takım kendine geldi şampiyonuz demeye 3 hafta kaldı !

[[stop]]

90+5’le yakınlaşan şampiyonluk...

Ankaraspor’a 90+5’te yenilen golle maç 2-2 bitip, Galatasaray’la puanlar eşitlendiğinde genel kanının Fenerbahçe’nin şampiyonluğu riske attığı ve şampiyonluktan belki de uzaklaştığı olduğunu biliyorum.
Benim kanaatim tam tersine, Fenerbahçe, 90+5’te yediği golle Ankara’da aptalca 2 puan bıraktığı için şampiyonluğun şimdi en büyük adayı haline gelmiştir. Şampiyonluk bu maçtan sonra daha da yakınlaşmıştır.

Niçin mi?

Çünkü, Fenerbahçe, ligin son haftasına kadar 3 final maçı oynayacak. Bunlardan ikisi kendi evinde, Kadıköy’de. Arada bir de rakip sahada oynayacağı Galatasaray maçı var. Şampiyonlar Ligi sayesinde Süperlig’de şu anda final oynamaya en alışık ve üstelik Şampiyonlar Ligi tadı damağında kaldığı için ve hele 90+5’te yediği golle bilenerek buna en istekli takım Fenerbahçe.

Fenerbahçe, Denizlispor’u aşacak. Şuraya yazıyorum. Ardından çok muhtemeldir ki Galatasaray’ı aşacak. Bir sonraki hafta Galatasaray, ikincilik mücadelesi için Sivas’ta Sivasspor’la çekişirken Gençlerbirliği’ni de aşacak. Trabzon deplasmanına güle oynaya puan farkıyla gidecek. Bunu da şuraya yazıyorum. Bu arada Ankaraspor maçında maçın 90+5. Dakikasında gol yemek, futbolun adaletsizliği değil, tam tersine ve tam anlamıyla adaleti idi. Kayserispor’a son saniyede gol atıp maçı kazanmak neyse, aynı şekilde gol yemek de o. Sen, 88. Dakikada maçı 3-1’e getirebilecek bir penaltı tercihini laubali bir şekilde kullanırsan, senin gibi tecrübeli bir takım, maçın uzatma dakikalarını topa daha çok sahip olarak ve topu rakip sahada tutarak kullanacağına ceza sahası üzerine çekilip, rakibin uzun toplarını dandunla savuşturmak gibi Fenerbahçe’ye yakışmayan bir biçimde oynarsan, golü de yersin. İyi ki, yedi. Yediği gol, şampiyonluğu götürmeyecek, tam tersine şampiyonluğu getirecek Fenerbahçe’ye.

Ben bu takımın futbolcu kişiliğini tanıyorum. Maçın bitiş düdüğünden bir dakika sonrasından itibaren, Denizlispor maçını ve Galatasaray maçını sabırsızlıkla beklediğinden adım gibi eminim. Ayrıca, futbol ulemasının aksine benim bir futbol filozofu olan ve bu takımın çıtasını çok yukarılara çekmiş olan Zico’ya güvenim sonsuz. Zico, bu takımı önümüzdeki dört haftaya mükemmel şekilde hazırlayacaktır.
Hem unutmayın, bu takım Beşiktaş’ı şampiyonluk umudunun doruktan olduğu sırada, İnönü’de 2-1 yendi; döndü geldi Kadıköy’de Chelsea’ye bu yılki ilk yenilgisini tattırdı. Ardından Kayserispor gibi diri, dişli ve sanki bir final oynarcasına maça asılan rakibini, Londra’daki Chelsea maçının hemen öncesinde 2-1 yendi ve Londra’ya gidip Chelsea’yi elinden kaçırdığı hüznüyle Şampiyonlar Ligi’ne veda etti.

Ankara’daki 90+5’te yenen gol, bu takımı öylesine biledi ki, önümüzdeki maçlarda galibiyetler serisinin önünü açtı.

Şimdi zaman, Fenerbahçelilerin bu takımın etrafında kenetlenmesi ve bitmez tükenmez muazzam desteklerini takımın arkasına koymak zamanıdır. Küsmek, kırılmak değil.

Şunun şurasında Şampiyonluk kutlamaya, “Bekleyin bizi Avrupa Şampiyonlar Ligi, yine geliyoruz” demeye üç hafta bir şey kaldı...