![]() |
![]() |
#181 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hayalini Sevdiğim Yarim
Hani bir duygu vardır, hep özlem duyulan biryere ulaşmak istersin. Ama bilmiyorsun o yere ulaşamadığın için okadar özlersin Gel görki yarim o an içinde olan istek bunu düşündüremiyor sana Hani vardır ya, ağaçların suya, çiçeklerin güneşe olan özlemi, Nekadar büyüktür değilmi? Ama hep aynısı olur onlar bile kavuştuktan kısa bir süre sonra ayrılırlar. Ve ağaçlar kurumaya çiçeklerde solmaya başlar........ Bende ne kadar sana kavuşmak istesemde olmuyor ve inanıyorumki... Sen benim sevdiğim ve istediğim en büyük özlemimsin Ve seni bulduktan sonra kaybedeceksem eğer bırak bu böyle kalsın Hep seni görmeden görmüş gibi olduğum Ve senin yanımda olmadığını bildiğim halde öyle sandığım En önemlisi yarim seni hiçbir zaman soldurmayacağım Çünki seni gözyaşlarımla büyütecek sevgimle ısıtacak Ve kalbimde saklayacağım........... Ben bir hata işledim bırakta cezasını çekeyim Tek istediğim seni sevdiğimi bilmendi ve onuda söyledim. Divane biriyim belki, ya da ne dediğini bilmeyen biriyim Ama bildiğim tekşey var yarim, seni sevdiğim..... Sanki bir hikaye okudun farzet Yada bir sonbahar esintisi geçince biten belki bir daha aramam sormam seni bunun için beni affet Çünki sen hep ulaşmak istediğim o yer gibi kalmalısın Çünki sen hep benim sevdiğim o kişi gibi olmalısın En önemlisi yarim sen üzülmemelisin Çünki sen daima mutlu olmalısın...... |
![]() |
![]() |
![]() |
#182 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() O'na De ki
Giderken beni de beraberinde götürdü. Ondan geriye kalanları da ben kaldırdım. Mektupları kutuların içine bıraktım. Resimler diğerlerine ait resimlerin hemen yanında duruyor. Şiir pek yazmamıştı zaten... Ama nafile, Ondan henüz kurtulamadım. Yazdıkları yalnızca bir kağıt parçasının üzerinde olsa da , okuduğumda sesi kulaklarımda yankılanıyor. Resimlerine ne zaman baksam göz kapakları kımıldıyor. Evde dolaşırken ayaklarıma anılar dolanıyor. Gülümsemesi duvarlara asılı resimlerin üzerine takılmış kalmış. Ne kadar uğraşsam çıkmıyor. Mavi koltukta hala sıcaklığı duruyor ve kimi zaman bir alelade tişört henüz onun kokusunu atamamışken elime geliveriyor. İşte o an deliriyorum. Panik içinde kendimi dipsiz bir kuyunun içinde çırpınırken buluyorum. Duvarlar üzerime geliyor, Mavi koltuk beni içine çekiyor ve alelade bir tişört boğazıma düğüm üstüne düğüm atıyor. Dışarı, içeriden farksız. Yalnız da değilim üstelik . Koca bir yaz, bana eşlik etti . Ben ne kadar ağladıysam, o kadar da yağmur yağdı. Güneş saygı ile bulutların arkasında kaldı. Şimdi, yani o yokken hayat gözüme batıyor. Ne güneşli günler , ne ihtiraslı insanlar , ne de ulvi amaçlar umurumda. Bir ben varım. Milyarlarca insan bir yana , ben hemen şuraya yalnızlar bulvarının köşe başına ... nükleer bir savaşın ardından yapayalnız kalmış gibiyim dünyada Üstelik de onsuz... Yani eskisinden daha güçsüz , yani daha kırılgan, yani daha anlamsız. Koca bir