![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gelme Ferhad Gelme Sen Bu Yerlere
yüreği buz tutmuş- puslanmış bakışları gelme ferhad gelme sen bu yerlere sevmenin okkası on para olmuş- onurunu çoktan satmış ahali efsaneler yaratan ol güzellik etini pazarlıyor kaldırımlarda gelme ferhad gelme sen bu yerlere yar yanağı bildiğimiz dolunay muhbir çıktı girdiği son buluttan ol ceylan gözlere inen yıldızlar meğer ki sahteymiş anlayamadık tutsak düşmüş sevmesini bilenler zulüm almış yeri göğü kan tutmuş gelme ferhad gelme sen bu yerlere bir delisi ben kalmışım bu diyarların kimsecikler aşktan evler kurmadı gözleriyle yüreğini vermedi imge damıtmadı yol vurup ateşlere şiir şiir aşk örmedi bütün güzelliklerimle yandım da ortalıkta ilaç için bir tek insan görmedi gelme ferhad gelme sen bu yerlere şimdi yürekleri başkaldırıya kanlı bayrak gibi açma vaktidir zulmün kaleleri topla yıkılmaz dağları bildiğin dağlardan değil vaktidir aşkları bomba yapmanın zebaniler saltanatı devrilmedikçe zincir kopmaz gönüllerin boynundan insan özgür olmadıkça aşka aşk denmez sen de bu yolların yiğidi değil misin ol dağları deldiceğin yalansa gelme ferhad gelme sen bu yerlere... |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gül
gün oldu koskoca kent başımıza yıkıldı gres yağı bulutlarla ortalık kör karanlık düşleri kurşunlandı bulvarların dizilerek göz bebeklerimize sokakların yaşanmış tüm anıları yüreklerimizde yakıldı dizlerimiz kırılarak çökerdik silindi yüzümüzden acı ve sevince dair tüm ifadeler yağmalanmış yırtık yürek yangın içinde kuşsuz ve bulutsuz ölü göğün altında düştük dayanılmaz kederlere yaslandık... çatısı savrulmuş günlerin ortasında yolları çıkmaz gözleri kör kuşlarının kanadı kırık acıda her gün çürüyen kentlerle birlikte paslandık... gün oldu büyük kentler terk ettik omzumuzda anıların heybesi geri dönme düşleriyle ışıtarak önümüzü sağnaklar giyinerek ve dikerek iğreti sözcüklerle gülüşün yırtılan yerini büyük kentler terk ettik yıllar sonra geri döndüğümüzde bıraktığımız düşler satılmış gülüşler yağmalanmış gördük anasını terk eden çocuklar gibi yeniden terk ettik orda kalan yanlarımızla birlikte kenti cılk bulutları yıkılmış umutlarıyla omzumuzda yalnızlığın heybesi ve kirli bir yağmurdu hüzün ıslandık yara gibi kanamalı ilişkiler yaşadık protez parmaklarıyla okşayan eller silikon dudaklar metal öpüşler... ve yıldırımlar inen aşklar yaşadık yandı gitti bir gökçecik fidanken ne desem bilirsin sen aynı savaş alanında sakatlandık şimdi yalnızlık giyinmiş yüzlerimizde gözlerimiz ıssızlığa uzanan boşalmış nehirler yatakları bize yaşamayı haram kılana inat onca yıl onca zulüm katliam yaşanmamış düşlerin aç toprağı bu yürek acıda nadaslandık şimdi ateşimle yaralarını dağla şimdi ağla gözyaşının tuzunu bas yarama yağmurlarımla ıslan ve yağ yıkık yerlerine içimin bahardır önümüz-çiçek mevsimi yaram olma yarim ol gayri sevdalara gül... bu kent yeniden solur gülüşünle bulutlar arınsın yürek sevdaya sarınsın yaram olma yarim ol beni al gül... |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gül Dudağı Çöl Susuşlum
çalınmış saatler avladık zaman denizlerinden gözlerimiz hırsızlama sevişmeğe başladı yıldızsız *******de ışığına sığındım ne dizeler döküldü kirpiklerinden bizim oralarda ******* toynaklarıyla yürekler tepip gelen yalnızlığın atlarıdır yıldızlı karanlık büyür sonsuzca kırık bir el aynasına ömürler sığar kırk kilit vurulmuş yüreğe saklanır karasevda ki çıkamaz o dehşet tutsaklığın uçurum uçurum derinlerinden asla bizim oralarda gözbebekleri demir parmaklıklarla çevrilmiştir çocuklar gülü sorsa kanla tarif edilir baharlar bakır yeşili hüzünler kirs ferhad külüngü gerek hasretin dağlarına sevdaya değince kavallar kanar ışıklarda kelebekler karanlıklardan yanar ben işte o dağları aşıp aşıp gelmişsem ayaklarına gül dudağı çöl susuşlum ırmaklar diliyle konuş beni kanatma şimdi yangınları vurup sırtıma sevdasız gönderme beni kanın çeksin canın çeksin gözlerin çeksin bakışların saplı kalsın bağrımda gül dudağı çöl susuşlum beni gönderme bütün öpüşlerinle öp bitmesin sarsıntısı bana yağ iliklerime işle beni sevişerek kahret dinsin kuraklığımın sızısı beni yellerinle savur erit çarpa çarpa dalgalarınla varlığınla buluşayım nabzım damarlarında atsın denizlerinin tuzu olayım kanına karışayım gül dudağı çöl susuşlum beni gönderme... |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gül Zamanlar
