![]() |
![]() |
#21 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Aşksızlıktan
Gönlümün boşluğundan yakınıyordum Mutsuzluğum aşksızlıktan zannediyordum Neden benim de bir sevgilim olmasın diyordum Öyle bir aşka düştüm ki bin pişman oldum
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#22 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateş Böceği Yıldız
Bir yıldız kaydı gökyüzünden Kuyruğu gözlerime takılı kaldı Bir dilek tuttum içimden Ateş böceği zıpladı Çekirge gibi aniden Bu ilk, belki de son zıplayışıydı Ne olduğunu bile bilmeden Yıldız denize düştü Deniz dalgalandı Ateş böceği havada asılı kaldı Yıldızlar tamamlandı Dileğim tuttu işte Denizden sen çıktın, Hasretinse yüreğimden Aşk bizi sardı yeniden
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#23 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ayna Tut
Bir ayna tut kalbine Tutta gör bak Aşk mı, sevgi mi Yoksa nefret mi, kin mi Bu seninki Bir ayna tut gözlerine Tutta gör bak Ela mı, kahverengi mi Yoksa yağmaya susayan Ağlamaklı bulutlar gibi mi Gözlerine yansıyan Gözlerimin rengi
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#24 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ayrılık Treni (Gurbet)
(Bu şiir 60’lı yıllarda çalışmak için Avrupa’ya gelen ilk kuşak işçilerimiz, babalarımıza atfen yazılmıştır.) Biraz sonra kalkacak ayrılık treni Bağışlamaz ayıracak iki candan seveni Götürecek uzaklara, tanıtacak gurbet elleri Bilmem kaç yıl göremiyeceğim nazlı yari Son bir kez sarılıyorum sevdiğime sımsıkı Hissediyorum kalbinin delice çırpınışını Salıvermemek için zor tutuyorum gözyaşımı Bizi bu hallere koyan kader mi yoksa para mı Öpüyorum son bir kez elma yanaktan doya doya Kokluyorum yarin ılık nefesini doya doya Daha şimdiden hüzün çöktü, sonu hayrola Biliyorum ela gözler dolacak yaşla, ama ne fayda Son kez tutuyorum yarin yumuşacık ellerini Son kez okşuyorum saçlarını, öpüyorum gözlerini Son kez duyuyorum o ahenkli, tatlı sözlerini Biniyorum trene, bir haykırış dillerde; unutma beni Tren çalışıyor, kapıları tamamen kapandı Açıyorum camı son bir kez göreyim diye yari Bir anons duyuyorum, gelmiş hareket vakti Yıllarca gitmez hayalimden yarimin şu son hali Çöküp sızmışım koltuğun bir köşesinde Dalmışım sevgi dolu güzel hayallere Gözyaşlarım sel olmuş, vagon dönmüş denize Nasıldım, ne oldum, Allah acısın hepimize Sevenlerin kaderi mi bu bilmem ama Bu bir suçumuzun cezasımı yoksa Ne olursa olsun ayrılık çok mu çok zor Kimseye göstermesin diye yalvarırım Allah’a Gözlerimi açtığımda baktım gelmişiz gurbete Kimi bagajının, kimi yoldaşının peşinde Ben sanki ölü gibi donup kaldım yerimde Ahh, ahh bir kavuşabilsem tekrar nazlı yarime Boynum bükük, gözlerim yaşlı indim trenden Kimi bir öpücük bekliyor sevdiğinden Kimisi coşuyor kavuşmanın sevincinden Ağlıyorum benim kimsem yok, dahi bir bekleyen Götürdüler beni tenha bir sokakta bir köhne eve Tanıştırdılar orada kalan bir kaç genç ile Dediler bu gece yatın yarın başlayacaksınız işe Anladımki daha şimdiden rahat huzur yok bize O gece hep düşünüp durdum, uyku girmedi gözüme Sabaha doğru dalmışım gözlerim yaşlı bir halde Beni uyandırdılar, ağlama