![]() |
![]() |
#161 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Mezra Şiirleri - 04 Hep Zemheri Kılığında Azrail
ap ak bir kilimdir ölüm yalımı buz. yatağı mitil zaman öyle bir ücra dağları dik yarları kilil kilit bağırsan - çağırsan sesin erişmez dikenler ekilmiş yazgına kirine kil kıtlığı yüreğin tike tike doğranmış sevdalarda böyle yapılmış akit... bir var bir yoksun sanki karda bir tilki aç bilaç dört bir yanın it yaşadığın onca zulme karşılık bir kuru cansın nakit... |
![]() |
![]() |
![]() |
#162 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Mezra Şiirleri - 05 Hep Zemheri Kılığında Azrail
hep o sarı rüzgârların ölümcül uğultusu umut sanıldı yağmur öksüzü başaklarda daha! karasaban kırılmış yatar tarlada daha aynı inde yaşar inek ve insan... gecesi kör kandilsiz sevdası dilsizken daha hangi zalimin gazabı enkazlar doğuran tank... neylersin tekmil medetlere kilitli dilin bir dualar kalmış payına ve çekmez zülfikarım zalime sararmış kitap yapraklarında Aliyyül Murtaza... yalnızsın ufuklar ölüm pususu zaman yaralı bir kısrak çözülmüş dizlerinin bağı ölümü bekler artık umut hep gözbebeklerine kurur otağı lâkin mümkünler yaralı- bakışlar yıkık... hep zemheri kılığında gelirdi azrail hep yokluk suretinde can koparırdı gayrı ıssızlığa çadır kurdu cümle ölümler iğne deliğine girsen farketmez kaçış yok önüne dağı- taşı yığ bütün yollar kapanmış bütün geçitlerde çığ... bir sonsuz ölüm içinde ne ölür ne yaşar bu köz bu izba bu hasret mezra... |
![]() |
![]() |
![]() |
#163 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Misketime Benziyordu Öldüğüm Kurşun
“..İngiltere Başbakanı Tony Blair, Bağdat'taki bir pazaryerine 26 Mart'ta düzenlenen ve 15 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombardımandan müttefik kuvvetlerin sorumlu olmadığını söyledi....” dizeler dile dökmez oğulları öldürülmüş anaların yasını cellat çizmeleri altında şafak gül gibi sökmez ay paklamaz zulümden gecenin karasını ırzına geçilen çocukların yakılmış cesetlerin yüzüne akşam düş gibi çökmez hangi söz anlatabilir kolları kopmuş yurtseverin yürek yarasını ve tam vardiya ölüm fabrikaları silah simsarları haykırdı -insan hakları! hayvan hakları! vay anasını be! vay anasını! .. ey Bağdat yaşamın anlamı kalmayan zaman zaman zaman zaman yalnızca ölüm anlamlı olan boğazlandın bir dağ gibi dünyanın tam ortasında ve barış tellalları -uygarlık vampirleri bu insan kıyımına utançsızca baktı da görmedi be! görmedi be! görmedi! Yakalandığında Bir mağaraya benziyordu diktatörün ağzı Ve her yerde gözleri kulakları Bu tarih tanrım Bu kuma yazılan tarih Kaç bin yıldır böyle sarı Karanlığın Sığınak gibi geldiği akşamları Ve evleri yaktılar evlerin ne suçu vardı beşikleri duvardaki duaları oyuncak bebekleri vurdular oyuncak bebeklerin ne suçu vardı anaları çocuklarına hasret genç kızları düşlerinde vurdular onların da anaları yok muydu bebekleri yok muydu -bağırlarına basıp adına mutluluk dedikleri ve ağıtlar yükseldi tüm yoksul sokaklarından yer yüzünün ruhuna kadar sömürülmüş milyonlar su ve ekmek sustular gözyaşlarından -özgürlük yaşasın -diye bağdaki üzümü gözleyen toprakta petrolü izleyen uydular ne ayyuka çıkan ceset kokularını ne dünyayı sarsan kıyım çığlıklarını bir onlar duymadı be! duymadı be! duymadı! .. diktatörün dikenden kanatları altında firari sevdalar düş kurardı çöl kadar susuz bazan kan lacivert bir şarkıydı gök bir peri masalında