![]() |
![]() |
#61 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() SAF KIZ
Saf kizin bir tanesini erkek arkadaslari erik agacina cikmasi icin israr ediyorlarmis. "Agaca cikarsan sana para verecegiz hediye alacagiz..." diye kandirmaya calisiyorlarmis. Kizcagiz da suphelenmis, gelmis annesine sormus. "Anne bu arkadaslarim benim erik agacina cikmami neden bu kadar israrla istiyorlar?". Annesi, "Kizim onlar seni erik agacina cikarip asagidan küloduna bakacaklar." diyor ve pesine nasihati veriyor "Sakin cikma." Kiz da "Peki"diyor. Ertesi gunu kizin annesi bakiyor ki kizinin elinde bir suru hediye ve para ile geliyor. Annesi cikisiyor "Seni erik agacina cikardilar degil mi....!" Kizi, "Anne ciktim ama külodumu cikaripta ciktim. Onlar da benim külodumu goremediler. Ben külotumu gosterecek kadar saf miyim...?" |
![]() |
![]() |
![]() |
#62 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() HOSTES
Uçak New York'a yaklaşırken iki pilot konuşmaktadırlar. Ne var ki mikrofon açık kalmıştır ve konuşulanlar bütün yolcularca dinlenmektedir. - New York'a iner inmez, önce ılık bir banyo yapacağım. Sonra buzlu bir duble viski içeceğim, sonra da o sarışın saçlı, uzun bacaklı hostesle... Bunları duyan sarışın saçlıi uzun bacaklı hostes hemen pilot kabinine doğru koşmaya başlar. Yaşlı bir yolcu, hostesin yolunu keser: - Acele etme kızım. Bırak da rahat rahat viskisini içsin. |
![]() |
![]() |
![]() |
#63 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() PAPAGAN
Yaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafı seyrediyormuş... derken yanına bir delikanli gelmiş ki saçları kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış... Çocuk da küstah bir sesle: - "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bişey yapmadın mı!" demiş... Adam gülümsemiş: - "Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. Şimdi de acaba sen benim oğlum musun diye merak ediyorum..." |
![]() |
![]() |
![]() |
#64 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() aßi $u aDReSe naSı qiDeßiLirim ??
Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -yürüyerek ......................................... -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -1984’den beri oraya gidenler geri dönmedi -N-nea??! ......................................... -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -Bilmem, nasıl gidebilirsin ? ......................................... -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -Ankara yazıyo kardeşim burada, burası Antalya -Gidemezmiyim yani ........................................ -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -Onu boşver sen bu adrese git burası daha iyi ........................................ -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -Bende yabancıyım kardeş -Onu sormadım abi, adres diyom -??!! ........................................ -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -What? I don’t speak Turkish -Pardon abi ........................................ -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -Ne etcen o adrese gidip de bakim -Sana ne ya halla halla -Olmaz sen söylemeden sana tarif etmem -Delimidir nedir yav ........................................ -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -O evi biliyomda sen ne için gidiyodun oraya arkadaşım -Ya chatten bi kadınla tanıştımda. Anlarsınya -Neaa o benim ev lan! Gel lan buraya zibidi -Pardon bi bilmiyodum. Dur, bırak o levyeyi abi -Al ulan -Ah kafammm ........................................ -Abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -Yürüyerek gidersen uzak olur -Zıplayarak gitsem -??!! > abi şu adresi tarif edebiLcenmi ? < adres sormak 50 yni kurus fircenmi ? > !! ?? -abi şu adrese nasıl gidebilirim ? -defolup gidebilirsin.. -nasıl yani -istersen defolup olup da gidebilirsin. senin zevkine kalmış -abi |
![]() |
![]() |
![]() |
#65 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Küçük Temel'e sormuşlar:
- 1881'de ne oldi? - Atatürk toğdi. - Peci, 1884'te ne oldi? - Atatürk üç yaşina bastı! |
![]() |
![]() |
![]() |
#66 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() temel ıle fadıme sevgılılermıs ama evlenmemısler hıc..yasları 40-45 olumus...
