www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 08-16-2007, 12:40 PM   #1
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Adnan DURMAZ

Ad...

sen benim en güzel düşüm oldun
kül olmuş bir günün akşamında

bir daha içilmeyecek giz şarabın
yaşadıkça

korkuyorum
büyü bozulur
karabasan olur diye düş
uzadıkça

şimdi parmak uçlarımda
ışıksı bir toz bırakıp giden kelebek
vaktevvel bir ad ver bana


bir adım olsun
yalnızca senin bildiğin
şiirden damıtılmış
uykularımın arasında
nereden çağırsan işiteceğim
ve içinde
pür gibi yeşereceğim
beni andıkça

ben yitmeden karanlıkta
düş bitmeden
vaktevvel bir ad ver bana...
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:41 PM   #2
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ada; na

gülü dudağından bildim
ikliminin sarhoşuyum
nasıl anlatılır
yakamoz fırtınası bakışlarına tutkum
0 yangın sokuluşun
ayışığı soluyuşun
anlatılamaz...

el ayak çekilince
gökyüzü damla damla inerdi
yıldız vurdu beklediğim tüm kıyılara
bir tek sen
yoktun...

denizler gördüm sen
yedi deryalar geçsem
bütün kara parçalarında dolaşsam yeryüzünün
ölsem
tükenmez
kimsenin varamadığı 0 bakir adana
vurgunluğum...
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:41 PM   #3
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ağğyyy

ağy...........

uzmanlar oturdular
yüzleri ciddiyet boyalı
birisi dedi
bu antik bir heykel
romadan kalmış olmalı
amanın ne cici
amanın ne bici
bak şu kıvrımlara
bukle bukle
bir gözün ışığından
bir elin damarından
daha sahici

diğeri
öncekinden aşağı kalamaz ya
dedi
aman ne güzel koku
nayır nolamaz
evrensel bir şey bu
uzaylılar yapar ancak yaparsa

üçüncünün yüzünde
derin
ve bilge bir sükut
efenim dedi
olsa olsa bu
zamanımıza gelmiş
son put

hepsi bir ağızdan
aman aman
bunu siz mi yaptınız bağyan
bunu siz mi yağtınız bağy
ağy
ağy
ağy
ne kadar da fecisiniz
acaip yeteneklisiniz
siz var ya siz
en siz
efenim ne şahanesiniz
gelmiş geçmiş
en yüce yeteneksiniz

tuttular
yaladılar
yediler
yuttular
gittiler

ve sırada
bekleyenler
çok
çok
çok

kralı çıplak gören deli
dedi
bunun
adı
bok
...................
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:41 PM   #4
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ağlayışların

ağlayışların
kırkikindi ağlayışların
yüzüme yonttuğu derin uçurum
ve ayrılıkların
yıldırım düşmeleri
içimde o yangın artığı kentler
ve keder
kum...

boşalmış köylere vurdum zifiri ıssızlıkta
hayaletler dolaşan yıkık sokaklar
ve silmiş
erguvani süpürgesi ölümün
çocukları-sevdaları-düşleri
her vurgunda biraz daha ıssıza
vurdum da yürek atımı
peşimde ihanetin
arsız gülüşleri...

anladım aşk değilmiş benimkisi
aldanışın parçalanmış aynası

kentler tükürüp
kalabalık
taşladıktan sonra düşlerimi
gördüm
yok olan ormanlardan kalan
ardıç ağacıyım bozkırda
bazan
yurtsuz bir karınca
kanlı ayak izleri
hüznün yitik dizeleri
göğün denizlerinde
yüzerken ay
ben orada
kırık bir hayatın anlamında
tektim
ve yol kıyılarında
hiçliğin girdabı bakışlarıyla
göz göze geldiğimde
ben o ölü köpektim...

dokundum
sözcüklerden nasıl akar mağmalar
yaşadım
bir köpek
yüreğini nasıl dalar...
ve anladım
düşlerin maskeleri düştükçe
aşk değilmiş benimkisi
yıldırımın gök fidana çarpması...

aşk değil-akarsuyun yanılması...