ay akardı tüller içinde masmavi bir coşkuydu aşk yıldızlar bir pembe-bir sarı yalnızca düşler vardı güller içinde bağdat gökleri üstünde kaçıncı yakılışıdır filistinin Kudüs’ün kaçıncı işgali kaçıncı cehennemdir tikrit bu kaçıncı nuh tufanı kaçıncı yecüc mecüc kaçıncı cehennem bu kaçıncı it oğlu it orada ırzına geçildi gözyaşlarının bile yeniden çarmıhlandı spartaküs Nesimi’nin derisini yüzdüler Yeniden asıldı hallac el mansur kaçıncı kez kirlendi barış simsarlarının kof sözleri orada... masallardaki iyiler yıldızlı göğün sırları yorulmuş yaşamların çiçeklenen kırları yamaçlarda dinlenen eski zaman yatırları katledildi orada... annelerin parçalanmış memelerinden sütleri toprağa damlıyor öldürülmüş çocukların oyulmuş gözlerinden anneleri kanıyor artık ellerimi tutamazsın anne ellerim yok. bir daha sevinci koşamam sokaklarda bacaklarım kopuk sokaklar yıkık bir sesim vardı gülüşüme şarapneller düştüğü anda bütün çocuk sesleriyle birlikte insanlığın suratına haykırdı misketime benziyordu öldüğüm kurşun yağarken gökyüzünden yanık et-kopuk bacak insanlık kördü anne insanlık sağırdı bir çığlığım kaldı benden tarihin vicdanında yankılanacak gayri gözyaşlarını biriktirsin dünyanın dört yanında yalnızca ağlayanlar sonra da oturup içsin senin yazdığın yaldızlı dizeler öfkeye-kınamaya-yasa dair artık durdurmaya yetmez bitmiş bir kıyımı ey şair isyana kesmedikçe kederin kalemin yüreğine saplanıp ateşle yazılmadıkça dizelerin daha çok vampirler sokaklarda uluyacak başka bağdatlar kanayacak insanlık zulüm soluyacak çocuklar soracak ey insanlık çocuklar sizden soracak sevinçler ne kadar az azrail ne kadar çok artık ellerimi tutamazsın anne ellerim yok! .. |
![]() |
![]() |
![]() |
#164 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Mutluluk Sonatı
onun beğenisiyle seçmek kendi beğenisinin giysilerini onun yalnızca kendisinin bildiği gülümseyişini düşünerek ama hiç farkında olmadan tıpkı yatağını okşayarak akan bir ırmak gibi kanında aktığını bilerek onun gün boyu ama farkında olmadan ve kendisi olarak konuşmak hayata dair kendisi olarak karşı çıkmak zulme kendisi olarak bakmak yıldızlara ve onu bulmak bir büyük bahçede dolaşırken her adımda duyulan çiçek kokuları gibi bir bakışla söylemek sevdiğini sitemini bir gülüşte saklamak ama anlaşılmak sevdada yaşamak bu değil mi her kadının... yemek masasında gülen insanlara dair düşleri karışır yaptığı yemeklere ev... ve onun güzelliklerinin tanrıçası olmak ve mimarı olmak oradaki gülümseyişlerin yaramaz bir çocuğa bağırılan öfkenin dalındaki gül ocaktaki yemeğin müziği-komşu kadınlarla kahve falı ve geçerken yan gözle bakılan ayna mutluluk bu değil mi her kadının güzel perdeleri vardır sabahları okşayarak açar onları... o tüllerin başka ve anlatılmaz kokusu... sabahın ışıkları usulca değdiğinde tülü aşıp kendiliğinden dağılıverir ve o tülleri okşayan ışıkla yeniden doğar kadın mütevazı hayatında... yeniden doğurur sevgiyi tül yumuşaklığını da ekleyip gün ışığına kocaman bir gülümseyişe dönüştürerek evdekilerin yüzünü aydınlatır... ki aşk bu olmalı ya da aşkın bir anı: “her şey anlarda gizli değil mi varsın aşkın bir anı olsun sessizce bir dünyaya yayılsın rutubet kokulu bir ev gül kokar olsun” çünki o günü sevgiyle örer çocuğuna ördüğü bir kazak gibi baştan sona ve her ilmiği ayrı bir an'ı dır aşkın... |
![]() |
![]() |
![]() |
#165 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Neye Yarar?
