![]() |
![]() |
#61 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hep Onun Adı
I. Bu nasıl sevmektir Tanrım bilinmez Kainat durdukça izi silinmez Yürekte yangınlar söndürülemez Sağımda solumda hep onun adı. NAKARAT Ben artık bir daha aşık olamam Elimde dilimde hep onun adı Sevdamın adını asla koyamam Gönlümde dilimde hep onun adı. II. Bir çiçek tarlası gibi gözleri Pamuktan daha da narin sözleri Aniden ruhumu sardı özleri Aldığım nefeste hep onun tadı.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#62 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hicazkar Senfoniler
Bir eylül feryadıysa terkedilişler Bu uyançlarım nereye payidar? Değmediğinde yüreğe bahar kokun Bir yalnızlık demi olur sensizlik Sarsılırken Geyşa kalıntısı süzülüşler Saklanır gizler kimono kuşanımlarına Durursa viran bağlarım gün korkularında Yakar gözlerin acıyı çığlık çığlık Sazlar suskun figanlar dökülmekte dudaktan Bir alaturka Nalan saçılmakta pervasız Ne etse gecedir hüzzam içimsemeler Ne etse nihai fermandır fasıl haykırımları Zemheri tutulmuş mevsim dizginlerinde Doğa kırmızı gülün aliyle hınca hınç Zaman mıhlanıp kalmış sorgusal haykırışlarda Selam salar Melankoli gün bağlamlarına Bir hicazkar gönül sızarken sevdaya Damıttığı umut düşleridir körpe aşkların Ahir sevgilerin gardenya buğularında Tuval üstü jale olur rüzgar oynaşmaları Yaşamak Bir Pazar kahvaltısı Yaşamak Tan yerine yazmak sevdayı Yaşamak Vokalinde “yalnız aşklar senfonisi”yle Aşk kere ölürken Öykü öykü sarmaktır zamanı
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#63 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hüzün Koylarım
Bu gün yine Hüznün koylarındayım. Biliyorum; Ağzımla kuş tutsam, Senin dilinde tercümesi Hep “nafile” olacak… Vakitlerden bir kuşluk zamanı, Yüreğimde senle düşmüşüm akşama. Renkleri sorgular yüreğim, Mavi, yeşil,turkuaz… Nerde sardunyamın alı? Uyandığımda, Günaydın derken sabaha, Çiçeklerim güneşi Bekliyordu… Bense içime sindirdiğim Yasemin kokusuyla, Biraz daha asılmaya Çalışdım yaşama. İçim yorgun, Ortalık yangın yeri olsa da, Tuttuğum kuş , Çarpılan yüreklerin Şarkısındadır, Makamı sence malum...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#64 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hüzünser Mani
Kırılmış tahta kapının şimşir tokmağına Gurbeti çok uzaklarda bırakarak uzattı ellerini... Solgun akşam güneşinin sızmaya çalıştığı avlu Süreyya ebenin “müjde oğlan oldu” sözleriyle Hala çınlamaktıydı sanki Duvardaki nişte dededen kalma kuran Bir de babanın asker arkadaşının hatırası Doksan dokuzluk tesbih Yaşanmışlığın şehadetiyle sırlı kerpiç duvar Anacığının özenle hazırladığı sedirlerde kalan dün öykünmeleri Sanki avlunun nihayetindeki odadan seslenecek Kaytan bıyıklı baba ocağının direği “Oğlum gelmiş...” Anası Avluda doğurduğunda onu Babası “oğlan oldu” müjdesiyle rüzgar gibi gelmiş Ardından imece salınarak 40 kavak diktirivermişti dere boyuna “Kavak gibi doğru olsun” diye dualar edilerek Oracıkta kurban edildi bir düzine koç Yürümeye başladığında hemen kapıya yöneleşini Konuşmaya yüz tuttuğunda İstanbul deyişini Hiç bıkıp usanmadan tekrarlar dururdu Emine sultan Çocukluğunda İstanbul’u oynadı avlularda Tahtadan yapılmış kamyonunun şoförü olarak Muavinlikte tutardı hep kepçe kulaklı Mustafa’yı Zaman ondan daha hızlı koşardı Köylük yerde ne yapar ki Terlerken bıyıkları delikanlı düşler! Dere boyunda