![]() |
![]() |
#1 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Sağlıklı ve Zinde Yaşam ile ilgili bilgileri burada vermeye çalışacağım...
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() AĞLAMAK İYİDİR
Fransız psikiyatr Patrick Lemoine, Gözyaşlarının Cinsiyeti adlı kitabında, ağlamanın depresyona iyi geldiğini belirtiyor. Lemoine, kadınların erkeklere oranla daha çok ağladıkları için duygularını da daha iyi kontrol altında tutmayı başardıklarına inanıyor. Fransız uzman, gözyaşlarının duyguların bir çeşit iletişim yolu olduğu, kızgınlık, korku, öfke, mutluluk ve üzüntünün gösterilmesinde önemli bir araç vazifesi gördüğünü düşünüyor. Psikiyatr Patrick Lemoine a göre, erkekler de ağlamayı becerebilseler şiddet kullanma ve alkolizm tehlikesinden kısmen kurtulabilecek ve kendileriyle daha barışık yaşayabilecek. Doktor Lemoine, 21. yüzyıl erkeğinin, ağlamanın hüner sayılmadığı bir kültür ortamında yetiştirildiğini, oysa ortaçağda erkeklerin ağlamasının yadırganacak bir durum değil, doğal bir tepki olarak görüldüğüne dikkat çekiyor. Lemoine, hormonal etkenlerin, kadınların erkeklere oranla daha fazla ağlamasında etkili olduğunu da düşünüyor. |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() AEROBIK EGZERSIZ
Aerobik egzersizi, geniş kas guruplarını kullanarak, düşük şiddetli uzun süreli aktivite olarak düşünün. Aerobik aktivite; yürüyüş, bisiklet, jog, yüzme gibi aktiviteleri içerir. Anaerobik aktivite kısa süreli yüksek şiddetli çalışmalardır. Tenis, ağırlık kaldırma, kısa süreli hızlı koşular, futbol, basketbol, henbol gibi aktivitelerde anaerobi hakimdir. Şayet bu tür çalışmalara yeni başlıyor iseniz, yürüyüş-hızlı yürüyüş başlanmak önerilir, bu tür aktivite haftada 5-6 kere 1 saatten az olmamak kaydıyla uygulanmalıdır. Bir hafta sonra çok düşük tempoda koşuları programınıza alabilirsiniz. Koşuların tempo ayarlamasının önemli olduğunu belirtmiştik. Diğer yöntemlerin yanında, koşu hızını ayarlamak için; solunum sıklığından yararlanılır, şöyle ki; koşu, rahatça soluk alıp verebileceğimiz bir tempoda gerçekleşmelidir. En kolay tempo ayarlama adım sayısı ile yapılır, 4-5 adımda yavaş yavaş soluk alınır, göğüs kafesi şişirilir, yine 4-5 adımda yavaş yavaş karın kasları kasılarak soluk verilir. Bu davranış solunum kaslarının güçlenmesine ve daha etkili solunuma olanak sağlar. Bu davranış biçimi ayni zamanda "solunum eğitimi" çalışmasıdır. Akciğerlerdeki havayı çok az yenileyebildiği için, kısa süreli sık solunum yapmak önerilmez. Çalışmalar bu şekilde mi devam edecek? İnsan organizması mükemmel bir yapıya ve eşi benzeri olmayan sistemlere sahiptir. Bilinçli ve düzenli yüklenmeler ile onun kapasitelerini artırabilirsiniz, aşırı yüklenmeler ile tüm sistemleri felçe uğratabilirsiniz. Satın aldığınız bir araba saatte 200 km sürat yapıyorsa, 5 sene sonra saatte 201 km hız yapmaz, belki de daha düşük bir hız yapacaktır. Oysa ki, spor branşlarında dünya rekorları devamlı yenilenmektedir. Bu bilimsel ve düzenli çalışmalar ile sağlanmaktadır. Kısaca, sağlıklı gelişim için uygulanacak yüklenmeler azar azar giderek artan yoğunlukta olmalı, organizma yükleri "sindirmeli" dir. İlerleyen çalışmalarda, hızınızı, azar azar, eforunuzun sınırlarına kadar, derin ve hızlı nefes alacak duruma gelinceye kadar ya da bu durumu sürdüremeyeceğinizi düşünene kadar artırın. Bu noktaya kadar her şey aerobiktir ki onun anlamı; enerji eldesi oksijenin varlığında gerçekleşiyor demektir. Eğer egzersiz yoğunluğunu arttırmayı sürdürürseniz, anaerobik enerji üretimine baş vurursunuz, bu anda solunum sıklığı artar ve kanda laktik asit birikimi başlar. Bu durumda egzersizi kesmek zorunda kalabilirsiniz. Laktik