![]() |
![]() |
#431 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Seviyorsan Seymenler Parkı'na!
iki genç kol kola, kol kola iki yaşlı dördünün de gözlerinde damlaları sevginin ne kullanmaya müsaitler ne de kandırmaya ne geliyorsa içinde onu yaparlar o anda öpmek istiyorsalar mesela sarılıp da öpüşürler sokak mı, tren mi, çarşı pazar mı sevileri mi değişir başkent Bern olunca kime ne ..... iki genç yan yana, arka arkaya iki yaşlı dördünün de gözlerinde yakalanma korkusu! gençler vuruyorlar yola Seymenler Parkı'na doğru Meclis binasından geçecekler Cinnah'a çıkacaklar cadde boyu konsolusluk binaları gizliden göz ucuyla bakarlar el ele tutuşmak yasak ya bir gören olursa korkusu! varıncaya kadar ağaçların altına Seymenler Parkı'nda Ankara'nın ver allahım ver Yargıtay binasından geçmişler biribirini böylesine sevenler! sevilerini ispatlıyorlar ağaçların altında gözcüleri de vardır alim allah diğer ağaçların zulasında sevileri böyle olunca nefretleri nasıl olurdu, bilemem... bilenler beri gelsin. Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#432 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Seviyorum İşte
Diyarbekir'in karpuzunu, Munzur'un alabalığını Antep'in fıstığını, Ordu'nun fındığını Zonguldak'ın kömürünü, Batman'nın petrolünü İstanbul'un boğazını, Taksim Meydanı'nı İzmir'in zeytinini, incirini Antalya'nın denizini, kumsalını Çukurova'nın pamuğunu, portakalını, limonunu Ankara'nın keçisini, Kızılay Meydanını Afyon'un lokumunu Ararat'ın yüceliğini Seviyorum işte Bebenin emeklemesini Sokağa yürümesini Onurlu yaşamayı onur bileni Seviyorum işte Ölesiye... İnsanların gülebilmesini... Sevmiyorum işte Zoraki sevdirmeleri, arkasından vurmaları Statükocuların hiç birini Doğayı katledenleri, ağlatmayı marifet bilenleri Yosun tutan hücreleri, donuk bakan yüzleri İnsanlığı bilmeyenleri Sevmiyorum işte... Korka korka yaşamayı... koyun gibi güdülmeyi Geleceği ipoteğe almayı... Tek perdeden sözleri... Karanlık yüzleri... ... Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#433 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sevmesini de Bilmeli
Sevmesini de bilmeli bir karınca da olsa Yurduna, yuvasına bağlı ya Varsın boyu küçük olsun Cesaretli Sevmesini de bilmeli bir kuş ta olsa Gideceği bir yolu var ya Bir amacı ve de kendinin özgücü. Bilmeli, tek gözün bile kaç karınca boyu ettiğini, Emeği kutsal bilip korumasını da bilmeli Kirletmemeyi sevmeli. Karınca gibi sevmeli yaşamı Karınca gibi doyurmalı, ya hep ya hiç Boy mu, uzamasa da olur Gam değil. Karıncalar kollektiv yaşarlar Başarılarının sırrı burada yatar Övgülerden uzak durmalı Ne ola ki toprağın kırmızıysa rengi? Her zaman büyüktür yükleri Kuru gürültüden uzak, kendileri küçük mü? Merasimleri büyük, adımları yumuşak mı? Gözleri kolaçan, Bense her gördüğümde yol veririm, Sadece saygımdan. Sömürüden alabildiğine uzak, Uzak durur yolları, Ne yoksuldurlar biribirlerinden Ne de yemeklerinde kalır gözleri, Patikaları ortaktır, şatoları ortak. Ne patronları var, ne de tüccarları Tefecilere düşmez yolları Ne sınırları var, ne de bayrakları Ne orduları var, ne de bombaları... Ne lordları var, ne de kapıcıları... Aklı selimdirler, yiğittirler Meydan okur, meydana gelirler. Karıncalar olmasaydı emeksiz, sevgisiz... Nasıl olurdu bu doğa? Tanklardan, kimyasal silahlardan, Coplardan kalma morartılarla Delinmiş atmosferin sonrasına. (Ezgilerde Kaldı Yüreğim 2. Kitap) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#434 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sewusen
