![]() |
![]() |
#41 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dudak Bükenlerin Vay Haline
Uğrunda can verilen değerler,ecdadımızdan yadigâr, Onlar sarsılmaz kaynağa sarıldılar ecel gelene kadar. Bundan öte yücelik, bunun ötesinde makam olmaz. Başlar dik gözler istikbalde, yer gök titreyecek. Ulu orta çifte atmak bühtanda bulunmak, bitecek, Dudak bükenlerin,buna cüret edenlerin vay haline. Kalplerine zihinlerine,kilit vuranlar,ektiklerini biçecek, Dünyada ki,saltanat günlerinin hesabını verecek. 'Ruhuna ahiret penceresini kapatmak yakışmaz sana. Brüksel /1991 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#42 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Durmadan Yalanladı!
İnsan çok düşkündür çekişme ve husumete. Nerde fitne varsa şeytan orada tam faaliyette. Taklit duygusu sağlıklı bilgiye ulaştırmaz. Parça bozulmuşsa, bütün doğru durmaz. Zalim en büyük zulmü kendi ruhuna yapar, Cehennem ateşi ona layık kimseyi çarpar. Bak hele zalimler nasıl belâ ile randevulaşmış. Yenik düşmelerine rağmen, Haktan uzaklaşmış. Dedelerinden devraldıkları puta tapıcılık batsın. Ey Ebu Leheb her gün hüsrana uğrayasın. Yüzünü ekşitti semavi vahy gölgesinde, Çekinmeden Resûl’e dil uzattı safa tepesinde. Böğründe çörekleşmiş kin ve nefretle saldırdı. Durmayıp yalanladı kendi kuyusunu kendi kazdı. Ateşten biçilmiş katranlı elbiseler giyecek, Beyinleri eriten hararetli irinli sulardan içecek. Kur’an da işaretler var hattı geçen yan çizenlere. İnkarları kalın duvar olmuş arkalarına önlerine. Görünce azabı,falancayı dost tutmasaydım diyecek O gün eller konuşacak ayaklar şahitlik edecek Brüksel / 1997 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#43 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dünya Nereye Gidiyor?
Bu soruya dinen cevap vermek gerekirse dünya Kıyamete doğru gidiyor. Hangi kıyamete? Nasrettin hocaya sormuşlar: - Hocam kaç türlü kıyamet vardır? Hoca cevaben: - Üç türlü Kıyamet vardır. - Nedir o üç türlü Kıyamet? - Küçük kıyamet, - Orta Kıyamet, - Büyük Kıyamet. Nedir bunlar: - Eşeğim öldüğü zaman küçük Kıyamet. - Karım öldüğü zaman orta Kıyamet. - Ben Öldüğüm zamanda büyük kıyamet kopacak, demiş. Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#44 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ellere Karı Olmak Ne Ağır İştir
Cinsel iktidarlık evlilikte yuvanın betonudur.Hadımlık insanlık şerefine vurulmuş acı bir silledir. Erkekler parayla kadınlar modayla övünürler.kadın 45 yaşında ana halinde kesilir. kadın ay başında kesilince kısmende huysuzlaşır. Kırk yaş sonrası bu tür haller fazla miktarda görülür. kadının rahmine yumurta gelmemesi demek, kadının meyve vermemesi demektir. Artık bu toprağın çoraklaşması demektir. Bunu bilen kadın zaman zaman huysuzlaşır, lüzumsuz şeylerden dolayı kocasıyla kavga eder. Birde kadının kanburuna sigara binerse işte bu kadının küçük kıyameti koptu demektir. Kadında ki yaşlanma şelâledeki akan su gibidir. Erkekteki yaşlanma düz akan ırmak gibidir. Sigara en çok kadına zararlıdır. sinirlendikçe sigaraya yüklenir. Sigara hem sinir sistemini tahrip etmekte ve hemde kanın katılaşmasına sebep olmaktadır. Sigaranın evlilik hayatında bir mayın olduğunu unutmamak lazımdır. Sigara kan devranını zayıflatır. Kan devranının zayıf olması cinsel gücün zayıf olmasına yol açmaktadır. Bazı hayvanlar eşlerini kıskanmazlar. Domuz eşini kıskanmaz neden sebebini açıklıyayım. Domuzdaki tirişinler canlıdır.Her canlı gıdaya muhtaçtır. Onlarda diğer mikroplar gibi yerler. Bu tirişinler domuzun üreme organına yerleşir orada domuzun menisini yerler. Bunun için domuzda meni ifrazatı çok zayıftır. Bu yüzden erkek domuz dişi için kavgaya girmez. Bu kurtlar sulp kemiğine yerleşerek insanın menisini yerler.Domuz eti yiyen erkeklerde cinsi iktidar çok zayıftır.Avrupa da bunun örneklerini her gün okumakta ve duymaktayız. Sigara burada illet bakımında domuz etiyle birleşmektedir.İşte cinsi iktidarları zayıf olanların halleri meydanda.Gece mutlu olmayan kadın gündüz erkeğini perişan eder. Sigara ve daha bir çok nedenler, kadını ve erkeği ihtiyarlatmakta ve organların cinsi gücünü yok etmektedir. Aile yuvalarının devamında cinsel iktidarın fonksiyonu inkar edilmeyecek kadar açıktır. Tütün cephede askeri, evde kadını çürütmüştür. Toplumun ustası kadındır.Usta çürüyünce onun doğurduklarının çürümesi hayda hayda kolaydır.Çocuğa ruhu veren Allah, onu filizlendiren anadır. Tıpkı bir bahçıvan gibi. Bahçıvansız bir bağ neyse anasız bir toplumda odur. Hele bu çürüme tepe noktalarda olursa felâket ne yaman gelir. Anadolu kadını tarih boyunca, işte güçte bir erkek gibi çalıştı. Bir eliyle çocuğunun kundağını salladı. Diğer bir eliyle de haftalardır su yüzü görmemiş saçlarını yıkadı. Öküz öldü tapana koşuldu.Toplumun çilesini çeken sıkıntısını yüklenen bir varlıktır kadın. Her kız gelin olmak için doğar. Her gelin de ana olmak için bekler. Analık o derece yüce makamdır ki, Allah sırf ana olduğu için, vahyetmiştir Hz. Musa’nın anasına, 'Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil'e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız' diye ilham ettik. 28/7 Hz. Meryem’in anasına ve Hz. İsa’nın anasına. Dahası var, Cennet annelerin ayağı altına serilmiştir. Sanki O, cennet için yaratılmıştır. İslâm nazarında kadın, şefkat, merhamet, saygı duyulması ve nezaket gösterilmesi gereken bir varlıktır. Peygamberimiz(s.a.v) , kadınların narin, nazik ve kibar olduklarına işaretle onların hiç kırılmaması ve incitilmemesi gerektiğini tavsiye etmişlerdir. 'Cennet anaların ayakları altındadır.' Buyurmuşlardır. Onun olmadığı Cennet neye yarar. Cennette her erkeğin mutlaka bir dünya hatunu vardır. Orada onsuz bir erkek yoktur.Öyleyse ne kadar Cennette erkek varsa o kadarda kadın vardır. Cennet aslında kadınların ayağı altında. Neden derseniz evdeki huzurunuz, mutluluğunuz onların yaşam sevinciyle çok yakından ilgili. Kız çocuklarınızın,kadınların yaşama sevincini öldürmeyin. Onların dudaklarındaki gülümseme sizin mutluluğunuz ve servetiniz demektir. Analık kolay değildir.kadın ana olduğunun ilk ayında başlar sıkıntısı.Mide bulantıları, baş dönmeleri, iştahsızlık, ve zafiyet.Yük ağırlaştıkça anne zaafa uğrar 9 ay her şeyi değişecek. hamile anne, sonra ölümlere denk açılarla çocuğunu doğuracak. Bir diğer sıkıntılı dönem başlayacak, 9 ay karnında beslediği yetmiyormuş gibi, şimdide başka zahmetler.Günde en az 4 defa emzirilmesi, 2 defa