çukur, dolmayı bekliyor. Anlar ve anılar o çukurun mezar taşları gibi başımda dikiliyor. Biz O’na de ki ; Biz onunla bembeyaz yağan bir karaltında gece yarısı yürüyüşlerinde üşümeyen ayak izleriydik. Yeşilliklere bakan bir pencerenin gerisiydik. Bir fenerin beklediği kumsalda güneşe yüzünü veren çakıl taşlarıydık. Bir otel odasında umulmadık bir anda karşılaşmış sürgünde yorgunluktan uyuyakalan iki bedendik. Aynı marka iki araba gibiydik. Kara kaplı beyaz sayfalı bir defterde kağıt ile kalemin arasına giren bir yalnızlık şiiriydik. Altın sarısı, maviliklerdik. Kahverengi derinliklerdik... O zamanlar adı artık pek de lazım olmayan , anılması yasaklanan bir esintiydik... O bir gözyaşıydı , başladı mı bir daha durdurulamayan. Ben bir umuttum, nereye gittiği bilinmeyen buharlı bir tirenin son vagonuna tutunan . Biz Onunla diğerlerinden farklı gibiydik. Şimdi o yokken benim önümde kaçak, yaşanmamış bir yaz duruyor. Ve yazın en uzun günü, benim gözüme uyku kaçıyor. Sonra resmi törenler başlıyor. Düş kaçkınları, yağmur suçluları, güneş vurgunları, dost acıları ve bir insanın en anlatılamayacak , en utandığı , canını en çok acıttığı duyguları... Yani hayat, önümden geçerken saygıda kusur etmiyor. Biz olmasak da, şimdilik “zaman” benimle idare ediyor... Gece O’na de ki; *******i uyumuyorum artık. Ağustos böcekleri refakatinde dalıyorum sessizliklere. Anlayacağı en yakın dostum sabahlara uzanan bir zırıltı ya da kulaklarımda hala çınlayan “seni seviyorum” yüklü fısıltısı... Onlar anlatıyor ben hep dinliyorum. Sustuklarında onu dinliyorum. Yeryüzünü o’nu düşündüğüm anlar aydınlatıyor ve üzerimde çoğu zaman hüzünlü bir ay parlıyor. Benim kadar içi kararmasa da, Ay da “yalnız” benim kadar. Büyük şehirlerin yalnızlarına ay refakat ediyor . Şehrin bütün ışıkları onlar yüzünden hiçbir zaman sönmüyor. Ayın şavkı okşuyor uykusuz yalnız insanların şehrinde hasret çeken yürekleri. O anlarda büyük şehirlerin gece bekçileri , bir kadının göz kapaklarında dikilip aşağıya, sonsuz bir uçuruma bakarken buluyorlar kendilerini. Eskisi gibi tereddütleri yok . Bırakıveriyorlar boşluğa anlamsız bedenlerini, düşünmeden geride bekleyenlerini. Sokakta yürürken rastlantılar karşı kaşıya getirirse onunla seni.. Ve şayet yanında yoksa biri. Durdur onu ve ona yavaş sesle fısılda söyleyeceklerimi... *******in çok uzun olduğunu anladım ve şafak vakti o uyanırken ben daha yeni uykuya daldım. O vakitler hayatın sınırları. Ve sınır boyu mayın tarlalarının yerini tehlikeli sessizlikler alırdı. Birbirine ulaşamayan yürekler kendilerini *******i bitmesini istemedikleri uykulara vuruyor. O’nun dahil olmadığı bir hayatı yaşamak, artık pek de anlamlı gelmiyor... Yalnızım O’na de ki; ben, yalnız başıma , yetmiyormuşum meğerse bana. Anlayacağı , bir yön gerekiyor. / Masanın üzerinde duran yapayalnız bir pusula, / Rotasız yolculukları çizmeye yetmiyor. Yalnızlık özgürlük ise , benim için hapis zamanı geldi geçiyor. Ne garip, insan bazen iki kişiyken de kendini çok yalnız