ve her seferinde
giyinip gece rengi harmanisini hüznün
dönmek
yarasını yalayan yabanıl bir hayvanca
dönmek...
ıssızlığına...

ve kaldırımlarda senfonik yağmur
animasyon hüzünler-makyajlı sözler
çalıntı bakışlar-alıntı gülüşler-fabrikasyon düşler
hastane kapılarında ölürken yoksul çocuklar
nasıl tanımlardı
yalnızlığın
yürek kanında yeşeren türküsünü

kuşkusuz aşk değildi benimkisi
bir bozkır ağıdının gözyaşında ıslanması
bir düşün sırtına hançerler saplanması...

aşk oradaydı işte
bir uzun havanın bin yıllık coğrafyasında
kavalın içinde can olan nefes
kanarken ayışığında...
ne ses kamışa
ne kaval nefese sahip değildi aslında
yavri yavri
yel eser
türkü keser kekikler
bir aşk kokusu yayılır havaya...

yürek
bir yıkık çoban çeşmesiyken dağ yamacında
paylaşılamayan güzellikler gecede sızlarken
onurun kızarmış bıçağıyla
çıkardım yüreğimden
kür bir kurşun gibi
anladım
anladım ki
düş değil benimkisi düşaldanması
aah aşk değil aşk değil
kelebeğin ateşlerde yanması...
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:41 PM   #5
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ak Bir Kanama

Ak bir kanama oldu bakışın
Yasak duruşun uzak...
Bir hayâl
Nasıl acırsa
onu kurana
Kaldırımlarda bu kaçıncı sağanak...
Sen bana bakma
Alışkınım
Dönerim yine
Devasa ıssızlığıma...
Hüzün diyordum giderken
Onu masada bırak...
Şimdi anlamadım
Bu buluşmada
Hangi an bir ömre bedel
Beyaz bir kanama gibi acıma
Gülüşünün sayfalarından
Yüreğime değen
İncecik bir yel
Alışkınım
Sen bana bakma
Yıkılsın ne yapalım
Onca zaman
Geceye kazdığımız tünel...
Aldanışlar
Ve yanlış yapmalar ustası
Ahmağın biriyim ben
Utanırım yağmurlarda
Şemsiyeyle gezmekten
Ve hep geç kalanım
Olunması gereken yerlere
Zamanlara
Bu başka bir aldanıştı
Diz boyu
Dizeler boyu
Ak bir kanama gibi acıma...
Kaldırımlara düşen
Eski bir testi yüreğim
Paramparça...
Önemi yok
Yine yoldaşım keder
Sırtımı döner giderim
Varsın yarım kalsın şiirler
Başkasın ki
Vardın gerçeğine başkalığımın

Bir çoban türküsünün kanı
Nasıl yabansa dağları bilmeyene
Başkasın sen
Kaldırımlara
Barlara
Ve şu ana dair
Sanal ve uzak...
Dilerim
Matlığım silinir
Kahkahalarınla
Gözlerinden
Haritalarında olmayan
Bilinmez bir yerim zaten
Bu yüzden
Hoşça kal demeyeceğim...
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:42 PM   #6
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Akşamın Kanayan Sözü

gel ha gayri... meşe selim mor bulutum serçe masumu gözlüm
bu bir kaval kanaması zamanın sinesinden sağılır gelir
bir keder bahçesidir... her gönüle uç verir de açar bir zaman
bir masal bohçasıdır
bu yürek yürek değil
ıssızda bir kuyunun delik kovasıdır
beri gel allı turnam... türkü gülüşler taşısın gözlerin
kendinde bul beni... sana gel... bana git
bu sevdasına yitik karıncanın öyküsüdür