dediler be arkadaş Teselli ettiler, geçer ilk gün biz de ağlamıştık diye Sabah erkenden kalktık, varıp başladık işe Üstelik en ağır en pis işleri verdiler bize Zaten bütün talihsizler düşmüş gurbet ellere Vazgeçilmez girmişiz bir kere biz bu işlere Günler böyle devam edip giderken Aylar yaşanmadan çekip giderken Kimbilir dünyada nice mutlu insan varken Biz her gün kahrolup ölüyoruz yaşarken Söylenirim bazen hapishane burdan iyidir diye Hiç olmazsa gelirdi sevdiklerim görüş gününde Zaten bu gurbetin hapishaneden farkı ne İşi işkence, evi bahçesi, hasret ise zindanı Dil bile bilmezsin derdini anlatasın doktor beye Zaten sırt dönüyorlar, bakmıyorlar yabancı diye Bir esir bir köle gibi çalıştırıyorlar bizi ölesiye Kimsen yok dertleşecek, ağlarsın gözyaşın bitesiye Bayram olur ana baba yokki ellerini öpesin Sevdiğin yanında yokki sarılıp sevesin Çoluk çocuk ta yokki göz öpüp harçlık veresin Bayramlardan daha çok ecelini istersin Kime dert yanayım kime isyan edeyim Seveni sevenden, dostu dosttan ayıran Ana, baba, evlatı birbirinden koparan Bizi ayıran şu kara tren mi devrilsin diyeyim Sanırım bütün gurbetçiler hep benim gibi Kimi yardan, kimi sıla, vatandan ayrı Kimi anne, baba, kardeş kimi yuvadan ayrı Bence gurbetçilerin hepsinin bahtı karalı Hatırlarım bazen eski anıları, maziyi Daha nişanlıyken asker ocağında geçen günleri Yine de çekmemiştim bunca özlemi Kimbilir ağlamaktan kan dolmuştur yarin gözleri Gurbet öyle acıki giden geri gelmiyor merhum gibi Gurbet öyle bir çukurki düşen çıkamıyor mezar gibi Yollar öyle çok ırakki bitmek bilmiyor dünya gibi Hasret öyle zorki yiyip bitiriyor insanı canavar gibi Yaşanmaz bu gurbette eğer ağlamakta olmasa Gelir bir mektup ayda, bir kart bayramlarda Bazen sevinç bazen de hüzün dolu satırlarda Daha zarfı açmadan ağlıyorsun, ağlada ağla Eskiden istemezdim bir gün bitip diğeri gelse Bilmiyorum dünyamı yoksa benmi döndüm tersine Şimdi yalvarıyorum Allah’a günler çabuk geçsin diye Nazlı yare kavuşmak için razıyım şimdi herşeye Yine bir gün döndüğümde işten eve Arkadaş derhal istedi benden müjde Sevinçten kendimi attım yerden yerlere Çünkü gurbetten kurtulmayı almıştım göze Bir kızım olmuş yolladılar resmini bana Gözlerim doldu bakarken o şirin yavruya Hadi bizim suçumuz olsun candan sevmek Peki bu yavrunun suçu ne, dünyaya mı gelmek Ben okumam gerekirdi kulağına ezanı Affet Allah’ım affet benim günahlarımı Sende görüyorsun Tanrım neler çektiğimi Ah zalim gurbet ayırmasan olmazmı sevenleri Bazen yinede kendi halime şükrediyorum Çünkü burada yabancılarla evlenenleri görüyorum Doğan çocuklarının hallerini biliyorum Kendimden daha çok onlara üzülüyorum Kim olduğunu, nerde doğduğunu unutuyor bazıları Kalmıyor şu Avrupalılardan farkları Elleriyle değiştiriyor cehennemle dünyayı Birde bu acı gerçekler yakıyor beni, çok acı Bir gün yeter dedim, bırakın da gidelim izine Korkmayın kaçmayız, alıştik biz bu cehenneme Artıyor hasreti yurdumuzun günden güne Yetmiyor mu gençliğimizi feda ettiğimiz size Dayanamadım atladım trene gitmek için izine Binbir zorluklarla vardım güzel köyüme Görse bir eski dostum beni tanımaz bile Çünkü saçlarım ağardı, veda ettim gençliğe