hissedebiliyor. Oysa ben, Erhan Bener romanlarından fırlatılmış “tekil bir kahraman” gibi yaşıyordum onunla yalnızlığı. Şimdi yalnızken aynalara bakamıyorum. O varken ondan kaçıyordum, yanımda yokken sokaklarda başımı kaldırmıyorum. İtiraf etmesi oldukça zor ama çoğu zaman yalnızlığımı sevdiğim kadar, utanıyorum. Varlığında kaçtığım yalnızlığıma, bugün sığınıyorum. Şiir O’na de ki; Kara kaplı bir deftere bir kaç satır yazmadan uykuya dalamıyorum. Gizli bir bahçeden yükselen violonsel ve piano eşliğinde ise aynı kelimeleri farklı beyaz sayfalara her gece , her gece, bir kez daha ,bir kez daha , bir kez daha yazıyorum; Ona / “seni seviyorum” demek isterdim. / Sesinin üzerine ağlamak / Ve konuşmadan onu anlamak... Bir hasret mektubu gibi gözlerine sığınmak isterdim. /Onu kucaklamak / Bağrıma basmak, öpmek, koklamak...O’na de ki O eğer o olmasaydı,/ uğruna ölebilirdim. O, o olsaydı ,/ Orada / Yanı başımda dursaydı / cennetleri cehennem / Sebepleri neden yapabilirdim. Keşke şurada tekrar bulabilsem onu / Bıraktığım gibi... / Küçük bir gülümseme / Ve bir kaç damla gözyaşı ile... O’nu sevebilirdim. ben iyiyim O’na de ki ; Duydum. herşeyi duydum... Şimdi bana onu anlatıyorlar. Sanki başka bir insandan bahsediyorlar. Ben mi büyük anlamlar yükleyerek tam(am)lamışım O’nu... Öyleyse ne kadar yanılmışım. Yaratırken bir masal prensesini çocuksu düşlerimde, kendimi ne kadar iyi kandırmışım . Duyduklarım kara harflerle yazılacak masumiyet tarihine. Kirletilmiş bir sayfaya, kalın uçlu simsiyah kalemlerle... Bir Atilla İlhan şiiri gibi yazılanları yalnızca yaşayanlar anlayacak. Şiirlerde bana, yalnızca O anlatılacak. Biliyorum birgün kendisinin anlatıldığı şiirlere rastladığında yazılanları anlamayacak. Zira tiren çoktan uzaklaşmış olacak. Hayatın karanlık bir ara istasyonunda yapayalnız kalanlar unutulmaya mahkum olacak. O’na sor bakalım; En çok ne eksik kaldı, biliyor mu ?Gerçi ben bilmesini beklemiyorum. Beni anlamasını beklemediğim gibi. Benimki geç kalmış bir veda ya da yanlış anlaşılmış bir aşka bir türlü konulamayan nokta, nokta, nokta. O’nun için denk gelirse eğer, iki lafın arasına sıkıştırıver söyleyeceklerimi. “Bana pişman olacak kadar bile zaman tanımadı.” Oysa her insan geriye dönüp baktığında “Acaba?” sorusunu sormak ister... hata yapıp yapmadığını ufak bir zaman aralığında tartışmak gereğini hisseder... İçinden çıkamadığı durumlarla karşılaştığı anlarda bir süre için “kaçma hakkını” kullanmak için beyaz yalanlar söyler... Ben bunların hiçbirini yapamadım. Yapacak zaman bulamadım. Belki bu yüzden bugün ben yalnızca “iyi olmuş” diyebiliyorum. Yanılmadığımı , hata yapmadığımı düşünebiliyorum. Beni en çok işte bu yaralıyor. Bu kadar haklı çıkmak insana pişman olma fırsatını tanımıyor. İnsan pişman olamayınca da “bi daha” diyemiyor. Ayrılık, ( “zamansız” olunca ) tüm ağırlığını omuz başına bırakıyor. Ve o orada durduğu sürece ben bir daha hiç bir zaman benzer ağırlıkları kaldırmayı gze almayacağım. Ortalama aşklara