![]() |
![]() |
#1 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() SlamBall
KURALLAR Saha ve Ekipman SlamBall oyunu 94’ uzunlugunda ve 55’ genisliginde bir sahada oynanmalidir. Sahanin her bir ucu yerlesik dört adet ayni tramplene sahiptir. Tramplenler 7’ ila 14’ ölçülerinde sirali tabana sahip bir biçimde olup dikdörtgendir. 8’ ölçüsünde plastik bir cam duvar sahayi çevreler. Oynanabilir oyun alani, sepetten en uzak noktasi 10’ olacak sekilde sepetlerin arkasina uzanmaktadir. Kenarlar 10’ yüksekligindedir. Donanim ve Ekipman Oyuncularin her zaman koruyucu donanim giymeleri gerekmektedir. Bu donanim, tamponlu basliklardan, dirsek tamponlarindan, diz tamponlarindan ve istege bagli tamponlu farkli alt giysilerden olusmaktadir. Takim Kompozisyonu Her takimda sekiz oyuncu vardir. Her bir takimdan dört oyuncunun ayni anda sahada olmasina izin verilmektedir. Ziplama Her devre, devrilme hareketinin tersi olan bir ziplama ile baslayacaktir. Top, tepe noktasina engellenmeden ulasmak zorundadir. Topun inisi süresince oyuncular birbirlerini kontrol edebilir. Her bir takimdan tüm dört oyuncu sahanin ortasinda bulunmak zorundadir. Top iki siçrayistan daha yüksege çiktiginda tüm oyuncularin temas etmesine izin verilir. Oyuncu Degisimi SlamBall, saat durdurulmadan oyun süresince meydana gelen oyuncu degisikligi için hokeye benzer bir sistem kullanir. Yeni bir oyuncu devam etmekte olan oyuna girmeden önce mevcut oyuncu kendi takiminin 5’ içinde olmalidir. SlamZone Yönetmelikleri SlamZone, dört trampleni ve adayi kaplayan alandir. Savunma, SlamZone içine giden hücum oyuncusunu izleyemez. Hücum oyuncusu SlamZone alanina girerek havada oldugu anda, savunma tarafindan hiçbir temas yapilamaz. (Hücum oyuncularinin arka ayagi tramplene girerek zemini terk eder etmez, savunma tarafindan yapilan herhangi bir temas karsilasmaya neden olacaktir.) Herhangi bir yakin çagri hücum oyuncusuna gidecektir. Savunma pozisyon tutmasina ragmen, hücum oyuncusu havada iken bir atak yapamaz. Top kaybindan sonra hücum SlamZone alanina giremez. Ancak önceden SlamZone içinde olduklarinda topu tekrar kazanabilirler. (Hakimiyetin degismesi penaltiya neden olur.) Bir smaç denemesinde hakimiyeti alan savunma topla bir oyun yapmak zorundadir; gövdeye atak yapamazlar. Gövdeye kuvvetli yandan atis illegal temas olmaktadir. (Kisisel faul, muhtemelen alenen yapilan – bir karsilasmaya neden olur.) Alt tramplendeki savunma oyunculari 2 ziplama kurali ile sinirlandirilmamistir. Isterlerse sürekli ziplama yapabilirler. Alt tramplendeki savunma yukari ve asagi düz sekilde siçramak zorundadir. Savunma, alt tramplenin çevresi disina kayamaz. (Bir karsilasmaya neden olan kisisel faul.) Alt tramplendeki bir Savunma oyuncusu kirmizi alan dahilinde bir ziplama yaparsa ve bir hücum oyuncusu temas ederek bir dis tramplenden alana girerse, sonuçta hiçbir çagri olmayacaktir. Alt tramplendeki bir Savunma oyuncusu kirmizi alan disinda bir ziplama yaparsa ve bir hücum oyuncusu temas ederek tramplene girerse, savunmaya bir faul verilecektir. (Bir karsilasmaya neden olan kisisel faul.) Takimdan Çikarma: Savunma, bir hücum oyuncusunun tramplenin içine veya disina tabii ziplama hareketini bozamaz. (Bir karsilasmaya neden olan kisisel faul.) Tramplenin tabaninda mutlak suretle hiçbir temas yoktur. Hücum oyuncusu alt tramplene direkt olarak top ile atak yapamaz; Oyuncular alt tramplene giderken çevrel uzunluktaki bir tramplenden bir pas alindiginda sadece alt tramplene top ile atak yapabilirler. (Hakimiyetin degismesi penaltiya neden olur.) Ayni takimdan iki oyuncu ayni anda herhangi bir tramplen tabani üzerinde olamaz. (Hakimiyetin degismesi penaltiya neden olur.) Bir oyuncuya bir tramplenin içine ve disina sadece bir ziplama için izin verilir. Ancak oyuncunun topla veya kenarda bir oyun yapmasi halinde ikinci bir ziplamaya izin verilir. Topla bir oyun yapma örnekleri asagidaki gibidir (smaç hamleleri, saklama hamleleri, siçramali atislar ve paslasma) (Hakimiyetin degismesi penaltiya neden olur.) Bir oyuncu bir tramplenden çikarken rakip oyuncu, bu oyuncunun durmasina izin vermek ZORUNDADIR. Oyuncular tramplenden çikarken temasa izin verilmemektedir. Savunma tramplenden alinan baskete yönelen atislar yapabilir. Zeminden alinan atislar baskete yönlendirilemez. Eger bir top zeminden baskete yönlendirilirse basket sayilacaktir. Topa, tepe noktasina ulasmadan önce ulasilirsa savunma oyuncusu zeminden alinan bir atisi engelleyemez. Oyuncu kendini dengelemek için kenarlari kullanabilir, pozisyon avantaji kazanmak için kenarlari kullanamaz. Hücumun baskete yönelimi için hiçbir çagri yapilmayacaktir. 15 saniyelik bir atis zamani vardir. Su durumlarda zaman sifirlanacaktir: kenara çarpan tüm atis denemeleri, tüm smaç denemeleri ve engellenen atislar. Ada Bir oyuncunun, bir hücum grubu içinde topu hareket ettirmek için veya farkli bir dogrultuya hareket ettirmek için SlamZone alani içinde kisa süreyle durmak amaciyla bir an için pozisyon olusturabildigi yerde bulunan tramplenler arasindaki alandir. Ada üzerinde hiçbir temas olmaz; eger bir savunma oyuncusu ada üzerinde bir hücum oyuncusu ile temas ederse, bir karsilasma ortaya çikacaktir. Savunma oyunculari ada alanindan bir hücumu çekemez veya hücum oyunculari ile herhangi bir sekilde temas yapamaz. Ayni takimdan iki oyuncu ayni anda ada üzerinde bulunamaz. Oyuncular ada üzerinde çevrel uzunluktaki bir tramplene ziplayamaz ve kendini sifirlayamaz (topsuz). (Hakimiyetin degismesi penaltiya neden olur.) Oyuncular ada üzerinde sadece üç saniye kalabilir. (Hakimiyetin degismesi penaltiya neden olur.) Ada üzerindeki bir savunma oyuncusu kayip bir topa için giderken bir hücum oyuncusu ile kazaen temas edebilir. Hücum oyunculari adadan alt tramplene atak yapamaz (top ile veya topsuz). Gezinme Ziplatarak ileri götürürken durdurulduktan sonra iki adimdan fazla atamaz. (Hakimiyetin degismesi penaltiya neden olur.) Tramplene bir oyuncunun ziplamasi adim olarak sayilmaz. Top ile birlikte bir hücum oyuncusu, savunmanin temasi ilave bir adim atmaya neden olundugunda yürüme için çagrilamaz. Temastan sonra, hücum oyuncusunun ziplatarak ileri götürme hareketi geçerli olur. Hücum oyuncusu ziplatarak ileri götürürken topu avucuna alabilir. Açik Saha Bir hücum oyuncusu ile temas yapildiginda, savunma sadece belden yukarisina temas edebilir. Bir vücut kontrolünde, oyuncular kollarini omuzdan yukariya uzatamaz. (Karsilasmaya neden olan kisisel faul) Herhangi bir anda bir oyuncunun hafif adimlar ile yürümesi söz konusu degildir. Bir oyuncu, baska bir oyuncuyu kapamaz veya tutamaz. Top zemin üzerine düstükten sonra savunma sadece hücum oyuncusu ile temas yapabilir. Ziplatarak ileri götürme hareketinden önce sadece kazaen olan temasa izin verilmektedir. Direkt olarak top ile ve sadece topa temas bir faul degildir. (Kisisel faul.) Ziplatarak ileri götürürken durdurulduktan sonra savunma, oyuncuya temas edebilir. Ziplatarak ileri götürme basladiktan sonra el ile kontrole izin verilmektedir fakat asiri el kontrolü bir tutma ihlali olarak kabul edilir. Tutulan toplar daima Savunmaya gider. Hücumda ve savunmada topu tekmeleme legaldir. Bir savunma oyuncusu cam duvarin karsisindaki bir hücum oyuncusuna engel olursa, topun tutulmasi olarak kabul edilir. Üç saniye sayilacaktir. (Top hakimiyeti savunmaya verilecektir.) Itme hareketinde eller uzatilamaz veya çekme hareketinde oyuncularin içine dogru çekilemez. (Kisisel faul, bir karsilasmaya yol açabilir) Atak için hiçbir çagri yapilmayacaktir. Plastik cam duvar üzerinde kosmakta olan oyuncuya temas edilemez. Sinir disi: Top sinir disina gittikten sonra, top hakimiyeti, hakimiyet isareti lehinde olan takima geçecektir. Sayidan sonra: Takimlar topu taban çizgisinden kenara yöneltmek zorundadirlar, taban çizgisi alt tramplenlerin asagisindaki agaç zemin olarak kabul edilmektedir. Topu kenara yöneltmek için bes saniye sayilacaktir. Kenara yönelmis pas alindiginda, oyuncu taban çizgisinin yukarisinda agaç üstüne iki ayagini koymus olmalidir. Kenara yönelmis bir pasi çikarmak için savunma SlamZone alanina girebilir. Bir top yarim sahada bulundugunda, oyuncu pas yapabilir veya topu ziplatarak ileri götürebilir. Ziplatarak ileri götürmede veya pasin alinmasindan itibaren süre islemeye baslar. Karsilasma Kisisel bir faulden sonra ortaya çikar, baskete atak yapan hücum oyuncusu ile ve atagi savunurken faul yapan arasinda. Hücum oyuncusu baskete atak yapmak için bir tramplen kullanmak zorundadir. Savunma, hücum oyuncusu tarafindan kullanilan karsi tramplenden alttaki tramplene yaklasmak zorundadir. Hücum oyuncusu ortadaki trampleni kullanmayi seçerse, savunma oyuncusu hangi taraftan savunmayi yapacagini seçebilir. Ayak eksen etrafinda hareket ettiginde, hücum oyuncusu baskete