin uzerinde tasirdim. durmaksa durmak, gitmekse gitmek, kalmaksa kalmak.. ama seninle... borcum var sana.. beykoz’da krep.. hak kalmasin ustumde.. helal et. gelincik recelinin dibini bana getirecektin, tadimlik.. o senin, afiyetle.. o gece sana bagirdigim icin cok uzuldum sonralari... oyle ya, delikanlica anlatmistin karisikligini.. ama terkedilen bendim. ruhum o an bunu gormek istedi, seni anlamak yerine.. bir de gecenin kor vakti, eve kahve icmeye cagirdiginda suruklene suruklene ortakoy'e gelmene neden oldugum icin uzuldum sonralari.. “carpediem” iste... seni sana emanet ediyorum. “yukaridaki” zaten goz kulak olacak sana.. soz verdi bana : - isyerinde isler yolunda gidecek - istedigin fotograf makinesini en kisa zamanda alacaksin - derin sular seni bekliyor, ikinci yildiz yakinda.. - oben gelip ailenin yaninda olunca gonul rahatligiyla gideceksin askere ve askerde rahat bir yerde olacaksin - fistik ticaretinde isler yolunda gidecek, belki de adana’dan cikan ikinci “aga” sen olacaksin ben ne yapacagim: - bir sure geri donmeni bekleyecegim - gelmedigini kalbime gosterecegim. ( soyluyorum, anlamiyor, anlayacak. o kadar! ) - tansiyonumu normale dondurecegim.( dusuk dusuk, nereye kadar? ) - degerli’yle(*) yol yapacaðiz. - yillar sonra mugla’daki evimin verandasinda Duru’ya seni anlatacagim: “bak guzel kizim, bu resimde gordugun esmer adama ilk goruste asik oldum ben.. dusunsene, bir yerlerdeyken onu hatirliyor, o yeri onunla yasamak istiyorsun. 28 yildir hayatinda olmayan biri icin endiseleniyor, meraklaniyor, uzuluyor, seviniyorsun. “o” seni heyecanlandiriyor, kizdiriyor, ellerini titretiyor. sonra bir gun geliyor, senin gozlerinin icine bakarak, senin o’nun hayatina getirdigin sanstan, feribotta karsilastigi adamin hayata ve aska dair ettigi cumlelerdeki isaretten bahsediyor. gozlerin doluyor. karsinda, gecmisi ile bugunu arasinda kalan ve durustluk gosteren biri duruyor. sonra soguk bir istanbul gecesinde romantik sarkilarin calindigi bir konserde, soyledigi butun guzellikler icin ona tesekkur etmeye karar verip yanagina icten bir opucuk birakiveriyorsun ve o, nazikce elini tutuveriyor senin.. aglamak istiyorsun. guzel kizim, Duru kizim, masal gibi, degil mi? ve gunun birinde, bu koyu tenli Cukurova adami yalniz kalmak istedigini soyledi. gitti. hicbir sey yapamadim. o kadar aciksozluydu ki, kizamadim, kusemedim bile.. uzuldum sadece.. cok uzuldum.. bir dolu “keske” kaldi cebimde..” . . . iste boyle guzel gozlu sevgilim.. aslýnda bunca sozun bile adi yok, yeri yok. ozledim seni ben.. saclarinin kokusunu ozledim. buralarda cok aradim kokunu duymayi.. olmadi. yarin aksam cunda’ya gidiyorum. saclarinin kokusu ordadir belki, denize birakmissindir belki.. ozlemimi giderir bir sure... sonrasý mý? bilmiyorum. seni guzel anilarda hatirlayacagim ve iyilikle anacagim. ben senin “sans”indim, sen benim “huzur”um.. teget gectik birbirimizi “hic”, “yok”tan iyidir. umarim yok olmamissindir. asil guzellik; “iyi” olmak “iyi” kalmak.. |
