andreastan bir mektup var

[sezeray888]

>>> > ANDREAS'A ALANYA'DAN MEKTUP VAR
> >>> >
> >>> >
> >>> >Bu gün dükkanimiza izninizle bir " turist mektubu " kösesi açiyoruz.
> >>>Geçen
> >>> >gün dükkanimda unutulan bir mektubun sahibini bulamayinca; biraz
>
>>>meraktan,
> >>> >biraz da adresini anlayabilmek amaciyla, bu mektubu açip okudum. Bu
> >>>ilginç
> >>> >mektubu sizlerle paylasmak istedim.
> >>> >
> >>> >İste Alanyazede Huber'in trajikomik Türkiye öyküsü
> >>> >
> >>> >Sevgili Andreas,
> >>> >
> >>> >Aslinda Türkiye'den sana, sadece bir kartpostal atacaktim. Ancak
> >>> >yasadiklarim öylesine ilginç ve sira disiydi ki, bunlari bir mektupla
> >>> >anlatmaya karar verdim. Bildigin gibi üç haftaligina Türkiye'nin
> >>> >güneyindeki Alanya'ya gelmistik. Fiyatlarin cazipligi ( ayni paraya
> >>>ailece
> >>> >ancak iki tiyatroya ve bir aksam yemegine gidebilirdik), biraz da,
> >>>senin
> >>> >geçen yil ki Fethiye izlenimlerin, bizi bu degisik maceraya
> >>>sürüklemisti.
> >>> >
> >>> > Alanya'ya ulasim uçakla kolay olacakmis
gibi gözüküyor, ancak;
> >>>bizim
> >>> >evden çikip otele varisimiz, rötar, transfer otobüsüyle diger
> >>>tatilcileri
> >>> >otellerine birakisimiz derken, 12 saatimizi aldi. Seysel Adalari'na
>
>>>uzak
> >>> >diyen, bir daha beni bulsun.
> >>> >
> >>> > Neyse, böyle güzel, dogasi bozulmamis bir beldeye ulasmak,
bunca
> >>> >eziyete degdi dogrusu. Sonra çevreyi taniyalim diye, biraz da
> >>>alisveris
> >>> >amaciyla sehrin çarsisina indik. Aman Tanrim!, o ne ilgi, o ne
ucuzluk
> >>> >öyle.
> >>> >
> >>> > Bir kere Türkiye'deki Türkler, bizim Hamburg'daki Türklerden
> >>>daha
> >>>iyi
> >>> >Almanca konusuyorlar. Sokaktaki dilenciler bile Almanca dilenip, para
> >>> >vermeyince Almanca sövebiliyorlar.
> >>> >
> >>> >
Türklerin ticaret hayatina ne kadar erken atildiklarina sasar
> >>>kalirsin
> >>> >Andreas. 5 ile 9 yas arasi çocuklar, adim basi ya karanfil
satiyorlar,
> >>>ya
> >>> >ayakkabi boyuyorlar, ya da ellerinde bir tarti,geleni geçeni tartmaya
> >>> >çalisiyorlar. Benim tombul karim Ursula, bu sik tartilma isini
> >>>baslarda
> >>>pek
> >>> >tutmadi. Ancak centilmen tartilar, genelde eksik tartiyorlar(!).
> >>> >
> >>> > 10 yasina ulasmis yöre çocuklarini, parfüm endüstrisinin
yilmaz
> >>> >pazarlamacilari olarak görüyorsun. Ellerinde her çesit popüler koku
>
>>>var;
> >>>hem
> >>> >de sudan ucuz. Biz de 100 Mark'a alamayacagin kokular, burada
> >>>inanmazsin 7
> >>> >Mark. Tahmin edebilecegin gibi, Ursula hemen bir set düzdü kendisine.
> >>>Üçüncü
> >>> >aksam cildi kizarip, kabarinca biraz süphelendik ama, olacak o kadar.
> >>> >
> >>> >Bizde 80 Mark'a
alamayacagin Adidas tisörtler, burada 6 Mark Andreas.
> >>>Ancak
> >>> >en çarpici olan seylerden biri de, isletmelerin tek tip olusu.
Sanirim
> >>> >devlet zorunlulugu; herkes ya deri satiyor, ya da altin. Türkiye'nin
> >>>hani
> >>>o
> >>> >sik bahsedilen, dolasima girmeyen altinlari var ya; hepsi Alanya'da
> >>>dostum.
