06-25-2009, 10:35 AM | #1 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Jun 2009
Nerden: Starbucks
Mesajlari: 640
Teşekkür Etme: 1 Teşekkür Edilme: 30 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 84106
Rep Power: 1928
Rep Puanı : 67290
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Kriz deyince bana güldüler
İlk bölümünü dün yayınladığımız, Genworth Financial Global İş Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı David Nolan ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümüne bugün devam ediyoruz.
- Varlık yönetimi gibi ürünlerinizi burada sunuyor musunuz? Biz farklı segmentlerde ürünler sunuyoruz ve Varlık Yönetimi de bunlardan biri. Türkiye'deki ürün yelpazemizde yer almıyor. Biz burada daha çok yaşam tarzına yönelik sigortacılık anlayışını hedefliyoruz. Bunu için de iyi günde de kötü günde de yanınızdayız diyerek hareket ediyoruz. Buraya geldiğimizde, 2006 yılında, büyüme oranları herkesin yüzünü güldürüyordu. O gün iyi günde de kötü günde de buradayız dedik. Şimdi kötü günler yaşıyoruz ve biz buradayız. "FELAKET BOYUTUNDA RİSKLER ALIYORUZ" - Türkiye'deki rakipleriniz kimler? Birkaç tane rakibimiz var, örneğin, AIG gibi. Ama son krizle birlikte birçoğu pazarı terketti çünkü biz gerçekten felaket boyutunda riskler alıyoruz. İşşizliğin kol gezdiği bir dönemde işsizlik sigortası yapıyoruz. Bağımsız olmamız yani hiçbir banka ile bağımızın olmaması da bizi rakiplerimiz karşısında avantajlı kılan bir diğer noktayı oluşturuyor. "POLİÇE TARİHİNDEN KISA BİR SÜRE SONRA PRİMLERİMİZİ ARTIRMA GİBİ BİR UYGULAMAMIZ YOK" - Rakiplerinizden farklı olarak sunduğunuz ne gibi ürünler var? Öncelikle "veya" tarzında ürünler sunuyoruz. Örneğin, siz bir işletme sahibisiniz, arkadaşınız ise ücretli bir çalışan. Siz, kaza ve hastalık sigortasından yararlanabilirken, arkadaşınız da işsizlik sigortasından yararlanabiliyor. Her ikiniz de diğer sigortadan faydalanamıyorsunuz. Burada bir seçim söz konusu olduğu için "veya" tarzı bir ürün oluyor. Eğer siz çalışan, arkadaşınız da işveren konumuna geçerse burada sigorta seçenekleri değiştirilebiliyor. Bu, pazarda sadece bizim sunduğumuz, hem esneklik sağlayan hem de maliyeti düşüren bir uygulama. İkinci olarak da prim belirlerken, sabit primler belirliyoruz. Yani iki ay sonra ilk belirlenen primi değiştirmiyoruz. - Reasürans firması olarak bankaları ya da sigorta şirketlerini diğer firmalarla çalışma konusunda kısıtlıyor musunuz? Hayır, bankalar üzerinde böyle bir kısıtlamada bulunmak gibi bir durumumuz yok. Sigorta şirketlerinden beklentimizin ise karşılıklı işbirliği anlaşmasının kurallarına uyma yönünde olabilir. "GEÇEN YAZ KRİZ TÜRKİYE'YE GELECEK DEDİĞİMDE ÇOĞU KİMSE BANA GÜLDÜ" - Türkiye'deki sigorta sektörünün büyümesi kriz ile birlikte yavaşladı, bu sizin hedeflerinizde ne gibi sapmalara neden oldu? Kriz uzun zamandan beri geliyorum dedi. ABD'den sonra Avrupa'ya geçti. Geçen yaz birçok basın yayın organı ve televizyonda kriz buraya geliyor, dediğimde çoğu kimse bana güldü. Bunun etkisi daha sonra Türkiye'de de çok hızlı şekilde gözükmeye başladı. İşsizlik yüzde 10.9 seviyelerinden yüzde 16 seviyesinin üzerine tırmandı. Türkiye, ihracata dayalı büyüyen bir ülke ve tekstil, otomobil başta olmak üzere birçok iş kolunda işsiz sayısı hızla artıyor. Ne yazık ki, bu durum devam edecek ve yaz aylarında terörizmin etkisi ile bu giderek artacak. Yeni üniversite mezunlarının katılması ile birlikte işsizler arasındaki mücadele en az önümüzdeki 9 ay boyunca artmaya devam edecek. - Ekonomide iyileşme sinyallerinden bahsediliyor, fakat siz en 9 ay boyunca işsizlik artacak diyorsunuz... Evet buna şüphe yok, çünkü işsizlik, ekonomideki geç göstergelerden biri. Ekonomi iyi gitmeye başlasa bile işsizlikle ilgili olumlu gelişmeler kendini daha sonra gösterecektir. Bu yüzden önümüzdeki seneden önce işsilik rakamlarında azalış görmemiz pek olası gözükmüyor. Tabii, bu işsiz sayısının bundan sonra çok hızlı şekilde artacağı anlamına gelmiyor, ama yavaş da olsa kademeli artışına devam edecek. Bu yüzden insanlara bu noktada koruma sağlayarak güven sunmaya çalşıyoruz. Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için buna ihtiyacı var. "KRİZİN AĞIRLIĞI ARTTIKÇA SOKAKTAKİ ADAM BİZİ ARAYIP ÜRÜNÜNÜZÜ İSTİYORUZ DEMEYE BAŞLADI" - Peki rakamsal olarak hedefleriniz ne kadar değişti? Türkiye'de 40 milyonun üstünde kredi kartı var ve kriz dönemlerinde kredi kartları daha çok kullanılıyor. Amacımız kredi kartı konusunda Türkiye'deki büyük bankalar ile çalışabilmekti ve bu hedefimizi yakaladık. Ama, araç ve tüketici kredilerine baktığımızda neredeyse yüzde 50 ila 60 oranında bir düşüşü de görüyoruz. Özellikle araç kredilerine baktığınızda borcu ödeyememe oranı yüzde 7'lere kadar çıktı. Bu da özellikle bankaların, ürünün değerini anlamasına yardımcı oldu. Bu oranlar artınca sokaktaki adam bizi arayıp bu ürünü istiyoruz, demeye başladı. Biz de onları bankalarına yönlendirdik. Bu gelişmelere baktığımızda, önümüzdeki 18 ay içerisinde Türkiye'de yaklaşık 1 milyon kişinin işsizlik sigortasını satın alacağını tahmin ediyoruz. - Şirket olarak topladığınız primleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Küresel bir firma olduğumuz için bu kendi içinde farklılıklar gösterebiliyor. Bir kısmını nakit olarak tutuyor, bir kısmını hazine tahvillerinde değerlendiriyoruz. Dünya son altı ayda çok değiştiği için bu varlıklar birçok farklı finansal entstrümanda kullanılabiliyor. - Siz işin bu kısmı ile ilgilenmiyor musunuz? Hayır, bu kararlar merkez ofisimizde alınıyor. Biz burada temsilcilik görevini yürütüyoruz. - Reasürans firması olduğunuzu söylediniz? Arkanızda herhangi bir destek var mı? Hayır yok? Tüm riski biz kendimiz alıyoruz. - Devlet desteği? Hayır. 100 milyar dolarlık bir varlığa sahib olmamızın arkasında da bu desteğe ihtiyacımız olmadığını göstermek yatıyor. "HANE BAŞINA KİŞİ SAYISININ AZALMA EĞİLİMİ, MORTGAGE PAZARINI TÜRKİYE'DE BÜYÜTECEK" - Türkiye'deki mortgage sistemini nasıl buluyorsunuz, sizce faiz oranları yüksek mi? Türkiye'de ortalama mortgage süresi yaklaşık 78 ay ve bu çok kısa bir vade. Bunun yanında ortalama miktar da 100.000 TL. Buradaki geleneksel sorun faiz oranlarının yüksek olması. İnsanlar ödedikleri faiz oranları yükselmesin diye vadeyi kısa tutmaya çalışıyorlar. Son dönemde faizlerin düşmüş olması bu piyasaya ilgiyi yeniden artırdı. Ama 2007 yılında mortgage yasasının geçmesine rağmen, ikincil piyasanın olmaması da faiz oranlarının bu kadar yüksek olmasında etkili. - Türkiye'deki mortgage pazarının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Şu anda dünya bir krizden geçiyor ve bu krizin şekli bana göre "U" tipinde olacak. Dünya 2009'un ikinci yarısında ekonomik olarak yaralarını sarmaya başlayacak ve elbette Türkiye de bundan nasibini alacak. Bu iyileşme ile birlikte, Türkiye'deki hane başına yaşayan kişi sayısının da şimdi bulunduğu dört ila beş seviyesinden, ABD ve Avrupa'daki bir veya iki kişi seviyesine doğru düşmeye başlayacak. Bu gelişmenin konut ihtiyacını artırması ile birlikte, mortgage sisteminin de yüksek büyüme potansiyeli taşıdığını görüyoruz. - Faiz oranlarını şimdi yüksek buluyor musunuz? Avrupa ile kıyaslandığında hala yüksek ama zaman içinde aşağı gelecektir. Bu biraz da zaman meselesi. - Türk pazarına girmek ve nüfuz etmek sizin için zor oldu mu? Türkiye'ye her zaman uzun vadeli baktık. Buradaki başarımızdan şu anda memnunuz. Tabii, krizin gelmesi ve insanların işlerini kaybetme korkuları ürünlerimize ilgiyi artırdı ve pazara penetrasyonumuzu kolaylaştırdı diyebilirim. Elbette bu bizim krize sempati ile baktığımız anlamına gelmemeli. TÜRKİYE İÇİN STRATEJİMİZ, "İYİ GÜNDE DE KÖTÜ GÜNDE DE BURADA OLMAK" - Türkiye için özel bir stratejiniz var mı? Evet var ve çok basit. O da; iyi günde de kötü günde de buradayız. - Türkiye'de hükümetler artan sosyal güvenlik açığına çare olması için bireysel emekliliği teşvik eden uygulamalar getiriyorlar. Siz bireysel emeklilik ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bana kalırsa eğer insanlar imkanları varsa bireysel emeklilik yapmalılar. Çünkü, artan nüfus ve akabinde çalışmayan nüfusun çalışan nüfusa oranında sürekli kaydedilen artış, devletlerin sırtındaki yükü her geçen gün daha da ağır hale getiriyor. Bu yüzden güven verecek bir bireysel emekliliğe sahip olmanın önemli olduğuna inanıyorum. Bunun da ötesinde gelişmiş bir bireysel emeklilik sistemine sahip olmak, buna sahip olan o ülkenin daha güçlü hale gelmesine katkıda bulunacaktır. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|