04-20-2010, 03:19 AM | #25 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Ve Sen Seni İlk Tanıdığım Yerde Aynı Müzik Eşliğinde Vuruyordun Yüreğime.. O İlk Tanıştığımız Günki Gibi Beyaz Renkli Kıyafetlerin Vardı Üzerinde Ama Seni Güzel Yansıtmıyordu Üzerinde Yoğunlaşan Gözlere.. Senin Etkileyişin Kalplere Hitabın Duygularayken Yakışmıyordu Hitap Etmek Gözlere.. Kokun Yine Dünyanın En Güzel Kokusuydu Ama Beni Etkilemiyordu Bu Kez, Belkide Senin Kokuna Başka Kokular Karışmıştıda Ondan.. Bu Kez Heycan Değil Sadece Bir Burukluk Kaplıyordu Yürekleri, Yaşanamayan Her Güzellik Adına.. İçimde Derin Bir Köşede Kalmıştı Senin İzin Ama Bu Kez Senin Gözlerinde Başka Biri Vardı Sevgin Tükenmemiş Olsada.. Ne Acı Bir Olaydı Birçok İlki Bir Çok Heycanı Beraber Yaşayan İki İnsanın BİRBİRLERİNİ GÖRMEZDEN GELKİŞİ BİRBİRLERİNİ SELAMLAYAMAMASI BİRBİRLERİNE VEDA ETMESİ (allaha emanet oll DEMESİ).. Belliydiki ZAMAN VE KİŞİLER bizden çok şey alıp gitmişti.. Bakmaya kıyamadığım gözlerine bakamıyordum.. Seni Soranlara O ARTIK YOK YURTDIŞINA GİTTİ BİRDAHA DÖNMEYECEK DİYORDUM.SÖYLEYEMİYORDUM EVLENECEK OLDUĞUNU NİŞANLI OLDUĞUNU ÇÜNKÜ SENİ ÖYLESİNE KOCAMAN SEVİYORDUMKİ SENLE OLDUĞUM GÜNLERDEKİ BAĞLILIĞIMI AŞKIMIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ HERKES GÖRÜYORDU SADECE DELİSİN SEN DİYORLARDI.ŞİMDİDE KALKIP O NİŞANLI VE EVLENİYOR NSIL DİYEBİLİRİM , Öylesine Fırtınalar Koparan Bir Birlikteliğin Ardından Herşey Yok Oldu Son Buldu Diyemiyordum.. En Zor Aşkım En Deli Sevdam Diyordum Sana Sen En Zor Aşkım Ve Deli Sevdam Belkide Son Sevdam Olarak Kalacaksın ama Farkına Varmayacaksın.. Yarım Kalan Her Sevgi Böyle Büyürmü Bilmiyorum Elbette Ama 24 üncu Yaşımın Bıraktığı Yarımlılık Büyüyor Ben Büyüdükçe.. Senin YÜREĞİN MUTLU Benim İse Yüreğim KANLI VE YASLIYDI Bu Aşkta Bir Umudun Kalmadığı Artık Bildiğimiz Tek Gerçekti...Ve Ben Seni İlk Tanıdığım Yerde Bu Kez ÖLÜ GİBİ BAKIYORUM DÜNYAYA...HANİ MSN DE BİR AVATARIM VARDI:KIZIN BİRİ SEVDİĞİ KİŞİNİN KALBİNİ SÖKMÜŞ ELİYLE VE ELİNDE VALİZİ TOPARLANMIŞ GİDİYOR SEVEN ERKEKTE SAĞ ELİNİ KALBİNİN ÜZERİNE KOYMUŞ KANLAR AKIYOR VE GİDERKEN ARDINDAN BAKIYOR...RESİMDE ANLATILAN ŞEY ŞU ANKİ ŞEKLİM HAYATTAYIM AMA YAŞAMIYORUM YAŞAYAN BİR ÖLÜYÜM...VE SÖYLENECEK ŞU AN HİÇ Bİ ŞEY BULAMIYORUM ALLAHA EMANET OL MUTLU OL BAŞKA NE DİYEBİLİRİMKİ
|
04-20-2010, 03:19 AM | #26 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Seni ne çok sevdim ben.
Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim. Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim. Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin.. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın. Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN. MUTLU OL SEVDİĞİM.. BİRİCİĞİM.. AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL... |
04-20-2010, 03:20 AM | #27 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Bu Sana Son Yazışım..