akıp gider de allı telli bu kıraçta
koyunların kukusudur... bulutların kokusudur...
sabahın kokusudur...
akşamın teri
gecenin elleridir akıp gider de hayat... dokunur taşa
dokunur ıslığa... onu kavislendirir...
kayaya gül oyan sevdadır...
ve biz geliriz...
bir kahır... bir acı bir hay bir huy
yağma sofrası bir ömrün haritasında
tutsak geldiğini bilemeden sevdik de yaşamayı...
sevdik teneke barakaları...
kerpiç damları...
yağmurda akan evlerde seviştik gece karanlıktı
anlamadık... çözemedik...
doğuştan hasretli bir suydu işte hayat
ve öldük geride türküler bırakan karasevdalarda yana yana
bir gün belki de bozkırdan kalkan
bir toz hortumu olur da düşlerimiz
savruluruz günahlarımız suçluluk duygularımızla
bir gün belki
adamı eşkıya düşüren sevdanın türküsünü
bir çocuk gelir de söyler yıkılmış evlerimizden kalan
son taşın üzerine oturarak
beri gel... belki zaman da hiçtir
her neyse yaşamın anlamı...
onun en güzel andacı olsun ki aşkım sana
bütün ciddi adamlar sultanlar öfkeler
bar bar bağırmalar... başını taşlara vurmalar da yok olacak
biz varız şimdi... gel de gör senim işte
yokluğun... ömrümün gecesidir

dağlar da ağlar... aslında uzun havalar yankılanır ya
ahını zaptedemeyenin çığlığı kesilir taş olur doruklarında
dağlar da ağlar bulutlar öperken saçlarını...
gün her batışında kanatırken yüreğini
taşlar da gülümser... o en eski usta aşkı nakşederken bağrına
güler taş... hüzünden bakışlarında eğirerek sevdayı
ne zaman bir kadın kilim dokusa
sen beni aramaya çıkarsın yüreğinin gergefinde gül sağnar
gel... artık gel
sensizlikte dağlar da ağlar

yıkılmış surların altında kaç ömür rüzgara dönüştü
dağların ardında kaç sevda bulut olup yağdı çöle
ferhadın yüreği sebil
külüngü söz oldu... bütün dinler kovdu onu
yağmalana yağmalana geldim de işte
ömürdü azığım... sermayem yürek
taşlandım sokaklarda ibreti alem için
sensiz gözlerimi saçtım karanlığa yıldızlardır şimdi
damıttığım düşlerim ekşiyip zehir oldu
yenilgilerden geldim-yorgunum ellerin yok
ve zaman
ve rüzgar
gel gayri gel
yaşamak seninle başlar
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:42 PM   #7
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Amoryumlu Dilenci

yer yavşan
gök yıldız
akşam rengi gözlerinde ıssızlık
oysa sen bilmezsin
hırsız bir yürek dolaşır karlı gecede
sokak itlerinden aç
bozkırlarda ölmüş bir atın kafatasından çıplak
şimdi ben tutup da geceyi sana versem
kar döşenmiş kıraçları-korkunç dağları
uzak melul yıldızları-ayrılık çalan kavalı
neye yarar bir can solumuyorsa

evvel zaman içinde-ırmaklar geçtim ben de
yeğin atlar çatlattım-heybem dolu yıldız
gözleriyle gece ışır tanrıçalar aradım
sevdiğim-kemanım-üveyik türküm
sizin oralardan geçtim daha sen doğmamıştın
kuşkusuz kızıl bir hilaldi dudakların
kuşkusuz dudakların arşipel sularında
şafağa doğru yüzen bir iyon kayığıydı
düş ve coşku toplardı gözlerin yakamozlardan
akşamları samanyolu giyerdin
sevdiğim
aykırı türküm

ölgün eylül ömürler geçirdik de geldik şimdiye
kızıl saçlarına yaprak yağan yarimiz olmadı
eşkıya soysa yanmazdım bu gönülü
derelerde boğuldu hoyrat inceliğimiz
evvel zaman içinde bir yerlerde
kendimi yitirdim geldim
ne bir şehir düştü ardıma
ne atımın terkisinde bir sevda
toynak vurdum da tipili dağ *******ine
terkedilmiş evlere benzeyen yürek kapılarından geçtim
gitgide duvarları yıkılan
gitgide tavanları akan yağmurlarda
muhacir güneşler kırıp yedim öfkemden
kan akmış alanlarda yerlere çarparak yüreğimi
varsın ötsün yalnızlığın baykuşu
ah etmişsem utanacak değilim