atak yapmak zorundadir. Ayak eksen etrafinda hareket ettiyse ve hareketi durduysa, karsilasma ertelenecektir ve savunma yarim sahada topa hakim olarak kalacaktir. Savunma oyuncusu karsilasma ile ilgili bir ihlal için çagrilirsa, baska bir kisisel faul verilecektir ve hücum otomatik olarak 3 sayi ile ödüllendirilecektir. Top hakimiyeti hücumda kalacaktir. Bir karsilasmadan sonra hücum yari sahada topu geri alir. Zaman asimi olmasi halinde takimlar karsilasma vasitasiyla oyuna yerleseceklerdir. Her bir takimin, diger takima ait üç baslatma oyuncusuna karsilik kendi baslatma Durdurucusuna sahip olma imkani olacaktir. Kazanilan herhangi bir sayi takimin son sayisina eklenecektir. Final skordaki farklilik kazanani belirleyecektir. Diskalifiye Bir oyuncu 3 kisisel faul veya 2 teknik faulden sonra oyundan diskalifiye edilir. Teknik Fauller Takimin topa sahip olmadigi yerde iletme veya savunma kuralini bozma gibi sportmence davranmayan oyunculara teknik fauller verilir. Oyuncu bir teknik faul alir ve bir den fazlasi oyundan elimine edecektir. Asiri itme varsa, oyuncuya bir teknik faul verilir. Oyuncuya, diskalifiye olmasina neden olacak kisisel faul de verilebilecektir. Yumruklasmalar varsa, oyundan her iki oyuncu çikarilir. Puanlar Smaçlar üç puan olarak sayilir; diger tüm atislar iki puan olarak sayilir. 2 Dakikalik Uyari Dördüncü çeyrekteki iki dakika isaretinde, tramplen disindan ve taban çizgisi yukarisindan yapilan tüm atislar 3 puan degerindedir. dünyanın en zevkli oyunlarından biri... slamball!!! hücum bu oyunda 4 kişiden oluşan 2 takım birbirine karşı oynar. bunlardan biri top tutucu (point guard), ikisi guard (gunner) ve biri pivottur (stopper / goaltender) çevresi akrilik camla kaplı sahanın her yerinden şut kullanılabilir. şutlar ikilik, smaçlar ise üçlüktür. bir maç altışar dakikalık dört çeyrekten oluşur ve yarı oyuncunun yarı sahayı geçmesinden itibarenki 15 saniyede topu potaya ulaştırması gerekir.yani şut süresi 15 saniyedir. savunma üçlük çizgisinin içinde 4 dikdörtgen trambolin vardır. savunma yapanlar da hücum edenler de bunları kullanabilir. "goaltending" kuralı yoktur. buna rağmen savunmacı dezavantajlı durumdadır çünkü havadaki adama uçamazlar. savunmacı, hücum eden oyuncunun, sadece dribbling yaparken, bel ile omuz arasına müdahale edebilir ve havadaki oyuncuya müdahale edemez. topun oyun alanının dışına çıkması diye bir şey yoktur. oyuncu, topu camdan sektirip alabilir. faul olduğunda, kullanacak oyuncu, savunmacıyla karşı karşıya sıçrar ve bu karşılaşmanın sonucu ne olursa olsun top hücum eden takımda kalır. Tarihçe slamball, gençliğinden beri basketbolun farklı bir türünü oluşturmak isteyen mason gordon tarafından icad edilmiştir. ilk maç los angeles'ta oynanmış ve sokak basketbolcularının büyük ilgisini çekmiştir ve 1 yıl içinde 400 kişi, potansiyel oyuncu olarak kaydını yaptırmıştır. 1 yıl sonra, 2002'de slamball tnn Network ile ilk kez televizyonda yayınlanmıştır... daha sonra bu spor, espn gibi şebekelerin de ilgisini çekti ve abd dışında ingilterede de yayınlanarak burada da geniş bir taraftar kitlesi edindi. 2006'da avrupaya da uğrayacak olan slamball takımları birçok avrupa şehrinde karşılaşmalar düzenleyecek ve şu ülkelere uğrayacak * Brüksel - belçika, prag - çek cumhuriyeti, birmingham - ingiltere, londra - ingiltere, talinn - estonya, helsinki - finlandiya, paris - fransa, münih, köln - almanya, budapeşte - macaristan, dublin - irlanda, milano, roma - italya, vilnius - litvanya, rotterdam - hollanda, lisbon - portekiz, glasgow - iskoçya, madrid, barcelona - ispanya, stockholm, gothenburg - isveç, basel - isviçre ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ROLLER BLADE
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() New York, Miami gibi Amerikan kentlerinden bütün dünyaya yayılan roller blade virüsü bize de oldukça yaygın. İstanbullu gençler arasında popüler olan olan bu spor, "çılgınlık" listesinin baş sırasında. Aslında roller blade, bu sporun adı değil, bir marka; asıl adı "In-line Skate" olan sporun adı "Roller Blade" markasıyla anılmaya başlamış. Roller Blade bir sokak sporu; yani sokakta öğreniliyor. Ayakta kalmayı başardıktan sonra gerisi kolay. Yine de bu sporu daha az hasarla öğrenmek isteyenler için hem kurslar hem de özel hocalar mevcut. Özel kurs ücretlerinin saati 15 milyon lira. Kursu verenler sizin ayağınıza kadar geliyor. Oturduğunuz bölgedeki uygun olan boş bir alanda öğretiyorlar. Aslında roller blade için sakin yerler gerekiyor. İstanbul'da ise Beşiktaş Meydanı, Yeni Kapı, Bostancı sahili, Ataköy ve Etiler tercih edilen yerlerin başında geliyor. Kapsamlı bir spor Roller blade, hem gezinti hem de ulaşım amacıyla kullanılabiliyor; kısacası çok kapsamlı bir spor. Bu spora başlamak için bir yaş sınırı da yok. Hemen her yaştan kadın ve erkek bu sporu yapabiliyor. Ama bütün bunların dışında bir gösteri sporu. Bu işin çılgınları incecik trabzanlar üzerinde kayıyor, özel rampalardan uçarak taklalar atıyorlar. Türkiye’deki gençler ise bütün bunları öğrenmek için ilk yıllarda MTV’den yararlanmış ve birbirine bu görüntüleri göstermişler. Şimdi çok sayıda genç bu figürleri büyük bir rahatlıkla yapabiliyor. Roller blade bildiğimiz klasik patenden farklı; daha çok buz pateni ayakkabısını andırıyor. Tabanında ard arda dizilmiş dört tekerlek var. Ayakkabının içindeyse terlemeyi önleyen ve bileklerin biraz üstüne kadar çıkan ortopedik bir tabanlık bulunuyor. Roller Blade, yüksek hız ve manevra olanağı sağlıyor. Pateni ve diğer bütün malzemeleri İstanbul’daki çeşitli spor mağazalarından satın almak mümkün. Öyle ki, yılda 30 ila 50 bin kişi paten satın alıyor.
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ![]() Sörf, uzun bir tahtanın yardımıyla dalgaların üzerinde kıyıya doğru kayarak yapılan ve çok sevilen bir spordur. Yelkenli olan rüzgâr sörfü ise, sörf gibi büyük dalgaların kırıldığı özel kumsallar gerektirmez; bu nedenle de çok yaygın olarak yapılır. 1970'lerde bir spor olarak kabul edilen rüzgâr sörfünü ilk kez kimin bulduğu bilinmiyor. Ama, bu heyecanlı ve hareketli sporun öncülüğünü 1968'de California'da Henry Hoyle Schweilzer ve Jim Drake yapmıştır. Rüzgâr sörfü birçok nedenle yaygın bir spor olmuştur. Sörf tahtasına çıkıp düşmeden yelkeni kaldırarak rüzgârla kaymaya başlamak, bu spora yeni başlayanlar için çok heyecan vericidir. Ne var ki, kolay görünen bu sporda ilerlemek çok çalışma ve sabır gerektirir. Yeni başlayanlar düşmekten yılmamalıdır. Deneyim kazandıkça dengenin ve ustalığın sürekli olarak artması bu sporun heyecanının sürmesini sağlar. Büyük bir hızla dalgaların üstünde uçar gibi gitmek çok zevklidir. Rüzgâr sörfünde, sörf tahtasına takılan yelken üç ana bölümden oluşur: Bunlar yelken direği, yelken ve tutma çataldır. Sörf tahtası polyester ya da polietilen gibi sert bir maddeden yapılır. Plastik bir köpükle doldurularak suda yüzecek biçimde hafif ve güçlü olması sağlanmıştır. Tahtanın üst yüzü sörfçünün ayağının kaymaması için pürüzlü, arka yüzü ise suda hızlı gidebilmesi için pürüzsüz bir yapıdadır. Tahtanın altında ortada, denge kanatçığının takıldığı bir yarık vardır. Tahtanın arka tarafında da sörfü yönlendirmeye yardımcı olan dümen kanalcığı bulunur. Sörf tahtasının üst yüzünde ise yelken direğinin girdiği bir delik vardır. Genellikle alüminyumdan ya da camyününden yapılan yelken direği çok esnektir. İçine su girmemesi için üst ucu kapalı olan direğin alt ucunda direğe çok büyük hareketlilik veren eklemli bir ayak vardır. Genellikle 5-6 m2 büyüklükteki yelken sert polyesterden yapılır. Güneş ışığına ve neme karşı dirençlidir. Bazı yelkenlerde, yelkeni güçlendirmek için içine çubuklar geçirilen cepler vardır. Alüminyumdan yapılan tutma çatalı, kaygan olmaması için kauçukla kaplanmıştır. Çatalı oluşturan iki kıvrık çubuk, uçlarından yelkene tutturulmuştur. Suya yattığı zaman yelkeni çekip kaldırmaya yarayan ip, çatalın önüne bağlıdır. Rüzgâr sörfünü öğrenmenin en iyi yolu bir sörf okuluna gitmektir. Bu sporun geliştiği ülkelerdeki okulların çoğunda, karada bulunan ve özel bir sistemin yardımıyla su yüzündeymiş gibi kullanılan sörf donanımı vardır. Bunların yardımıyla, ıslanma korkusu olmadan sörf öğrenilebilir. Öğrencinin yanında bulunan öğretmen kuralları öğretir ve yapılan yanlışları hemen düzeltir. Böylece rüzgâr sörfü-nün kuralları çabucak öğrenilir. Rüzgâr yönü, akıntı, ağırlık kullanımı konularındaki kurallar yelken sporundaki gibidir. Bu nedenle biraz yelken bilgisi rüzgâr sörfünü öğrenmekte çok yardımcı olur. Rüzgâr sörfünün temel kurallarını öğrenen ve ustalaşan sörfçü, sörf tahtasının üstünde akrobatik hareketler denemeye girişebilir. Bu, yapması gibi seyretmesi de çok zevkli bir gösteridir. Günümüzde olimpiyat sporları arasına girmiş olan rüzgâr sörfü, ilk kez 