Türkiye’ye karşı kurulan tuzak

[parlayan güneş]

Türkiye’ye karşı kurulan tuzak

Süleyman Arif Emre

11.04.2007


ABD, İncirlik üssünü kullandı. Kuzay Irak’ı kontrol ediyoruz dedi, Çekiç Güç, Çevik Güç dedi, Barzani ve Talabani aşiretlerini birleştirdi. Güney hududumuzda bir Kürt devleti kurdu.

Bu işi ne için yaptı? Kesinkes ülkemizi bölmek, parçalamak için yaptı.

Bu devleti kurmak pek o kadar kolay olmadı. Uzun zaman aldı. Bu plan Birinci Körfez Savaşı’ndan önce düzenlenip yürürlüğe kondu. Ama bizim kısa görüşlü, ancak günlük veya haftalık politika üretmeye alışmış, kapasitesi bu kısa süre içerisine inhisar etmiş yöneticilerimiz, dalmış oldukları gaflet uykusundan uyanmadı. Uyarılarımıza kulak asmadılar. Canım bu iddialar birer komplo teorisinden ibaret dediler. ABDbizim dostumuzdur, müttefikimizdir, hiç bize karşı bu ihaneti yapar mı? dediler, yan gelip rahatlarına baktılar.

Ama Siyonist ABDhatır gönül dinler mi? Kukla devlet kuruldu. Çalışmaya başladı. Hatta bölgenin en kaypak, en sahtekâr politikacısı Talabani, üstelik Kuzey Irak devletinin devlet başkanlığına getirildi. Yine bize karşı kurulan tuzağın bir parçası olan bu aldatıcı görevlendirmeyi hayra yorumladık, endişeye kapılmadık.

Kurulan kumpas işlemeye başladı. Kandil Dağı’ndaki PKKbizim hudutlarımızdan geçerek mehmedçiklerimizi kahpece arkadan vuruyor diye ABD’ye şikayet ettik. Stratejik müttefikimiz bizi korur dedik. Ama ABD bu görevi Talabani’ye devretti. Talabani, Barzani’ye havale etti. Bir de işin içine bizi oyalamak için Koordinatör engelini soktular. O hileye de inandık. ABD’nin bizi Marko Paşa’ya havale ettiği düşüncesine kapılmadık.

“Ama cahili söylet, şâhide hacet kalmaz” kabilinden arada bir Barzani, ABD’nin gerçek niyetini olduğu gibi bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Bizim ileriyi görmek istemeyen politikacılarımız, yine ABD’yi sütten çıkmış akkaşık gözünde görmeye göstermeye devam ediyorlar.

Oysa ki, ABD’nin bize karşı danışıklı dövüş yaptığını, esas hasmımızın ABD’nin ve bizzat Bush’un olduğunu keşfetmek için, dahi bir strateji uzmanı olmaya lüzum yok. Bu gerçeği halk tabiriyle sağır sultan bile duydu. Bilmeyen kalmadı.

Hal böyle iken dün yine sayın Gül, Condoleezza Rice ile konuştum. O Barzani’yi uyardı. Bir de Kuzey Irak’taki kukla devletine NOTA verdik diye, yine ipe un sermek istiyor.

Oysa ki, Türkiye’nin Barzani ve Talabani kuklaları ile kaybedecek vakti kalmadı. Kuklaları bırakıp, kuklacıyla bire bir karşı karşıya gelmek lazım. Artık bıçak kemiğe dayandı. Mızrak çuvala sığmıyor.

Ya efendim ABD bize karşı çıkarsa diyecekler.

Evet biz siyasî hayatımızda Kıbrıs meselesinde de ABD ile karşılaşmıştık. 1970’li yılları ve öncesini hatırlayınız. Önce İsmet İnönü başbakandı. Rumlar, Ada’da katliam yaptılar. İnönü bir iki defa jetlerimizi Ada üzerinde uçurdu, savaş gemilerimizi Ada önlerine kadar gönderdi. ABDkaşlarını çatınca geri çekti.

Sonra 1965 seçimlerinde Demirel tek başına iktidara geldi. Rumlar yine kardeşlerimizi katletmeye başladılar. Bu sefer de Demirel Ada önlerine kadar, donanmamızı gönderdi. Ama Jhonson’ın sert mesajı karşısında gemilerimize çekil emri verdi.

Allah nasip etti 48 milletvekili ile Millî Görüşçü olarak bizler CHP ile ortak hükümet kurduk.İlk şart olarak, Kıbrıs’ta katliam yapılırsa biz Millî Görüş olarak mutlaka çıkarma kararı alırız dedik. Katliam başlayınca, çıkarma kararı aldık. Ama geri adım atmadık.

- ABD bizi 6. Filo gelir diye tehdit ediyordu.

-İngiltere, Ada’ya takviyeli bir GURKA alayı gönderdim, o, Türk askerini denize döker diyordu.

-Yunanistan ise Kıbrıs’tan, Ege’den ve Trakya’dan bize karşı savaş açacağını söylüyordu.

Mehmed Akif rahmetlinin söylediği gibi oldu:Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler, dedik.Birinci ve İkinci Kıbrıs harekatları başarıldı. Karşımızda olanlar geri adım attılar. ABD’si, İngiltere’si, Yunanistan’ı ve hatta bütün doğu ve batı blokuyla bütün dünya, bizim tarafımıza geçti. Blöfler çözüldü.

Çözüm böyle olur. Aman ortamı germeyelim, ABD, Talabani ve Barzani’nin karşımızda top çevirmesine, topu taca atmasına seyirci kalalım derseniz bu vatanı, bu devleti ve bu milletin bütünlüğünü asla koruyamazsınız.

İnanıyorsanız, Millî Görüşü tekrar iktidara getirin de isterseniz tekrar deneyiniz, deneyiniz de tarih tekrar lehimize tekerrür etsin.