Görünce yarim beni sevinçten düşüp bayıldı Değdirince elimi tenine, yeniden ayıldı Bitanem, canım diyerek sıkı sıkı sarıldı Tutamayıp kendisini için için ağladı Kızım büyümüş girmiş onbir yaşına Yıllarca babasını sorup durmuş anasına Yazıkki gördüğünde beni kim diye sordu Sarılıp öptü beni duyunca babası olduğumu Bak sevdigim döndügüme çok sevinçlisin Bilmiyorsun bu izin değil, birkaç gün izin Ağlama birtanem kaderimizdir bu bizim Ömür boyu sürecek bir derdimiz bu bizim Aslında gurbeti şiirler değil, romanlar bile anlatamaz Okuduğunuz bu uzun şiir birkaç olayın anısı Bir gün değil bir ömür böyle yaşar gurbetçiler Bunu yaşamayanlar beni asla anlayamaz Sanmayınki bu öykü burada bitip gidiyor Gülmeyi bekledikçe yüzümüz hiç gülmüyor Günler acılarla geçiyor, lakin ömür de bitiyor Gurbette ölen birine mezar bile bulunmuyor Tanrım gurbette muhtaç etme sen hiç kimseyi Sen büyüksün hasrete düşürme hiç kimseleri Ayırma sen nolur birbirini çok sevenleri Gurbeti, hasreti yok et, mesut et seni bileni Hep ben anlattım derdimi, ağrıttım başınızı Sağolun yinede dinlediniz bu gurbetçi arkadaşınızı Biraz da siz anlatsanız büyük aşklarınızı Ensar’ım, ağlamayı çok severim akıtarak gözyaşımı
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#25 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ayrılık Vakti
Bana gitmekten bahsedip durma Sen beni asla bırakamazsın Çünkü ben seni çok seviyorum Ama kalmadıysa ayrılıktan başka Paylaşacak hiçbir şeyin benimle Sana illede kal diyemem Hatta hiç durma hemen şimdi git Topla tasını tarağını bana hiçbir şey bırakma Ne bir anını bırak anı defterimde Nede kokunu bırak gönül bahçemde Parmak izlerinde kalmasın tenimde Ne var ne yoksa seninle paylaştığımız Hatta paylaşma ihtimalimiz dahilinde Herşeyi al, alda öyle git Bu aşk öyküsü hiç bitmez sanıyordum Çünkü biz seninle gün oldu bir dilim ekmeği paylaştık Bir soluk nefesi birlikte aldık Bedenlerimiz ayrıydı belki ama Kalplerimizde aynı aşkı, aynı heyecanı taşıdık Beraber güldük, beraber ağladık Beraber coştuk, beraber durulduk Lakin anladımki şu hayat denen tiyatroda Sonu olmayan hiçbir şey yokmuş Her bölümün sonunda mutlaka perde iniyormuş Eğer şimdi vakit ayrılık vaktiyse Ve saat gitmeyi vuruyorsa eğer Seni zorla tutamam Sana kal diye de yalvaramam Ama gideceksen hemen şimdi git Ve giderken herşeyi yanına alda öyle git Güneşi alda git yıldızlar gözyaşım olsun Çiçekleri koparda git kuru dalları bana kalsın Canımı da al istersen bırak beni kara topraklar sarsın Al götür, herşeyimi alda öyle git Kısa gün kârı der, saklarsın Yarım kalmış aşk masallarının satır aralarında Ve soğuk *******in ortasında uykusuz kaldığında Şu sözümü hatırlarsın Çünkü ben sana hiç yalan söylemedim Sana söylediğim ilk ve tek yalan ‘Bana gitmekten bahsedip durma Sen beni asla bırakamazsın Çünkü ben seni çok seviyorum’ du
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#26 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ayrılık Yıldönümü