> >>> >
> >>> > Ülkenin tarihi eserlerinin titizce korunmasina hayran kalmamak
> >>>da
> >>>elde
> >>> >degil Andi. O ünlü kalelerini gezmek için serin bir aksamüstünü
> >>>seçmistik
> >>> >ama , kapali oldugundan mümkün olmadi!... Ziyaretler; 50 dereceye
varan
> >>>ögle
> >>> >sicaginda eriyerek gezen birkaç turistle sinirli kalip, aksam üstü
> >>>kapilari
> >>> >kapatilinca; al sana piril piril bir tarihi eser.
> >>> >
> >>> >Sehir içinde aksamlari dolasmak ise apayri bir serüven. Dört nala
giden
> >>> >faytonlar, uçan motosikletler; karsidan karsiya geçisleri bir hayli
> >>> >renklendirmisler(!). Tam yolu bos sandigin anda, ani U dönüsü yapan
bir
> >>>atla
> >>> >kucaklasabiliyorsun.
> >>> >
>
>>> >Kolu kaptirip bir dükkanin içine çekilmemek için kisa sürede bilek
> >>> >kaslarimizi gelistirdik.
> >>> >
> >>> >
> >>> >
> >>> >Halkin müzikseverligi de bizi de çok etkiledi. Bir formül bulmuslar,
> >>>Alanya'
> >>> >nin her yerine sabaha kadar müzik dinletebiliyorlar. Apartmanlarin
> >>> >tepelerine diskotekler kurup, sesini de sonuna kadar açinca, harika
bir
> >>> >karisim çikiyor ortaya.
> >>> >
> >>> >Heavy metal Arapça'ya, hard rock pop müzige karisinca; al sana 2500
>
>>>vatlik
> >>> >timarhane kokteyli. Sen gece 9'da sifonu çeksen kapida polisi
> >>>bulacagindan,
> >>> >bu özgürlügü kavrayamayacaksin dogal olarak.
> >>> >
> >>> >Türkler, uygarligin betondan geçtigi bilincine de çoktan ulasmislar.
> >>>Zengin
> >>> >bir sehir oldugundan; önce fabrikasini kurup, otantik parke tasi
üretip
> >>> >dösüyorlar. Bir yil sonra da üzerine asfalt döküyorlar. Dönünce bu
> >>>dahiyane
> >>> >fikirleri Hamburg Belediyesi'ne anlatmak boynumun borcu . Burada
halkin
> >>> >ayagini ne kadar topraktan kesersen, o kadar uygarlik oluyor.
> >>> >
> >>> >Kaldigimiz otel, mayonezli yemekleri iki gün kadar güneste birakarak,
> >>>bizim
> >>> >bagirsak dayanikliligimizi kontrol etti. Dayaniksiz mideli biz
> >>>turistler
> >>>ise
> >>> >otel tuvaletlerinde toplu konçertolar verdik.
> >>> >
> >>> >Olumsuzluklar da yasanmadi degil Andi. Örnegin, metrekareye üç
kisinin
> >>> >düstügü Kleopatra Plaji'nda güneslenirken, karimi bir masöre
kaptirdim.
> >>> >Sempatik Türk genci Ali, Ursula'ya yaptigi bir saatlik masaj sonucu,
> >>>onun
> >>> >kalbini çaldi. Gerçi ben masajin sonlarina dogru, bildigim masaj
> >>> >tekniklerine hiç uymayan suni teneffüsten bir hayli süphelenmistim
ama,
> >>>olan
> >>> >olmustu bir kere.
> >>> >
> >>> >Çocuklar Ali'ye alistilar bile. Onlari ve beni davet ettigi hali
> >>>sahada,
> >>>bir
>
>>> >aksam futbol oynadik. Ali'nin Ursula ile ilgili yakisiksiz
davranisini,
> >>> >verilmesi gereken yerde pas vermeyerek, iki kez protesto ettim.
> >>> >
> >>> >Özet olarak, Ursula Alanya'da kaliyor. Ali ona bir barda is bile
buldu.
> >>> >Çocuklar ve ben yakinda dönüyoruz.
> >>>
>
> >>> >Sevgili Andi, tüm aksiliklere ragmen ben bu ülkeyi çok sevdim.Bomba,
> >>>ishal,
> >>> >müzik, sicak, Ali,her seye ragmen beni olumsuz etkileyemedi. Seneye
> >>>yine
> >>> >Alanya'ya gidecegim. Yakinda görüsmek üzere. Beate'ye selamlar. Onu
> >>>masaja
> >>> >yalniz göndermemeni öneririm. Sevgiler...
>
>>> >
> >>> >Arkadasin Hubert...
> >>>