![]() |
![]() |
#71 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Temmuz Karanlığı Kulağına Fısıldarsa...
Sıradan bir Temmuz zifirisi ne hatırlatır ki insana, gökyüzüne baktığında yalnızlık burcu şekillenir mi? sonsuzluğa dalarsın çaresizce, dosta nameler dökülür kalbinden hilalin kıvrımlarını çizerken aydınlanır birden zihnin zifiri boştur gördüğün, ışığın sonsuzluğunu yüzsüzce araklarsın yüreğine sırdaş bellemişindir yıldızları soğuk denizle dalgalanır anıların, yıkımların erimiştir İstanbul'da kalemin dansöz olmuştur elinde. kozmos'un bütünlüğü kulaklarında çınlar her an damarlarındaki kan üzülür taşamadığına akar taşanlar kuru bir kağıtla anladığın zaman olsun be dostum. sihire inanmışındır artık sızmışsındır sineye, gözlerin fırça olmuştur renklerini seçersin kubbeden gökyüzünün Temmuz karanlığında... Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#72 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Tombak Dede
yok yok bir başkaydı onun sanatı bi başka çekerdi sırmasını bi başka sürerdi civasını dükkanı da bi başkaydı onun girişte yığın yığın hasırdan oturaklar en arkalara kaçmış bizim tombaklar yani öyle her müşteri giremezdi içeri kolay kolay haliyle pek bilinmezdi ince işleri kıyamazdı da tabi yani anlayacağınız sadece gözüne girmeyenlere vermemezlik ederdi Tombak Dede kısacası siz deyin ona evlere şenlik biz diyelim idare ettik gittik amma ne tepsileri ne ibrikleri saklardı orada bi bilseniz inanın görür görmez bir yerleriniz şişerdi hemen Tombak Dede'nin de nazı oraya kadardı zaten fena da olmazdı hani çarşı pazar dolaşmazdınız fellik fellik alıp koydunuz mu evinize olurdu size işte bi güzel evladiyelik sahi ne güzel atardı kahkahalarını ne güzel süslerdi onlarla tombaklarını yanakları da bi değişikti sanki al al tombik tombik... sizin de içinizden geçer mi bazen yani nasıl desem hani birisine giderken düşünür müsünüz onu orda göremeden ya geri dönersem? neden sordum çünkü insanın içine doğuyormuş hakkaten geçen hafta kaldırmışlar naaşını yetmişe de dayanmıştı gerçi yaşı kimine göre bu tombaklarla fazla bile yaşamıştı ne olursa olsun Tombak Dedemdi o benim çok çayını içtim çok tembihini de küpe bildim hani kalkmadan önce biraz daha gül diye dalga geçerdim ya: 'sende yok tabi yenge bırakmıyorsun bir türlü be Tombak Dede acelem var bekler bizimkisi hadi artık bana müsaade ' derdim demesine ama ama senin şu acelen de yine bir başka oldu be Tombak Dede alacağın olsun nur içinde yat emi... Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#73 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Toprağın Kırmızısı
Hani toprağa ayağın değer ya ve ruhun yağan damlalarla birleşir o an. hani bir sanatçı biçimlendirir ya yüreğinin ham genişliğini kıvılcımın ta kendisiydi bunlar. işte senle böyle başladı yol arkadaşlığımız evreni kucaklayan bir pınarın üzerinde bir çiğ tanesi kadar olan bizler akıntısına karşı durmak yerine bıraktık ya kendimizi derinliklerine elleyemediğimiz ışıklardı bunlar. engin bir bilinç ne demek anladık o zaman isyanların boşluğunu fırsatçıların narını bulduğumuz alevlerin ortasındakilerdi bunlar. kelamımızla muhabbet edişimiz bir tek yüreğimizle kalışımız kıyam eden yaseminlere tanıklığımız karacaları anımsamamızdı bunlar soygunlar olsa da elimizden alamadığı bir ruhumuzun bir gülümsememiz var olduğu bir yolcuğun ilk durağıydı bunlar nedir gerçekler sence hırsımızın kurbanlıkları mı kardeşimizin kanları mı hipnozun büyüsünü bozduğumuz tarihti bunlar. bin çıplak ete bir güzel yüreği değişmediğimiz kahkahalara kulak asmadığımız bir ormandaki filizdi bunlar. ortada dev bir karyan bir kaç yılan biraz da zaman boğuşacağımız canavarın sunduklarıydı bunlar dağların zulmü toprağın hükmü bilirsinki ferahın arkasındaki aştığımız zahmetti bunlar. yastık altında sildiğimiz ellerimizle büyüttüğümüz sudan daha berrak akıttığımız gözyaşlarıydı bunlar. uykunun haram olduğu masumluğun suç olduğu paranın ilah olduğu yıkmaya and içtiğimiz şehirlerdi bunlar. kucaklara sığdıramadığımız paylaşmaktan doymadığımız en büyük silahımızı kullandığımız zaferin mimarı sevgimizdi bunlar. İşte o sevginin sonunda nebulaların ortasında bir çileğin bıraktığı sıcaklığın kırmızısıydı bunlar... Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#74 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Uzaklar