sonra kar yağdı
sabahları taze ekmek gibi gülen günleri soydular
gözlerine mil çekilmiş halklar yürüdü tarihin patikalarında
oğulları kıyılmış anaların isyanını yaktılar
çirkef sokaklarında bir dilenci gördüm
kolları bacakları kopmuş
alınmış satılmış yağmalanmış
ordular geçmiş üzerinden
tam da geberiyordum ki kederimden
gözlerinde at koşturan bir kuşku
dedim adın nedir
dedim adın nedir
dedim adın ne
iki ırmak çağladı da gözünden
dedi
adım
aşk

şimdi bin yıldır aradığım yüreğimin terkisinde
atımı ılgarladım yıldızlara
merhaba ey yaşamak
merhaba
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:42 PM   #8
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Anka

yıldızlar umuttan nakşedildi geceye ilmik ilmik
ay aşktan doğdu
bakmayın
surlarını coşkudan
sokaklarını düşten kurduğum kenti
bir anda yıkabilirim
kaç aşk var ki tarihimde
yüreğimi ateşlere fırlatmışım
belki delinin tekiyim- belki yabanılca korkak
rotası şiirle çizili
yelkeni gökyüzünden biçilmiş gemilerimi
çıktığım ilk adada yakabilirim

bazan bir tek bakışla
dünyalar kurulur içimde
bazan tek söz
çöllere sürgün eder delisularımı
kum savururum yalnızlıklarda
taşlara çalarım rüzgârlarımı
delinin tekiyim ben
kendi kendini yakan
o çılgın anka
ve kendi küllerinden kendini
yeniden yaratan
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:42 PM   #9
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ateş Çiçeği-02

Kar’Üseyin araladı kapıyı
Hatçe pusmuş oturur peykesine topak evin
Kekikli bir yel kokusu
Tüm sesler ölü
Ne gök mavi - ne toprak yeşil - ne taş sert
Ölene dek saldıracak
tutsak bir yaban hayvanı
İçinde kaynayan tiksinti - kin
Kangal dikenleri gibi
Batmaya hazır her yanı
Kar’Üseyin’in kurbanı
Pusmuş peykesine topak evin
Yeryüzünün en kimsesiz insanı

Bir çığlık / göğü yırtan bir yıldırım
Akkor bir şimşek çakması
Eşkıya başının ruhuna çarptı
Yeryüzünün en kimsesiz kurbanı
İsyan kustu avcısına

Kanların altına aksın da yivrim yivrim
Asıl ayaklarından ölüm koksun ortalıkta
Yağlı kurşunlara gel

Hatçe dedi
Öyle bağırıp çağırma- şükür eyle Allah’ına
Seni bana yazdı da -şu dağların aslanına

Ne söylese dinlemedi
Çığlık çığlığa inledi
Yeşil çimenlerce güzeldi
Sarı papatyaların dengi
Mor menekşelerin ahengi
Ve pembe güllerdi Hatçe
Ağlayan güller gibiydi
İki gözü iki çeşme
Eey insanlar / hatırdan gönülden bilenler
Diz çöküp namaz kılanlar / adamdan sayılanlar
İleri gelenler- usul duranlar
Katiller Hatçe’yi aldı da kaçtı

Çiğillipınar’a konan Suvermezliler
Dayılar- böleler- emmiler - utlular-utsuzlar
Sizin de namusunuz değil miyim ben
bire gidi namussuzlar

Dağ- taş inledi sesinden
Konuştu Kar’ Üseyin
Ben de bu dağların hükümdarıyım
Ve dahi cümle köylerin
Bolvadin’den- Kareser’e
Çifteler’den Sivrihisar’a nam yürütmüşüm
Hiç bağırma boşuna yakma tatlı canını
Gücüme kimseler karşı gelemez
Sen benimsin bundan gayrı
Var teslim ol bana
Gül ol da açıl bağrımda
Dünyalar vereyim sana..

