Şura’da öğretmenlerin maaşları gündeme geldi

[CaKaLBoT]

17. Milli Eğitim Şurasının Genel Kurulunda bazı şura üyeleri, öğretmenlerin maaşlarının azlığından yakınarak maaşların arttırılmasını istediler.

17. Milli Eğitim Şurasının 13 Kasım Pazartesi günü başlayan çalışmalarının son gününe gelindi. Bu günkü son oturumun başkanlığını da Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik yaptı.

''Küreselleşme ve AB Sürecinde Türk Eğitim Sistemi'' ana komisyonunun raporu üzerine söz alan konuşmacılar, öğretmenlerin maaş sıkıntılarını dile getirdiler.

Eski milletvekili ve Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu eski üyesi Mustafa Eşrefoğlu, şuraya katılanlara 1 maaş ikramiye verilemesini önerdi. Bunun üzerine Çelik, espriyle ''Maliye Bakanına giderken sizi de yanıma alacağım'' dedi.

Bolu Cumhuriyet İlköğretim Okulu Müdürü Celal Arslan'ın, öğretmenlerin maaşlarının azlığından yakınarak, hiç olmazsa öğretmenlere senede bir kez ek maaş verilmesini önermesi üzerine Çelik, ''O zaman ben de bir önerge vereyim. Maliye Bakanı Unakıtan'ın soyadını 'Paraakıtan' olarak değiştirelim'' esprisini yaptı.

''Bu şık kaçmadı''
Bağımsız Eğitimciler Sendikası Başkanı Gürkan Avcı da maaşların az olduğunu ifade ederek, yaklaşan 24 Kasım öğretmenler günü dolayısıyla tüm eğitim çalışanlarını hoşnut edecek bir ikramiye verilmesini istedi. Avcı, Maliye Bakanlığından, Milli Eğitim Bakanı Çelik'in böyle bir talepte bulunmasını isteyerek, ''İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara'' dedi. Çelik, Avcı'nın bu sözleri üzerine şöyle tepki gösterdi:

''(İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara) her ne kadar bir ata sözü ise de bu şık kaçmadı. Maliye Bakanı'ndan ben isteyeceğim. Benim bir yüzüm kara, Maliye Bakanının yüzü kap kara. Bu hiç şık kaçmadı. Sizin iyi niyetinizden şüphem yok ama cehenneme giden yollar da iyi niyet taşlarıyla kaplıdır. Bu hiç hoş bir benzetme değil.''

Şura üyelerinden Zeki Saruhan'ın ''Çelik'e teşbihte hata olmaz'' şeklinde karşılık vermesi üzerine, Çelik, şunları söyledi:

''(Teşbihte hata olmaz) demek, aslında hatada teşbih olmaz demektir. Siz birine (tosunum) derseniz hoşuna gider ama (öküzüm) derseniz hoşuna gitmez. Ama aslında tosun, öküzdür.''

''Hollanda'ya gideceğim''
Genel Kurul'da Anavatan Partisi Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir de bir konuşma yaptı.

Hollanda'ya bir ziyaret gerçekleştireceğini anlatan Akdemir, buradaki sorunları dile getirdi. Çelik, araya girerek, Hollanda hükümetinin oradaki okullarda din ve Türkçe dersleri için Türkiye'den gönderilen öğretmenler yerine, oradan öğretmen görevlendirmeyi tercih ettiğini belirterek, bu sorunu çözmek için yakında Hollanda'ya gitmeyi planladığını bildirdi.

Daha sonra sözlerine devam eden Akdemir, Çelik'i, Şura Genel Kurulu'nun oturum başkanlığını yürüttüğü için eleştirdi. Akdemir, ''Şurada divan başkanlığını bakanın değil, şura üyeleri arasından seçilecek bir üyenin yapması daha doğru olur. Bakanın izleyici olarak katılması daha uygundun'' görüşünü dile getirdi.

Eğitimci Hüseyin Hüsnü Tekışık da eğitim fakültelerinin sayısının fazlalığından yakınarak, ''Türkiye'deki 57 tane eğitim fakültesinden öğretmen yetiştirmenin bir anlamı var mı? Sadece altyapısı sağlam olan bir kaç fakülteden öğretmen yetiştirilmelidir'' diye konuştu.

Tekışık, ayrıca, öğretmenlere verilen hizmet içi eğitimin de yeterli olmadığını dile getirerek bu konuya önem verilmesini istedi. Bunun üzerine, Çelik, milli eğitim akademisi ile ilgili kanan çalışmalarının sonuna gelindiğini ifade etti.

Çelik, kanunlaşması halinde Hasanoğlan'da hizmete girecek Milli Eğitim Akademisinde öğretmenlere en iyi şekilde hizmet içi eğitim verileceğini söyledi.

Genel Kurul'un çalışmaları, konuşmacıların fazlalığı nedeniyle programda öğle saatine kadar bitirileceğinin öngörülmesine karşın, öğleden sonraya kaldı.