![]() |
![]() |
#321 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Lambacı
Sararan bir gün sonu Yanan renk renk ışıklar Karanlık içinde noktalar Yıkılan kasırgalar üzerinde Sorumlu yıllar var Aklıma gelen şarkılar Akşamların derinliklerinde Saklıdır heceler Yıldızlı sakin ******* Sahilde oynayan su sesleri Hicranımı derinden saran Bir avcı misali Alıp giden öncesi olmayan şey Sonsuza değin gidiyor, Ellerim tutsak güne Gözlerim alışıyor karanlığa Sokak lambaları geceye mahkum Gece de lambalara Ben se sana... |
![]() |
![]() |
![]() |
#322 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Leyla
Leyla'ya sor o bilir, yemek pişirmesini, ortalığı toplayıp, çamaşır dürmesini. çocukların durumu da Leyla'dan sorulur, bizim evin düzeni Leyla ile kurulur. Sen bizim başımızın her dem tacısın Leyla, bu güzel yuvamızın sabır taşısın Leyla. |
![]() |
![]() |
![]() |
#323 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Los Angeles
Los Angeles param parça, Lime lime Akdeniz, Marmara da bir emsalsiz Martılar sessiz sessiz. Devir bir saniye rakkase, Uzanan ellerde sade bir çiçek, Haberlerde seyredilecek. |
![]() |
![]() |
![]() |
#324 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Macbeth 2
Onu Kral Duncan'ı öldürmeye iten Karısı Leydi Macbeth di, Kocasını kralı öldürmeye tav etti. Dedi sen delikanlısın, Verdiğin sözden caymazsın. Bütün tezgahı ben kurarım, Onları senin öldürmene hazırlarım. Verdiğim içkilerle olurlar sarhoş, Son darbeyi de vurursun ya hoş. Bu kadar da cesur değilmisin? Bu fırsat birdaha ele geçermi dersin? Dedi Leydi Macbeth Kandırdı kocasını, Amacı kraliçe olmaktı belli. Uyuttu Duncan ve hizmetçilerini, Koyuldu planına. Derken sessizlik bozuldu Duncan uyandı, 'Tanrı bizi korusun' diye bağırdı, Macbeth amin diyemedi, Çünkü amacı onu karısına öldürtmekti. Ama biraz bekleyin şimdi okuyacağım, Devamını sonra yazıya koyacağım. |
![]() |
![]() |
![]() |
#325 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Mahşere İlk Adım
Bir zafer kazanılmalıydı. Bu zafere giden yolda gizlilik ve disiplin vardı. 28 Temmuz 1922 de Kuvvet Komutanları Akşehir’e Futbol maçına davet edildi. O zamanlar komuta merkezi Akşehir’di. Büyük Komutan, Yüce Atatürk burada Komutanların fikrini aldı, İsmet paşa 6 Ağustosta ordularına Savaşa hazırlık emri verdi. Yüce Komutan Ankara’da bakanlarla anlaştı. 13 Ağustosta mühimmat sevk edilmeye başladı. Bir yandan da halktan katkı alındı. Cepheye toplar irili ufaklı yerleştirildi, Tepelere numara verildi. 17 ağustosta yüce komutan Ankara’yı habersiz terk etti. 21 ağustosta Çankaya köşkünde çay daveti basına bildirildi. Bu ufak bir savaş hilesiydi. Önce Konya oradan da Akşehir’e otomobil ile geçti. Afyon Şuhut kasabasındaki Helvacıoğlu Konağı Karargahına yerleşti. Tarih 25 ağustos her şey hazırdı O gece balo yapılacak haberi yayıldı, Böylece düşman yanıltıldı. Ertesi gün Türk’ün düğünü vardı. Baş Komutan 26 ağustosta sabaha karşı Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile beraber Kocatepe’deki yerini aldı. Ve mahşere ilk adım atıldı. 4.30 da büyük taaruz başladı. Düşman askeri cehenneme uyandı. Türk askeri süngüsü ile havadan pike yaptı. Düşmanı Allah Allah nidaları ile bozguna uğrattı. Bundan sonra takip başladı. Önde düşman arkada Şanlı Türk Ordusu İzmir’e kadar takip etti, Sonrası biliniyor, Verilen emir büyük yerden geldi, Yüce Komutan “Size ölmeyi emrediyorum” dedi. “İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri.” Kimseye bırakmayız biz bu güzel memleketi Memleket içindeki insanıyla vatandır, Vatana sahip çıkmak her vatandaş için haktır. |
![]() |
![]() |
![]() |
#326 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Makinist Rıza Efendi
Makinist boşluğu var bu trende belli, ara sıra işten işe atlayıp geçti. Rıza Efendi '-Yapılacak işler değil bunlar.' dedi, makinist oldu, evlendi. Çocukları oldu, sonunda emekliye sevk edildi. Rıza Efendi treni ileri geri gezdirdi. Raylar üzerinde gitti geldi. İş esnasında hep; '-Bu günleri de görebilecek miyim? ' derdi. Emekli oldu, işini bıraktı, artık o çalışmayacaktı. Rıza Efendi sabahları radyosundan bunalım fm dinledi, akşamları hanımının konuşmalarından alındı, üzüldü. Gece on ikiye doğru uykusu geldi, gözleri süzüldü. Rıza Efendi bunalıma girdi. dinledi, dinledi, artık o uzun bir trendi. Sabah akşam evin içinde dolaştı, çuh çuh diye seslendi. Garda durduğu sürelerde dinlendi. Ara sıra da trenin içi temizlendi. İkinci emekliliğini dört gözle bekledi. Hanımı Şaziye postacı ile ona bir mektup hazırladı, yolladı, artık ikinci emekliliği de geldi. Komşuları onu bir daha görmedi. Rıza Efendi ikinci emekliliğini Bakırköy'de geçirdi, yatağından kalkmadan yattı, ara sıra da trende oyuncak sattı. |