Kar’Üseyin adın kara yerlerden gelsin
Yeğniciğinden yan da teneşirlere gel
Tutul da nuzullara çot olsun elin yüzün
Dumansız bacalardan karanlık *******den
kurtulma kara köpek

Kar’Üseyin çıkıp gitti dışarı
Yüzü öfkeden seyriyerek
Vardı kardeşi Keloğlan’ın yanına
Kel Mustafa düşünceli

Ulen Üseyin
Elin yumruk kadar öğsüzünü ne edecektin
Daylak gibi karın vardı
Üseynin yüzü öfke karası
Çıktı bayıra yukarı
Ve Hatçe’nin bağırtısı geldi peşinden
Sonra bir daha vardı
Bir daha çıktı
Hatçe ha bire bağırdı
Yengeler girdi / oturaklı kadınlar
Gerisin geri çıktılar
Ne bir tas su ne bir çarpım yufka
içip yemedi
Ağladı- ilendi- sövdü
Gelenler kâr etmedi

Anasının yarasını sardılar
Olur bacım dediler
Bir sizden ürüsüm değil
Elden ne gelir
Gözlerinin yaşını sil

Garip yolcular geçer yürüyen ölüler gibi
Kimisi ağaç ayaklı kiminin başı sargılı
kolu kesilmiş
Ölüm haberleri - ağıt çığlıkları
Günlük işler arasında
Erkekler kırılmış savaşlarda
Trablusgarp’ten Balkan’a
ne emmi kalmış- ne dayı
Ne bir devlet var ortada
Ne Allah rızasına hak güdecek bir başkası

Aziziye Konağından Geri dönmüş
elleri boş - yayan- yapıldak
Ağlar Filik Abıla yüreği bir hoş
kolları kopuk yaşın yaşın
Bu ne hak- bu ne hukuk
Kaldı harman yerinde samanı- çeci
Olancası bir avuççuk
Eller devşirip getirdi

Uzun yollardan gelirim dedi
Trablusgarp çöllerinden
Tobruk’tan- Derne’den
Susuzluktan ölenler
Kıvıl kıvıl bit içinden
Açlık - kum - ve bit harbinden

Irak yollardan gelirim
Tel örgülerden

Kurşun ve hançer kavlinden
Ölümü uçurum Balkanlar
Ölümü kara Karadağ
Tirana’dan - Üsküp’ten
Sofya’dan - ve Varna’dan
İnsan yüzü görmemiş acılardan
Bilinmedik açlıklardan
Bir kolum kopuk
Bacağım ağaç
Susuz- aç
Kaybedilmiş
ama büyük kavgalardan...

Girdi topakeve yol yordam bilen kadınlar
Kalaylı sinilerde yayla balı- kaymak- katmer
Elden ne gelir dediler
Gayrı sen mundar oldun
Bir bu eve yakışırsın
Yok gidecek başka bir yol
Gelir sıkar ümüğünü dediler
Var Kar’Üseyin’e teslim ol

Alsın kudurmuş kart köpek
Sıksın ümüğümü / canımı alsın
Ölüp kurtulayım varsın
Ona karı olacağıma
Gövdemi topraklar sarsın

Bir kadın yaklaşmak istedi

Sakın daklaşmayın bana
Kara Köpeğin itleri
Şu al kutnu sayanızdan utanın
dulukbastılı feslerinizden
Yılan dillerinize kanacak mıyım
Çıkın başımdan defolun

Kele kız delirmiş dediler
Vaa bacım hadi gidelim
İvedi çıkıp gittiler
Artlarından fıydırılan sininin
sesini işittiler
Zaman akmaz gibi yavaş
Uzaklardan çan sesleri
Ve yaylanın yeli kekik esintili

Bir kabaltı çınladı
Sonra bir hardal çanı
Arkasından zil
Yanal koyunları aklına düştü
Gümüş burum kuzuları
Sonra anasının yüzü
Acı içinde sefil / saçılmış al kanları

Açıldı kilim kapı
bin bir rengiyle balkıyarak
Girdi Kar’Üseyin
Kara kaput yüzü yülenmiş
Kancık bir ifade gözlerinde
Gayrı barışalım pohur çiçeğim
Öyle bağırma konuşak
İnsan konuşa konuşa
Aşık koklaşa koklaşa