fadıme bıgun temele "temel hadı evlenelım" demıs temel de "ULA FADIME BIZI BU YASTAN SONRA KIM ALIR "" demıs |
![]() |
![]() |
![]() |
#67 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Tecavüz
Manastırdan şehire gitmek üzere yaya olarak yola çıkan iki rahibe ormanlık bir alandan geçmek zorunda kalırlar..Ormanın derinliklerine ulaştıklarında,önlerine aniden iki serseri çıkar.Birkaç çırpınıştan sonra serseriler, rahibeleri halleder ve geldikleri gibi yine esrarengiz biçimde kaybolurlar.. Tekrar yola koyulan rahibelerden biri diğerine sorar: - Kardeş,iki kez tecavüze uğradığımızı Rahip Efendiye söyleyecekmiyiz?.... Diğeri arkadaşına şaşkın şaşkın bakar: - Ama bizi bir kez düzdüler.. - ayy..yoksa dönerken ayni yolu kullanmayacak mıyız.. |
![]() |
![]() |
![]() |
#68 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yırtık
Baş rahibe bir sabah manastırda butun rahibeleri toplar ve dün akşam manastırda olmaması gereken olaylar oldu der. Dün akşam manastıra erkek girdiğini söyler bütün rahibeler hhiiihh der fakat arka taraftan bulunan rahibe kikiki güler. Baş rahibe iççamaşırı falan bulunduğunu söyler. Bütün rahibeler yine hhiiihh yaparlar arkadakide yine sinsi gülmeye devam eder. Baş rahibe perzervatif bulundu der. Butun rahibeler arkadaki rahibe hariç hiihh der arkadaki rahibe kkıı kıkı gülmeye devam eder. Rahibe sözünü şöyle bitirir: Fakat perzervatif yırtıktı der bu kez bütün rahibeler kkı kı güler ve arkadaki rahıbe hhiiiihh der. |
![]() |
![]() |
![]() |
#69 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() KAYSERİLİ
Okuma-yazma bilmediğini önce* den söyleyenlerden birinin, bilenler tarafına geçtiğini gören kumandan bağırır: — Sen neden o tarafa geçiyorsun oğlum? Acemi er gayet ciddi bir ağızla: — Kumandanım, der. Okumam yazmam yok ama Kayseriliyim!... BANA SOR Bir adamın gayet huysuz bir hanımı varmış. Kadın bir gün Cenazesini kaldıracakları vakit imam, âdet gereği: — Ey cemaat! Şu hatunu nasıl bilirsiniz? deyince, adam imama: Be hocaefendi! Cemaat ne bilsin, onu bana sor! demiş. SİZDEN AVANAK KİMSE YOK Napolyon Bonapart, ki Avusturya İmparatorunun damadı idi, bir gün o taraftan fena bir haber alır. Kayın* pederine öfkesinden hanımı Maria'ya: — Baban çok avanaktır, der. İmparatoriçe, fransız- çayı iyi bilmediğinden, "avanak" manasına olan fransız- ca kelimeyi anlayamaz, hazır bulunan başbakandan bu kelimenin manasını sorar. O, iki tarafı da gücendirme* mek için: — Dirayetli demektir, der. Bir kaç gün sonra, imparatoriçenin başkanlığı altın*da hususi bir meclis kurulur. Mühim bir madde müza* kere olunduğu sırada kraliçe başbakana: — Bu işin düzeltilmesi himmetinize bağlıdır, çünkü içimizde sizden avanak kimse yoktur! der. FOTOĞRAF Temel, ahırda ineklerin arasında fotoğrafım çektirir ve yirmi yıldır gurbette olan dayısına yollar. Res*min arkasına da şöyle yaz* mıştır: — Ortada, işaretleduğum penum! KIRKAYAK Lüks bir Mersedes Temel'e çarpar. Temel'in bacağı kırılır. Hastanede