Bugün ben çok kötüyüm Çünkü bugün ayrılığımızın birinci yıldönümünü kutluyorum Ne ilaçlar meze oluyor kadehime Ne de kadehler derman oluyor derdime Ve yarın bugünden daha kötü olacağım Çünkü yarın ayrılığımızın ikinci yıldönümünü kutlayacağım Günler yıl oldu geçmek bilmiyor Yıllar ne seni getiriyor ne de sevgimi bitiriyor Ve hergün bir öncekinden çok daha kötü olacağım Çünkü her gün ayrılık yıldönümümüzü kutlayıp ağlayacağım
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#27 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ayrılıktesi
Bugün yine günlerden pazar Saat gibi çalışıyor şu ayrılıklar Yine durmaz, içim sızlar Yaralarım yeniden azar Kalbim yanar, kanar, kanağlar Düşsün artık takvimden yapraklar Gelsin artık ayrılıktesi İlacım olsun yine onun sesi
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#28 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Azrail’le Gözgöze
Bu kaçıncı karşılaşmamız seninle, bilmiyorum Ama bu kez senden hiç korkmuyorum Çünkü artık senin yoklamalarına alıştım Meğer insanların korktuğu sen değilmişsin Ölümün ta kendisiymiş, bunu anladım Sende bir emir kulusun Elçiye zeval olmazmış, ne duruyorsun? Hadi sen bir başarının daha zevkini yaşa Bense artık kalayım sonumla başbaşa Çıkayım artık kaçınılmaz yolculuğa Uzun… meçhul… soğuk yolculuğa… Hatırlıyor musun? … Önceleri hep dar anlarımda çıkardın karşıma Ya bir yığın hurda arabanın arasında sıkışıp kalmışken Ya ciğeri beş para etmezlerin namlusu üzerime doğrulmuşken Ya hayata küsmüş, terkedilmiş, üzgün bir anımda Bir uçurumun kenarından aşağıya bakarken Ya da yeri ve zamanı senin seçtiğin bir anda Hep ani sürprizler yapardın bana… Bugün sürpriz yapma sırası bende İşte bu kez ben çıktım senin karşına Korkmuyorum artık ne senden, ne ölümden, ne de unutulmaktan İyi hazırladım kendimi, hazırlıklıyım bu ana Göreceğimi gördüm, dersimi aldım hayattan Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, boyunun ölçüsünü alırmış sonunda Al işte mezura, işte boyum… Al işte ruhum… Ha bugün ha yarın, ne farkeder Nasılsa senin değil mi son soluğum…
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#29 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Babam
(Babama ithaf ediyorum) Ba-ba Topu topu iki harften oluşan iki minnacık hece Söylemesi ne kadar kolay aslında Ama bunu sana pek fazla söylemedim biliyorum Bunu kasıtlı yaptığımı da Şimdi, yıllar sonra itiraf ediyorum Çünkü sana en çok baba demek ihtiyacı duyduğum Çocukluğumda, o sensiz yıllarda Sen, kendince haklı bahanelerle kendini gurbet ellere atmıştın ya Hem anlayamamıştım bunu hem de sana hiç yakıştıramamıştım O zamanlar çehreni ancak fotoğraflardan tanırdım Kaşımı, gözümü, huyumu sana benzetmelerine bile kızardım Ve yılda bir kere ya görürdüm ya göremezdim yüzünü İzine gelişine bile sevinemezdim Sevinmek istemezdim… Çocukluk işte, baba sevgisini bilemezdim Bilmesine herkesten daha iyi bilirdim de İnadına, göstermesini beceremezdim Ve intikam alırdım aklım sıra Senden, seni bizden koparan yollardan Uykusuz *******den, geçmek bilmeyen yıllardan Babasıyla futbol maçı yapan çocuklardan Dağlardan, taşlardan, ayaklarına değen gurbet topraklarından Uzak uzak diyarlardan intikam alırdım işte… Özrü kabahatinden büyük derler ya İşte sen de öylesine özür diledin bir nevi Gurbeti itip elinin tersiyle geri dönmek yerine sılaya Bizleri de gurbetçi