altının pisliğinin alınması, gece uykularının bölünmesi bu iş iki yıl sürüp gidecek. Dil kolay söylüyor 9 ay hamilelik, iki yıl emzirmek, altını temizlemek, çamaşırlarını yıkamak, düşmesine kalkmasına bakmak, bu külfetler yetmiyormuş gibi ek olarak ta, kocanın yaralarından akan irini yalamak, ama yinede kocasının hakkını ödeyememek. Ne ağır iştir bu ellere karı olmak. İstediği kadar doğuracaksın, burnundan akan sümükleri yalayacaksın, gel dediği zaman devenin sırtında da bile olsan inip efendinin arzuyu şahanelerini yerine getireceksin. Sonunda Cennet kapısına gelince duracaksın. Ha işin burası müşkül, kocası evet derse Cennet var, yook kocası hayır derse, yandı keten helvası. Çocuk doğuran O, dövülen O, küfürden nasibini alan O, Neticede Cehenneme giden de yine O. Erkek kadına karşı gücünü hırçın kullanmasın diye İslâm bir çok ölçüler getirmiştir. Veda hutbesinde Allah’ın Resulü s.a.v. Buyurdular ki: ‘…Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir….’ Sevgi gözde ısınır, dudakta mayalanır, gönülde filizlenir. Sigaranın dumanıyla gözünün rengi bozulan, nikotiniyle dudağı zehir gibi olan bir kocanın sevgisi hanımın gölünde nasıl filizlenir? Gönlünde sevgi bulunmayan bir kadının etine sahip olmak ne mana ifade eder? Eti onun fakat gönlünde başkaları taht kurmuş kadın, hakikatte onun mudur? Hanım kocasına: Ya sigara, ya ben derse ne yaparsınız? Şimdi size soruyorum ehli duhan? Hanginizin hanımı sizin sigara içtiğinize razıdır? Hanımlarınızın sevmediği bir şeyi günde 20-40 defa tekrarladığınızda onlardan candan sevgi nasıl bekleyeceksiniz? Dudak tatlılıklarının ve acılıkların duyulduğu yerdir.En güzel sözler, en acı lâflar oradan çıkar, bir pınar gibi dökülür. Mutluluğun başladığı, ve bittiği yerdir. Dudaklar, sevenlerin ilk hediyesidir öpücük, işte onlar dudakların meyvesidir. Sigara evvela erkeğin dudakta işini bitirir.sonra cinsel gücünü yok ederek yatakta tuş ettirir. Cinsel iktidarını kaybettin mi oldun caput. Aile yuvasının yıkılmasında sigara ve içki bir dinamite benzer. Şöyle denile bilinir bu kadar sigara içen var kaç kişi karısından ayrıldı? Sen gel de o soruyu hayatın yükünü çeken kadına sor. Ayrılsın da ne yapsın? İş yok güç yok.Baba kızının adını anmaz, kardeş baba evine sokmaz. Peki bu kadın ne yapacak? Benim kadınım benden hiçbir hak iddia edemez, benim gibi kocayı dünyayı tırmıklasa bile bulamaz. Demesi kolay. Nasıl olsa dünyada günah tartan bir terazi yoktur. Ama Ahirette toz zerreleri bile tartılacaktır. Günde bir paket sigara içen tiryaki 30 yıl sonra 219 000 sigara içmiştir. Yani karısına 219 000 defa zehir koklatmıştır. kadının temiz havasını 219 000 defa kirletmiştir. 219 000 defa sigaraya değen dudakta zevk ne arar? Sigara hem belde, hem de dilde cinselliği öldürmektedir. İnsandaki duygu, his, aklı bastırır.Yığın yığın stresler, kirli hava, alkolizm, uyuşturucu ve sigara günümüz insanını bitirmiştir. Kaynaklar: ……………………………. Kur’an-ı K. A’raf sur:28, Hadisler Kütübü sitte, Büyük günahlar,Üç B. B. Nuri Yazar Celal Yıdırım,Cinsi Bilgiler kitabı,Yuhannes Kunzle. Brüksel 2005 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#45 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Evlat Acısı