Bağırdı- taştı- tutuştu
Ak boynunda gök damarlar belirdi
Kanadı yarılmış dudakları
kar dişleri göründü

Kes ulan dedi Kar’Üseyin
Yolumu yokuşa vurma
Sarpa sardırma gönlümü
Kafa tasımı attırma
Çıktı gitti ormanlara yukarı
Üçüncü gün gelmedi
Gün uzadı- devrilmedi
Gecenin bir vaktinde
usulca girdi kapıdan

Beni zora koşma Filiğin Hatçe
Bundan böyle avradımsın
Namusun benim boynuma
Her şey gönüllüce olsun

Hatçe kıvrılmış sedire
Uyanıp belinledi
it oturumuna geldi
Bar bar bağırdı
yok mu bir can kurtaran
Çıktı gitti Kar’Üseyin

Dördüncü gün ikindi sularında
Kar’Üseyin gene geldi
dili ballar tadında
Geri gitti umudunun boynu kırık
Dört gündür lokma yememiş
Aç ölmeğe karar vermiş
Bir telaş sarmış herkesi
Yalvarmış yenge kadınlar
Bir tas su bile içmemiş

Beşinci gün düşündü
topakevden çıkarken
Ulan tut diyor felek / yatır altına
bas tokadı / tut elini kolunu
kalmamış zaten takatı / bas
Baktı Hatçe arkasından
Kim alır ahını ölsen
Kim acır gebersen acıdan
Madem öyle yaşa- diren
Yaşamayı fitil fitil getir burnundan
Kendin sor hesabını
Kar’Üseyin’den

Altıncı gün uzanıp tuttu kolundan
Tokatı yeyiverdi yüzünün ortasına
Hırsla bir tekme savurdu Hatçe’ye
kurban yuvarlandı yere
Fırlayıp kalktı öfkeyle saldırdı bağırarak
Beynine yankılandı yüzüne değen tokat
Düştü yeniden / darpadan kalktı
Çıkıp gitti Kar’Üseyin
Hatçe hüngür hüngür ağladı...

Oysa böyle olsun istemiyordu
Tadı kekreleşti sevmenin dedi

Ertesi gün öğle sonu Keloğlan
Girdi topakevin kapısından
Hatçe’ye nasihat verdi
Ben de istemezdim dedi
Gümbür gümbür davulunan
Köylüye aş döke döke
Al duvaklar içinde
murad almak hakkın idi
Öyle iken böyle olmuş neyleyim
Kar’Üseyin ağamdır ya
Aklı ermez yol yordama
Olan olmuş / çaresi yok / neyleyek

O dedi Hatçe ağladı
Sonra da çekilip gitti
Vardı Kar’Üseyin’e
Herhalde yumşuyor dedi
Elbet alışır sonunda
Sen de biraz sabır eyle
Kayıl olacak bahtına

Sekizinci gün gelmedi
Kar’Üseyin
Gene gitti kel Mustafa
nasihat etti
İnar-ı fener olmuş acıdan ve açlıktan
Gerçi yemeğe başlamış
Kadınlar öyle söyledi

Ertesi gün Kar’Üseyin geldi oturdu
Önce saydı döktü yiğitliğini
Sonra ağalığını anlattı
Üç bin davarım var dedi
Üç bin adamım
Gel etme gayri Hatçe
Sarplara vurma beni
Sen iste dağları yıkayım
Sen dile köyleri yakayım

Dilerim yalanların boğar seni
Dört vatan hayını
ne zaman üç bin oldu
Zenginlik ağalık sana mı kaldı
Dilerim, toprak bile kabullenmez gövdeni
Hatçe böyle söyledi

Kar’Üseyin çıkıp gitti
Bindi atına dörtnala vurdu
Yitti ay altında

Bir Göğüs Yaylasına vardı
Bir Kartal Pınar’ına
Doma’dan harmanladı
Oluklu’dan dolaştı
Belce’de sabaha ulaştı
Orda uyudu bir vakit
Yeniden bindi atına
Tekne Çukuru’na vardı
Keçi Gölcüğü’nde at suladı
Dolaştı Emirdağ’ın tüm yaylalarını
On sekiz yaylaya nal vurdu geçti
--
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-16-2007, 12:43 PM   #10
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12091
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ateş Çiçeği-03