ettin, kendin gibi Çocuk yaşlarda, yaban ellerinde Sana kavuştuğumuza sevinemedik bile Memleketin tozundan toprağından uzaklarda Eşin, dostun hasretiyle içimiz yanıp kavrulurken Gençliğimiz, hayallerimiz sigara dumanı gibi savrulurken Biz de kavrulup, savrulduk bir yerlere Değer miydi bir lokma ekmek için buna? Taş yerinde ağırmış, baba Biz bir dilim kuru ekmeği, bir acı soğanı Sıkıp sıkıp kara taşlardan bile çıkartırdık Ama el ele, omuz omuza, birlikte… Ah yıllar ah, beni de baba yaptılar işte Ama ben senin yaptığını yapmadım çocuklarıma Babasız bırakmadım onları bir gece bile Bırakıp da gitmedim ne idüği belirsiz gurbet ele Derler ya; “Vatan, doğduğun yer değil, Doyduğun yerdir’’ diye Yalan, külliyen yalan, vallahi yalan babacığım Vatan özlemini gidermiyor karın tokluğu Hiçbir varlık doldurmuyor o boşluğu Doldurmuyor, olmuyor be babacığım Gurbet vatan olmuyor işte… Ah babacığım ah, farkında mısın? Küçükken bilinçaltında düşman ilan ettiğim O kuru, o anlamsız, o yavan, o bana yabancı sözcüğü Şimdilerde öylesine benimsemişim ki Ballandıra ballandıra söylüyorum şimdi Bak dilimden düşmüyor artık; “Baba, babam, babacığım” diye haykırıyorum Çünkü sen haklıydın, hem de çok haklı Bizim için kendini feda ettin Bizim için gurbeti vatan yaptın Bizim için harcadın varını yoğunu Canını dişine takıp bizim için çalışıp çabaladın Ne babanın cenazesine yetişebildin, nede ananın Ne diğer akrabalarının, ne de arkadaşlarının Hayatları boyunca hep tuttun ellerinden Ama son nefeslerinde yanlarında olamadın Geceni gündüzüne katıp bizim için çalıştın Bizim için ağız kokusunu çektin yabanın Bizim için yaşadın, bizim için ağladın gizli gizli, için için Bizim için babacığım, bizim için Şimdi ben özür diliyorum, senden esirgediğim için Yıllarca o iki hecelik gizemli kelimeyi Şimdi haykırıyorum gece gündüz; “Affet beni! Baba, babam, babacığım, affet! ” diye Yüz kere, bin kere, milyon kere… Şimdi bir hastane odasında yalnız bırakıldın sanma Her an seninleyim, her saniye; kanımla, canımla, dualarımla Bir ayak parmağı seni yollardan alıkoyar sanma Sokaklar, kaldırımlar istirahata çekildiler Muhteşem dönüşüne, gümbür gümbür, ihtişamlı gelişine hazırlanıyorlar Elimden gelse, elimden gelse çıkarıp vereceğim, bütün parmaklarım senin Senin olsun canım, kanım, her şeyim Korkarım ayak uyduramaz senin performansına benim ayaklarım Sen bir eksik parmakla bile geride bırakırsın beni Sen Allah’ın iyi kulusun, bunu sen de biliyorsun Bunlar birer, küçük sınav, birer imtihan Daha kötüsünden esirgesin yaradan Aklın dışarıda kalmasın sakın Bütün caddeler senin, ha bugün ha yarın Sen daha uzun yıllar coşacaksın, koşacaksın mert yüreğinin peşinden Ömrünce bir karıncayı bile incitmemiş olmanın huzuruyla, şevkiyle Sen daha ne engeller aşıp ne dağlar devireceksin Ne yetimler sevindireceksin Yine gıpta ile bakacak ardından sevdiklerin Yine varlığının güvencesiyle gülecek anacığım Seninle gurur, soyadımla onur duyuyorum, hep duyacağım Seni çok, çok seviyorum babacığım Bak işte küçüklüğümdeki suskunluğuma inat, cimriliğime inat Düşmanlığıma inat bağrıma basıyorum İçten, yürekten, binlerce kez haykırıyorum; Ba-ba, baba, babam, babacığım.
