www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 07-01-2008, 12:28 PM   #1
LeGoLaS
Daimi Üye
 
Üyelik Tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 677
Teşekkür Etme: 1
Thanked 5 Times in 3 Posts
Üye No: 46488
İtibar Gücü: 1397
Rep Puanı : 260
Rep Derecesi : LeGoLaS will become famous soon enoughLeGoLaS will become famous soon enoughLeGoLaS will become famous soon enough
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Bir öykü yazmak istiyorum düşlerimde...

Bir öykü yazmak istiyorum düşlerimde...
Bir düş, bir masal, bir dilek gibi! Hayalimde dans ediyorum gri göklere nispet edercesine...
Kulağımda sürekli aynı melodi yankılanıyor, kelebeklerin dansını dinliyorum...
Geç kalınmışlığın son dansı bu...
Sanki yıllar önce yapılması gereken ama yapılamayan, ertelenmiş bir dansın ürkek başlangıcındayım...
Ellerim titriyor ellerini tutarken gölgenin. Kalbim dayanır mı bilemiyorum kelebek dokunuşlu heyecanlara... Rüzgarın kokusu geliyor uzaktan, çiçek kokulu esintilerden onu süzüyorum ruhuma... Gelincik bahçesinde sevgiliyle kucaklaşmak gibi bir şey bu... Bana yorgun bir merhaba diyor,susuyorum...
Kelebekle dansa devam ediyorum düşümde...

Bir yer hayal ediyorum uzaklarda...
Ahşap duvarlarının sıcaklığında ısındığımız, radyodan yükselen aşk şarkılarında dinlendiğimiz, sabaha kadar konuşabileceğimiz bir yer...
Mumlar eriyip bitene, ay yerini güne, dalgalar hırçınlığını dinmeye terk edene kadar onu dinlemek istiyorum...
Bambaşka bir boyutta, soyut dünyamı paylaşıyorum onunla...
Düşlerimizde ilki hiç olmayan son dansımızı yaptığımı unutuyorum bir an...
Sevmeyi seviyorum yaşama inat...

Bir zaman düşlüyorum sonra...
Sabah, öğlen, akşam veya gece fark etmiyor...
Kelebeğin kanatlarında dans ederken sadece gülümseyebileceğim bir zaman olsun yeter diyorum. Bu hangi gün, hangi mevsim olur umursamıyorum...
Hiç bir mevsimin düşlerimdeki zamanı veremeyeceğini biliyorum.
Belki 5. mevsimden bir zaman düşlüyorum...
Beşinci mevsimin bir gününün 25. saati gibi, bir anda ayın, aydınlığa yasağını kaldırabilmeyi umut ediyorum...
Ve düşlerimde umutlanıyorum...

Bir anlam yüklüyorum düşüme...
Masanın üzerinde üç kapalı, bir açık kart koyuyorsun.
Sinek, karo, maça ve kupa kızlarını...
Sonra kaldırıyorsun üçünü. Açık olan kartı törenle kızıl bir mendile sarıp bana veriyorsun...
Kupa kızını bana emanet ediyorsun, itina ile emanetimi alıp sol göğsümün üzerine koyuyorum...

Tan yeri ağarırken; gökyüzü, ay tutulmasını usulca öpüyor ve yavaş yavaş yüzünü güne çeviriyor...
Görüyorum...

Ne yazacağım başka bir öykü,
ne kuracağım başka bir düş,
ne başka bir vals,
ne başka bir an kalmadığını biliyorum...

Artık gitmelerin zamanı; beşinci mevsimin 25. saatinde başlayan yasaksızlığı, titreyen ellerimle ay tutulmasına terkediyorum...

Ona uzanıyorum son kez; yıldız sağanağında,
Ben yaklaştıkça o uzaklaşıyor...
O yaklaştıkça; ben kayboluyorum
Bir düş, bir kabus gibi grilere dalıyorum,
Üşüyorum...
Usulca kapıyorum penceremi...

O dansa çok geç kaldığımı anlıyorum...
LeGoLaS çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:20 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.