“Bu sana son sözüm” dermiş gibi bakan. Simsiyah harflerle kirletilmiş, bembeyaz bir sayfa. Neresinden bakılsa acı, hangi satırından başlansa hüzün, hangi kelimesi okunsa güvensizlik. Oysa ki benim; batan güneşin ardından sarıldığım, tepeden aşağı inerken, çakıl taşlarıyla birlikte yuvarlandığımda düşündüğüm biri var… “Bu sana son yazışım…” bir ayrılığın ilanı gibi, ölünün üzerine son kürek toprak, gözdeki son damla, son kez el sallamak gibi… Oysa ki benim; Kışın soğuğunda, dalgaların kayaları dövdüğü anlarda, fırtınalarda savrulurken sığındığım biri var… “Bu sana son yazışım...” düşündüklerinin, hissettiklerinin ve yaşadıklarının benim için zerre kadar önemi yok demek değilse ne bu? Sen istediğini söyle, senin söylediklerinin hiç bir anlamı yok demek değilse ne bu? Oysa ki benim; derinlerde soluksuz kaldığımda ve nefesimin bana ait olmadığını sandığımda, sonsuz gibi görünen karanlığın ortasında, umudumun tükendiği anlarda düşündüğüm biri var… “Bu sana son yazışım…” diye başlayan ve sana hiç inanmadım, sana hiç güvenmedim diye devam eden satırar bunlar. Üstelik inanmam ve güvenmem için yaptığın herşey boşa kürek çekmek, yetersiz, yersiz ve saçma çabalardan başka hiç birşey değil bunlar. Oysa ki benim; burnumda yağmur kokusu varken, bulutlar hızla akıp geçerken, ve çocuklar ağladığında, perdeler uçuştuğunda düşündüğüm biri var… “Bu sana son yazışım…” ben bunları hak ettmedim… Ama sen herşeye müstehaksın, üzülmelisin, kırılmalısın, parçalanmalısın, yok olup gitmelisin… Senin söylediklerinden daha değerli başkalarının ne dediği, senden daha değerli bakalarının ne düşündüğü demek bu. Oysa ki benim; elimi uzattığımda ve saatin her çalışında, yanımdayken özlediğim ve uzaklaşınca her an düşündüğüm biri var… “Bu sana son yazışım…” Açıkca dilediğini yap, ben istediğim kadar daha yanındayım. Kendimi hazır hissedince girdiğim gibi çıkacağım hayatından demek bu? Oysa ki; Aklımın kıyısında dolaşan ve dilimin ucundayken yanarcasına düşündüğüm, deniz gözlerinde dolaşırken yemyeşil ormanlarda yok olup gittiğim biri var… Tek kişilik dünyamda ölçülü adımlarla yürüyorum. Boshwer dim ve ben artık kendi MaSaL ıma dönüyorum. Sana geliyorum. Aylardan Nisan, sabahın erken saatleri ve bahar… |
04-20-2010, 03:20 AM | #28 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Sen nesin hala çözemedim, hem dünyanın eşsiz güzelliği hemde en büyük üzüntüsü... Ben seni çok sevdim, ama sen hiç sevmedin. Kızamıyorum ben sana. Kızamıyorum ki! İnsan sevdiğine kızamıyor ki... Sen benim nefes alma sebebim hemde utancım, sen benim gözlerim, sen benim kör kuyularım.