asit hem bir enerji taşıyıcı ve hem de şiddetli eforun ürettiği, artan çalışma yoğunluğunu gösteren bir işarettir. Aşırı eforun ürettiği laktik asit ve yüksek düzeydeki karbondioksitle beraber yüksek solunum, genel rahatsızlık ve stres duygusu oluşur. Aerobik egzersiz, çok sözü geçen anaerobi eşiğin altındaki egzersiz olarak tanımlanabilir. Glikoz molekülünün aerobik metabolizması anaerobikten çok daha verimlidir; aerobik metabolizma, 1 mol glikozdan 38 yüksek enerji bileşimli adenosine trifosfat (ATP) adlı moleküller üretirken, anaerobik metabolizma sadece 2 molekül üretilir ve aerobik metabolizma daha az laktik asit üretir. Yani aerobik egzersiz daha hoş ve dinlendiricidir, sıkmaz ve aşırı yormaz. Birikmiş yağların aerobik kullanımı ilerleyen efor periyotlarında gerekli enerji için uygun bir rezerv oluştur. Aerobik egzersiz, uygun bir şekilde birkaç dakikadan saatlerce uzatılabilir. Orta düzeyde aerobik egzersiz esnasında, bir söyleşi de yapılabilir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() AEROBIK EGZERSIZIN YARARLARI
Diğer yararları yanında, aerobik egzersizin en önemli yararları kalp-damar sistemi üzerinedir; -durağan bir yaşam sürenler, hareketli bir yaşam sürenlere göre 6 kez daha fazla kardiyak rikse sahiptirler, -kan "kötü" kolesterol düzeyi azalır, "iyi" kolesterol düzeyi artar, -vücut yağı kontrol edilir (kuvvet antrenmanı ile birlikte aerobik egzersiz ve özel diyet vücut yağını azaltır), -vücudun direnci yorgunluğa ve fazla enerji gerektiren işlere karşı artar, -kasların formu ve yağsız vücut kitlesini artar, -tansiyon düşer ve iyi bir uyku düzeni sağlanır, -vücudun genel direnci artar, -kemik, tendon ve ligamentleri güçlenir, -yüksek bir emosyonel denge ve pozitif görüş açısı oluşur. Uzun süreli çalışmalar sonucunda, her 10 yılda, bireyin genel form düzeyi % 8-9 oranında azalmakta olduğu gözlenmiştir. Aktif insanlarda bu oran % 4 tür. Antrenmanlı bireylerde düşüş oranı % 2 dir (veya daha az ). Fazla kilo ve beden yağlarından sakınıldığında, dinçlikte azalma minimize olur. Dr. Paul Davis dinçlikteki azalmada en önemli faktörün vücuttaki yağ oranının yükselmesi olduğunu açıklar. Kalp-damar sisteminin antrenmanı, maksimal kardiyak frekansın %60-90 arası, aerobi ortamdaki koşular ile sağlanır, kuvvet antrenmanları ya da diğer anaerobik ortamdaki antrenmanların sisteme katkıları çok azdır ya da yoktur. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() AFFETMEYİ BİLENLER DAHA SAĞLIKLI
Amerikalı bilim adamlarına göre, affetmesini bilen insanlar hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı... Stanford Üniversitesi nde görevli bilim adamı Frederic Luskin ve ekibi, San Francisco kentinde oturan 259 kişi üzerinde araştırma yaptı. Denekleri 6 kez 1,5 saatlik oturumlara çağıran bilim adamları, bu oturumlarda katılımcıların affetmeyi öğrenmesini sağladılar. Araştırma çerçevesinde kötü anılarını konuşarak paylaşan denekler,daha sonra kendilerine zarar veren kişileri canlandırarak içlerinden onlarla konuştular. Kendilerine zarar veren kişileri affeden katılımcıların çoğu, deney sonrasında daha az acı duyduğunu belirterek, stresten kaynaklanan sırt ağrısı, uykusuzluk ve mide ağrısı gibi ruhsal ve fiziksel belirtilerin de önemli ölçüde azaldığını kaydetti. Deneklerin çoğu, gelecekte meydana gelebilecek benzer olaylarda tekrar affetmeye hazır olduğunu da söyledi. Deney için, fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalanlar değil, hakarete uğrayan kişiler seçildi. |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ALIŞVERİŞ VE ÇOCUKLAR
