Konu: Ahmet Yozgat
Tek Mesajı Görüntüle
Old 07-25-2008, 08:12 AM   #599
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Panikteyim Yetiş Şiir İlinin Kervancısı
Apostol'la Elli Altıncı Sayfaya Dipnot

1/:
Şahbazım şahım,
Yutar ya akşam, ufki ağzından sarı kızı,
İstemese de kendini vurur kudurgan sellere,
Heman her ilkbaharda nurlu yakamozların ozanı,
Cönk sayfalarında özgür şiir atları dolanır,
Koyar da üç, yedi ve kırk yerinden yamalı dağarına,
Bir parça yoksul ve yosun tutmaz bir şiir,
Ve göğsüne başını yaslar dağların şair,
Öz vatanı hoyratlarda ferman yürütür.
***
İnleyen bir acılı yüreği dinler ya merhamet ehli,
İşte o da bir ırmaktır akışkanlığı olmasa bile.
Şikayetim odur ki şahım,
Onulmaz ve onarılmaz yaralıyım bu koyakta,
Ve panikteyim sükunet sokağında,
Yetiş ey hür kervancısı şiir ilinin,
Taşınacak vilayetlerim vardır söz illerinden.
Ve ıslanacak hatıralarım...
Acıyı kırk nehir halinde kırk bin kerre imbikleyip
Garip zamanların esrik gözlerinden...
Bir yaralı serçe bilir beni,
Ve bir de şiir cengaverleri,
Yama kuşu misali tutunurum zamanın yırtığına,
Adı dilimde hazreti pirin,
Şirin şiirler ırlarım,
Belki yarın,
Ve sonrasında.
2/:
Kabulse mirzadem,
Geçelim mi tarihi Yozgati’ye de mirzam?
Diz dizeydik ağzı dualı bir bilge adamla.
Ben derin bir merakla temaşa eyliyordum alemi,
Yarı kapalı nazarı,
Tam açık ağzıyla bilge shaman derin bir duadaydı.
Kadehime doldurduğum sakız otundan sıkılmış şiirdi,
Ve nah şuramda gezinen acıkmış simitlerin susamıydı...
Böyle bir hikayetti işte benimkisi de. Belki de sizin unuttuklarınız. Unutup hatırlamadıklarınız. Ya da bir kadim efsanenin artığı hakikatler. Ya da tarihin söylemek istediği kimi düşünceleri. Ta kendisi ölülerin. Ve ölümün içrek dili. Yani muhterem kari burası bir kasaba gecesinin alt katıydı. Karabasan gibi bürünmüştüm sönen hayatları. Ve duvar askılarında terli kefen asılı bir meyhanedeydim. Çıkageliyordu asesler ve onların saygıdeğer başı. Apostol'un umurunda değildi aseslik maseslik hani. Meyhanenin ortasına gelince Apostol'a bakıyordu asesbaşı ' Bu ne lan? ' der gibi. Dibine kadar kaçak dem evi...
***
Yarına uzanan bir yolda bekçilik bizimkisi,
Ve birer çentik atıp her bir yolcunun peşine,
Şeffaf sufi fiziğinin sivri ucuyla,
Sekirat ehlinin ustası barbaya dönüyordum.
'Lan barba ikiletme de doldur,” diyordum.
Keskin şıradan olsun ases itinin ölümü
Kaçak atın ölümü şeytan suyundan...'
İlham gerek doğması için şiir burcundan ayın,
Sayın ki devinim için dinamik,
O halde için ey şiir cinleri Apost şarabını,
Ve kardeşinizle yola çıkın,
Bu gece talan var diyarı sevgiliden,
Ve bu gece akın...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla