www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-28-2007, 07:57 PM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57907
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Aşk da Oksijen Gibidir Yürek İçin

Aşk da Oksijen Gibidir Yürek İçin

Apostol`la Dokuz Yüz Birinci Sayfaya Derkenar


1/:
Ey şahım,
Sıra sıra dağları benim sansan da,
Ya da bütün stepleri babanın terekesi...
Göğsünün organik kafesinde yaşar insan aslında,
Ama bir azgın muharip olur kalp, ömürde tek kez,
Şiire şiire vurur başını,
Ve unutarak yaşını çıkıverir kısıldığı mekandan.
Altmışından sonra kuşanır kılıcını,
Belki bir can pazarında unutur sevdasını?
Belki de hayattan usandığı o ikircik anında,
Bir tek elvedasını bırakır ancak arkada kalanlara...

2/:
Ve ey aşk ve şiir sever ins-ü cin ehli...
İşte böyle bir hikayettir ki benimkisi uzak bir hayal gibi,
Belki ama yakın bir yolculuktur karanlık iplik inceliğinde:
Vaktin en eşref haliydi demek ki... Ben de görüyordum kendimi kendi gözlerimle. Ellerimle yontuyordum maskemi. Yüreğimi şiirle fullüyordum. Ve her dem olduğunca, ne bulursam gayrı... İçiyordum. Mesela bütün baronların irinle karışık sütlerini. Şahların sütleğenlerini.
Günler oksijen gibidir ciğerler için dedik ya,
Bir nefes içeri göçer gece yüreği aşkla dolu diyarda,
Bir gündüz olur dışarı soluyarak zaman,
Sevda da satılık bir metadır aslına bakarsan,
Ancak asıl alıcıları yüksek yıldızlarda ikamet ederler.
Ya da som altın son anıdır yaşamın derler ya doğrudur,
Paha biçilmez son sınırdaki sisler arasındaki platonik sevgiliye.

3/:
İşte böyle bir hikayettir ki benimkisi de hayal meyal.
Ey aşk ve şiir sever fakir ehli...
Ki bura son hane. Dünün sonu, yarının başı yani. Ortada bir yer... Eğer içmezsen yüreğindekini... Bil ki kanar bütün içindeki cevherin. Ama... Yalnız ben miyim içen? Sanmayın. Herkes bir alem. Mesela şurada oturan yabani kozak... Ötedeki ataman... Yanıbaşında bir kanlı Kazak... Ve kapı açılıyordu. Babür içeri dalıyordu. Yüreği kanayarak. Anlaşılan Hindeli tuğyandı. Belki de Bhutan’da yandı. Tibet’te. Nepal’deki acılar arşa dayandı...

***

Durum ve mersiye diyarı karışıktı son hanede,
Elde avuçta ne varsa içmek gerek,
Usulca, "Lan Barba,” diyerek,
Daha olmazsa, “ikiletme de doldur!
Çıldırtan şıradan olsun itin ölümü,
Rahvan atın ölümü ise şeytan suyundan,
Sek şiir kalır bana da..." şeklinde diklenerek.

***

Ey şiir ve aşk sever eloğulları...
Böyle bir hikayet benimkisi de işte,
Aşk ve ölüm ve som şiir üstüne,
Yazmaz böylesi ne yanık Kerem’de ve ne de mesnevide de...
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:10 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.