gül zamanlardı ki onlarda sen açardın gül sarhoşu kesilirdi geçtiğin yerde hava çok eskilerde kaldı yıldız sağnağı gözlerin gözlerin ki sana vurgunluğumu onlarla sarardın kimi insan vardır yiyerek beslenir sevenlerini yaralar-yorar-bırakır çaresizlikte yalnızlığının farkında olmadan delice yalnızdır bir oyuncak sanır sevdiklerini bütün uzuvlarıyla yağmalayıp bırakır öylesi aşklardan soğrularak gelmiştim buraya olmadık bir zamanda sen geldin varlığın yaralarımı onardı o gül zamanlardı güzelyalı'da yasemen yaz akşamları hava tömbeki kokardı zakkum çiçekleri deli ortalık kız sağnağı o senin insana nüfuz edişin gözbebeklerinden başlardı orada sen açardın gönlüm tökezirdi bakışlarında şiirler tutuşturup bende sonra da hicranı yağardın gül zamanlardı ki onlarda sen açardın... |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Güle Rubai
Ben Hayyam'ın kadehinden sulandım dedi gül Mecnun'la çöle düştüm Kerem'in elinde yandım dedi gül Alındım satıldım çiğnendim ayaklar altında Yürekler mezata düştükçe utandım dedi gül... |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gün Örttü Kapılarını
gün örttü kapılarını-soldu sevinç gibi yanık çocukların benizlerinde ben yaşamaya kulaç vurdum gecenin zifiri denizlerinde aklımda bulutların kitabından tarihe dair okuduklarım aklımda tozlu yolların ıssızı-ve aradığım giz, kuş ve böcek izlerinde zamanın yamacında Asurlu tüccarların yaktığı ateşin boynuzları ve atlılar-yaban çakalları-akşamın en yosma yerinde gün örttü kapılarını-kara gözler kaldı seherinde yıldızların dil susa kaldı yavuklusu dönmeyen Hattili kızların gergeflerinde bütün adalarına çıktım gecenin-yorgunum yüreğimle yarışmaktan beni benden kanırt ey ben-paslı bir çiviymişim ben kendimde beni yol düşlerimden küflü bir kütük gibi kırarak ey kendim yaşamayı unuttum yaşanmamış aşkların mutlulukların gizlerinde ana uyar beni... Zühre Yıldızı düşünce gözlerine Hitit çobanlarının ey düş giy gecenin lacivert harmanisini bekle hüznün eteklerinde o uzak kavgalara gitmezsem nasıl namuslu yazılır tarih alnıma bir gün özgür olsun diye aşklar daha-çok insan kalacak siperlerde daha-çok insan gülüşünü bir meşe gibi dikecek zındanlara yüreklerdeki erozyon bitsin diye bir gün belki de çok ilerde gün örttü kapılarını-bir yerlerde bomba sağnakları-pislik saltanatları umudu dokuyan o yaralı örümceğim ben zamanın elbizlerinde |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Günler ki Savrulan Yapraklardır
Günler ki savrulan yapraklardır ömrümüzün dalında Geceye söylenmiş bir şiirdir aşkımız ki tam alnından vurulan.. O her gidişinden geriye kırılmış gül tenhalığı Ayrılığın da bir kokusu var gözbebeklerinden yayılan... Deniz fenerlerim yıkılmış Yerle bir olmuş nem varsa kalelerim-ağaçlarım-düşlerim Hunharca yağmalanmış aşklar bıraktım ardımda Hasretin de bir rengi var nasıl desem Hiç bir renkle tanımlanamayan... Bir ömrü koymak bilirdim Sevgilere bedel diye Ne namusperestler gördüm Bakışları fuhuş fuhuş Yüreğinin kâsesinde kendini pazarlayan Gülleri ve maviliği Bir yosmayla keşfet Yüreğin basıyorsa Deli bir serüvencidir aşk Hiç bir kural tanımayan... Oysa tahkatsızım gidişinle Karanlığın dehşet bastı Yüreğim yenik Hangi bahar gül açtırır Bu deli yalnızlığında Ne tuhaf bir şarkıymış aşkın Yarısı gül gülistan Ayrıldıktan sonrası sancıyan... Günler ki savrulan yapraklardır Ömrümüzün dalından Geceye söylenmiş bir şiirdir aşkımız ki tam alnından vurulan... |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Güz Güzeli
