Nurcan Göksel

[GooD aNd EvıL]

Dur dedim yanımdaki gölgeme

Dur dedim!
Yanımdaki gölgeme…
Öyle gitme
Benden öteye…
Bir başı boşluk geliyor
Adımlarıma
Ve önümde yapayalnız
Bir yol gidiyor
Bir ürperti doluyor
Hücrelerime…

Dur dedim!
Yanımdaki gölgeme…
Öyle gitme
Benden öteye…
Kimsesiz bir duygu
En koyu yalnızlık
Hükmediyor *******ime…

[GooD aNd EvıL]

Durma

Durma!
Ya uç hayallerinle,
Ya koş amaç ne ise,
Ya yürü uygun adım,
Ya da git aşık ol
Birisine…
İçinde hepsi var
En kolayı bu!
Yaşayıp durma
Körükörüne …

[GooD aNd EvıL]

Duvardaki resimler

Bir kareye
hapsolunan zamanlar,
bir cezamı etrafınıza
çekilen duvar?
Soluyorsun
bir mahpuslukta
gün be gün,
daraılmışsın belli
kaşların çatık.
Dudağındaki
alaycı gülümseme ne?
Ya bu oturuştaki
boşvermişlik,
bu vurdumduymazlık?
Böylemi görmeliyim?
Duvardaki resimleri...
yada
yanlızca kendimin bildiği
kıymettenmi?
Mahpus
Küçücük odalarda resimler.
çeşit, çeşit yaşlar,
karışık mevsimler.
özgür bırakacağım onları
bu gün yada yarın
cezaları bitti gözümde.
Sonrasını düşündüğümde
fuzuli çöp gibi
gören gözlere
neden yenik düşsünler?
Bırakacağım onları
istedikleri yere gitsinler...

[GooD aNd EvıL]

Duygular güdümsüz füze

Aşk terk etti bu sabah.
Şehirde garip bir melankoli,
Dallarda sallanan hüzün
Dökülür tek tek.
Bir cennet vardı
Hani!
Şimdi nerede?
Aşk tüketti varlığını
Bu sabah.
Ezbere bilir bu gönül
Onu.
En çok hüzünleri tanır,
Duygular güdümsüz bir füze
Şimdi
Kimbilir nerelere saplanır?

[GooD aNd EvıL]

Duygulara dair

Dokunmalı;
İçini acıtan bir söz,
Sözdeki incelik,
Güle oynaya,
Geçen hayatında
Aniden beliren bir şey.
Boşuna yaşanmış
Yılların ağırlığı
Omuzlarındaki yük,
Dokunmalı…
Bir günün sonundaki
Yalnızlık,
Güneşin kavuşmasındaki giz,
Güneşten sonra gece,
Gecenin matemi
İnce ince
Dokunmalı
Ayrılığın yaman izleri,
Kocaman denizin
Kıyıya ittirdiği dalgaların,
Kıyıya hoyratça
Dokunuşları gibi
Dokunmalı
Bir kitabın
Acı sözleri
Bir ananın
Usulca akan gözyaşları,
Bir çocuk öpücüğü
Ne varsa
Duygulara dair
İnceden inceye
Dokunmalı…

[GooD aNd EvıL]

Dün sana geldim İstanbul

Dün sana geldim İstanbul!
gördüm
ne kadar çok telaşlı
insanın var…
Bir iskelede vapur bekledim,
gökyüzünde kar tanesi gibi
martılar….

Karşımda Galata kulesi
düşündüm
Hazerfen gerçekten uçtu mu?
oraya kadar…

Turuncu ayaklı güvercinler nöbetteydi,
ansızın çalan bir vapur düdüğüyle
korktular…

Kız kulesine baktım,
kendimi yerine koydum,
bunca yıl çekip gitmedi ya
bu şehirden,
belki de çok sevdiği biri
yada her şey için
sağlam basan ayakları var…

Neden susmuş deniz fenerleri?
Söylenecek sözmü kalmamış
maviliklere…

Köşedeki heykel yanıyor
güneşten
bulutunu almış götürmüş rüzgar
Çamlıca’ya kadar…

Yalandan bir çocukluk
geçirdim sende,
aşklarımda oldu
adının geçtiği her seferde..
hep bir gizem aradım
masal gibi gelen öykülerde…

Dün sana geldim İstanbul!
Gördüm ne kadar çok
özlemin var,
ne kadar çok telaşın.
Bir armağan gibi duruyorsun
geleceğe mirassın…

[GooD aNd EvıL]

Dünya dönmeseydi

Dünya dönmeseydi!
Sabahlar olur muydu hiç,
Masmavi gökyüzünde ki bulutlar,
Bulutlarda ki rüzgar?

Dünya dönmeseydi!
Hep çocuk mu kalırdık
Güneşsizlikten,
Başka bir oyunun içindemi olurduk?

Dünya dönmeseydi!
******* olur muydu hiç,
Bilirmiydik karanlığın oyuncağını,
Bilirmiydik ay dedenin çocuklarını?


Dünya dönmeseydi!
Gökkuşağı olur muydu hiç,
Yağmurun silahıyla
Renklerini sıraya dizen?

Dünya dönmeseydi!
Ayağı kayar mıydı serçenin,
Tüketmeseydi günleri bir bir
Bu kadar çokluğa dayanabilir miydi evren?
Silmeseydi kimilerimizi belleğinden

Dayanabilirimiydi?
Bir balerin edasıyla dans edip giderken…

[GooD aNd EvıL]

Düşen pay

Yaşam
bir sahneyse
günler
oyun yazarı
Bizede
oynamak kalır
üzerimize
düşen payı...

[GooD aNd EvıL]

Eğreti

Aynadaki yüzünde
belli belirsiz
gülümsemen eğreti...
Çünkü
yarım bırakmışlar
oyuncak kuleler gibi
dizdiğin,
ve içinde biriktirdiğin
parıldayan taşlar gibi
anlamlı serveti...

[GooD aNd EvıL]

Eksik

Kendimi çoğaltamadım sözlerim eksik,
Bir küçük şey için ümidim eksik,
Nasıl anlatılırım bilmem?
Görünce hapsedecek yüreğim eksik.
Gecenin bir vakti yıldızlar alevden çiçek,
Ay hilal!
Bir bulutta asılı kolları,
Bir sevdayı büyütemedim küçükten.
Aşkıma yol tutan günlerim esrik..
Kendimi çoğaltamadım yıllarım eksik,
Denedim olmadı isteklerimi
İçinde bir yerde olgusu eksik…