bir kez aldandım, bir daha aldanmayacağım. Yanlış anlamasın sakın. İstese de, istesem de , istesek de hiçbir zaman geri dönmeyeceğim. Niyetim af dilemek değil, af etmek hiç değil... Benimkisi eski bir dost’tan bir “hayat mahkumunun” son istekleri, o kadar.. Onun sesini duymak istemiyorum, bir daha telefon etmeyeceğim. Yüzünü zaten görmeyeceğim. Bitip gidenlerin ardından artık ben de üzülemeyeceğim. Gelsin bende kalan son parçasını, çantasını alsın, sırtındaki bavuluna yüklediği yalan hayatlarla uzaklara kaçsın. O’na deki; Ben o’nu düşlerimde yaşatacağım. Sessizliğimde avaz avaz adını bağıracağım. Yıllar sonra bir gün karşılaştığımızda uzun uzun yüzüne bakarken utanmayacağım. İzlerini taşıyan mezar taşı , baş köşemde duruyor. Ama ayrılmak her zaman unutmak anlamına da gelmiyor. Gözlerim hala gözlerine değiyor, ellerim havada boşluğu uzanan umutları yakalıyor. Mutlu değildim, mutlu değilim, olmayacağım. Merak etmesin,tersini düşünüp , kendini üzmesin. O mutlu ise tebrik ederim. Mutluluğunun devamını dilerim. Ama şunu da bilmesini isterim ; Bir gün bir uyku arasında rastlarsam ona ,düşlerimde kendimi tutmayacağım. O’nu o kadar çok özledim ki Sarıldığımda ağlayacağım O’nun, o güzel kalbini okşayacağım. |
![]() |
![]() |
![]() |
#183 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Şairin dediği gibi, öyle bir yerde yaşayacaksın ki bir yanın mavi bir yanın yeşil olacak.Şöyle bir elini uzattığında denizin tuzunu,yeşilin kokusunu hissedeceksin.Yalnız kuşlar olacak çevrende.Bir de yanından ayıramadığın o üç şey.Hergün gülüp eğleneceksin.Şiirler yazacaksın o çok sevdiğine(yanındayken para kadar değeri olmayana).
Gamın kederin olmayacak.Yaşamsal hiçbir sıkıntın olmadan yaşayıp gideceksin.Yalnız yunus balıkları yarenlik edecek sana.Onlara okuyacaksın yazdığın şiirlerini.Seni anladıklarını sanıp çevrende oyunlar oynamalarına sevineceksin.Sonra sen hiç yaşlanmadan hep böyle yaşayacaksın.Tek bir çizgi olmayacak yüzünde.Önceni ve sonranı bilmeyeceksin.Soru sormak da olmayacak(ya da sorgulanmak).Sonra birgün…. Uyanacaksın, yatağındaki kişinin gürültüsünden.Rüyadayım sanıp kendine tokatlar atacaksın.Ama sonra asıl rüyanın, gerçek kabuslardan ayrıldığı sınırı yüzün mosmor göreceksin.Yanındaki insanı yıllardır tanıdığını düşüneceksin.Ama aklına gelen düşüncelerin hepsi birbirinden silik, birbirinden kopuk olacak.Onun suratındaki çizgileri saymaya çalışırken beyninin uyuştuğunu hissedip en iyisini yapacaksın.Yeniden uyuyacaksın ve….. Şairin dediği gibi,öyle bir yerde yaşayacaksın ki bir yanın mavi bir yanın yeşil olacak….. |
![]() |
![]() |
![]() |
#184 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() amac paylasmak emege saygimiz war bildigimi yaziyorum altina..okumus olmaniz normal nette olan seyler cunku..saygilar