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları'nda yarışma kapsamına alınmıştır. Nasıl Yapılır ? I. Kendinizi dengelemek için ayaklarınızı yelken direğinin her iki yanına koyun. Dizlerinizi kırarak yelkeni çekip sudan çıkarın. ![]() II. Yelkenin ipini sağ elinizle tutun. ![]() III. Sol elinizi sağ elinizin üstünden geçirip çatalı tutun ![]() IV. İpi brakıp sol elinizle yelken direğini denetleyin ![]() V. Direği kendinize doğru çekerek dik durmasını sağlayın ![]() VI. Aynı anda vücudunuzu tahtanın önüne doğru hafifçe çevirip ayaklarınızı rahat bir konuma getirin. ![]() VII. Sağ elinizle de çatalı tutarak hafifçe içeri doğru çekin. Rüzgarın yelkeni doldurduğunu hissedince yelkeni rüzgara doğru çevirin. ![]() VII. Çatalı suya paralel ve direği suya dik tutmaya çalışın. İşte rüzgar sörfü yapıyorsunuz. ![]() Üç tarafı denizlerlerle çevrili olan ülkemizde rüzgar sörfü yapmak için ideal sahillerimiz bulunmaktadır. Kuzey Sahilleri Mimarsinan: İstanbul’da olup da güneylere inemeyen rüzgar sörfü meraklıları için 6-7 sene önce keşfedilen, Büyükçekçece gölü kıyısında bir mekan. Temmuz’dan Ekim’e kadar rüzgar uygun. Kendinize ait malzemeniz yoksa buradan temin etmeniz biraz zor. Saros: Haziran’dan Eylül’e kadar Saros körfezinin birçok noktasında rüzgar sörfü yapılabiliyor, özellikle de Gelibolu’ya 12 kilometre uzaklıktaki Güneyli köyü epey bilinen bir sörf alanı. Bu bölgede de malzeme temin etmeniz zor olabilir. Gümüşdere: İstanbul’a bir saat uzaklıkta, Karadeniz kıyısındaki Gümüşdere plajı İstanbul’un meşhur rüzgarlarıyla sörf için ideal bir alan oluşturuyor. Yine bu sahilde yer alan Boğaziçi Üniversitesi Mezunları Derneği’nin BurcBeach isimli plajında malzeme temin edebilirsiniz. Tuzla: Nisan’dan Kasım’a kadar elverişli rüzgarlar esen fakat en elverişli rüzgarın Haziran-Temmuz aylarında yakalanabildiği bir rüzgar sörfü alanı. Yeni başlayanlar için ideal. Mercan sahilinde iki yıldır hizmet veren Mercan Sörf Kulübü’nde eğitim almak mümkün. Güney Sahilleri Alaçatı: Çeşme merkeze yaklaşık karayoluyla yaklaşık 10 dakika uzaklıkta olan Alaçatı plajı yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın da en iyi rüzgar sörfü alanlarından biri. Sörf için müthiş elverişli rüzgarı olan bu plajın uzun bir mesafe boyunca derinleşmemesi yüzme bilmeyenlerin bile sörf yapabilmesine olanak sağlıyor. Plajdaki tesislerden malzeme temin edebiliyor, özel ders alabiliyorsunuz. Ilıca: İncecik kumu, uzun bir mesafe boyunca derinleşmeyen doğal termal suyu ve elverişli rüzgarlarıyla Çeşme’nin bu plajı da bir sörf cenneti; özellikle yeni başlayanlar için. Pırlanta: Çiflikköy’de bulunan Pırlanta Koyu, Sakız Adası’nın tam karşısında yer alıyor. İyi rüzgar alan sert dalgaları nedeniyle sörfçüler tarafından tercih ediliyor fakat yeni başlayanları zorlayabilecek bir alan. Akyarlar: Bu bölgenin popülaritesi yeni açılan windsurf okulu sayesinde son yıllarda oldukça arttı, yine de Alaçatı kadar kalabalık olduğunu söylemek zor. Rüzgar burada da oldukça elverişli ancak bu bölge yeni başlayanlar için derinliği sebebiyle çok uygun değil. Bitez: Bodruım’un bir başka rüzgar sörfü merkezi. Bodrum merkeze oldukça yakın. Farklı işletmelerin açtığı tesislerden yılın her dönemi malzeme temin etmek mümkün. Datça: Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında kuvvetli rüzgarlar esen bu bölge Marmaris’ten 70 km uzaklıkta. Rüzgarlar çok şiddetli olabildiğinden yeni başlayanları zorlayabilir Rüzgar sörfü bineği (board) Rüzgar sörfü bineği, genellikle polietilen veya polipropilenden imal edilmiş, kullanım amacına göre 265 cm-400 cm uzunluğuna sahip, rüzgar sörfçüsünün üzerinde durduğu parçadır. Başlangıç rüzgar sörfü bineği (beginner board) Başlangıç rüzgar sörfü bineği, rüzgar sörfünü yeni öğrenenler için imal edilmiş, boyu 350 cm- 400 cm olan ve 7-10 deniz mili hızla esen rüzgarlarda kullanılan bineklerdir. Orta boy rüzgar sörfü bineği (mid-length board) Orta boy rüzgar sörfü bineği, rüzgar sörfü tekniklerini ilerletmeye yönelik olarak kullanılan, hafif ve orta rüzgarlarda en uygun teknik performansı elde etmek için imal edilmiş , boyu 320 cm-350 cm arasında olan bineklerdir. Yarış rüzgar sörfü bineği (raceboard) Yarış rüzgar sörfü bineği, çok iyi derecede rüzgar sörfü teknik becerisine sahip kişilerce, güçlü rüzgarlarda da kullanılabilen, profesyonel amaçlı , boyu 320 cm’den küçük bineklerdir. Rüzgar sörfü yelkeni (sail) Rüzgar sörfü yelkeni, rüzgar şiddetine ve kullanan kişinin becerisine göre genellikle plastik malzemeden imal edilmiş, 3 m 2- 9 m 2 ebadında olabilen Aerodinamik ve RAF (Rotating Asymetric Foil) sistemler dikkate alınarak imal edilmiş, tirizlerle (batten) esnekliği ayarlanabilir hale getirilmiş yelkenlerdir. Yelken direği (Mast) Yelken direği, yelkenin takıldığı direkdir. Yelken direği yuvası (mast track) Yelken direği yuvası, rüzgar sörfü yelken direğinin, ayarlanabilir şekilde takılması için tasarımlanmış yuvadır. Yelken direği ayağı (Mast foot) Yelken direği ayağı, yelken direğinin, yelken direği yuvasına geçmesini sağlayan ara parçadır. Yelken direği başı (Mast head) Yelken direği başı, yelken direğinin en üst uç noktasıdır. Yelken-direk geçişi (Luff of the sail) Yelken-direk geçişi, yelken ve direğin bağlantı noktalarıdır. Yelken başı (Head of the sail) Yelken başı,yelkenin en üst uç kısmıdır. Yelken sonu (Foot of the sail) Yelken sonu, yelkenin yelken direğinin altı ile buluştuğu kısımdır. Yelken çekme ipi (Uphaul) Yelken çekme ipi, yelkeni sudan kaldırmak için kullanılan ipdir. Yatay gergi makarası (Outhaul fixing) Yatay gergi makarası, yelkenin yatay düzlemde gerginliğini sağlayan makara düzeneğidir. Alt gergi makarası (Downhaul) Alt gergi makarası, yelkenin dikey anlamda alt gerginliğini sağlayan makara düzeniğidir. Seren (Boom) Seren, yelken direğinin üzerine monte edilen ve rüzgar sörfcüsünün yelkeni yönlendirmesini sağlayan parçadır. Seren mengenesi (Boom clamp) Seren mengenesi, sereni yelken direğine sabitlemek için kullanılan parçadır. Seren kesiği (Boom cutout) Seren kesiği, yelkenin, yelken direğine geçişinde seren takabilmek için bırakılmış boş kısımdır. Tirizler (Battenes) Tirizler (battenes), yelkenin bir düzlem oluşturması ve gerginliğinin ayarlanmasına yardımcı olan, yelkene yatay konumda geçirilmiş çubuklardır. Yüzgeç (Fin) Yüzgeç, rüzgar sörfü bineğinin arka alt bölümüne sabitlenmiş, yelkenin itme gücünü dengeleyerek ilerlemeyi sağlayan araçdır. Yüzgeç pimi (Finbolt) Yüzgeç pimi, rüzgar sörfü bineğine yüzgeçi bağlamaya yarayan pimdir. Yüzgeç kutusu (Fin-box) Yüzgeç kutusu,r üzgar sörfü bineğine yüzgeçin takıldığı yuvadır. Kama (Rectable daggerboard) Kama, başlangıç ve orta boy bineklerde, yüzgecin sağladığı denge gücüne ek güç sağlayan hareketli parçadır. Kama girişi (Daggerboard) Kama girişi, rüzgar sörfü kamasının ana giriş yuvasıdır. Kama yuvası (Daggerboard casette) Kama yuvası, rüzgar sörfü kamasının gerektiği takdirde, içe ve geriye doğru hareket etmesi için dizayn edilmiş yuvadır. Kama yarığı (Daggerboard slot) Kama yarığı, Kama’nın rüzgar sörfü bineğine takılıp çıkarılabilmesi için kullanılan yuvadır. Kanca takımı (Harness) Kanca takımı, rüzgar sörfçülerinin vücut ağırlıkları ile yelkenin gücünü karşılamalarını sağlayan, bu sayede kol ve sırta binen yükü azaltmaya yarayan, göğüs bağlantılı (chest), bel bağlantılı (waist) ve kalça bağlantılı (seat) olmak üzere üç değişik tipi bulunan parçadır. Ayak kayışı (Footstraps) Ayak kayışı, rüzgar sörfü kullanıcılarının dalgalı sularda, binek ile ayak temaslarını sağlamlaştırıcı kayışlardır. Güverte ıstampası (Decpads) Güverte ıstampası, ayak kayışlarının altına yerleştirilmiş, rüzgar sörfçüsünün tutunmasını arttırıcı zemin kaplamasıdır. Kuyruk (Tail) Kuyruk, rüzgar sörfü bineğinin arka kısmıdır. Burun (Nose) Burun, rüzgar sörfü bineğinin ön kısmıdır. Yedekte çekme deliği (Towing eye) Yedekte çekme deliği, rüzgar sörfünü yedekte çekmek için ucuna ip bağlanan kancadır. Çocuk donanımı (Children’s rigs) Çocuk donanımı, çocukların rüzgar sörfünü öğrenmelerine yönelik olarak, belirli oranlarda küçültülmüş ve daha hafif malzemelerden imal edilmiş donanımlardır. Yarı ıslak giysi (Wetsuits) Yarı ıslak giyisi, sörf yapan kişinin hipotermia, güneş yanıkları, boğulma ve darbelere karşı korunma maksadıyla giydiği, sörf yapılan suyun sıcaklığına göre; 2mm-5 mm kalınlığında olan, genellikle oluklu neopren kauçuktan imal edilmiş özel giyisidir. ![]() ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Günlük yaşamın sıkıntılarını doğada eritmek isteyenler için özel bir alternatif trekking. Eşofman ve yürüyüş ayakkabılarınız, dağ-bayır gezmek için yeterli malzeme.Şehir hayatının karmaşasından kurtulmak, temiz havada doğal hayatı içinde hissetmek isteyenlerin son zamanlarda başvurdukları keyifli bir alternatifleri var: Trekking...