Ve uzaklardayım şimdi sonsuz beyaza gömüldüm tek hissettiğim içimdeki gücüm etrafımdaki bu telaşsız ahenkler bu sayısız bitkiler bu acısız yürekler bu karışık sesler hepsiyle yok oluyorum görmüyor musun aşk bu kavuruyor işte savuruyor işte beni birer birer şimdi sanıksız şimdi yargısız şimdi kuralsız bu eller bu diller bu gözler.... yalnızca aşkla başbaşayım hükmü verilmiş topraklardayım sonu baş olmuş yollardayım seni koydum koynuma sarmaladım soğukluğumla sımsıcacık ve sessiz yüzünü ve anlamadım hala o mu beni büyütüyor yoksa ben mi onu bu benzersiz diyarda ne yaman çelişkidir ki bu insanlardan uzaklaşınca teker teker yüreğimde daha mazbut daha büyük daha yüce yer edindiler aşkın göz yaşlarını sonsuzluğun sanrısını olduğu gibi kabul etmek lazım tuzsuz yaraları ne baktığım bir seraptı ne tattığım bir şaraptı bal gibi gördüm seni bal gibi gözüktün işte niye inkar edeyim nolur susturma beni nolur konuş hadi Bunca yıl bunca sayı bunca kelam hepsi bomboşmuş yokoluş varoluşmuş varoluş bomboşmuş dönüyorum duruyorum karışıyorum işte bir soruyorum bir soruluyorum adım ne can mıyım cansız mıyım canan mıyım? Ve şimdi gözlerim delik dilim kesik yüreğim ezik ya bundan sonra ya bulduktan sonra nasıl dayanacak nasıl asılacak nasıl kanacak bu delik bu kesik bu ezik hapsolduğum yaşama? Kan bu damardaki kan kanayan kan susatan kan akıyor işte akacak da sarmaşık gibi sarmış beni saracak da susturacak da ne büyük acı ne büyük yara yakarışım bile duyulmuyor burada son bir defa son bir vefa hadi uzatma kırdıralım şu zamanı yıkalım işte diye yalvarıyorum sana ama kan bu akıyor işte deli kanı bu acı kanı bu konuşmuyor sokuyor işte söylemiyor yakıyor işte bakmıyor kaçıyor işte yine çağırıyor sesin yine ensemde nefesin sancısız düşler diliyor hülya meclisinde bu acizin bu büyüklük bu ihtişam bu nizam bana çok geliyor bana yük geliyor oradan bakınca buralar çook çok uzak geliyor Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#75 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yal(n) an Mumlar
ışık nesebinden büyük sayılırmışsın ama gece hakkında ipe sapa gelmez konuşuyor davet ettiğin gözlerinin doğumgününde sayacağım bakalım üstünde yal(n) an mumların yaşını zaten artık yüreğimde kimse onlar kadar uzun yaşamıyor Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#76 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yaptım
Arkasına bakmadan gitmek dedim gözucuyla bile dönmemek dedim aşka sihirli kavanozların kokusunda kızgın yüreklerin sesi bağrımda dökülü kaldı. irkildi bedenim eziklikte gösterişten uzak barajlar aşsam da bir minik kalp kapakçığında beslenen gergin sinirlerde kaybettim soluğunu ölümcül günün yıldönümü bugün karların izinde bulamadığım sesini gözlerindeki ışığın aydınlatmadığı çadırımda yumruklarımı başıma vurup ağladığım gündü tam bugün. seneler gezindi zamanda sen bir türlü gezinemedin kaldın dilimde bir uçurum astı, çiviledi beni bilinçsizce aradım adını anacak bir takımyıldızını silüetinde çok sessiz düşler ve arkadaşların ne kadar sevgi açtın yapraklarında sonraları bir hata, bir sıla kadar olamadı gülümsemen son anında 'üzülme sakın' demen ne sözler verdim anılarıma ne kalın kitaplar bitirdim uğruna anlatamadığım aşkımdın şimdi ise tutunamadığım dalım oysa ki bir dağ daha bekliyordu bizi bir şarkı daha söyleyecektik orada bir tepede daha adımızı yazacaktık karlara bir hayal daha yeşerecekti ay ışığında nokta dedin oysaki bütün bunlara beni bana hapsettin yas kokan odalarda az geçmedi o zaman az düşmedi yere kan şimdi sen ordasın ve kimi zaman ellerimde ve kimi zaman beslediğim kelimelerimde hiç kızmadın bana biliyorum ve arkankandiler hiç sormadı bana seni sen bir gelindin beni ormanlardan soran bir gemiydin açılan okyanusumda yelken açan bir suydun özümü sevgiyle boğan bir ruhtun bedenden öte olan şimdi burada ve yılları yanıma alarak istediğin gibi bir mum bir gül ve bir kırçiçeği en sevdiğin ses olan cırcırböcekleri az zaman kaldı doğumuna buluştuğumuz zaman asacağım fotoğrafını gel kal diye dönme yıldızlara verme artık leylaklarını, sinme artık kazağıma gel artık tekrar yüreğime ve gözüm ol yeniden bedenimde dudaklarımı karıştırsın yüzün önünü görmez olsun öksüzün biçimsizim biter geçer oyalarına yaptığın ebrulara dalar düşerim senimi ararım boyalı sularda belki olur benden bir tane daha 'üzülme' dedin, 'gül' dedin son boşlukta 'hatan yok' dedin 'seviyorum' dedin 'özleme' dedin, 'beni doğada büyüt' dedin 'yaptım' dedim, her gün için için her gün senin için... Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|