Toprak düm düz
Acı bir boşluk kalmış
gidip dönmeyenlerin gittiği yolda
Çürüyüp dökülürcesine akan zamanda

Gülüşü - düşü tükenmiş insan
Tek kolu kopuk yolcu
Oturmuş damın duldasında
Yaşamın anlamını saklıyor gibi
oyulmuş sol gözünün yalağında
Trablusgarp’te kum
Sinek gibi kırılmış insanlar gördüm
Allahu Ekber Dağları’nda kar altında kalanlar
Düşmana mermi sıkmadan düşmüş yatanlar
Ne yürek kaldı bende ne düş
Yüz binlerce öldüm

On metre kar altında Sarıkamış Dağları’nda
Yan yana- koyun koyuna
sarmaşıp da yatmışlar uyurcasına
Gözleri açık kalmış
bir garip dalmış boşluğa
Dört ayağı üstünde donmuş beygirler
Varıp üzerine binesin gelir

Ve dahi bahar geldi eridi kar
Top arabaları çıktı ağaç tepelerinden
bir garip kuş gibi tünemiş
Dağ taş insan cılkı insan cesedi
Yel vurdu- sel taştı
Param parça / koka koka aktılar
Gün vurdu koktu dağ taş
O sulara sindi diye
İçmedi hiçbir mahlukat
Öyle bir koku ki
öte yanın beri gelir
Açlıktan- sıtmadan - ölümden beter

Ne yürek kaldı bende ne düş
Milyonlarca öldüm

Acı ki anlatılmaz bir şeydir ancak yaşanır
Acı ki mahlûkatlar içinde
Ona bir insan dayanır

Geri dönen on binler gibi
artık asla sevinmemek
üzülmemek üzere geri döndüm

Ve kalkıp yürüdü
Geri dönmeyenlerin gittiği yoldan
Kan damlayan bir suskunluk asılı kaldı havada
Kar'ağaçtan yontulmuş
düğnüğün ortasından sarkan nazarlık
Keklik yumurtasına ak dantele işlenmiş
Salkım saçak taneleri altın rengi üzerlik
Topakevin tavanından
ipin ucunda sallanan
bir demet sıtara çiçeği...

Mazlum- kuzu gözlerinde keder domurladı
Sıtara çiçeğinde kendini buldu Hatçe

Goncaları yıldız yıldız açılmış
büyümüş koptuktan sonra da
Kimse bilmez bu nasıl iş
Kopunca da ışkın sürer dal verir
Hatçe kendisini buldu sıtara çiçeğinde
Güzelliğin solsun dedi
Serpilip de gelişeme
Sana bakanlar kör olsun
Gözlerin önüne aksın da be Hatçe
bunca namussuzun yüzünü görme

Buğulanır yıldızlar yaslı gözlerde
Acı kokar yavşan otu gecede
Acı kokar cızlağan
Ötmesin üğü kuşları dert koyup derde
Delme kuzu ayrı düşmüş yanal koyundan
Yalnızlığı kurt sağnağı / oluru kesik
çözümsüz bin bilmecede

Bağrından hançerlenmiş tarihlerdir bu
Daha nice cellat eli
Hoyrat - harami keser
sıtara çiçeğini en yıldız yerinden
O dal sürer kesildikten sonra da
Açılır oylum oylum
Oy sıtara çiçeği
Bu onuncu gün
Sıtara çiçeği Hatçe
İlk kez dosdoğru baktı Kar’Üseyin’e
Ve konuştu ok gibi

İnsan dedikleri zulm eylemez mazluma
Daha murad almadan
Ben bir yetim parçasıyım
Er kişi dedikleri dünürcü salar
Sen beni istettin mi
Bire Kar’Üseyin
Saltanatın mazlum kanı
Ki ben kimsesiz biriyim
Yoksul Filiğ’in bir eli
Üç yüz atlıyınan basıp kaçtınız
Al duvak isterdim
dengim birine

