![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Bağımlı Üye
![]() Üyelik Tarihi: Sep 2006
Konum: İsTanbuL
Yaş: 38
Mesajlar: 3,040
Teşekkür Etme: 15 Thanked 3 Times in 3 Posts
Üye No: 18755
İtibar Gücü: 2001
Rep Puanı : 2278
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Başsavcı: Yeni anayasa İslam devletinin yolu
AK Parti’nin 22 Temmuz seçiminde aldığı oyun cüretiyle İslam devletine yönelik projesini önce yeni anayasa taslağı, sonra da türban düzenlemesiyle gündeme getirdiğini iddia eden Başsavcı, hedefe adım adım ilerlediğini iddia ediyor.NTV-MSNBC Güncelleme: 13:01 TSİ 17 Mart 2008 Pazartesi ANKARA - AK Parti’nin şeriatı amaç edinen bir parti olduğunu, laiklik karşıtı fiilerin odağı haline geldiğini iddia eden Başsavcı, aynı gerekçelerle kapatılan Refah ve Fazilet partileriyle bağını koparmadığı, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere milletvekili ve beldelere kadar örgüt yöneticilerinin bu partilerden geldiğini, ancak eski partilerin kapatılmasından ‘tarihi dersler’ aldıklarını ve bugün takiyye yaptıklarını öne sürüyor. AK Parti’nin 22 Temmuz’da aldığı oyun da “cüretiyle” İslam devletine dönüştürecek projelerini önce yeni bir anayasa hazırlığı, sonra da türbanla gündeme getirip, adım adım şeriat devletine ilerlediğini iddia eden Başsavcı, tıpkı Almanya’daki nazi ya da İtalya’daki faşist parti gibi, kapatılmasının demokrasiye uygun olduğunu savunuyor. Başsavcı, 162 sayfadan oluşan iddianamede, AK Parti’nin kapatılması gerektiğine ilişkin 178 eylem ve demeci delil gösterdi, delilleri 17 klasör halinde Anayasa Mahkemesi’ne sundu. İddianamenin “giriş” bölümünde, siyasi partilerin demokrasi için vazgeçilmez olduğunu anlatan Başsavcı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin parti kapatma davalarına ilişkin kararlarına dayanarak; “Siyasi partiler, demokrasinin olmazsa olmaz ögeleridir, ama demokrasiyi yok etmeye çalışabilirler; bu durumda başvurulacak son yöntem; demokrasiyle bağdaşmayan eylemlerin odağı olan partinin kapatılmasıdır” diyor. Siyasi partilerin demokrasiden kurtulmak isteyeceklerinin olasılık dahilinde olduğunun düşünülmesi gerektiği, ulusal makamların bu durumu izlemesi, özellikle iktidara geldikten sonra planını hayata geçirmesinin beklenmemesi, uygun zaman seçilmesi gerektiğini vurguluyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni “İHAM”, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni de “İHAS” diye diye kısaltan Başsavcı’nın iddianameye geçirdiği bazı ifadeler şöyle: DEMOKRASİDEN KURTULMAK İSTEMELERİ OLASILIĞI ...Kuşkusuz hiç kimse, demokratik bir toplumun ideallerini ve değerlerini zayıflatmak ya da yok etmek amacıyla sözleşme hükümlerine dayanamaz. Modern Avrupa tarihinde de görüldüğü üzere, siyasi partiler şeklinde örgütlenen totaliter hareketlerin, demokratik rejim içerisinde güçlendikten sonra demokrasiden kurtulmak isteyeceklerinin olasılık dâhilinde olduğu düşünülmelidir. ...Böyle bir durum ulusal makamlarca titizlikle tespit edildiğinde, kuşkusuz sözleşme ve demokrasinin standartlarıyla çelişen somut adımlar henüz atılmadan, ulusal makamlar bunları engelleme hakkına sahiptir. ...Örneğin iktidardaki bir siyasi partinin, planlarını gerçekleştirmek için yasama organından yasaları geçirmesini beklemek gerekmemektedir. Bu noktada uygun bir zamanlama seçilmelidir (RP/Türkiye Kararı). ŞİDDETE BAŞVURUYORSA ... Ülkedeki demokratik rejimi tehlikeye sokacak siyasi projesi bulunan ve/veya siyasi amaçlar için gerektiğinde şiddete başvurmayı amaçlayan siyasi parti için kapatma yaptırımı öngörülmesi İHAS’a aykırı değildir (Emek Partisi/Türkiye kararı). IRKÇI VE HOŞGÖRÜSÜZSE KAPATILIR ...