![]() Benden, seni anlatmami isteselerdi, bir yürek anlatirdim içinde koskacaman bir dünya, dünyada kocaman bir fener ve sevgi yolu aydinlatan. Deselerdi yaz onu; yazardim en güzel siirleri dilsiz istekleri dipsiz kuyu sarinçlarinda yuvarlanan asklari. Yazardim parmaklarim morarincaya kadar yazardim, yüregim yorulup duruluncaya kadar. Deselerdi çiz onu; çizerdim dünyayi, dünya her tarafi yedi veren gülleri yedi renk açan en mevsimsiz çiçeklerin açtigi nakisli oyali özenli bir dünya ve korkardim kendi çizdigim dünyaya dokunmaya, korkardim çiçeklerin yapraklarin solmasindan. Deselerdi kim O ???? O derdim O iste yüreginde deryalari tasiyipta tek bir dünyaliya konusamayan, o sinirsiz sevgi deryasinda yelken açip giderken sevgisini utangaç kisiligine gömen biri idi. Ve O derdim ; Beni sabahlara kadar kendisini düsünmek zorunda birakan insafsiz biri O konussa yüregindeki alli tebessümlerde kaybolurdum, konussa yanmadan yikilmadan söndürürdü beni derdim. Sigara kadar tiryakisi oldugum, içki kadar basimi döndüren, görmedigim kadar özledigim, özledigim kadar dokunamadigim, dokunamadigim kadar ürkek... Ve O derdim Yasayipta yitirdigim degil yasamayipta bilmek istedigim, konusmasini bekledigim kizil dudaklarina hasretlendigim hasreti ile eridigim, yanimda iken bile özledigim gittigi yolu... |
![]() |
![]() |
![]() |
#185 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Nerlererdeyim su an bilmiyorum, öylesine sessizlige büründü ki yüregim her sey sanki bir nefes alip verisi kadar kisaldi. öylesine derin ki kanayan yaralarim, öylesine öksüzüm ki icimi cektikce bin parcaya bölünüyorum, gelisimle gidisim cok sessiz oluyor, sanki sürgünde yüregim, sanki prangalar vuruldu yüregime, neyi istediysem daha bulmadan kaybettim, yüzümde hep rüzgarin vurdugu ürpertiler kaliyor, suskun caresiz ve savunmasizim, yapayanliz kalmisim ciplak yüregimle ne bir gelen var nede yüregime sarilan. ölümle yasam arasinda kararsizim, ölüm kurtulusmu ? yasam neyin karsiligi ? neden hep kahir dolusu aglarim, neden hep gözlerim yasli, neden acilar kirpiklerimde asili kalir, sancilar yüregimi kemir, soguklar iliklerime kadar isler, neden sicacik bir kol boynuma sarilmaz, neden üsüyen yüregimi sicacik bir yürek sarmaz, belkide suclu benim belkide kendimi anlatamiyorum yada duygularimi dile getiremiyorum, bak yine sustum yine yaslandi gözlerim. yasli gözlerimle kimin omuzuna yaslanabilirm, bir nefes gibi susmaliyim yoksa bu acilari beni bogacak, basimi kaldirip aynaya bile bakmaya korkar oldum, biliyorum aynaya baktikca sorgular baslayacak, nedenler baslayacak, anlatamadiklarimin hesabi sorulacak, oysa anlatmaya kelimeler yetmez, anlatacak sözcükler bulunmaz anlatmak istesemde, ben hep baskasinin bilmedigi duymadigi dille konusuyorum susarak, cok seyler anlattim susarak kim anladi, kim duydu ,,,,,konusan insanin gözleri yasarinca susar, sustukca anlatamadiklarinida dile getirirmis, bende hep susarak dile getirdim askimi sevdami ama hep susarak dile getirdim.....
![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#186 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Nedenini bilmedigim bir arzuyla bugün hergünkünden daha çok istedim yanimda olmani.