mersedesin sahibi hem özür diler hem de uzlaşma önerir. Temel: — Olur efendu, der. Bağa bir beşyüzmilyon pango- not verursen vazgeçerum davadan. * Yahu ne yapıyorsun ben milyarder miyim? * Ha sen milyarder değilsun da ben kırkayak mi- yum? TİCARETE DÖKMENİN ANLAMI YOK Köyden şehire göçmüş cahilin biri, camiye pek gitmediği gibi, za*man zaman din adamları aleyhinde de lâflar edermiş. Bir ğün, ondan alacaklı ve bakkal dükkânı sahibi olan hoca bunu sıkıştırmış: * Ula Memo! Sen müslüman değil misin? * Elhamdülillah müslümanım. * Niye öyleyse, namaz kılmı* yorsun? * Kılacağım. * Oruç? * Tutacağım. * Karma iyi davranacak mısın? * Davranacağım. * Komşularla da iyi geçinecek misin? * Geçineceğim. — Borçlarını da ödeyecek misin? Sözün buraya gelmesine fena halde sinirlenen Memo: — Hoca efendi, hoca efendi! demiş. îşi ticarete dök* menin âlemi yok. KAZA Polise bir ihbar gelir. Te* mel ile Dursun kaza yap*mıştır. Polis olay yerine geldiğinde görür ki, ara* balar sapasağlam, Temel ile Dursun'un ağzı burnu dağılmış. Polis sorar: — Anlat Temel. Olay na* sıl oldu? — Komserum... Hava sisli olduğundan kafamı pencereden çıkarmış öyle gideyirdum. Meğersem Tur* sun da karşidan öyle geleyirmuş... ATINI ALSIN Temel komşusunun atını almış, uzak bir Karadeniz köyüne gitmiş. Atı uygun bir yere bağlayarak düğün evine çıkmış. Kendisi gibi uzaktan gelen diğer davetli* ler de atlarım Temel'in atının yanına bağlamışlar. Ak* şam üzeri düğün dağıldığında, Temel atım alıp geri dö* necek amma acaba hangi at kendisinin, bir türlü karar verememektedir. Bu arada diğer atların sahipleri de orda toplanıp dönüş hazırlıkları içindedirler. Temel'in işi acele olduğu için bir an evvel gidecek, fakat atını ta- nıyamıyor. Bir an düşünür ve tabancasını çeker: — Uyy uşaklar ha puriye pakın, herkes atinu alsun, pen penum atimu vuracağum daa... Bunun üzerine oradakiler hemen atlarına binerek uzaklaşırlar. Temel'e de kendi atı kalır ve bir yanlışlık yapmaktan kurtarır kendini. AT Küçük Temel dert yanıyordu: * Babacığım, bizim öğretmen atları tanımıyor! * Nasıl olur, bir öğ* retmen atı bilmez olur mu? * Bir at resmi çizip gösterdim. Bana, "Bu da ne* yin nesi?" diye sordu. BÜYÜKANNE Kendisini çok genç zanneden, zannettiğinden daha genç görünmeğe çalışan bir kadının oğlu, anasından gizli evlenir. Bir kaç sene sonra karısı vefat eder. İki ço* cuğu geride kalır. Adam çocuklarını alıp anasına getirir ve elini öperek: * Anneciğim! Nasılsa cahilliğime uyup bir halttır ettim. Rica ederim, bu çocukların hatırı için kabahatimi affet! diye yalvardığı sırada, çocuklar da: * Büyükanne! diyerek kadının boynuna sarılırlar. Kadın, oğluna der ki: * Haydi senin kabahatini affedeyim, lakin çocukla* rın bana "büyükanne" demelerini affedemem! AL BU KIZU * Ula Cemal, al pu kizu. Biluyrum cüzel değil ama çok zengindur. Cüzel- liktan sağa ne? Sabah işe cit, akşam karanluğu dön. Gece yüzinu da cör- mezsun. Hafta sonu da seyahata çik. * Eyi çok eyi uşah, ha nüfus sayimi