İHAS’ın 11’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan nedenlere dayanarak bir siyasi partinin kapatılması konusu, Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu tarafından incelenerek “Venedik İlkeleri” adıyla da raporlaştırılmıştır. Buna göre, ifade özgürlüğünü düzenleyen İHAS’ın 10’uncu maddesiyle çok yakın ilişkisi olan 11’inci madde uyarınca bir siyasi partinin, “ırkçılığı, terörü, yabancı düşmanlığını, şiddeti, şiddet çağrısını teşvik etmesi veya hoşgörüsüzlüğe dayanması” halinde, İHAS’ın 11’inci maddesinin bir ve ikinci fıkrasındaki düzenlemelerden hareket ile kapatılması gündeme gelebilecektir. “SUÇ” OLMASI GEREKMİYOR ...Siyasi parti kapatma davalarının, ceza muhakemesi hukuku anlamında ceza davası olmaması, kapatmaya konu eylemlerin de ceza hukuku kapsamında suç olma zorunluluğunu gerektirmemektedir. Anayasa’nın 69’uncu maddesinin altıncı fıkrası ile SPY’nın 101 ve 103’üncü maddesindeki düzenlemelere göre, kapatmaya konu eylemlerin “sadece işlenmiş” olması yeterli olup, bu eylemlerin hükmen sabit olması koşulu da aranmamaktadır. Bu nedenle kapatmaya konu eylemler hakkında açılmış ve mahkümiyetle sonuçlanmış davaların bulunmaması sonuca etkili değildir. HIRİSTİYAN PARTİLERDEN FARKLI ... Türkiye’deki siyasal İslamı esas alan partiler ile Avrupa’daki Hıristiyan Demokrat Partiler arasında hiçbir benzerlik bulunmamaktadır. Türkiye’de siyasal İslam, yalnızca kişi ile Tanrı arasındaki alanla sınırlı kalmayarak, devlet ve toplum kurallarını da düzenleme iddiasındadır. Siyasal İslam’ın temel düsturu şeriattır. İslam şeriatı kişinin inanç dünyasına ilişkin kurallar kadar dünyevi yaşamını ve bunun ötesinde devlet ve toplum yaşamını da düzenleyen, bu kuralları Tanrı buyruğu olarak kabul edip değiştirilmesi bir yana tartışılmasını bile yasaklayan kurallar bütünüdür. Bu nedenle siyasal İslam ve onun anayasası niteliğindeki şeriat demokratik değil, totaliterdir. Siyasal İslam demokrasiyi bir araç, şeriatı da bir amaç edindiği için demokrasinin kendisini korumaya ilişkin kural ve kurumlarının takibinden kurtulmak için kaynağını da yine şeriat düzeninden alan takiyye yöntemini kullanmaktadır. SONUÇTA LAİKLİĞE AYKIRI EYLEMLERİN ODAĞI ... Siyasi partilerin Anayasa’da tarif edilen laiklik ilkesinin içeriğini boşaltmaya, değiştirmeye yönelik düşünce açıklamaları, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, ulus egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerde bulunmaları, yine herhangi bir tür diktatörlüğü/totalitarizmi savunarak, bu çerçevede suç işlenmesini özendirmeleri de temel de laikliğe aykırılık oluşturmaktadır. ... Şeriat, din egemenliği ve totalitarizm boyutu nedeniyle, ayrıca buna ulaşmak için mevcut düzene aykırı ve suç teşkil eden eylemlerin işlenmesi de bu çerçevede değerlendirilmektedir. Bu konuların biri, bir kaçı ya da hepsine aykırı eylemlerin odağı olmak, sonuçta laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmak anlamındadır. ESKİ MÜSTEŞAR’IN İŞLEMLERİ ... Devlet kadrolarında yer alan anılan görevlilerin belirtilen eylemleri de, siyasi partinin bakış açısına ve bunun bir gereği olarak ortaya çıktığından, biçimlendiğinden, siyasi partiye isnat edilebilecektir. Bu bağlamda halen Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekilli olan eski Başbakanlık Müsteşarı’nın konumu nedeniyle anılan kişinin iş ve işlemleri, ayrıca önem taşımaktadır. Bürokrasinin en tepesindeki bu kişinin de etkisiyle yapılanan kadrolarda, iktidar partisinin eylem ve söylemleri gerçekleştiriliyor veya dile getiriliyorsa, siyasi partinin kendisini sorumlu kılmamak adına, devlet mekanizması gereğince yakın ilişkide bulunduğu bu kadrolardaki kişilerin, siyasi parti tarafından da benimsenen iş ve işlemleri, tartışmasız olarak siyasi partiye eylem olarak isnat edilebilecektir. GÜL GÖREVDEN AYRILSA DA ...Diğer taraftan parti üyeliğinden ayrılanların fiil ve söylemleri de partiye isnat edilebilir. Bu anlamda Abdullah Gül’ün, parti kurucu üyesi, başbakan, başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olarak eylem ve beyanları da partiye yüklenebilecektir. İSLAMİ TERÖR UZAK BİR OLASILIK DEĞİL ...Bu yolda siyasal İslam’ın ya da Türkiye’ye giydirilmek istenen “ılımlı İslam” modelinin bir şeriat devletine dönüşmesi ve gerekirse bu yolda İslami terörün de kullanılması uzak bir olasılık değildir. Nitekim yakın tarihte bölgemizde geçiş dönemi örneği olarak, sıkça öne çıkarılan