Özü, dağ, bayır, orman demeden; doğal hayatın zorluklarına da göğüs gererek belirli noktalara yürümek (bazen de tırmanmak) olan Trekking, Türkiye'de özellikle son 5 yılda büyük gelişim gösterdi. Bütün haftanın sıkıntısını, stresini sağlıklı bir yürüyüşle doğanın içinde eritmek isteyen işadamı-sanatçı, yaşlı- genç herkes, hafta sonlarında eşofmanlarını giyip kendini dağlara, tepelere vurmaya başladı. İş temposunun artmasıyla birlikte, bu sporu yapanların sayısı da arttı. Sadece İstanbul'da 25 tane Trekking firması açıldı. Türkiye, Trekking yapmak için oldukça iyi fırsatlara sahip. Şehirlerin çarpık yapılanmasından hâlâ etkilenmeyen, doğal dokusunu koruyabilen yerler var. Ancak bunun yanında, bilinçsiz olarak Trekkinge çıkıp çevreye büyük zararlar verenler de var. Bu nedenle Ballıkayalar başta olmak üzere pekçok alan kullanılamaz durumda. Trekkingin bir de maddi getirisi var tabii. Bu spor sayesinde Türkiye geçen yıl her yıl yaklaşık 1 milyon dolar döviz girdisi sağladı. Türkiye'ye tatil amaçlı gelen turistlerin yanısıra sadece Trekking amaçlı gelen turistler bile var. Bu gelişmeler dikkate alındığında, Trekkingin Türkiye'deki geleceğinin en azından bir süre daha parlak olduğunu görülüyor. Türkiye trekking için uygun : Trekking'i, bir de konuyu gerçekten bilen bir insanın ağzından dinlemek istedik. Trekking ile başlayıp daha sonra yüksek irtifa dağcılığına yönelen Dağku Dış Faaliyetler Sorumlusu Cenk Ertekin, trekkingin detaylarını anlattı... Trekking için nasıl bölgeler seçilmeli ? Genelde hafta sonları yapılan trekking faaliyetlerinin ağırlıkla yapıldığı yerler İstanbul'a yakın ve doğallığını çok fazla yitirmemiş yeşil bölgeler. İstanbullu trekkingçilerin en gözde bölgesi Yalova ve çevresi. Bolu Dağı, Gebze Ballıkayalar, Karadeniz treking için uygun. Trekking en büyük sorunu ne ? En büyük problem doğaya bilinçsiz çıkanların çevreyi kirletmesi. Bu yüzden Ballıkayalar başta olmak üzere birçok trekking bölgesi hızla kullanılamaz hale geliyor. Bu sporun maliyeti ne kadar ? Trekking firmaları hafta sonu faaliyetleri için 5 ile 10 milyon arasında bir ücret talep ediyor. Ulaşım, konaklama ve yiyecek bu fiyata dahil. Günübirlik faaliyetlerin dışında bir gün kalmalı organizasyonlar için çadır ihtiyacını firmalar karşılıyor. Okul kulüplerinin bundaki payı ne ? Ticari firmalar dışında üniversite dağcılık kulüpleri sene başındaki faaliyetlerinin bir kısmını Trekking'e ayırıyor. Mimar Sinan, Yıldız, Boğaziçi, Galatasaray, İTÜ dağcılık kulüplerinin trekking faaliyetleri bulunmakta ve bu kulüplerin bazıları dışarıdan üye kabul ediyor. Trekking'de zorluk dereceleri nasıl belirleniyor ? Trekking parkurları değişik zorlukta. Eğimin, yüksekliğin ve iklimin farklılığı parkurların zorluk derecelerini belirliyor. Yazın her sağlıklı insanın yürüyebileceği rotalar kışın en deneyimli sporcuların geçmekte güçlük çekeceği yerler haline gelebiliyor. Hangi mevsimler tercih edilmeli ? Genellikle bahar ayları trekking'e başlamak isteyenler için ideal mevsimler. İlk faaliyette kuru ve daha az problemli parkurların seçilmesi önemli bir ayrıntı. Trekking'i, sportif amaç dışında fotoğraf ve kamera çekimleriyle sanatsal bir yapıya da büründürmek mümkün. Trekking'in temel malzemeleri neler ? Trekking öncesinde yanınızda bulunması gereken temel malzemeler; sırt çantası, spor ayakkabı, rahat bir pantalon (kot pantalon yanlış seçimdir) yedek çorap, ince bir mont, yağmurluk, matara ve basit yiyecekler. Giysilerde özellikle yünlü ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor. ![]() ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Dağ Bisikleti
TARİHÇE: 1895'te kurulan Adolf Arnold ile "Arnold, Schwinn & Company", 30'lu yıllarda yüksek kaliteli, yeni tasarımlı, "balon lastikli " ve ucuz bir bisiklet ile yeni bir devrin başlangıcını müjdeler. İşte bu bisiklet dağ bisikletinin babasıdır. Kısaca "Clunkers" olarak da tanınan Schwinn Excelsior modeli 40'lı-50'li yılların moda bisikleti oldu. Hatta dünyada Amerikan tipi bisiklet olarak anıldı. 1974'de California'da bisiklet yarışçıları Gary Fisher ve Charles Kelly önderliğinde patikalardan aşağı çılgın hızlarla inilen "toplama" yarışları düzenlenmeye başladı. Bunlara "toplama" denmesinin nedeni, her inişten sonra dağılan bisikletleri "toplamak" gerekiyordu. 1976'da yarışlara ilgi iyice artmıştı. Ülkenin her yerinden gelen bisikletçiler müthiş süratlerle 3 milde 500 m. irtifa kaydederek yarışıyorlardı. 1977'de Charles Kelly, kadro ustası arkadaşı Joe Breeze'den özel bir kadro yapmasını istedi. Joe ayrıca bisiklete sağlam ve kullanışlı fren kolları, cantilever fren sistemi ve 5 vites ekledi. O günlerde oldukça ağır (17 kg.) ve pahalı (1500 dolar) olmasına rağmen "Breezer"lara talep hiç bitmedi. Bu ilk dağ bisikleti bugün Colorado Crested Butte'da Bisiklet Müzesi'nde bulunmaktadır. 1979'da artık yarışlar festivale dönüştü ve TV'den yayınlanarak tüm dünyaya yeni bir bisiklet patlamasını müjdeledi. Son yarış 1984'de düzenlendi ve rekor hala Gary Fischer'da. 70'lerin sonuna doğru, uygulanan yenilikler ile bisiklet daha da hafifledi. Artık insanlar şehirlerden kaçıp, motorsuz bir araçla ve kendi güçleriyle doğa köşelerini keşfe çıkıyorlardı. Fakat yeni bir sporun doğduğundan kimse farkında değildi. Bu arada Gary Fisher ve Tom Richey bir günde kurdukları şirketin ismini "Mountain Bikes" koydular. Böylece mountain-bike ismi ortaya çıkmış oldu. Don ve Eric Koski "Trailmaster", Jeff Hindsay de "Mountain Goat" marka bisikletleri 1980'de Long Beach'deki fuarda sergiledi. O zamanlar zarif, süratli yarış bisikletleri ağır, hantal görünüyordu. Buna rağmen, bir yıl sonra 15 firma daha dağ bisikleti pazarına girdi. 80'lerin başında dağ bisikletleri hala pahalıydı. (1200-1500 dolar arası). 4 adet Ritchey kadrosunun satın alınıp Japonya'ya götürülmesine kadar devam etti. Japonlar bu kadronun kopyalarını seri halde üretmeye başladılar. Böylece bisikletin maliyeti %50 ucuzlamış oldu. Batı'daki bisiklet pazarının gelişmesini gözleyen Japonlar hiç vakit kaybetmedi. Suntour, Shimano, Sugino, Dia-Compe ve Araya gibi firmalar hızla yeni pazarda yerlerini aldılar. Günümüzde Shimano firması, dağ bisikleti komponentlerinin büyük bir kısmını sağlayan firmadır. 80'lerin sonunda Japonya'da üretilen kadroların da maliyeti arttı. Bisiklet üretim pazarını Taiwan ele geçirdi. Bugün dünya bisiklet ihtiyacının büyük bir bölümünü Taiwan karşılar. Fakat son yıllarda bu üstünlük Çin 'e geçmektedir.. 30 yıl önce, Schwinn, Gary Fischer, Charles Kelly, Tom Ritchey ve Joe Breeze hobilerinin günümüzde dev adımlarla ilerleyen bir endüstrinin ilk tohumlarını attığını her halde hiç düşünemezlerdi. MALZEME: Dağ bisikleti: Bu bisikletler belli disiplinlere göre dizayn edilir. Biz en bilindik iki türüne değineceğiz. Birincisi hepimizin bildiği, normal doğa koşullarında kullanılan, belli seviyede süspansiyon sistemiyle donatılmış dağ bisikleti. Bunların vites sayısı 18 ile 27 arasıdır. Eğimli arazide bu vitesler çok işe yarar. Bisikletin iskeleti yani kadrosu hafif malzemeden(alüminyum, karbon alaşım) yapılmıştır. Arazi tipi lastikler ve kuvvetli frenlere sahip olması gerekmekte. İkinci tip bisikletler ise downhill yani iniş için kullanılıyor. Bu tarz sporda, engebeli dik yamaçlardan son hız iniş ana amaçtır. Bu yüzden, vites sayısı düşük olup (genelde 9 vites) çok yüksek süspansiyonlar kullanılır. Kullanılan aparatlar arazi tipi motosikletlerdekine benzer. Hidrolik disk frenler, yüksek süspansiyon, titanyum yada karbon alaşımlar. Buna paralel olarak fiyatları da o ölçüde yüksektir. On binlerce dolar olabiliyor. Seviyenize, seçtiğiniz disipline ve maddi durumunuza göre pek çok seçeneğe sahipsiniz Türkiye'de dışarıdan gelen pek çok bisikletin yanında yerli üretimin de çok gelişmiş modellerini bulmak mümkün. Anti-bakteriyel ped olan tayt ve t-shirt: Bu giysiler, soluyabilen kumaşlardan yapılmakta ve vücut terinin % 90'ını dışarıya vermektedir. Terin vücuttan uzak tutulması sayesinde aktivite saatlerce sürdürülebilmekte, vücut dengesi korunmaktadır. Böylece bisikletçi sıcak havalarda serinlemiş, soğuk havalarda hastalanmaktan korunmuş olur. Kask: Birçok spor dalında olduğu gibi, kaskın yaşamsal önemi vardır. Bisikleti kullandığımız her zaman (şehir içi veya arazi olsun) kask takmak kesinlikle şarttır. Kasklar kafamıza uygun ölçüde olmalı. Alın ve enseyi koruyucu yapısına, hava alış ve çıkış deliklerinin olmasına, renkli olmasına dikkat etmek gerek. Bisiklet ayakkabıları: Bu ayakkabılarla yeni tanışanlar, kilitli sistemi tehlikeli bulabiliyorlar. Aslında tam tersine kilitli ayakkabılar son derece güvenlidir. Çünkü pedaldan ayağınız kaymaz, performansınızı arttırır. Birçok avantajı olan bu sistemde ayakkabılar, yine soluyabilen bir yapıya sahiptir. Eldiven: Basit bir korunma yöntemi ama bildiğiniz gibi avuç içleri, düşünce ne hale gelir. Gözlük: Kimi zaman böceklerden, kimi zaman ağaç dallarından, güneşten, rüzgardan kısacası bütün dış etkenlerden koruma sağlar. Bu yüzden kaliteli ve sağlam bir model seçin... NEREDE YAPILIR? Zaten adı üzerinde dağ bisikleti yapabilmeniz için asfalttan ayrılıp dağlık alanlara sapmanız gerekiyor. Dolayısıyla bütün ihtiyacınız doğal alan olduğu için MTB, dünyanın her yerinde yapabileceğiniz bir spor. İstanbul'da akla gelen ilk isim ise tabi ki Belgrad ormanı - Parkur Alyans: - Uzunluğu 2.5 km. - En düşük rakımlı yeri 126m - En yüksek rakımlı yeri 199 m. Bunun yanısıra Kartal'da Aydos tepesi, Şile, Ağva, İznik , Adapazarı, Saros, Gökova, Kapıdağ, Kaçkar, Uludağ, Trakya'da Istranca dağları ve Polonezköy dağ bisikleti denince akla ilk gelen yerlerden. Dünyada en beğenilen ilk 10 yer neresi derseniz: 1. Slickrock Trail, Utah, U.S.A. 2. King's Trail, Grand Paradiso National Park, Italy. 3. Big Boulder Ride, California, U.S.A. 4. Queen Elizabeth National Park, Uganda. 5. Deer Trail, Colorado, U.S.A. 6. Kettle Valley Railbed, Canada. 7. Gauley Headwaters Trail, West Virginia, U.S.A. 8. North Face of the Eiger, Switzerland. 