Sen başka yerlerdesin, yanımda olmana rağmen ben senin yanındayken sen başka yerlerdesin. Hep elimi uzatsam tutarım seni, ama bi o kadar da çok uzaksın. Yüzüne bakarken sevdiğinin başka şeyler gelmek ister dudaklarından, dökülen kelimeler başka sözler ama bunu engellemek nasıl bişeydir bilir misin?! Gözlerine bakarken içinin nasıl ürperdiğini bilir misin? Sen acı çekersin, ama karşındaki bunu bile anlamamaz. Sen içten içe hep ölürsün, yaşarken ölmek nasıl acı verir insana bilir misin? Ama sadece sen bilirsin... Ama sevdiğin için hiç pişman olmadım. İyi ki bu hayatta sen varsın, iyiki tanımışım. Sen belki çok uzaklarda benden habersizsin. Ama ben senleyim bu da yeter. Sen sevesin diye ben seni sevmedim, sen benim olmadan da ben seni hep sevdim. Bütün güzellikler seni olsun ömrümün canımın canı sevdiğim... |
04-20-2010, 03:20 AM | #29 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Merhaba sevgili,
İnsan bazen yaşamın gerçeklerinden sıyrılıp başka hayallere yelken açmak istiyor. İşin sonunda yelkenlerin suya değeceğini hesap etmeden ama.... Nereye gideceğini bilmeden, sona ermesini istemeden, beklentisiz. Yazmadan, okumadan, aşksız, parasız, paylaşımsız yaşamak istiyor. Oturup derin düşüncelere daldığım hayatın gerçeklerinden bir an için sıyrılıp hayallere yelken açmaya çalıştığım şu zaman diliminde ne diyorum kendi kendime biliyor musun? Hayat; ortak birşeyleri olmayanların ortaklığı ile sürüp gitmekte. Gerçekte sürüp gitmekte olmadığının farkındayız hepimiz de, ortak birşeyleri olmayanların ortaklığına mecbur kılındığımızdan, ‘ben sana mecburum’ dizesinin inceliğini bile kavramaktan uzak ‘ben sana mecburum’ları varlık nedenimiz sayar olduk...... Seninle bir önceki yarenliğimde bir merhabaya açmıştık yüreğimizi sonra yoldaşlığa giden yolda adımlaşmıştık. Geldiğimiz nokta dostluk. Ancak bu dostluk ‘ben sana mecburum’ dizesindeki anlamda yoğunlaşmamızı getirecek beraberinde. Ben ötekini/seni dost kabul ediyorum ya, daha doğru bir anlatımla ben kendimi sana dost olarak sunuyorum ya, sana sevgi duyuyorum. Gerçek, yalın, bembeyaz bir sevgi. Ben kendimi sana dost kılıp, dost olarak sunuyorum ya! Senin başarılarından haz alıyorum, seni önemsiyorum, benim için dikkate alınacak, korunacak insanlar arasında baş sıraya yükseliyorsun. Seni büyütüyorum. Seninle olmak hayallere yelken açmakla eş değer benim için..... Öteki/sen, bana günün herhangi bir diliminde (benim için bu noktada zaman zamansızlaşmakta) gereksinim duymuşsun, iki elim kanda olsa seni yanıtlıyorum kimi iç fırtınalarını dindirmek adına, kimi seni koşulsuz mutlu kılmak adına bende var olanı sunuyorum sana. Bütün maddesel değerlerin ötesinde bir yerde taçlanıyorsun. Seninle olan dostluğuma emek veriyorum, sevgi katıyorum, özen sunuyorum, hoşgörü ekliyorum, incelikle büyütüyorum yüreğimin en güzel yerinde. Seni önemsiyorum, aşk oluyorum sana, hayat oluyorum, kucak, gözyaşı, evren de dinginlik aradığın en kuytu mekan, ses, sessizlik, şiir oluyorum, türkü oluyorum, ne olmak lazımsa o oluyorum hülasa başımız, gözümüz üstüne dostum diyerek...... Ve nihayet yoldaşlığa geçeceğiz diyorsun değil mi? Ben geçiyorum da, senin için kararı yine sana bırakacağım her zamanki gibi. Belki de sen kendin için öteki bana karşı hala arkadaşlıkta kalmış olabilirsin. Ancak dostluk güzel dostum, yaşandığı şekli ile bir denemeden geçerse (ki bu deneme istemli, bilinçli değildir kendiliğinden oluverir) sadece dostluğu deneyen bir krizden başarı ile geçerse yoldaşlık