Geleceği yok / 17 ekiim

[M@D_VIPer]

Geleceği yok

Serdar DEVRİM

Hürriyet’i ziyaret eden Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Paul Poudade’a göre, Fransız Ulusal Meclisi’nin 12 Ekim’de kabul ettiği ve sözde Ermeni soykırımını inkár edenlere ceza öngören yasanın "geleceği yok". Büyükelçi bu arada bir Türk dostu olarak Orhan Pamuk’un aldığı ödüle çok sevindiğini, Türklerin de gönül rahatlığıyla sevinebilmesini istediğini söylüyor.

Poudade’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

Sayın Büyükelçi, 12 Ekim’de Fransa Ulusal Meclisi tarafından oylanan tasarının geleceği ne olur?

- Benim inancım bu tasarının hukuki bir geleceği olmadığı. Kanunlaşmayacağına inanıyorum. Kabul edilen tasarının kanunlaşması için önce, kelimesi değiştirilemeden Senato tarafından kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Bu kanun tasarısının Ulusal Meclis ile Senato arasında birçok kez gidip gelmesi olası. Şubat 2007 sonunda Meclis’in görev süresi sona ereceğinden, bu tarihe kadar kanunlaşmaması durumunda, tasarı düşecektir. Ayrıca tasarının Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi de söz konusu olabilir. Görüşüm bunun zamansız ve gereksiz bir girişim olduğu. CumhurbaşkanıJacques Chirac’ın Sayın Erdoğan’ı arayarak bu kanun tasarının Türk-Fransız ilişkilerine zarar vermesini istemediğini söylemesi de bu açıdan çok önemli idi.

TAŞRA BASINI DA KARŞI ÇIKTI

Sayın Büyükelçi, Türk Hükümeti ve Türk tarihçilerin başlattığı bir girişim varken, Türkiye’de 1915 olaylarının araştırılması gündemdeyken, zamanlama açısından hatalı olmadı mı bu girişim?

- Öncelikle şunu söylemeliyim, ’hafıza görevi’ Avrupa Birliği için önemli bir prensiptir. Türkiye’de son zamanlarda yapılan tartışmalar bu yönde önemli bir ilerleme. İkincisi, bütün komşularıyla iyi ilişki içinde olmak da diğer bir önemli kriter. Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerini düzeltirse, çok önemli bir adım olacak. Zaten bu konuda ciddi girişimler de başladı.

Bu yasaya Fransız toplumu nasıl tepki verdi?

- Fransız toplumu Ermeniler’e büyük sempati ve yakınlık duyuyor. Ama tasarı toplumda bir huzursuzluk, birçok soru işareti yarattı. Hukukçular, tarihçiler ve aydınların birçoğu böyle bir kanuna karşı çıktı. Bunun belli bir maksada hizmet eden gereksiz bir girişim olduğunu ifade ettiler. Paris gazeteleri, ama daha da önemlisi (Marsilya’da yayımlanan biri hariç) bütün taşra gazeteleri de ilk kez aynı fikirdeydi.

Türkleri Fransa’ya beklİyoruz

BÜYÜKELÇİ Poudade ekonomik ilişkilere yönelik boykot çağrılarıyla ilgili olarak da şu mesajı veriyor: Türk toplumunda bir tepki var, bunu hafife aldığım sanılmasın. Türk Hükümeti’nin Fransız ürünlerinin boykot edilmesi çağrılarına açıkça karşı çıkması çok memnun edici. Genelde Türk medyası da böyle düşünüyor. Ben Türkler’in ziyaretlerini iptal yerine, aksine Fransa’ya gitmelerini, Fransızlar’la konuşmalarını, seslerini duyurmalarını öneriyorum. Çünkü bu yaşadıklarımızın kaynağında iletişimsizlik yatıyor. 12 Ekim’den önce Türk milletvekillerinin Paris’e yaptığı gezi çok faydalı oldu. Özellikle Fransız radyolarına verdikleri demeçler, birçok yetkilinin, Fransızlar’ın doğru bilgilendirilmesine katkı yaptı.

FRANSA’DAKİ TÜRKLER FRANSIZ BAYRAĞIYLA YÜRÜMELİ

Bir de Fransa’da yaşayan Türk vatandaşlarına küçük bir önerim olacak: tabii ki asla Türkiye ile, Türk örf ve adetleriyle olan bağınızı koparmadan, Fransa’ya entegre olun. Asimilasyon değil, entegrasyon. Toplumun içine karışın, onların sizi iyi ve doğru tanımasına imkan verin. Mesela bir etkinlik sırasında, bir yürüyüş yaparken Türk bayrağı yerine Fransız bayrağıyla yürümenin topluma vereceği mesaj çok önemlidir.

Nobel’le övünmelisiniz

Müsaadenizle, konuyla ilgisi yok ama, çok gönül koyduğum bir şeyi daha söylemek istiyorum. Tasarıyla ilgili tartışmalar, Türkiye’nin dünya çapındaki bir başarısını gölgelemesin. Büyük bir Türk romancısı, dünyanın en prestijli edebiyat ödülünü kazandı. Bir Türk dostu olarak ben büyük bir mutluluk ve övünç duydum. Türk dostlarım da bu tarihi başarıdan dolayı mutluluk duysunlar, Orhan Pamuk’un aldığı Nobel’le övünsünler istiyorum!