olduğu cun ne edeceğim? PALAVRA Temel kahvede palavraları bir biri peşisıra sırala* maktadır. — Pizum sülale Yusuf Peygambere kadar dayanır. Dinleyenlerden Cemal'in sabrı taşar: * Ola çok ataysun. Seni biraz daha dinlesek sülale* min Nuh'un gemisine bindiğunu söyleyeceksun. * Yok demem oyla pişey, çünki pizum gendi taka- muz varimiş. Tufanda pinmuşuk. ZAMANE Yaşlı dede torunu* nu çocuk parkına götü*rürken, önlerinden çok güzel bir araba geçti. Dede: — Bak düt düt ge* çiyor, diye çocuğa ara-. bayı gösterdi. Çocuk: — Dede, dedi, o senin düt düt dediğin sekiz silin* dirli, otomatik vitesli seksen model bir Mercedestir. YARIŞ ATI Kocasının ceplerini karış* tırırken bir kağıt parçası buldu kadın. Üzerinde "Leyla" yazıyordu, bir de telefon numarası vardı. Akşam, kağıdı göstererek sordu Kadın kocasına: — Bu kimin numarası? — Aaa, bilmiyor musun, ünlü yarış atı bu. Bu hafta ona oynadım. On gün sonra koca işten eve dönünce, karısı: — O ünlü yarış atı Leyla var ya, dedi. İşte o aradı se* ni bugün. DÜNYAYA GELMEK Çocuklar aralarında bebekle* rin nasıl dünyaya geldiğini ko* nuşuyorlarmış. * Biri; "Bizim ailede çocukları leylekler getirir," demiş. Diğeri, "Bizde lahana tarlasında bulurlar. Onur, mahzun mahzun konuşmuş; — Bizim maddi durumumuz iyi değil, o yüzden be* bekleri annem kendisi yapıyor. AMORTİ Karadeniz ilkokullarından birinde tarih dersi yapılı* yordu. Öğretmen dersi anlattıktan sonra öğrencileri te* ker teker sözlüye kaldırmaya başladı. Sıra Temel'e gel*diğinde sordu: * Bil bakalım. İstanbul'un fethi hangi tarihte oldu? * 1553... Öğretmen büyük kızgınlık içinde bağırır. — Bilemedin, 1453. Otur... Temel bu cevap üzerine öğretmenin gözünün içine baka baka büyük bir hayret ifadesiyle şöyle der: — Olir mi öğretmenum. Son içi rakamu pildum. Amorti yok midur?.. İNANMAK Temel doktora gidip midesinin ağrıdığını söylemiş. — Doktor muayene etmek için "soyun" demiş Temel'e... Temel şaşırmış, kızmış: — Bana inanmıyor musunuz doktor bey?!. KAN TER İÇİNDE Temel'in üstü başı kan içinde kahveye girdiğini gö* ren arkadaşları hayretle sordular: * Hayrola Temel, nedir bu halin? * Hiç ya bizim kaynatayı gömdük de... * Yaa, başın sağolsun. İyi de bu kanlar ne oluyor? * Ha onu sormayın... Gömerken bayağı direndi de... DOSTLARIMIN ELİNDEN BENİ KURTAR Dostlarının olur olmaz zamanda yaptığı ziyaretlerden illallah getiren bir Bektaşi, Allah'a şöyle yalvarmış: — Allahım, sen beni dostlarınım elinden kurtar, düşmanlarımla nasıl olsa ben başa çıkarım! MALİYETİNE Hırsız, çaldığı elbiseyi satmak için gittiği pazarda, elindekini bir başkasına çaldırmış. Akşam eve döndüğünde hanımı sormuş: — Elbiseyi kaça sattın? Hırsız gülümseyerek: — Maliyetine, demiş. İMZA Adamın biri, kendisi hakkında kötü sözler söyleyen birine haddini bildirmek için evine kadar gider. Fakat, evde bulamaz. Öfkesinden kapıya büyük harflerde "EŞ- ŞEK" yazıp geri döner. Birkaç gün sonra o kişiden şöyle bir yazı alır: — Bize gelmişsin. Kapıya attığın imzadan