Kolay degil,sensiz olmak,içinin yarisini bos tutmak, kolay degil her sabah bir marti sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin. Ancak bu ayriligin bir süreligine olusu,teselli dolduruyor yüregime. Her ne kadar bu sürenin uzunlugunu bilmesek de sonunun oldugunu bilmek umutlandirici. Zaten her sey umut edebilmekle baslamadi mi ? Seni düsünüp de kendimi kaybettigim vakitlerin anisina yazdim bu mektubu sana. Bazen otobüste iki sevgilinin baslarini yaslayip uyurken ki rahatliginda, bazen sokakta babasinin elinden tutan bir çocugun gözlerindeki güvende bulurum seni. Düsündükçe nazim olasim gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasim gelir... Bir kus hafifliginde sana akar yüregim,yoklugunda yok olmaktan korkarak. Yasadigi acilari anlatirsa sana gözyaslarinla yika yaralarimi. Hadi gel artik.Dayanamiyorum hasretine.. |
![]() |
![]() |
![]() |
#187 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() hayat soğuk
vurdumduymaz bir istanbul gecesiydi ve gece yağan yağmur hep ürkütürdü beni yağmur değil yalnızlığımdı pencereleri damla damla yalayan yıllarımı dolduran sensizlikti hep bir yanı yarımlık, hep senden uzaktalık hayatta tek"kimse"mden yoksunluk, yani kimsesizlikti bir kavuşma mucizesine inanma yolunda harcanmış bi hayatın ansızın sonuna gelme ve o mucizeyi yaşayamadan bir başına ölme korkusuydu yağmur yine yağmur yağıyor, yine gece, yine İstanbul ve sen kollarımın arasından sıyrılıp kalkıyorsun yataktan nereye gidiyorsun sevdiğim? sadece sana sarılarak uyuduğumda nefes alıyordum beni kollarına aldığında, yüzümü masumiyetinin yurduna o kimsesiz boynuna dayadığımda, kokunu kalbimle soluduğumda... uykun benim cennetimdi çünkü cennet ikimizin olabildiği yerdi benim için ne sana aşık kadınlar, ne sevdiklerin, ne geçmişin, ne yarının uykunda sadece ikimiz vardık aşkıma dar gelen sevgi sözcüklerine ihtiyacım yoktu artık aşkımızın kokusuydu sana beni anlatan, sana seni anlatan beni gerçekliğin o soğuk, o köpüklü dalgalarıyla yutan ve alıp alıp senden ötelere savuran hayatın dışındaki tek kaçış tünelimdi uykun önce kolunu çekerdin başımın altından, sonra sırtını dönerdin usulca sarılırdım sana arkandan, seninle yada sensiz geçen yılların hasretiyle ardından yavaş yavaş kollarımın arasından sıyrılırdın yıllardır taşımaktan yorulmadığım hasretin, tenimden tenine akan o ateş ağır gelirdi bedenine "uyuyamıyorum, nefes alamıyorum, lütfen sarılma" derdin yatağın bir ucuna sığınmış bedeninden kovulmak, hayatından kovulmak gibiydi benim için sığındığım, soluk aldığım tek cennetten kovulmak gibiydi beni uykunda terk etmen, gerçek hayatta terk edişinden bile ağır gelirdi bana yanı başındaki sensizlik, o rutubetli evimdeki unutulmuşluğumdan daha ağır gelirdi bana seni kaybetme korkusu öyle işlemişti ki hücrelerime yataktan doğrulduğun anda bu korkuyla açılırdı gözlerim bilinçaltım konuşurdu benim yerime. su içmek ya da tuvalete gitmek için kalktığın asla aklıma gelmezdi gittiğini düşünürdüm yalnızca... o saatte kendi evini terkedip, nereye gidebileceğini sorgulamadan sadece beni o sonsuz hiçlikte, o en masum rüyada, cennetimizde, uykumuzda bir başına bırakıp kaybolacağından korkardım