Kara Ali’lerin Songül Bir gözle çamaşır yıkamada Diğeriyle kaçamak bakışlarla aramakta Yavuklum diyerek sevda tuttuğu Memedini “Suya geldim çamaşıra Onu gördüm arasıra Sevdam duysa bu yüreği Canım olsa ardımsıra” Mani yakar kavururdu Mehmedin üzüm karası gözlerini “Dere kadar durusun Kız sen kimin uğrusun Name astım kavağa Eve gider okursun” Dellenir Songül’de vurur debeği çamaşıra Vururda seker ceylan gibi taşı toprağı Görmeden emmisi sokar mektubu Taze uçlanmış diri memelerinin arasına ve Bir solukta ulaşır *******i yangın düşen yatağına Sevdaları dile düşer düşmesine Kara Ali haber salar “Bıraksın Songül’ün peşini yoksa karışmam” Memed için için yanmakta kara sevdayla Tarlada başak Songül, derede su Songül Soluduğu havası Songül, akıttığı teri Songül... Bir mani uçurur “Baban demiş yakarım Alın orta çakarım Memed senle hayattır Aşkı senle yaşarım” Yankılanır manisi tepelerde de Yankısı tez gelir Songül kızdan “Saça toka takarım Bohça yapar yatarım Sabah horoz ötmeden Mehmedime kaçarım” Güneş daha göz kırpmamışken vadiye Memed sımsıkı sardı Songülünü Sardı sarmasına da; Bir kurşun sesi sıyırıp attı alacakaranlığı Ardı sıra o sevda bakan gözler kilitlendi Memed’de Memed’in feryadı vurdu dağlara Memed kucağında sevdalısı erdi evlerinin avlusuna Anası koştu, babası yumruklarıyla dövdü duvarları... O gün içinde sönen baba ocağının ateşiyle Yüreğinde Songül, vurdu kendini İstanbul’a Kepçe kulaklı Mustafa’da geldi ardından Yürekte Songül yangını tükenmedi ama Gurbet yedi bitirdi Memed’i İki ay arayla geldi anasıyla Babasının kara haberleri Bir gece rüyasında Songül’ü gördü Dudağında bir türküyle dere boyunda yürüyor Saçları rüzgarla ritim tutuyordu “Varamadan sevdalımın koynuna Babam geldi kurşun yedim alnıma Eklemeden çocukları soyuna Ecel serdi girdim toprak altına “ Dudağında titremelerle açtı gözlerini Uzanıp tahta bavuluna koydu gurbeti içine Kırılmış tahta kapının şimşir tokmağına Usulca astı yüreğiyle Songülü’nü Sonra ıradı kırk kavağa doğru adımları Son türküsünü söyledi avazı çıktığınca “Dere boyu kavaklar açtı yeşil yapraklar Ben yare doyamadım doysun kara topraklar” Varmış dı Memed Songül kıza Derenin hala sakladığı hüzünser manilerinde...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#65 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İçimde Bir Can
Alev alev yanan sevda ateşi Sardı benliğimi sana ulaştı Gördü gözlerinde sevgi selini Dudakta tebessüm, canımda sensin... Sensiz kalışlarda hayat bir zindan Sana olan sevgim içten, her şeyim candan İçimde dinmez boranlar, sen yardan Yürekte çırpıntı, kanımda sensin Taş olsan dayanmam sensiz oluşa Bana hayat veren o can bakışa Senszlikte hasret vurmuşsa başa İçimde bir can ki, canım da sensin..
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#66 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İki Kısa Bir Uzun
Ansızın bastıran yağmur Bahçedeki lambaların önünden Hızlı hızlı geçmeye başladı. Işığın altında yağmur Tıpkı mors alfabesi gibiydi İki kısa bir uzun İki uzun bir kısa.. O iki uzun bir kısa İki kısa bir uzun mesaj Belki de sendendi Gecenin ilerleyen saatleri olmasa İnip ıslanmak isterdim yağmurlarda Toprak kokuyordu Beton şehrin yüreğinde Ve nedense maziye Götürüyordu beni Birden bir ışık belirdi İçimdeki yalnızlığıma Bir gün gelecek ve O Gelecek İki uzun bir kısa İki kısa bir uzun.. Akıp gidiyordu yalnızlığım Yağan yağmurlar birlikte..