Dünyanın en büyük pazar araştırması şirketinden Millward Brown tarafından yapılan araştırmada, çocukların, ebeveynlerinin yaptığı alışverişi yönlendirdiği ortaya çıktı. Millward Brown Türkiye’den yapılan açıklamada, şirketin BRANDchild adlı kitap için yaptığı araştırmaya göre çocukların, ebeveynlerinin hangi markaları satın almaları gerektiği konusunda fikirlerini aileleriyle paylaştıklarının görüldüğü belirtildi. Araştırma kapsamında, ABD, Brezilya, Almanya, İspanya, Hindistan, Çin ve Japonya’da 1920 kentli çocukla yüzyüze görüşüldü. Araştırmaya göre, 9-14 yaş arasındaki her 3 çocuktan 2’si, anne ve babalarının otomobil, moda markaları, cep telefonları gibi pahada ağır alışverişlerini etkiliyor. İlginç sonuçlardan birisi de, çocukların yarısının son modayı takip etmeyi sevdikleri ve giyimlerinin kimliklerini yansıttığını söylemeleri. Erkeklerin yüzde 45’inin, kızların da yüzde 55’inin moda tutkunu olduğu belirlenmiş. Millward Brown Grubu Stratejik Planlama ve Gelişim Direktörü Nigel Hollis, çocukların hane alışverişi üzerinde belli oranda etkileri olduğunu tahmin ettiklerini, ancak etkinin bu kadar büyük olmasının kendilerini şaşırttığını belirtti. Millward Brown Türkiye Genel Müdürü Betül Khan yaptığı değerlendirmede, araştırma sonuçlarının, yerel ve uluslararası markaları pazarlama anlayışını geliştirmeye zorlayacağını vurguladı. |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ALIŞVERİŞTE KADININ SÖZÜ GEÇİYOR
Araştırmalara göre, alışverişlerin yüzde 80 ine kadınlar karar veriyor. Televizyon reklamları da alışverişlerde etkili oluyor Aile için yapılan tüm alışverişlerde yüzde 80 oranında kadınların söz sahibi oldukları belirlendi. Kadınlar, evi güzelleştirmek amacıyla yapılan satın almaların yüzde 60-75 ini de bizzat kendisi yapıyor. Kadınların, erkeklere oranla televizyon reklamlarını çok daha dikkatle izledikleri de saptandı. Tüm bu gerçekler göz önüne alındığında, kadınlar satıcılar açısından asıl hedef kitleyi teşkil ediyorlar. Kadınların etkiledikleri alışveriş hacmi, Amerika da ulusal gelirin yüzde 66 sını oluşturuyor. Bu konu Kadınlara Mal Pazarlama adlı kitabın yazarı olan Martha Barletta tarafından da doğrulandı. Erkeklerin televizyonlarda reklamlar başlayınca derhal kanal değiştirdikleri, buna karşın kadınların reklamları ilgi ve sabırla izledikleri ifade ediliyor. Kadınların en fazla ilgi duydukları reklamlar arasında otomobil, evi güzelleştirecek mallar ve mali hizmetlerle ilgili reklamlar bulunuyor. Bu gerçeklerden yola çıkan reklam firmaları da, şimdilerde, otomobil reklamlarında bile daha fazla kadın manken kullanmaya başladılar. Kadınlar ayrıca, yatırımlarına da önem veriyorlar ve bu gerekçeyle finansal hizmet veren kurumlara ilgi gösteriyorlar. |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ANTREMAN
Antrenman seansı, çalışmaya ayrılan zaman süresi olarak tanımlanır. Fizyolojik yararları üst düzeye çıkarmak için bazı kurallara uymak gerekir. Şöyle ki; bu süre ısınma (hazırlık), ana bölüm ve bitiş olarak bölünmelidir. Isınma; gelecek olan çalışmalara organizmayı fiziksel, fizyolojik ve psikolojik olarak hazırlamayı amaçlar. Vücudun istirahat durumundan çalışma durumuna geçişini kolaylaştırır. Çalışma süresinin 1/10 bir süreyi içermelidir. Yani 50 dakikalık bir seans için en az 5 dakika ısınmak gerekir. Şayet seans yalnızca yürüyüşten oluşacaksa ısınmaya gerek yoktur, yürüyüş organizmanın olağan aktivitesidir. Isınma eklemleri, kasları ve dolaşım-solunum sistemini uyaran egzersizleri içermelidir. Bunun için 3-4 dakikalık yavaş koşu sonrası üst üyelerden başlayan ve tüm kas guruplarına yönelik esneklik hareketleri yapılmalıdır. İyi bir ısınma sonucu; -kasların esnekliği artar, -eklem hareketliliği artar, -solunum-dolaşım sistemi çalışmaya hazır hale gelir, -enerji üretimi için