![]() |
![]() |
![]() |
#327 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Maltepe’de
Bir sen varsın sanırdım İstanbul’da bir de ben, Evimle işim arasında bir tren Hep böyle mi gidecek hayat İstanbul’da Bilemem… Bilmek istediğimi de kim söyledi, İşte gidip geliyor tren, Raylar üzerinde Ben vagonların birinde, Ellerimi ısıtıyorum Camın altındaki kaloriferde Bir kış günü, Haydarpaşa İstasyonu kuzey ikide Yeşil plastik koltuğun üzerinde. Pendik’e gider mi? diyor bir delikanlı Gider gitmesine de, Daha ileriye de gider istersen Taa Gebze’ye. Benim evim Maltepe’de, Senin gideceğin yer Pendik, Bak son durakta inecek belki de Karşıdaki hanım teyze Kaşları dimdik. |
![]() |
![]() |
![]() |
#328 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Marjinal Hayatlar
Marjinal bir hayat tarzınız varsa, Eviniz de küçük ve darsa, Çay sıcak olmalı çöller gibi, Su soğuk olmalı Sibirya misali. Ayakkabı boyalı, elbiseler ütülü olmalı, Çiçekler vazoda güzel durmalı. Musluklar damlamamalı, Kapının zili güzel çalmalı. Çamaşırlar devamlı yıkanmalı, Ütülenmeli, katlanıp yerine koyulmalı. Kitaplar yerinde muntazam durmalı, Tuzluk ve biberlik eşit olmalı. Terlikler yan yana sıralanmalı, Marjinal bir hayat tarzınız varsa, Ekmekler taze, Buzdolabı devamlı dolu olmalı, Hayatın ritmi hiç bozulmamalı, İnsanlar gülmemeli ve ağlamamalı... |
![]() |
![]() |
![]() |
#329 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Marjinalliklerimiz
Donuk iki göz bir dudak, Burnun yan tarafında bir damla, Yavaş yavaş aşağı doğru kaysada Umursamaz bir eda Sessiz duruş Çık şey ifade eder Az şeymi? O damlada neler gizli Toprağa düşen bir tohum misali Kin açacak uzun zaman sonra, Bekle, Kara tohumlar toprağı delecek, İçimden bir haykırış yükselecek Iskaladığım zaman üzülürüm, Önüme çıkanı deviririm Sebepsiz savrulan yumruklar, Donuk bakışlar, Yavaş yavaş aşağı doğru akan yaşlar, Marjinal hayattan parçalar |
![]() |
![]() |
![]() |
#330 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Martı ve Terinos
Geciken günün yorgun ışıkları Pencereden odaya misafir oldu, İstenmeyen misafir miydi? Terinos daha uyuyordu. Dağılmış, karışmış ve aklaşmıştı saçları, yüzü çizgi çizgi harita olmuştu. Başı prinç topuzlu demir karyolada sanki bir cansız varlık duruyordu. İfadesiz bir yüz ve soluksuz bir adam. Yok.. Daha Terinos yaşıyordu. Keliternos'un onu terk ettiği günden beri yavaş yavaş eriyordu. Kış mevsiminin cansız ışıkları yatak odasını aydınlattı, camın kenarına bir beyaz martı kondu. Gölgesi odaya vurdu. Terinos uyudu uyudu. Kalktı, şişkin gözlerle yüzüne su vurdu. Odaya döndüğünde martının gölgesi ile karşılaştı. Birden gölge yok oldu. Pencereden Kos adası gözüküyordu. Pantolonunu ayaklarına geçirdi, Komidinin üzerinden sigara ve çakmağını aldı, Yassı sigaradan bir dal yaktı. Gömleğini giydi, çorapları kokuyordu. Bi gün daha idare eder dedi içinden. Bir daha hatırladı eski karısını, Keliternos bu çorabı ona giydirmezdi, o bir temizlik hastasıydı. Duvardaki eski resimlerine baktı, baktı. kemerini de beline taktı, yorgun bedenini tekrar yatağa bıraktı. Kalktığında güneş Kos adasının üstüne gelmişti yine Güneşin sıcak kırmızı renkli soğuk ışıkları arasında, Martının gölgesi bir ara gözüktü, Terinos ikinci günün uykusuna daldı. Dışardan piyano sesleri geliyordu, tiz, bas, do majör, bemol hazan mevsiminde yalnızlık ne zor, gel sen onu bir de Terinos'a sor zavallı ihtiyar, hımbıl mahluk, sevimli adam. onun için hayat bundan sonra daha da zor. Kapı çaldı, yorgun beden uyandı, kapıya doğru yol aldı açtı karşısında Keliternos elinde bavulu ile duruyordu. Eşarbının arasından güneş ışıkları koridora süzülüyordu, şans yeniden Terinos'a bir defa daha gülüyordu... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|