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() |
#30 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2836
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Babamın Bayramı
(Babamın ardından…) Canım babacığım, Bayrama henüz birbuçuk gün var Ve sen şimdi kutlamayı tercih ediyorsun Gözünü diktiğin sağ çarpraz köşede Melekler var biliyorum Alemi Berzah'taki yerini görüyorsun; Susun, beni uyandırmayın rüyamdan, diyorsun Herkes orada; Annem, babam, abim ve diğerleri Benden önce davranan herkes orada, diyorsun Onlara özlemini anlıyorum babacığım Daha beş gün önce; Allah'ım beni ya iyileştir, Ya da annem gibi Kadir Gece'sinde yanına al, diyordun Şimdi Kadir Gece'sinin üzerinden birbuçuk gün geçti Seviniyoruz içten içe dua'n kabul olmadı diye Ama sen kararlısın, yerini hazırlamışsın… Bunu sırf bize yük olmamak için yapıyorsun biliyorum Çünkü yaşamak herşeye rağmen güzel Hele bir de kırk yıl boyunca aynı yastığa başkoyduğun Seni canı gibi seven, 'meleğim' diye ağıtlar yakan bir eşin, Yemeyip yedirdiğin, giymeyip giydirdiğin Onlar için memleket hasretine gurbet tozu katıp çektin ciğerlerine Hayatını adadığın, canından çok sevdiğin Kendin gibi dürüst, helalinden yetiştirdiğin Gözlerinin içine sevgiyle, gururla baktığın Seni canları gibi seven üç oğlun ve biricik kızın Ve onlardan ayırt etmediğin bir damat üç gelinin varsa Ve torun sevdası bir başka diyerek kucağından bırakmadığın Dualarını nenni yapıp büyüttüğün Seni çok seven sekiz tane melek gibi torunun varsa Ve bugün anladımki; akıl alamayacak kadar akraba, Eş dost, kolu komşu, arkadaşların senden o bir melekti, Evliyaydı diye bahsediyorlarsa Yaşamak sevilmez mi babacığım? Lakin sen ölmekten de hiç korkmadığını bugün kanıtladın işte Çünkü kendini öyle bir hazırladınki ömrün boyunca Ne bir karıncayı incittin, ne bir ah aldın Ne de haram bir lokmaya el sürdün İbadetlerini de fazlasıyla yaptın Vefatın bizim için ne kadar kara bir bayramsa Senin için o kadar gerçek, bayramların en güzeli bir bayram oldu Güle güle karşıladın Azrail'i O'da sana az torpil yapmadı hani Bir yandan sana film izletir gibi Cennet'teki mekanını gösterdi Öte yandan tereyağından kıl çeker gibi yaptı vazifesini Yanı başında Yasin-i Şerif okuyan hocalar bile anlayamadılar Son nefesini verişini… Dudaklarında 'Allah Allah' nidalarını ıslatan iki damla su Ve oh çeker gibi ciğerlerine çektiğin iki derin nefes oldu Son nasibin aldığın bu dünyadan Mavi gözlerindeki ışıltı ve yüzündeki nur Işık tutacak bundan böyle karanlık dünyamıza Toprağın bol, mekanın Cennet olsun babacığım… [Evet, dostlarım. Maddi ve manevi bütün borçlarını ödeyip, hemen hemen herkesle helallaşıp, Ramazan boyunca adına indirilen Kuran-ı Kerim hatminin duasının yapıldığı anda, az önce yıkanmış, tertemiz bedeniyle, dudağında Allah'ın adı, kulağında Kuran-ı Kerim ayetleri, Nebiyyül Ahir, Peygamberimizin yaşında (63) , Ramazan ayının 28'inde, 23 Kasım 2003 Pazar günü öğlen saat 12:00 de, canımız, babamız, örnek insan Halil İbrahim Aktaş'ı misafir olduğu dünyadan gerçek dünyasına uğurladık… Bayramın mübarek olsun babacığım! ]
__________________
Eskidendi O .
|
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Vedat Aktaş | GooD aNd EvıL | Edebiyat | 34 | 05-01-2009 11:17 AM |
Ensar Aktaş | GooD aNd EvıL | Edebiyat | 81 | 04-14-2009 06:31 PM |
Ensar el Sünnet lideri yakalandı / 24 eylül | M@D_VIPer | Eskiler (Arşiv) | 0 | 09-24-2006 10:59 AM |