hazan iklimi gözlerin yüzünde gül aydınlığı hangi eylülden gelirsin ellerin aşk kırgınlığı üzüm gözlerin gizemli bakışın şarabi akşam yüreğimde izin nemli gözyaşının yorgunluğu kimse bilmez-dağlarında kurşun yemiş bir gerilla kara gözlerinde keder belli ki bu son yarası alnında yıldızlanan ter omuz vermiş bir ardıca belli ki son cigarası bir yanında kaldırımlar hüznü-sevinci-acısı sinemalar-kitapçılar bir de onca insan yüzü yağmayan göğün sancısı yaşanmamış sevdalara yürekte gökyüzü büyür okunmuş onca şiirden aşk hurdalığı bir yanın bir yanın gidilmedik yerlere vurgun baharla sevişirsin yaprak dökerken en yeşil dalların kırgın meğer ki aşk dedikleri kovulmakmış mabetlerden gözyaşları çiğneyip yakmakmış koskoca şehri uçurum kıyısında gece yolculukları yürekten can yolmakmış kendini doğurmak sancılarla bambaşka bir sen olmakmış dibi görünmez sulara dalmakmış gülüşünün kıyısında duran bulutların eli gece giyinmiş gözlerin ekim yağmurları gibi susuşunun saçlarında bir şiirin imge eli geçip gittin-tam yanımdan incecik bir yağmur yeli ben sormadım sen demedin bence adın güz güzeli |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gökkuşağına Bürünsün Dünya
saklı suskunluklarında gökyüzü yıkılır çatırdayarak bu kaçıncı gülüşün kahkahalarla ağlayarak izin ver kanayan yerlerini öpeyim yüreğinin ki değişsin acılara sabitlenmiş adresin şimdi oturmuş boşalmış ırmak yataklarında hiç bir şeyi beklersin karabasan tarlası kesilmiş uykuların çocuğu ölü doğmuş bir ana gibi linç edilmiş duyguların acıya hüküm giymiş dudağında her gülüş kanlı eller uzanmış goncagül sevinçlerine idamla yargılı fidan düşlerin bütün sokakların çıkmaz aşkyeşili ovaların çoraklığa yükümlü yerin göğün leş kuşları bilir mi bir akarsu nasıl kanar bilir mi bu korkuluklar tarlası sevda yüklü yüreklere ölüm hükmü biçilir mi zulüm köprülerinden kör geçilir mi sancılar sevilir mi gözbebeğim girdaplar seçilir mi söyle sonsuz gökyüzünde kanatsız uçulur mu... haydi kalk umuda yeniden kanat vursun içindeki güvercin haydi dünya gökkuşağına burunsun gözlerinden hem bütün suçlarınla güzel bütün günahlarınla masumsun sen... |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12095
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Göm Yüreği Sevdalara
akşamların sekisine oturdum adsız ve atsız geçmez sancılar bırakarak yolunurken yüzümden kök salmış nice bakış gece serildi... gözlerim karanlıkta demir soğuğu ne gideceğim bir yer ne beklediğim bir yolcu... ucu tomurcuklu dizeler asmak yıldızlara bir iğne gibi saplanıp yitmek gecenin denizinde birini düşünmek... olmayan birini olan birini olmayacak birini düş kovalamalar yorgunu yakılmış bir bilicinin külleri gibi akşam düşleri gibi fani az sonra ay doğar ve görür kendi cesedini içimdeki kuyu... kim bilir eski bir yanılsamadır belki aşk da gökyüzünde gidecek yeri olmayan kuşun son düşü bütün okyanuslarda bulunamayan ada ve ilk yanılgıdan sonra yıkılınca direği yürek evinin bulutlar kadar nafile ömrümüzü savurduğumuz deli rüzgar kim bilir aşk çaresizliğimiz bizim belki de ölüme olan ölümü aşan korku... yıkık kerpiç bir ev gibi depremler artığı bir yüreğin sessizliğinde otur şimdi yaşananlardan kalan koyu bir toz yığını kim girer ki yıkılmış kapısından otur anılarının yırtık şiltesine akşam ve eylül geçmeyen bir yara gibi beynine kurmuşken çadırını mezarlığa dönmüş içinde hayaletlerle otur yaslanarak yalnızlığın taş gerçeğine su kurumuş ölmüş kuğu... hayatın tüm alanlarında yenildin işte kulaç attığın sular kendine götürdü seni ne zaman türkü söylesen dağlarını yaktılar uçurum uçurum yaşadın gençliğini sürekli ölü çocuklar doğuran bir kadının yüreği nasıl güler atının ölüsünü gömen bir yolcu gibi göm yüreği sevdalara ve bu zulüm toprağında sevgiler olsun diye omzunda yalnızlık heybesi kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan herkes gibi yeniden yürü uçurumlara bulutlara sulara şarkılara |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|