9. Centennial Trail, South Dakota, U.S.A. 10. Route of the Conquistadors, Costa Rica. FAYDALI BİLGİLER: -Her zaman kask kullanın. -Her zaman pompa ve yedek lastik; hatta yama takımı ve alyan çakısı taşıyın. -Her zaman fazlalık suyunuz ve gofret türü abur cuburunuz olsun. -Uzun, tehlikeli, bilmediğiniz ve karışık rotalara tek başınıza gitmeyin. -Parkurlar hakkında duyduğunuz şehir efsanelerine; 4 saat çeken bir parkuru 2 saatte bitirdim diyenlere, 15 km hızla dönülemeyen virajları 30 km ile döndüm diyenlere, inanıp; kendinizi yıpratmayın, tehlikeye atmayın. -Kabullenilebilir risklere hazır, maksimum risklere ise uzak olun.Kendi teknik beceri ve yeteneklerinizin sınırını bilin ve her zaman kendinizi geliştirmeye çalışın. Patlak Lastik: Doğadasınız. Lastiğiniz patladı. Bir de baktınız ki yama takımınızı almayı unutmuşsunuz. (Veya yapıştırıcınız kurumuş) Fakat pompanız yanınızda. Yöntem 1: Patlağı bulun ve deliğin bulunduğu yere bir düğüm atın ve içlastiği janta yerleştirip şişirin. Yanınızda ne yama takımı ne de pompa var: Fakat doğadasınız. Yapabileceğiniz tek şey yeteri kadar ot, yaprak, çalı veya saman toplayıp dış lastiğin içine tıkmaktır. Çok konforlu olduğu söylenemez fakat eve dönmeniz için yeterlidir. Pratik lastik levyesi: Ön ve arka tekerleklerde (bazı bisikletlerde) bulunan"quick release" sapları dış lastikleri janttan ayırmaya yarayabilir. Sele mandalları da bu işi görebilir. Üzeri plastik kaplı olmayanlar buna daha uygundur. Doğada Gidon kırılması: Küçük bir olasılık da olsa günümüzdeki hafif alaşım gidonlarda birkaç yıl kullanımdan sonra kırılma görülebilir. Hala "sağlamsanız" kırılan gidonun iç çapından biraz daha kalın sağlam bir dal parçasını kırıp içine çakın. Sonra diğer gidon parçasını da bu dalın dışına sıkı olacak şekilde geçirip ekleme işini bitirin. Dönerken çok dikkatli olun ve unutmayın ki bu sefer sağlam kalmayabilirsiniz. Ön vites teli koptu: (Dolayısıyla zincir en küçük dişlide kaldı) Doğadasınız ve zinciri orta veya büyük ayna dişlide tutmanız gerekirse vites üzerindeki minimum ayar vidasını vites kafesi istediğiniz dişli üzerine gelinceye kadar sıkın. Bu işlemi yaparken vites mekanizmasını dışarı doğru çekerseniz vidalama işlemi daha kolay olur. Eğer vidaları herhangi bir nedenden dolayı ayarlayamazsanız vites mekanizmasıyla kadro arasına uygun bir dal parçası sıkıştırıp dişli üzerine gelmesini sağlayın. Gidon elciklerini kolay sökmek için: En iyi yöntemlerden biri saf alkolü (veya kolonya) elciğin altına enjektörle sıkmaktır. İnatçı elcikler için uzunca yıldız tornavida veya şiş benzeri bir çubuğu elcik ve gidon arasına sokup, alkolü akıttıktan sonra tornavidayı elcik altında 1 tur çevirin. Elcik anında çıkacaktır. Alkol lastikler üzerinde önce kayganlık sağlar. Uçtuğu zaman da elcik sıkıca gidona yapışır. Diğer bir yöntem de saç spreyi kullanmaktır. Bu da önce kayganlık, kuruyunca da daha sağlam bir yapışma sağlar. Unutmayın gevşek bir gidon elciği her zaman tehlikelidir. Yarışçılara özel: Jantınıza sibop deliğinin tam karşısına bir delik daha açın. Dış lastiğin içine 2. bir iç lastik daha yerleştirin. Bu lastiğin sibobunu da deldiğiniz delikten çıkarın. İç lastiklerden birini şişirin. Lastiğiniz patladığı zaman, patlakla uğraşmak yerine yedek lastiğinizi şişirip yola devam edin... Denemesi bedava... ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Wakeboard ( Su Kayağı )
TARİHÇE: Şu San Diego enteresan bir yer. Tüm yeni nesil mucitler oradan çıkmakta. Tabi bu mucitlerin fizik veya biyoloji gibi sıkıcı araştırmalarla ile uzaktan yakından ilgisi yok. Onlar ne hikmetse 1985 deTony Finn’in yaptığı gibi “Skurfer” denen enteresan bir board icat edebiliyor ve her plajda zıplayarak insanlara bu garip görünüşlü post modern şişko ve güdük sörfün suda gittiğini ispatlamaya kalkışabiliyorlar. Sonra 80’lerin sonunda Herb’OBrien çıkmış ve madem birileri bu tahtanın üstünde takla atmak istiyor bari adam gibi bir tasarım yapayım da rahat etsinler demiş. Sonrası tahmin ettiğiniz gibi. İlk basınç kaynaklı yarı yüzerlikli wakeboard ile sudan kalkabilme özelliğini kazanan bu aktivitenin seri üretime geçmesi ve bugünkü dev endüstriye dönüşmesi için pek fazla zaman geçmesi gerekmemiş. MALZEME: Tamam. Bu sporu sevdiniz ve başlamaya karar verdiniz. Peki nasıl öğreneceksiniz? Amacımız yalnızca kuru kuru bilgi vermek değil, bu sporları Türkiye’de en kolay yoldan nasıl yapabileceğini göstermek olduğuna göre iş başa düşüyor... Temeller: Her şeyden önce doğru ekipmanla başlıyoruz. Unutulmaması gereken şu; sizin için doğru olan ekipman her zaman en son çıkan en profesyonel ekipman olmayabilir. Her ne kadar bazı gözünü para hırsı bürümüş satıcılar “olmuşken en iyisi olsun abi, sana da bu yakışır“ tarzında bir yaklaşımı olsa da durun bir dakika. Kendinize bir şans tanıyın ve size yardımcı olan, hareket kabiliyetinizi artıran bir board seçin. Bir ya da iki finli geniş bir board olabilir mesela. Bu finler sayesinde başlangıçta board’a yön vermeniz çok daha kolay olur ve kısa zamanda büyük işler başarırsınız. Başlangıçta daha kısa bir ip kullanın. İpin boyu 15 mt. civarı olabilir. Bu sayede büyük bir dalgada tekneye yakın olacağından işinizi kolaylaşır. Can yeleğini de unutmayın. Kendisi bu sporda yalnızca temel ekipman değil aynı zamanda enerjinizi korumanız için de müthiş bir yardımcıdır. Yoksa bir de su yüzünde kalmaya uğraşırsınız ki konumuz bu değil Ayrıca sürat teknesini kullanan amcaya su kayağı yapmadığınızı, dolayısıyla en fazla 35-40 km/saat hızın size yeteceğini söyleyin. Bir de kalkışta dirence ihtiyacınız var. Yavaş kalksın lütfen. NEREDE YAPILIR? TÜRKİYE'DE 1. Çeşme Fun Club Güzide tatil beldelerimizden olan Çeşme’de bir Su Sporları Sahili var. Dalgasız ve düz denizi ile wakeboard için ideal bir mekan. 2. Çeşme Alaçatı ASPC Rüzgar sörfçülerinin favori mekanı Alaçatı’da havamı atarım diyorsanız fiyat olarak da avantajlı bir wakeboard öğrenme ve geliştirme seçeneği sizleri bekliyor. 3. Solar Beach Kilyos İstanbul’dan bir yere kıpırdayamam diyorsanız hadi günübirlik Kilyos’a. Solar Beach’de Urban Bug’ın işlettiği sahilde Doğa Sporları’ndan Su Sporlarına ne ararsanız var. Her ne kadar Karadeniz’e güven olmasa da yakın bir wakeboard seçeneği. 4. Fethiye Hillside Beach Club Tatil köylerinden hoşlanmayabilirsiniz. Ama bu Fethiye Hillside’a aşık olmayacağınız anlamına gelmez. Klasik bir tatil köyü olmaktan sıkıldığı belli olan mekan Dünya Wakeboard Şampiyonası’nın bir ayağına ev sahipliği bile yaptı. Daha ne yapsın? 5. Sapanca Gölü Su kayağı ve wakeboard için ideal merkezlerden biri. Federasyonun bir teknesi var ve gölde wakeboard en keyiflisi. DÜNYADA 1. USA: Amerika bu sporun anavatanı. Hemen hemen her göl ve körfezde yapılıyor. Ama Los Angeles’ta, sadece bu tarz sporların yapılması için Long Beach Marine Stadium adlı özel bir park bulunmakta. Yani wakeboard cenneti. 2. KANADA: Wasaga Beach, bu yılın en büyük wakeboard organizasyonuna sahne oldu. Wakestock 2003. Tam 35 bin kişi katıldı. Görmeye değermiş... 3. HAWAII: Bir lagün içinde wakeboard yapmak, ilginç bir deneyim olmalı. Denemek istiyorsan, Honolulu Keehi Lagoon seni bekliyor. 4. AVUSTRALYA: Bu ülkedeki en büyük wakeboard organizasyonları, Sydney International Regatta Centre’de yapılmakta. Buradaki birincilikler dünya kupasına puan veriyor. 5. İSVİÇRE: Dünya wakeboard şampiyonasının Avrupa’daki tek ayağı. Thun adlı şehir ve Aare Nehri, yılda bir kez wakeboardçuları ağırlıyor. Biri de siz olun. FAYDALI BİLGİLER: Board’umuzu nasıl seçelim? Eğer board alacağım diyorsanız iki konuyu gözden kaçırmayın. Birincisi "Twin Tip" ya da "Double Ended" stili bir board seçin. Yeni modellerin büyük bölümü zaten bu tip olmakta. Neden mi? Wakeboard’un temel hareketi "fakie", yani sürat teknesinin gittiği yönün tersine gidebilmek. Tüm akrobasi bu hareketi öğrenmekle başlıyor. Bazı "cool" hareketleri hemen yapabilmeniz için "Twin Tip", hafif ve kolay zıplayan bir board seçin. Başka bir önemli nokta da board’u güvenilir, bu işi profesyonel olarak yapan bir dükkandan almanız. Su sporları malzemesi satması yetmez, ilerde de satacak olması gerekir. Yoksa yalnızca bir bağlaması koptuğu halde, yenisini bulamayacağınız için gözyaşları içinde boardunuzu rafa kaldırırsınız. Bu işten anlayan ve size yardımcı olacak bir satış noktası seçin. Genelde her modelin 2-3 ayrı boyu olur. Aşağıda kabaca uygun board için bir çizelge var ama siz yine de satın alacağınız yere bir danışın. Bilgi veremiyorlar mı? Oradan almayın. Ufak tefek 125 - 135 cm. Ortalama 135 - 140 cm. Geniş tip 140 - 145cm+ Board'da duruş 2 çeşit duruş vardır. Sol ayak önde "regular" veya sağ ayak önde "goofy". Daha önce snowboard veya kaykay yapmış olanlar hangi ayağının öndeki denge ayağı olduğunu bilir. Yapmadınız mı? Panik yok. Ayağa kalkın, ayaklarınızı birleştirin ve birine sizi aniden itmesini söyleyin. (Not: Bunu karada yapın.) Sizi ittiğinde hangisiyle öne gitmişseniz denge ayağınız odur. Kalkmayı öğrenmek Hem kolay hem zor. Anahtar kelime sabır. Siz kalkmaya çalışmayın, bırakın tekne sizi kaldırsın. Canyeleğiyle, board'unuz önde oturur vaziyette bekleyin. Tekne sizi çekmeye başladığında hissedin ve sanki merdiven çıkarmış gibi hafif bir eforla denge ayağınızı öne verin. İşte kalktınız. Dik durun, rahat olun. Hemen ters ayak önde gitmeyi de öğrenin. Tekne bir an hız keser ve siz dalgasına yetişirsiniz, işte zıplama zamanı! Küçük bir ekleme: Suda dalga olmamalı. Başka kural yok. Tekne bulduğunuz her yerde yapabilirsiniz. ![]() ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ![]() ![]() ![]() Kanoing Kano Nedir? Kürek çekmek hiç bu kadar zevkli olmamıştı. Doğal su kanallarından geçerken saçlarınıza ağaç dalları değecek, su bitkileri ve sazlıklar kanonuzun hızını kesecek. Kano, genellikle göllerde ve debisi çok yüksek olmayan akarsularda yapılan bir doğa sporu çeşididir. Yalnız şu ayrımı hemen belirtelim ki, bizim burada anlatmaya çalıştığımız kano