gerekli enzimlerin aktiviteleri iyileşir. İyi bir ısınma belirtileri; -kalp ritminde yükselme, -solunum frekansında artış, -hafif terleme, -soyunma ihtiyacı. Isınma miktar ve kalite olarak ideal düzeyde olmalıdır; -yetersiz ısınma; yaralanma riski taşır, -aşırı ısınma; enerji depolarının tükenmesi sonucu, yorgunluğa yol açar. Sabah yapılacak olan ısınma seansı öğleden sonrakinden daha uzun olmalıdır. Genel olarak, yaşlı bireyler gençlere göre daha uzun bir süre ısınmalı ve ısınma hareketlerinin hızını yavaş yavaş artırmalıdırlar. Isınma bir taraftan sağlığı korur diğer taraftan sportif performans kapasitesini yükseltir. Ana bölüm; yapılmak istenilen çalışmanın uygulanacağı bölümdür, antrenman seansının en zor aktiviteleri bu bölümde yer alır. Yürüyüş ya da çok hafif tempo (jog) koşularda göz önüne alınmaz. Fakat kas formunu kazanma ve maksimal kardiyak frekansın önemli bir yüzdesi ile koşmak düşünülüyorsa iyi bir ısınmadan sonra bu bölüme geçilir.Bu bölüm sportif yarışma amaçlı antrenmanlarda çok önemli özellikler içerir, zira orada bir çok kondisyonel özelliğin ard arda, sistematik olarak antrenesi gerekir. Sağlık amaçlı antrenmanların ana bölümü, bir yada iki kondisyonel özelliğin gelişimini hedefler; aerobi kapasite ve kas formu kazanma (kas yapma) antrenmanı. Şayet bir antrenman seansında bu iki özellik aynı anda antrene edilecekse, sıralamada önce kas formu sonra aerobi kapasite çalışması yer almalıdır. Bitiş; antrenman seansının sonunda ye alan 5-10 dakikalık bir "toparlanma" süresidir. Tüm seansda elde edilen fizyolojik kazançlar burada pekiştirilir. Çok yavaş olorak uygulanan rahatlatıcı jimnastik hareketlerini ya da biraz hızlı tempo yürüyüşü içerir, hızlı ve zor hareketlerden kaçınılmalıdır. Bu bölümde organizmaya bol oksijen sokularak olası oksijen açığı kapatılır, biriken laktik asit elemine edilir, bir sonraki seansa daha zinde olarak vücudumuz hazır duruma gelir; kas ağrıları oluşmaz. Şayet seans sonu hızlı hareketler uygulanırsa, ilave laktik asit oluşacağından vücudun toparlanması gecikir. Uyarı; Yemek; antrenman öncesi yemek en az 3,5 saat önce yenilmiş olmalı, antrenman sonrası yemek ise 1 saat toparlanma sonrası alınmalıdır. İçecekler; su, çalışmadan yarım saat önce bir bardak ve çalışma esnasında küçük miktarlarda alınabilir. Kilo alma konusunda, yanlış kanaat olarak, çok terleme ve su içmeme gibi düşünceler vardır. Fazla terleme ile kilo verilmez çünkü ter ile yağ atılmaz, organizmanın % 60 ı su dur, hücre faaliyetleri için su elzemdir, efor esnasında ve sonrası kaybedilen su miktarı alınmalıdır. Bu düşüncenin sonucu olarak fazla terlemek için vücuda "naylon" sarmanın da bir anlamı yoktur. |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() AYAKKABI ALIRKEN TOPUĞUNA DİKKAT EDİN
Ayak sağlığının korunması için kısa ve geniş topuklu ayakkabıların tercih edilmesi gerektiği belirtiliyor. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Baktır, ayakkabıların yeri daha iyi kavraması için mümkün olduğu kadar geniş topuklu olması gerektiğini kaydetti. Erkek ayakkabılarında topuğun boyunun 2-3 santimetreyi, kadınlarda da 3-4 santimetreyi geçmemesi gerektiğini belirten Baktır, şu bilgileri verdi: Topuk ne kadar geniş olursa birim alana düşen yük, o kadar azalır. Bu da ayak sağlığının korunmasında önemli rol oynar. 7-8 santimetre uzunluğunda topuğu bulunan ayakkabı, birim alana düşen yükü artırır ve yükü ayak uçlarına bindirir. Bu da hallux valgus denilen çıkıntılı başparmak sakatlanmasına neden olur. Ayrıca, biyomekanik vücut dengesinin bozulmasına bağlı olarak ayakta kalıcı ağrı ve fonksiyon bozukluklarına yol açar. Topuksuz ayakkabılar ise düztabanlığa sebep olur. Baktır, ayakkabıların ayak tarak kemiğini sıkmaması gerektiğine işaret ederek, ayakkabıda ayağın yerleştiği kısmın, burun sivri bile olsa geniş olması gerektiğini bildirdi. |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: TokaT