Senden sonra kim girmişse sınsrlarıma Çarptı senin demir duvarlarına Felç geçirmiş bir coşkunun Çaresiz bakışları kaldı,benden onlarda Kesip atmak bıraktığın ne varsa Ve boğmak yüreğimi kendi avuçlarımda Bir çözüm getirmedi gönlümdeki inmeye Ben bilmezdim türküsünü sınırsız mavilerin Boğuldum kavanoz dolusu su ölülerinde Kahverengi denizler büyütmüştüm Göz bebeklerimde sana Kupkuru çöl matlağı saplandı bakışlarıma Talan oldum yüreğimde hüzünlerime kadar Ey yar Beni bir yerlerde sonsuza dek seviyor olsan Neye yarar? |
![]() |
![]() |
![]() |
#166 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() O Şair
ne bir yüzü vardı ne elleri ne adı bir şair şiir dokudu akşamları hiç kimse anlamadı ağaçlar çiçek açtı ha bire rüzgârda kız kokusu bir ışık ormanıydı denizde gümüş selviler gökte salkım salkım yıldız o bir yeraltı ırmağıydı için için kanadı şimdi varıp sorsan kimse tanımaz yaşam bağışlamaz aşk bağışlamaz o şair buralarda hiç yaşamadı... |
![]() |
![]() |
![]() |
#167 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Pervaneler Gibi
şahan taylar kapaklandı döşünde gökçe fidan aşklar yandı kül oldu deli kavak yeli esti başında goncagül yar sevdin amma el oldu sen bahar büyüttün dolular vurdu yüreğinin ovaları çöl oldu kayasına külüngünü vurmadın muhannetler dağ büyüttü yolunda yaraların göz göz arttı sarmadın sevdalardan keder kaldı elinde felek ‘ettiğini bul’ dedi bana ‘yazıda-yabanda kal’ dedi bana bir zaman coşkuyla sarmaşan umut şimdi uzaklardan bakışır mıydı mor yağmurlar yüreğini döverken gülüş gözyaşıyla çakışır mıydı kara *******de meyledip muma yıldızlardan ürkmek yakışır mıydı yol mu yalan-sen mi ürkek bilmedim koşarsın koşarsın menzil bulunmaz coşkusuz bir ömre değiştin aşkı daha senden ala rezil bulunmaz umudunu bin acıyla gam ettin kederleri yüreğinde cem ettin düşlerini kurda kuşa yem ettin fırsatın kalesi sarptır alınmaz felek 'ettiğini bul 'dedi bana 'akça ceren yarsiz kal' dedi bana bir ömürlük yolu yayan gelmişim dedim -zamaneden uzak kalmışım uzandığım dallar elimde kalmış sevdaya post diye yürek sermişim devran sumsuk vurmuş her bir köşede pervaneyi yanar iken sevmişim dedim sevmesini böyle bilmişim 'bundan daha beter ol 'dedi bana felek 'sevdalardan öl' dedi bana |
![]() |
![]() |
![]() |
#168 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Piaf Şarkı Söylerdi
piaf şarkı söylerdi gecenin dallarında buruk güller açardı suskunluk ben senin düşünde loş adalarda bana yağmurlarını verseydin öpüş sağnaklarına çöl susuzu kalmazdım bana rüzgarlarını verseydin savrulsaydım içimi örümcek ağları sarmazdı piaf şarkı söylerdi gecenin dallarında iki ateş kuşu gözlerin iki deli çiçekti iki vahşi kısraktı şarap aşk keserdi dudaklarında dilim la’l yağmur önceleri gibi kıpırtısız suskunluk hangi dil anlatır şimdi sözcüklerin acizliğini içimdeki şairin delirdiğini ansızın “dans” dedin kırkıncı