sporu profesyonel kano sporundandan farklı. Profesyonel kanolar genillikle tek kişiliktir ve debisi yüksek hırçın akarsularda kullanılır. Burada amaç doğayla girilen mücadeleden galip çıkabilmektir. Bizim bahsettiğimiz kanolar "kızılderili tipi kano" diye adlandırılan, günümüzdeki profesyonel kanolara ilham kaynağı olmuş, çoğunlukla 3 kişi tarafından kullanılan gezi tipi kanolardır. Profesyonel kanoları kullanmak için belirli bir süre ve nitelikte eğitim almış olmak gerekliyken kızılderili tipi kanoları kullanmak için böyle bir eğitime ihtiyacınız olmayacak. Bu aktivite için rehberlerinizin tur öncesi vereceği yarım saatlik eğitimi iyi dinlemeniz ve tur sırasında verilecek talimatlara uymanız yeterli olacaktır. Çünkü bu kanolar durgun sularda kullanılmaktadır. Talimatlara uyduğunuz ve takım arkadaşlarınızla uyum sağladığınız takdirde çok dengeli ve hızlı bir şekilde yol alabilirsiniz. Fakat burada amaç sadece hızlı bir şekilde yol almak değil bir yandan da çevrenizdeki doğal güzelliklerin farkına varabilmektir. Çünkü bu tür geziler için seçilen yerler genelde doğa harikası yerlerdir ve kolay kolay aklınızdan çıkmayacak güzellikte olurlar. Kimsenin ulaşamadığı ya da çok az kişinin ulaşabildiği yerlere siz kanonuzla kürek çekerek ulaşacaksınız. Doğal su kanallarından geçerken saçlarınıza ağaç dalları değecek, su bitkileri ve sazlıklar kanonuzun hızını kesecek. Bu tatlı mücadele sonrası akşam evinize hafif bir yorgunluk ve çok güzel anılarla döneceksiniz. KANO NASIL YAPILIR? İstanbul çevresinde özellikle Durusu, bilinen diğer adıyla Terkos Gölü'nde bu sporu yapmak için elverişli olan parkurlar var. Yakın olması ve doğal güzellikleri acenteleri Durusu'ya çeken en önemli neden. Çünkü günübirlik turlarda aktiviteye daha fazla vakit ayırabilmek amacıyla gidilecek parkurun yakın olması tercih ediliyor. Gün içindeki faaliyetler gidilen yerin özelliklerine göre değişiklik gösterecektir. Akdeniz bölgesine düzenlenen bir turda bu bölgenin benzeri olmayan tarihi kentlerini gezecek, doğal güzelliklerinin keyfine yapacağınız yürüyüşlerle varacaksınız. Karadeniz bölgesine gittiğinizde Fırtına deresinin benzeri olmayan uğultusu heryerde sizi takip edecek, çıktığınız yaylalarda odun ateşinde demlenen çayınızı yudumlarken hiçbir yerde bulamaycağınız bölgeye has köy yemeklerini tur arkadaşlarınızla paylaşacaksınız. Kamp süresi sona erdiğinde ve dönüş için hazırlıklar başladığında siz çoktan tur arkadaşlarınızla bir dahaki gezi için sözleşmiş olacaksınız. Farklı acenteler farklı parkurlar seçmiş olabilir fakat şunu unutmayın ki seçilen parkurlar daha önce birçok defa rehberler tarafından test edilmiş ve doğal güzellikleri bakımından katılımcıların memnuniyeti de ön planda tutularak tercih edilmiştir. Yolculuğa genellikle sabah çok erken çıkılıyor. Yolculuk sırasında rehberlerden programla ilgili bilgi almayı unutmayın. Ekip halinde yapılan bir spor olduğu için yüksek bir kondisyona ihtiyacınız yok. Takım arkadaşlarınızla uyumlu bir şekilde kürek çektiğinizde fazla efor sarfetmenize gerek kalmayacaktır.Yaklaşık olarak 500 lt. civarında bir iç hacime sahip olan kanoları aynı anda üç kişi kullanabiliyor. Dümeni olmadığı için en arkada oturan kişi küreğini kullanarak kanoya yön veriyor. Doğru yöne gidebilmek çok önemli, çünkü sürekli yanlış yöne doğru kürek çekmek gideceğiniz mesafeyi uzatacak ve sizi daha fazla yoracaktır. Tur öncesi verilen yarım saatlik eğitimi dikkatli dinlemek çok önemli. Bu sizin aktiviteden daha fazla zevk almanızı ve daha az yorulmanızı sağlayacaktır. KANO YAPILACAK PARKURLAR: Rafting yapılabilen bölgelerin hemen hemen tümü kano sporuna da elverişli bölgelerdir. . Türkiye genelinde kano yapılabilecek sahaları ve dönemleri kısaca hatırlatacak olursak: Çoruh Nehri (Artvin): Haziran-Ekim arası Köprüçay (Antalya): Nisan-Ekim arası Dalaman Çayı (Antalya): Nisan-Ekim arası Zamantı Irmağı (Kayseri): Haziran-Ekim arası Göksu Nehri (Mersin): Nisan-Ekim arası Göksu Çayı (Adana): Haziran-Ekim arası Sarısu (Kandıra): Aralık-Mayıs arası Melen Çayı (Bolu): Aralık-Mayıs arası Fırtına Deresi (Rize): Haziran-Eylül arası Berta Çayı (Artvin): Haziran-Ekim arası Barhal Deresi (Rize): Haziran-Eylül arası Oltu Çayı (Erzurum): Haziran-Ekim arası Harşit Çayı (Gümüşhane): Haziran-Ekim arası FAYDALI BİLGİLER: Bu aktiviteye katılırken aklınızda bulunması gereken birkaç nokta: - İlk defa böyle bir tura katılıyorsanız rehberlerinizin vereceği eğitimleri ve talimatları ciddiye almalısınız. Bu eğitimler sizin aktiviteden daha fazla zevk almanız ve sizi olası bir yaralanmaya ya da kötü sürprizlere karşı korumak için verilmektedir. - Can yeleklerinizi mutlaka takın ve verilen talimatlar doğrultusunda vücudunuza göre ayarlayın. İyi yüzme bilmeniz ya da kendinize güvenmeniz can yeleğinizi takmamanız için geçerli bir neden olmamalı. Tatlı suda, özellikle üzerinizde giysileriniz varken yüzmek tahmininizden daha zor olabilir. - Kano içindeyken ayağa kalkmayın. Ağırlık merkezinin yukarıya doğru çıkması kanonun dengesini daha kolay bozacaktır. Ağırlık merkezi aşağıdayken kanonun dengesi kolay kolay bozulmaz. - Yanınıza orta boy bir çanta, yedek giyisi, çorap ve ayakkabı alın. Çantanızda suyunuzu ve size verilen yiyecekleri taşıyacaksınız. Yedek giyisilerinizi yanınıza alarak kanoya binmeyin. Yolculuk sırasında ıslanabilirsiniz. Yedek giyisilerinizin kuru kalması için onları arabada bırakın. - Yanınıza kullanmayacağınız malzeme almayın. Aşırı yükten kaçının. - Yanınıza fotoğraf makinesi, kamera vb. şeyler aldığınızda bunların ıslanarak kullanılamaz hale gelebileceğini unutmayın. - Dönüş saatinde rötar olabilir. Bunu en önemli nedenlerinde biri aynı parkuru ayrı grupların farklı sürelerde bitirmeleri. Dönüş saati konusunda esnek ve hoşgörülü olmayı unutmayın.
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Delta Kanat
Delta kanat, iskeletin kanat şeklini oluşturduğu ve pilotun yatay durduğu bir kanattır. Yamaç paraşütünde kanat şekli hava basıncıyla oluşturulur ve pilot asılı durumda oturur veya dik pozisyondadır. Delta Kanat'ta ise pilot yere paralel vaziyette durur. Yelken kanatın çalışma prensibi hemen hemen planör gibidir. Delta kanatlar daha hızlı bir yapıya sahiptir ve bu nedenle kontrolü yamaç paraşütüne oranla biraz daha zordur. Delta kanatın taşınması için araç gerekli olup, kurulması zaman alır. Bununla birlikte yamaç paraşütü bir çantada taşınabilir ve kurma zahmeti olmaz. Bu, yamaç paraşütünün avantajlarındandır. Fakat delta kanat yamaç paraşütünden daha süratli ve daha hızlı manevra gücüne sahiptir. Ayrıca delta kanat, kullanımı sırasında oluşabilecek olumsuz durumlara karşı, irtifanın uygun olması durumunda kanatı klipslerinden çıkarıp, paraşütünüzü açabilirsiniz. Bunlar da delta kanatın avantajlarıdır. Delta kanat motoru olmayan, tamamen rüzgar ve diğer hava etkileri ile uçuş yapabilen bir uçuş aletidir. Bazı havacılar delta kanatı Askılı Planör da olarak tanımlamaktadırlar. Gerekli yer eğitimini aldıktan sonra, örneğin delta kanatın ne şekilde kumanda edileceğini ve nasıl kalkış yapılabileceğini öğrendikten sonra, güvenli bir şekilde kalkış yapabilir, uçuşta istediğiniz kumandaları verebilir ve güvenli bir şekilde iniş yapabilirsiniz. Bütün bunları yapabilmeniz tamamen sizin eğitiminize ve yeteneğinize bağlıdır. Motoru olmayan ve tüm kumandaları sizin yeteneğinize ait olan bu aleti uçurmak için sadece istemeniz ve biraz da cesaretli olmanız yeterlidir. Uçuş sırasında sizin güvenliğiniz için, anlatılan dersleri çok iyi öğrenmeniz gerekmektedir. Koruyucu kask, koruyucu niteliği taşıyan uzun pantolon, çorap ve bileği koruyucu ayakkabı giymeniz tavsiye edilmektedir. Yere inişte sizi ve ayaklarınızı korumak için bu çok önemlidir. Sıcak havalarda kısa kollu T-shirt, soğuk havalarda ise daha kalın giyecekler giyilmelidir. Ayrıca iniş kalkış yapılacak bölgelerin durumuna göre daha değişik kıyafetler de seçilebilir. Uçuş sırasında ayrıca her ihtimale karşı sizi koruyacak bir paraşütte bulunmalıdır. İstenmeyen bir durumla karşılaşıldığında çabuk ayrılan klipslerle delta kanattan ayrılıp paraşütünüzü açabilirsiniz. Bütün bu bilgiler size yer eğitimlerinde diğer bilgilerle birlikte verilmektedir. Delta Kanat (Yelkenkanat) Kurslarında Ne, Nasıl ele alınıyor? 1. Yelkenkanat (delta) başlangıç kursu Kurs süresi öğrenci sayısıyla ilişkili olmakla birlikte 30 uçuş günüdür. Amaç; öğrencinin yelkenkanat sporuyla tanışmasını sağlamak, havacılığın temel kurallarını öğretmek, ilk önce alçak tepe uçuşlarıyla arkasından irtifa süzülüşleriyle ilerleme sağlayarak öğrencinin emniyet limitleri içinde uçuş yapabilmesini sağlamaktır. Eğitimlerin emniyet limitleri dahilinde yapılabilmesi için kurs iki aşamada yapılmaktadır. a. Yer Eğitimi: Yer eğitimi süresi 6 gündür. Öğrenciler birinci aşamada 23 saat nazari eğitimin yanında yelkenkanatı açmasını, kapamasını, taşımasını, rüzgar içine doğru nasıl ilerlediğini öğrenirler. b. Uçuş eğitimi: Yer eğitimini başarıyla tamamlayan öğrencilere yer seviyesinden 20 metre yüksekliğe kadar 30 sorti, yelkenkanadın sağından solundan ve omurgasından ip kontrollü olarak kalkış ve iniş yaptırılır. 60 sortiden sonra 50 metre yükseklikten dönüş çalışmaları yaptırılarak, yüksek tepe (50-250 metre) uçuşlarına hazırlanılarak kontrol uçuşları yaptırılır. 2. Yelkenkanat tekamül (ileri) kursu: Yelkenkanat başlangıç sertifikasına sahip olan herkes tekamül kursuna katılmaya hak kazanır. Kurs 3 safha üzerinden 25 saat sürmektedir. a. Birinci Safha Eğitimi: Bu safhanın amacı; öğrencinin emniyet limitleri içerisinde solo olarak yüksek tepe (250 metre ve yukarısı) uçuşları yaptırılır. Bu uçuş aşamasında 23 saat nazari eğitimin yanında 20 sorti (06 saat) uçuş yaptırılır. b. İkinci safha Eğitimi: Tekamül birinci safha eğitimini başarıyla bitirenler, ikinci safha eğitimine başlatılır. Bu safhada öğrenciye yelken uçuşu ve termil uçuş eğitimi yaptırılır. Bu aşamada 9 saat nazari ders, 20 sorti (6 saat) uçuş eğitimi verilir. c. Üçüncü safha eğitimi: İkinci safha eğitimini başarıyla bitirenler üçüncü safha eğitimine başlatılır. Bu safhada öğrenciye seyrüsefer uçuş eğitimi verilir. Bu aşamada 11 saat yer eğitimi, 20 sorti (9 saat) uçuş eğitimi verilir. MOTORLU YELKENKANAT Delta Kanatın hafif motorlu güce sahip olarak kullanılan şeklidir. Bu kursa yelkenkanat kursu görmemiş olanlar da doğrudan başlayabilir. 26 saatlik kuramsal derslerin yanında 25 saatlik uçuş eğitimi verilir. Uçuş eğitimini başarıyla bitirenlere Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce onaylı "motorlu yelkenkanat pilot lisansı" verilir. ![]() ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Skiing ( Kayak )