bana hep aynı soruyu sorduran bu yüzyıllık korkuydu işte; nereye gidiyorsun sevdiğim? beni bu hayatın içinde, gerçeklerin ortasında bir başına mı bırakıyorsun beni yeniden unutuluş sürgünlerine mi gönderiyorsun? nereye gidiyorsun sevdiğim? oysa seni uyutmayan içindeki o yangınlı hesaplaşmaydı gece iner, aşıklar, yüzler, bedenler, anılar kaybolurdu, sadece ikimiz kalırdık ve sen uykunda sevgimle hesaplaşmaya dalardın; cennette cehennemi hatırlardın... dönüp geriye bakıyorum da, sanki yıllar değil yüzyıllar geçmiş aramızdan ayrılıklar, ihanetler, kayboluşlar, vazgeçişler, yeniden bulmalar, korkular, yalnızlıklar, savrulmalar geçmiş ve bu ilişki ne kadar çok şekil değiştirmiş seni yollarca, şehirlerce uzağından sevdim seni kelimelerce şiirlerce yakınından sevdim seni dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıpta yazdığın mektuplarca sevdim seni umutsuzca, beklentisizce, hayallerce sevdim uzağından hayatımı öylece, olduğu gibi bıraktım, şehrine geldim, ama kalbine giremeden sevdim neydik biz o yıllarda hiç düşündün mü neydik birbirimiz için sevgili? |
![]() |
![]() |
![]() |
#188 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sen bilemezsin yagmurum ben Düşerim semadan ellerine Islatırım yanağını, saçını Sırılsıklam olursun Dokunurum tenine nerden bileceksin Yağmurum ben Baharda yanıbaşına düşen her damlada ben varım Herçiçege hayat verir yüregim Ben yağmurum sen bilemezsin Düşerim semadan ellerine Beni göremezsin Pencerene vuran benim Yalnız *******de Camlara tutunur Seni izlerim öylece Bakarsın yağışıma buğulu gözlerle Hatıran olur düşerim yerlere Nerden bileceksin Yagmurum ben Islatırım sokağının En ücra yerlerini Herköşe başını bir damlam tutar Getirir ayak sesini serseri rüzgar Bekler seni hayalim Bekler damlalar Ama Bilemezsin sen Oysaki yağmurum ben.....
|
![]() |
![]() |
![]() |
#189 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ben senin duygusal icerigine tutuldum, gozlerınden fışkıran aleve Rüzgarla boguşan saçlarına tutuldum, buğday başağı gibi dalgalanışına Ben senin masum bakışına tutuldum, icindeki gizeme Ağlayışına tutuldum, kalbındeki ozlem ateşıne Dudaklarındaki yağmura tutuldum, onun hasretiyle yanışıma Göz pınarındaki hasret damlasına tutldum çağlayanının umutsuz bekleyişine Ben senin beni birgün anlayacagına, umutsuz bekleyişime,gozlerimdeki huzune, kalbimdeki yaraya tutuldum. Ben senin günün son saati güneşe bakmana tutuldum. Güneşin icindeki hüzünülü bakışı, orda çarpan kalbi bulma ümidine tutuldum. Ben senin kalbindeki anahtarın , birgün açabilme ihtimaline tutuldum. Gecenin mavi gizemindeki ay gibi parıldamana tutuldum. kor ateş gibi sıcak, bulutlar kadar yumusak bedenine sarılabilme umuduna tutuldum. Dudaklarından herçıkan sözün, dağ gibi yüreğımı kurşun gibi delmene tutuldum. Her deryaya bakışında güzelligini haykıran çılgın dalgalara tutuldum.
|
![]() |
![]() |
![]() |
#190 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75 Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2830
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Isminden olusan 5 harf.Sadece o 5 harf var aklimda sana dair.Yuzunu bile unuttum artik.Cok zaamn oldu cok...