Bire Kar’Üseyin
Dünürcü salardın erkeksen
Doğrudan yüzümü görmeden
Başka bir kız yok mu idi
Sen beni mi kurban seçtin
Al gayri işte
Al da kara başına çal gayrı işte

Kurdun pençesinde emlik kuzular gibi
Şimdi var geç ırzıma
Zorla çökersen başıma
Söz verdim kendi kendime
İp atar kıyarım canıma

On birinci gün konuştu Hatçe

Anamın şemenesiydim
Yoksul hanemizin yakışığı
Bana ayna tutup- işmar edenler
Vatan millet hakkı için
Kırım kırım kırıldılar cephede
geriye dönmediler
Sen ki uğrular uğrusu / uğursuz çapulcu
Koca koca kurtlar bile karıncaya el kaldırmaz
Gavur bile tevir tevir bazısı mazluma saldırmaz
Evlisin alem bilir daylak gibi karın var
Çocuğun var hanelerin ışığı
Hiç Allah’tan korkmadın mı
Bire Kara Üseyin benim suçum ne
Şimdi gel çök başıma ben de kıyayım canıma

Kar’Üseyin çıkıp bindi atına
Artık çatladı çatlayacak
Çatlarcasına sürdü kula tayını
Koca Belen’e nal vurdu / Tabaklar düzüne indi
Eskigömü üzerinden / Holuz’a doğru devrildi
Ulan dedi
dokuz çatal - otuz boğum oldu dert
Otuz tilki dolaştı kafasında
kuyrukları birbirine değmeden
Hatçe büyütmüş içinde / bir şifasız afat etmiş
O afatta kavrulur da savrulur
Üryan geçirir gönlünden
Aklı çıvası gelir
O ne endam- ah o ne
o ne meme- ne uyluk
Zibetli yaylada buldu kendini
Durdu çatlamak üzere kula tay
Vay anasına ulan dedi
Vay Kar’Üseyin vay!

On ikinci günün gece yarısı
Bir hışımla açıldı topakevin kapısı
Hatçe dirkeden attı
darpadan ayağa kalktı
Bana bak Hatçe Gelin
Bolalsın yerin göğün
Babası evine gitti
Karımı boşadım bu gün
Bin Güllü olsa boşarım
Ala demirin bıçağı
Gayri burnuma geldim
Şimdi başka sözüm yoktur / dök- düşün

İki gün hiç uğramadı Kar’Üseyin
Hatçe kaçmayı düşündü
Dedi- üç adım salmazlar
Kendini asmayı düşündü / can baldan tatlı
Bir ara acır gibi oldu Kar’Üseyin’e

Yiğide hakkını vermeli
İkinin biri gelir isterse / birin yarımı
Üstüne yok yakışık bahsinde
Kaç kız iç geçirir onu görünce
Ama bir yol her şeyden iğrenmiş Hatçe
Vakit on beşinci gün
Yel ince
Dağların üzerinden kürtük kürtük bulut ağdı
Ay balkıdı - süt döküldü ovaya
Dört bir yana - ışık yağdı
Korkunç ıssızlıkta karanlık hırsızdan yana
Bekleyiş diri diri mezar tadında

Gece ki
Düğnükte gıcım gıcım yayla yeli
Dörtnal bir at güpürtüsü titretti topakevi
Kapıdan Kar’Üseyin girdi
Durdu / bambaşka biri / taş- demir- tunç
Avını gözleyen bir şahindi gözleri
Duruşu korkunç / kandil alevinde
yalım kesilmiş yüzü

Avla avcı göz göze bakıştı bir an
Anlattı neyin nasıl olacağını
Haykırdı Hatçe
Duyulmamış bir canlıya aitti sesi
Yetiş kurban olayım anam

Avcı saldırdı avına
Av çırpındı kollarında
Öylesine bir direnç ki
şaşırdı avcı
çırpındı kurban
saldırdı avcı
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:55 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.