Adamın biri yaylaya çıkmış, senin kadarda bir oğlu varmış. Koyunlarını sağdıktan sonra,bir tas süt alıp oğlu ile çadırın biraz ilerisine kadar yürümüşler. Ereti otlarıyla kaplı yere geldiklerinde orada durmuşlar,babası oğluna demiş ki: - Burada bir yılanın yuvası var, her gelişimde bu hayvana süt veriyorum,O da süt kabının içerisine cevail taşı bırakıyor. Cevail taşı, kuyumcularda o zamanın parasıyla 2 sarı liraya satılırmış. - Evladım bu cevail taşlarını şimdiye kadar biriktirdim ve bu taşları satıp inşallah Hicaza hacca gideceğim.Ben dönene kadar bu işi senin yapmanı istiyorum. Bir düşün yapabilir misin? - Onbir yaşlarında ki bu çocuk, yılana süt vereceğini cevail taşlarını biriktireceğinin sözünü vermiş.Tüm hazırlıklarını tamamlayan baba yola koyulmuş, hacca gitmiş. - Ana oğul tek başlarına yaylada kalırlar. - Derlerya, ‘Kedi gitse yeri belli olur’. - Babasından kalan boşluğu,talihsiz oğul doldurmaya çalışacak, ama onu bekleyen bir tehlike var, kurtulması imkansız. - İlk kez yılana süt vermeye başlar, biraz korkarak, biraz da erinerek. Gün geçtikce bu çocuğun tedirginliği artmaya başlamış.Diğer taraftan da sürünesice şeytanın tesiriyle, sütü yılana vermemeyi onu öldürmeyi ve yılanın karnında ki bütün cevail taşlarını almayı aklına koymuş. Nasıl etsem de onu öldürüp şu süt getirip götürme işinde kurtulsam diye uzun uzun düşünmüş. Nihayet eline nacak alarak yılanın deliğine sütle gelmiş. - Hayvan nerden bilsin onun fesat düşündüğünü.Isıran it dişini göstermez - Yılan her zaman ki gibi önüne konan süte yaklaşırken, içti içecek tam o an.elindeki nacakla yılana saldırmış.Kuyruğu kopan yılan can havliyle yuvasına girmiş. - O günün gecesi kuyruğu kesik yılan çocuğun yattığı çadıra gelir yatakta çocuğu zehirler. - Çadır hayatını yaşayanlar bilirler, yaylalarda ki kara çadırlarda yataklar hep yere serilir. Kalın döşek ve yorganların içinde, ıslak çadırlarda uyku çekmeye doyum olmaz. - Onlarında yatakları yere seriliymiş. Gecenin o zifiri karanlığında sen gel, anasına hiçbir zarar verme çocuğunu zehirle ve oradan git. - Derlerdi de inanmazdım: - ‘Yılan düşmandır’. Hayatımda en çok korktuğum şey yılanlı rüyalarımdır. - Gözden kaçmayan bir husus, yılan çocuğu hedef alıyor.,diğerine hiç bir zarar vermiyor. Derin uykuda yatan anasının da haberi olmuyor, çocuk orada can veriyor. - Acaba annesi nasıl haberdar oldu? - Küçük baş hayvan sürüleri, koyun keçi hiç fark etmez, biraz yaramaz olurlar.Çobanın anasını ağlatırlar,bir türlü ne doğru dürüst uyurlar nede karınlarını doyururlar,devamlı hareket halindedirler. Çobanların bunlardan neler çektiklerini bir bilmiş olsanız. - Sürünün sabaha doğru çeperden çıkmaya zorlamasıyla çıkardıkları sesten uyanan ana, çocuğuna seslenir: - Sürü gidiyor kalk oğlum bir kaç kez tekrarlamış, bu sözünü, hiçbir ses seda,kıpırdama duymayınca, üzerinde ki yorganı açar açmaz yavrusunun cansız cesediyle karşılaşır.Feryat figan eder,çırpınır saç ve başını yolar kahrolur,olduğu yerde bayılmış. Çocuk çoktan ruhunu teslim etmiş, çocuğun eti morarmış, kadının haberi yok. - Yalnızlık Allah’a hasdır. Çadırda kendisinden başka kimse de yok. yerde çocuğunun cenazesi yatıyor, bu kadın ne yapsın? Neylesin? - Aman Allah’ım bu ne çetin bir imtihan! - Tabi ayıldıktan sonra o çileli kadın,kendi elleriyle çocuğunu yıkamış, yatak çarşafıyla kefenlemiş, göz kan yaş içinde elleriyle mezara koymuş… - Ağlaya ağlaya göz yaşları kuruyan ana, beyinin gelmesini bekler durur, kendi kaderiyle baş başa. Yaylalar ıssız mı ıssız.Ne gelen var ne de giden. Tek başına bir kadın koyunlarıyla gün sayıyor. - Beklenen an gelmiş, Hicazdan paha biçilmez elbiselerle, hediyelerle hacı gelmesine gelmiş ama, olup bitenlerden haberi yok.Nerden haberi olsun ki? - Adam müneccim mi ki bilsin. - Çadıra girer girmez hanımını bitkin sararmış solmuş olduğunu görür. Sel olup akan göz yaşları içerisinde birbirlerine sarılmışlar. kadın konuşamamış ancak olup bitenleri anlaması için ona, oğlunun mezarını göstermiş. Meseleyi kavrayan baba, soğuk kanlılıkla hızlıca süt verdiği yılanın yuvasına gelir ve dikilir der ki: - Yılan kardeş selamün aleyküm.. - Yılan da cevaben der ki: - Hacı Allah hacını kabul etsin. Sende ciğer acısı,bende de kuyruk acısı varken biz bir daha arkadaş olamayız. Amasya / Erbea 1995 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#46 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Evleri Dört Duvar
Gelin size anlatayım bir kaç ayrıntıyı, Çorak topraklar bulamazsın bir akıntıyı. Öyleleri varki ikrâm etmez bir kırıntıyı, Açsan ekmeğini Amasya dan alda gel. Nedense köy demeye dilim varmıyor, Suyunda mı, insanın karnı doymuyor, Işık yok karanlık,ay bile doğmuyor Eğer uğrarsan panasu, feneri alda gel. Atla eşekle gidiyorlar değirmene, Söğütten sepet örüyorlar, hepsi çingene. Yoğurt mayalamışlar kalaysız lengere. Soyarlar seni, yan yoldan kaçda gel. Evleri dört duvar sıvasız ker***ten, Korkmazsan yat, akrepten bitten, Yüzleri solmuş açlıktan hararetten, Kaşınmak istemezsen ilaçını alda gel. Geceleyin kaşın, gündüzleri tıksır, Açsanda toksanda ye ha babam kısır. El ayak olmuş kapkara nasır, Hoplar zıplar çekirgeler, kaçda gel. Anlattıklarım aramızda kalsın sır, Bizim bahçede olur sütlü mısır. Halı kilim yok, serdikleri yırtık hasır. Bari yatağı yorganı sırtlanda gel. Dilbeek / Brüksel 2005 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#47 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ey Hilâl
Göründü Medine ufuklarında nazlı hilâl, İlk sahurdu sesleniyor,Ûmmî Mektum Bilal. Yer, gök ehline rahmet saçan, bu ilâhi sinyal, Kur'an'ın indiği, on bir ayın sultanı Ramazan. Resûlullahı, ifadeye sığmayan neşe sevinç alırdı, Görkemli ikramlar, Medine semalarına yayılırdı. O'nun cömertliğini gören gözler, hayırda yarışırdı. Kur'an'ın indiği, on bir ayın sultanı Ramazan. Sesleniyor Kur'an kısacık ömrün var davransana, İlâhi nurun ışıklarını,ruhun derinliklerine yaksana. Gün kısa,dönüş yok, tövbe istiğfarda bulunsana, Kur'an'ın indiği, on bir ayın sultanı Ramazan. Allah'tan korkan kalbler, Resûlûne itaatle uyar, Huzuru mahşerde ak yüzler, ilâhi tecelliye mâzhar. Bu lûtfun karşısında,meşakketlerin ne önemi var. Kur'an'ın indiği, on bir ayın sultanı Ramazan. .................... ''Ey Hilâl seninde bizim de, Rabbimiz Allah'tır. Bize hayırlı doğ''. Medine-i Münevvere 1980 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#48 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ey Oğul!