odalarından esen gizemle gecenin en hüzzam basamağında durduk rüzgarda dallar olmayı bir yaban nerden bilsin ki hoyrat ellerimden yıldızlar ürker bazan bilmezler ışıkları okşamak istediğimi ansızın “dans” dedin elim beline değdi kolların boynuma dal uzattı piaf şarkı söylüyor gece denizinde yıldızlar kıpırtısız parmak uçlarından ateşin aktı bir sarhoş rüzgar çıktı yüzüm yüzüne değdi geçmiş gelecek ve şimdi buluştu ikimizde içim hüzüne değdi göğsün göğsüme değdi nefesin boynuma değdi bedenin bedenime değdi ateşin ateşime değdi delirtti... ırmağın ırmağımla buluştu ve yalıyor öpüşünün heyelanına düştüm dudağım el elim dudak piaf söylüyordu gecede çırılçıplak ve sardı yanardağlarının yangını piaf salıyordu ikimiz de ağlıyorduk |
![]() |
![]() |
![]() |
#169 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Rüzgârın Dilinden Gülümser Hâlâ
Onun adı çiçekti ve bulvarlar Baharla çalkalanırdı o yürüdükçe Başaklar hışımla çoğaltırdı tanelerini Bereketli bir umut tarlasıydı gülüşü Adı bir çağlayanın kepire dökülüşü Türküleri ateşten ve hüzünden biçilirdi Özlemle tomurcuk vururdu gözlerinde Kaç körpecik baş sunulmuş yarınlar Dirençler yaprak yaprak boy atar akşamlarında Ki onun adı rüzgâr Kaç denizi ateşe vermiş öfkesi Yemyeşil bir düğünde coşturur bozkırları Dağ kesilmiş kederler diz çöker bakışlarında Halaya durur sarı Sonra ansızdan yitti Bir isyan şarkısına karıştı sesi Derler ki Filistin askısında ölümle alay etti Derler ki Rüzgârların dilinden gülümser hâlâ Bilinen son adı kardelendi |
![]() |
![]() |
![]() |
#170 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12105
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Saat-ı Semen Fam
sigara dumanı sinmiş dar bekar odaları dar divanlar-soğuktan titreyen yıllar gençliğimiz-acının önüne atılmış bıçkın yaşamın tözü-evrenin özü-zayi olmuş döl hışımla koşmaklarda bilenen düş ey ve gecenin kuzgunisi gümüş sinisi ayın som ipek bulutlar düşüm ateş esintisi çöl geceyi giyin de gel aklını soyun da gel hiçbir dalga birbirine benzemez tekrarla memelerini gözlerin aşkların bileşkesi dar yerlerden geldim düşlerim yoksul seni giyindir bana dudağının tekrarında seni soyun bir okyanus doğur çölüme susuzluğumun sonsuzundayım dallarından dilime akan reçine dilimi unuttuğum an olsun kalçaların hiçbir dalga birbirine benzemez tekrarla ellerini dillerin söylemediğini tekrarlasın gövdenin kıvılcımı henüz yazılmamış olanı kitaplarda bakışın en ilkel aşkların bileşkesi geceyi gökyüzünün öpüşüyle yıka ki sonsuzluk sen bildiğim an zamanı soyun da gel hiçbir dalga birbirine benzemez kır ahımın küpeştelerini bozkırlarda bir çalıyım-doğum günüm belli değil düş şarabı içmemişim geçmemişim gülüşlerin patikasından bir hüzün olarak çıldır ve çıldırt doğrul-yamul-titre-kanrıl-uzan-eğil bana kendi pınarlarından su sun adın doğum günüm olsun |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|