04-01-2010, 07:18 PM | #1 |
Müstakbel Üye
Kayit Tarihi: Dec 2005
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 242
Teşekkür Etme: 0 Teşekkür Edilme: 2 Teşekkür Aldığı Konusu: 2
Üye No: 23
Rep Power: 1436
Rep Puanı : 155
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Sergüzeşt
Samipaşazade Sezai / Türk Edebiyatı / Roman / 100 Temel Eser
Dokuz yaşında Kafkasya’dan kaçırılıp esircilerin eline düşen Dilber, en sonunda Asaf Paşanın konağına satılmıştır. O konakta eğitim görür, hatta Fransızca öğrenir. Avrupa’da okumuş, ressam, iyi kalpli bir genç olan Celal, Asaf Paşanın oğludur, Dilber’e aşık olur. Annesi, bu sevginin farkına varınca, oğlunu bir esir parçasından kurtarmak ister… Samipaşazade,1888 yılında yayınlanan Sergüzeşt romanında, o yıllarda rağbet gören “esaret” konusunu işlemiş ve esaretin insanlık dışı olduğunu gözler önüne çalışmıştır. Roman, alınıp satılan, oradan oraya sürüklenip horlanan bir genç kızla onu ezen, hakir gören zengin tabaka arasındaki çelişkiler üzerine kurgulanır. Kitabın içinden bir bölüm: Rusya şirketinin Batum’dan gelen bir vapuru Tophane’nin önüne yanaştığı zaman, denizin üzerinde sabırsızlıkla bekleyen birkaç kişi sandallardan vapurun içine atlamışlardı. Bunlardan biri, uzun boylu, geniş omuzlu, seyrek siyah bıyıklı, etekleri ayaklarına kadar uzun, beli gayet dar bir Çerkez paltosu giymiş; yanında kendi kavminin kalpağı, elinde bir gümüşlü kırbacı olan Çerkez’e; “Safa geldiniz, cariyeler nerede?” “İşte burada.” “Kaç tane?” “Üç.” “Güzel mi?”
__________________
az kaldı dönüyorum.. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|