TARİHÇE: Aslında kayak, ilk insanın karla tanışmasından beri bizimle. Ama spor olarak biraz daha yeni. Bundan 80 yıl kadar önce kayak, bir avuç maceraperestin, şehirli "normal" insanların hayret dolu bakışları altında yapmaya cesaret ettiği bir macera sporu idi. Bugün mü? 50.000 civarı Alpinist kayakçı, 40 ülkeye yayılmış 300'den fazla önde gelen kayak merkezinden çıkmıyor, kışları kayağa gitmek sıradan bir olay olup çıktı bile. 1920'lerde bu işin öncüsü olanlar -dene ve gör- mantığıyla oldukça büyük kahramanlıklara giriştiler. Öncelikle bugünün ince ve uzun kayakları yerine kısa ve geniş kayaklar kullanmanın zorluğu ile boğuşmak zorundaydılar. Norveçli Sondre Nordheim 1850'de ilk bağlamayı keşfetti. Huş ağacı köklerinden yaptığı bu bağlama biraz ilkel de olsa kayağa yön vermek ve temel kontrolleri sağlamak açısından bir devrim sayılabilirdi. Yine aynı şahıs, 1807 de ilk modern kayak sayılabilecek "telemark ski" yi geliştirdi. Yumuşak karda kolay dönüşü sağlayabilen bu kayak aslında bugünkülerden çok da farklı değil. Enteresan olan ise ilk seri üretim kayağın yine bir Norveçli olan Martin A. Strand tarafından Minnesota (A.B.D) da yapılması. Zamanla kayaklara -zaten kutup kaşiflerinin gereklilikten kullandığı- önce 1 sonra 2. baton eklendi. Ve meşhur kayak hocaları sahneye çıkmaya başladı. Sn. Anton'da kayak rehberi olan Johannes Schneider 17 yaşında iken sonradan Alberg tekniği adı verilen kayağa özel duruş pozisyonlarını geliştirdi. 1921'de ilk slalom yarışı İsviçre Mürren'de yapıldı. 1924 yılında , Fransa Chamonix'de düzenlenen ilk kış olimpiyatları sadece kayak yarışından oluşuyordu. Oyunlar sırasında kayağın artık önde gelen bir spor olduğu ilan etmişti bile. Bu arada ilk olimpiyatlarda 12 altın madalyanın 11'inin Norveç'e gittiğini de belirtelim. Sporun ataları için küçük bir jest olmuş olmalı... MALZEME: Kar koşulları, yetenek ve kullanım amacına göre değişik kayak çeşitleri bulunmaktadır. Bu kayaklar kullanılan materyal, sertlik, uzunluk ve kenar kesim gibi özellikleri bakından farklılıklar gösterirler. Kayak çeşitleri temelde dört kategoride toplanır: Temel Kategoriler 1-Yarış Kayakları : Hızlı kaymaya elverişli tasarlanmış kayaklardır. Yüksek hızlarda şokları emmek amacıyla sert ve dar olarak imal edilirler. Kenar kesimlerinin diğer kayak çeşitlerine göre daha düz olmaları sebebiyle bu kayakları döndürmek daha zordur ve iyi bir teknik gerektirir. İki alt gruba ayrılırlar: • Büyük slalom: Büyük ve geniş dönüşlere uygun olup, yüksek hızlarda titreşimleri emmek en önemli özellikleridir. • Slalom: Küçük ve keskin dönüşlere uygun olup, buzda ve dik yamaçlarda yüksek kontrol sağlarlar. 2- Performans Kayakları : Daha çok ezilmiş pistlerde kaymayı tercih eden kayakçılar için, yarış kayaklarına göre daha geniş ve yumuşak olma özellikleri ile daha düşük hızlara uygun olarak tasarlanmışlardır. 3- Carving Kayaklar : Diğer kayaklara benzemekle birlikte düşük hızlardaki duyarlılığı arttırabilmek için daha yumuşaktırlar. Burunları daha geniştir. Yeni başlayanların dönüşlerin sonunda arkaya hatalı olarak fazla ağırlık verip kayağın kuyruğunu kaydırmamaları için kuyruk bölümü özel olarak inceltilmiştir. 4- Çok Yönlü Kayaklar (Mid-Fat): Dağın her yerinde ve değişik kar şartlarında kaymayı tercih edenler için tasarlanmışlardır. Toz kar veya eski, parçalı karda ilerleyebilecek kadar geniş olmakla birlikte, bu genişlik ezilmiş veya sert karda sorun çıkartacak kadar fazla değildir. Ayrıca en popüler kayak çeşididir. Diğer Kayak Kategorileri Bu dört temel kategori dışında kalan ancak diğerleri kadar sık kullanılmayan kayak kategorileri de vardır: Toz kar kayağı : Toz kar veya parçalı kar üzerinde rahatça kayabilmeleri için kayak çeşitleri içerisinde genişliği en fazla olanıdır. Dezavantajı ise sert kar veya ezilmiş karda en iyi kayakçıların bile zorlanmasıdır. Freestyle: Kayaklar Snowboard'larınkine benzer özel pistlerde atlayıp zıplamak, havada değişik hareketler denemek için uygundur. Bombelerde de kullanılabilen, manevra kabiliyetleri yüksek , kısa kayaklardır. Bazı modellerinde kayağın iki burnu vardır. Board Kayakları: Uzunluğu genellikle 60-80cm olan, kayak kategorileri arasında boyu en kısa olan, atlayıp zıplamak, çeşitli hareketler denemek, veya değişik bir tecrübe yaşamak için kullanılabilen kayaklardır. Boyu kısa olduğundan yeterli yüzey alanına sahip değildirler. Bu yüzden özellikle yüksek hızlarda oldukça kontrolsüzdürler. Downhill speed: Aerodinamik kasklar ve kayak ayakkabıları. Sürtünmeyi azaltan, elbise ve batonlar. 2,5 metrelik kayaklar. Yazın rüzgar tünellerinde antremanlar. 250 km hız. Herşey bunun için. Kayak Ayakkabıları: Kayak malzemeleri seçiminde kuşkusuz en çok dikkat edilmesi gereken malzeme kayak ayakkabısıdır. Kayak düzeyinize ve ayağınıza uygun bir ayakkabı seçiminin önemini ne kadar çok vurgulasak azdır. Ayağınıza uygun bir ayakkabı, vücudunuzdan kayaklara enerjini iletişiminizi verimli ve rahat bir şekilde gerçekleştirecek, performansınızı artıracaktır. Kayak Bağlamaları: Kayaklarınızın ayağınızda güvenli bir şekilde kalması ve düşme anında kayakları serbest bırakarak sakatlanmanızı önlemek amacıyla kullanılırlar. Ayrıca titreşim ve şokları bastırarak daha az yorulmanızı sağlar ve tabi ki düştükten sonra kayağınızı aramamanız için onların uzaklaşmasını önlerler. Kayak Batonu: Batonlar dönüşlerde dengenizi sağlamanız ve tırmanışlarda destek almak için kullanılırlar. NEREDE YAPILIR? Sarıkamış: İlk olarak şunu belirtelim: Sarıkamış İlçesinin içerisinde, 2634 m yüksekliğindeki Çamurlu Dağ'da, saatte 2400 kişi kapasiteye sahip telesiyej, Türkiye'nin en büyüğü. Ayrıca kayak sezonunun en uzun olduğu merkez de burası. Sarıkamış Kayak Merkezi Kars havaalanına 50 km, şehir merkezine ise 60 km uzaklıkta. Sarı çam ormanı arasında, toplam 12 kilometreyi bulan 5 etaplı pist, bütün kayakçıların gözbebeği kristal karla kaplı. Bu kadarı yeter de artar bile. İyi eğlenceler. Ülkemizdeki Kayak Merkezleri Uludağ : Bursa şehir merkezine uzaklığı 36 km'dir. Kayak alanı 1750 - 2543 m yükseklileri arasında bulunan merkezde, en uzunu 2000 m uzunluğunda olan 11 pist bulunmaktadır. Ayrıca 8 adet telesiyej ve 7 adet teleski tesisi mevcuttur. Kayak sezonu Aralık-Mayıs aylarını kapsayan Uludağ'da, kış koşullarında yükseliği 2-3 m'yi bulan kar,mevsim başında toz kar, mevsim sonunda ıslak kar özelliği gösterir. Kamuya ait veya özel bir çok tesis konaklama sorununu ortadan kaldırmaktadır. Ancak özel otellerin çok ucuz olduğu söylenemez. Kartalkaya : Bolu şehir merkezine 54 km., İstanbul-Ankara karayoluna 28 km. uzaklıktadır. Köroğlu dağları üzerinde yer almaktadır. Kayak alanı 1850 - 2200 m yükseklileri arasında bulunan merkezde, iki otel mevcut olup, bu otellere ait en uzunu 1400 m olan, 13 adet pist ve 4750 kişi/saat taşıma kapasiteli mekanik tesisler bulunmaktadır. Normal kış koşullarında kar kalınlığı üç metreye ulaşabilmektedir. Kayak için en uygun zaman aralık-mart arasıdır ve mevsim başında toz, mevsim sonunda ıslak kar özellikleri görülür. Palandöken : Şehir merkezine 4 km uzaklıktadır. Kayak alanı 2200-3176 m. yükseklikleri arasında bulunan Palandöken Kayak Merkezi'ndeki pistler dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer almaktadır. Pistlerin toplam uzunluğu 28 km. dir. En uzun pisti 12 km. olup, başlangıç yeriyle varış noktası arasındaki yükseklik farkı 1000 m. dir. Slalom ve Büyük Slalom yarışmaları için 2 adet tescilli pisti (Ejder ve Kapıkaya) bulunmaktadır. Kayak Merkezinde 5 adet telesiyej (toplam 4500 kişi/saat kapasiteli), 1 adet teleski (300 kişi/saat kapasiteli),2 adet baby lift (toplam 1800 kapasiteli), 1 adet gondol lift (1500 kişi/saat kapasiteli) hizmet vermektedir. Aralık-mayıs arası en uygun zamandır. Normal kış koşullarında 2-3 metre kar yağışı almaktadır. Mevsim boyunca "toz kar" üzerinde kayak yapılmaktadır. Erciyes : Kayseri şehir merkezine uzaklığı 25 km'dir. Orta Anadolu'nun en yüksek dağı olan Erciyes'in(3916) doğu ve kuzey yamaçlarında yeralan kayak alanları 2200 -3100 metre yükseklikleri arasındadır. Kullanılan üç pist mevcut olup, birinci etap 1450 m uzunluğunda 900 kişi/saat, ikinci etap 1250 m uzunluğunda 800 kişi/saat kapasiteli iki adet teleski, 2575 m uzunluğunda 900 kişi/saat kapasiteli telesiyej ve 2 adet 300 m'lik baby-lift bulunmaktadır. Kayak merkezinde bir kayak evi, Özel İdareye ait otel olup, Dedeman tarafından işletilmekte olan bir adet de otel bulunmaktadır. Dünya Kayak Merkezleri Aspen / A.B.D. : Uçsuz bucaksız tepeleriyle A.B.D.'nin en ünlü kayak merkezleri arasına girmeyi başarmıştır. Dört ana tepeden oluşmasına rağmen, ulaşım sisteminin çok üst düzeyde olduğu bu kayak merkezinde ne yazık ki kaymak sizin için biraz masraflı olacaktır. Tabi eğer bu sorun değilse sayısız dağ restoranı, konaklama yeri ve harika pistler sizi bekliyor. Cortina D'Ampezzo / İTALYA : Amacınız sadece kaymak değil biraz da Dünyadaki eşsiz manzaralardan birisini görmek istiyorsanız burası sizin için en uygun yer olacaktır. Tek bir yerde toplanmamış pistlerin bulunduğu kayak merkezi profesyoneller için biraz küçük gelecektir. St. Moritz / İSVİÇRE : St.Moritz'in iki ana pistinin de yeni başlayanlar için olmazsa da orta seviyeliler için oldukça kolay olduğunu söylenebilir. İki ana dağının da