anladım!.. UCUZ ELBİSE Temel lüks bir mağazaya girmişti. Tezgâhtar kıza, — Bana bu dükkândaki en ucuz el* biseyi gösterin lütfen! dedi. Cevap şöyleydi: — Üzerinizdeki efendim! KAYSERİLİ Okuma-yazma bilmediğini önce* den söyleyenlerden birinin, bilenler tarafına geçtiğini gören kumandan bağırır: — Sen neden o tarafa geçiyorsun oğlum? Acemi er gayet ciddi bir ağızla: — Kumandanım, der. Okumam yazmam yok ama Kayseriliyim!... BANA SOR Bir adamın gayet huysuz bir hanımı varmış. Kadın bir gün Cenazesini kaldıracakları vakit imam, âdet gereği: — Ey cemaat! Şu hatunu nasıl bilirsiniz? deyince, adam imama: Be hocaefendi! Cemaat ne bilsin, onu bana sor! demiş. SİZDEN AVANAK KİMSE YOK Napolyon Bonapart, ki Avusturya İmparatorunun damadı idi, bir gün o taraftan fena bir haber alır. Kayın* pederine öfkesinden hanımı Maria'ya: — Baban çok avanaktır, der. İmparatoriçe, fransız- çayı iyi bilmediğinden, "avanak" manasına olan fransız- ca kelimeyi anlayamaz, hazır bulunan başbakandan bu kelimenin manasını sorar. O, iki tarafı da gücendirme* mek için: — Dirayetli demektir, der. Bir kaç gün sonra, imparatoriçenin başkanlığı altın*da hususi bir meclis kurulur. Mühim bir madde müza* kere olunduğu sırada kraliçe başbakana: — Bu işin düzeltilmesi himmetinize bağlıdır, çünkü içimizde sizden avanak kimse yoktur! der. FOTOĞRAF Temel, ahırda ineklerin arasında fotoğrafım çektirir ve yirmi yıldır gurbette olan dayısına yollar. Res*min arkasına da şöyle yaz* mıştır: — Ortada, işaretleduğum penum! KIRKAYAK Lüks bir Mersedes Temel'e çarpar. Temel'in bacağı kırılır. Hastanede mersedesin sahibi hem özür diler hem de uzlaşma önerir. Temel: — Olur efendu, der. Bağa bir beşyüzmilyon pango- not verursen vazgeçerum davadan. * Yahu ne yapıyorsun ben milyarder miyim? * Ha sen milyarder değilsun da ben kırkayak mi- yum? TİCARETE DÖKMENİN ANLAMI YOK Köyden şehire göçmüş cahilin biri, camiye pek gitmediği gibi, za*man zaman din adamları aleyhinde de lâflar edermiş. Bir ğün, ondan alacaklı ve bakkal dükkânı sahibi olan hoca bunu sıkıştırmış: * Ula Memo! Sen müslüman değil misin? * Elhamdülillah müslümanım. * Niye öyleyse, namaz kılmı* yorsun? * Kılacağım. * Oruç? * Tutacağım. * Karma iyi davranacak mısın? * Davranacağım. * Komşularla da iyi geçinecek misin? * Geçineceğim. — Borçlarını da ödeyecek misin? Sözün buraya gelmesine fena halde sinirlenen Memo: — Hoca efendi, hoca efendi! demiş. îşi ticarete dök* menin âlemi yok. KAZA Polise bir ihbar gelir. Te* mel ile Dursun kaza yap*mıştır. Polis olay yerine geldiğinde görür ki, ara* balar sapasağlam, Temel ile Dursun'un ağzı burnu dağılmış. Polis sorar: — Anlat Temel. Olay na* sıl oldu? — Komserum... Hava sisli olduğundan kafamı pencereden çıkarmış öyle gideyirdum. Meğersem Tur* sun da karşidan öyle geleyirmuş... ATINI ALSIN Temel komşusunun atını almış, uzak bir Karadeniz köyüne gitmiş. Atı uygun bir yere bağlayarak düğün evine çıkmış. Kendisi gibi uzaktan gelen diğer davetli* ler de atlarım