Isminden olusan 5 harf.Bir zamanlar dunyayi bundan ibaret sandigim,agladigim,yanildigim.Yerlere,agaclara, bugulu camlra,uzun bir kumsala yazdigim,hepsinden ziyade zamanla bile silemedigim yuregime kazidigim adinin 5 harfi.Yuzunu unuttum.Her gozumu kapadigimda karsima bile gelmiyor artik.Ama o guzel gozlerin,asla unutamadim.Guldugunde masmavi,sinirleyken ela ve aglarken yosun yesili.En cok gulumsemeni severdim.Sana hic "seni ne kadar cok sevdigimi" soylemedim,soyleyemedim.Korkuyordum seni kaybetmekten.Ama nedense hic sonu gelmeyecek gibi gelirdi,hic bitmeyecek. Sabahlari gulumseyerek uyanmayi sen ogretmistin bana.Sabahlari uyanmak seni gormeyi hediye ederdi.Kose basinda beklerdim sabahlari.Okula gelmeden onceki kosede,kisin gunduz bile yanan o sokak lambasinin altinda. Yuzunde bir tebessum olurdu hep ve benim seni gorunce yuzumdeki aydinlik.Hep korkardim seni orada ya goremezsem birgun diye.Gozlerin,ismin gibi unutamadigim.Bana kizdiginda sadece uzun uzun bakardin her zaman.Gercekten gerekte yoktu konusmana zaten.Her telefona sensin diye,herkesten once kosardim.Saatlerce konusurduk telefonda. Senden sonra kimseyle uzun uzun konusamadim.Konusacak konular hep sinirli kaldi senden sonra.Senden sonra ******* cok ama cok uzadi. Bitmek bilmez karanliklar sardi dort bir yani.Unut dediler,kolay olmadigini bile bile. Yildizlarla.yakamozlarla konustum sen yokken.Onlar bile sensiz kalamadi.Gozyaslarim hic durmadi senden sonra. Kimse goremedi bazen gulumseyisimin ardindaki huznu.Kahkahalarimdi saklayan hickiriklarimi. Kimse bilemedi sensiz ne hale geldimi.Sebepsiz yere gozlerim dolardi bazi anlar. Bazen bir sahilde otururken,bazen sinemada,bazen yalniz basima kaldigimda,bazen de salonda sessiz duran telefonun yanind****imse anlayamadi nedenini.Senden sonra kimsenin telefonunu ezberleyemedim. anneannemi arayacagimi seni aramistim kac kez hatirlarmisin?Sesini duyunca ben senin,sen benim hic konusmadan kahkahalara bogulurduk.Kimse bilmezdi sebebini.Kaparken yine sessizce telefonu "bende seni birtanem" derdin.Seni dusundugum icin seni seviyorum dedim sayardin.Seni seviyorum demezdin sen.Cok soylenen seyler yalandir derdin hep.Seni seviyorum diyemezdin.Cok kizdigim hatta agladigim birgun bana sebep olarak "hayalet"i izle demistin.Gunlerce beklemistim bu filmi.Bir gece telefon acip sadece "tv yi ac.hayalet basladi" diyerek kapamistin telefonu.Cok gulmustum,ozellikle babamin "kim o" sozunu duyunca "yanlis numara baba,yanlis numara".hayalet..Seni seviyorum...Sadece giderken soyledin bunu... Ve bir gun ansizin cekip gittin.Anlayamadim sebebini.Seneler sonra donmek uzere gittin.Dondugunde terkedisinin bir yalana kanmaktan baska birsey olmadigini anladiginda,artik cok gecti.Bitmis bir atesi kulleriyle yakamazdik.Ayrildik.."Erken kapadi pencereni ask,zamanin bir ucuna bile sigamadik.Gerci vedalastik ama ayrilamadik..." |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 4 (0 üye ve 4 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Çeşit Çeşit Kurabiye Tarifleri | F.S.Mehmet1453 | Yemek Tarifleri | 2 | 07-24-2009 10:28 AM |
143 tane Çeşit Çeşit Msn İfadeleri | alexdesouza1132 | Eskiler (Arşiv) | 6 | 10-04-2007 12:06 PM |
Çeşit Çeşit Modifiyeli Araçlar | UseLanMaz | Eskiler (Arşiv) | 2 | 08-24-2007 12:39 PM |
İşte çeşit çeşit nickler ( arap,dj,mafya,japon,kutulu...) | *KRAL* | Eskiler (Arşiv) | 3 | 10-01-2006 07:54 PM |
En iyi Ve Yeni Antivirüs Tarayıcıları Çeşit Çeşit | Scorpionking2 | Eskiler (Arşiv) | 4 | 03-11-2006 02:12 AM |