mertebesine erişebiliyor ancak. O nedenle ben yazdığım kimi dizelerde ‘can yoldaşım’ betimlemesini rahatlıkla kullanabiliyorum kendi adıma, çekingesiz. Önce kendimi kendime yoldaş, git gide kendimi sana yoldaş kılarak.... Tut ki; dostluk süreci içerisinde bu dostluğu deneyen kriz döneminden geçmekteyiz.. Bu süreçte ortaya çıkan duyarlılıklar (bu tek taraflı tek olabilir, bu çok ‘iki’ taraflı tek olabilir, bu tek taraflı çok olabilir) saygıyla karşılanabildiği oranda yerini derin bir güven duygusuna terk edecek olan yoldaşlık evresi söz konusu olabilsin.Yoldaşlık senin kendinle, insanın insanla beraberliğinin en derinidir. Nasıl mı? İkili ilişkiler içerisinde kişilerden biri kendini yanılgılar, çelişkiler, zayıflıklar içerisinde buluvermiştir birden. Aşırı duyarlı olduğu bir dönemden geçiyordur belki de, olur a hatalar, yanlışlar yapmıştır, dengeler bozulmuştur, bütün bildiklerini yaşadıklarını sorguladığı bir devreye girmiştir. Hiçbir şeyin yolunda gitmediği zamanlardan birindedir belki de. O zaman ben kendimi kendime/sana yoldaş kılmışsam, adamışsam bilirim ki benim ilgime, anlayışıma, sevgime ihtiyacın vardır. Bilirim ki eğer kendime/sana yoldaşsam ben; sevdamla, desteğimle, dengemle yanındayımdır. Sana vereceğim sonsuz güzellikleri paylaşmaya açığımdır. Kendimi sana kapamam sana yoldaşsam, bütün zamanlarımı sana vermek için hazır olduğumu bilirsin bu birlikte yol aldığımız süreçte. Sana yoldaşsam hatalarının, yanlışlarının hesabını tutmam. Ama sana yoldaşsam bir hatalı konum içerisinde gördüğümde seni ikaz etmekte de tereddüt etmem. Bu ikazın senin gelişmen yolunda yapıcı bir ikaz olduğunu bilirsin sen. Sana yoldaşsam seni yıpratmaya, çökertmeye, incitmeye, aşağılamaya, örselemeye daha başta yanaşmam. Sana yoldaşsam bana güveniyorsun demektir, bu güvenini kötüye kullanmam, dahası senin güvenine ihanet etmem, seni kullanmam.... Sana yoldaşsam eğer bana yönelik kimi ihmallerine karşı seni suçlamam. Ancak kendince nedenlerin olduğunu düşünüp sonsuz bir hoşgörü ile açarım kollarımı sana. Sana yoldaşlığım emek ve sevgi ile gelmiştir bu güne ve alabildiğine özgürdür üstelik. Bu nedenle bir çok sıradan ikili ilişkilerde oluşan stresli, gerilimli anlara da göğüs gerebilmektedir . Eğer sana yoldaşsam değerli dostum, o takındığın güçlülük masken arkasında kopan fırtınaları seni görmesem, seni duymasam bile bilirim. Ama yoldaşlığım öyle incelikli ve duyarlıdır ki gömüldüğün o sessizlikte sen istemeden rahatsız etmem seni. Çünkü sana insan olarak saygı duyarım. Gelişimini, başarını, mutluluğunu isterim. Bu nedenle seni yargılama hakkını görmem kendimde. Ben sana dost olarak bende olanlardan, yapabileceklerimden, verebileceklerimden sorumlu tutarım kendimi, sende olmayanlardan, yapamayacaklarından, veremeyeceklerinden değil....... Ben önce kendimi kendime yoldaş kılabildiğimdendir ki kendimi sana yoldaş olarak sunabiliyorum artık. Çokça iki karşı cins veya iki aynı cins arasında bu tür ilişkiler yaşanmaz. Birşeyler yaşanır, olası bir krizle çökme noktasına gelindiğinde de insanlar dönüp sorarlar; ‘neden böyle oldu?’ diye. Şimdi kendine yoldaş olamayan, kendi ile yol almayı bilmeyen, buna tahammül bile edemeyen bir başkasına nasıl yoldaş olacak.... Senin ötekine/bana yoldaşlığına gelince yoldaşlığa kadar geldi mi? Dostluk aşamasında mı kaldı? Yoksa ne dostluğu daha en başında o el sıkışma noktasından bir adım öteye bile gidemedi mi? gibi soruların yanıtını sen vereceksin. Ama önce kendine arkadaş, dost, yoldaş