Temel'in atının yanına bağlamışlar. Ak* şam üzeri düğün dağıldığında, Temel atım alıp geri dö* necek amma acaba hangi at kendisinin, bir türlü karar verememektedir. Bu arada diğer atların sahipleri de orda toplanıp dönüş hazırlıkları içindedirler. Temel'in işi acele olduğu için bir an evvel gidecek, fakat atını ta- nıyamıyor. Bir an düşünür ve tabancasını çeker: — Uyy uşaklar ha puriye pakın, herkes atinu alsun, pen penum atimu vuracağum daa... Bunun üzerine oradakiler hemen atlarına binerek uzaklaşırlar. Temel'e de kendi atı kalır ve bir yanlışlık yapmaktan kurtarır kendini. AT Küçük Temel dert yanıyordu: * Babacığım, bizim öğretmen atları tanımıyor! * Nasıl olur, bir öğ* retmen atı bilmez olur mu? * Bir at resmi çizip gösterdim. Bana, "Bu da ne* yin nesi?" diye sordu. BÜYÜKANNE Kendisini çok genç zanneden, zannettiğinden daha genç görünmeğe çalışan bir kadının oğlu, anasından gizli evlenir. Bir kaç sene sonra karısı vefat eder. İki ço* cuğu geride kalır. Adam çocuklarını alıp anasına getirir ve elini öperek: * Anneciğim! Nasılsa cahilliğime uyup bir halttır ettim. Rica ederim, bu çocukların hatırı için kabahatimi affet! diye yalvardığı sırada, çocuklar da: * Büyükanne! diyerek kadının boynuna sarılırlar. Kadın, oğluna der ki: * Haydi senin kabahatini affedeyim, lakin çocukla* rın bana "büyükanne" demelerini affedemem! AL BU KIZU * Ula Cemal, al pu kizu. Biluyrum cüzel değil ama çok zengindur. Cüzel- liktan sağa ne? Sabah işe cit, akşam karanluğu dön. Gece yüzinu da cör- mezsun. Hafta sonu da seyahata çik. * Eyi çok eyi uşah, ha nüfus sayimi olduğu cun ne edeceğim? PALAVRA Temel kahvede palavraları bir biri peşisıra sırala* maktadır. — Pizum sülale Yusuf Peygambere kadar dayanır. Dinleyenlerden Cemal'in sabrı taşar: * Ola çok ataysun. Seni biraz daha dinlesek sülale* min Nuh'un gemisine bindiğunu söyleyeceksun. * Yok demem oyla pişey, çünki pizum gendi taka- muz varimiş. Tufanda pinmuşuk. ZAMANE Yaşlı dede torunu* nu çocuk parkına götü*rürken, önlerinden çok güzel bir araba geçti. Dede: — Bak düt düt ge* çiyor, diye çocuğa ara-. bayı gösterdi. Çocuk: — Dede, dedi, o senin düt düt dediğin sekiz silin* dirli, otomatik vitesli seksen model bir Mercedestir. YARIŞ ATI Kocasının ceplerini karış* tırırken bir kağıt parçası buldu kadın. Üzerinde "Leyla" yazıyordu, bir de telefon numarası vardı. Akşam, kağıdı göstererek sordu Kadın kocasına: — Bu kimin numarası? — Aaa, bilmiyor musun, ünlü yarış atı bu. Bu hafta ona oynadım. On gün sonra koca işten eve dönünce, karısı: — O ünlü yarış atı Leyla var ya, dedi. İşte o aradı se* ni bugün. DÜNYAYA GELMEK Çocuklar aralarında bebekle* rin nasıl dünyaya geldiğini ko* nuşuyorlarmış. * Biri; "Bizim ailede çocukları leylekler getirir," demiş. Diğeri, "Bizde lahana tarlasında bulurlar. Onur, mahzun mahzun konuşmuş; — Bizim maddi durumumuz iyi değil, o yüzden be* bekleri annem kendisi yapıyor. AMORTİ Karadeniz ilkokullarından birinde tarih dersi yapılı* yordu. Öğretmen