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#67 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İlk Duman
sen; öyle bir şeysin ki... sanki, yakmak istediğim ilk sigara... ya da; savuracağım, son duman....
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#68 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İmaura
Bir dalda duramayacak kadar haylaz kuşlar Bir gönülde nasıl ağlaşacaklar Bir yasemen sararken şiir yanımı Hiç aşık oldunuz mu sorusu çınlamakta yürekte O benim aşk büyüğüm dediğiniz İmaura gözlü kız Yakamoz avına çıkmışken yıldız koyda Gece aheste aşk sarılımlarında Göz atmakta kumsal Ponante boylarından Bir damla süzülmekte habbele ağıtlarına İçimde yazgısı sırlanmış napoliten bir şarkı Çıkmakta hayatımdan T’amo e t’amero Pürneşe açılımlarında dalmışken imbata Rüzgar sevda gibi sarmakta bedenlerimizi Samanyolu hülyalarına sallanırken ellerimiz Avuçlarımızda bir dilim umut gönül yoldaşımız Halay avazlarında atılır sevda çığlıkları Bir yaşanmışlığın akıl düşkünlüklerinde Ahdetmelerinde “bu yıl yine ada sensiz...” Yıkılmakta fasıl Halki Palas duvarlarından Selam salarken yalnız gezen yıldızlara Uzaklardan el ederdi bir garip Orhan Veli Tüketilen gözler ve kaybolan görüntüler eşliğinde Hep başka bir bedende küllerinden doğma arzusu Ada sahillerinde sallapati yürüyüşlerim Adım söylemlerine geçiştirmelerdeyken Bir hicaz taksim edasıyla doğmakta Aşk büyüğüm dolunay tangolarında Nerden sevdim bu genç kadını İmaura Söyle nerden aşk büyüğüm...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#69 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İmza Sevdan
Gönlümde oluşan kütüphanede Bütün kitaplar seni yazıyor.. Yazarı aynı, imzası sevdan, Delice, özlemle seni yaşıyor Yıllarca aranmış bir güzel sevda Gözlerinde aşkı canı gördüler, Buğday başaklarında oluşan güzel, Kanında canında onu duydular.. Yazmak seni bebeğim bir kardelene Açmalısın en önce sevda bahçemde Okumalı duymalı sana özlemi Görmelisin bir tanem seni yaşarken..
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#70 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İnce Saz Öykünmeleri
"İnce saz gaydalarında salınır ceren Sanırsın zülufdur mehtab sargısı" Sarsak uzantılarında sevişgen hülyaların Benzemez çavlan dökülüşleriyle İhtişamın aksettiği hisar burçlarına dökülen Yalnızlığın ağır aksak öykünme semaisidir. Has ağalar korusada Harem efsunlarını Nice kanlar aklanır göbek taşlarında Cariye düşlerine sığınmış saltanat davulları Ölgün yel esintileri olur sultan boylarının Kös dinlediğinde sessizlik aşıklısı zaman Dert ürer flamengoların hüzün taradlarında Süzüldüğünde reçineler bahar uçurtmalarına Asuda şevk olur bab-ı hümayun entrikaları Çığlıklar kazınırken Kanlıca kıvrımlarına Bir aşk ateşi sarar erguvan dizinlerini Tarihin hazanlarına saklı eylulsel dokuntular Sadağından sıyrılmış delişmen gergef işlemeleri olur Nazarı ValideSultan vari tarasada arşıl cihanı Nurbahar Hatun döküntüsü gözyaşları sarar gülizarı “Tiz” vurulan başlar garabetindeki son darağaçları Ergenlik bilmez Padişah fetvalarına mühürdar olur Rastık çekilmiş sabahların kör ayazlarına sarılan Gece yadigarı öfke titremeleridir Dolunay yayıldığında katre katre benliğine Çariçeler hülyalanır Uralların sarp zirvelerinde Umultusu; süregelen karadeniz çırpınışları olsa da Nihayeti; Dramanın aşılamayacak dar köprülerinde Sevdanın çözülemeyecek kördüğümleridir
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|