Sporda psikoloji

[Bostandere]

Sporda başarının anahtarı: Psikolojik antrenman.
Bir sporcu müsabakada performansını tam kapasite gösterebildiği gibi farklı bir müsabakada bu kapasitenin çok altında bir performans sergileyebilir.Artık sporcular (canımla, aslanımla) motive olmuyor... Bu baskı ve riskleri azaltmak, sporcudan yüksek verim almak için sporcuların zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak da geliştirilmeleri gerekir.
Sporda başarının anahtarı: Psikolojik antrenman

Bir sporcu müsabakada performansını tam kapasite gösterebildiği gibi farklı bir müsabakada bu kapasitenin çok altında bir performans sergileyebilir.

Anadolu Üniversitesi (AÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Terekli, sporcunun psikolojik olarak yüksek performans vermeye hazır ise bedensel performansının üzerine çıkabileceğini, ancak böyle bir psikolojik hazırlığı olmaması halinde bedensel performansının altında kalabileceğini söyledi.

Terekli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçük yaşlarda spora başlayan bir sporcunun günde 4-6 saat, haftada 5-6 gün olmak üzere yaklaşık 10 yıl çalışarak kendi bedensel kapasitesinin sınırlarına ulaşabileceğini belireterek, bu dönem sonunda yapılacak antrenmanların sporcunun kapasitesini yükseltmesine etkisinin çok az olduğunu kaydetti.

Bireyen güdülerini doyuma ulaştıran, ruhsal ve toplumsal gereksinimlerini karşılayan sporun bedensel ve ruhsal öğelere sahip olduğunu ifade eden Terekli, şöyle konuştu:

''Sporcu psikolojik olarak yüksek performans vermeye hazırsa bedensel performansının üzerine çıkabilir, ancak bir psikolojik hazırlığı yoksa bedensel performansının altında kalabilir. Bir sporcu müsabakada performansını tam kapasite gösterebildiği gibi farklı bir müsabakada bu kapasitenin çok altında bir performans sergileyebilir. Bu durum sadece sporcunun o müsabaka içindeki psikolojik durumundan kaynaklanmaktadır.''

PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ...

Terekli, antrenörlerin, antrenman sistemlerini yüzde 50 bedensel, yüzde 50 psikolojik antrenman olarak ikiye ayırması gerektiğini belirterek, üst düzey antrenörlerin spor psikolojisi ve uygulamalarından bahsetmesine rağmen uygulamada sorunların yaşandığını bildiridi.

Sportif başarı ve başarısızlık kavramı incelenirken takımın teknik ve psikolojik gibi önemli yapılarının ele alındığını anlatan Terekli, sözlerini şöyle tamamladı:

''Özellikle son günlerde yaşanan büyük başarılar sonrasında yarı final müsabakalarının kaybedilmesi takımın psikolojik olarak yönlendirilmemesinden kaynaklanıyor. Voleybol Milli Takımı'nın son maçta hiç beklenmedik bir yenilgiyle olimpiyatlara katılamaması, sporcuların bedensel performanslarının yetersizliğinden değil, psikolojik olarak eksik ya da yanlış yönlendirmeden kaynaklanmaktadır

Dr.Biçer: Artık sporcular (canımla, aslanımla) motive olmuyor...

Bu baskı ve riskleri azaltmak, sporcudan yüksek verim almak için sporcuların zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak da geliştirilmeleri gerekir.

Futbol Federasyonu'nda 10 yıldır antrenör kurslarında görev yapan ve son 2 yıldır (A) Milli Futbol Takımı'nın mentörlüğünü yapan spor bilimleri uzmanı Doç.Dr.Turgay Biçer, sporcuların artık 'canım, arslanım' gibi sözcüklerle motive olmadığını, bu tür motivasyon çabasının da artık profesyonel sporda yeri bulunmadığını söyledi.

Doç.Dr.Turgay Biçer, bakandan, belediye başkanlarına, polislerden, ev hanımlarına dek toplumun her kesimine eğitim, konferans, seminer ve danışmanlık yaptığını söyledi.

Sporcuları zihinsel antrenman teknikleriyle maç ve antrenmanlara hazırladığını ifade eden Biçer, ''Aslında her maç bir travmadır ve her maç ve antrenman da sporcu yüksek bir baskı ve risk altındadır. Bu baskı ve riskleri azaltmak, sporcudan yüksek verim almak için sporcuların zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak da geliştirilmeleri gerekir'' dedi.

Sporcuların, global dünyanın spor alanındaki liderleri olduğunun önemini vurgulayan Biçer, şunları kaydetti:

''Globalleşen bir dünyada futbol açısından yöresel kalınamaz. Artık sporcular (canımla, aslanımla) motive olmuyor. Bu tür motivasyon çabasının da artık profesyonel sporda yeri yok. Her sporcunun ve spor içindeki diğer takım elemanlarının bu değişime ayak uydurması ve kendi gelişimlerini sürekli kılmaları gerekir.

Sporcuların hayatta bir tavrı olması, kendilerini geleceğe ve başarıya taşıyacak seçimlerini yapmaları lazım. Seçimlerini yapamayan, hayattan ne istediğini bilmeyen ve bu isteklerinin sorumluluklarını almayan, değişime ve gelişime ayak direyen sporcuların ayakta durma şansları olamaz. Sporcular yetenek dehaları ve normal ötesi insanlardır. Eğitimleri ve hazırlıkları da bu yönde yapılmalıdır. Sadece sporcular değil, takımın her elemanı kendini sporcular kadar maçlara hazırlamalıdır.''

Milli takım dışında, kulüplerin tamamına yakınında bu çalışmaların düzenli ve sürekli halde yapılmadığını belirten Biçer, uygulamanın yalnızca Galatasaray Futbol Takımı'nda Prof.Dr.Acar Baltaş tarafından yapıldığını söyledi. Biçer, spor yüksekokullarında psikososyal alanlarda çalışan çok değerli spor psikolojisi uzmanları olduğuna dikkati çekerek, ''Kulüplerimiz ve federasyonlar bu uzmanlardan yardım almalıdırlar'' diye konuştu.

Biçer, dünya üçüncüsü olan (A) Milli Futbol Takımı'nın yanısıra, UEFA Kupası'nı kazandığı sırada Galatasaray Futbol Takımı, Trabzonspor, Ülkerspor ve Efes Pilsen basketbol takımları, ayrıca voleybol, kürek, yüzme ve yelken milli takımları sporcularıyla çalıştığını sözlerine ekledi.