olmayı dene derim. Tabiî bu senin bileceğin bir şey benimki sadece dostane bir öneri... Önce kendinle sorunlarını aş ki; gerisi kolayca gelsin. Zor elbette. Hele son aşamaya gelmek. Önce kendinle yoldaş olabilmek, sonra da kime yoldaş olmak istiyorsan onunla birlikte yol almak. İnsan oğlunun o iyilikten, güzellikten, sevgiden çok kötülüğe, çirkinliğe, sevgisizliğe yatkın beyni, yüreği önüne kara bir çalı olarak sıkça çıkacak emin ol. Her yerine takılıp kanatacak, acıtacak, yaralayacak seni. Bu uzun, tehlikeli yolculuk biraz cesaret, çokça sevecenlik, dürüstlük, yalansızlık ister. Ben başaracağına inanıyorum. Sen zor olanı seversin, biliyorum. Bir çok olguya emek vermekten, katılmaktan, yardım etmekten, sevmekten hoşlanırsın, mutlanırsın. Bu kez kendinle başla işe. Kendini destekle, besle, büyüt. Ödülün gerçekten emeğine değecek inan. Ben her insanın yoldaşça bir ilişkiyi öğrenmesinden, kavramasından, anlamasından ve böyle bir ilişkiyi büyütüp, geçekleştirmesinden yanayım. Ara sıra isyanlar yaşayacak olsan da karşılaştığın fırtınalardan çok, bu fırtınaları nasıl atlattığınla ilgilen. Dünyanın bütün eksilerine ve yaşamın bütün kalleşliğine, insanların bütün vefasızlığına ve bütün sevgisizliğine rağmen yaşam içerisindeki kavgalarına devam ederken kendinle barış içerisinde olmayı sürdür derim. ‘Dünyayı güzellik kurtaracak. Bir insanı sevmekle başlayacak her şey’ Devamını sen getir istersen? Türküleri duy ! Türküler gibi yaşa, Gerçek, yalansız, insanca, dostça, yoldaşça.... Bir insanı sevmekle başla işe, mesela kendinle. hoşça kal, seni öperim yüreğini de.. |
04-20-2010, 03:20 AM | #30 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3490
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Evet kendimi çok iyi hissediyorum ve hayat da iyi gidiyor... Beni benden çalıp da gittin, nasıl iyi olmam ki ya da nasıl hayat iyi gitmez ki?...
Giderken bahar kokulu gülüşlerini de götürdün yanında. Düşmanlığım bu yüzdendir belki de baharlara. Ve işte bir günah daha işliyorum, çünkü sevmiyorum artık çiçekleri ve genzimi yakıyor kokuları... Giderken deniz kokulu gözlerini de götürdün yanında, dalıp da gittiğim, bakarken ruhumu titreten ışıl ışıl hayat dolu gözlerini... Yağmurda sokaklarda ıslanmalarımı da aldın benim, sokaklarımı çaldın, vicdanımı ve ruhuma dar gelen sevgimi de götürdün giderken... Gecelerimi götürdün ve gökyüzü de baktığımda gördüğüm yıldızlarımı soldurdun, dalgaların melodisine kaldırdığım kadehimdeki sıvının tadını da aldın benden... Sigaramı da çaldın benden, ciğerlerime çekerken dumanını hırsala, beynimdeki benden başka benlerle savaşta kullandığım elimdeki tek silahımı da aldın... Şimdilerde bir de kadehlerimde mermi olduğunu söylüyorum dostlarıma, beyaz su yerine artık... Sımsıkı sarılmalarımı da aldın gittin, içimdeki yaramaz çocuğu da öldürdün... Hayallerimi de vurdun giderken sırtına, düşlerimi paraladın, cesur görünen yanlarıma kapanmaz yaralar açtın... Dalgın, ellerim ceplerimde yürüyüşlerimi ve sen kadar sevdiğim yalnızlıklarımı da anlamsızlaştırdın gidişinle... Oysa ölüm kadar sevmiştim seni ben... Onun kadar gerçek, onun kadar yakın ve onun kadar dost bilmiştim seni... Ve sen gidince anladım ki, çokça sevdiğim ve birlikte söylediğimiz o şarkının mısraları gibisin sen... Önce elimden tutun. Sonra bırakıp gittin. Yıllanmış şarap gibi, yaktın içimi yaktın... Gördüğün gibi, iyiyim... |
Bu Konudaki Online üyeler: 4 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 4) | |
|
|