Yaş: 45
Mesajlar: 203
Teşekkür Etme: 1 Thanked 74 Times in 45 Posts
Üye No: 9185
İtibar Gücü: 1494
Rep Puanı : 4010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() BAHAR YORGUNLUĞU
Uzmanlar, hareket etmeyi, bol güneşlenmeyi, yürüyüş yapmayı ve b ve c vitamini almayı öneriyor. Göğüs ve kalp hastalıkları uzmanları, psikiyatrisiler ve diyetisyenler, bahar aylarında ısınan havaların özellikle romatizma, astım, kalp, mide ülserleri ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkları bulunanları etkileyebileceğini belirterek, önlem alınmasını istiyor. Uzmanlar, bahar aylarında insan metabolizmasında oluşan değişikliklerin beraberinde yorgunluğu da getirdiğine işaret ederek, bahar yorgunluğunun bir hastalık olarak tanımlanmadığını ama önlem alınmazsa kronikleşebileceğini kaydediyor. Uzmanlara göre, havaların yavaş yavaş ısınmasıyla birçok kişide halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak şikayetler görülüyor. Bu yakınmaların çoğu bahar yorgunluğuna bağlanıyor. Bu yorgunluğa bağlı olarak kalp ve romatizma hastalarında yakınmaların arttığı da belirtiliyor. Havadaki elektrik artıyor Uzmanlar, bahar mevsiminde havadaki elektrik yükünün arttığını, bu yükün iyonlar aracılığıyla taşındığını belirterek, pozitif ve negatif değerde iki tür iyondan pozitif olanlar arttıkça vücuda zindelik geldiğini, negatif yüklü iyonların artmasının ise yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere neden olduğunu ifade ediyor. Uzmanlara göre, havadaki elektrik yükü şehirlerde daha fazla görülüyor ve taşıtların havayı kirletmesi, sanayi atıkları, trafik elektrik yükünü artırıyor. Elektrik yükünün yoğunluğu, bahar mevsiminde sinir gerginliğini ve stresi tırmandırıyor. Bu durum, damarlardaki büzülmeyi artırıyor. Damarlardaki büzülme midede olursa ülsere bile neden olabiliyor. Diyetisyenler ise bahar mevsiminde sebze ve meyvelerin yanı sıra bol sulu gıdalar yenmesini öneriyor. Çünkü meteorolojik değişiklikler yüzünden vücuttaki su oranında bozukluklar görülebiliyor. Önlemler Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı olduğunu belirten uzmanlar, şu uyarılarda bulunuyor: -Vücut özellikle de B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç duyar. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde, potasyum da domates, patates ve kayısıda bol miktarda bulunur. Bu nedenle meyve, sebze, patates, kayısı tüketimini artırın. -Günde 3 litre su için. Yemek yemeden ve yatmadan önce azar azar içerek vücudunuza ihtiyacı olan suyu sağlayın. -Uyku ritmine dikkat edin. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stres nedenlerinizi aklınızdan uzaklaştırın. Hoşunuza giden konuları düşünün veya hoşlandığınız bir film seyredin. -Hareket edin, bol bol güneşlenin, yürüyüş yapın. -Alkol kullanıyorsanız, mümkün olduğunca azaltın. Çünkü yorgunluktan kurtulmak için alkole sarılmak çözümü zor problemleri ortaya çıkarabilir |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
''Sağlıklı yaşam için haftada en az 3 gün yürüyüş'' | BeatLes | Revir | 0 | 04-08-2010 09:57 PM |
Zinde yaşam için az ye! | WrAtBoY | Eskiler (Arşiv) | 0 | 02-02-2008 05:59 PM |
Sağlıklı Yaşam için Sosyal Destek Sürüyor / 9 Nisan | Nǿ ŦΞДЯ™ | Eskiler (Arşiv) | 0 | 04-09-2007 05:56 PM |
Sağlıklı diyet için sağlıklı gıda | CaKaLBoT | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-09-2006 11:52 AM |
35 adımda sağlıklı yaşam | trecy | Eskiler (Arşiv) | 0 | 01-29-2006 11:02 PM |