Yemek içmek için de olsa kendi elimin altında ne bir bardağım oldu ne bir tabağım Dersim'in 'delisi'yim ben can'lar sağolsun gitsem de, gitmesem de o sıcacık evlerine sofralarında yerim vardı yatmak, kalkmak içinde olsa akşamdan akşama bir evim de olmadı Dersim'in 'deli'siyim ben can'lar sağolsun zamanım olmazdı üst baş almaya alamazdım da parayla hiç ama hiç aram olmadı ki can'lar sağolsun Dersim'in 'deli'siyim ben tepeden tırnağa giyinirim uğrasam da uğramasam da neler çektiğimi biliyorlar Sewusen'im ben Dersim'in 'deli'si Sewusen'im, Sewusen zalim felek kapımı son çalışında bir parkta uyurken hem hem de bir öğretmen eliyle canıma kıydığında sen çocukları(mı) düşündün mü onlar ki yüzümü görmüşlerdi divaneye döndüğüm yollarda öğrettiklerini öğrenirler mi sanırsın Sewusen'im ben Sewusen Dersim'in 'deli'si... -Sewusen'e 'deli' diyen öğretmen canlarının sevgisini hor görür Sewusen'i vurur da vurur bir deli raporu alır, kurtulur...- (Ezgilerde Kaldı Yüreğim 2. Kitap) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#435 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sınır
bu kaçınca gelişim senin ülkene usulunca olsun diye tuttuğun bu kapıyı kullandım pasaporta baktın, yüzüme de şimdi kalkmış kimliğimi de istiyorsun kimliğimi sana veremem ki onu kazanıncaya kadar neler çektiğimi bir bilsen belki utanır bu sınırları kaldırırsın istersen Amerikan marka bir paket sigara var çantamda işini görmez mi ... akşam oldu, karanlık bastı senin ülkeni işte gidiyorum geldiğim gibi toplasan birkaç günün yarısı bile değil senin ülkende yaşamışlığım ben aynı ben unuttun mu bu kadar mı çabuk değişirdi insan değişen sen misin yoksa şimdi kalkmış didik didik aranıyorsun ne aradığını bir bilsem oramda buramda artık ellerini çeksen diyorum üzerimden ahh Amerikan marka bir paket sigara... vize yerine geçiyor burda Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#436 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sırdaş Oldum Munzur'dan Toros'a
Dağlarıyla çevrili ülkemde Newroz günleridir, Govenddedirler Yetmişine dayanmış ak saçlılar. Bir kaç atımlık çay, şeker Bir kaç sarımlık tütünle giderken Sırdaş olup geceye, Orta yere koyarlar yüreklerini Bıyığı yeni terlemiş delikanlılar. Kürdün kadını hewal, Arsızca doğurur Ve toprağa değen Her damla kanla Asırların iz düşümünü bulur Ülke ülke Toprağın ezgisinde Seyit Rıza'nın özlemi Kenetleşir... Çukurova'da serpiliyorsa toprağa Toros'tan Munzur'a Uzunca bir yolculuktur Ata külleri kavuşur Biribirine Dicle'ye, Fırat'a, Kızılırmak'a... Filize durur Nehir yataklarında Ve hewal'in sıcaklığında Ayrışıyorsa Munzur Çayı'na Munzur welattir hewal Karadeniz dağlarından Toros içlerine Çivi gibi de saplanır Metropolün köşe taşına... (Kaynak: Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1. Kitap) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#437 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Simge Oldu da Ne Oldu?