pistleri oldukça kolay ve birbirinden büyük ölçüde farksız olan kayak merkezi, zor ulaşımı ve uzun transfer beklemelerini göze alıyorsanız sizi bekliyor. Chamonix / FRANSA : Fransa'nın bu ünlü kayak merkezinde off-pist alanlarında geniş kayak yerleri bulunmakta olup, ne yazık ki kötü hava şartlarında en iyi durumdaki pistleri bile kullanılamaz hale gelmektedir. Ancak Avrupa'nın en iyi organize olmuş raylı ulaşım sistemlerinden birine sahiptir. Kitzbuehel / AVUSTURYA : Müthiş bir şehir, nefes kesen yokuşlar ama güvenilmez kar. Her zaman kar seviyesini sorun. Hem pist içi (piste-on) hem de pist dışı (piste-off) kayak yapma imkanını sunan büyük, çekici ve değişik alanlara sahip Kitzbuehel yeni başlayanlara pistlerin dışında da kayak yapabilme imkanı sunmaktadır. FAYDALI BİLGİLER: Kayak Seçimi Kayak boyu ne olmalıdır? Sizin için uygun kayak boyunun belirlenmesinde, boy ve kilonuz, kayak düzeyiniz, kayak amacınız önemli etkenlerdir. Boy, kilo ve deneyiminiz arttıkça kayak boyu da artar. Yeni başlayanlar için; kayak boyu kayakçının omuzuna kadar gelmelidir. Orta düzey kayakçılar için; Kayak boyu kayakçının burun seviyesi ile başının üstü (boyu) seviyesi arasında olmalıdır. İleri düzeydeki kayakçılar için; kayak boyu kayakçının boyu ile artı bir el genişliği arasında değişmelidir. Peki ya genişlik? Kayağın bağlamalarının bulunduğu yerdeki genişlik kayağın değişik koşullarda nasıl davranacağını belirler. Yumuşak, derin kar veya toz kar daha fazla yüzerlilik gerektirmesi sebebiyle, geniş bel genişliği gerektirir. Toz kar kayaklarında bu ölçü tipik olarak 70mm üzerindedir. Ezilmiş ve yarı ezilmiş karışımı bölgelerde ise bu genişlik 65-70mm arasındadır olması uygundur. Tam ezilmiş, sert karda ise daha az yüzerlilik gerektiğinden bu tür kar için tasarlanmış kayaklarda bel genişliği genellikle 65 mm'nin altındadır. Ayakkabı Seçimi Yeni başlayan ve düşük eğimli pistleri tercih eden kayakçılar daha esnek ve rahat ayakkabılar seçmelidirler. Orta düzey temel kayak yeteneklerine sahip kayakçılar ise yüksek hızlarda, carving dönüşlerde ve daha zor pist koşullarında başarılı olabilmek için daha fazla tepki veren ayakkabıları seçmelidirler. İleri düzeyde kayakçı olanların ise, duyarlılığı, tepki ve kontrolü en yüksek olan ayakkabıları seçmeleri uygundur. Bağlama Seçimi Bağlamaların ayakkabıyı serbest bırakmaları için gerekli olan kuvvetle doğru orantılı olarak "DIN" ayar aralıkları bulunur. DIN ayarı ne kadar büyük olursa bağlama ayakkabıyı o kadar güç serbest bırakacaktır. Kayak düzeyi ilerledikçe ayarlanması gereken DIN değeri de büyütülmelidir. Bağlamalar değişik DIN ayarı aralıklarına sahiptir (örneğin 3 ile 6 arası, 4 ile 24 arası gibi). Genellikle yüksek aralıklara sahip bağlamalar daha pahalı olup, daha fazla özelliklere sahiptirler. Genel olarak DIN ayarları şu şekildedir : Yeni başlayanlar: 3 ile 6 arası Orta düzey: 5 ile 9 arası İleri düzey: 6 ile 12 arası (yarışçılarda 24'e kadar) DIN ayarının yapılması önem gerektirir. Eğer ayar, olması gerekenden düşük olursa kayma sırasındaki sıradan bir titreşim bile bağlamanızın kayağınızı serbest bırakmasına neden olabilir. Ayar, olması gerekenden yüksekse bu sefer de düşme sırasında ayakkabınız kayağınızdan ayrılmayarak sakatlanmanıza neden olabilecektir. Baton Seçimi Baton boyunu belirlemek için kayak ayakkabılarınızla ayakta dururken, batonunuzu ters çevirip baş parmağınızın üstü sepete değecek şekilde sepetin altından tutun. Eğer bu pozisyondayken dirseğiniz 90 derecelik açı yapıyor ise sizin için ideal baton boyunu bulmuşsunuz demektir. Açı küçüldükçe daha kısa bir batona, açı büyüdükçe daha uzun bir batona ihtiyacınız vardır. ![]() ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3036
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() RAFTING
Rafting, raft adı verilen botlarla, debisi yüksek nehirlerde yapılan bir akarsu (nehir) sporudur. Rafting de asıl olan içinde bulunduğunuz raftı devirmeden; kürekle yönlendirerek kayalar ve engeller arasından geçirmektir. Rafting, 6 ile 8 kişilik takımlar halinde yapılır ve başarılı olabilmek tek bir vucut gibi hareket eden bir takım; olabilmekten geçer. Takım nehir, içinden geçerken çeşitli doğal engelleri geçmek zorundadır. Bu engeller irili, ufaklı kayalar bazen de ağaç gövdeleri olabilir. Nehir zaman zaman da yüksekçe yerlerden dökülerek yoluna devam eder. Nehrin yolunu kesen bu engeller genel akışın hızını ve yönünü etkiler, suda türbülanslar, dalgalar ve akışta ani süratlenmeler oluşturur. Nehir sporlarında, bu tür beyaz ve köpüklü görüntüler sergileyen bölgelere Rapid (Şarlak) adı verilir. TARİHÇESİ Rafting, Raft adı verilen botlarla yapılır. Raftlar, Amerika'da, önceleri (20. yüzyılın başında) nehirlerde yük taşımasında kullanılırdı. Raft, her türlü nehirde hareket edebilecek yapıya sahip sağlam malzemelerden yapılırdı. II.Dünya savaşı sırasında çıkartma amaçlı olarakda kullanıldı. Raftlar bu vesileyle diğer ülkelerin de dikkatini çeker ve yaygın olarak kullanılmaya başlanır. Spor amaçlı kullanım da yine Amerika'da başlamıştır. Keşif amaçlı akarsu yolculukları ve çeşitli etkinlikler yapmak üzere kurulan bir kulüp 1973 yılında "Sobek Expedition" adını alarak dünyanın çeşitli ülkelerinde keşifler yapmıştır. Çoruh'u da 1982'de ilk bu ekip geçiyor. Rafting sporuna göre nehir sınıflandırması Nehirlerdeki rapid ve çağlayan gibi engeller, zorluk derecelerine göre uluslararası standartlara göre sınıflandırılır. Derece1: Çok basit akıntı. Suda hiçbir çalkalanma yoktur, son derece sakin bir biçimde, köpüklenme yapmadan akar. Derece2: Basit rapidler. Akıntı azdır. Suyun akışı ve küçük engeller hafif dalgalanmalar oluşturur. Bunlar hiç bir tehlikesi olmayan basit geçişlerdir. Derece3: Orta zorlukta rapidler. Nehir buralarda, yüksek sayılabilecek dalgalar oluşturur. Dalga boyu bir metreye varır. Rapidin arkası durgun ve görüş alanı içindedir. Derece4: Zor rapidler. Rapidin başlangıcından bitişini görmek her zaman mümkün olmaz. Akıntı, oldukça büyük ve karışık dalgalar oluşturur. Su altı ve su üstü engelleri bulunur. Emniyet için kıyıda kurtarma ipiyle ekibin olması gerekir. Derece5: Çok zor rapidler. Su bazen çavlanlar bazen de çok büyük dalgalar oluşturur. Dalga boyu 5 metreye varabilir. Her taraf bembeyaz köpük içindedir. Dar geçişler olabilir. Bu bölgelerden geçiş için çok deneyimli olmak, zor durumlarda neler yapılacağını iyi bilmek gerekir. Emniyet sistemi kurmadan bu sulara girmek son derece risklidir. Derece6: Geçilemeyecek kadar zor rapidler. Nehir buralarda ya metrelerce yukarıdan dökülür. Ya da art arda bir dolu engele rastlayarak çok türbülanslı ve dalgalı bir bölge oluşturur. Nasıl Yapılır? Rafting, herhangi bir beceri ve fiziksel kondisyon gerektirmediğinden dileyen herkes bu sporu yapabilir. İlk iki derece için yüzme bilmek bile gerekmeyebilir ancak , sonraki derecedeki nehirlerde rafting yapabilmek için iyi yüzme bilmek ve tecrübeli bir rehber şarttır. Özetle rafting yapabilmeniz için bir kursa gitmenize gerek yoktur. Bütün güvenlik önlemleri, bir iki saat süren kısa bir eğitimle size öğretiliyor ve gerekli malzemeler sizin için temin ediliyor. Giyinip kuşandıktan sonra, tecrübenize göre bir bota yerleştirilip suya bırakılıyorsunuz. Botunuzda yer alan rehber ve yardımcısı sürekli olarak sizin ne yapmanız gerektiğini söylüyor ve herhangi bir zorlukla karşılaştığınızda yardımcı oluyor. Dünyada iki tip raft(bot) kullanılmaktadır. Birincisi daha çok Amerika'da, büyük nehirlerde yük taşıması amacıyla kullanılmaktadır. Bu botlar bir kişi tarafından yönlendirilebilir. Kullanım prensibi kürekli bir sandalla aşağı yukarı aynıdır. Bunlarla iki tona kadar yük taşımak mümkündür. Son yıllarda bu botlarda yolcu taşımacılığında, daha çok da turizm alanında kullanılmaya başlandı. Bu türde, botta bulunan yolcular hiçbir şeye karışmaz. Yönetim tamamen kürekleri kullanan rehberdedir. İkincisinde ise botta bulunan herkes kürek çeker. Bunlarda rehber arkadadır. Diğer kürekçileri komutlarla yönlendirerek botu idare eder. Sabit bir kürek yeri yoktur ve kürekçiler botun kenarlarına oturarak kürek çekerler. Türkiye'de de genel olarak bu sistem kullanılmaktadır. Rafting deneyimli rehberlerin idaresinde yapıldığında son derece kolay ve güvenli bir doğa sporudur. Derece 4 veya 5 zorluğunda bir nehri kayak veya kano gibi araçlarla geçmek için yıllar sürecek bir eğitime gereksinim varken, raftingte deneyimli rehberler yönetiminde, bir kaç saatlik bir toplantı ve ufak bir acil kurtarma eğitimi sonrasında sağlıklı!! herkes bu sporu yapabilir. Türkiye'de Rafting yapılan akarsular Türkiye her bölgesinde rafting için elverişli nehirler bulunmaktadır. Özellikle Köprüçay , Dalaman çayı, Alara çayı, Dim Çayı, Çoruh nehri, Melen, Eşen, Manavgat çayı, Zamantı, Fırtına, Maçka, Tortum ve Barhal bunların en çok bilinenleridir.Son birkaç yıldır rafting için elverişli hale getirilen bu nehirlerde dört mevsim rafting yapabilmek mümkün. Bu özelliğiyle pek çok yabancı turist ve profesyonel yalnızca rafting için buraya geliyorlar. Federasyon Türkiye'de rafting'in tanınmasıyla birlikte Türkiye Kano ve Rafting Federasyonu (Türkaf)da kuruldu.Bunun yanı sıra hafta içi, hafta sonu, günübirlik ya da konaklamalı rafting turları düzenleyen turizm şirketleri kuruldu. Bu kuruluşlar uzman rehberler eşliğinde rafting turları düzenliyorlar. Her türlü malzeme ve rehber onlar tarafından sağlanıyor ![]() ![]() ![]() ![]()
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Extreme Layla - Young Cute Hottie in Extreme Sex | fuctis | Yabancı Adult Resimleriniz | 0 | 12-19-2009 12:38 AM |
Layla Extreme - 20yo Cutie Loves Extreme Sex! | fuctis | Adult eski arşiv | 0 | 12-12-2008 01:17 AM |
Layla Extreme - Barely adult girl in Extreme Sex | fuctis | Adult eski arşiv | 0 | 07-14-2008 02:54 PM |
Yeni spor dalları... | sentaur | Eskiler (Arşiv) | 5 | 08-28-2006 04:46 PM |
Uçuk , Farklı Spor Dalları... :)) | ๏๒รєรรเ๏ภ | Eskiler (Arşiv) | 0 | 03-14-2006 03:37 AM |