dersi anlattıktan sonra öğrencileri te* ker teker sözlüye kaldırmaya başladı. Sıra Temel'e gel*diğinde sordu: * Bil bakalım. İstanbul'un fethi hangi tarihte oldu? * 1553... Öğretmen büyük kızgınlık içinde bağırır. — Bilemedin, 1453. Otur... Temel bu cevap üzerine öğretmenin gözünün içine baka baka büyük bir hayret ifadesiyle şöyle der: — Olir mi öğretmenum. Son içi rakamu pildum. Amorti yok midur?.. İNANMAK Temel doktora gidip midesinin ağrıdığını söylemiş. — Doktor muayene etmek için "soyun" demiş Temel'e... Temel şaşırmış, kızmış: — Bana inanmıyor musunuz doktor bey?!. KAN TER İÇİNDE Temel'in üstü başı kan içinde kahveye girdiğini gö* ren arkadaşları hayretle sordular: * Hayrola Temel, nedir bu halin? * Hiç ya bizim kaynatayı gömdük de... * Yaa, başın sağolsun. İyi de bu kanlar ne oluyor? * Ha onu sormayın... Gömerken bayağı direndi de... DOSTLARIMIN ELİNDEN BENİ KURTAR Dostlarının olur olmaz zamanda yaptığı ziyaretlerden illallah getiren bir Bektaşi, Allah'a şöyle yalvarmış: — Allahım, sen beni dostlarınım elinden kurtar, düşmanlarımla nasıl olsa ben başa çıkarım! MALİYETİNE Hırsız, çaldığı elbiseyi satmak için gittiği pazarda, elindekini bir başkasına çaldırmış. Akşam eve döndüğünde hanımı sormuş: — Elbiseyi kaça sattın? Hırsız gülümseyerek: — Maliyetine, demiş. İMZA Adamın biri, kendisi hakkında kötü sözler söyleyen birine haddini bildirmek için evine kadar gider. Fakat, evde bulamaz. Öfkesinden kapıya büyük harflerde "EŞ- ŞEK" yazıp geri döner. Birkaç gün sonra o kişiden şöyle bir yazı alır: — Bize gelmişsin. Kapıya attığın imzadan anladım!.. UCUZ ELBİSE Temel lüks bir mağazaya girmişti. Tezgâhtar kıza, — Bana bu dükkândaki en ucuz el* biseyi gösterin lütfen! dedi. Cevap şöyleydi: — Üzerinizdeki efendim! |
![]() |
![]() |
![]() |
#70 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4243
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Karı koca 100 km hızla gidiyorlarmış. Arabayı adam kullanıyormuş ve karısı birden
"Hayatım" demiş... "Seninle 15 yıl boyunca güzel bir beraberlik yaşadık. Ama ben artık boşanmak istiyorum." Adam sesini çıkarmamış ama hızı 110 a çıkarmış. Karısı " Neden diye soracağını biliyorum.. Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama arkadaşın Joe ile birlikte birkaç aydır beraber oluyoruz... Ve üzgünüm ama yatakta o senden daha iyi.." Adam yine ses çıkarmadan hızı 120 ye çıkarmış. Kadın devam etmiş.." Evi ben istiyorum " Artık 130 la gidiyorlarmış... Kadın "Ayrıca..." demiş.. " Bütün çeklerini , kredi kartlarını, arabayı da istiyorum.." Ve adam hızı 140 a çıkarmış.. Hala sesini çıkarmadan.. Kadın sormuş: Hiçbirşey söylemeyecek misin? Sen hiçbir sey istemiyor musun? Adam 160 a çıkmış ve cevaplamış: " Hayır ..Ben ihtiyacım olan herşeye sahibim.. " Karısı şaşırmış.." Öyle mi? Nedir o??" Ve araba karşıdaki duvara saatte 160 kilometre hızla çarpmadan once adam cevap vermiş: " Airbag bende! ..." |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|