Toprağa dikildi bir zeytin ağacı Etrafındaki üç kazıkla tutuldu Simge oldu da ne oldu? Anlayacağın üç kazığın arasında kaldı Kazığın biri arabulucu, tarafsız göründü Diğerleri karşı karşıya barışa oturdular. Zamansız rüzgara karşı o zeytin ağacı Çaresiz bu üç kazığa bağlandı. Dillere destan barışın simgesi o zeytin ağacı... Büyümesine büyüdü, gün oldu kazıkları çürüdü Kazıkları da tutan bir güç vardı ki metaldendi Zeytin ağacını da o metal tutardı burada... Gün buğündür deyip asil görevine soyundu: Etrafını sardı, yakaladı, sıkıp suyunu çıkardı, Sonra da... teslim ol diye ölüsüne seslendi. ... Kuru sıkı bir havadır zeytin ağacının etrafında Anlamını yitiren o kazıklardan sonra sancılandı O eski hali kalmadı, rengi değişti tadı bozuldu Sorsan olmazdı, kabuğundaki metal görünmezdi... Sancısı yakalarken en zayıf yanını söylemedi Halden anlayan bir çift göz gelir de bulur diye O sancı ki çekip aldı damarından özsuyunu Sararıp solunca da dalı yaprağı, ölüm yapıştı. (Ezgilerde Kaldı Yüreğim 2.Kitap) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#438 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Simitçi Çocuklar
Yer başkent Yenişehir Postahanesi'nin önü İki çocuk duruyor Biri tezgahının başında simit diye bağırıyor Diğeri köşede zabıtaları gözlüyor Simitleri bittiğinde üç kişi toplanacaklar Kazancını ikiye bölüp Adilane! oturup paylaşacaklar Bir parçası iki çocuğa Bir parçası da sokaktaki yeri bulana Yani sahibine... Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#439 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sinevizyon
Işığını saça saça yıldızlar geçti geceden Kutup yıldızı, terazi, samanyolu... Bulutlardan bir çizim geldi adı ülkesiz Balkanlar üzerinden başını alıp gittiler. Yere uzanmış çama geldi bastonun ucu Gövdesinden girip sırtından çıktı Bir yıldız kaydı filizlenen toprağa doğru Haritalar çizen bulut damarına su verdi Çamın kuruyan dallarını yaktım da ısındım İçi kofmuş gövdesinin utandım Su toplayan dallarının tıslayan dumanını Alev olup üstümden kovdum. İç içe girdiklerinde o iri cüsseli çamlar altında Fidanlar kaybolup giderdi Akşam üzeri gine serin bir esinti Bu tepe başında kulaklarımı çekiyor Aşağıda Denizi kaplamış gurup gönlümü çalıyor Aramızdan geçip giderken bulut kümeleri Yol haritasını çizmiş, resimlerini yapmış Önümüze koyuyor Ve bakardın selvi boylu ağaçlara Dallarını açmışlar göçmen kuşlara. Bulutlar karardılar işte Gine yığıldılar üst üste Gurup görünmez oldu Denizden öte Yükselen dağlara Teğet geçtiler. Gidin bulutlar hızlı hızlı gidin Şehrin kirlenmelerine doğru Kayaların sivri uçlarına vurun Neden topladığınız tozları Evirip çevirip yüzüme vurursunuz Dalganın köpüğü kabarıyor Yalnız başına değil kabarması Üstünde resim yapıyor bulutlar Yorulmaksızın Yaşlı bir adama bakıyorlar Neden taş duvarın dibinde Boyaya fırçaya dokunmadan Resmini yapıyorlar bulutlar. Şimdi çocuklar çiziyor resmini Katıyorlar dağları bulutların altına Dağ yamaçlarına veriyorlar evleri Sıra sıra dizilmiş ağaçları Dikiyorlar su boyu Ve solda baş köşeye de Hepsine değecek kadar O gülüşlerinden kopamadıkları Güneşi alıyorlar Ak bir kağıdın üstüne Kurşun karası kalemle. Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#440 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57924
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Siz Gördünüz mü O Kuralsız Ölümleri
ölürsem kuralsızca ölürüm / ellerim bağlı olur arkamdan ağzım bağlı, iki gözümde kurumuş iki damla acı ki yere / göğe anlatır kendini ve kulaklarımda zonklayan o zamansız ayrılıkların tınısı koca bir şehri yıkmış gibi üstüme demiri harcı ile verdiğim onca sözün altında ezilmişliğim kar kalır keşfe çıkarıyorlar robotlarını nehrin iki yakasından karşı karşıya kestirenler, boylarını da ölçüşürler kaş altından biliyorum / benden önce gidenlerden biliyorum ki çoktan hazırlanmış o kuralsız ölümler birazdan kusacaklardır üstüme yüzedursunlar nehrin içinde kırmızı pullarıyla o ışıldayan balıklar altımda sallanan bu daracık köprü yıkılmasın dayansın ve gökyüzündeki bütün yıldızları görmek istiyorum bu gece saçlarım gibi dağıtılmış o bulutlar toplansın istiyorum haberdar olsunlar yere düştüğümde yeşil bir yaprak gibi rüzgara takılmasın kollarım yine çiselemeye başladı bu yağmur nezaketle toprağın kokusunu sürüyor tenime öleceğim kesin gibi kararmış bir gökyüzü durmadan sallanıyor başımda bu kuralsız ölümü karşılarken yalnızım / yapayalnız yine de üzülmesin dostlarım ….. ‘asmayalım da besleyelim mi’ ‘netekim’ ‘asalım ki öbek öbek / beslenelim göbek göbek’ (gözlerinizi açmalısınız görmeniz için gözlerinizi) Ercan Cengiz |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|