Oğul, akıl durur kader yol alır bilmelisin. Zorluğu yenmek çok zor, az gülmelisin. Buna olta derler, bir adım gitme sakın ha. Anne balık nasihat ediyor oğluna. Ucunda ki yeme aldanma, yutarsan yanarsın. Şuna çarpma derler, takılırsan kurtulamazsın. Kunuşurlarken bir avcı atmaz mı serpme ağını. Ne gelir elden faydası yok, ısırsan parmağını. Yavrucak soruyor,üzerimize atılan nedir anne? Yavrum bunada tepeden inme derler bak dinle. Kaza geldimi göz kör olur, gayri sakınılmaz. Ecel ağı düştümü, hiç bir canlı kurtulmaz. Eğer anlarsan, bir musibet bin nasihatten yeğdir. Kibir iblise mahsutur, doğru söze ne denir. İçel / Mut 1988 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#49 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ey Gönül
Çılgınlık yanan tutuşan,korkunç bir ateş. Başlangıcı katısız delilik, sonu ölümle eş. Bakma ona sabit kalacağın gözle değmez. Ecel ansızın gelir,insan bu sırrı bilemez. Götürülürken mezara, üstündeki örtün beyaz. Korkma kefeninden başka bir şeyin kaybolmaz. Ruh kalbe gelince,insanın dili tutulur. En son kaybedeceğin şey,işitme duygundur. Ey gönül bak cihana,bir gün sende gideceksin. İman kalbine oturmadıkça,cennete giremezsin. Bütün gökleri aşarak yüreğin coşsun. Başın dik, kudretin sürekli ve daim olsun. Semalar ötesi,bin bir güzelliğin harika diyarı. Kâfir adletme gördüğün her günahkarı. Amasya / Aydınca 1991 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() |
#50 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ey! Köylerin Annesi Mekke
Hayır ile şer hak ve batıl kavga eder,bu sırra erilmez. İşte Beytül Haramın ilâhi sınırları,ihramsız girilmez. Dağlarında av hayvanları örkütülmez, yitiğine el sürülmez. Saygı göstermiyenlere, şefaat eden, kimse bulunmasın. Aşağıdan yukarıdan cem olup 'Safa'tepesine geldiler, Allah’dan nur getiren elçiye,istemiyerek kulak verdiler. Önce tastik sonra inkar ettiler,O'nu yalnız bırakıp gittiler. O ikisi hiç bir zaman hafiflemeyen,azâp içinde bulunsunlar. Böğründe çörekleşmiş öyle kin vardıki o kadının, 'Resûl'ün sevimli kızları nikahındaydı onun evlatlarının, Helâl etmem sütümü,ne işi var bu evde O'nun kızlarının O ikisi hiç bir zaman hafiflemeyen,azâp içinde bulunsunlar. Ebu lehebe sen erkekmisin dedi,ipi eline alıp dağa çıktı. O hain kadın, topladığı dikenleri, geceleyin yola attı. Azgınlaşan nefsiyle dünya ahiret hayatını, yaktı ve yıktı. O ikisi hiç bir zaman hafiflemeyen, azâp içinde bulunsunlar. Mekke’de ilâhi mesajı,ne zaman ki kulaklarıyla işittiler, Utbe ve Uteybe'ye,baskılarla yüklendiler,işi sona erdirdiler Daldılar küfre,bizi yolumuzdan kimse çeviremez dediler. Hiç bir zaman hafiflemeyen, azâp içinde bulunsunlar. Kûsâyb ibni Kilâb'ı dirilt de seni ondan soralım, Eğer o tasdik ederse, Resûl'ümüz olarak tabi olalım. Servetimiz senin olsun,bu davayı bırak orta yolu bulalım, Hiç bir zaman hafiflemeyen, azâp içinde bulunsunlar. Resûl'ün, Kitabın, Kâbe'nin kıymetini bilemediler, Katillerin torunları,acımasız peygamberleri öldürdüler. Nasip olmadı onlara bir parça bez, kefensiz gittiler. Kahrolsunlar,hafiflemeyen, azâp içinde bulunsunlar. Güvenli Mekke şehrine, Beytül Mâmura yemin olsun, Ey Resûller ve Nebîler serveri,tebliğin bize ışık olsun, Dilerim Allah'dan sana kin tutanların gözü kör olsun. Ebu Cehiller, hafiflemeyen, azâp içinde bulunsunlar. İstanbul / Süleymaniye 1996 Ali Kılıç Kakiz |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|