Nurcan Göksel

[GooD aNd EvıL]

Bir bilsem

Şimdi batkımda
Bir noktaya.
Düşündüm!
Bu günden, gelecekten
Ne istediğimi bilmeden.
Hem bilsem ne fark edecek?
Ulaşamadığım bir çengelde
Asılı düşlerim varken…
Ne fark edecek?
Hızlı bir tren gibi
Her şey
Beynimden geçip gidecek…

[GooD aNd EvıL]

Bir bulutta rüya

Bir buluttan bakıyorum
Aleme.
Küçük bir kuş arkadaşım.
Kimbilir?
Kaç ölümden dönmüş,
Elimi uzatıyorum
Korkuyor.
Hafiften bir rüzgar
Uçuşturuyor saçlarımı.
En güzelini görüyorum
Maviliğin, pembeliğin.
Kocaman bir dalgada
Birileri ıslanıyor.
Bir şarkı uzaklarda
Bir garip,
Yepyeni bir aşka
Çağırıyor.
Bir uyku çekiyorum
Yumuşacık bulut ta.
Rüyamın içinde rüyalar.
Dört nala gidiyor
Bir atlı…
Anlıyorum;
Müjdeli bir haber var.
Bir bahar yağmurunda
Tükeniyor bulutum,
Ne dalgalar, ne erguvan,
Ne beyaz atlı haberci
Bitiveriyor her şey,
Kayboluyor ansızın
Rüyamın içinde
Gördüğüm rüyalar…

[GooD aNd EvıL]

Bir devinim bu

İhanetim
İntikamımdır aşkıma.
Öylesine bir ihanet değil bu
Anlatamam ki.
Senin yerine koyduğum başkasına,
Yaşanmaz bilirim aşk.
Kısacık yaşanmışlıklarla,
Çaresiz
Bir devinim bu yüreğimde
Başlı başına…

[GooD aNd EvıL]

Bir gece baharı

Açtı gecenin karanlığı,
tutundu görünmez
bir dala…
Sarı tomurcuklar gibi
sokak lambaları,
serin bir gece baharı
dalgalanıyor yalnızlık…

Bir şarkı
sanki uğultusu
çağrıştırıyor
her şeyde
kocaman bir ayrılık….

[GooD aNd EvıL]

Bir gece vakti

Oturduğun bankta bir gece vakti…
Sıkıntıyı at içinden,
Her şeyi öylece bırak…
Gördüğün karanlık ta kaybolurken,
Sabaha yakın
Ayrıl kötü düşlerinden…
Yepyeni bir dünya yarat kendince…
Yakamozlar gider senden önce,
O sabah
Martılar senden önce uyanır…
Gör bak!
Deniz nasıl maviye boyanır…
Sabaha yakın bir saatte
ayrıl kötü düşlerinden aldanırsın,
Gecenin süslerine
Karanlık üzerinde kalır…
Oturduğun bankta bir gece vakti
Işıkta sensin, yakamozda
Karanlıkta bırakıp kaybetme günlerini
Sabaha sende uyan
Umutta sensin artık,yaşamda
Bil elindekilerin değerini…

[GooD aNd EvıL]

Bir günde

Kaç doğum günü sığar
Kaç ölüm bir güne?
Kaç tohum düşer toprağa,
Kaç ağaç kurur bir yerlerde,
Kaç mutluluk yaşanırda,
Hüzünler matemler erir.
Ümide ulaşmak için,
Bir gün,
Bir gün daha,
Günler peşpeşe eklenir.

Zamanlar çabuk tükenir,
Acı gün istemez insan.
Aniden gelince o an,
Katlanmanın acısını,
İnsan bir gün öğrenir.

Kaç para harcarsın günde?
Elini kolunu doldurup,
Akşam eve döndüğünde,
Saltanatını sürersin.
Sen zenginsin,
Ye kürküm ye.
Ya birgün kaybedince,
Yaşamam sandıkların,
Dizilir bir önüne,
İnsan bir günde öğrenir.

Kedi köpek gibi deyip,
Kavgaları geçiştirip,
Sözle anlaşma yolunu
İnsan bir gün öğrenir.

Ne zor şu takvimin işi?
Günleri yüklenmiş bir bir.
Görev tamamlayıp bir gün,
Duvarlardan düşüverir.
Hayatın boş olduğunu,
İnsan o gün öğrenir.

[GooD aNd EvıL]

Bir günün ayazı

Bir günün ayazında
Denize karşı dururken öylece
Bırakıp ardımda her şeyi
Yeniden yaşamak isterim ya
Kedersiz.
İnsanlar koşuşturur ya
Bana garip gelir bu telaş,
Nedensiz…
Yaşamak boştur ya şimdi
Koşuşturmak gereksiz….

Bir günün ayazında
Denize karşı öylece
Saatlerce durmak,
Düşünmekten yorulmak.
En güzel rüzgarları
Bir çırpıda solumak…

Bir günün ayazında
Güzel gelir serinliği
Kıyının.
İçimdeki yangını söndürür
Dalgalardan yüzüme çarpan çiğ
Silgisidir acılarımın…

Bir günün ayazında
Üşümek saatler boyu
İyi gelir bana..
Güzel gelir serinliği denizin.
Birde hala alev gibi yanan
İçimi söndürseler
Şahidi olsa dalgalar
Kaybolan sevgimizin..

[GooD aNd EvıL]

Bir hoşnutsuz hava

Üzerime çöken
bir hoşnutsuz hava
kimbilir?
Kaç kez yazdım adını
karşıdaki duvara…

Mumun alevi söndü,
kalemim tükendi,
tükendi ellerimdeki takat…
Boğuluyorum, kızgınım
olur olmaz her şeye
fazla geliyor şimdi
duvarımdaki saat…

rüyalarımı sen karıştırdın,
akşam bitti
gece çöktü çoktan.
Uyuyorum rüyamda sen!
hadi uyu artık
Cesaretin varsa
hadi uyu uyuyabilirsen!

[GooD aNd EvıL]

Bir kağıt uçak

Bir kağıt uçak
üzerinde sen!
fırlatıp atıyorum,
şimdi git artık...
bıktın ya ikimizden...
Fırlatıp atıyorum
git!
İçimdeki dört duvarı
kırabilirsen! ! !

[GooD aNd EvıL]

Bir kere bir

Kapağını kapadığımız
O kitabın içinde ki
Öykü bizim
Ne kadar günahı varsa
Bu ayrılığın
Hiç kaçarı yok
Biliyoruz ikimizin
Bir kere birin bir ettiğini bile
Çözemedik
Kaldık aşkın matematiğinden
Çözümsüz bir problem gibi
Kalmasına
Biz neden olduk