kimi devletlerin daha sonra kaçınılmaz biçimde radikal bir değişikliğe uğrayarak köktendinci bir rejime dönüştüğü görülmüştür. NAZİ PARTİSİ YA DA FAŞİST PARTİ GİBİ ...Bu yasaklama ve yaptırım, laik rejim için olası tehlikeler gözetildiğinde Almanya ve Avusturya’da Nazi Partisinin, İtalya’da Faşist Partinin yasaklanması kadar yasal ve hukuka uygundur. MİLLİ NİZAM’DAN AK PARTİ’YE: DERS ALDILAR ... Davalı parti, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyetin bütün kazanımlarına karşı mücadeleyi esas alan, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi çizgisinin devamı niteliğinde siyasi bir oluşumdur. Ancak bu partilerin geçmişte kullandıkları radikal, anti-laik eylem ve söylemleri nedeniyle hukuki koruma görmemeleri ve bazılarının kapatılmaları gözetilerek, tarihi deneyimden ders alan bir grup tarafından kurulmuştur. Şeriat hedefine ulaşmada, demokrasiyi bir araç gören bu zihniyet, “gerçek amacını doksanlı yıllardan sonra dünyada küreselleşmenin merkez güçlerinin ülkemiz ve bölge ülkeleri için ürettiği ‘ılımlı İslam’ ideolojisi ve onun siyasi hedefi ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) eşbaşkanları sıfatıyla söylemlerini insan hakları, demokrasi, din ve vicdan özgürlüğü, öğrenim hakkı gibi asıl referansları olan şeriatla hiç bağdaşmayan kavramların arkasına gizlenerek” göstermişlerdir. 22 TEMMUZ’DAKİ OYUN CÜRETİ ...Davalı parti özellikle 22 Temmuz 2008 seçimlerinden sonra, alınan oy oranının etkisi ve cüretiyle toplumu İslam devletine dönüştürecek projelerini önce yeni bir Anayasa taslağı hazırlamak sonra da türbanı gündeme getirmek suretiyle laiklik ilkesini hedef alarak adım adım gerçekleştirmeye başlamıştır. SON YASA TEKLİFİYLE AÇIKÇA ORTAYA ÇIKTI ...Davalı partinin geçmişte üyesi veya yöneticisi oldukları “Milli Görüş” yanlısı partilerin savunduğu çok hukukluluk ilkesinden ayrılamadığı, kendi hukuklarını egemen kılmak için iddianamede belirtilen yargı kararlarına rağmen yüksek öğretim kurumlarında kılık ve kıyafetin serbest olduğu düzenlemesini Anayasa’da hüküm altına almak amacıyla TBMM’ne verilen yasa teklifi ile açıkça ortaya çıkmaktadır. TÜRBANLA GÖRÜLEN GÖREVLİLER - Ankara’da Cebeci Eğitim ve Araştırma Hastanesinin başhekimlik binasındaki mutemetlik ve matbu evrak deposu odalarında türbanlı personelin görev yaptığı, - Kartal İlçe Milli Eğitim Müdürü Eyüp ATASOY’un izinli olan sekreterinin yerine türbanlı bir kamu personeli çalıştırdığı, - İstanbul’da Haseki Ulviye Aygüler Çocuk Polikliniğinde İstanbul Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Vakıf Gureba Hastanesinde çok sayıda sağlık personelinin türbanlarıyla görev yaptıkları, - Edirne Ayşe Kadın Sağlık Ocağında Zeynep MAHMUT isimli bir doktorun türbanıyla görev yaptığı, - İstanbul Güngören’deki İzzet Ünver Lisesi’nde çok sayıda türbanlı öğrencinin okula ve derslere girdiği ve öğretmenlerin müdahale etmedikleri, - Bolu’da Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi ile İzzet Baysal Sağlık Meslek Lisesi’nde çok sayıda kız öğrencinin okula ve derse türbanlarıyla girdikleri görülmüştür. 71 KİŞİYE 5 YIL SİYASET YASAĞI ...Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiğinin tespiti ile eylemlerinin ağırlığı da gözetilerek, Anayasa’nın 69 ncu maddesinin altıncı fıkrası ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101 nci maddesinin b bendi uyarınca kapatılmasına, Davalı partinin Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan’dan başlamak üzere yukarıda isimleri sayılanların Anayasa’nın 69 ncu maddesinin 9 ncu fıkrası ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 95 nci maddesi uyarınca temelli kapatılmaya ilişkin kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren beş yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, deneticisi ve üyesi olamayacaklarına karar verilmesi kamu adına arz ve talep olunur.
__________________
TυяKѕ™ ѕιуαѕєт мєу∂αηı вöℓüм кυяαℓı :gunsmilie: Her Hakkım Saklıdır ® |l|lllll|lll||ll||lll ²¹°¹³²¹³ °¹²¹³¹³ ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|